ALE MC LİP 7 Yol üzerinde elbet bir otel vardı. Fakat güneş doğmadan önce nasıl biroda istiyebilirlerdi. Ya otel sahibi onlara sual sormağa kalkışırsa? Artık gülümsemiyordu. On beş yaşında bir âşık kılığına © girince Alinin karşısmda bu yaşta bir t- vir takınmıştı. Maamafih rol vap” mryordu. Vaziyetin (ciddiyetini takdir etmişti. — Benimle beraber gelmek isti- yor musun? — Ah, evet! — Sonra pişman olmıyacakaın ya? — Hayır. — Beni her yerde takip edecek misin? N — Pek uzaklara gitmiyelim o! maz mı? Fakat sen nerede olursan oraya giderim, sen benim arkada şrm değil misin? - Benimle sekiz gün kalacağına yemin et, — Sekiz gün mü? Daha fazla kalırım. Ne diyorsun? Sekiz gün için yemin et. — Neden bu kadar kederli gö- ünü ? i — Yemin edeçek misin? — Neye istersen yemin ederim Mirabel etrafma bakındı, son ra: - Çabuk gidelim, dedi. Yol ne- resi? Kapı nerede? — Kapı mı? Orada muhafızlar bekliyor. Şuradan gel, (obahçeden çıkılabilecek yeri den biliyorum: Süratli adımlarla yürüdüler. Da h& uzun boylu olan Mirabel yeni arkadaşmı belinden tutmuştu. A- ön ona bakarak gülümsedi. Biraz sonra saray bahçesinden çıktılar. Ay çekilmişti, o Mirabel etrafın? görmüyordu, — Alin onu dinden tutarak rehberlik etti, Nereye gideceklerdi? Bumu kem dileri de bilmiyorlardı. Bir mısır tarlasının, osonrada patates, kırmızıbiber (o ve karpuz ekili bostanlarm kenarmdan geçti- ler. Yavaş yavaş şafak atıyordu. Alin mırıldandı: — Uykum var. Ne kadar geç oldu. Nerede dinleneceğiz? o Kaç saattenberi uyumadım. Bir yandan yürürlerken ne ya" pacaklarını münakaşa ettiler. Yol üzerinde elbet bir otel vardı. Fakat güneş doğmadan önce nasıl bir © da istiyebilirlerdi? Ya otel sahibi onlara sual sormağa kalkarsa? Ge- cenin bu kadar geç saatinde iki genç kızım elân yatmamış olmala” rının sebebini ona iki kelime nasıl izah etmeliydi? Mirabel bu yolu takip edelim dedi. Şurada bir zeytin oOormanı görüyorum, Orada öğleye (Okadar gölgede uyuyabiliriz. Yarı uykuda olan küçük Aline çok uzun gelen, fakat (hakikatte yirmi beş dakikadan fazla slrmi- yen bir yürüyüşten sonra ormanı girdiler. vi Pozol neşe içinde: — Payitahtımmn yolunda ' kırk lâlenin pesinde gitmek çok hosuma gidiyor, dedi. Silâhlı adamlardan mürekkep muhafız kıtası arzuları” wa muhalifti, dalgınlığımı suüisti- mal ederek bana böyle bir muha- fiz kıtası terlik etmekle çok fena yaptınız Taksi, Böyle bir kıtanm peşinde beni ü rânsa cumhurreisile harp i sanmazlar mi harpçi bir şef il Hararet artmakta asaşmı ortasından açtı, Japon yelpazesi çıkardı. Ressam bu yelpazenin üzerine genç bir ka" dının çıplak resmini yapmıştı Kral söylendi: Kokotların imtiyazları pek münasebetsiz. Onların orta tipleri hemen hemen her milletin sanatin de kadın güzelliği tipi haline geldi. Böyle olması da tabildir, o çünkü diğer kadmlar güzellikte onlara re kabet etmiyorlar. Bir asırdan, hattâ daha (o fazla zamandanberi, bir helkeltraşın ve ya remamın karşısında serbest o larak poz alan içtimaf mevki sahi- bi dört veya beş Avrupalı kadın: dan ibaret. Trilem ve — gazetelere bakılır sa Japonya müstesna «— ber yerde çıplak kadına namussuz nazarile bakılıyor. Halbuki kokotlar, heveslerimize hizmet ettikleri için birer hizmet” kârdırlar ve güzellik ve zekâ için körü körüne itaatten daha (fena bir şey olamaz. Binaenaleyh onla” rm Avrupadaki estetik imtiyazları gaspedilmiş bir şeydir. Komşularımız bütün sanatlarını birkaç zavallı kadının çirkin vü” cutlarına inhisar ettirdikleri bir sr rada ben tebaamın fikri seviyesini onlara kadın güzelliğini (orahatça görmek müsaadesini vermek sure” tile yükseltmiş olduğuma pek mem munum- Jişliyo: - Siz bir artistiniz o Majesle, dedi. Pozol: — Hayır, diye cevap verdi. Ben tabiati Allahm yarattığı (şekilde seviyorum ve om: o seyretmeği © kadar seviyorum ki, tablo koleksi* yoncularının yaptıkları gibi, baş kalarının gözüyle tabiali (o seyret- meğe vakit bulamıyorum. Ben hiç de artist değilim. Bumu söyledikten sonra tasvip bekliyormuş gibi Jigliyoya baktı ve mevzuu değiştirdi: — Dostum, seni ne diye çağıra” cağım? Ciliyo mu, yoksa Jigliyo diye mi? Ciliyo derken tam İtal- yan talâffuzile (söyliyemediğimi hissediyorum, Bir Milânolu beni duysa güler. Mademki (o fransızca milletimin kullardığı lisan, ismini fransızlaştırmama ve seni Jil diye çağırmama müsaade et, — Majeste, ismim Jildir. demki öyle istiyorsunuz, benim is- mim daima Jildi, başka hiçbir isim kullanmadım. Kısaca Jil, yahut Jil Jil, asıl isterseniz. (Devamı var) SAİM İLE İHSAN AFRIKADA BE. YAZLARIN NADIR OLARAK GİRE BİLDİKLERİ KORKUNC ORMANLAR İÇERİSİNDE, MAHSIZ OLARAK VA) v z VE TACINDAN OYRUMIŞ BIR PREy |ÂE, YAPMAK İSTEDİ. SES BULMAK VE KURTARMAK İÇİN MÜRACAAT EDEN BİR 29. 6 KAÇIRILAN PRENSES BENDEN SAİM İLE İNSANI 4 1STİYORSUNUZ AMA SİZE/ PEKi DEMEDEN ÖNCE “Bu KUM OLDUĞUMUZU ÖSKEN, Me | UZ, ET, & ER ei A Vezneciler cinayeti Tatlıcının katili yakalandı ve iliraf etti Veznecilerdeki dükkünmm üstünde- ki odada geçen hafta ölü (bulunan ve gırtlağı sıkılarak öldürüldüğü an. laşılan tatlrer Abdhikadirin ölümü &- zerindeki esrar nihâyet — kalkmış ve katli dün yakalanmıştır. Zabıta tarafından yapılan tahkike. ta göre hâdise şöyle olmuştur: Araba slirücüsü Romanyah Bektaş oğlu hacı Molla, iki sene (o kadar ev- İ vel tatlıcınn dükkünmde çatışan Priş tinali Sabei adında 17-18 yaşlarında bir gençle tanışmış ve oru ayarlarak 1,5 sene evvel yanına almıştır. Keten- cilerde helvacı Balihin arabasını sü. ren hacı Molla, tatlıcı gibi zengin bir adam olmadığından bu genç için fa7- Ikea para sarfedememiş ve Babri de gilin geçtikçe ondan yüz çevirmeğe ve gebe gizlice tatber Abdilkadire ziya- retlerde bulunmağa başlamıştır. Hidiseden iki gece evvel © Sabri, Hayrı adında kendisi çibi bir genci tatlıcı ile tanıştırmak Üzere dükkâna gitmiş, fakat Abdilikrdir Hayri için Babriye: Ben bundan hoşlanmadım, gözlüm tutmadı. Onu sav du öbür ak yarı sen gel, hana misafir olursun, demiştir. Bu sırada Sabriyi arıyan araba #ü- rücüsü hacı Molla onu dükkünda tat HU yerken görünce kızmış, kolundan tutup dışarı çıkarmış ve bu o sırada Gürkünm kapısmı içerden © ktltiiyen Abdülkndire de o bağırıp çağırarak dükkünm kapısına iki tekme (indir. migtir. Hâdine gecesi Sabri dnvete icabet ederek gece yarımda tatlısının dük- künma gelmiş, dükkân kapanmış ve Abdülkadir misafirini yukardaki oda- ya çıkarmış ve Takıiçip seğlenmeğe başlamışlardır. İki anat sonra Sabriyi övda “bula- mıyan araba sürücüml-dökkünm ge Up kapıyı vurmuş ve açan Abdijkn- dirin Üzerine atılarak girllağına ya- pışarak bir yumruk İndirmiş ve «- damcağız olduğu yere yığıdıp kalmış- tır. Bundan sonra dükkân kapısını i- çerden kiliiyerek Üst kata o çıkmış ve Sabriye birkaç tokat atmış, aşağı in dirmiştir. Hacı Molla bundan sonra Abdiilka- dirin cesedini sırtlayıp yukarı odası- na çıkarmış ve yatağına yatırmış, Üzerindeki seksen küsur Mrayı da a- larak tekrar aşağı inmiş ve Sabriyi ie beraber çıkıp gitmişlerdir. Dün Beyazıtla Sovanağa maballe- sindeki ahırda ele geçen araba sürü. cüsü Bektaşoğlu Hacı Molin hâdiseyi bu gekilde anlatmış, faknt Abdlilka. diri öldürmek maksağile hareket et- mediğini, onu baygın sanarak yatağı- Da yatırdığını ve öldüğünü ertesi gü- »U gazetelerde okuduğunu söylemiş- tir. Babri yalnız Abdilkadiri yatağına yalırmakta haçı Mollaya yardım et miştir, Başka suçu olmadığını söyle Alişan, Cemal, Abdürrahman ile He yazıt başkomiseri Kemalin hazırla dıkları tahkikat dosyası bugün adli- yeye verilecek ve Hacı Molim ile Bzb- ri de sorguya çekilecsiderdir. — — Vali Ankaraya gitti Vali ve belediye reisi LOtI Kırdar dün akşam Ankaraya gitmiştir. Vali Oaküdar halk tramvayların vazi. yetini ve mavçut barçlarını tetkik e derek olan Başvekâletteki komisyona İ izahat vereceklir. Uaküdar tramvay- ( larmın borcu bir milyona Oo yaklaş- İ maktadır, Bunun nasl ödeneceği tes- HABER — Akşin Postası Istanbulda 200,000 kişilik sığınak temin edildi Yeraltı dehlizlerinin tamir masrafları büyük bir yekün tutacak. Bu mahzenlerde bir heyet tarafından tetkikat yapılıyor (8 bin kişi alabilecek modern sığınak inşaatı devam ediyor Şehir halkınm umumi sığmak ihtiyacını karşılamak (Üzere alm- makta olan tedbirler arttırılmıştır, 600,000 lira sarfile 18,000 kişilik modern sığınak (vilenda getirmek için yapılmakta olan inşaat, ihti- yaca kâfi gelemiytoeğinden bu ha- sustaki program çok genişletilmiş ve bilhassa Bizans devrinden kal- mâ yer altı dehliz ve mahzenler. den istifade edilmesi kararlaştı rılmışlır. Bu yeraltı mahzenleri ve geniş volları gözden geçirmek için teşkil edilen beş kişilik heyet şimdiye kadar 200 bin kişinin sığınması müsajt yer bulmuştur. Bunlar arasında Yerebatan $4- rayı ve Binbirdirek mahzenleri de bulunmaktadır. Yeraltı dehliz ve mahzenlerin bir kasmı uzun zaman bâkımsiz kalması yüzünden topraklarla dol- muş olduğu görülmüştür. Bunlarm açılıp düzeltilmesi büyük masraf. Yara bağlıdır. Bundan başka, harab kısımların düşman bombalarma ne derece ye kadar dayanabileceği ve bu İ. Hbarla sığmacak halk için bir teh- like mevcut olup olmadığı da tet. kike muhtaç görülmüştür, Bu vaziyete göre, bütün İstan- bul halkınm sığınmasına müsait yer temini epeyce zamana ve bü- yük masrafları mütevakkı? sayıl. maktadır, Vaziyetleri müsit olan mekteblerde birer sığmak yapıla- cak ve ayrıca bütün mokteblerde canavar düdüğü kulundurulacaktır. Bunun için mekteb idareleri tah- sisat istemişlerdir. Üsküdar tramvay idaresi de kendi binasma yakın bir mahal- de mütenddid siperler inşa ettir. mektedir, Bu idare ayrıca bir siğr, nak da hazirlamıştır. Bu semtte birçok kimseler evlerinin bahçe - lerinde siperler kazmaktadırlar, İzmirde bulunan Fransız naalf korunma mütehassısı Amira! Mu » ren birkaç güne kadar şehrimize gelecektir. İstanbul vilâyoti se- ferberlik müdürlüğü / mumalleyke verilecek malümatı hazrleamıstır. Amiral şehrim'tedevken ansızm bir hava denemesi yapılması muhte. meldir, Pasif korunma için son za, manlarda 150 bin liralik muhtelif malzeme alınmıştır. Bu arada 12 tane sthbiye otomobili de vardır. Ekspres bir kaza geçirdi Romanyadan dönen İtalyan heyetinden üç dişi ağır yaralan, Geçin o cumartesi günü buradan giden Semplon ekspresi Yugoslavya» dan geçerken' mühim Bir kazaya uğ- ramıştar, Bugün gelen tren yolcularının an- lattıklarına göre, ekspres Zağrebde yanlış yola giren bir marşandizle çar Paşmmaştır. Trenin furgonu kasmesi hasara uğ- yarış ve İlk yolen yagonunda bulunan üç İtulyan ağır surette yaralanarak hastaneye kaldırılmışlardır. Burlar, Romanyadan memleketle- rine dönmekte olan İtalyan ticaret heyeti azalarıdır. Alâkadarlar, kazanın dehşet verici | bir şekilde olmakla beraber diğer yol cularm hiç bir arızaya Ouğramadas tehlikeyi atlattıklarını söylüyorlar. —.—.—.—.—. Sakarya vapurunun vaziyeti Hayfaya gizlice muhacir çıkardığı için İngilizler tarafından müsadere e- verilen malâmata göre hâdise şöyle olmuştur;, Sakarya vapuru Sulina llrnanından muhtejif İngiliz o müstemlekelerine vizeli ve İskenderun O limanından bu muhacirlerin naklini taahhüt edenle. rin bulunduracağı gemilere aktarma edilmek zere muhacir yüklemiş, fa- kat İngiliz kontrolu tarafından Bozca nda civarında ve Türk karasuları da hilinde muayene makandile gemiye sokulan askeri müfreze (tarafından rolası Hayfa llmanına çevrilerek ba bunusta gemi süvaristne de bir resmi vesika verilmiştir. Muhacirler oraya çıkarıldıktan sonra gemi buglna ka- İ pit edilecektir. Vali cuma güntine kar | dar alıkonulduğu için zarar ve ziyan | dar Ankarada kalacaktır, talep edilecektir. İtalyadan bir ticaret heyeti gelecek Yakında memleketimize İtalyan pamuklu mensucat sanayii ve pa- yuk ithalâterları mümessillerinden mürekkeb bir heyet gelecektir. ,Bu heyet, Romanda bir müddet ev. vel imzalanan Türk - İtalyan tica- Tİ anlaşınası hükümlerine göre. İs, talyadan yapılacak pamuklu men- sucat ithalâtmm pamuk İbrncile karşılanması esşsımm teferrüatı ü. zerinde temaslarda bulunacaktır. Heyet şehrimizden Ankaraya gi - decek ve Ucaret vâkâletile ve İz- mir ve Çukurova pamuk müstahsil- Teri #le manifatura ithalât tacir. leri birliği mümessillerile görüşme. ler yapacaktır, | KÜÇÜK HABERLER * Yabancı sularda bulunan — Türk vapurlarımn veziyetlerini tetkik e den kamlayon bugün liman relaliğinde toplanarak Fransız Umanisrında bu- Hunan beş ve diğer yabancı Hmanlar- da bulunan diri Türk şilebi hakkın- 4s karar verecektir. en az iki müfettiş tarafından overii- imiş Uç teftiş raporu Üzerine tekalt edilebilmeleri Devlet Şürammca tefei- ven kararlaşmıştır. * Tıp talebesinden 200 kişilk tir beyet 23 nisan bayramından fstifade ederek Ankaraya gidecektir. * Bundan tir müddet (evvel Nov. yorktan İstanbula getirilen demirler Cebelüttarıkta İngiliz kontrolu tara» tından çevrilmiş kısmen Pireye ihraç olunmuş kısmen de buraya gelmişti. Yapılan teşebbüsler meticesinde bun- den sonra Amerikadan Türkiyeye ge esek demirlerin yolda abkonulmıya» cağı bildirilmiştir. * Eczayı tıhbiye ve kimyeviye ib balttçıları bir birlik kurmağn taşeb- bts etmişlerdir. İthalAt işleri böylece daha muntazam yürüyecektir. BİLDĞ/NİZ, G/6/ İsmim BORGİ D/R.. ERE LAZİ MÜKUMETİNİN, e Yeh BURASI eri LAR ARASINA SIKI AK Ek MEİ di 5 MZ HÜKUMETİ İDARE EDENLER & MLEKETTİR... YAL” BIRBIRLER, / UYUŞAMI YOR... BEN BU ANAŞA- MAMAZLIGA BiR MHAYET VER» oi 1STİYO” yi Wu. TRELAZI TAHTTAN M4 KIKi SAHIBI OLAN PPEN, SES AFRIKADA CENUĞ murların yakalamış oldi”. gi miş ve böyammeme veri nin toplancı tacir mi olduğunu bilmediği EE a tekait mütevefia Gürkanm vefa! hs münaşebetile # içni mek Üzere meie ii e perşenbe günl ÖÜE” ças yi. teakip Sultanahı? finde Hafız Ber okunacak evli ri 5 venler, aileni , Müslümanlar