ny ze *0l eli eden zak tin) EE İçin omu gı basta bir ML yn Üstüne doğ ig aş tap drasma gö - A i nan, Sanki duy. a İYe 1. bay eme İMİŞ gibi sa- p i başladı. Bi m lm a P kocaman R din gördüm. defa daha tek İS Olma, Malt, Ne oi. x Me — 95 — atarak ondan ayrıldım ve bıça Ydum. Kurd Larsene beletım. kali alnını bastırıyordu. j ti arak olta kür | dudaklarıma götürerek ona susma | amı işaret ettim ve doğ, uca Kura İm işaret etlim ve doğruca Kurd İasenin kamarasına gudim. Bı raktığım vaziyette yatıyordu. Ba şı iki yana sallanıyor, adeta kıvra. Biyordu. i — Bir şey ister misiniz? diye sordum. Evvelâ cevap vermedi, fakat ay nı suali tekrarayınca: — Yok, yok, dadı. İyiyim. Be ni sabaha kadar yalnız birakın Dışarı çıkmak üzere döndüğüm sırada onun başı yine sallanma - Za başlamıştı. Mod beni büyük bir savarla ordu. Onun başırın müğrur duruşu ve muhteşem, sa - kin gözleri bana âni bir zevk te . beyyücü verdi. O gözler, osun nr hu kadar sakin ve emin gözlerdi — Alta yüz millik bir yol için kendinizi bana ermaiyet eğer isi niz? dedim. — Yani? dedi, Ne yapacağımı tahmin etmişti acaba? — Bizim için sandala at'ayıp uzaklaşmaklan başka çare kalma- dı, dedim — Yani bunu benim hesa'ima orsunuz. Değil mi? ki Çünkü siz burada gayet emursi - niz. Sözümü tekrarladım; — Hayır, dedim, ikimiz için de ondan başka çare yok. hemen kabil olduğu kadar | giyinin ve yanınıza almak istedik - lerinizi de bir paket yapın. Kamarasına döndüğü sırada : — Gayet çabuk olun, diye ilâ - ve ettim. Geminin erzak anbarı salonun tam altındaydı. Yerdeki kapağı ka'dırdım ve elime bir mum ala » | rak aşağı atladım. Mühim bir kıs | mını kutu konserveleri teşkil eden bir yığın erzakı kapağın ağzmda | bekleyen Moda uzattım, i Hiç pâtırdı etmiyorduk. Taşı yabileceğimiz okadar battaniye yün ediven, muşamba, kasket ve salre de aldım. Ufacık bir sandal la böyle sert denizde uzun bir yolculuğa teşebbüs etmek kolay bir mesele değildi, Kendimizi su; ve soğuğa karşı muhafaza etme - tiydik. HABER — Akşam pus... 7 Hindislandı dünyunın en eski'masan” —ı3ı — 35 yalanı salıpiler arasında Yazan. & Buseh geçirmiş bi Aimen seyyahş Bu kemikler ve kafataslarının insan kemikleri ve insan kafatasları olduğuna hiç bir şüphe yoktu. Ne olursa olsun Oo mağaram, kinci bölmesine de girmemek iümkün olamazdı. Ikinci bölmenin ağzında işa etime amade bir hakle duran dama: — Gir! diye bağırdım. Adam timsah gibi ikinci de ükten de süzülüverdi. Arkasın dan, tabancam dalma elimde ©* larak ben de girdim. Ikinci bölme çukur bir yer ol! duğu içia ayağımı ihtiyatla at maya ve yeri bulduktan sonra bir elimie bölmenin ağzınd:'ı kayalara tutunarak (o girmeye mecbur oldur, İçeriye girince! gene ihtiyatla bölme ağzının he men önünde durarak beldedim. Burası nisbeten daha Karar! lıkça bir yerdi. Gözlerimin — ranlığa alışmasını bekliyor ve en ufak bir gürültüye bile Ku! lağımı vermiş, tetkikle bulunu - yordum, Iiraf ederim ki bütün soğuk kanlılığımı muhafaza etmek hu susundaki gayretime orağmen kalbim hızlı hızlı vurmaktaydı. Gözlerim karanlığa alışır a“ luşmaz önümde gayet geniş, fa- j kat bir dehliz gibi uzanan ka ranlıkşa bı mağara belirdi. Hemen timsah Adam ara dım, o, msğaratın orta yerine oradan dönüp bana bak- hı. Mağaranın etrüfimiz ği ler o birdeni:”e töylerimi ürpertti. Zira mağa ranın iki tarıfına da bir çok kemikler ve kafa tasları yığır mişti. Bu kemikler ve kafatasları nın insan kemikleri ve insan ka falan olduğuna (hiçbir şüple yoktu. Demek bumağıra Tufan adamlarının bir hevi mezarıydı. Yahut da bu tufan adamları insan yemektedirler. Fakat en ziyade hayretimi mu. Gip olan şay mağaranın dibinde, sağ tarafta duvara dayatılmış o - lan gayet büyük bir iskeleti, Bu iskelet toprağa oturmuş bir vaziyette duruyordu. Fakat gayet büyük olduğu için herhangi mahlüka sit olduğunu kestiremedim. Garip bir merakla otaya doğru ilerledim. Yakınına gidince müthiş bir hayret hisset - Kaptanı aktör bir yat Sahibini deniz tuttuğu için rıhtıma bağlandı Filmlerinde ateşli bir genç olan Amâörikalt aktör Ceymsa Kagney (Jams Cnşney) bir müddet evvel güzel bir yat gatm almıştı. Fakal Katalina adası açıklarında yapılan kısa bir gezisliyi mütemkip denir | sovdasmdan vazgeçmistir. Çünkü keondivini müthta surette deniz tut- tuğunu arlarıntır. Aktör buna rağmen vip #etrenle *stemiverek gemiyi bir rıhtıma sekmistir. Deniz cok sakin olduğu şünlerde arkadan'ırımı yata davet ve eğlenceler tertip etmektedir. Bu virivette yatm süvariliğini bir behriyeliye verilmesine de lüzum mörülmemis. anbik hir aktör bu va- #ifeye getirilmletir. Küçük Haberler * Amerikada bazi büyük artistler ve rejlsörlerin teşkil etmiş olduklar birleşik örtistler şirketinin o Duglas Feyrbanksm ölümile boşalan hisse darlığına meşhur rejisör Krank Kap ranın getirileceği söyleniyor. * Franarz yıldım Bövij Föyyer şim & Yransada bir tUyatio turnesi yap- maktadır. Güzel yödız meşhur “Ka mektedir. Geçen barta o müthiş bir beyecan geçirmesine sebeb olan bir « | bidlse olmuş, makyajeisi artistin yü İ züne makyaj yaparken kalb sekterin. 45 birdenbire düşüp Bimliştiir. * italyada sinema sanay'inda çal. şanların azami kazançları tahdit edil- miştir. Hiçbir yıldız, rejisör veya tek, nisyan 80 bin liretten fazla para sla- mayacaklır, mm ii Kiralık ev maraya müraçasi, tim. Zira, yere oturmuş vaziyette duvara dayalı olan bu iskelet en aşağı 34 ötre buyunda muazzam bir mahlükun İskeletiydi. Fakat bu iskelet de bir insan iskeletiydi Hattâ dişleri olduğu gibi kalmış. iri kafasında omuzlarına ka dar sarkan uzun saçlarını da ol - duğu gibi muhafaza etmişti. İskeleti sön deece büyretle bet - kike başladım. Acaba bu bir goril iskeleti miy- di? Fakat Afrikağaki çok tehlikeli seyahatlerim esnasında da pek ya- kından görmüştüm ki, Kameren * İn cenup ormanlarında yaşa - makta olan ve yerlilerin (dev-gm rillalar) dedikleri dünyanın cn büyük gorilleri dahi iki metre be yunda idi'er, Böyle dç. harâ dört metre boyunda goril görülnemiz tir, Binsenaleyh bu İskeletin »ir gö- til veya urangutan iskeleti olrm- sına ihtimal veremiyordum. Vaka iskeletin belkemiği biraz öne doğru eğri bir halde idi maymunlarda umumiyeti> böyle olur. Fakat iskeletin elleri ve ayakla" rı, İnsan el ve ayakları o'duğu gz bi, kafatasının şekli ve bilhe-sa uzun saçları onun bir İnsan oldu « Buna şüphe bırakmıyordu. Bununla beraber, gözüme ina namıyordum. Zira 3:4 metre bo. Yunda insan şamış olucağını hiç bir zaman dü; Timsah adam benim iskeleti kun Caladığımı görünce mem“up bir halde ayaklarımın dibine gelmiş - ti. O da tek sağ eliyle iskeletin k& m'klerini tutuyor, onu okşuyor gi bi yapıyordu. Onun iskeleti okşayışı onlarca bü iskeletin muteber ve uğur!" bır şey saydığına şüphe bırakmıyor * du. Fakat bu dilsiz yarım adama bu iskeletin ne olduğunu nası! sorabi- lirdim? Merakımı tatmin etmmze imkân olmadığı için son derece canım sıkılıyordu. Adama işaret'erle evvelâ mak . sadımı anlatmağa çalıştım. Bu iskeletin ne olduğunu $or - dum. Adam iskeleti Mağa ir. Fakat onun dilsiz sesler çıkaran tek eliyle yantığı işaretler den ben bir şey anlamıyordum. Nihayet en kaba isaretlerle: — Bu adam ölmüş! Dedim, Adamın bu işaretimi anladığı ni gör k — Neden! Ölmüştür! Diye gayriihtiyari tekra'"h Sonra? w — Nerede? Ne vakıt? Gibi işaretler yaptım, Timsah adam adeta yarı beli ne kadar doğrularak bana işaretle gayet havret verecek bir şey anlat mağa çalıştı. Adamım maksadını anlamak i- çin son derece ceht sarfediyordum Nihayet, yanılmadımsa, adam bana: — Ölmüstür ama.. Run can. İrsı var.. Orada! Orada! Görecek* sin! Göreceksin! Diyor gibiydi. Adama kendi femret'erini takar ederek böy'e mi demek istediğini sordum, Sevinçle: — Evet! Dedi. Hayretleş — Bunun canlısı var? Nerede? Diye sordum. (Devaana var) » | mi külle .. .— Isveç jimnastiği Biz usule değil: usulü kendi imkânsızlıklarımıza uydurmak mecburiyetinde kslmışsak, bundan te- veilüt eden semeresiz neticeyi İsveç usulüne yük- lemek büyük bir nankörlüktür. Yazan: Beden Terbiyesi öğretmeni . Bundan bir müddet evvel yine bu gazetede (İsveç jimnasükleri) hakkında bir yazı yazmıştım. Fa kat muhtelif gazete ve mecmualar. da dihanşilmul bir kıymeti olan İs. veç jimnastikleri bakkında çok değişik malümat verilmiş olduğu - nu gördüğümden tekrar bu mev - *zua temas etmek mecburiyelini hissettim. İsveç usulü jimnestiklere, maa- lesef memleketimizde hakiki isti. kametini vermek mümkün olama. mıştır. Bunların sn başmda çok yakın bir maziye kadar (Bedön Terbiyesivin mel izde başlı »erma bir mesele telâkki edilme- mİ) geliyordu. Tabii bunun neti- cesi olarak, 1926 ya kadar, Şimnas- tik muallimi yetiştirmek meselesi mevgutahs olmamıştı, (İhtiyacı muvaksaten olsun karşılnyacık mwsllimler elde etmeğe basladık. tan sonra bu sefer de jünoaslik sa'ınlarınn demi mevçudiyeti kurşilaşıldı. Bin bir müskülât ile müfredat programla, runısa konan iki saatlik jimnastik dersleri bire indirildi. Spor yap «- mak, hele kız mekteplerinde adeta suç telâkzi ediliyordu. Daha bu bönzer birçok müşktiller içinde ve cephesini, iyetini, hattâ maalesef herkesin gözünde kıy « metini kaybeden İsveç usulü jim - nastiklere bütün kabahati yükle - mek, berce bem çok büyük bir hesızlık. bem de cehalet olur. Eğer İsveç usulü jimnastiğe © memleketlerde verilen zamanı, ©. hemmiyeti vermek ve onların müf. redatımı tatbik e 6k imkân! bulsaydık, alacağımız orandman karşısında, (üç. beş kol ve bacak hareketinden) ibaret olmıyan İs- veç usulünün hakiki mahiyetini anlamak daba kolay olurdu. Tarihini pek iyi hatmlıyamadı - rm bir yazıda memlekette beden terbiyesi sahasında İki fikir cere . yanı olduğundan bahsediliyordu: 1 — Beden hareketleri, jimnas tikler, kumanda ile yapılan talim - ler ve idmanlar, 2 — Serbest sporlar, oyunlar ve atletizmle beden terbiyesi işini programlaştırmak, Birinci madde biz fimnastikçiler İçin: (kirmizi, kızl, at, Haf) gibi hen avnr maddeyi Hade öden keli melerdir, Bizim Ilim olarak bildiğimiz bir (beden terbiyesi) vardır. Bu beden törbiyesi jirmnas'ik, spor ve oyun diye üç kısmı ihtiva eder, Burada uzun Ve İlmi bir İzakata pirizmek nivetinde değilim. Fakat İsveç w. sulünün #ümelünü isbat edebil - mek İçin bir bulâsa yapmak mec buriyetindeyim, Jimnastikler terbiyevt, tıbbi, as. keri olarak üçe ayrılır. T. eyi olanlar âletii, & stsiz müzikli jim- mastiklerdir. Âleti ( jimnastiklerin zorlu olan bir kısmı vardır ki, da ha ziyade maharet ve istidn. tinat eder, Bu, mektepler için mev zubahs olamaz. Tıbbi olanlar masaj, radyotrepi, hidrotrapl, fizyotrapi ilâh gibi e lekirik tedavilerile beraber tatbik “en mevzii Jirnsstiklerdir. Askeri jimnas*ilerin mahiyeti ni avr'ca İzaha bilmem İlizum var mıdır? Beden terbiyesinin ikinci kısmı. m teskil eden sporlar jimnastik ve »Yun ile vücudunun teşekkülünü temin etmiş, elğsrlerini ve kalbi - ni kuvvetlendirmiş ve tekâmül ça İnn varmis genelere tatbik edilir. Oyunlar sporun ihzari bir kısmı *emektir. Gençlerin yasma, bün veslne, teşekkülütma uygun oyun. lar bulmak, ber ilimde olduğu gibi kolaydan güçe doğru bir tedriç Yanmak ve bu suretle gayeye var mak icap eder, (Atletizm ve yüz me) ye bu tedriç kaidesi gözönün de bulundurulmek şartile ilk mek tenlerden başlarrak mümkündür. Mektep programinrma ders ola rak vüzme ve atletizm koyan vr usulüne bu vüs'eti veren İsveç ilm 2: İkleri, (İnsanları, (iradelerini kavbedncek derecede makineleş miş ve kukla'aş'nış bir hale 80 kuyor) şeklinde telâkki etmek bü yük bir hatadır. Biz usule değil. usulü kendi İm kânmz''klarımıza uydurmak mec buriyetinde kalmışsak bundan te Mübeccel ARGUN veç wuline yüklemek bilmem doğru olur mu? Bence bu yanlış fikrin tesirile ne dünkü, ne de bu gür daha fuzla tekemmül etmiş © tan İsveç lünü bu şekilde ten. kide hakkımız yoktur ve onun fenni ve terbiyevi kıymetinden bir an bile şüphe etmek İlme kars $! büyük bir nankörlük olur. İnsan bazan seyahatlerde güzel ve faydalı nebatisra rastlar. Ons lardan kendi memleketine de gö » türmek ister, fakat o nebat alıştığı toprağı, güneşi bulamıdığı için bi. rez daha #oluk benizli, biraz daha cılız bünyede yetişir. Fakat uğrüşa ığraşa, tedriren onu nasil mükeome melleştirmek mümkün olursa biz 'e tohumun aslmı inkâr etmeden, “iz İyi yetiştiremiyoruz diye onâ ötülük isnat etmeden İsveç uu, nü kendi cemiyet bünyemize, af“ ari i#sallerimize ve nihayet de » mokresi prensipli: ir iş di » Esat»n burün bütün milletler suller'ni ilme ve fenne istinad et irmiş bulunmakla biribirlerine çok ayaasmışlarır. Değkik olarrk alan usulün kendisi değii, Aletles in bir kumından başka bir gey | ieğildir, Bu hafta yapılacak maçlar İster bul Futbol Ajanlığındanı 18 -2-€40 TARİHİNDE YAPILACAK MAÇLAR TAKSİM SITADI: Beylerbeyi * Kale saat 11,30 hakem Necdet Geten yan hıkem Hakkı Erte * Rahmi Atasayar; Beşiktaş - Beykoz saat 13,30 hakem Adnan Akın yan bakem Necdet Gezen * Neşet Şarman; Galatasaray * Süleymaniye sx at 15,30 hakem Refik Top yan hakem Muhtar * Müleyyet Güre din. ŞEREF SITADI; : Feneriahçe * Galatarençler sa” at 10 hakem Basri Bütün yan ha* kem Halit Üzer - Sami Asal; Calatarpor * Karagümrük saat 11,45 hakem Tarık Özerengin van hakem Fikri Çıpa » Fahrettin Somer; Altıntuğ * Topkapı saat 13.90 hekem Şazi Tezcan yan hakem Ziva Kuyumlu - Fikret Kayral; İst. Spor - Vefa sast 15.30 ha- kem Ahmet Adem yan hakem Şazi Tezcan * Selâmi Akal; FENER STADI: Eyüp « Kurtuluş saat 13.30 “akem Bahaettin Uluöz yan ha 0 kem Sadık Ceylân * Sabahattin Yaraman; Fenerbahçe * Hilâl saat 15,30 akem Nuri Bosut yan hakem Bahâettin Uluöz « İhsan Bayrı; Cezalandırılan futbolctler Bsden Teiyesi İstanbul Böl- gesi Beştanli-Zından? Asağıda adları, soy adları, kitipleri ve bölge sicil sayıları ya alı bulunan idroancılara İ. “rak sikleri mülabakalardaki suiha" #ketlerinden dolayı hizalarmua van müridetler icin 30 «1 - 1040 tarihinden itibsren Genel Direk: törlüğümüz tarafının muhtelif Jar verilmiştir. Bu tarihten btren klünlerinin ve hakemle vin bu fetbalenları ceza müddeti cine mitsahakalara istirak ettir memeleri izumu tebliğ olunur, O-taköy klibinden 1087 Feh- mi Huylmoğlu müebbeden futbol »isehakalarmdar men, Ortaköy klübünden 1085 Niyari Tümür ger 4 ay; Ortaköy klübünden 1088 Hikmet Es-im 2 ay; Orta köy klütünden 1097 Ahmet Ying 2 ay; Anedoluhisar klübünden velliit eden semeresiz neticeyi İs- | 1542 Behlül Dilsiz 6 ay;