14 Mart 1940 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

14 Mart 1940 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—Ü İ ”| ht7“)'0ı' - | n Kurt Larsen artık kör ve âcizdi. Onu hiçe sa yıyordum. | ç Pen de meşgüldüm: Gölge ka- | , " €le tutulmaz bir şeyin mev j îiıyetim nasıl hissettiğini — bul- | Ğ uğraşıyordum. Eğer rüyeti, | VEut, kimbilir? belki yakındaki Cismi ona bildiren bir altıncı malikti. Gölgenin mahiyetini — tayinden hi güverteye çıktı ve be- | "ayrete düşüren bir sürat ve iti- ) , Gdi Maamafih ne de olşa yü: S ';,?ğzüşiindemahsüsbhzaaiveür y | © bularak aldı, mutfağa — getirdi: W yakarak kendine yemek ha: *tlamağa başladı. Ben de hemen N%a merek konserve kutularile h'I’a's'u'ları maşanın üzerinden al- k ve gördüklerimi anlatmak : ; 5;:'Hı;ıfıa,yak sahilin yolunu tut- | 4 KISIM —- XXXIV q“"*NeyuıkkiGhommM j '!_'Ok. Yoksa onunla pekâlâ iste- 'e Hamfri? ı 4| Heyecanla ayağa kalkarak: vi , — Dur bakayım, dedim ve aşa- y) Şükarı gezinmeğe başladım. | e'k_ğdun gözleri beni takip eder A A, Ümütle yanıyordu. — Bana o itimadı vardı ki! Bunu bil- ' ğâmise kuüvvetimi arttiriyordu. | 'Nk erkeğin hayatında — ne bü- M'“l oynuyor, ona ne — kadar . Ve kuvvet veriyordu. — Mad için tükenmez — bir kuvvet qmreı kaynağı olmuştu. Ken W ç. kuvvetli ve metin hissetmem |i Na bir bakmam, yahut onu k kâli geliyordu. j k:ndı kendime söylenmeğe baş n Pekâlâ yapılabilir. — Neden İ , ! ben neden yapamayım? E- f Ş,e böyle bir şeyin vukuu yoksa N, *rar yok ben gene başarabi- | ne yapabilirim. : q“hğedmhıhsıdıyorıun Allah . 4Ü Ne yapabilirsin? J| < Gnü tashih ettim: | n çi ani biz yapabiliriz. Ghos | maîu?-klenm yetine takar ve bu: ? gideriz. J 3, Hamtri! diye haykırdı. Wi Tüşünceyi sanki — küvveden '%h_“kam'uşım kadar gurür düy: .âiğa..dedim.wwhu bugünlerde ne olsa ya Ükesim tağr 4 nasıl yaparız? | gibi geliyor. , b:üğ“"âne ona — gülümsedim. HağşıtTır tebessümün karşısın KN Y%l'a:ı | N, ** kaptan Larsen ne olacak? ÇA h'haayam:: P S y Ve âciz, dedim. İN bî O müthiş elleri! Açık kar W aç Paşından öbür — başına ' Neğğîdı gördün. F; ç * Mmukabele ettim: Nğnde benim usulca — nasil KS ş biliyorsun. w *Ç %“» Pabuçlarını bırakarak. N , qhye ama o pabuçlar ayağım | k& & şimdi zor bürada olür W t n e güldük, sonra Ghos kuduğum fizik — kaideleri şöyle böyle aklımdaydı. Son birkaç ay zarfında ise bu hususta ameli tec- rübe görmüştüm. Maamafih itiraf etmeliyim ki vaziyeti daha yakın: dan tetkik için sahile — çıkarak Ghoştun yanına gittiğimiz zaman denizde yatan kocaman direklerin manzarası cesaretimi kırdı. Nere- den başlıyabilirdik? Hiç olmazsa makaraları — bağlayabileceğimiz yüksekçe bir direk dikili kalmış ol saydı! Manivelânın işleyiş tarzını biliyordum, lâkin manivelâ — olsa bile ona istinat noktasını nereden bulurdum? Grandi direğinin kırrları nokta: da kutru kırk santim vardı. Boyu işe altmış beş kadem — olmalıydı. Herhalde bin beşyüz kilo ağırlı- ğındaydı. Prova direği daha ka- lmdı ve muhakkak bin sekiz — yüz kilo vardı. Bu işe nereden başlıya: bilirdim? Gemicilerin makas tabir ettikleri sehpanın yapılma şeklini zihnimde tasarlarken — Mod yanı başımda bekliyordu. Lâkin gemici lerin bildikleri o sehpayı ban bil- miyordum ve orada, “Gayret ada- sı,,hda onu kendiliğimden bulup çıkarttım. İki serenin uçlarını bi- ribirine bağlayıp onları — ters bir “V,, şeklinde havaya diktiğim tak- dirde makaraları bağlayabileceğim, güverteden yüksek bir irtila elde etmiş olacaktım. İcap — ederse o makaraya bir makara daha ilâve edebilir ve böylece bir nevi bu- curgad meydana getirebilirdim! Mod bir sureti hal bulduğumu anladı. Gözleri sempati ile yanı* yordu. -— Ne yapacaksın? diye sordu " Gömitim yanındaki İp ve direk yığınlarını göstererek : — Evvelü şurasını temizliyece- gim, dedim. Sesimdeki itimat bana bile tesir etmişti. Maamafih tavrımda ve se- simde melodramatik bir hal olma- Uydı ki Mod gülümsedi. Gülünç şeyleri anlamakta fıtri bir kabiliye ti vardı ve mübalâğa, palavra ka" tiyen gözünden kaçmıyordu. Eser- lerine kıyme. verdiren de onun bu hususiyetiydi. Ondaki mizah ruhu artistik nisbet sevkitabilsinden ve mefhumundan başka bir şey değil di. Gülerek: — Bu ayni sözleri galiba bir ki- tâapta da olumuştum, diye mırıl dandı. Nisbet sevkitabilsi — bende de vardı. Birdenbire kendime gelerek bütün maniaları kolaylıkla — aşan bir üstat pözundan mütevazi bir şaşkınlığa düstüm. Fena — halde mâhetip oltıştum. Eli hemen be- nim elime “candı: — Afedersin, dedi. Yutkundum. — Ne münasebet, dedim , herkes im kânlarmı bilmeli.Ben hâlâ mektep çocuğu gibiyim. Fakat biliyor mu:- sun, hakika'en ilk yapılacak iş o karışıklığı temizlemek olmalı. Sen de sandala at'a benimle — gelirsen hemen işe başlarız. (Devamı var) Kamus Herkese lâzım olan mühım eser Yeni çıktı Satış yeri: VARİT Kitabevi iki hayal da ğ tirti z Fakat Bunlar tekrar karanlığa girmezden önce, Gamanavanın göz leri, onların ayaldarını gördü. A- yaklarında yelken bezinden yapıl- mış, bir nevi Avrupalı gemicilerin Ne tuhaf, Japon kimonosu ve Avrupa pabucu? Gamanaya da caddeye varmak için acele etmeye başladı. — Evler bu caddenin yalnız bir taralınday- dı ve diğer tarafı takriben on met- re derinliğinde karanlık bir uçur rumdu. Gidip gelenleri muhala- za için de caddenin bu — tarafma yüksek bir tel kafes çekmişlerdi. Ay etralı aydınlatıyor — ve tel kafes mavimsi parlryordu. Cadde- nin diğer taralfı ise ayın gölgesiyle tamamiyle karanlıktı ve iki adam da herhalde bu karanlığın içinde bulunuyorlardı. Birdenbire bu iki hayal karat- lıktan ayrıkdlılar. Gamanavadan çok çok ön metre uzak bulünüyoör* lardı. Bunlardan birisi durarak ct- rafma bakındı. Sokak sessiz ve ten- haydı. Yalnız yuvarlak pencere- lerin bazılarından ışıklar görülü- yordü, Her ikisi de tel kafese doğru git- tiler ve biribirlerine bir şeyler i- sıldadılar. Bunun üzerine biri par ketlerden birini uçuruma — doğru attı ve aşağıya düşen paket yuvar" lanırken gürültü yaptı. Gamanava bu esnada kalbinin çarptığının farkında değildi. Gözr lerini faltaşı gibi açmış bu iki ada- man ikinci ve pek ağır olan paketi de uçuruma attıklarını gördü. Tek- rar aşağıdan bir takım gürültüler kayboldu. Gamanava titriyor — ütriyordu. Yerinden hareket edecek halde de- Bildi. Diğer taralftan da korkudan titriyen ve biribirlerine — çarpan dişlerinin sesleriyle iki — adamın kendisini bulacaklarından da kor" kuyordu. Gamanava San her ne kadar körkak ise de, o derece de mütecessis ve meraklı bir adamdı. Göğsünde korku ve merak hiri- birleriyle mücadele ediyordu. İki eliyle çarpan kalbini tutarak — tel kalese doğru ilerledi. Yüzünü tel kafesin deliklerine dayıyarak uçu" ruma bakmaya başladı. Fakat kar ranlıkta bir şey görmek mümkün değildi. Acaba bu paketlerin içinde neler vardı? Acaha bunlar çaldık- ları eşyayı buraya sakdlıyan hırsız” mıydılar ve günün birinde buraya gelip bu kiymetli eşyaları alıp gi- decekler miydi? Belki de bu pa- ketlerin içinde bir insanı müddeti hayatınca geçindirecek bir servet vardı. Ah, bunları yukarıya çıka- racak cesareti olsa... Fakat, Gamahnavanın servet sa* hibi olmak fikri galebe — çaldı ve bu his korkusunu yendi. Gamanava derhal kafesin telle- rine tırmanmaya başladı. Bunun- la beraber dizleri titremekteydi ve bütün kuvvetiyle kafese — tutunu- yordu. Bizim Gamanava artık bir genç değildi ve vücudundaki eski çeviklik de kalmamıştı. Bunun i- çin kafesin üstüne çıkasıya Kadar pek zahmet çekti. İki buçuk metre irtifamdaki — kafesin — üzerinde | elbise ile, tırmanmak da bir maha- Askeri | retti. Kafesin diğer taralma gelin- ce yere serildi, bütün — kuvvetini sarfetmişti. Her taraf sessiz sada” ' sızdı ve Gamanavanım bülündüğü “uçurumda da her şey sessiz sadasız dı. Gamanava kendini biraz toplan dıktan sonra uçuruma İnmeye baş ladı. Fakat çok sürmeden Gamanava- | nın evvelâ başı sonra vücudu gö- “ründü ve tekrar caddeye çıkınca evvelinden daha ziyade titriyordu. Nefesi kısılmıştı, elbi- işitildi ve iki hayal da — ortadan | Tekrar aşağıdan bir takım gürültüler işitildi ve ortadan kayboldu. Gamanava titriyordu. ! bir şekil almıştı. Kısa Bıyıklarının telleri bir süpürge gibi her taralfa dağılmıştı. Gözlerinin içinde kor- ku parlıyordu. Geldiği yolda müm kün olduğu kadar hızla koşmaya başladır. KİBURA SAN'IN TALİİ Tamanoideki üçüncü polis ka: rakolunda polis Kiburanın nöbeti vardı. Takriben 20 yaşlarında bu- lunan Kibura tahtadan binanın i- çinde bir masanın önünde iğilmiş güzel güzel hariler yazımnakla meş- güldü. Karakölun kapısı açıktı ve Kibura oturduğu yerden dışarda ne var ne yok hepsini görüp işite- bilirdi. Fakat her şey yolunda gi- diyordu. Zaten bütün gece bu ma- hallede kavgacı ve sarhoş — olarak tanınmış leblebici Umaydo ile bir gemicinin yaptıkları ufak bir kav- gadan başka bir şey — olmamııştı. Bunlar da Kiburanım polis elbise- sini görünce kendiliklerinden — sır vışmışlardı. Bunun için Kibura bü tün gece yazısını güzelleştirmekle ve yazı talimile meşgül olmuştu. Kibtra kalasmı sola eğerek ve dilini de dudaklarının arasından uzatarak çızır çızır kamış kalemle Japon harllerini bembeyaz bir kâ- gız üzerine yukardan aşağıya doğ- ru sıralıyordu. Bu iş onun için ha- kikaten pek ciddiydi. Eğer güzel yazısı olursa, herhalde terfi eder ve çoktanberi rüyalarında — gör- düğü birinci sınıf polis alâmeti o- lan sarı şeridi üniformasının — sol koluna takabilirdi. Hattâ —Kibu ra buü terfi meselesi için — çoktan Shinto mabedindeki ilâhlara bol bol mumlar adamıştı. Bu onuüun başlıca arzusuydu. ,İşte tam bu sırada da bunu te- bunu o anda anlayamadı, nitekim insanlar hayatlarında bu gibi ba- z MİM nghinhı âcizdirler. Binaenâaleyh bizim genç polisimiz önünde böyle bir talih yerine şişmanca, zorla nefes alan, terli ve kirli bir adam gördü. Bu- nun elleri ve elbiseleri tamamiyle çamurluydu. Kibura Sanı fte pisliği te de he yecanı severdi. Halbuki — bu içeri giren heril hem pis ve hem de bür yük bir heyecan içindeydi. Müsa- ade almadan, şorup sormadan içe- ri bir fırıldak gibi fırlayıp girmiş- ti.. Hattâ selâm vermemiş ve ha- ter bile sormamıştı. Kibura suratını asmıştı ve bu terbiyesiz herifi yola getirmek için evvelâ burnunu sildi, sonra — onu baştan aşağıya süzdü. Fakat içeri gireni azarlamadan, — gelenin bir hortümdan boşanan su 'gibi ardı arkasma anlattıkları ve bunların ehemmiyetleri onu şaşırtmıştı. ve Kibura biranda şeyi — ünutmuş tu. Bu herifin anlattıkları iyi olma- dığı gibi, mümkün de değildi. Bu mesele Kiburanın vazife — düstur- larımnda bulunmryan bir meseley- di. Kiburanın çehresi değişmişti. Ö şimdi bir şey yapmalıydı. Fakat " nünde o hiç hazırlanmamıştı, bu- nunla beraber herhalde ve derhal harekete geçmek lâzımdı. çindeydi ve fikrinden bütün zabıta maddelerini birer birer geçirdi (o bunları kelime kelime ezberlemiş- ti) ve meseleye uygun bir madde arıyordu. Ve böyle hir maddeyi en nihayet buldu: Bu madde bir ihbar vukubulun” ca evvelâ şahidin ismini, ikamet- gâhını, yaşım, mesleğini, evli ©- lup olmadığını tespit etmekti. Bu madde doğruydu. Bu herif bir ih- har yapmaya gelmişti, binaenaleyh bu bir şahit-demekti ve İlâzımgelen muamele bu maddeye göre yapıl- malıydı. (Devamı var) ri fırlayp girdi. Fakat polis Kibura' ne yapacaktı? Böyle bir mesele ö- | v. Milli Küme talimatnamesi Klüp murahhaslarının imza- ladıkları talımatnamede Yeni neler var? Müli küme talimatnamesi için An- karaya çağrılmış olan İstanbul klüp- Jeri murahhasları dün şehrimize gol- lan bazı küçük tadilâttan sonra, bu seneki millt küme talimatnamesi mu- rahhâaslar tarafından imza edilmiştir. Talimatname şöyledir: 1 — Miüli küme maçları için teş- kilât avans'olarak 3000 Hira vermiş- tir, 2 — Mahalli maçlarm hasmlatı ay- ni gün maç yapan klüplere mütesavi- yen taksim edilecektir. 3 — Cüumartesi gümnüne tesddüf e- den İstanbul maçları Taksim stadın. da oynanacaktır. 4 — Deplâsman maçları için Tatan- | bul takımları ikişer ikişer, Galatasa- rayla Foenerbahçe, Beşiktaşla da Vefâa 'takımları soyahate beraber çıkacak- lardır. 5 —- İngilltere futbol — cemiyetinin kabul ettiği yeti nizamnamaye güre takımlarda üçer oyuncu bile kalsa ©- yunlara devam edilecektir. Bu güretle takımların ne kadar o« yuncusu sahadan çıkarılsa — maçlar Rıza, Mehmet, Sadri ve Saljm bu ke- mitefe seçilmişlerdir. 10 — 6 ve 7 nisanda Galatasaray- la Fenerbahçe İzmire, Beşiktaşla Va- fa da Ankaraya gideceklerdir. İzmirde ilk maçı Galatasaray, Al- tınardu ile, Fenerbahçe de Altayla yapacaklardır. Aynı tarihte Beşiktaş — Ankarada Muhafızla, Vefa ise Gençlerbirliğile karşılaşacaklardır. l1i — Fikstüre göre İlk hafta ma- ball!, ikinci hafta deplâsman maçla- ı yapılacaktır. Kız mektepleri ara sında dün yapılan Voleybol maçları Kız Muallim Mektebi ikineiliği kazandı Kiz mektepleri arasında üç ay. danberi yapılmakta olan voleybo! müsabakalarına dün de devam &. dildi. Müsabakalar şampiyonanın i . kincisini tayin edeceğinden ol . dukça ehemmiyetliydi. CUMHURİYET — İSTİKLÂİ riyet - İstiklfâl takımları arasında yapıldı. Her iki takım da aşağıda. ki kadrolarla çıkmışlardı: CUMHURİYET: Meliha, Ni, hal, Hayrünnisa, Bidar, Semahat, İSTİKLÂL: Halide, Türkân, Fııllâ, Hürrem, Mediha, Na nre. Oyun başlar başlamaz Cumhu. riyetliler hâkimiyetlerini kurdu. lar, İlk& seti (15.3) ikinci seti de /(15.-5) gibi mühim bir farkla a. KIZ MUALLİM — KANDİLLİ Günün en mühim karşılaşması ve şampiyonarnım ikincisini tayin edecek olan bu müsabakaya ta. | kımlar aşağıdaki maışlardı: KIZ MUALESŞMMV: Fevziye, kadrolarla çık. Melâhat, Meliha, Muzaffer, Hay. ! — Mektepler arasında Futbo! - Voleybol müsabakaları İstanbul mektepleri voleybol ve futbol lik heyetinden: 16.38.94)0 cumartesi günü ya- pılacak futbol maçları: TAKSİM STADI: Saha komiseri: H. Savor, Hayriye lisesi — Pertevniyal li. sesi saat 14, hakem T. Özeren - gin. Haydarpaşa lisesi — İstan- âul lisesi 15,10, hakem Â. Â. em. SEREF STADI: Saha komiseri: C. Tiniş, Bo. gazici lisesi — Ticaret lisesi sa- af 14, hakem N. Gezen. Vefa — TSamt M, saat 15,10, hakem R. 'ON. Bayoğlu Halkevi salonunda: Saha komiseri: H. R. Yalmı, Taksim lisesi — Şişli Terakki Hsesi saat i4, hakem N. Moran. Erkek M. M. — Kabataş L. sa. &t 14,30, hakem N. Moran, Ga- latasaray lisesi — Işık lisesi Ba. | at 15, hakem N. Moran. riye, Fatma. KANDİLLİ: Hadiye, Bedia, | Sıînı. Mediha, Fahrünnisa, Bah. riye, Oyuna Kız Muallimliler büyük bir enerji ile başladılar ve dabha ilk dakikalarda hâkimiyeti elleri.. | ne alarak sayı adedini fazlalaş. tırdılar. Bu hâkimiyet karşısında Kandilliler ancak 2 sayı alabildi. ler ve birinci set (15.2) Kız Mu. allimin galebesiyle bitti. İkinci seti de yine Kız Muallim takımr (15.7) kazanarak şampiyonanın ikinciliğini garanti ettiler. İNÖNÜ — BOĞAZİÇİ Üçüncü müsabaka İnönü ile Boğaziçi takımları arasında Yüz pildi, İlk seti İnönü 16 . 14 ka. zandı, İkinci seti 15 . 9 kazanan Boğaziçililer son sette güzel bir Oyun tütturam İnörlülüler karşı. sımda 15 .7 mağlüp olarak müsa. bakayı üç sette kaybettiler, Futbol turnuvası Galatasaray klübü, 4 klüp ara » sında bu hafta yapılacak bir futbol turnuvası tertip etmiştir. Galatasaray, Beyo r l tuluş ve Şişli tsğığlm“m aı;ı.sîudı â&r saat olacak ve her klüp günde Ç Maç yaparak milsabalkayı günde bitireceklerdir. ğ Takmlar puvan hesabile dere - ce alacaklardır. Pazar sabahı ilk maç Galatasa - ray - Kurtuluş arasında saat 9,30 Sadn'- ltâıîn:sn sonra 10,30 da Şişlâ e, BAR! e de Beyoğl Fi AA bt yoğlusporla kar. Tebliğ Beden Terbiyesi İstanbul At letizm Ajanlığından: “Altın çivili müsabakaları” at malarr martım 17 nci pazar günü sabahr saat 9.30 da Şeref stadın. da yapılacaktır. $ üncü katapori gülle ve disk. 3 üncü katagori gülle, disk, cirit, 1 inci katagori gülle, disk, cirit.

Bu sayıdan diğer sayfalar: