ARİNCİ KANUN — 1995 HABER — AkamP Anne! Beni, Amerikan mecmuasının dıkkate şayan bır makalesi İlüttefiklerin lehine, Almanyanın aleyhine olan Bütün vaziyetlerin ahtarı Karadenizi birbiri. ? Çanakkale ve Istan bugün yine tarihi iŞ bulunuyor. İR Turuvalılar o ef işmalarını burada sez Yunanistana a ilerledi, Isken- i insanlarca bilinen “una kadar varmak i, lerini aksi istikamete “ket. Garbi Roma İç, SU inhitat ettiği za. Roma Imparatorlu- iin sene burada bütün m etti, ## Akdenizin hâkimi uncu asra kadar bü- | Avrupa sahillerini Türkleri ik. burada © kurdular, iL torluğu yine bu- ederek “Avrupanın 1 oldu, ga büyüyen ingiliz karşısına ilk en. de yine bura» Bördü, Hindistan ve Yollarını elinde tut- , A İngiltere Boğazlara m olmaması için da üç kere çarpıştı, 1878 de Ruş ordu. ni (bugün- un kapılarına kas İngiltere Berlin bütün nüfuzunu Rusların Osmanlı Üzerindeki zafe, Öne muvaffak ol çölden Ingiliz başve- İ Londraya “şerefli i söyliyerek h Örmeli bile, ilersini itün maharetine “ne sonra Rusya diri müttefiki ola- karşı çarpışaca. memişti. 1915 de hsiz orduları boğaz ,2€ hedef olarak als * boğazlardan Rus nek için bir kapi Sarpışıyorlardı. İaarruzunun aka- Aç,“ umumi barbin Mn biri oldu. N müddet tecrübe 1915 nisanında İle(Anzac) kör. tı Mkarmakla da Türk İni kırmak İş » ağustosta “Suv *,* Sikarılan askerler İmge edemedi. k Tür hemen rubu a İye yine Ingiltere “r. Karadenizin a. , Meşhur Boğazlar enin elinde bulur Yenin 1912 Balkan İdaş übiyeti ve Umu- "ren mağlâb oluşu ,,, 35keri mevkiden © Bir asker ve dlan Kemal Ata. rk milletini yer Onu Yakın Şark- Memleket haline ge. e ingiliz, Tirkaya kumanda meni Yunan ve İngilizleri Ma örgüler önün- ne sahile erinin yardı. hı Mabilir, Bugün In eriyede bir de. VE burası Ingil Ni Ve en ateşli a- çi Andrev Cun. nigham'ın kumandası altında bu Junmaktadır. Türkiyenin fevkalâde talimli ve gok iyi techizatlı ordusu eski ve değerli asker mareşal Fevzi Çakmağın idaresi altındadir. Mareşal Fochun erkanı harbi- ye reisi olan ve bügün Fransu- nın Şark orduları kumandanı bu lunan meşhur Fransız generalı Maxime Weygand geçenlerde kendisini ziyaret etti. Son za. manlarda Türkiyeyi ziyaret e denlerden biri de vaktiyle büyük dük Nikola ile Erzgurumda, Al lenby ile de Filistinde bulunmus ye buğür Mısır, Filistin ve Su. danı ihtiva eden Orta Şark ku- mandanlığını ihdas etmiş olan Ingiliz generali Archibalt P, Wayweldir, Bu iki kumandanın i- daresi altında bulunan ordular az bir yekün teşkil etmiyor, Tür kiyenin arka kapısı mesabesin. de olan Suriyede general Wey- gandın 50 bin Fransız ve şimali Afrikalı askeri var ki bunlar ec- nebi lejiyonları da ihtiva etmek. tedir. Wayelin idaresi altında da Mısır ve Filistinde o kadar bir asker bulunuyor. Bundan başka praya yeni gölen Hindistan as kerleriyle 30000 kişilik bit Misir ordusu vardır. 500 tayareden fazla bir kuvveti olan Türk hava kuvvetleri icabında görek Suri- yedeki Fransiz tayyarelerinden, gerek hava mareşalı Sir Willlam Mitchellin Mısır ve Filistindeki “Orta Şark hava kuvveti"nden yardım görebilecektir. Ingiliz . Fransız - Türk anlaş- masının Ankarada, iki kuman. dan da bulunduğu halde imza- lanması bütün dünyanın dikka- tini, Boğazların bekçisi Türkiye Üzerine çekti. Bu anlaşmanın, şüphesiz ki, en fazla Italya üze- rinde tesiri olmuştur. Zira Akde- niz garbde İngiltere ve Fransa, garkda da Türikye tarafından kontrol altında bulundukça Ital. ya muhakkak bir abluka içine & nabilir, İtalyanın Balkanlarda nüfuz temin etmek ümidleri de şimalden Almanya, Şarkdan da Rusya ile, simdi cenubdan da müttefiklerin iktisadi yardımını gören Türkiyenin artan nüfuzu ile karşılaşmış bulunuyor, Balkan memleketlerine gelin. ce; Yunanistan bugün icabında karada Türkiyenin kuvvetli or. dusundan, denizde de Ingiliz do- nanmasından yardım görvcek. tir. Romanya da Yunanistan gi- bi garanti verilen memleketler. den biridir. Ve kendisini Lehig, tandan daha emin bir vaziyette görüyor, Zira, bir Alman hücu- mu belinde müttefik devletler kendisine Boğazlardan geçerek yardım edebileceklerdir. Yugos. lavya de kendisine yeni yardım yolları açılmış olduğunu gürü- yor. Ve Italyanın gittikçe daha | vazih bir hal alan bitaraflık ve dostluğundan dolayı kendini ra- hat hissediyor. Tek başına bulu. nan ve Türk ordusuna mukave. met edemiyebek olan Bulgaris- tan için, Almanyanın edemiyecektir. Bu suretle Almanya kuvvetle. rini ve dikkatini garbe çevirmiş- ken şarkda yeni bir şark cephesi kurmak imkânı hasıl olmuş bu yardımı / ile arazi taleblerinde pek israr | Türkiyedir günkü harbin zaferlerinden biri Ankarada kazanılmıştır. ,, lunuyor.Ayni şekilde bir de“Bi- taraflık blok"undan o bahsolun. maktadır ki, bu birlik yalnız Bel kan devletlerine değil, ayni'za- manda Macaristanı da ihtiva e- decek ve Almanya veya Rus- yanın Tuna havzasına doğru iler lemesine mani olacağı gibi, Al manyayı hayati menbalarından mahrum bırakacak bir iktısad politikası da takib edecektir, Müttefiklerin lehinde, Alman. yanın aleyhinde olan bütün bu vaziyetlerin anahtarı Türkiye- dir. Son Ankara anlaşması ile Ingiltere ve Fransa sadece siya- 8i bir zafer kazanmakla kalmadı lar, ayni zamanda askeri bir z2- fer de elde etmiş oldular. Bu as- keri zaferin muhtemel neticeleri bugünkü garib harbde büyük bir ehemmiyeti haizdir, Zira, bu har bin muharebeleri harb sahala- rında değil, diplomasi salonla. rında .Münihte Berchtsgardende Prağda, Meskovada. kazanılmış. tı. Şimdi de Türkiyenin hükümet merkezinde kazanılmış oldu. (Son sayfamda bu yazı ile alâ- kadar bir resim vardır. Lütfen ba kınız.) Şehirden- köşeler Beşiktaş parkı Yazan : Kadri KAYABAL Beşiktaşta Abbasağada yeni bir park yapılıyor. Burası bu seneye kadar iri selvileri ve me- Zar taşları ile etrafa korku veren koca bir mezarlıktı, Belediyemiz bu mezarlığı kaldırttı ve İstan - bulun en güzel parklarından biri- ni kurdu. Parkın inşaatı halâ de- vam ediyor, Bu park mevkii iti- barile eşsizdir. Yeşil kanepelerin üzerinden Boğaziçinin güzellik - lerini doyr, doya seyredebilizsi - niz, Dün baykuşlara yuva olan ta- rihi mezarlık bugün çiçeklerle, yeşilliklerle donatılmıştır. Sol taraftan Yıldız sarayına giden asfalt yol geçer. Etraf a- gıklıktır. Bostanlardan mis gibi toprak kokusu ta burnunuza ka dar gelir, Karşınızda, bir taraftan Marmaranın enginliklerini bir taraftar da Boğazın kıvrıntılarını görürsünüz. Gelecek sene Beşiktaşın ve ci- yarının yegâne mesire yeri mis hâkkak ki bu park olacaktır. Parkın içi son derece güzeldir. Parkın en yüksek yerinden âlçak yerlerine merdivenlerle ve kıvrım. tik yollarla inilir. Bu yollar par- ka daha başka bir güzellik ver - mektedir. Sonra parkın bir kaç yerine orijinal şekiller verilmiştir Ayrıca bir de tenis kortu inşa edilmektedir. Burası mezarlıkken, etraftaki yollar çok bakımsızmış, bugün ise bu yollar tamir edil - mektedir, Yetmişlik bir ihtiyar başımı ! sallıyarak: — Bu park, dedi, buraya taze | hayat getirdi. Sultan İHamidin adamları bu mezarlıkta gömülü idiler. Yirmi senedenberi de adam gömülmüyordu. Şimdi mezarlık kaldırıldı. Belediye çok iyi yaptı mahalle arasında mezarlığın işi ne? Parkın inşaatı bitmediği halde içerisi her zaman doludur, Güzel Jstediklerimi yaptırmıyan Bir mektebe veriniz Orada 15 MART, — MİNNEAPOLİS Kim ne derse desin Amerikanın bu tarafları Fransızların elinde hayata kavuşmuştur. Minneapolis- in en büyük caddesi, Pere Louls Hennepin o hatırasına hürmeten Hennepin iamini taşıyor, bu zat De la Salle tarafından bu havali - ye İlk defa gönderilen, yukarı Mi- #isipi taraflarında ilk defa dola , şan ve bu nehrin şelâlelerini keş federek onlara Saint Antoine Is - mini veren misyonerdir, Bu misyo ner yine bu hükümet dahilinde bu- gün ismini taşıyan koca bir şehir de tesis etmiştir, Burada oturduğum otelin İsmi Nicollettir. Acaba bu Nicollet kim di dersini? Cluses'de doğmuş bir Fransız, bir müddet inek çobenlı- ği yapmış, sonra Louis , Je Frand ce Chanbery İlselerindö profesör, Yük etmiş, ayet 1830 sularında Amerikada talini denemeğe karar vermiş ve Minpsota taraflarını keş federek haritalarını yapmış olan Alim bir adam, Eskiden oMinneapoliste oturan Yransızların sayısı pek çoktu. 928 tarihine kadar bu şehirde fransız ca bir gazete de çıkardı, Bugün Minneapolis daha ziyade bir İsveç gehri olmuştur, İnsan burada ke - ten saçlı güzel kızları görünce ken disini Upsala Üniversitesi civarın» da dolaşıyor sanıyor, fakat N, D, de Iourdes kilisesinde rahibler, bu gün bile, fransızca âyin yapıyor . lar, Misisipi kenarlarındaki tenez , #üh yerleri ve büz tutan göllerile Minneapolis tam bir su şehridir, Şehrin müreffeh sını göllerin ke- marında, kenarları ormanlarin çey- rilmiş çayırlar üzerinde, asrın bi“ tir konforunu haiz ahgab evlerde otururlar, Bu büyük şehirde kır lar ortasında kalmış iptidai bir kö yü hatırlatan güzel bir saffet de var. Yerliler bana burasının hubu bat ve değirmenler diyarı olduğu. nu söylediler, Şehrin civarında, ki? bir kardeş kadar kendisine benalyen Saint - Paul isimli bir şehir daha var, Eğer Saint » Paul İsimli bir şehir daha var. Eğer Saint , Paul ve Minneapolis biri birine o kadar düşman iki şehir ol masalar birleşiverecekler, o kadar biribirine yakm ve birleğseler nü « fusu milyonu aşan kocaman bir şehir ortaya çıkacak, Fakat bu £- ki kardeş şehir biribirine amansız bir rakib gözüyle bakıyor. Tıpkı Floransa ile Slenne, Roubais ilç Toureoing gibi. Akşam yemeğe gitmek için ka - im bir kar tabakası arasından geç | tim. Yemekte üniversite profesör, leriyle tatir tatlı kohuştuk, Bu Ü- niversitenin eski bir rektörü var, Bugün 90 yaşında, Fakat hâlâ is tikbale ait projeler hazırlıyor, sof rada bulunanlardan birisi bu rek- Lörden bahsedilirken: “Adamcağı zın hakkı var, dedi, İnsanm bü - tün düşüncesini maziye çevirerek geçmişe yanması uzayıp giden bir çorukluktur, Hakim insanlar göz * lerini Atiye çevirirler ve maziden ancak bir tecrübe olarak istifade ederler.,, Bu sözlerden #onra ben de on lara Gabrie Hannotatıx'dan bah settim. Hayatını ve her şeyi iyi gören felsefesini arlattım. Saat son birde hukiki bir kar fırtınası havalarda Beşiktaş halkı akm akm bu parka çıkmakta ve hava almaktadır. Bu civardaki boş arsalara da €v ve apartmanlar inşa edilince İstanbul yepyeni bir semte kavu- şacak demektir. İşte parkın kera . çok ıztırap içersindedir. 1982 ye İ sıkmış. Mütemadiyen bana sorü- okuyup yazı öğreneyim YAZAN: Andre Maurois içersinde şehirden ayrıldım, 16 MART JOWA ÜNİVERSİTESİ Trenlerde uyanış dalma sürpriz- lerle doludur: Dün akşam donmuş bir nehrin kenarından, karlı göl - ler ve ormanlardan o ayrılmıştım, Çayırlarda buğday tarlalarından ibaret beşeli topraklar Üzerinde doğan güneşi görerek uyandım. Bu ralarda her çiftliğin geniş bir top- rak sahasını işlettiği besbelli, Zi, ra evler çok nadir, kül rengi boya- Yı ahışab evlerin yanıbaşında am - barlar ve silolar var. Arasıra da tren küçük bir şehrin, bir kilise - nin, önünden geçiyor. Topraklar ta mamiyle ekili, Amerikada ilk defa olarak çöller ve balta girmemiş orman aralarmdan keçmiyen bir demiryolu görüyorum, Jovanm merkezi olan des Moi- mese bu ismi veren Frarsız papas- larıdır. Zaten bütün Amerikada papazların nüfuzundan uzak tu - tulmuş hiç bir yer göremiyorum. Jovanın diğer ehemmiyetli bir şeh ri,olan Dubuke şehri de ismini bânisi olan bir Fransızdan alır, Bu hükümetin merkezi vaktile Jova-City idi. Bu şehir bugün de güzelliğini muhafaza ediyor. Fakat Des Moines daha merkez bir vaziyette olduğundan hükü - met merkezi buraya taşındı, yal nız Üniversite Jova-Cityde kaldr. İşte bu akşam ben bu üniversite- de bir konferans vereceğim. Jova hükümeti tarafından da yardım gören bu üniversitenin kız ve ef- kek on bine yakın talebesi var, Bunların ekserisi çiftçi çocukları dır. Buhrandanberi Jova çiftçileri doğru, grevler ve hattâ memleketin bazı mıntalaksarınt altüst etti. Onun içnidir ki bu Ü“ niversite talebesinin ekserisi fa « kirdir. Fakir talebe toplanıyor, müştereken bir ev kiralıyor, bü « tün işlerini imece ile yaparak ya- Şıyorlar, Burası şarktaki büyük "üniversitelere hiç benzemiyor. Ü - niversite hayatı bir haylı sıkı, Bu rada bilhassa talebelere güzel sa- malar zevki vermek için çok uğ * raşılıyor, Müteaddit resim ve hey- kel atölyeleri var. Talebeler iş ye çiltlik hayatına dair büyük du yar freskleri yapıyorlar. Bunla - isyanlar rın içersinde ekserisi güzel ve o - Jijinal, Amerikan resminin: Röne Sansı buradan doğabilir. Üniver « sitenin temsil kolu bu kış Bernard Shavın Sainte-Jeanne'r, Grandü « kün Amphytriov'u ve Tehekoffun martilerini oynadı. Piyesler çok güzel seçilmişlir doğrusu. , Talebeden birisi yemek yedi. Zeki, ateşli fakat bir parça endi - geli bir delikanlı. Prağdan gelen haberler bu ateşli gencin canını yordu: “Fakat efendim, Fransa ye İngiltere ilânihaye. böyle hiç bir şey yapmadan duracaklar mı? "Yoksa inhitat halinde mi? Geçen hafta burada konferans veren bir hatip Britanya imparatorluğunun $nhilâl etmekte olduğunu söyledi... *Yoksa Almarlar Ren nehrinin sol sahilini tahkim ederlerken veya - hut Münih konferansı sıraların - da Fransayı hareketten mene - den İngiltere midir? Hiç Jovanm “ayrılmayan ben bu suallerin ce - bın! Kkestiremi yordum. Siz ta - bii daha iyi düşünürsünüz. Bu Sıralarda buralarda boyuna İngil ere aleyhine propayanda yapılı - yor, Sonra burada yaşıyan genç- fer halden hiç memnun olmadık - Yarı için biraz mahirane yapılmış İpropazandalara hemen kapılıve ziyorlar, Düşününüz bir kere.. A- merikada üniversite mezunu dt milyon genç hayata atılıyor. Bun Yar ellerindeki diplomanın her ka- 'pıyı kendilerine açacağına inan - Ynışlardır. Halbuki hay yapa- cak bir iş bulamıyorlar. Şimdi bu adamlara bu muvalfakıyetsizliğe sebep olarak kimi gösterirseniz, çok düşünmeden inanrverecekler- 'dir. Siz hu hale sebep olar fara kapitalistleri gösterebilirsiniz, "İngilizleri de, Almanları da, Ya- hudileri de.. Bu çok tehlikeli bir hal.. Amerikanın en büyük illeti, 'onun için bu memlekete düşün - meyi öğretmek lâzım. Yemek yedikten sonra beni “Yeni kültür” merkezine götür « düler. Burası üniversiteye girme hayatını geçi larının tahsil için risaleler hazır - liyor. Çok faydalı işler yanında oldukça garip tecrübeler de yapıs İıyor. Buraya hicret etmiş bir Al man profesör burada birçok ço » cuk klüpleri açılmasına sebep'ol » muş. Bu klüpler arasında totali- ter bir zihniyetle idare olunanlar, demokratlar, hattâ snarşiyi ka » bul edenler bile var. Totaliter klüplerde şel emir veriyor, çocuk ların en küçük hareketi bile emir- lerle tahdit edilmiştir. Demokrat Kiüplerde çocuklar yapılacak iş » ieri beraberce münakaşa ediyor - far, Şef onlara yalnız projenin ni- gin kabul eiilmesi icap etiğini anlatıyor. Anasşi ile idare olunan #lüplerde ise her istediğini yapı - yor, Profesbrün bu klüpler üzerin - deki tecrübelerinden aldığı netice Şu imiş. Demokrat klüpler daha İyi iş yapıyor, ve daha mütesanit çalışıyorlar. Totaliterler klüpler- de çocuklar sık sık dövüşüyorlar, Müşahede kabiliyetleri az, başka» sma tecavüz meyilleri çok oluyor, Bu tecrübe bana hiç de mânalı gö rünmedi, netice, profesörün kafa- sında, daha tecrübe yapılmadan evvel mevcuttu, Tecrübeden sonra bu neticeyi ilân ediverdi. Fakat bünu Amerikalılara anlatmak im- kânsız. Bu memlekette her şey pe 'dagojiye giriyor. Bu kadar fazla pedagoji çocuğa bir şeyler öğret- meyi adeta ihmal ettiriyor. ! Amerikada dalma çocuğun re- yi alınarak iş görülen mektepler- n birisinde okuyan bir çocuk bir akşam annesine şunları söy - lemiş: “Anne artık istediğimi yap maktan bıktım. Beni istediklerimi ptırmayan bir mektebe veriniz ki orada okuyup yazmak öğrene- yim”, Fıkra belki uydurmadır. Fa - kat içerisinde büyük bir hakikat hassası var, Namık Kemal ihtifali Şişli Halkevinden: 2-12-939 cumartesi günü akşamı saat 21 de Halkevimizde bir (Namık Kemal) ihtifali yapıla - cak, Namık Kemalden parçalar okunacak ve konservatuvar ta - lebeleri tarafından da bir konser verilecektir. Herkes gelebilir, O Eminönü 'Jalkevi temsilleri Eminönü Halkevinden: Evimiz temsil şubesi, 2'Birin- cikânun 939 cumartesi akşamı sa“ at (2030) da Cağaloğlundaki merkez salonumuzda (Ateş) piye- sini ve (Zor nikâh) komedisini temsil edecektir. Gelmek arzu e - denlerin davetiyelerini Ev büro - sundan almaları rica olunur,