Ai Talip bir ü Çeviren: Efdal NOGAN — 124 — Tpermeden sonra boğazımı bıraktığı > Srtüztü Li Mağa yo st güverteye yuvarlanarak nefes al- €şin ziyasile kamaşan gözlerimi açıp kapamağa başladım. Sili ez, desi bil a arş e kırılıyozdu. Kurt Arrüsuna rajtmen ba ) geçiyordu. İP ürpermeden üzerine çulla a 7 Mağa ve güneşin Şan Gözlerimi açıp m» Modun yüzü halinda telâş yoktu. ama İle Yüzü, ii, v4 # ile karışık ZE 6 bir fok sopası gö an, <İĞA Onun gözleri min istikametini va. sanki birdenbire Birden düştü ve ayni büyük bir sevinçi n l benim Dirlikte ve benim £ aldığı kültürü eki iptidailik bir ist. Ayağa kalka- m diye haykırdım. nes da o, kollar» 1. Ben onu bağrr hıçkınklarla ağla” N me, koyu kum- “Mesin ziyası altında nce © saçlar kral» “ pala larını dolduran iş alardan daha kıy Öpüy İğilerek usulca temas 4, Dudaklarımı öy etti i çi Mimadi, irmiştim ki far en e İİE 0, onu hima- Mi da mühim bir teh- arkadaşının 'imi ilâna daha inalıydım, O, kol Çekilirken - saç SN KAN, bir dek, Federasyo- Ziyafeti ARNE nn aç EE lı AN birinci Balkan İştirak eden atlet. k Otelde bir öğle İr. Ziyafette bir t Ve sporcular Yafet sonunda Yere e kadehini kal, Misafir Yugoslav Feisleri de ayni * etmişlerdir. Yine misafirler bölgesi tarafın. Pesinde bir çay zi- Güz sağ niye, etleri dün taş gittiler kir koşusuna iş. ir an ekibi dün ak İl me ile meme. agi dir, Ay <cihen hareket tayı yaşi 3 İdareciler, ir çok spor May pe sp başa çıkamadı İ btraktığı vakit Mor me bakıyordu | 2 daha usulca öp dedim. Onu kör elen kuvvetli kriz erden biri. Önce yalandan ve yalandan yaparak davet etti. Mod onun yastığını tekrar dür veitmeğe başlamıştır Yok, yok, dedim. Biraz bek" le. Onu böyle baygın bir vaziyette ele geçirdikten sonra artık kolay kolay bi yaptı İ i *öm ve: - Bu seferki hakiki bir krizdi hakikisini i kamarasında kalacak, Onu omuzlarından tutarak mer diven başma ka sürükledim. Mloddan bir ip istedim. İpi koltuk Mt çirerek merdivenin yavaş yavaş (aşağı koyuverdim. Onu ranzalardan bi- rine tek başıma kaldırmama (İm kân yoktu, Modun yardımile evve- & onvuzlarını, sonra gövdesini kal- dırdıra, alt ranzalardan (birinin tasma oturttum ve oradan atağın içine yuvarladım. İş bu kadarla bitmiyecekti. O mun kamarasındaki kelepçeler aklı ma geldi Onları Kurt Larsen ceza- landırmak istediği gemicilerin el lerine ve ayaklarına geçirirdi. On- ları da bularak ellerine ve ayakla” nna taktım. Günlerdenberi ilk de la olarak rahat bir neles (aldım. Güverteye çıktığım zaman, sanki üzerimden büyük bir yük kalkmış İ gibi kendimde hoş bir rahatlık his- sediyordum. Sonra, artık (o Modla| biribirimize daha fazla yaklaşmış" tık. Güvertede yanyana yürürken onun da bu yakınlığı hissedip e mediğini düşünüyordum. KISIM — XXXVIJ Hemen Ghosta taşmdık ve eski kamaralarımızı işgal ettik; yemek” lerimizi geminin mutfağında pişir” meğe başladık. Kurt Larseni tam zamanında hapsetmiştik. Çünkü bulunduğumuz arz dairesinin yazı nı teşkil eden kısa mevsim Birden bire geçmiş, yağmurlu, soğuk, fre tınalı günler başlamıştı. Artık çok tahattık; sehpamızla onda asılı du ran başdireği ise gemiye sanki ha- rekete harırlanmaktaymış ümit ve süsünü veriyordu. (Devamı var) | Ep Li Kim hayatının kıymetine ehemmiyet vermezse, o- nun hareketinin ufak bir geldiğine emin olabilirsiniz. Hidekichi kızı bulmak için İshi! ganın bütün kuvvetini sarledeceği" ne emindi. Hidekichi muavinine i timat ediyor ve onun güzel yıldr zıma inanıyordu. İşte bütün bum lardan dolayı da bu işin hallini ta- mamiyle muavininin eline birak: mıştı, Talihin kendisinden ayrıldığma emindi, hiç olmazsa böyle zannedi yordu. İşleri âmirlerini tatmin et- | miyordu ve şimdiye kadar bu me sele hakkındaki tedbirleri de âmir seri tarafından hoş görülmemi O bu uzun bovlu İngilizin tesi tonda, hattâ kerdisinin bile reddet- tiği hareketlerde bulunmuş ve fena | bir netice elde edilmişti, Polis müdüriyetinde herkesin ağzımda: l — “Müfettiş Hidekichi yaptığı hareketleriyle zamtanm O çerelini lekeledi:,, cümlelerinin dolaştığını çoktan biliyordu. Bütün bu ve bu | gibi ithamlardan o kendisini şim- | di nasıl kurtaracaktı. Kendisini na sıl müdafaa edecekti? Onun için yalnız bir çare kalmıştı. O da eski Bushido nizamı ve © ananesiydi. Bu nizam ve anane kahraman Ja pon cengâverleri Samurainin niza” mıydı. Bu da şerefi namma kamr nı bir kama ile deşmekti, “Kim hayatının o kiymetine e hemmiyet vermezse, onun hareke tinin ufak bir şevden, bir sebebten ileri geldiğine emin © olabilirsiniz. Bu Japonların âdeta ibadet ettik” leri bir atalar sözüydü. Kapı bu anda sürülmüş ve Hide kichinin kızı kapının çerçevesi için de görünmüştü. Otani içeri girdi iğilerek babasını £ selâmladıktan sonra ellerini önüne (o bağlayarak babasının emirlerini bekledi. Sön- rada; — “Babacığım ( zatiğlilerinden büyük bir ricam var ve müsaade buyurursanız bü ricamı ayakları" nızın altına koyayım!,, dedi, Otani tekrar iğildi. — “ Söyle kızım, söyle!,, — “Benim saygı değer, kıymetli babacığım, müsaade etmek lütfun da bulunurlarsa, bu akşam sine maya gitmek istiyorum. Greta Gar bonun yeni bir filmi gösterilecek" miş? Milli küme organi- zasyon komitesi Dün akşam toplandı Mit Küme organizasyon ko. mitesi dün akşam bölze merke zinde bir toplantı yaparak bazı iukarrerat ittihaz etmiştir. Önümüzdeki pazar günü başlı. yacak olan MW Küme müsaba- kalarının ilk karşılaşması Taksim stadında yapılacaktır, Birinci mü. sabaka saat 14 de Beyikteş.Vefa ikinci müsabaka da saat 16 da Galatasaray.Fenerbahçe (oarasın- dadır. Dün akşam ittihaz edilen mu. kırrerata göre Milli Küme ha- | kem tazminatı orta haker.lerine 750 ve yan hakemlerine de 350 kuruş olarak tesbit edilmiştir. Organizasyon komitesi tarafın, dan İstanbuldaki MW Küme mü. sabakalarını idare için alt hakem seçilmiştir. Bunlar da, Kemal Ha- lim, Nuri, Bosut, Şazi Tezcan, Ahmed Adem, “Tarık Özerengin ve Sami Açıköneydir. Mimi Küme hasılit eğer #müm | müdürlükçe verilen 4000 lira 2. İ vansı geçerse bu zarar : alacakları hasılâttan (o İstanbul yiibleri yüzde on yedi buçuk. Ankara ve İzmir klüblerinden de yüzde 7,5 kesilmek suretiyle ka panacaktır, İlk baftalri müsabaka kaların hasılât: dört klüb arasın da mütesaviyen taksim olunacak. tır. Diğer baftaların hasılâtıda klüblerin menfaatine uyğun bir şekilde taksim edilecektir, Yarınki Voleybol müsabakaları Kız mektebleri Voleybol lik heyetinden: 27.1111940 çarşamba günü ye- pılsenk Voleybol maçları: Saha komiseri: M. Argun. Cumhuriye! L.Kız M. M. sast 15 de hakem 5. Açıköney Kandili L.İst. Kız L. sat 15,30 da hakem S. Açıköney. Erenköy L-İnönü L. saat 15 da hakem 6. Açıköney. şeyden, bir sebebten ileri Hidekichi bu sözler üzerine te | reddüde başladı, kızma si gitmek için acaba izin v Sonra Hidekichi kızıma g re izin veri rkederdi? Fakat Otani tahsile başladığındanberi de ba basına karşı itaati, musmelesi de şti ve ananeler (o üzerindede ni fikirler, cere erden daha kuv- ellerine baktı, dı. fakat kapr nın sürülmesi kızının o sükdtunu muvafakat sayarak gittiğini anlat u., “SU - GÜLÜ, ÇAYHANESİNDE Şimbaşi mahallesinin tahta ev- lerinin de sabahın güneşi gülüyordu ve yüzlerce rengârenk bulut bunların damlarını okşuyor du. Damarın bazıları < üstünde kamışlara kurumak üzere asılmış her renkte ipek kimonoları (birer kelebek gisi uçuşuyordu. İğri büğrü İırmlarım üstüm den bir Rikşa (1) geliyordu. İçin de, güneşin şualariyle parlıyan Si i yah saçlı genç ve güzel bir geisha vardı. Herhalde kibar bir geisha . Çünkü parmakları pulan ta yüzüklerle parlıyor ve kendisi bu zamanda mutlaka mâbetten ge“ liyordu. İshiga bu güzel manzara" yı uzun uzun doya doya seyrede- medi, Yarım saat sonra hakikatin karşısında bulunacaktı. Eğer talii varsa, bü yarım saat zarfında her- halde maktul hakkımda herşeyi öğ tenmiş olacaktı. Bir akşam evvel bütün araştırmalara rağmen Ki” kuyu bulamamıştı, Fakat Obaşka bir geishadan Kiku isminde bir ge ishayı tanıdığını öğrenmişti. Bu geisha daha bundan birkaç gün ev- vel çiçek bağlama mektebinde ya” nında oturmuştu. Fakat, onun ne rede oturduğunu bilmiyordu. Bu- nunla beraber Kikunun - adresini geisha'arın merkezinden öğrenmek güç değildi. (Devamı var) (1) İnsanların çektikleri bir kişilik kafif arabalar, Beşiktaş klübünün sene- lik kongresi Beşiktaş Jimnastik Klübü Baş- kanlığından: Klübümüzün senelik kopgresi 30 mart gumartesi günü «zat 14,30 da Beşiktaşta Spor -adde. sindeki Lokalinde aktedilscektir. Ruzname: | — Kongre riyaset divanının intihabı, 2 — Mali ve idari raporun © kunması, 3 — Mürakip raporun okun ması, 4 — Gelecek gene biltçesinin müzakeresi! $ — İdare heyeti ve mürakip- ler intihabı. Nizamname mucibince kongre tarihine kadar geçen bir senelik aylık taahhütlerini ifa etmeyen âza kongreye iştirak hakkını ha. iz olmadıklarından aylık taahhü- dattan borcu olan sayın âzamızın &n geç 29 mart 940 akşamına ka- İ dar çarşamba ve cuma günleri sâat 14 ten 20 yekadar Klüp Merkezindeki memura mlracaat- la makbuz mukabili tediyede bu. Iunmaları lüzumu ilân olunur. 4 | raştırıcı gö Ferihanın “mektubu Nakleden:.L.L. Yüksek tabakanın tanınmış terzisi Refik, Ferihanın mektubu. nu bitirdiği ensnada mağazaya karısı Cahide gitdi. Karısının 2 özünden saklamak için, mektubu, mahir bir el çabuklu- ğiyle önündeki ceketin cebine s0 kuverdi. Cahide, kâğıdı görmüş olsaydı başına kimbilir ne belâlar açardı. — Refik, haydi bazırlan da halama gide! Biraz evvel tele. fon etim; bizi bekliyor. , Refik şapkasını alarak karıslie birlikte dükkân çıktı. Mektubu, ceketten nasıl olsa dönüşte alırdı. Fakat dalgın edamcağızın dönüş- te de mektubu almak hiç hatırına gelmedi. Hattâ, ertesi gün dük: kândeki küçük çocuğa: “— Bu kostümü al, Merhamet sokağı 895 No. da Hamdi beye götür” dediği zaman bile gene hatırına gelmedi. o Kestüm yeni gibi idi; fakat Hamdi elbiselerin. de çok titiz olduğundan kostümü- nü düzeltmek için terziye vermiş- ti. Çocuk, elbiseyi alarak Hamdi- nin evine teslim etti. Kendisi ev. de yoktu. Karısı Melâhat kostü- mü itina ile elbişe dolabına astı. Öğleyin kocasma: Bugün mavi kostümünü getir- diler, dedi. Hamdi: — Pekâlâ, diye cevap verdi. Onu bugün giyeceğim nasıl olsa... Hamdi sık sık elbisesini değiş- tiriyordu; altı kostümü vardı. El biseler bu şekilde birer birer âln- lemek fırsatını da elde ediyordu. Mavi kostümü iki gün sonra giy- di, Aksilikle, o gün de, Refik sol iç cebine koyduğu mektubun far- kına varamadı. Hamdi için bu pek tabii bir şeydi; çünkü o, iç ceplerine kati. yen bir şey koymazdı. Fakat, mektubu Hamdinin bulmaması karısının da bulmaması icap ettir mezdi ki, ekseri evli kadınlarm yaptığı gibi, Melâhat ta, şüpheli kâğıtlar V.s. Yahut unutulmuş bir iki lira bulmak düşüncesile kocasının ceplerini araştırmayı ihmal etmezdi. Eline kâğıt par- çası geçince haklı bir tecessüs ve heyecanla gözleri şu satırları okudu: “Sevgilim, Çarşamba günü gelmemeni söy. lemek için bu mektubu yazmak mecburiyetinde kaldım. Çünkü © gün, taşındığımız yeni evde çok işimiz olacak. Ancak, perşenbe günü öğleden akşama kadar arzu- Bu tatmin etmek ve birlikte me- sut saatler yaşamak üzere seni beklerim. Dün gönderdiğin ipek çoraplar, hârika!... Mantoluk ku. maşı da çok beğendim. Perşenbe günü geldiğin vakit, sana terzinin hesabımı da vereceğimi unutma, Geç vakte kadar beraber kalmak için karına bir yala nuydurmağa bak, Yeni adresimi de hatırlayın; Hüriyet caddesi 187 birinci kat. Buseler, Ferihacığm." Bir an, Melâhat kendisini ba yılacakmış sandı. aFkat evde kimse olmadığını düşünerek fik. rinden çabuk vazgeçti. Kendi ba- gına ağlamayı, acı ümitsizlik ve hiddet yaşları dökmeyi tercih et- ti. Kocasını nası) karşılayacağını, tertip edeceği sahneyi hayalinde hazırlamaya başladı. Fakat bir aralık başka bir çare düşündü: Gidip şu Ferihayı görmek. Saz. detini çalmıya teşebbüs eden bu kadın kimdi? Kocasını baştan çi kâracak ve o kadar para kopara" cak kadar güzel miydi? Gözleri, saçları ne renkti? Ağzı nasıldı? Kendisini arayıp bulacak, kocası. nı onun ağlarından kurtarmaya çalışıcaktı. Aşağı yukarı sinema filmlerinde olduğu gibi... Bir saat sonra Hüriyet caddesi 187 No.lu evin önüne gelerek bi- rinci katın zilini çalıyordu. Ba yan Ferihayı istedi, Önüne, tak. riben yirmi beş yaşında güzel, cazip, saçları oksijenle boyanmış ve ondüle yapılmış bir kadın çık- tı, İpekli bir rob giyinmişti, — Demek, onun Ferbacığı sizsiniz, öyle mi? — Evet, Feriha benim; fakat ŞİFA Bulmuş AGAI Bsy J, O. C, Yazıyor: Ekseriya okuyoruz, Tedavi gö- ren ilâçlar varmış fakat, ALI» COCK yakısından bahsedilince, kat'iyen mübalâğa değildir. Bir zat akşam tatbik ettiği bir ALLCOCK yakısı, bir gece zar- fında tesirini göstererek ve de- vamlı sıcaklık tevlit ederek ağrı. yan mahalli teskin etmiştir. ALLCOCK, Romatizma, Lum- bago, Siyatik, delikli ALI.COCK yakılariyle şifayap olmuşlardır. ALLCOCK yaktlarınm tevlit ettiği srhhi sıcakirk, OTOMATİK BİR MASAJ gibi hemen ağrıyan yerin etrafını kaplar. ALLCOCK yakılarındaki Kırmızı daire ve Kartal resimli markasına dikkat ediniz. Eczanelerde 27 buçuk kuruştur. “onun” kim? — Baştan çıkardığınız erkeğin. Ben, işte onun karısıyım!, Beni binbir yalanlarla aldatıp size ge lenin karısıyım!... Feriha sıkılır gibi oldu; fakat itidalini bulmakta gecikmedi: — Doğrusu çok canım sıkıldı. Fakat ne yapayım, kabahat ben. de değil ki! Kocanız tam dört ay şimi bırakmadı. Nibayet beni kandırdı... — Siz onun evli olduğunu bik miyor muydunuz? — Biliyordum, tabii, Fakat ka- 'rısı İle betbaht, çekilmez bir ha. yat sürdüğünü, aradığı rakat, te- selli ve saadeti ancak yanımda bulacağını söyledi.. Anladmız mı şimdi? Canabıhak beni yufka yü rekli yaratmış. Haline acıdım. Sonra, bana öyle geliyor ki, siz evliler kocanızı zaptedemezşeniz kabahat asla bize düş;mez... Melâbat, hırsından «neredeyse ağlayacaktı. Fakat kahramanca mukavemet etti. Bu kıdınm ya. tında aşağı düşmek istemiyordu. Scnra, haysiyet meselesi... — Pekâlâ. Sizden başka İsti- yeceğim yok. Alttarafı beni alâ kadar eder; ben ona gösteririm... diyerek yerinden kalktı. Öğle yemeğine gelen Hamdi, karısını evde bulamadı. Yalnız, masanın üstünde bir kâğıt naza. rı dikkatini celbetti, Okudu: “Hamdi, Yanımda saadetine kavuşama dığına göre bu komedyayı oyna dana İirzum ve mâna var mı? O. nun için evinde rahat, teselli ve saadet bulacağın Ferihacığının yanına gitsen İyi etmiş olursun. Bana gel'nce, nereye gideceğimi söylemiye hacet yok... Yarın # vukatıma gidip bildiğin mektu- bu vereceğim. Melâhat.” ... Aynı gün, yani perşenbe akşa- mi, Refik anahtarile, Hüriyet caddesindeki 178 No:nun kapısı. nı açtı. Elinde bir pasta kutusu vardı. Kendisini görür görme? Ferihanın ilk suali bu olmuştu: — Nasıl, işini yoluna koydun mu? — Hangi işimi? —Harımla olan ihtilâfını!... — Ee, karım ne yapmış? — Haberin yok mu ya? — Yoco!... Nebileyim ben? — Bugün, karının beni ziyaret ettiğini bilmiyor musun? Paşta kutusu Refiğin elinden düştü, Gözleri faltaşı gibi açılmış, benzi sapsarı kesilmişti: — Karım!.. diye mırıldandı. Peki nereden öğrenmiş? — Bilmem! Her halde senden şüphelenmiştir. Bir kadın koca” sından biraz şüphelendi mi, onun her yaptığını öğrenmekte fazla güçlük çekmez... — Sana ne söyledi? "— Kocamı baştan çıkaran © vicdansız kadını görmek istiyo - rum... İşin öte tarafı bana aittir.” dedi. Pakat sen öğleyin kendisini görmedin mi? — Gördüm.. Fakat yüzünde hiç bir gayritabillik yoktu. Her (Lütfen sayfayı çeviriniz)