8 Aralık 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

8 Aralık 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

> TN e 1929 yi slam Tayyare tatir bir ik bulutlar arasnda do Unutmuşlardı. Henüz tk ve yıldızlarla be K bir mavilikte i rehavete bu ge e vi İş, endişe ve is yg, Yere indikleri zaman * bunları tamamile y i, © Herhangi bir tehli- a bile © gelmiyordu. muşlardı. Mk, 2 sonra, bin metre ir- başladılar. 1 2 Mücadele için Haym k ie Ve ellerini salladı. ig #vağile çarptığı yumu. Yere düştü. Gektriği yaktı. Iğile attı, elinin gagalandı- 8 Söylendi: Beni | İN Mukabele etti: / P » 28 Küme hi 4 Maçları bölgesi futbol ajanlır Yİ # <ÖL STADI: il ör - Doğuspor saat Ki “tm Rıfkı Aksay, Periköy saat 14.30. Mutlu. Kk STADI: ii tisar - Karagümrük. » hakem Şazi Tezcan. i, “eri Biriket Bayral, Zi- Feneryılmız, saat 4) Refik Top, yan ha" Sit Uzer, Neset Şar Saat 14.30. Hakem ; Üzen, Yan hakemleri gi Fahrettin Somer. a —— “ektepliler ârasında İsak tepleri futbol, vo” ar koşuları lik heyet- ie Cumartesi günü ya. m. ma ma çeri İhsan Varas, İç; Kabataş, Saat 13.30. kim . Şişli Terakki. i İt İzzet Muhittin. cümartesi günü iy eybol maçları: Bey- | salonunda, LN,, “Seri Ferhat Acarkan. > Pertevniyal, Saat in Moran. muallim mektebi. Naili Moran. saat 14.30. İŞ eleri ve Bölge Sar AMİMUFREZESİYE) mz Vi —48 — Nakleden: Fethi KARDEŞ Sinan fevkalâdeliği | -- Vandövr için getirmiş ola" cak. Acelesinden vermeği unuttu. Bu seler genç kız ayağa kalk- tr. Haym sordu: — Üşüdünüz mü? Cevap alamayınca ilâve etti: — Başmızı dışarıya o çıkarma. yın, Oturun. Fraosüaz itaat etti. müddet sonra kendisini nan rehavetine bıraktı. Rüzgârdan korunmak için tayyarenin oturula cak yerine değil de döşemesine © turmuştu. Başımı, Haymın dizine bıraktı. Yaslandı. Bir daha kımıl damadılar. Üzerinde uçtukları mmtakana görünüşü yavaş yavaş değişiyor- du. Siyah lekeler gibi görünen or. ma ve kirli serpantinler gidi görü irmaklar . çoğalıyordu. Biraz sonra Möz nehri göründü. Solda Mezierin ışıkları göz kırpr yordu. Vazonları bir oyuncak be” beğin okolyesinin taneciklerine benziyen bir tren gara doğru iler- liyordu. Birden tayyare sarsıldı, bir mermi tayyarenin uzağında ve yüksekte patladı. Kıpkırmızı bir alev semanın bir kısmını o yırtir. İnlilâkm <esi tayyareden duyul- duğu zaman etrafta masum bir dumandan buşka bir şey kalma. mıştı. Biribiri arkasına dört, beş 75 lik, yahut 77 lik obüs inlilâk et- ti, Ateş yüksek tanzim edilmişti, fakat tesadülen istikamet iyiydi. O zamanlar top ateşini sesle tan m işi daha başlangıcında olması tayyareye kurtuluş ihtimali bıra” kıyordu. Fakat bir donma” inen koca (Devami var) 8. 12.939 Cuma 12.30: Program ve memleket saat Ayarı. 12.85: Ajans ve meteoroloji haberleri. 12.50: Türk müziği (P1) 13.30/14,00: Müzik (Hafif Müzlk — PL) 18.00: Program 18.05:5 Memle. ket sast ayarı, Ajans ve meteoroloji haberleri, 18.25: Türk müziği (Pa. sıl heyeti). 19.10: Konuşma. 19.25: Türk müziği: Çalanlar: Hakkı Der- taam, Şerif İçli, Hasan Gür, Hamdi Tokay. 1 — Okuyan: Mustafa Çağ- lar. 1 — Hicaz peşrevi, 2 — Sel Pinar — Hicaz şarkı; (Sızlayan kel bimi sev). 3 — Şevki Bey — Uşşak şarkı: (Bu dehrin germü serdim: cas şarkı: (Ateşi suzanı firkat yak» U cismi canımı). 2 — Okuyan; Ra. dife Erten. i — Haşim Bey — Bes tenigâr şarkı: (Kaçma mecbürun, dan ey aheyi vahşi), 2 — Endoron- in Hösntü — Bestenigâr şarkı: (Çok sürmedi geçti), 3 — Eviç Türküş (Şahane gözler şahane). 4 — Halk türküsü: (Haticem saçlarını dalga dalga taramış). 5 — Halk Türküsü; (Ekin ekdim çöllere). 20.10: Tem sil: 21.10: Müzik: (Radye orkestra. sı — Şef: Hasan Ferit Alnar. 1 — G. Rossini: İl Sigmor Brusehino 0 perasındar Üvertür. 2—1. van Beethoven: Sekizinci (osenfon!, Fa majör, 3 — K, Atterbers: Yaz gece, si dansları. 22.00: Memleket saat ayarı, Ajans haberleri; ziraat, Es. ham — Tahvili, Kambiyo — Na kul borsası. (Fiyat). 22.20: Müzik: (Operetler — Pl.) 2350: Müzik (Cazband — PL) 2125/2830: Ya, rınki program ve kapanış Eminönü Halkevind temsil Eminönü Halkevinden: Evimiz temsil şubesi, 9 birinci - kânüm 939 cumartesi akşamı saat 20.30 da oCağaloğlundaki merkez salonumuzda o (Aleş) (opiyesini ve (Zor nikâh) komedisini temsil e - decektir. Gelmek arru edenlerin davetiyelerini Ev bürosundan al maları rica olunur. i — Cemil Bilselin konferansı “Hukuk İlmini Yayma Cemiyeti” tarafından hazırlanan seri konfe . ranslara ayın yirmi üçünde Rek » tör Cemil Bilselin “Tansimaetın Hindistanda dünyanın en eski iasanları arasında — 38 yılını vahşiler arasında Yazan: 4. Buseh geçirmiş bir Alımsn seyyah Bir kadın öldüren erkek çarmıha geriliyor ve ölü yijen kurtlar tarafından kemiriliyor Gözümün önünde cereyan eden vakada da Cuhi sıri bir kapris basit bir heves uğrunda, cinsi duy gularınm talmin aztırarı o içinde tam bir mahkömiyet haline geçi- rilmiş olan bu erkekleri biribirine öldürtmekte hiçbir beis görmü - yordu. Kadınların idare ettiği bir ka bilede cinayetler filhakika bundan ibaret de değildir. Burada kadın âdeta kendi mu kaddesliğini kabul ettirmiş oldu: Zu için kendisine erkekler tarafın. dan yapılacak taarruzlarım hemen hepsine şiddetli cezalar konulmuş” tur. Meselâ kabilede (herhangi sebeble öldürülen bir (erkek bir nevi Hint usulü çarmıha germek suretile öldürülüyor. Bu usul şöy” ledir: Adamı tutuyorlar, Çırçıplak $0- Yup ellerinden <o ve ayaklarından iplerle bağlayıp bu iplerin uçları. nı da ağaç gövdelerine bağlıyor, adamı bu suretle ufki bir şekilde, âdeta bir hamak © gibi ağaçların arasında geriyorlar. Sonra adam çıplak vücudu ü #erine mezarlarda ölü cesetlerini yiyen kurtlar konuluyor. Adam bu stretle çarmıha geri- Tip günlerce aç bırakılıyor. Bir taraftan aç kalan Kurtlar da diri diri vücudunu kemiriyor - lar! Bu suretle bir kadm öldüren suretle İsyan eden bir adamm â. krbeti daha mrüthiştir: N Adamı derhal böğazma Kadar toprağa gömüyorlar. Adamın dı - şarda kalan kafasma bal sürüyor- ler. Bu bala yüzlerce yabani arı üşüşüyor. Adamı soka soka, kemire kemi- re, kafatası çıplak kalıncaya ka - dar bütün yüzünü gözünü yiyerek öldürüyorlar! Kadınların cöza meselesinde 42 zalim olmadıklarını bu kabileler içinde daha canlı bir şekilde gör. mek bu suretle mümkün olabili - mubah sayılıyor! Denilecektir ki, kadınlar bu ce. zaları tesis etmekte mazurdurlar. Çünkü, eğer böyle yapmasalar, yani bir mutlak ve mukaddes bir kadın diktatörlüğü vücude getir - memiş olsalar erkeklerin tabiat- te hırçın olan ruhlarını nasıl zab. tırabt altında tutabilirler? Fakat insanın kalbi hiç böylesini arzu etmiyor, Mademki koca bir kabileyi ka. dmlar idare etmektedir, gönül is- tiyor ki, buradaki zabtırabt dahi erkeklerin zalim ve sert usullerile değil, şefkat ve muhabbet kuv - vetile idare edilsin... Halbuki idam cezası kadın ce. miyetlerinde bilâkis daha çök! Bununla beraber, şunu da söy. Tiyeyim ki bütün bu müthiş idam cezaları her zaman için erkekler üzerinde tamamile milessir ola - biliyor sannedilmesin!. Bilâki Erkekler bütün bu idam cezaların- dan pek korkmuyorlar. idama rağmen sık sık kadın öldürüldü . ğü görülüyo: . Bu kabilelerde erkeklerin en siyade yıldıkları ceza idam değil, tamamiyle başka bir cezadır: Kadınlar tarafından aforoz e. dilmek! Bu ceza, kadınların icat ettik - leri biricik şeytanca bir cezadır ki, bu vahşi Hind erkeklerini cid- den sindirmiştir. Bu kabileler içinde erkekler &i çok bu aforozdan korkuyorlar, Zira onlara bu ceza ölümden beter gelmektedir. Hind otmanlarınm kadın dik. tatörleri bu aforoz cezasma (Buh li) ismi veriyorlar, Bir erkek idam edilmekten de- gil, fakat buhli olmaktan titre - Buhli demek, bir Ölün- ceye kadar hiçbir kadın tarafmdan kabul edilmemesi; turfa-ilân edil» mesi demektir. Bu cezaya uğrayan erkeklerin çoğu delirerek, feci bir surette ö * lüyorlar. Yahut başıboş bir halde sene - leroe ormanlarda tek başma sürt. tükten sonra, günün birinde, vah. şi hayvanlar tarafından parçalan- mış bir halde bulumuyorlar!, Büuhli aforozu yüzünden bu kâ. bilelerde birçok fâcialar, belki en acıklı fâcialar vukua gelmektedir. Zira çok defa, iki kadının kıs- dolayı zavallı bir er. kek buhli cezasına uğratılıyor. E- fer kadınm bir tanesini gizlice buhli olan erkeği her şeyi gözüne alıp kabal edecek olursa o vakıt kabile biribirine giriyor. Buhli olmüş bir erkekle müna. sebeti meydana çikan bir kadın için artık ölümden beter işkence. lere mahkümiyet çaresizdir. Bu kadın pis olmuş addedilir ve ken- disi bir nevi müthiş yaralar dök - müş mel'un kaplumbağaların bu. lunduğu (Cehennem çukuru) de. dikleri bir yere hapsedilir. (Devamı var) Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma Nevralji, kırıklık ve bütün aörılarınızı der' | Bİ İreser. İcabmda sünde 3 kasa »Tınahilir. Bi İstanbul P. T: T. Müdürlüğünden: Büyükçekmece P. T. T. Merkez binası tamiratı açık eksilimeye ko» nulmuştur. Eksiltme 27--19--9$0 çarşamba günü saat 15 de B. Postaha, ne binasi birinci katta P. T. T. Müdürlüğü odasında toplahacak alım salun komisyonunda yapılacaktır. Keşif bedeli (1350) lira (27) kuruş muvakkat teminat 102 liradır. Taliplerin olbabtaki keşif ve şarinamesini görmek v6 muvakkat te- minatlarım yatırmak üzere çalişma günlerinde merkür müdürlük idari kalem levazım kısmına eksiltme güü ve saatinde de en az bir taahhüdde * beynelmilel münasebetlerimize te, | ğu vesikalara istinaden İstanbul vilâyetine müracaatla eksiltme tarihin. den 8 gün evvel alınmış ehliyet ve 99 yılına ait Ticaret Odası, vesikası siri” isimli konferansı ile başla - « malacaktır, | | VE iralık bü işe benzer İş yaptığına dair idarelerinden alraış oldu. muvakkat teminat mekhuzile komisyona müracaatları. (40143), Ankarada onbeş gün Vekiller Grubunda evlet adamı gözile Gazelec nin Heyeti Vekile içtimalari mah remdir. Omuzuna herhangi bir ve- kâletin ağır zpesuliyeti yüklenme - miş bir vatandaş. bu içtimalara giremez, Halbuki ben, bütün kabine aza sını bir arada görebilmek arzusunu şiddetle duyuyor, bu mesleki te. cessüston kendimi alamıyordum. Şansım varmış: Ankarapalasts ve- rilân resmi bir ziyafette, dileğime, fazlasile kavuştum. Sofrada, mesleki bir bilgi ve iti- yat tesirile olacak, azami derece. de perhizkür hareket cdön Başve - kil Doktor Relik Saydam; vemek- ten sonra, geniş bir halka hrlinde etrafını saran muhataplarına kar- #i, pek cömert davranıyordu. Ne yalan söyliyeyim, Başvekili çevre- liyen kalabalığa kızıyordum! Çün. kü, onlar, Doktor Refik Saydamla aramızda muvakkaten mahrem ka- lacak ve bir müddet sonra gazete sütunlarmda yer bulacak bir ko - Buşmanm vakitsiz okuyucuları ye- rine geçiyorlardı, Söz, bir ara, gazetelere ve tabi. stile de gazetecilere intikal etti, Devlet adamı gözle, güzetesinin psikolojisi inceleniyordu. Müsaha - beye iştirak edenlerden bazıları, bizlerin suallerimize yakalanma - nm, kaçmılmaz bir şey olduğunu söylüyorlardı! Başvekil Doktor Refik Saydam güldü: " Gazetesilerin her sordukis- rma, her istediklerine değil; biraz da kendi seçtiklerime, yani işime gelenlere cevap vermek istiyorum. Fakat, her zaman da kaziyyenin aksi vaki oluyor!” Dedi, Bu manevi zaferimize kanast ©. derek Başvekil Doktor Refik. Say» damm yanmdan uraklaştım, Az ile. ride Dahiliye Vekili Faik Öztrak vardr, Bu liberal ve demokret dev- let adamımız, Türkiyenin bu “ses. #iz otorite” si kadar içli ve özlü ko- nuşan insana #x rastgeldim, diye - bilirim, Faik Öztrakım yavaş sözle, kelimelerin ön şümullü münaların gözünlündü tutarak ve yeleğinin ce» binden hiç eksik olmıyan kalemi - nin ince kördenile oyn'yarak öyle bir anlatışı vardır ki muhatapları. ni büyüler... Palk Öztrak'm yüksek bir mosi- yetini daba ifşa ödeceğim: İzah olunamıyacak kadar derin bir te vazı... Ona, seyahatte, vekâlette, ziyafette, kongrelerde, evinde, hu. iâsa her yerde dikkat ettim, Hep o mütevazı, sessiz, fakst otoriter ve gören, Gok uzağı gören İnsan. dı. Yer yüzünde, devlet makinesi başına geçen şahsiyetler ârasmda bütün bu yüksek hasletlerini en ta- bil bir tevazu ile örten, lâkin şah- siyetini en geniş va en hazımlı bir demokrasi zihniyeti ile tebarüz ve temayüz ettiren sima az bulutur kanaatindeyim, - İstanbul Şehir Meslisi hakkında, Büyük Milet Meelisinde söylediği sözler, bu ha » kumdan bir şaheserdir. Şaheser kelimesinin tedaisi ile, biz gazeteciler için şaheser olan bir devlet adamından daha bahro- deçeğim: Nafra Vekili Göneral Ali Fuat Cebesoy, Yazan Galatasaray Lisesi satmalma Miktür, Muhammen P, İlk teminatı Kilo Xr. Lira 3000 70) 500 1) 1200 20 2400 25) 600 s5) 27 250 20) 250 0) 500 35) 300 20 ps koloj'si Sabih ALAÇAM Hark İle, hiç çekinmeden bir mülâket meydan muharebesi yapar ve za- ferden mutlaka emin olabilirsiniz! Nitekim bulunduğum ziyafette de aynı hal vukun geldi: General Ali Fuat Cebesoy'u, bütün meslokdaş- larım, öyle bir muhasaraya almiş. lardı ki, bu cepheye yardım üçin değil de, sırf bitaraf bir mügahid olmak için adeta koştum! Sayın Nafra Vekili, bir salvo a- teş halinde İrad edilen btn sual- lere: “e Notlarım yanımda değil, Yoksa sizlere, rakam ve kilometre verirdim...” Diyerek öyle kuvvetle mukabe - lede bulunuyordu ki onun, bu ce. vaplarından sütunlar dolardı! Güzel konuşmak muhakkak ki bir sanattır. Bu tipte olan insan- lar, bütün davetlerde, bütün top - lantılarda - nadide bir Hind ku- maşı gibi, eşsiz bir İsfahan halısı gibi - hazir bulunanları yanlarına çekiyorlar, Meselâ, Parti Müstakil Grupu Reisi Ali Rana Tarhan... Lâkin, Ali Rana 'Tarhanda gör. düğüm bu kudretli musahabecilik, ve yine meseli Hariciye Vekili Şükrü Saracoğlunda geniş bir hi- tabet tonunu alıyor, Onun pek çok defalar duyduğum erkek ve ağdalı sesi deruni bir rythme halinde kulaklarımdadır. Bulunduğum ziyafette - seya- hatte olan vekillerden başka - Sıhhat ve İçtimai Muavenet Veki- li Doktor Hulüsi Alataş de yoktu. Bunun #ebebini sonra, yani Dr. Hulüsi Alataş İle makamında bir mülâkat yapınca anladım; daha doğrusu talımia ettim, Saym mu - hatabım, bana diyordu ki: “e Bütün vaktim, ancak işime ve evime yetiyor!” Biraz da merdümgiriz, fakst ba. Vk bir karakter taşıyan Doktor Hulüsi Alataşı, bir mülâkat, hir rö- Portaj igin ele geçirmek pek kolay değildi. Kendisine sorduğum Sunl - lere o kadar kestirme ve kısa ce - vaplar “vermişti ki, konuşmamız bir röportaj halini alabilmesi için bir hayli yorulmuştum! ) Maamafih, yâzeteciyi yoran mu- hatap, benim için önteressn ve hattâ müşkül olmyna bir mevsu. dur. Yalnız, sayın dostum Kütah - ya mebusu Vedid Uzgören müstes- na olmak şartile... Vedid Uzgöreni vapurda, iki is kele arasmda; trende, iki istasyon arasnda belki yakalamak ve bel. ki de ağzımdan birkaç cümle almak mümkündür. Fakat, koca bir şehir- de, aslâl,, Nitekim, onu, Ankarada kaç ke- reler aradım. Evine - gittim, yök! Büyük Millet Meclisine gittim, yok! Çankayaya gittim, yok! Nihayet İzini keşfettim: Kütah- yaya hareket etmiş! Maamafih üzülmedim ve şu te. solli mantığını yaptım: Saym Vedlâ Uzgöreni “taharrf" de en mahir detektir bile benim kadar muvgi- fak olamazdı! Komisyonu Başkanlığından Nevi Eksiltme G. $. Malatya kayısısı oçekir- dekli Kuru üzüm rezaaki » w Çekirdeksiz Sa: 14,50 Üryani eriği Ceviz içi Kuş özümü Çam fıstığı Fındık içi Kuru incir 15/X11/939. Galatasaray lisesinin mayıs 1940 sonuna kadar ihtiyaçları olan Yuz karda cinsi, miktarı, beher kile tahmin bedeli ve İlk teminatı yazlı ku. ru yemişlerinin 5/X11/959 salı günü yapılan açık eksilimesinde İslekli çıkmadığından 2490 sayıh arttırma desine göre on gün temdit edilerek açik eksilimesi yapılacaklır, ve eksiltme kanununun 43 ci ma 15/X1W93) cuma günü saat 14,30 da İsteklilerin Ticaret Odasının yeni yıl vesikası ve ilk teminat mak- buzlarile birlikte belli gün ve sanlle Beyoğlu İstiklâl caddesi No. 348 da; liseler mubasebeciliğinde toplanan okul komisyonuna gelmeleri. Şartnameyi görmek için ve teminal yatırmak için Galatasaray Hsesi idaresine müracantları, (10149),

Bu sayıdan diğer sayfalar: