8 Aralık 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

g.lndugum gıbı. Devamlı Sulh Harp halinde bulunan büyük bir devletin büyük bir diplomalı söy, lediği bir nutku şu sözlerle bitirdi: “—— Hitler Prusyalı değildir. Fakat Bismarktan, İkinci Vilhelmden de beter. Avrupaya bükmetmek hırsı onda ölekilerden fazladır. Çocuk. larırarzın bü tehlikelere maruz kalmaşını islemiyoruz. Öyle bir — sulh yapmalıyız ki, bütün nesillerin çocukları yarından emin olsunlar.” Bu meşhur diplomatın bu sözlerini gazelede okuduğum zaman ken- dikendime: “Eşyvah! dedim, demek bü defa da çocuklarımızi yarın bi- zim âkıbetimize uğralmıyacak-ve bülün nesillerin çocuklarını harp teh. likesinden uzuk bırakacaık detimli bir salhün tesisine imkân hüâsıl öl. mıyacak |* Çüükü dünya mükadüerâali mevzubahs olduğu zaman hemen he- men daimü ismi geçen sayılı siyasct adamlarından biri olan bu diplo- mat böyle konuşuyorsa hakikati görmek kabiliyetinden mahrüm oluşu yüzünden olamaz. Böyle konuşması temsil eHiği millelin menlaati na. mına böyle konuşması ve harp mes'uliyetini öteki harpte olduğu gibi tek kişinin veya tek milietin omuzlarına yüklemesini istemekte oluşun. dandır ve noiicesi ise insanlığı geçen defaki gibi ancak yirmi sene sü- rebilecek bir sulha kavuşlurur. Çünkü - sulh Mmeselesi, şu millete, şu İnsana, süçu yükleyip sonra el- leri yjakamak değildir. Mesele arlık insanlığın felâketlerine nihat seddi çekmek, insanlığı bu çıkmazdan kurltarmaktır. Bismark 1815 de doğmuş 1889 da mlmüştür. Vilhelm, umum!ı barbe takaddüm eden oldukça uzun bir dövre içinde siyaset âleminde görül. müştür ve Hitler umumi harbin sonunda ve bu ikinci Avrtupa harbinin önünde, dünya yüzünde peyda olmuştur. Onlar da dünyaya hükmetmek kursının şahsi olduğuna ve kendileri ortadan kalkar kalkmaz harplerin fecantine bir nihayet verileceğine inanmak pek çocukça olür. Çünkü Vilkelmin siyaset dünyasından çekilmesi ikinci harbin çıkmasına müâni olmamıştır. Çünkü Bismark İkinci Vilhelm, Hitler, kendileri gibi meş. hur olmuş ve zaman zaman, şu veya bu milletin taliinin seyrini değiş- tirmiş görünen daha nice insanlar gibi insanlık tarihile birlikte başlar, yan muazzamı bir temaşanın Şu veya bu tablosunda kendilerine düşen, birer rol almış 've roöllerini oynamış birer aktördür. Onların yaşadıkları devirlerde geçen tarihi hâdisalı iktısadi vazi; yeti tetkik ve mütalâa edecek olursak onların şahsen bu hâdisata uyma: dıklâarını, hâdisatın onları meydana getirmiş olduklarını açıkça görü— rüz. 1885 de Afrikanın taksimi için yapılan konleransın Berlinde top- Janılmasını intaç ettiren beynelmilel iklısadi ve siyasi şartları doğuran sebepler meycut olmasaydı Bismark tek başina Almanyayı büyük bm refistemleke devleli yapabilir miydi? Eğer müterakki kapitalist devletler sermaye ve mal ihracı için ye. ni topraklar arayıp, taksim edilebiecek bir karış toprak bulamayınca: bderibirlerine saldırmak zaruretinde bulunmasaydılar, Vilhelm zamamnın, da umumi barp olur muydüu? Almanyada Vilhelm olmasaydı umuil harbin önüne geçilebilir miydi? Ve tıpkı umumi harbi doğuran iktısadi veya siyasl sebep ve âmiller ortada bulunmasaydı bir Hitler ve onün bir Hitlerizm demagojisi dünya yüzünde tutunabilir miydi? Sayın diplomat, yalnız Hitlerin dünyaya hükmetmek arzusuna kar- şı mücadelenin beşeriyeti ebedi sulha kavuşturamıyacağını bilirler sa- YNMHrız. Ebedi sulhü temin etmek için sadece Hitlerizmin yıkılması ve Hit. lerin siyaset âleminden çekilmesi kâfi değildir. t Dünyayı lâzımdır. sulha — kavuşturmak için, açgözlülüğün midesini taşla doldürmak ve onü arlık açlık duymıyacak — bir hale — sokmak SUAD DERVİŞ Vakıt Asım Us “İktıisadi harbin Bal. Kan cephesi,, başlılılır. makalesin. de, müttefikler terafından Alman ihracat ve ithalâtma tatbik edilen ablokadan bahsederek bu abloka, n yavaş yavaş kara yollarma da geçtiğini kaydediyor ve İngiliz- lerin Tuna üzerindeki nakil vası- talarmı bir sene icin kiraladıkla- rı ve şimdiye kadar Almanyanm istifade edebildiği Romen petrol İstihsalâtmı toptan — satmaldıkları hakkındaki haberleri hatırlatıyor. Muharrir, böylece Almanya için çok kıymetli bir grda ve ilk mad. de piyasasr olan Romanya pazart. nm Almanlara hemen hemen ka, panmuş gibi oldufunu işaret ede- rek Almanyanım Balkanlara Dir tanrruzda bulunması ihtimallerini gözden geçiriyor ve bunun Lehis- tan kadar kolay olamıyacağmı te- ileni Sabah - Hüseyin Cahid “Yalçın, “Uzak. tan beliren bir vaziyet” — başlıklı makalesinde, Almanya ile Sovyet Rusya arasmda yeni bir şey ta. sarlanıyor gibi görünmekte oldu. ğunu, bu hazırlanan darbenin Ro- paylaşma vaka. sında, Baltık Gdevletlerini esaret altına alma vakasmda, Finlândiya:- yı istilâ vakasmında —açık surette kendisini gösteriyor. Baska saha- İarda da bir anlaşma olup olmadı- hakkmdaki Süualler gnn geçtik. müspet bir şekilde bir cevaba tiran sedecek gibi görünüyor. Çilekü Alman ve Rus gezeteleri müttehid bir Hsanla, bir orkestra- nm ayni hava çalan muhtelif â. letleri gibi hesaplt ve ahenkli bir surette yürümeğe başladılar. Dün Viyanada veya Berlinde çıkan bir | gazete başlı baştna bir Türkiye meselesinin vücut büulmuş — oldu- ğunu söylüyordu. Bugün ayni söz- leri Moskovada çıkan bir gazete tekrar ediyor. Bütün dünya mat - buatmda Rusların Romanyalılara hücüum etmek niyetinde oldukları. na dair yazılar çıkiyor. Alman gazetelerinin elebaşısı Romanya ve Balkanlar istikametini tehlike. $ ve zorluklu bularak Anadolu ve İrak istilâsmı tavsiye ediyor... Hüseyin Cahid Yalçın, Alman ve Rus gazetelerinin bizim bildiği, miz manada hür organlar olmadı- ğint, bunların hepsinin hükümet- lerinin ikinci bir dili olduklarını, bu yazdarm bu gazetelerde görü- lebilmesi için meselenin çok daha sümullü bir temeli olmak mantı. ken icab edeceğini yazdıktan son- vYa makalesini şu cümle ile bitiri. yor: “Görülüyor ki kendilerinin ben- desi haline girip ne emrederlerse yapmadıktan sonra —onları mem- nun etmenin imkânı yoktur. Fakat yanlış kapı çalryorlar. Türkiye ne Yazan: Nezihe MUHİDDİN 5B Doktor üzerinde takılıp kalan bu bitkin ve durgun — bakışlarda azar azar, şuur ve hatıra gibi ma- naların canlandığını — seziyordu. Arkasına dönerek hastabakıcıya dışarı çıkmasını söyledi. Yüzünde tatlr ve müşfik bir tebessümle has- tanın başucuna giderek elini alnı- na koydu: — Beni tanıdınız mı hanım? Kurumuş dudaklarını dişlerinin arasma çeken hasta gözlerini mah cup bir manayla indirerek işitilir işitilmez bir sesle; — Evet - dedi - Zeynep Ihtikâr devam ediyor Mücadele komisyonu yeni tedbirler alacak Vilâyet ve mintaka ticaret mü. dürlüğü, bazı kimselerin buhran yaratmak için ellerindeki manifa, tura eşyasımı Ssaklamalarına veya birkaç misli fazlaya — satmalarına mani olacak tedbirler almıştır. Meni ihtikâr kanunu yakinda mecliste tastik edilecektir. İhtikârla mücadele komisyonu dün öğleden Sonra mıntaka ticaret müdürlüğünde vali ve belediye re- isi Lütfi Kırdarın riyasetinde top- lanarak iki saatten fazla çalışmış- tır. İetimadan sonra vali gazeteci. lere göyle demiştir: “.— İhtikârm'devam ettiğini gö- rüyoruz. Bugünkü toplantıda buna karşı almacak tedhirleri tosbit et. tik,,, ——— Yeniden barındırma yurtları açılacak ĞGeçen sene Eyüp, Cibali ve Ye . diküle gibi bazı semtlerde, aileleri çalışmak' mecburiyetinde olan fa « kir cocukların kâfi gıda almalarını ve mektep olmadığı saa'tlarda so . kaklta kalmamalarını temin için *“barımndırma yüurlları” açılınıştı... Bu yurtlardan çok iyi neticeler alındığından — Maarif —Müdürlüğli yurtların sayılarını arltırmağa kas rar vermişitr. 0 Belediye — avukatlığına tayin edilenler Belediye hukuk işleri muavini Eşref Payasoğlu dile avukat Abdul- lah Göz; Tevfik Tarık Danişmen ve Ayşe Handan yeni bütçe ile ma , aşlı olarak belediye — avukallığına tayin edilmişlerdir. —- — ——— İaponyanın Sofya elçisi Ankaradaki Japon elçisiyle görüşmek üzere geldi Japonyanm Söfya elçisi M. Hati- ya bu sabahki Semplon eksperesile gehrimize gelmistir. Hatiya, sureti mahsusada kendi- sile gürüşmek Üüzere Ankaradan gelen Japon büvük elcisi ile bir mülâkat yapacak ve yarın Sofya ya dönecektir. Japon diplomatı, seyahatr hak - kında fazla söz söylümiyerek sade. ce: “— Güzel İstanbulu gezmeğe geldim.” demiştir. Vekillerin tetkikleri Tercan zelzele mıntakasında yeni tedbirler alındı Kastamonu, 7 (Hususi) — İki gündenberi burada bulunan Dahi - liye Vekili Faik Öztrak, memlekel hastanesini merasimle — açtıktan sonra akşam üzeri Çankırıya Mmüle, veccihen bhareket etmiştir. Dahiliye Vekiline Kastamonu mebusu Raufl Orbay ile Bingöl mebusu Noedcmet- tin Sahir refakat etmektedir. Sıhhat Vekilinin tetkikleri Ankara, 7 (A.Aİ — Haber 'aldığı. * mızâa göre, Tercandaki zelzele mın- takasını ziyarel ederek — tetkikat yapan Sılıhat ve İçtimal Muavenet Vekili Dr. Hulüsi Alataş zelzeleden evleri yıkılan köylülerin mevsim dolayısile çadırlarda — barımmaları çok güç olduğunu ve buralarda zeminlikler yapılması lâzimgeldi . ğini bildirmiş olduğundan zelzele yüzünden açıkta, kalnaların mu - vakkaten iskânları için acele ze - minlikler inşasına Kızılay umüumi mefrkezince karar verilmiş ve bu iş için lâzımgelen para ve hazı le- vazım ntahalline — göünderilmiştir. Ayrıca harekelzedelere — yemeklik buğday tevziatı da yapılacaktır. Sıhhat Vekili Erzintandan Er . zuruma gilmişlir. Kızılayın. yardımı Ankara, 7 (ALA.) — Kızılay Ce - miyeti merkezi umumisi Tercan ve Erzincan havalisinde — vukubulan zelzele âfetinden hasar ve zarar görenlere ilk yardım olmak üzere bir müfettiş ile 300 çadir ve 1500 lira gönderilmişti. Cemiyet merkezi umumisi buğgün de felâkeltzelere dağılılmak üzere telgraf havalesile altı bin yetmiş beş lira göndermiştir. Bu suretle bu havali felâketzede. lerin Kızılay Cemiyeti umumi mer- kezi tâarafındam yapıları para yar . dımı mikları yedi bin beş yüz yel- miş beş lirayı bulmuştur. -ııııı——ı—-o—ıı—ııı— Kızına tecavüz suçlusu iftiraya uğramış Genberlitaşta Kürkçüler sokağı 13 numurada oluran ve öz kızına tecavüz ettiği iddiasile tevkif olu . narak ikinci ağır ceza mahkemesi- ne verilen amele Mehmet Subaşının gizli olarak yapılan —muhakemesi dün bitmiş, Adlt tabibden alınan rapora göre, kızının bakire olduğu anlaşıldığından maüznunun berac - tine karar verilmiş, kendisi serbest bırakılmıştır. böyle tehditlere kulak — vererek milli siyasetini değiştirir, ne ken- dişine terettüb edecek vatan vazi. fesini ifada bir an tereddüd eder.,, Cumhuriyet Nadir Nadi, bugünkü makale« sinde, İtalya ile Milletler Cemiye, tinin karşılıklı — vaziyetlerini tet- kik etmektedir. Muharrir, Milletler Cemiyeti koönseyinin son Rus hareketi kar- şismda almması içab eden tedbir- leri görüşmek üzere yarın Cenev. rede toplanacağımı kaydederek ce. — Çok iyi.. Hafızanm bu canlılığı doktoru memnun etmişti. Zeynep başını || doktora çevirerek daha işidilir bit | sesle sordu: — Beni buraya nasıl getirdi - niz? — Sizi hasta olarak bulmuşlar. Doğru buraya getirdiler. Memnun değil misiniz? Zeynep kuru ve renksiz dudak. 'arile gülümsemeğe çalışarak yü - rünü doktorun narin ve beyaz el- erine sürdü: — Çok memnunum, Gözleri bir dakika derin bir noktaya takıldıktan sonra vücu. dü bir isparmoz hamlesile titriye. rek kısık bir sesle hayktrdı: — Korkuyorum! Korkuyorum! Bu âni kriz doktoru derhal ha - -rekete getirdi. Beyaz bir suyu fin. cana dökerek ona içirdi. Ensesine ve belkemiğine parmaklarının u - miyetin muvaffakıyetsizliklerle do lu hayatmdan bahsetmekte ve dünya efkârı umümiyesinin intibar bu cemiyetin - manasız ve şülünç olduğu merkezinde bulunduğunu, 937 de cemiyetten ayrıldığmı ilân etmiş olan İtalyanm usul mucibin. c iki sene sonra, yani bu ayın on bizinci günü alâkasının tasfiye ve bu ayrılışm da itmam edileceğini, İtalyanm üç aydanberi müstakil bir siyaset takip ettiğini ve onun Milletler Cemiyeti bakrmmdan tet- kiki döğrü olamıyacağını tebarüz ettirmektedir. nun ince ve temiz elini olanca kuvvetiyle tutmuş hâlâ titriyerek | zı mırıldanryordü: — Korkuyorum! — Korkma yavrüm! korkuyorsun? Kimden İlâcın seri tesirile gergin sinirle- ri biraz gevşeyen hasta yorgunlu- ğa da, istirahate de benzeyen bir sükünetle: — Ondan, onlardan,. Hepsin - den korkuyorum. — Hiç, hiç birinden korkma kı. zim.. Burada o kadar emniyette - sin kı., Ben işte yanındayım!. Ni- çin korkuyorsun? Sana kımse bir şey yapamaz!, Doktoör yavasça sordu: — Demek her şeyi hatırlryör - sunuz? Zeynep istikrahla ellerini yüzüne kapayarak: Yeni belediye memurları İmtihanda kazananların kimler olduğu anlaşıldı Belediyenin lise mezunu gençler arasında açlığı memurluk müsa - bakasi bilmişlir. Münha! memuvluklara hemen ta. yin edilecek — olanların isimleri şunlardır: Basri Tulun, Halük Oray, Feri- dun Kurlaya, Fikret Tüncer, Galip Evrim, Hidayet Engin, Remzi Bu. cak, Nevzat-Aksoy, Adil Kürelli, E- min Çağlar, Cemile Suna, İffet Dev Jin, Vahid luce, Yaşar Horasan, Cemil Hasayar, Mehmet Kösecoğlu, Kemal Galib, Umran Işındağ, Alâ . eddin Özçelik, Rahmi -Bedestenci, Mehmet Masaracı, Mehmet Türk » ten, Fasih İnal, Anf Zeki Bilgise . Ven. İsimleri aşağıda yazılı olanlar da memür inamzetleridir. Bunlar da münbal oldukça alımacaklardır: Ömer Polat, Oğuz Üreten, Yümnü Macid Okan, Aliye Tekdemir, Va - hidettin Özgür, Zekâi Tanen, Ulvi Yurd, Ahmet Çağan, İbrahim Yu . lundağ, Duhaf Zaman. Ortameklep Mmezunları arasında - ki müsabakayı isimleri aşağıda ya. zılı olanlar kazanmışlardır: Naci Öndersev, Emir-Baran, Mit- hat Gökcan, Muzaffer Devli, Musta, fa Davaz, Hasan Karabudak, Reşil Harmandaroğlu, Zühlü Alpar, Sü - leyman Özkan, Celâl Erk, Muammer Erkut, Abdurrahman Doyuntaner Halit Bozkuş, Sami Erkin, Firdevs Balibey, Nurettin Arselen, Necati Sani. İsimleri aşağıda yazılı olanlar da namzet kaydedilmişlerdir: Nadide Handan, Said Seylân, Sa. liha Demirel, Yusuf Ertul, Mithat Adil Erdönmez, Remzi Toklu, Hik- met Korümüş, Cahit Akçelikli. Gazeteciler arasında bir dava “Tan” Baamuhamı-ı “Yeni Sabah” sahibin: den tazminat istiyor Tevfik Fikret münakaşası sfrâ- sında “Yeni Sabah” — gazetesinde temsili bir resmi ile berabher çı - kan “Zaruri hir cevab” adındaki yazıda madde tayin edilerek şah- Si tabkire uğradığı iddiasiyle Tan gazetesi başmuharriri M, Zekeri. ya Sertel tarafından Yeni Sabah gazetesi sahibi Cemaleddin Sara « coğlu ile neşriyat müdürü Macid Çetin aleyhine açılan hakaret da. vasının dün altıncı asliye ceza mahkemesinde görülmesine başla- nılmıştır. Zekeriya Sertel maddi ve manevi zararına mukabil beş bin lira tazminat taleb etmekte - dir. Cemaleddin Saracoğlu ile Macid Çetin, evvelâ dava istidası suret - lerinin kendilerine teblifini iste . misler, mahkeme de tehlifin icab ettiğine karar vererek muhake - meyi başka bir güne bırakmıştır. M, Zekeriva Sertel mahkemeye gelmemiş, vekili Esadı göndermiş. ti ——— — 3 ——— “Savarona” Halicte Havuza alınması lüzumlu görülen Savarona yatı dün Halice çekilmiş. Hir. — Hiç bınnî hatırlamamak lâ .. Hepsini unutmalı!.. Bak yavmm güneş ne güzel parlak.. dalın üstündeki çiçeklerin rengi ne tatlı değil mi? Şimdi derin bir sükünetle yastı- ğına serilen küçük baş doktora çevrilmiş gülümsüyordü: — Vücudunda rahatlık hıssedi yorsun değil mi kızım? — Evet çok rahatım. — ÂAçlık duymüyor — musuün Zeynep hanım? İştihanız hiç yok mu? — Var efendim.. Yiyehilirim. — Oh ne kadar iyi. Şimdi si. ze hafif bir çorba., Taze bir yo - Burt. Bir de komposto getirteyim. Doktor zile basarken Zeynebin hafifçe yutkunduğunu görerek se - | vinçle güldü. — Evet, dedi. Hepsinmi hepsini.. /| Biraz sonra içeri giten Hatta - ileride münhallere alınmak — üzert, (DEBİ| Pencereden içeri giren şu yeşil | AK$AM PO Sahibi ve Neşrigat Hasan Rasim İDARE EVİ : Istanbul Ankarâ Posta kotysa: İsizabul 214 tıı.ııııdn' # RİVAYETE a_-_ğâw çay ile h © de zevk temin ederlM verin üzerinde çayda.nm vaş terennümü, renk. ve sıcak bardağı parm le kavramak keyfi... Bui mem İranlıların kanaâ OW mrı gösterir? Fem_ a L haz verebilmek işin çay Ü gıkt etmek şüphesiz ka.:ıil»a fw L gelir: meskenetten de"îı kuvvetinden gelen bir wınni lık, Hiç bir zevki feda © ıf fakat her zevki tadaji” bir işaret kâfi geliyor. * dımyayı bahşetmenize yok; çünkü o0 her an bütün dünyayrı kucaliğ her zevkini tatmrş glbl “Dünya denilen m; mehrin nedir?” dıye .—wl'fm nin gönlünün şad olması İ,g_ &tmen için yeter” dedi.” / yi 6 bu sözleri İle yalnız köl ._ıır ğil, belki bütün milletiti Miş... Fakat bügün o rıvaw“” i,n#' bir kanaatkârlık görm Irl”w yorum; bilâkis onu dayda yalmız lezzet de!lı koku, müsiki ve parm yacak bir sıcaklık delili diye - düşünmek Manzarası, kokusu,. aesl muıyan çayı ne yapsın? de edecek bir lezsette gelir? Dilimiz, rwg. alırken bu znvkten 3*3319 lağımız mahrum mu kalsi | ni kitaplarım, içindekiler | mak şartile, cildine, ehemmiyet vcmıyenleî' d" kendileri için bir üstünlük r _ fı: a h” af' gAY lar yardır, bu çay hikâ-f"# , “de sadece ruha, mana)" kâfi değildir: kâğıd dn. nız okunmaz: seyredilir, G'ı’p kâğıddan, mürekkepten gö coneh& denilen nesnedel W! ku değil; o, ok sap bayağı seylerdendir.) Kw,(eîd ken bunları aramıyan Yazık ki bugünkü aün?"” ıı*' den nefis kitaplar azâ F ı Siz Medim'in bir gueibıi’ u,,#' kâğıdı veya kara bir M de de aynı güzelliği m M ğinin maddeye hiç bir madığını söylerlerse İ? ı;i wW kâğıdin, temiz yazımın ı.#* liyamıyan zavallılardır; *” Nurullah 4 ROMAN İi Yendim, dedi. g' | Doktor öna yemek Hstâw! — Güzel güzel yemeî'dd eö; Ben şimdi tekrar gelirit- — Artık iyisiniz İnŞâl nınîf' ceks$iniz artık. — Peki. daya gitmek için dışar! | ptnın önünde ıyıktl M rünce kendisile berabtf hemşireye sordu: w onlara anlatmalı. Kitah zim için zevk oîmılıdn' zel bit koku vardır. lJanmı5 , gl resimleri, Puccini'nin Tost? a"f âacırım. tarafta bir ucuz kitap ceğini mi sanırsmız? ihî::w büunu söyliyenler emin © 4 ? ir zevkine inanılır mi ”o — Sizi telefonda bekliyof ledikten sonra Zeynebe göndü 111”' niz. Hemşire - size Yardm daha o fena şeyleri d“’" Doktor telefomm kaç hasta ile — Bunlar niçin diyorlar... — 'Ne üstlerine vazife? v.rl- ğ (Devami

Bu sayıdan diğer sayfalar: