v ” Mİ AT ve Ke Yy sStof Küin Sinema h “a | a da SAZI Eölmez “Bahrimu. l a Tirtmaya, tatuldtğunuz #. Pei a kimse ehe Seles © Kamarasında ya, bade seri | Li ve Gi yanı birkaç has A başka, etmiş bir iki yet ö selen kalmamıştı. i Yetim. semaya © girmeğe Vi ekagı Selarun kapsama gel ui ta , YOL arkuğaştarından ş S Kaya Girme i Sip den? Reş öm Bisteriyorar, fenalik > Pata “a e . t Mam Pr, ne ei < pe a facia) İZ. * Stmaya air, | İ Gülnar © çarptıkça, e İspelerine kadar çıkı. | çe He, e irisi in) i İMA alyş da görünce büs- | vi * Nasıl dışarı fırla- Zer a atm, ee a Karig yi deha fazla komur İ Merke, Erisin; kapım. li inne mahsus, yazı ardı - ny Ye ite, duğu yerden içe ii Sika delin; taç, > Zehitle twdavi O eden SİYİYL söker, tabirini kaş şefin vardır ama deniz > İN , “; Na 1 ar gösteren filmler Pihur etmemişti, Bu, Wükça Büyük bir prog. K. frenk aklı. <ekilmekten başka ği Keğli ertesi akşam i Mem Keşki © fırımalı Ni N MİX filmler gözterilsey | N giremez ol- j i sıkışarak ilerledim. Otu- gelecek felâ- EE A 1 iy Kün gez TAZİA glçmen bir &- Na Beri kent al Ml Ha Meri'de bir Yazan: Vasfi Rıza Zobu ga | Kurtulmağa imkân yek. İ için kuvvetilee zorlüsam, Mx Ye İştihakver olmz. 4 e dolayı o tas e EZE değil. Bilg ar Yer, olduk- Yatım, — sine Ağrıyacaktı. NB Perdeyi ve per. iŞ #eyl görecek- eya diyeceksiniz ii ; Parlamadan çıkıp Bt ay iylemesi kolay. eye, on kişiyi bis çan, b Kadar zahmete kat Na, Selmin, Şimdi aa? buradan çak. enem, adığım — bir ta 9 Sai seteb ola- Gi ların terbiyesini olaıg MÜT içitayim.. 1 yerde kal- Mi : iğ iğ perde. i eğim. © Belki p Ny a Puflayaca), 2 Amma, bütün A ağa karar ver- ye İN aşa Rİ ld geç. » ha dn m de başındı, tik, ete Arkadan boyun dt Vi nin > göründü. N a, de de bir te teiaş 2 SOLA Kıyetup “e, > Byk ama denir. Raya e a © Güzımdaki ka. ğin ı MANİ LİLLE LİLLE Kolomb'un Murtasına Doğru... KARARMAMASI safası din da rahatsız. O da görebilmek için benim taraBima iğildi.. Acaba (biraz ten de iğüip baksam wüY Hiç olmaz. sa kimler oynuy mu gö D, az kıvdrm. ç lar yüzüme değdi. Hafif çekildim. O, aksine, Biraz daha bana doğru iğildi Elinde de hiğirtii bir şey Yar. Bir çi. İçinden bir portakal çıkar. dı. Muhakkak ulşam yemeğinden yırmış, sofradan almıştır. Baş pa: piağınm tırnağını, portakalın dağ li tarslındaz kabuğunun altına geşir Gi. Pis boğaz karı? bem #ineira sey. | redecek, hem Yemiş yiyecek... Bizi liyatroların bazı müşterileri © gibi “münasebetsiz insan, yalnız (İstan. | buldan değil, işte böyle Amerikadan da çıkıyor. Tuh Allah müstahsklımı versin! Soyulmuş portakah ortasından yürtır» ken fışkıran suları yüzüme gözüme Yanımdaki şişman herif de | bududunu tecavüz edip buna öyle | Abanmış İt portakal suk için, sağ cebimdeki men mağa imkân yok. Erden #mtumda bir fazlalık bimset. | tim. Kadın portakalın: bitirmiş bana doğru Iğilirken, muvazenesini bulmak için bir islinet noktası aramış, Kolu. nü sol tarıfımdin uzatıp, sandulye- nin sağ tarafına isâbet eden nokta sini tutmak istemiş, Eline daha koley | olarak, benim sağ ornu.um geçmiş G- lacak ki, oraya çengellenmiş, Biraz sıkıca çekince, önümüzdeki | iki adam #rasımdaki boşlukta başbaşa saçsaça, hattâ yanak yanağa geldik. w sıçradı. | ! Portakallı | islak el, bütin kuvvetile boynumda | ümikli. Bu, sulu yemişten, suratım | gibi elbisem de kızmietiri aliyor. Saz ki bütün sinema belkı bizi seyredi. | yormuş giti geliyor bana... Çekmek bilsblitür. nazarı dikkati oslbelmekten korku: yarimi, . Acaba deli mi? Olur iu olur! As islik olan bir mahlök bu o halt eder mi? Ya boğuzunı sikarsa ?. Ya “İm. dat, bü slam bana Tecavüz ediyo diye bağırırsaT Vapur haderce ve Zö- bitanı içinde ingilizceden başka llsan bilen yok, Kendimi nasıl müdafaa «- Gerim, Vakın bu adamlarin İşaretle konuşmaktan “pandomima,, ütehas- #ısı oldum. Oldum ama “hayır, ben ora değil, o bana durup —Gürürken musallat ojdu. Ben burada #ikigüniy kalmıştım, gibi uzun izahatı işaretle baml anlatabilirim, Bümiyorum re kâdie saman geçti. Ve biz büyle siheme zanparaları gibi sarmaz dolaş ne kadar müddet olur dar çıkmak lâzımdır. daha ziyade ha; t eder; gehl, Bir de vasati hararet 11,3. 17, kış mevsiminde 5,3. Yaz ile lerine'benzer, başka bir yıl da nenin vatati hesaplarına göre, Bu kârarsizlıktan başka © var, İstanbulün en yüksek ve en aşağı hararet dereceleri Diane!, kapıyı açan ev sahibine yalvardı; — Bane verecek eski bir pan - tolonunuz ver mı? Adam cevap verdi: — Karım evde yok. Yarın gelin de ona sorun. — Fakat ben &rkek pantolonu istiyordum. — Sisi gördüğüm gündenberi eve | gidiyorum, diyarı miıyorlar, gidiyorum, dışarı atıyorlar, — Niçin? — Çünkü bambaşlın bir “adam ol duma? Daireye Yalan . Annesi, çocuğu nzarladı: — Yalan söylemek çok Yena şeydir. Yalan növliyen çocuklar ne olur lir misin? — Büirim arne, — Ne olur? — Tranıvayda Dijetsiz giderler! Parmaklık Mahbus, höcresine girdiği za - man penceredeki oparmaklıkları görünce şaşırdı ve gardiyana 8or. dü: — Neden pencereye parmaklık koydurdunuz ? Buraya da hirsiz gi- rer mi sanki! Kârlı iş — Demek Işleriniz iyi gidiyor mu bari? — Hamdölsun, Bu sayede ser. vet bile yaptım. — Asansör malzemesi yapı. yorsunuz değil mi? — Evet. Yaptığım şundan k baret! “Asansör bozuktur, İşle. “wüiyor,, levhaları Yapıp © #atıyo, rum, duk... Nihayet ışıklar yandı. Karı ya- kamı biraktı, Olanca hızımla, o san- dalyaların Üzerinden allayaralk kendi- mi dışart fıriattrm. Kendi Kendime #öyleniyordüm;: , — Keşki gene fırtına olsaydı, keğ- ki fırtınalı kavada da dalgalı filmler gönterilsevdi de Krras r bu sinemaya giremez olanydım. Yasti K. ZOBU a bari Eski İstanbullular, burada yaz ve kış mevsimleri önceden belli olmaz, lodos eserse yaz 6. lur, poyraz eserse kış, derler- Bi... Atalarımızm bu sözlerinin doğruluğu Istanbulda hava ista” tistiklerinin neticesile de mey- dana çikar. Burals on altı sene sırayla tutulan bir hararet istalistiğine göre, bu kadar müddette bir senelik sıcaklığının vasati dere- cesi, tahil santigrad hosabile, 13,7 dir. Bir kere bu vasat! sıenk. lik Jatanbulun erz derecesile hiç mütenasip değildir, Bir sene içinde bu vasati dereceyi bulmak için ti Kopenhag şehrine kas Yine bu on altı sene içinde İstanbulda en yüksek hararet derecesile en aşağı derece arasındaki Azam! ve asgari hararet ârasmda en büyük fark 54,9, en küsük fark 31,3. Bunlar için müstesnadır denilse on altı senenin vasatisi alınmena yine 333 derece eder, Gene İstanbullular aynı arz derecesinde bulunan terin hiç birinde görülemiyen büyük bir fark... farkları bulunca İrsan dereceleri yaz mevsiminde 22,1 sonbaharda kış arasmda fark 16.8 derece... Bu sayıların hepsi İstanbulda sıcaklığın kararsızlığmı göste- rir. İstanbul bir sene Pekin veya Amerikadaki Beltimor şehir Fransanın cenubundaki Nis geh- ri gibi tatlı olur. Ancak bu kadar soğukluk veya sıcaklık bir 86. yani yıl içinde farkları düşünür. veniz Atalarımızın dedikleri gibi, Jodosa ve poyruja Yöre, daha ares” eek hir yi , fabrikatörsünüz * | Doktor teselli etmek lüzumu. nu duydu: — Metin olunuz, Kaynananızin ancak birkaç günlük ömirü kal- dı. Muh&tabı tevekkülle oOomn; silk; — Teşekktir ederim dökto: cuğum, Fakat fazla Uzül bir cihet göremiyorum, Bir gün daba nasıl olan tahammi. ederim, Bir usul — Ben mi? Eğer bir alacaklı ba- na mektup yazarak alaen terse onu borç ödemöği serim. Mektup yazarak istemezse? — Mektup yazmasını beklerim, imkân yok ki Kavga ettiklerini anlatıyor du. Dedi ki; — Ona elimle vurmağa tenez. zül cimezdim. Ancak tekmem lâyık biriydi, Fakat ne çare k buna imkân bulamadım. Sordular: — Neden? — Bacaklarım ondan... — Neden? — Kaçmak için sım değil mi ya? — Arkadaşınızın baloya gelmiyece ğine emin misiniz? — Hiç şüphem yok. Çünkü onun trakımı giyerek geldim. — Veretiniz girndilik bir sene sonra nitemş İlra yaparız. — 0 halde bir sene sonra gelirim. kırk Hira, Istanbulun soğukları ve sıcakları Yazan: Dr. G. A. daki büyük fark hcaha soğukların mu, yoksa sıcakların mı fazla” Uğmdan ileri gelir? Gene o on alti'sene içinde İstanbulda hararet ancak bir de- fa 385 dereceye kadar çıkmış, geri kolan on beş yıl içinde en yüksek sıcaklık 20 ile 36 derecesi dar büyük fark burada #icaklardı dan ileri gelir... Bir iklimde sıcaklık derecesinin bep bir kararda gitmemesi, oynak olması o iklimde yaşıyan insanlar için iyibir şeydir, Pi- rimiz İpokrat hekim daha iki bin yet sicaklık bir kararda olnuyan mertikalılarm en yeni tecriibeleri dik ettirmişlir. Hararet dereğesi bir kararda olmayıp da sik sik değişirse issanlarn zekâsı daha parlak olur. Merelh bir üniversitenin kü. tüphanesinde hararet dertoesi sik sık döğişlirildiği Vakıt tale- benin. riyaziye meselelerini daha muştur. Stcak'ık derecesinin kendi kendine ve sık sık değişmerine İstanbulluların da zeki olmadıklarını kadar kimse lidia etmemiştir, Fakat insana mez. Amerikslilarin tecrübelere göre #tcaklığın sik sık değişme. maruz bulunan sile insanın çalışkanlığı da artar, “rilen fabrikaların mahsulü daha Halbuki İstanbulluların zekâları derecesinde çalışkan olma” dıklarını iddia ederler, Bu gevşek! burada hava tazyikinin vasati de gelse gerektir, Sıcaklık derecesi kararsız olan güzel İstanbulumuzda hava tazyiki da biraz daha olsnydr mahalle kahvelerinin ilk vatanı burası ulüazdı,., Fakat şu gözle Yolunu bütün dünyaya öğretmiş bir alâmet sayılabilir. meşguldü de; koşmak lâ... EV n İ iy! Zevksizlik demek, ev döşemek meselesinde lüzumsuzun ihtirasla kullanılması demektir. Bv düşer ken dahili dekorasyona ait bir şey alındığı zaman onun şeklinden da- ba evvel ne gibi bir iüzuma cevap verdiği düşünülmeli ve kendi göre“ ceği vazifeyi en iyi görecek şeklin | de İntihap etmelidir ki, zevksizli İ ğin önüne geçilebilsin. Kendi işini iyi gören bir eşya hattâ tam son inde olmuştur. Demek ki oka. inn değil, goğuklarm fazlalığı. şu kadar yüz yıl önce, medeni” memlekette * çıktı, demi öc büyük hekim'a sö; kolayca hallettikleri sabit ol şimdiye yalnız zekâ yetiş- Meselâ sıcaklığı sık sık değiş- çok olur. lik - geçen gün yazdığım gibi recesi birax düşük olmasından dünyada biraz da dinlenmek olmuk de İstanbulun zekâsina G. A. MARAS AARA KARARMA ARA AAA RARAEAAAA AAA ARAR RAAR ARA RARARAAAARAAMAA KÖTÜ modâya uygun dahi olmasa moda sı daha ziyade geçtikten sonra bi- le höşunuza gidecektir. Çünkü gü ?ei bir eşya daima sade ekonomik olan ve hangi iş için almmışsa 0. na en elverişli olanıdır. Zevksizlikten © çekinmek için size birkaç zevksizlik ve zevkte isa” bet mümünesi veriyoruz, 1 — Ortada iki, iki daha döra e der gibi hakikat vardır. O da bir lâmbanın ilk vazifesinin etrafı ay” dınlatmak olntasıdır. Eğer bir masa lâmbasımın üstü ne beyaz parşümenden düz bir a- pajur konulacak olursa odanın her tarafına ayni şekilde ziya verecek ve yarın da demode olmıyacaktır. Halbuki ikinci lâmbaya bakınız. Şu 'yılanlar nasıl bir İşe yarıyor? Bunların ne lüzumu var bu saçak” lar nedir? 2 — Fotoğraf çe'çevesinin- İşi bir fotoğrafı muhafaza etmektir. Bunun için çerçevesinin fazla süs” lü olmasına ne Jüzum vardır. Düz çerçeve nazarı dikkati yalnız için” deki fotoğrafa çekecektir. Bunun için düz çerçeve süs'üsüne bin kere müreccalitır. 3'— Ho takımı İş için yani yazı yazmak için kullanılır. Masa” nazım Üzeinde buluruşunun sebebi size faydalı olmasıdır. O halde ni- çin onu iblo gibi intihap etmeli, Düz kristal bir hokka dır rurken, şu köpekli hokkanın “yazı masası üzerinde işi ne? Bir köpek burada ne arıyor? Böyle bir sual aklınıza gelmiyor mu? — Marp ayunu Alman tahtelbahiri idim, arkadaşlar beni balardılar? oynuyorduk. Ben