Der IVEV AN — is va 4 bir » sesiyle havaya yan RE bir letalet veri- tatlı bir ması düyük gözleri ve se İP vr : ay EST Kölçenin kem 1 Ni ayd Damlar MN, Karanlıkta iyi seçil ii yordu Süme tara inin hazin 5 xe in attmız, Ke- aa İ8, , Sae verir misi- Bee ciara içmek N Sylerken ız mel a RE N #3 # f# / | NAKLEDEN: BURHAN BURÇAK m Şe (yorum? Kerim: “Küçük Feride galiba başka bi- anin biraz ev- | risini saymayı unuttu!, * diye dü- şündü, Fakat bunu anlatmadı. — Çok müşkülpesentsiniz, Fe- ride, Doktor Selim hoşunuza git- miyor mu? — Keşki yalnız hoşuma gitme- mekle kalsa, Sıkıyor. Kendi kıy melinden, tahsile sarfettiği mazisin den, ilnie hasredeceği istikbalinden emin ve mağrur biri. O kadar ki bana budalalarla konuşmağı tercih ettirecek akıllı adamlardan... Ken disine artık beni gazinoda göremi- yeceğini söyledim. Herhakle ya'ar değil.. Esasen bu akşam beni her kes sıkıyor, Kerim, istisnasız her- kes... Bu sözler Kerimin hoşuna gitti, Gülerek sordu: — Ben de gideyim mi, Feride? — Siz mi? Ama yaptınız. Siz Kerim herkes (değilsiniz ki... Siz benim bir arkadaşım, bir büyük 2* Eabeyim, bir dayım. daha ne bi- leyim, bir dostumsunuz.. (o İçimi erkan insanlar sırasında sizin De işiniz var.. Kerim Feridenin önünde iğile rek: — Teşekkür ederim! dedi. Bu özü büsbütün doğru de ğildi. Çünkü bir erkeğin bir genç kızla dostiuğu, ne kadar (samimi olursa olsun, hoşuna gitmezdi. He- le akrabası olmıyan güzel bir genç kızın kendisine dayı veya ağabey nazarile bakması katiyen. — Doktor Selime mi rastgeldi- niz Kerim? — Hayır Refiiyi gördüm.. — Refi.. zavallı Reli... — Zavallı Refi.. onur da, size akıllı adamlarla konuşmağı terdh ettirecek budalalardan olduğunu sanırım. öyle değil mi? — Herhalde benim Refii Lemi ile evlenmemi istiyemezsiniz değil” mi? — Ne Relii nede ( başkasile... Feride siz henüz daha çok küçük” sünüz! Feride bir müddet dalgın sustu. Sonra kahkahalarla gülmeğe baş ladı. Bu gülüşte o-kadar saf bir henk vardı ki Kerim gayriihtiyari şunları tekrarladı: — Henüz daha küçük pek kü- — Kerim size çok münasebetsiz bir hikâye anlatacağım. Bir gün reredeydi hatırlamıyorum. o Ben henüz on beş, on altı yaşında var dım. Bir kadını öpmek istiyen bir erkek gördüm. — Tuhaf şey... — Kadın çok güzeldi. Adam güzel miydi, çirkin miydi bilmiyo” rum, Fakat o sırada (bir çocuğu diri diri yemeğe hazırlaran vahşi bir kurda benziyordu. Ben o kadar korktum ki hemen kaçtım. — Çek iyi ettiniz. — Bayan Dürdane bunu işitin ce beni bir azarladı, bir azarladı sormayınız.. Fakat sonra gülerek bana şunları (o söylemişti. “Sana bu bir ders olsun. yavrum. Sana biri evlenmek teklif ederse onu O kurda benzet.. Onun (tarafından yenilip yenilmemenin hoşuna gidip gitmiyeceğini düşün. Kalbin “ha- yır., derse sakın evlenme pi cuğum..., siz, Kerim, Refü i- yi kurda benzetmek ister mişiniz.. Ben bunu düşürek bile istemem. — Ben de öyle. Feride gülüyordu.: — Refi iyi bir o adam, Kerim. Pek iyi., Fakat ben onu sevemem. Çünkü ben çok, hattâ lüzumundan çok sevmek isterim. — İnsan ıstırab çeker, — Siz hiç lüzumundan sevdiniz mi, Kerim? (Devamı var) fazla HABER— MARAYDAN San Remoya SanRemodan MEZARA Anlafan : Vahvaleddın'ın Külünsubaşıs Karserk $. —1 Oradan sordursun. Sultan elendiyi ben bittikten sonra burada bırak” masın, mutlaka yanma (aldıran. Çok rica ederim, her ne bahasına olursa olsun o Mediha sultanı (1) Saminin falan yanında ve tahak- kümü altında terketmesin. Hane- danı saltanatın şan v: şerefi, hay- siyet ve itibarı namına bu noktada senin de elendimiz nezdinde ica- bında tavassutta bulunmanı dile- rim Şükrü. — Merak (o buyunmayınız pe | şam... Damat Ferit paşa oyatağında şöyle bir parça o kıpırdadı, ve ya" vaşça vana dönerek; — Bak, g rüyorsun, dedi, orada ii çanta var, Biraz ocanlarabilir sem onların muhteviyatını bir da” ha gözden geçirmek niyetindeyim. Yok emrihak vaki olursa sen bu çantaları alıp Sultan Vahidettine teslim edeceksin. o Anahtarları da sultan elendidedir, haberi vardır, sana verecektir. Bu çantalarda çok mühim vesikalar ve mahrem evrak mevcuttur. Bunların efendimizden başkasının eline geçmesini istemi" yorum. Günün birinde lâzım ola caktır. Bu sebeble sen San Remoya dönme, Burada kal. bir omüddet beni bekle, — Emredersiniz peşam.. — Zaten San Remodan emin bir adam İsteyişimin sebebi de budur. Beni ve bilhassa bu çantaları bek” lemek. Onları şimdiden de seninle siz. Ancak, dediğim gibi, belki bir aralık gözlerimi (o açabilirsem, son defa bir tetkik ve tasnif o yapmak niyetindeyim. — Kalkarsın paşam, daha çok ! yaşarsın, öyle fenaya yorma.. — Ecelin başımın ucundan ay- n | açıkça söylemiyorlar ama, ben Pa- İ tiste bir mütehassısı sıkıştırarak hakikati itiraf ettirdim. Bu hasta” Tıktan kurtulmanın Oimkânı yok, Müthiş bir azap çekiyorum. Sade, Akşam Postam O— Cenabıhaktan hiç talık seh! Dünya ile alâkemı kesme; K bulabilmek için. İşte o kadar. Damat Ferit büsbü ve meca'siz bir halde (Ouzandı ve gözlerini yumarken, hafiçe sözünü bitirdi: — Peki Şükrü.. Haydi git, sen istirahat et, fakat sakın buradan | uzaklaşma.. | — Başüstüne paşım. | Paşanm odasından çıktım. Dr şarda salonda Tahir r vardı. Bu doktor Tahir | beye: “paşanın on beş gündür ölü: i münü bekliyoruz. Tababet ilmi İ banu söyler. Fakat hayret edilir bir mukavemete bu adam fernin haricinde yaşıyor. Maamafih daha çok uzun zaman dayanamıyacağı" nı zannederim.,, Tahir beyle sokağa çıktık, San Remoya Padişaha telefon ettik ve keyfiyeti anlattık. O da: — Tahir bey buraya dönsün. Sen orada kal, damat paşaya da geçmiş olsun de ve (selâmlarımı söyle, buyurdu . Allah bilir ya, damat (paşanın bir zaman daha yaşamasına dus ediyordum. Çünkü burada iş vok, güç yok, karışan yok, görüşen yok. Hele ikide bir gidip geldiğim Mon te Karlo pek hoşuma gitti. Çatra patra fransızca da becerebiliyor- dum. Kumar oyruyanları seyredi- yor, kaybedip de yananlarn hali- ne bakıyor, kazananları gördükçe param olsa da bende oynasam diyordum, Hattâ bir gün birisi bir yığın parayı avuçlayıp cebine indi” rirken o kadar iştahlandım ki, ken dimi tulamıyarak; o “vay canına, herif lâhzada zengin oldu. Darısı başımıza!,, deyivermiştim. Meğer yanı başımdaki genç te bir Türk- müş. Güldü, sonra kim olduğumu sordu. bey beni | i bekliyordu, yanında da bir Fran l siz dok | Lüzumlu bir koltuk Nakleden : Baki BAŞAK | Dükkân sahibi, içeri giren müg- 3 tebessümle kargıladı: , Refik Bey, dedi. Tam istedi- ğiniz gibi bir şey vardır. Müşteri, dükkânemın arkasın - dan ilerledi. Birlikte mağazanın hihayeline kadar gittiler. Orada bulduğu boş bir iskemleye çöks - rek sordu: — Nasıl buluyorsunuz? Refik Bey denilen bu zat, mo- | biiyeye, alâkadan ziyade sanat gözile bakıyordu. — Pek mühim bir gey değil, de- di. — Böyle söylemeyiniz allabaş- kına. Sizin gibi meraklı bir adam için ayıptır. Senelerdenberi tecr” belerim bana zavkinizi öğretti. Si- ze İizım olan şey, başkasında bu. lunmayan, bulunmıyacak olandır. Onun içindir ki, size bu koltuğu tavsiye ediyorum. — Ben bunda hiç bir fevkalâ - delik göremiyorum. Galiba meşe ağacından... İ — Hayır. eevizdendir. Fakat | sağlam bir şey. Methetmek için ne söylesem 9x Refik Bey, söylenenlerden kol - tuğun meziyetini hâlâ anlamamış - tw Dükkâncmın kendisile eğlenip eğlenmediğinde tereddüdü vardı. Endişeyle tekrar sordu: — Ortada bu koltuğu satm al. miya sebep olacak bir gey yok- — Öyle iss şöyle bir oturunuz. Refik Bey, ağır vücudunu, sa *m alınmasında ısrar edilen koltu- Ba yerleştirdi. Fakat bu sırada ga- rip bir şey oldu. Koltuğun kolları, geriye bükülüyormuş gibi arkalığı yapıştı. Öyle ki, koltukta oturan Refik Beyin kollarile vücudu san- ki bir kafese girmişti. Dükkânci gülüyordu: — Şimdi kalkmıya çalışınız bü- kalım. Mümkün değil muvaffak o- | çaldığı Jamıyacaksınız. Eğer istersem, bu- rada #aatlarca, hatlâ günlerce ka- Mersmiz. Maamafih, müşterisini endişede bırakmamak için koltuğun arkasın daki bir düğmeye bast. Refik Bey içine düştüğü cenderoden kur tuldu» Biraz sonra Koltuğu satın almış ve hattâ pişman olmuştu. Kendi kendine: “— Yine bizimkini Futbolumuzun yükselm suz gey. Neyo yarayacak, bilmem 7” .. Yaşmın o geçkinliğine rağmen gayet cazip bir mihraba sahip olan Refik Beyin karısı Şayeste Hanım, kosasınm bu antika merakından fazla müştekiydi ve hiçbir fırsatı kaçırmıyarak hareketlerini tenkid ederdi. Fakat bu merak, Refik Be- yin hayatta yegâne zevkiydi. Bu, şüphe yok ki, yaşı kırktan uzak - lagtıkça eğlencelere düşkünlüğü artan Şayestenin dört gürde bir değişen âşık serileri yanmda dün- yanın en sz günahı bir meyli ad- dolunabilirdi. Fakat Şayeste, kalp çarpıntılarının geç farkına varmış- 1. Ve hir defa bu yola düştükten sonra artik onu, bu inişten aşağı yuvarlanmaktan hiç bir kuvvet menedemezdi. Refik Beyin aldığı koltuk eve gel diği zaman Şayeste Hanim böyle bir haleti ruhiye içinde, birkaç gün evvel tanıdığı bir gencin gön- derdiği bir telgrafı evirip çevir - mekle meşguldü. Koltuğu eve getiren bamsl, kol- tuğu Şayeste Hanıma teslim eder- ken, o da hararetli âşikınm gön « derdiği telgrafı kalbine basmış: '— Gel, gel de mesud olalım!” diyen bu mektuba: — Eayır gitmiyeceğim, gider - sem delilik olür! demekle meş - guldü. Bir elde telgraf bağları çö- zillen dizlerini dinlendirmek İçin bhamalm getirdiği koltuğa oturdu. Bu sırada Şayoata Hanrmın baş'ca hiç ümit edilmedik bir hâdise gel- di. Biraz evvel kocasıra olduğu gi- bi koltuğun kenarları kalktı ve kendisini sıkı sikı sardı; hapsetti. .". mecburiyeti duydu. Karısını, koltukta, garip bir vaziyette buldu. Elinde Aşıkınm gönderdiği içler yakan telgrafı vardir Aldı, okudu ve hiç bir gey söylemeden düğme. ye basarak kasıamı koltuktan kur- tardı. Bundan sonra bütün söyle- diki söz, şahadet parmağile sokak kapısını oldu: Refik Bey, faydasız değil, bil « kis çok faydalı bir mebilye aldığı. px anlamıştı. © esi İçin Meydan okumalar Alınan mühim kararlar Kara Ali Cak Şeri ile, Manisalı Halil Feriştanof la, Somalı Fethi de Dinarlı ile güreşmek üstiyor Birkaç gün evvel Cak Şerinin İstanbula gelerek burada Tekir. dağlı Hüseyinle bir müsabaka ya- pacağından Z Peki başpoklivanımız Kara Ali dün matbaamıza gelerek Cak Şeri ile evvelâ kendisinin güreşmek is- tediğini göylemiştir. Kara Alldi. ğer taraftan Tekirdağlının yersiz saydığı bir teklifine de şu şekilde cevab vermektedir: # Hüseyin Cak '— 'Tekirdağir Şeri ile güreşmek hakkını bana İzmitte spor hareketleri a spor günü ya. şadı, Bütün İzmit halkı bu ha- reketler ve neticeleri ile cok & lâkâlandı. Vaki olan davet üze. rine şehrimizde bulunan Bursa güreş takımı ile şehrimiz güreş- ileri arasmda biri serbest ve iğeri de Greko.Romen olmak üzere iki karşılaşma yapıldı. Ne- tlocde gerek serbest ve gerek Greko.Romen takımları arasın. da yapılan müsabakalar ikisi sa- yı hesabile ve 12 si tuşla olmak Üzere İzmitli güreşçiler tarafım. dan kazanı! ldı. Bütün müsabakaları kazanan takımımız Beden 'Terbivesi u. mum müdürlüğünce doğrudan a Kırkpmar güreş müsa- alarma iştirak ettirilecektir. bir gertin bırakabileceğini bildirdi. Evvelâ kendisile bir müsabaka yapmamı ve gayet müsabakada galib gelirsem ancak o zaman Cak Şeri ile güreşmek hakkımın bana sait olabileceğini ileri sürüyor. Ben de bu hakkı kazanmak için Hüse- yinle güreşmeyi kabul ediyorum.,, Diğer taraftan Manisalı Halil de memleketimizde bulunan Bulgar pehlivanı Feriştanofla güreşmek İs- tediğini söylemektedir. Somalı Fet- hi de Dinarlıyı defi etmektedir. Hırvatlar Macarlarla karşılaşacaklar Hırvatlarla Macarlar 2 mayıs tarihinde Budameştede karsıla - şacaklardır. Aynı gün bu İki memleketin B ekipleri Zağreple bir maç yapacaklardır. Bu maç muhtar Hırvatlarm ü. çüneli resmi macı olacaktır, Hır. vatlar ilk maçlarını Zağrente İs- vişre İle yapmıslar ve dört sıfır kazanmıılardı. Lik Maçları Lik maçlarma bu hsfta da veni stağdvomda devam edilmis. tir. Birinci müsabakayı İzmit id. man yurdu — Gölelik takımları yapmışlar ve idman yurdu hâ - kim bir ovundan #onra bu maçı 32 kazanmıştır. Akyeşil — Adapazarı idmân yurdu mllsabakasmda Adapazar İllar O gelmediğinden (o Akyeşil hükmen gali celmiştir. Gelecek hafta Gölcük ile Ak. yeşil takımları karşılaşacaklar. m, Ankara, İzmir ve İstanbul fut. bol ajanları Ankarada bazı mükarrernt iftihar etmişler. dir. Bu arada hakem meselesinin halli için İngiltöreden bir hakem getirilerek bir kurs açılması ve bu kursta hakem yetiştirilmesinin temini kabul edilmiştir. Diğer ta- raftan da antrenör olarak getiri- len ecnebi futbolcülerin kendi ta- kımlarmda lig maçlarında oyna. maları esası da kabul edilmiştir. Ancak antrenör olarak gelen bu futbolcüler (Okendi takımlarında oyuıyabileceklerse de futbolümüze muayyen bir sistem sokmuk gaye- sile gelecek bu oyuncu ve antre- nörlerin ayni memleketten olması şarttır. Klübler bu şekilde encak üç eleman getirebilesckler ve bun. ların maaşlarmın nısfı beden ter- Futbolcularımız Mısıra gidecekler Futboleularımızın Mesir seyahati için icab eden bütün tedbirler 8. inmiştir. Bu seyahate yalnız Fe- nerbahçe değil, Galatasaraylı fut- bölcüler de iştirak edeceklerdir. Mili kilme maclarinn tenhhura uğ-” ramamnaaı için takım buradan Üç mayısta hareket edecektir. Bu ge- kilde mili küme deplasman muş. isrina halel gelmiyecek ve yalnız mahelif maçlar tehir edilecektir. biyesi umum müdürlüğü tarafın. dan verilesektir. Galatasaray Ankarada 3-2 mağlüp Ankara, (Hususi) — Gelalâla- ray ils Ankaranın en kuvveti takım. Jarmdan biri oOölan Demirspor odin 23 Nisan şerefine 19 Mayıs Biadmdr bir hususi karşılaşma yaptılar. Stad. da 10 bine yakın seyirci vardı. Daha evvel Galatamıray ve Ankara teka. Utleri karşılaştılar. Maçı $ — 2 Ar, karallar kazandı. İktiyarlarm oyunundan sdüra asıl maç başladı. Oyun luzit başladı ve kim bir zaman zarimda (sertleşti, Demirspor bir müddet sonra da kA. kimiyeti ele aklı. Galatasaraylılar da çek İyi müda'anda (o bulunuyorlardı. Demirspordan Orhan uzaktan çek. tiği bir şütle Sik golü yaplı, Galata. saraylar muxabil bücume geçtilerme de biraz sonra Orhanın ikinci bir gü. tü ile ikinci golü yediler. Fakat ba. kem bunu ofsayd saydı. Bundan son. ıs oyun kısmen Galatasaray lehine döner gibi oldu ve retakim hücumla. zn sıklaştırılması neticesinde Gündür ve Süleymanın ayâklariyle bir gol st. tar. Galatasaraylılar halkın müde. halesini icabetirecek derecede favul, lü oynuyorlardı. Demirspor da ayni ekilde hareket edince Galatasaraydan Enver sakatlanarak dışarı çıkarıldı syafiyle Galatasaray (ikinci golünü yaptı, Demirspor bu devrede iki göl daka çıkardı ve bu suretle maçı —72 kazandı,