Hastahane derdi STANBULUN hülledilemiyen ci büyük dertlörinlen biri hastane ihtiyacıdır. Belediyö bu dörde çare bulmak yo. handa çok mikhim bir salım alunış bulunuyor: Mecidiye köyünde şildi. Fekat yeni hastane yapılacak diye eskiler ihmal mi edil i Meselâ İstanbulun ve hattâ Türkiyeulu yeğine kadın kasta, nesi olan Haseki hastanesinin bali yürekler acısı! Bu hastaneyi şöyle bir dolaşmız. göreceğiniz manzara muhakkak gözlerinizi ya- Şartacaktır. On birinci koğuştasımız. Hastalarm bir kısmı yer ya, : bin yataklı muazzam bir hastane yapılması İçin hazırlıklara giri meli? | taklarında yalıyorlar. Siz oradayken karyoladun bir hastayı yer- de yapılan bir yatağa nakletmektedirler, Kadıncağız ağlıyor, yal- varıyor. Doktorlar ve haxiabakıcılar müteessirdirler, Lâkin ne yapsınlar? Yeni gelen ağız bir hastayı hastane kapısından çevir. memek İçin vaziyeti iyiliğe yüz tutmuş bir hastanm karyolaamı al- maktan başka çare yok hi! Derd sade bu değil; bina çok haralılır, eşyada çok eski, Pen. lorifersiz binada yalan İastaları dondurmak fzcre İnsafszca İçeri hücum ediyor. Hastanenin iftihar edilecek bir tek tarafı gayret ve fedakârlığı... Nöbetçi adası bile bulunmıyan, kışın için- de “Ayazpaşanm kol gezdiği” bu kalorifersiz harab binada zaval, hı doktorlar geceleri birkaç dakika için istirahat etmek İnkinmdan da mahrumdurisr, Doktorlarm iyi muamelesi de olmasa hastalar bu buz gibi kışlada iyileşmeğe, sıcacık bir odada ölmeği tercih edecekler de- milebilir. Fakat başta Pr. Tevfik Remzi olmak üzere Doçent İk. zahim, Servet ve Orhan gibi dektorlarm İyi munmelesi, hastalara karşı sırasına, göre onlarm babaları, kardeşleri veya evlâtlarıymış- gasma müşfik davranmaları zavalhlara aerlarmı ve hastanenin ek- siklerini unutturuyor. — : $ i Belediye, yeni ve büyük hastaneyi yapa dursun, Haseki hna, | tanesini de hakiki bir hastane haline getirmelidir. Bu dn pek üc İ bir Iş olmasa gerek, İstanbulun yol İnsası faaliyeti sırmunda esasen muntazam ve parke döşeli olan bir tek yolun nsfalta tahvini işini simdilik tehir edip benun parasmı bu hantanenin tamirine ve-İ eksiklerini gidermeğe tahsla etrnek maksadı temine bol böl kâfi. dir. Haseki hastanesi #fak bir himmet bekliyor. — K. SELE Sabah Hüseyin Gahhi o Yalçın, “Yugos- lavya ve İlalya,, başlıklı makalesin- de bu iki. devletin. rariyetlerini tetkik etmektedir. Muhasrir, o Balkanlarda hâkim devlet mevkiine geçmeğe çalişir gi- bi davranan İtalyanın Balkan birli- Zine Yugoslavyadan nüfuz — etmek kabil olacağına hükmetmiş görün düğünü, filbakika *, Yugoslaryanın, coğrufi vaziyeti itibarile, Balkanis- rın kalbine kadar sokulabilmek (- çin en müssii bir vaziyet arzettiği- ni kaydediyor ve Yugoslavya ile bil. hassa meğgul olan İtalyan gezetele“ tine Belgratlan çekilen telgrafların Yugoslaryanın hislerine aslâ terci man olamıyacağını, çünkü bunların alyan muhabirler tarafından çe kilmesi itibarile gene İtalyan sesi olduğuna işaret ediyor, Hüseyla Cahit Yalçın, banlardan İl Giornale d'ltalya gazetesine An- kara misakı hakkında (o Bulgraftar 33 tarihile çekilen uzun (o bir tek grafla: “Türkiyenin Ankara muha- bedesile Balkan ittifakından ayrı mış olacağı ve bunun da bir ziyan değil bir teşevvüş sebebinin orta dan kalkması demek olacağı, çün- kü Türkiyenin beynetmilei sahada daha ghemmiyetli bir mevki ihraz etmek betesile dalma Balkan misa- kımı âlet olarak kullandığı, obattâ son zamanlarda Yugoslaryamn s9- rih rey ve mütaleasına ehemmiyet vermiyerek (o Balkan devletlerini mefruz bir taarruzdan güranti ci mek için birtakım devletlerin ya- ında mevki aldığı, iddia olundu Bunu kaydederek diyor ki: © “Görülüyor ki İlalyan dostları mız Balkanların garanli edilmesini, Türkiyenin de bu garantiye iştirak etmesini bir türlü bazmedemiyor- lar. Bunda kendi hesaplarına göre hakları olabilir. Fakat kendi İçle rindeki hissiyatı (o ve düşünceleri Yuğoslarlıra atfelmekle hiçbir ms haret ve isabet mülâhaza edemiyo- ruz. Biz Yugoslav mülttefiklerimize Türklerden şikâyet için hiçbir ve- sile vermemişizdir. Aramızdaki mü nasebetler de gayet samimidir. Mubharrir, Türkiyenin bütün ar- züsunün kendi hutlulları © içinde ve Balkanlarda sulli ve sükünü te min olduğunu bü itibarla Balkan misakanı hiçbir arsusu © İçin üâlet olarak kullanmadığı gibi istikbal i- çin de böyle bir niyet beslemediği- ni, Balkanlarda Rotünnya ve Yuna- nistlanın da kendi arsolarile garan- ti edilmiş olduklarını hatırlatarak ledafü) mahiyette olan bu garanti- lerden olsa olsa Balkanlar üzerinde bir İSİNA veye tahakkömi emeli bes- lvenilerin şikliyet #debileceklerini illve ediyor. ÇAL <a © MEY Cumhuriyet Yunus Nadi, “Kuvyetin beri fik- tin kuvveti, makalesinde ranti vermiş olmasını... bugünkü hârbin sebebi diye göslermesini, kuvvetin fikri olarak işaret ettikten sonra,fikrin kuvvetini anlatıyor ve bunu da “hür ve mâstakik milletle- rin varlıklarını hiçe'sayan © kuvvet fikrine karşı dünya 'mizamınin an- cak milletten millete hürmetle a- yakta dürabileceği,, şeklinde tarif ederek diyor ki: “Yirminci medeniyet o asrında kuvvetin gelişi güzel bir ezisilik ve kırıcılıkla kantin ve kaide haline koymağa (o çalışmakta beşer havsalasına © sığmıyacak hu- dalsuş bir garabet vardır.,, “Haladan dönmek meziyet ve bu- sireti gösterilmezse şimdiki harbin biri yalnız kuvveti, diğeri kuvvetle berâber hakkı temsil eden iki fikir- den birinin kati gülebesi Belkamsine kadar devam edeceği muhakkaktar. Tan M. Zekeriya Sertel, bugünkü ma- kalesinde, Arüsrikunn ambargoyu kaldırmasının ne dötek olduğunu İzah eylemektedir. Muharrir, Amerikan kongresinin bu kararitın her Avrupa harbinin mukadderatı üzerinde » oynıyacığı mühim -rol ve hemde Amerlkanin bu harp karşısındaki vaziyeti bö | EDİEBİ 7 IN) RUHLA 0 Veysi usta müstehziyane: — Ben istedikten o sönra sana Yatı bile düşmez... — Ne nel? Ben esir (değilim! Adını bile biknediğim bir adamla asla evleremem. Ye © — Adını ne yapacaksın? Nikah tan sonfa öğrenirsin... Farzet ki adı Şekiptir. — Bu kâfi değil. Nenin residir |; bu adam Ailesi kim, işl#? — Veysi usta hidetini © — yenmek |: istiyerek; atisi HABER — Akşam Postası Yolcu bağajları ıçin... Belediye nakliye bürosü teşkil etti Belediye İktisat o müdürlüğü köprünün Kadıköy İskelesiyle Haydarpaşada birer nakliye bü” rosu kurmuştur. Bürolarm em. rinde 200 hamal vardır. Eşyaları- ru nakletmek isteyenler numara- lar mukabilinde bunları büroya teslim edecekler ve buradan G3“ yalar yerlerine (gönderilecektir. paraları hamallar almıyacak bü- roya vetilecektir . maze Kaza ile arkadaşını vuran genç | Dün saat 17,30 de Tophanede | Boğüzkesenle Bostanbaşında 18 İ numarada oturan Şükrü oğlu cn yedi yaşında Ömer elindeki ta- | bancayla oynarken o birdenbire patlâtmış çıkan kurşun yanında bulunan arkadaşı on beş yayla- rında Adnanın karnına girmiştir. Yaralı Beyoğlu hastaharesine kaldırılmıştır. —— Çanta hırsızı bir buçuk seneye mahküm oldu Swwelki akşam o Filibeli Peh- mi isminde biri Revagtta tram vay beklerken yenma elimi - din isminde “biri sokulmuş ve birdenbire elindeki para ça.tasını kaparak . kaçmağa başlamıştır. Polisler o tarafından vekâlanan suçlu dün asliye dördüncü ceza. da muhakeme edilmiş ve Salâhad- dinin evvelce de sabıkası olduğu anlaşılarak bir buçuk sene hapse mahküm edilmiştir. ——— Pazarlıksız satış kantmu tatbikatı kontrol , Ç edilmeli Son günlerde bir çöle dökün ve mâğazalafin pazarlıksız satış kanununun hükümlerine riayet etmedikleri görülmeğe başlanmış tır. Bunlar câmekânlarda teşhir ettikleri mallara fiyat etiketleri koymağa İlizum görmemekte ve müşterilerile pazarlık dahi yap. maktadırlar. Bu vaziyete alâka. darların sıkı kontrol etmeleri se- bep olmaktadır. Kanunda tadilât yapılacağı ci- vayetleri vara da bügün kanun meriyette olduğundan hükümle- rinin tatbikine ehemmiyet veril mesi beklemektedir . — — kunından fevkalâde mühim oldu ğunu kaydederek bunun Amerika" nn zengin kaynaklarının ve kuv- velli sanaylinin odemokrasilere a- çılması demek olduğunu, nitekim İagiliere ve Fransanın derhal A- merikaya 90 milyon İngiliz lirası kıymetinde sipariş “erdiklerini, bu sipariş içinde © Amerikanın en meşhur bomba tayyarelerinden 8000 tane de bulunduğunu söylüyor ve bu neticenin demokrasiler için kıy- meti ölçülemiyecek kadar mühim bir muvaffakiyet olduğunu tebarüz sitiriyor. eN mindeki bu genç Mahmut Selâmi paşaların şoförüdür. — Ya ne olduğunu istiyordun? Seni oğluna mu alacaktı? Zeynebin kulakları uğuldıyarak babasının söylediklerini dinleme- ğe çalışıyordu. Veysi usta devam etti — Şoför dedimse bildiğin şoför lerden değil. Hem şoför senin için .enebir kısmet mi? Ama bu büs bütün başka.. Paşanın erkek to irünu Olmadığı için onu evlât gibi sAnnssi de küçük hanımların dadı. 'dım..iBpeyoe paraları varmış Se- kiz odalı da bir evleri. | Bundan ötesi cam sağlığı. İİ HABERİN | Şirketihayriyeden şi- kâyetler eksik olmuyor Anadoluhisarından köprüye kadar olan mesafe- | de bir vapur 25 Şirketi Hayriyenin, Boğaziçine ve Boğaziçililere karşı ihmalkir hareketleri hakkında sıksık şikâ. yetler karşısında kalmaktayız. Bunlardan bir çoğunu evvelce siitunlarımıza geçirmiş ve alâka- darların dikkat nazarlarına arzet” miş bulunuyoruz, sonbahar tari. fesiyle bir çok Boğaz iskelelerin- den köprüye gelecek memur ve mektep talebelerini dairelerine ve mekteplerine vaktinde yetişeme" mek variyetinde bırakan ve ne. den sonra yazılarımız üzerine bu hatasını düzelten Şirket bu yoldaki ihmalkir hareketlerine maalesef devam etmektedir. Bu sabah, Boğaz yolcularını şi- kâyete sevkeden yeni bir vaziyet olmuştur. Bize müracaat eden bu şikâyetçiler diyorlar kiz “.— Şirketin sabahları ve ak* samları bir çok Boğaz iskeleleri. ne uğrayan postaların küçük ve yolsuz vapurlar yapması, me murlar» ve mekteplileri çok müş kül varıyette bırakmaktadır . Bu sabah yukarı Boğaz iske. İelerinden kalkan 57 numaralı vâ- pur Anadolukisarına kadar beş dakika rötar yapmış ve oradan köprüye ise pek yavaş bir yolla seyrederek vaktinden 25 dakika geç olarak yediyi beş yerine, ye- diyi 30 geçe gelebilmiştir. Bizim yaptığımız tahkikata gö. re vapurların bir çoğu bakımsız- dır. Altları yosun tutmuştur. E sasen az olan stir'atleri de ba si retle daha” çök azalmakta ve böylece bir buçuk saatlik bir yok da yarım saat teahbiire sebep ol- maktadırlar, Bu yüzden Boğaziçimde oturar .|, bizler işimize gücümüze geç ka, yoruz. İçimizde dairelerde ça- lışan bir çok memurlar ihtarlara maruz kalarak müşkül vaziyetle" re düşüyorlar .Alâkadarların bu İşe bir nihayet vermelerini bekli- yoruz., , Ayni vapur yolcuları arasında Adalar belediye tahsil memurla rından Raşit Atılgan şunları söy. lemiştir: “— Anadoluhisarma bir tanı. dığıma misafir gitmiştim, Bu sa. bah erkenden vazifeme dönecek” tim. Köprüden Adalara kalkan ve beni işimin başma yetiştirecek olan vapura Hisardan 6,13 de hareket edip köprülye yediyi beş geçe varan vapurla yetişebilece, imi hesapladım. Fakat Hisar. dan 6,13 de kalkacak olan bu va- pur beş dakika geç olarak 6.18 de hareket ettiği gibi köprüye de vaktinden 25 dakika geç geldi. Bu yiizden Ada vapsrunu kaçrr rarak işime yetişemedim. Amir. lerime göstermek üzere köprü, deki şirket memurlarından vapu» Zeynep gittikçe kızarıyordu. Bir denbire bir deli gibi haykırdı: — Beni assalar, etlerimi kıskaç laria koparsalar ben onların şoföri le ölürüm gene evlenmem! Veysi usta artık sabredemiye tek olanca sesile bağırdı: — Gece yarıları koluna takılar rak kaşedenmiş aşiftelere taş çr- karan Dir cesaretle kale diplerine kadar ismini cismini bilmediğin bir genç erkekle ne maksatla sür tüyorğur öyleyse?! Söyle bakayım bara? O gece komsu hahçıvanla” rm çırakları seni de onu dü par çalayacaklarmış. Benim hepsinden haberim var. Bu işi ya nikâh ya. hut da kan temizler. Veysi usta boğulur gibi sustu. Zeynep itursunla © vurulmuş gibi sendeliyerek — Ay o Selâmi paşaların golö rü müymüş! Aman yarabbi! — Ya ne zanhettin... Gene na dakika gecikti ) run geç kaldığını bildiren bir kâğıt istedim. Bana vapurun lo 4 dos fırtınası yüzünden geç kal | dığımı bildiren bir kâğıt verdiler. İ Hâlbuki bu sabah Boğazda hiç bir rüzgâr olmadığı gibi sular da dümdüzdü. Ufak bir dalga bile yoktu. Aymca'lodos fırtınası ol. sa bile en çok Marmaraya dö küması lâzımgelirdi. Halbuki A- dalara ve Haydarpaşaya bile va. pürlar muntazaman işliyordu. ,, İşte (şirketin ihmalkârliğın gösteren şikâyetlerden birini da- ha yazmış bulunuyoruz. Bizce halkın bu mütemadi şikâyetlerine şirketin şimdiye kadar bir son vermesi lâzrmgelirdi. Boğaziçi gibi on binlerce memurun ve İş sahibinin bulunduğu bir yerin çehirle muvasalesini daha çök muntazam bir şekilde temin et- mek lâzımdır, Bunu şirketten bir gok defalar istedik. Şimdi de a Jâkadarların harekete geçmesini bekliyoruz. Ve refakatindeki heyet Moskovadan geldi Moskovada açılan ziraat sergi. ve muharrir Sund Dervişten mü, Tekkep heyetimiz dün akşam sa- st 23 de Sovyet bandırah Sve- netys , vepuruyla o Sivastopoldan şehrimize dönüştür, Vekilin beyanatı Ziraat vekili Muhlis Erkmen seyahat intibaları hakkımda des inmiştir ki: “— Gördtlrerimden “çok"menr aunum. Dost Sovyetler diyarmda dalma büyük bir hüsnükabul gör- dük. Bundan dolayı çok müte, hassisiz, Moskova ziraaf sergisini gok beğendim. Cidden çek güzel hazrrianmış... Vekil yarm dönecektir. Muğla yolunda Bir kaptıkaçti ucuruma yuvarlandı İzmir, 31 — Fethiyeden Muğ- laya gitmekte olan bir kaptıkaç- tem bir uçurum (kenarında bir denbire dingili kırılmış, araba u. çuruma Yyuvarlanmıştır. Bereket iyi bir tesadüfle kaptıkaçtı bir fundalığa takılarak kalmıştır. Da Iaman mahiye müdürüyle iki yoleu ağır surette yaralanmışlar. dır. Diğer yolculara bir sey ok mamışlır, Nuruosmaniye yolu Nuruosmaniye . Cağaloğlu yolunun yakında asfalt olarak im şasına başlanacaktır. akşam Ankaraya muslu çocuk ki dedikoduları bas- tırmak istiyor. Zeynebin gözünden her şeyler düşmüş derin bir sukutu hayale uğramıştı: Demek o Selâmi paşt ların şoförüydü hal.. Zeynep bir çılgın gibi saçları o yoluyordu. Babası onu kolundan (o yakalıya rak: — Haydi - dedi. - Seni affede ceğim. Fakat bundan sonra ken. dini derle topla.. İnsan olmağa çalış. Zeynep kolunu hızla çekerek: — Olamaz!! - diye bağırdı. - Ben Selâmi paşaların şöförile ev lenememi — Ben seni keserim! — Kes! evlenmem! Veysi usta kızı kolundan tutup kapıdan dısarı atarken: — Sâna yarın sabaha kadar mü saâde ediyorum * dedi - Bu gece iyice düşün taşm yarın sabah ba- La SL vr yi Hayata z Erken kalkf' HSLER bu sen£ Aİ inde başlıyor, “4 dar bitiyor. Bazı beğenmemiş, itiraz eğ de o kadar şiddetle İP, ki bütün çocuklar hasti leketin istikbali W üırsınız. Korkmayıb, © yok. Mekleplerdeki . # kın: çoğu, hemen gözüküyor. Herhalde da bu yeni usulden şik” pek yok. Yeni usul dedim ami bizim f erken başlardı; m çi çin sabahleyin karanlı dık. Zaten dünyanın be” rafında dersler sekizdf v4 hattâ mekleplerini dabi v. N <1 J | memleketler de varını Ml) Istanbul çok büyük “ye J bir şehirdir. Adalard&e SA lâ Kavaklarda oturup gifi çocuklarımı İstanbul 1g göndermek mecburi. gi vardır. Bu çocukların 4 evvel vapura binmelefi yaf çin de beşte o yor. Ama mektebinde ” gif si takta oturan talebe ©©$ söpnederim talebe yeki?, Ğİ de beşini bulmaz. ; i sin hepsi de uzaklardA,, FN #erçekten m.rbur , Istanbul taru..da yer ç Çocukların bir kıs gi mekleplen uzakta | Gl derslerin saatine ee ” dur? O çocuklar bu a ) lüyorsa Man? Vakti * yey söylenebilir: “İsti leri zaten çok kalabalık, Niseler yetişmiyor. e di evleri eivarında ort salar bile lise bulaml zın Anadolu tarafımd&, rer lise açmanın imkât,, Pi Bunan haylı zor oldi ruz; fakat mektepleri 2 &akların fakirlerini,ya vana taşınmak mile) ri büyük, halâ imlânsıZ gi kârlık olacaklo*: levi rk alın... Bunun için İd Vekiniğine değil, İsis veslne de mürncaat , dar geniş, bu Tadar arak | bir şehrin belediyesi, 4 43 oturan coe-"tar için #yff Onlar için bir pansiyof | Her yıl birkaç çocuğu yi leyit olarak yerleştiriYfi, AN tanbul helediyes'nin, ei YA, hiç olmazsa iki ön yer“ <l olmzlı değil midir gÜE Bunları istemek hafifi, An derslerin sekizde 1 "iraz etmek kr'ow bul. buki bu yeni karar? madı; çünkü *ryahi yyl #rken baslamasının ba eyi laları olduğun” heri e İd 5 ROMAN fi”