Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
M h A ABER — Alkgamı Portası PİYANGO Mili Piyango İdaresinden: 1 — Milli Piyango Biletleri 11-10-1939 tarihinden itibaren T. C. Ziraat Bankası Şube ve Ajanlarının bulunduğu mahallerde satışa çıkarılmıştır. 2 — Perakende olarak satmağa mecbur oldukları intikal plânı biletleri için her bayie seyyanen yüzde 10 komisyon verilmesi kararlaştırılmıştır. 3 — Milli Piyango Bayii olmak için şeraiti anlamak ve Bayilik ruhsatnamesi almak istiyenlerin hüviyetlerile sarih ticarethane adreslerini ve seyyar bayilik istiyenlerin ise hüviyet ve ikametgâh adreslerini gösterir bir dilekçe veiki fotoğraf ile birlikte T. C. Ziraat Bankası Şube ve Aja_nılarma. müracaat etmeleri. KASİMERBANK YERLİ MALLAR PAZARLARI MÜESSESESİ : Fiatlarımızı — tetkik Resmi devair, mekteb ve hastanelerin nazarı dikkatine: etmeden mübayaatta HALİS YÜNDEN MAMUL M KIŞLIK BATTANİiYE ÇEŞıTLERıMıZ GELM]ŞT]R bulunmamanız menfaatiniz iktizasıdır. Istanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Beyoğlu, Kadıköy.ü 1 Mektupla sipariş kabul olunur. “EZEŞEKER HASTALIĞI OLANLARLA FAZLA MÜSTAHZARLARI r BESLER FAKÂT ŞiŞMANLIK VERMEZ VE SEKERı Glülen ekmegi.GevreğitintMakarnası. Sehriyesi. Pirinci. Fiyongosu. Kuskusu ŞEKERLILERIN VE FAZLA ŞİŞMANLIK İSTİDADI OLANLARIN GIDASIDIR . TANINMIŞ ECZAHANE ECZA DEPOLARI İLE BÜYÜK BAKKALİYELERDE sarlur. | UMUMİ DEPO: İNGİLİZ KANZUK ECZANESİ BEYOĞLU.JsTanBuL I'IANİ.IKTAN İZMİR Acentemiz Türk Ecza deposudur İKÂYET EDENLnEğ ARTIRMAZ : Saçlara Askeri Fabrikalar Umum Müdürlüğü ilânları | 1,000 metre mikâbı ceviz — tomruğu almacaktır. Tahmin edilen bedeli 37.000 lira olan 10.000 metre mikâbı ceviz tom ruğu Askeri fabrikalar merkez satınalmatkomisyonunca 16-10-939 pazar- tesi günü saat 13,30 da pazarlıkla.ihaletedilecektir. Şartnamesi 185 kuruş mukabilinde komisyöndan verilir.'Istâöklilerin 2775 lira ilk teminatı ve 2490 #ayılı kanunün 2 ve 3 ncü mad'üğlerindeki vesaikle ve komisyoncu olmadıklarına ve bu işle alâkadar tü ccardan olduklarına dair ticaret oda sı';_vesaîki ite mezkür gün ve saatte komisyona müracaatları. (8185) Kapalı eksiltme ilânı Kocaeli C. H. Partisi Başkanlığından: 24-10,939 cuma günü saat 14 te Kocaeli Halk partisi siltime komisyonu odasında 46957 lira 27 kuruüş keşif bedelli Izmit halkevi ıkmıli!înşutı kapalı zarf uüsülile eksiltmeye konulmüştur. ) siltme,îl:ııymdırhk işleri genel, hususi ve fenni şartnameleri, proje keşif hülüsasile buna müteferri diğer evrak Nafia müdürlüğünde görülebilir. Muvakkat teminat 3521 lira 79 kuruştur. İsteklilerin teklif meklupları ve Nafiadan almış olduğu vesikalara istinaden, yüksek mühendis veya mi- mar kullanacağına dair vesika, 939 yılına ait Ticaret odası vesikaları ve muvakkat teminat mektupları ile birlikte 24-10 939 cuma günü saat 14 de kadar Iİzmit halk parlisi ihale komisyonuna vermeleri lâzımdır. (8088) Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. İcabında günde 3 kaşe almabilir Her yerde pullu kutulan' israrla ısteyımz z ââl renklerini iade İNGİLİZ KANZUK EBÜZANE. başkanlığı ek- Mukavele, ek- Pullkk Umum Müdürlü mt ünden 1 — Talibi çıkmıyan 500.000 metre çift nakilli lâstikli bronz tel pa- zarlıkla alınacaktır. 2 — Muhammaen bedel (50.000) muvakkat teminat (3750) lira olup pazarlık 27 birinciteşrin 939 cuma günü saat 16 da Ankarada P.T.,T. u- mum müdürlük binasındaki satınalma koömisyonunda yapilacaktır. 3 — Taliplerin şartları öğrenmek üzere hergün ve pazarlığa iştirak etmek için 27 birinciteşrin 939 tarihinde mezkür gün ve saatte o komis- yona müracaatları (5123) (8156) Sİ BEYOĞLU - İSTANBUL Halk Öpereti Bu akşam 9 da (Bu hesapta yok- tu). Son temsili Cumartesi akşamı (Zır - deliler), !j i; b Yusuf SÜRURİ Yazan: Ağaranı eder. Ter ve yıkanmakla — çıkmaz, dalma || sabit kalır, Kumral ve siyah renkli sıhhi saç boyalarıdır. L | Tam bir kültür ve san'at V | muası okumak isterseniz DU | H başından itibaren yepyeni Ş'u! - M a / de intişara başlayan: Yeni Tur mecmüuasını alınız. 64 bu&'uk hifelik münderecatı içinde | dolgun makaleleri ve en Ğb,j yazıları göreceksiniz. TÜRK yegâne kültür ve *“u : mecmuasıdır. | f| Buruşukluklar! ve lekeleri Nası Temizlemeli 390 giden, orada manastırın civarın" da toplanan, yer bulamıyarak daha ilerilerde caddenin kenar- larında yer tutan milyonlarca halktan mürekkep garip şgekilli ve garip hareketli büyük orduyu tasavvur edebilirler. İşte böyle bir kalabalıkta, Parislilerin bile ürktüğü böyle bir izdihamda kü- çük yalnız, mütereddit, yol ve mahallin cahili, bir şeyi sormağa tenezzül etmiyecek — derecelerde 'mağrur, büu zamana kadar yüz kişiyi toplu halde görmemiş ol. duğu halde Parisli görünmek ar- zusu besliyen Jilberi düşününüz. Jilber Paristen çıkar orkmaz yol üzerinde büyük — kalabalığa tesadüf etmemiş ise de “Şapel,, cıvarına geldiği vakıt kalabalık artmış, “Sen deniz,, e geldiği za man ise insanları geniş bir tarla. daki buğday başakları gibi sık bir halde, görmüştü. Jilbe- kalabalık arasında kay- bolarak etrafında hiç bir şey gö- remez olmuştu. Nereye gittiğini bilmiyerek kalabalıkla beraber gidiyordu, düşünüyor, her halde ne yapacağını bilmeğe lüzum gö rüyordu. Bir takrm çocukların iri bie afaca tırmandıklarını gör- dü, caketini erkarıp onlar - gibi dallara çıkmak arzusuna düşttt. Fakat utandığından bu fikrinden JOZEF BALSAMO vazgeçerek ağacm dibine geldi. Jilber gibi bulunduğu yeri bil. miyen ve gideceği yeri kaybet- miş binlerce halk, birbirinin ayağına basarak dolaşmakta idi- ler, bunlarldan bazılarının ağaca çıkan çocuklardan sormak hatı- rına geldi. Bu malümattan ma. nastırla hassa askeri arasında boş bir mahal olduğunu haber aldılar. Jilber bu birinci suale cevap- tan cesaret alarak yolda araba- ların görünüp görümmedifini sordu. Arabaların henüz görün- mediğini fakat yarım kilometre kadar ileride yol üzerinde tozla. rın kalktığını öğrendi. Jilberin de istediği bu malü- mat idi. Henüz arabalar gelmemişti. şimdi bunların ne taraftan gele- ceklerini anlamak icap ediyordu. Pariste bir kalabalıkta gezip te kimse ile konuşmıyan adam ya İngilizdir yahut dilsizdir. Jilbes bu kalabalrktan kurtul- mak için gayret sarfederek biraz geri çekilebildiği zaman — kendi. sini yolun kenarında bir hende- ğin yanırnlda buldu. Orada hir aile efradı otürmuş yemek yi- yorlardı. Bu aile uzün boylu, küumral saçlı, mavi gözlü, sade Fiyinmiş, korkak tavırlr bir kız ile şişman, kısa boylu, beyaz diş- JOZET BALSAMO li, taze çehreli velidesinden an. cak Pazar günleri dolaptan çık- tığı halde buğgün istikbal mera. simine hürmeten müstesna ola- rak çıkarılan yeni ve geniş bir el biseyi giymiş olup — zevcesiyle kerimesinden ziyade — paltosunu muhafaza ile meşgul bulunan bir pederden ,uzun boylu, zarif kuru, çok söyler bir haladan, hiç durmadan gülen bir hizmet. çi kadından ibaret idi. Bu hizmetçi kadın iri bir se- pet içinile oraya kadar mükem- mel bir yemek getirmiş idi. Bu ağır yükün altında olduğu halde bile gülmek ve şarkı söylemek- ten geri durmiyan hizmetkârı aile reisi daima cesaretlendirmiş, ' ve arasıra sepeti alarak bir iki dakika yükten kurtarmıştı. O zamanlarda bir hizmetçi bir aile efradından sayılırldı. Hanelerde beslenilen — köpeklerle — onların arasında — ciddi bir benzeyiş vardı. Filvaki bazan dayak yer. lerse de kat'iyen koğulmaz, ölün ceye kadar ©o aile meyanında kalırlardı. Jilber kendisi için pek yeni olan bu hayata gözünün ucuyle bakryordu. — Doğuşundan beri “Taverni,, sat sunda kapalr ka- larak sinyor jle tebaasını ve on- ların yekdiğere karşı halini pex | 391 güzel bilirse de bu gibi aile haya tınt hiç görmemişti. Maddi ihtiyacın — kullanılışın- da bir felsefe eseri görüyor'du. Lâzım olan herşeyi beraber gö. türmüşler, onlardan mümkün olduğu kadar istifade — etmekte bulunmuşlardı. Yani kendilerine göre hazırlamış oldukları kemmel yemekleri yemeğfe zırlanıyorlardı. : Jilber bir küçük meşe ağacı- nın altında kendisine bir yer 'n. tihap ederek. otları merildili ile silkip süpürdükten sonra mendili yayarak otuürdü. Ve şapkasını çıkardı. Jilber komşularıma hiç dikkat etmiyordu. Halbuki aile Jilberin yaptığı şeyleri görerek ona dikkat etmişlerdi. ' Valid2: — İşte temizliğe riayet eder bir genç. Dedi. Genç kiz kıpkırmızı oldu. Her ne zaman kendi önünde bir genç adamdan bahsolunsa — kızarmak adeti idi. Bu tızın hal, ebevevni- ni fevkalâde memnün ediyordu. Valide “İşte temizliğe riavet eden bir genç,, demişti, filhaki- ka Parisin orta halli ailelerinde en evvel nazari dikkat ya bir kusura veya bir fazilete çevrilir. Peder bağınr tevirip bakarak: — Ve çok güzel bir çocuk. Diye ilâve etti; i mü- ha- Bu yeni ve cazip — gü- zellik reçe- tesini tec- rübe — edi- relerindt? & karılmış ça İ niz. metli Cei hulâsası: BİOCEL” tâabir * ç ve Viyana Üniversitesinin yöf # hur bir profesörü tarafındâa? gi ve genç hayvanlardan gaY? el pi nalı bir tarzda istihsal ed,)el' kıymetli cevher, cildin unst lan pembe renkteki Tokâl0? mi terkibine karıştırılmışt!” kremi her akşam ynlmaldsn ğ vel kullanınız. Siz uyurl—“"’ # diniz bu kıymetli cevheri seder. Her sabah u)arıdlğ1 ö cildinizin daha açık, dahâ " b ve daha genç olduğunu BöTT siniz. Gündüzleri de yağsıf | (y” renkteki Tokalon kremini * lanınız, Bu kolay tarzı tedaY? yesinde her kadın 10 yaŞ genç görünebilir ve gens rın bile gıpta nazarile seyrf ceği şayanı hayret bir cil bir tene malik olabılırsınîz'tç kalon kreminin müsmir "* h]c-r'i garanlidir. _