| PİSA lap MAZON ME | il eni r KE yl, i., Kaybetmemişti, alığından, değil, NAKLEDEN: BURHAN BURÇAK —Ş. saldığını düşündü. Sigarasını yak- mak için bir kibrit yaktığı sırada yanı başında berrik bir sesin; “Bonjur Kerim,, diye bağırdığını işitti. Kibrit söndüğü halde karan lıktaki çehreyi hâlâ farkedehiliyor- du, mütehayyir ve memnun cevar verdi. — Bonsuvar küçük Feride. Bu- rada böyle yalnır (me yapıyorsu nuz? — Yalnız değilim. Bayan Ral.a ile beraberim. Bakınız, benim bir erkek hayalile konuştuğumu gör dü. Yerini kaybetmek korkusunu unutarak koşa koşa bu tarafla ge liyor: Onunla aramızda bir anlaş” ma var, Bu köşeyi çok sevdiğim için burada oturmama konseri bu rada dinlememe izin verdi. Rabia sesindeki tatlı bir âhenkie Kerime «ini uzatarak: — Siz söyleyiniz Bay (Kerim, dedi. Hiç buradan musiki dinlenir mi? — Benim güzel ve inatçı karde- şim. Kerim bile burasını seçmiş &i* ze nasıl hak verebilir? Kerim tebessümle cevap verdi. — Bu söze ne denebilir? gözlerinden belli olan yaşlı kadın senelerdenberi Bayan Dürdane Da” verin yanımdaydı. En büyük mezi- yeti, birkaç saat (o mütemadiyen yüksek sesle kitap okuyabilmesi vesair zamanlarda da başkalarını yormamak için susmasını , bilme- sindeydi. — Bence ( bahçede konserleri uzaktan ve biraz mübhem bir Su rette dinlemelidir. Müzik dağınık parçalar, karışık ve kesik nağme lerle hiçbir yere bağlanmadan, ne şeli kelebekler, mahzun düşünceler gibi orada burada (dolaşmalıdır. Ben öyle İsterim ki gözlerimi ka” padığan zaman gece karanlığında yolunu kaybetmişe (benzeyen bu seslerin nereden geldiği anlaşılma” sın, Çünkü o zaman insan nereje bulunduğunu da çok iyi farkede- mer, Her şeyi tiyatroda imiş gibi tamamile işitmek istiyor. Nerede olduğunu bilmedikçe ve beni de bulunduğu yerden görmedikçe râ” bat edemiyor, Zavallı Rabia... Hem mademki Kerim burada, benim İ çin üzülmeye. korkmaya (lüzum yok... Müziğe biraz daha yaklaşa” bilirsiniz, hattâ tamamile geliniz, sizi ben yerleştireyim.. Siz de bö” na yardım ediniz! (Devamı var) Güreşçilerimiz cuma yünü gidiyorlar Mısıra gidecek olan güröşgileri- miz önümüzdeki cumu günü moni- jtör Salmin başkanlığında hareket | edeceklerdir. Takımda hiçbir deği » | şiklik yoktur. Takım Hüseyin, Ya. şar, Yusuf Aslan, Kandemir, Ad- * inan, Mustafa, Çoban Mehmetten i teşekkül etmektedir. £ Antrenör Pellinen de kâfileyle beraber git- | mektedir. Beş klüp karşılaşmaları İstanbuldan Beyoğluspor, işti, Kurtuluş ve Ankaradan da Anka. rarücü ve Demirspor klübleri a- rasında tertib edilen futbol maç, larma bu hafta başlanacaktır. Kur tuluş lk döplanman karşılaşması için bu hafta Ankaraya gidecektir. İ Eskrim klübü İ Bundan evvel teşekkül ettiğini İ yazdığımız İstanbul atletizm ve güreş Klüblerinden sonra bir de “ eskrim klübü kurulmaktadır. YVA TU Müferrin ve midevidir ARAYDAR Sar Roroja en lem — Haydi bâkâalım tez elden bir temiz, güzel tavla bul. Fakat dik- kat et çok pahalı olmasın... emrini verdi. San Remo kazan ben kepçe fa- kat tavlayı koydunsa (bul. Beni pek becerikli sandığı için bir türlü gidip “bulamadım elendim,, de di* yemiyorum. Padişah dört divar & rasında kapalı yaşadığı için her yeri İstanbul sanıyor. Neredeyse “git bana bir Beykoz paçası, yat hut Eyüp kaymağı, Karaköy bo Baçası getir, de diyecek. ,Ümidimi büsbütün kestiğim bir dırada ahçıbaşı İbrahim usta im dadıma yetişti, Paristeki ahbabla” rından birine telgraf çektik ve mü” kemmel bir tavla getirttk. Padi- şah, tıpkı İstanbuldaki gibi keyil- İi keyifli tavlanın başına geçti, al tuna bir lira koydu. — Malüm ya, diyordu doktor Reşat paşaya, yenen lirayı — alır. Yenilen bahtına küser kalkar çi der, İstanbuldaki âdetimizi bozmu- yalım... Bir gün beni karşıma . oturt muş ve zarları henüz (atmıştı ki, haremağası (o Hayrettin hünkâra bir mektup uzattı. Bu mektup damat Ferit paşadan Çok sat ve çok sadık — olduğu | geliyordu. Padişah onu dikkatle okudukları sonra; — Damat paşa hasta imiş, hat- tâ ağırca imiş, “İütlen bana emin bir adamınızı gönderiniz söyliye ceklerim ve teslim edecek emanet- lerim var,, diyör, kimi, göndersek acaba? GİNA — Siz bilirsiniz elendimiz. - — Doktor paşayı göndersek fe sa olmaz.. Hem doktor, hem'de. Ve bir lâhza düşündükten sor ra; — Yok, yok, orada (doktorun kıtlığna kıran mı girdi. Seni gön“ deriyorum Şükrü. Yalnız dil bik mediğin için yollarda müşkülâta uğramıyasın diye yanma (Tahir beyi de katayım. Haydi tavlayı İnkibaz, hazımsızlık, mide bul barsak tembelliğinde, mide ekşilik ve yanmalarında 5 —ğ———— ———— antı ve bozukluğunda, emnivatle kullanılabilir. MİDE ve BARSAKLARI temizler alıştırmaz ve yormaz. MAZON isim ve HOROS markasına dikkat. in Kühinevdeyım Karserli ER bitirelim de hazırlan, yola çık. Damat Feridin hastalığı padişa” hın keyfini mi kaçırdı — bilmem, hep kötü zar atıyor ve ben kaza rıyordum. Neticede lirayı oöpüp başıma, sonra da cebime koydum. Damat Ferit paşanın oturduğu yer bize trene bir saat uzaktaydı. Tahir beyle birlikte kalktık ora" ya gittik, Fakat ikimiz birden paşanm ya- nına girince, şöyle bir düşündü ve Tahir beye; — Lütfen bizi Şükrü beyle yal Bız bırakmız, diyerek ona yol ver di. Damat Feridin beti muştu. İlk sözü: — Ben ölüyorum... oldu. — Bir şeydiğiniz yoktur inşal lah... diye kekeledim. —. Züten (o yaşamıyorum ki... Elendimizin (ellerinden öperim, hele yaklaş biraz Şükrü.. dedi. Yanı başıma sokuldum. Elleri, dudakları titriyordu. Gözlerimin İçine bakarak kesik kesik söylüyor- du: — Ben bitiyorum işte. Bu ya taktan sağ selâmet kalkamıyacağı" mı, son nelesimin pek yaklaştığını hissediyorum. Elendimiz sağor sun. İnşallah pek yakında (iadeli saltanat ederler, İyi çalışırsa bun dan da eminim. Kendilerine tara" fımdan söyle aman Ooyabancılara kapılmasın. Ben ecnedilere çok al- dandım, saka inanmasın onlara. Bit de en büyük kabahatim; insan ları tanrmıyormuşum. Hürriyet ve Ttilâftan olan o bir takım oOabuk sabuk. saçma sapan herifleri, o a lelâcaip hacıları, hocaları, şeyhle ri, pehlivanları, soytarıları bir da- ha yaklaştırmasın yarına, Bu de- diklerimi unutursun belki, yaz bir yere. Belki bir daha ne görüşmek, ne yazıp çizmek kısmet olmaz. E- fendimize gene arzet taralımdan, üç bankada pa.am var. Bankaları da direktörü de bilir hünkâr. (Devami var) benzi uç* ze e NE Miletierimiz Mısırda büyük muvsftakiyet kazandılar Rıza Maksut 1500 metrede Türkiye, Mısır ve Balkan rekorlarını kırarak birinci geldi Kahire, 22 — Dün, burada Tür. kiye - birsır atletizm müsabaksla- fna büyük hir seyirel kütlesi ö- nilnde devam olunmuştur. Türk at. etleri büvük muvaffakıyetlar ka» zanmışlardır. 110 şaetre manlalı koşuda Palik birinei gelmiştir. 1590 metre koşuda Riza Maksut, ayni zamanda Misir, Türkiye ve İtalya yeniden oyuncu ithal etti Bundan bir müddet evvel İtal. yanm cenubi Amerikadan beş ye. ni oyuncu getirmiş olduğunu yaz- mıştık. Öğrendiğimize göre İtal- yanlar son olarak eenubi Ameri- kadan on oyuncu daha getirtmiş. lerdir. Gelecek mevsimde oynıya, cak olan oyuncuların isimleri gun- lardır: Dekinto, Valinto, Spinelli, Brio- şi, Skavon, Kezzo, Natino, An droys, Val ve Pazeti — o. Zingelar iyileşti Macar milli takımmın ve Macar Üypeşt takımının en kıymetli mu- hacimi olsn Zingelar, geçen #oaba, barda basak kemiği çatlamak #1. retile sakatlarmıştı. Son günlerde tamamen şifa bu- lan Zingelar goten pesar günü Üypest *nkımındaki Yerini tekrar almıştır. Balkan pekorlarmı kırarak birinci- Hik kazanmıştır. 400 metrede Gören birinci, uzun atlamada Muzaffer birinci, Faik Ülçtincüdür. 200 metrede Faik ikin- «ilik karanmıştır. Sırıkla yüksek atlamada Akm Üçüncü, disk atma- da Arat yine üçüncüdür. Şimdiye kadar yapılan müsaba, kalarım umum! tasnifinde Türk 6. kipinin altı birinelliği vardir. Halk, Türk atletlerini şiddetle (alkışla- miştir. F.İ.F'A. nın içtima! Beynelmilel futbol fı . nu icra komitesi 11 ve 12 mayıs tarihlerinde Montröde içtima €. decek ve P.İ, FP. A. nun gelecek letimaı için tarih ve ver tesbit olunacaktır. Malüm olduğu üze. re bu İçtimam evvelce Lüksem- burg'da yapılması mukarrerdi. Halbuki dünya vaziyetinin do . gurduğu mecburiyetler içtima - m Lüksembursda yapılabilmesi imkânlarını ortadan kaldırmış Ur. Simdiki halde yanın Barselon sehrinin tercih oluna - cağı ve kongrenin teşrinisani a. yı icinde toplanacağı zannedil . mettedir, Bu içtimada 1942 dünya ku- basi meselesi müzakere edilecek- tir, Bu organizasyonun bir 68- nubi Amerika memleketine ve . rilmesi için temayül vardır, Gecenin zevki Nakleden : Baki BAŞAK Yatağında doğrularak dirseği- ne dayanan Nemide, yanmda horlayan kocasına baktı, Loş © danın basık tavanında ince par lak bir nokta titriyor. ei sakin ve sakit. Eğer yanında ya. tan adâmın kendisini rahatsız €- | den borultusu da olmasa, insan | kendini maversi bir hayat yaşı. | yor zannedecek, Nemide, sırtüstü yatarak, öl müş gibi ağzını açan adamın her an canlanacakmış gibi gârip 5€3- ler çıkaran bançeresine bakarak mırıldanmaktan kendini alamadı: —“ Yarabbi, ömrüm böyle mi geçecek?" Bu uzun yolu bu şekilde kate- debileceğine bir türlü akıl erdire- miyor: Bir gün önce daha bir genç kızdı. O gün bin bir maceradan sonra tali onu işte yattığı odaya kadar sürüklemişti. Herhalde bü odadan içeriye giren, kalsi sevgi- le çarpan bir kır değildi, yarın sabah çıkacak kadın ize, hayva. ni bir tahakkümün cebrins maruz kalmış, midesi bulantılr, tuzağa tutulmuş biçare bir mahlüktan başkası olmayacaktı. Maslesef, çok istediği halde bir türlü ağla- yamayordu. Gegen hâdiselerin'do gurduğu cerin hayret içi. kendi” ni kaybetmiş, kulaklarının di. binden mütemadiyen yükselen gü- rültüden yadırgamış, kendisine tamamen yabancı hissettiği ada ra sörünmemek için yatağının kenarına çekilmiş bir hali vardı, Yalnız bakıyordu. “Bütün hayatım bu miistekreh bu gürültü, horultu içinde eç> sek!" diye sızlanıyordu. Gecenin saat biri oldu ve 22. man geçti. ... Nemide, yirmi sene hep böyle gecekri kocasmın horultusunu dinlemekle vakt vu geçirdi. Ev- lendiği zeman bütün ümidi ke casmın daha çok kazanmasma, daha iyi mevki sehibi olmasına kalmıştı, Böyle olursa bir parça dahz refaha kavuşacak ve bu su retle yatak odasını, kocasının. kinden ayırabilecekti. Kotasmın buna pek muvafakat etmek istemiyeceğini de bilmiyor değildi. Fakat bu imkâna kavuşalilir- lerse istediğini yapabileceğine emin bulunuyordu. Büyük bir tehalükle beklediği raman gelmişti. Fakat hayat O derece vücutlarını kenetlemişti ki senelerdenberi oturdukları &- partmandan ayrılmaya imkân bu. lamadı ve böylece aynı ıstıraplı hayat devam etti. Barı geceleri, odada delaşmak- la geçirdiği oluyor, içinde koca Frencvaroş Hun- garyayı 2-0 yendi Bundan bir müddet evvel mem. leketimize gelmiş olan Macer Frençvaroş takma, yine bir müd. det evvel oyununu seyrettiğimiz Hungarya takımını sıfıra karşı iki sayı ile yenerek Macar Derbisini kazanmıştır. Bu maçta yeşil . beyazlılar hak edilmiş bir muvaflakıyet kazan- mişlardır. İki gölden birini Finta ve diğerini Getvay (o nlmişlerdır. Fakat Hungarya bu mağlübiyete rağmen şempiyonanm başımda git- mekte ve Üypeşt iki, Frengvaroş da 3 puvan farkla ikindi, üçün. cü vaziyette bulunmaktadırlar. Şampiyonluğun bu üç takım a. rasında paylaşılacağı muhakkak- tır. Dördüncü vaziyette bulunan Kişpeşt geçen pazar da mağlüb ol- muş ve şampiyonluktan Ümidini kesmiştir. Holanda - Belçika: 4-2 Amsterdam, 22 (A. 4-) — Olim- riyat stadında 45.000 seyirci önün. 88 yapılan Holanda , Belçika fut. bol maşı Holandalıların 4-2 galibi- yetile netieslenmiştir. sını tokatlamak için derin bir ar. zu duyuyordu. Bazan bu işkence” den kurtulmak için salona geçe- rek başının altıma bir yaştık sı- kıştırıp bir kanapeye uzandığı da çok oluyordu, Fakat bu da onu tatmin etmiyordu. Bu seneler zarfında insanın sü. küta varacağı ve istirahat edece" Hi zamanlardan başlayarak âs- bahlara kadar devam eden bin bir perdeli kolleksiyonunu dinlemek" artık tahammül edilemez bir şekil almıştı. Nemide sevdiği bir adamla samanlığı seyran görebile cek bir kadındı. Fakat ne yap” sın ki kocası, onda en wfak bir kalp alâkası uyandırmamıştı. Çaresiz kalınca gönlünün be- gendiğini arayıp buldu ve on iki sene, kadınlığı ilk defa kendisine hissettiren Kerimie yaşadı. Bir gün, kocası Naşit soğukaldı ve kısa bir hastalıktan sonra öbür dünyayı boyladı, Nemide zahiri kurtarmak için bir müddet yaslı göründü. Sonra sevgilisinin evine göçetti. Burası tek gözlü bir be- kâr odasıydı. Fakat Nemide bu odayı senelerdenberi biliyordu. Küçüklüğü için endişeye Illzum yoktu, İki sevgili bu tek odalı e bir aşk hayatı yaşadı Sonra zaman geçti, yavaş, ya” vaş o eski hararet sükün bulmaya Nemidenin kalbindeki ateş sön meye başladı ve bunun yerini tat. hı bir rehavet kapladı. Her gece, müthiş hir yorgun" Jukla kapanan gözlerini sabahın ışığiyle açıyor, geceleri artık uy” kusu kaçmaya başlayordu. Bir şi yine böyle yatağında döner- en kulağına , garip bir gürültü ki sevgilisinin gırtlağından çıkı” yordu, bu bir horultu değil müthiş bir gürültü, diş gıcırtıle- riyle karışık feci bir şeydi. Kor- kusundan tüyleri diken, diken oldu, Derhal Kerimi dürtüp u. yandırdı: — Ne oluyorsun, dedi. Hasta masın? — Hayır, ne var, bir şey mi oldu? — Ne bileyim, garip sesler çi kâriyorsun da... — Birşey değil, dedi. Son za manlarda ekseriya böyle yapıyo. rum. Uykuda gayri ihtiyari diş- lerimi gıcırdatıyorum. Doktora gösterdim, sinir hastalığı deği. Şimdi Nemide için, kendisini geceleri yoracak yeni bir sevgili buluncaya kadar, işkenceli ve tâ hammülsüz yeni bir hayat bâşla. mış oluyordu. ŞİFA Bulmuş AGRI Bay J, O. Ci Yazıyor: Ekseriya okuyoruz. Tedavi gö” ren ilâçlar varmış fakat, ALI. COCK yakısından bahsodilince kat'iyen mübalâğa değildir. Bir zat akşam tatbik ettiği bir ALLCOCK yakısı, bir gece zar- fında tesirini göstererek ve de- vamlı sıcaklık tevlit ederek ağrı. yan mahalli teskin etmiştir. ALLCOCK, Romatizma, Lum- bago, Siyatik, delikli ALLCOCK vakılariyle şifayap olmuşlardır. ALLCOCK yakılarının tevlit ettiği sıhhi srcakitir, OTOMATİK BİR MASAJ gibi bemen ağrıyan yerin etrafını kaplar. ALLCOCK yakılarındaki Kırmızı daire ve Kartal resimli markasına dikkat ediniz. Eczanelerde 27 buçuk kuruştur