. Selâm vermek medeniyetin selâmı Yazan: H. DALKILIÇ İR ecnebinin İstanbul sokaklarından geçerken hayret etme, mesi kab değildir. Bu ecnebi, kaldırımlardan akan kala balığa bakarak: — Acalb! Bu memlekete hiç kimse kimseyi tanımıyor mu? Diye şaşıp kalacaklır. Zira hemen hemen kimsenin kimseye şapka çıkar o dığını gör- miyecektir. Halbuki Avrupa şehirlerinde sokak medeniyetinin en büyük sembolü selimdır, Şapkalar mütemadiyen büyük kavisler yapa- rak başlardan çıktp durur, En wfak yol verene, en ulak birin. sanlık ve nezaket gösterene derin bir şapka hareketile selim ve- rilir. İler medeniyeli ve ve | i rilen selâmsa Istisüasız en büyük hürmet iestile, yanl selârrm aza- mi resmi hareketiyle eda edilir bir vazifedir, Bizde. denebilir ki, Şapka selimma dahi bir alaturkalık sinsi sinsi girmektedir. Başı, muzdan şapkayı çıkarmaya bile öşendiğimizi gizlemiyoruz. Her teşekklir ve pardona selim refakat eder. Kadmlara ve- | Şapka hemen yalnız imire ve patrona yerlere kadar çikarıir yor, Bu kandili temennanm yine yercağızmı buluverinesine doğra bir barekete benzediği çin daha elim, Baylar! Türk gibi cedlerindenberi demokrat bir millette selâm yalnız İnsani ve manevi bir hediyedir, Asla bir rüşvet veya riya va- sıtası değildir. Selâm vermek medeniyetini ve medeniyetin selâmmı takdis et- meliyiz. İşin çıldırtıcı çirkin tarafıysn şudur: İ elde yVakıt Asumn Us, “Londraya giden he yet,, başlıklı makalesinde, Türk mallarının İngiliz pazarlarında sa- dışını kolaylaştırmak için Oimüre kerelerde bulunmak Üzere Numan Menemencioğlunun Oo riyaselinde Londraya bir heyet gönderilmesi münssebetile Türk - Jağiliz ticare- tinin şimdiye kadar geçirdiği saf- haları anlatmaktadır, o Muharrir, Türk » İngiliz ticari münasebetleri- nin kliring sistemile inkişaf edeme- diği görülünce başka bir çare aran- dığını ve düşünülen (tedbirin de kliring sistemi yerine serbest dö- vir rojlriini kabül etmek ve #yni zamanda Türk sualları ile cihan pi- yasası arasındaki fiyat farkım kal dırmak için ihracat mallarına prim vermek olduğunu ve Londroya gi- den heyetimizin başhca © vazifele- rinden birinin de bu yeni sistemin tatbik şeklini kararlaştırmak olaca- Bını kaydediyor. Asım Us, Londra- ya giden heyetimizin © karşısında, harici ticaretini'devlet Kontrolüne simış ve bu itibarla harpten evvel” kine nisbetle bu merzuda daha sa- Mhiyetli bir İngiliz hükümeti bulu» nacağımı ve yapılacak anlaşmala- rın Fransızlarla girişilecek müznke- relerin neticelenmesini de (kolay- laşlıracağını tebarüz ettiriyor. iYeni Sabah Küseyin Cahit Yolçın, o Alman gazetelerinin Türkiye aleyhindeki peşriyatını mevzuubas ederek bo- nun sebehlerini araştırıyor ve baş» Uca sebebin ilkbaharda Türkiyenin İngillere ve Fransa oİle bir ve dım beyannamesi İmzalayarak Bal- kanlara doğru çevrilen müthiş Al man akınını durdurması olduğunu, 'Türk matbuatının sebebiyet verli- meditçe Almanya aleyhinde hiçbir şey yozmadığını, yapılan meşriya- tın sâdece Alman iftira ve hücüm- larına mukaheleden İbaret Buluo- duğunu kaydediyor. EDEBİ , Çe ya a GEL 25 Muhartir, Türk matbuatı ve ef- kârıumumiyesinin siyaset — saha sında görülen Alman metodlarına taraflar olmadığımı, Türk matbus- tanın takip ettiği büyük insanl ide- aller nomibs Alman siyasetini red ve takbih ettiğin! kaydederek şöyl diyor! “Türk hükümeti vekayi karşısın- da bitoraf kalabilir. Yahut, bitnrnis Mığımı ilân etmiyerek, harbe İştirak etmemiş bir vaziyelte bekliyebilir. Burası bükümele ait bir meseledir. Fakst Türk malbıratı, gözü önünde cereyan elen siyasi hâdiseler kar- şısında vicdanında duyduğu eksü)- amelleri büyük bir o samimiyet ve hürriyet göjresinde, sen ekmeği). dü ayı” yalanlırına ve medeniyet na karşı bir borç telâkki ed Hüseyin Cahit Yalçın, Türk mat. buatının Almanyanın o bendesi ol madığını, hür ve milli birer organ olduklarım, vatanlerile beraber bir de insaniyet ve Bak mefhumu ka- bul ettiklerini yazmakta, nasyonal sosyalizm gihi yolnız maddi kuvve- fe tapan, insaniyet mefhumunu İn- kâr eden bir tesekküle bu kadar mr tisne boyum eğinek dalâletinin bizi Alman milletine acımaklın ve on” sevmekten, menedemiyeceği (o gibi Alman milleline © muehabbetimizin de basındekilerin fena hareketleri- ni mazur görmemiz ve hele vatanı mızı müdafaa szifesinde fereddii ve ihmal göstermemize hiç de bir sebeh teşkil edemiyeceğini tebarüz ettirmekidi-. Yunus Nadi, Alman © ajansının bir haberin tekzibi - retinasebetile Türk vazetelerine yaplığı tecavüz den behsetmekte ve bu haseketir çirkinliğini kaydetmektedir. Tan M. Zekeriya Sertel, E ii ki bütün siyasi n Pulgeris- tan üzerinde temerküz ettiğini kay- dederek bu vaziyet karşısında Bul- el ea ce İhsanın çirkin bir gülüşle başı. | nı sallıyarak onlara baktığını gör RUHLARI Yazan: Nezihe MUHİDDİN e lm Ihsan yumuşak bir tebessümle yaklaşmıştı: — Geldim işte! Ne söyliyecek: tin bana? Zeynep titriyen dudaklarını r sırdı. Cevap vermek lâzımdı. Ha). buki baştan aşağı ttriyordu. Şaş“ kınlıktan gözlerini kapıya çevirdi. Sami sinemadan içeri giriyordu! Zeynep bir saniye içinde değişi- verdi, Derhal yüzüne taktığı şakrak bir gülüşle ona doğru koştu. Sa mi kendine doğru koşan iki saat” lik sevgilisinin koluna girerek 10- calara doğru vürümeğe başladılar. Zeynep bir aralık arkasına dönün dü, Sami çatık yüzle bıraktığı sev- gilisinin bu iltifatı karşısında şt marârak onu löcaya çekip kucakla mak istedi. Kız derhal onun kol. lafından sıyrılarak ; — Hayır! * dedi - — Niçin olamaz? — Sinemada böyle şeylere mü saade edemem — Peki'öylese gel bera'der otu. çalım.. — Kabil mi hiç? Benim fem var, Bırakınız beni, Sami deminki iltifatlarla bu cit di hareket arasında hiçbir müna- sebet göremiyordu. Kızın elini da” ba sıkarak; © ! — Öyleyse Söyle bana Zizi ne) zaman size geleceğim? — Birakımız “m işim ver! — Söyle ne zaman? — Bilmem., Olamaz. vazi MTA ER Ağşmi yoğü vali Lütli Kırdar dünKöstenceden hareket edemedi Fırtına ve yağmur Daha bir kaç gün devam edecek Bayramdanberi Romanyada mi safir ol bulunan ve tetkikler yapan vali Lütfi Kırdar, dün Bükreşten büyük bir tezahliratla ayrılmıştır, Vali dün akşam Köstenceye gelmiştir. Fakat denizde fırtına bulunduğu için valiyi şehrimize getirecek vapur hareket edem” miştir. Fırtma durur durmaz ha- rekot edileceği için şehrimize ne zaman geleceği belli değildir. Acenteden yaptığımız tahıktka, | ta göre, vapurun bu sabak bare- ket ettiğine dair de bir haber | gelmemiştir, Fırtına devam ediyor Birkaç gündenberi denizlerde fırtma devam ettiği gibi şebri. mizde de bavalar bozmuş ve dai” mi yağmurlar başlamıştır. Yağ - mur dün gece yarısından Sonra şöddetlenmiş ve mubteli? fasıla - Yarla bugün de devam etmiştir. Karadenizin garb kısımlariyle Murmara ve Ege denizinde de fırına şiddet Okesbetmiş, bütün gemilerimiz icab eden tertibatı al, dıklarından biçbir kaza olmamış tar, Bvvelki günkü şiddetli rüzgâr - dan Heybeliada iskelesinin çatısı uçmuş, iskeleye bağlı olan Kma- kada vapurunun Üzerine düşmüş. Yür. Vapurun direkleri, kaptan köşkü ve tenteleri hasara uğra - maşirr. Yağmur ve fırtınanın bir kaç gün daha devam edeceği rasat- hane tarafından pöylenilmekte « dir, İzmitte kar devam ediyor İzmit, 31 (A; A.) — Birkaç gündenberi devem eden Yağmur- Yardan sonra senenin ilk karı dün civarm en yüksek mevkif olan Kollepeye düşmüştür. Bi*lis karlar altında Bitlis. 21 (A, A.) — Son gür- lerde devamlı surette ya”malıta olan yağmur dündenberi kara gevrilmiştir. Har taraf karla örtü. Tüdür, Münakalât kesmen durmüş- tur. İ ilber Ticaret sarayı için temasa başlandı Evkaf tarafından Eminönünde yaptırılacak “ticaret sarayı, için belediye ile temasa — girişilmiştir. Belediye burada evknfa (o büyük bir arsa temin edecektir. araştı” le rar aramak sihetinde ol- duğunu tebarür ettiriyor. o RAZER X Onlar ya © locada yarı dışar. da konuşurlarkın Lili acele acele) — Zizi Zizi < diyerek yanlarına gelöi. Zeynep Samiyi İoeri İterek Li İlinin yanma geldi. — Zizi seni aşağıda bir kadn bekliyor. — Nasıl bir kadın? — Yaşlı babayani bir kadın. Zeynep şaşıtmıştı; — Ben hiçbir kadın tarımıyo” rum! diye kekeledi - | Lili onun koluna eg isi 4 — Bravo Ziziciğim, istediğim gibi yaman va kız ol” il dun, İbsana yaptıklarını gördüm. Zeynep telâşla sordu: İ — Nerede şimdi İhsan? j — Arkanizdan homurdana ho! murdana çıkıp gitti. Şimdi göre! ceksin nasil köpek gibi etralındı ! yaltaklanacak İçinde bir serinlik Zeynep: hisseden izdiham kurbanlarının mesulleri 22 İKİNCİTEŞRİN KAR aranıyor Dün ikinci Ağırceza mahkemesi şahitlerden bir 'Ebodi Şef Atatürk'ün aziz ha. aşları Dolmabahçe sarayında hak kın ziyaratine tahsis edildiği gün- lerin ikinci gecesi, fazla tehâcüm olmuş ve fena Idare yüzünden bi- ribirine giren hsik kapıların bir, denbire kapanması yüzünden e » | zilmiş, on bir kişi ölmüş, birçok kişi de yaralanmıştı. İnzıbat kontrollarını ihmal ede rek ölüme sebebiyet verdiği iddi asilç eski İstanbu) polis müdürü ve şimdiki Çorum valisi Salih Kı- hç ile müavini Kâmran İzmit İirceza mahkemesine ; verilmişler ve mahkeme tarafından isticvab edildikten sonra İstanbuldaki ga- hidlerin burada dinlenilmesi ka - rarlaştırılmıştı. İkinci ağirceza mahkemesi dün şahidlerden bir kısmıpı dinlemiş» tir, Mahkemede Şelih Kılıcın ve. kill Sedadla mazmun oKimran ve vekili Suad Ziya da hazır bulun muşlardır. İlk şahid Taksim komiser mu- &vini Fevzi Ersan gunları söyle miştir; “— Bence hâditeye abalinin | tehacümü sebeb olmuştur. İnzıba,, tu temin için bulunan dört yüz polisten herbirine hetten hemen bin kişiyi idare etmek düşüyor - du, Muavin Kâmran çok siki ted- birler almıştı. Kendisi sarayda bu İunuyordu. O sırada 6 kadar ka- labalık bastırmıştı ki, kendisinin dışarı çıkmasına hiçbir suretle im kân yoktu. Atk polisler emre hazir yorlardte Salih Kılıç başkom kapıların nasıl kapandığını göt - #sedim. İndi gün akman tertibat birin | © zünden daha sılıydı, fakat bunlarla hâdisenin önüne geğile- mezdi., Kadıköy polis merkezinden Na» ci Erdoğan da, vaka gecesi arka, daşlariyle hol kola vererek zincir kurduklarını, nihayet kollarmın kuvveti kesilerek zincirin kırıl- dığmı, kendisinin de derelör gibi insan cereyanı arasında, n- yaklar altında sürüklenerek alt; gün hastanede yattığını söylemiş, 9 gece Salih Kiliem: “-- Almau tedbirler muvaf'ktır, yazın da de- vanı olansun!, dediğini işittim, demiştir, Son olarak dinlenilen mütefor. rika komiserlerinden Salih Sabri de şunları söylemiştir: “— Kalabehk anat 20 den son ra artınışlı, yarım saat sonra Sa- li Kile geldi, Sarayın içinde ca | beş bin kişi, dışarda da almiş bin kişi toplanmıştı. Salih Kilhem 6 gün alman tedbirleri görmek üze- | YENER İSE O tarafa doğru gittiler. Aralığa girince Zeynep hiç tanımadığı bo" siyah mantolu başı siyah sifonla örtülü bir kadınla karşılaştı. Ve ne İstiyorsun gibi afal a'al yüzüne baktı, Kadın nazik ve (mahzun bir gülüşle; — Zeynep hanım yavrum - de di . Beni tanımadınız mı? Ben Mahmut Selâmi paşaların kalfası” yım, Birkaç defa beni görmüştü- nüz, —e — Tanıdmız © değil mi kızım? Size evinizden haberler getirdim.i- Hem de ya'varmı'$a ge'dim.. Zeynep haşmı azametle kaldır arak: — Benden ne istiyorsunuz” . diye mır'dandı - 2! halkı dağıtmasmı söyledi. Fakat | kısmını dinledi re en büyük Amir sıfatiyie gelme, si lâzımdır,,, demiştir, Salih Kılıem vekili bu sırada söz alarak müekkilinin o gün A* tatürkün naaşını nakil için topla- Dan komisyonda bulunduğunu söy lemek istemiş, fakat reis bunun «nasa İsallük ettiğini, İşmit mah- kömesine söylemesini ihtar etmiş ve diğer şahitleri dinlemek üzere başka bir gün tayin etmiştir. Halidz Edip İ Üniversite Ingiliz * edebiyatı profesörü oldu Üniversite profesörler mer'isi .'n dünkü içtimaında, Halide E- dibin ite edebiyat fakültesi İ İngiliz edebiyatf prolesölüğüne İ tayin edilmesine karar verilmiştir. —— Otuz yaşında bir adın Başı K arçalisirak öldü Cağaloğlu hastanesi operatörle. tomobili ile Fatihten geçerken 6. tomobili ile aFtihten geçerken ö- nüne çıkan otuz yaşlarında bir ka” dma çarpmış, kadın, başı parça. lanarak ölmüştür. Kadınm hüvi yeti henüz anlaşılamamış, müdde iumumil'k tarafından tahkikata başlanmıştır. —— Nakil'er ve tayinler m Tahran büyük elçiliği müste. garlığnı tedvire mermir Şefik S0. lâmi merkeze naklolunmuş, İzmir | muhasebe müdürü İbrahim Feki- moğlu da vilâyet defterdar mua- vinliğine tayin edilmiştir. —— Tütün tüccarları Ticaret Vekilinin reisliğinde toplandılar Tütün piyasasında düşüklüğe i | a b dün Ankurüda ticaret vekili Naz- mi Topçuoğlunun riyasetinde bir içtima yapmışlar, alınacak tedbir. leri görüşmüşlerdir. Ticaret vekâleti Üzüm, . fındık ve saire gibi mahsullerimize de daha gerliş 4at:ş imkânisri temin etmek işin çalışmaktadır. Anadoluda zelzele Dün Anadolunun muhtelif yer. lerinde zelzrleler - olmuştur, Ser- sntı bilhassa Gümüşhane, Gire - sun, Erzircan, Ersanen, Eiziede hissedi'miştir. Hasar ve insanca İ aaylet yoktur. Dikilide de hir mel, 2ele olmuştur. a yet karar verdik sizi almağa gel dim. Haydi benim güzel yavrum... Önüme düş de gidelim. Buraler: sana yakışn mı hiç? Ama bir cahil Hik oldu.. tmutuler gider. Zavallı ihtiyarlar da âfar, günlerinde dert — Ananız babanız çok ağlıyor! ten ırtulurlar (Devami var) e SARİ İğ Semim OŞesn “ge ğa e < , mo Na li La rin - edebiyat dereli f Jenen gayeyi toma meg Eı kanaatindeyim. debiyatımız bizden Et deki çocuklar için tans ; bancı bir ş9y leri | Yüksek sınıflar e basit beyti uzun daki kelimeler bugün > olanlar için de yaban! * mağllet hiç kir zaman © gf le konuşmadı. Ancek “8 © kelimeler kullanı retildi. Bizim için el biz kitabet vazifeleri tâ ilk yaskalelerimi günün çoçukları işik öyi€ Önisr divanlardaki renecekler. Buna da TM ler; daha doğrusu tihan geçmek için sonra unuturlar, Ke derslerinde, te - okutulmazma YMhöR çin gi muştır; bele bugün mek Bir kere dili lâzım gelir. Divan de di? Elbette yabancı vg ceki nesillere ve umar zel dil o kelimeler!8 rai leri srralamağa heves sirf divanları anlamak Sndeca derslerini mpi yünelim: biz, vektile İ kelimeleri kullanmıy3 si N unutmadık rar?,.. a Divan edebiyatını ye ri icine sindirmemiş ol? 44 senin, diyan'ardaki w de istimlâkler yapa” Ögr emlâk sahiplerine dÖĞ srt yg