13 Ekim 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

13 Ekim 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Neden bilhassa sarayda? — “Muasir Almanyada meşhur a çekilmişti. Süva. | adamların tercümei hali” kitabımı hayret ve dehşete düş- ! okudunuz mu? “in megafonla | Başvekil, hayretle mukabele et . ti: ia çim Slun! Amirleriniz be | — Haym. Fon Bahmandan ora. rimdir. Beş dakika zarfın- ( da bahis mi var? II indirip oteslim ol —Ondan değil, fakat ecdadın . &eminizi batıracağım. dan bahis var. Bu ailenin malün uğunuz takdirde ha” | olan en eski ferdi on Üçüncü asırda yettedir. Üsera karar. | yaşıyordu. Ismi Skar Fon Bah. İmtiyazlı müamele göre“ | mandı. Fakat “Kızıl Oskar” lâka. bi Hikta temin ederim. bile maruftu. 1203 de oğ'u Günter Kiniz, n birini süratle (tercih | tarafından katledildi. Mira Hakiki bir kartal yuvası olan ÜN eaiyecsine lürüm kalmadı | gatoları Stargervalde kâlndi. O za- kim ik mühlet o tamamile | manki derebeylerinin bir kısmı gi. a en ki Nordsternin dire | bi bu ailenin de geçim vasıtası eş. ? Ve e bayrağının indiri” | kıyalıktı. Civar halk onların isim. Brilgg “Eli *iz bandrası çekildi- | terini korkarak anarlardı. m Kızıl Oskarın ahfadı, 1870 Fran. api | Şimdi Aberdene gemisinden bu sırada | e Pandrası indirilmiş, yerine | ir süvarisi, tekrar Ses* | sız. Alman harbinde ölen Vilirid Fon Bahmana gelinceye kadar, Almanyadan başka yerde işlense maceralarla şöhret buldular. Vilirid Fon Bahman öldüğü za. man Hilda isminde bir kız bırak. miştı. Bu kız, Norveç sahille- rinde bir gezinti esnasında esra . rengiz bir şekilde orladan kaybol. luncaya kadar imparatoriçe O. güstanm nedimesiydi. Hilda Fon Bahman ya'nıca kaybolmamıştı. Yanında, âile is - minin kendisinden sonra İnkıraz bulmaması için evlâd olarak aldığı bir çocuk da vardı. 1887 de doğan, yani kaybolduğu 1902 senesinde on beş yaşlarında olan bu çocuk şayanı hayret dere. cede annesine benzemekteydi. O za man Almanyada dedikodu aldı yü i rüdü. Çünkü Kayser bu çocuğa Mİ. Sürat: 15'mil. Ne” karanlık bastığı sıra- a tardstem şilebi, peşinde İbahiri olduğu halde i » hanma girdi. Telsizle e olan Harıpshire ve Ni Bor, uvazörleri bekliyor “ng, Salmanla diğer esirler Sri ite makledildiler. lı sn Şilebi Ingiliz mürette. €dilince Cejms No. tani bir reles aldı. Matma- ve hazırladığı şeytani yalak US, onu mağlüp etmeğe çiz a fesi henüz bitmiş sa. aye bakın. Çin. failini idam sehpasma götürecek Pi, Rota: Cenup . & Thtilâlciler, ilerine bile bekleme. bayrağını kaldırmışlar Adliye sarayını yakmış. nun üzerine de Fon Bahmanın, Kayserin Hildadan gayrimeşru çocuğu olduğuna kimsenin şüphe, si kalmamıştı. Ceyms Nobodinin lâfr nereye getireceğini anlayan oLoid. Corç hayretle söylendi: — Ne diyorsunuz? Hakikat mi bunlar? Emin misiniz? Nobodi cevap verdi: — Eminim. Dublinde ve Alman yada esaslı tahkikat yaplan. 1902 de, imparatoriçe Ogüstanm hiddetini yatıştırmak için, deniz kazası komedisi oynanmıştır. Haki Biray e bezine gitti, ii gecesi, Sinn Fein ) , bir rey ekseri, NX m Badman, O'Rabilli Bibi şeflerin muhalefe, vü İsyanın ertesi günü İş ha karar vermişlerdi. yan $eflerinin gözlerini ü. Hakikati göremi » a iki bin kişi- HABER - Akşam Postasi Hindistanda dünyanın en insanları arasında Yı 1. Buseh 45 yılını vahşiler arasında geçirmiş bir Alman seyyahı Sihirbaz çiçeğe istiridye değil, parmağını Hintli sihirbazın Baburunga de diği bu ağaçtan dağılan kokunun insanda şiddetli cinsi bir lezzet ve arzu uyandıran bir koku olduğu- na şüphe yoktu. Acaba Hintli sihirbazın telkini altında mıydım? Yoksa hakikaten bü ağaç, istiridye yediğini gördü- üm bu ağaç erkeğe şiddetli cinsi heyetatı veren bir kadın ağacı mıydı? Yöksâ Kokusunu bir nevi aş haş kokusuna benzettiğim bu ağaç kokain nevinden bir nevi keyif ve" rici madde neşreden çiçeklerden mi ibaretti? Muhakememi berrak bir surette kullanamıyordum. Beyaz çiçekli dalları elerile aralık etmiş, iri ve garip bir güverün başı gibi, isti- ridyeyi emmekte olan çiçeğe hâlâ âmâlaşmış gibi donuk gözlerle ve beyazlaşmış yüzüyle bakmakta o- lan Buha - Rutiyi, garip ağacın Kar kümeleri gibi sarkan çiçekleri ni, bu çiçekler Üzerine erimiş bir gümüş gibi dökülen mehtabi du mân içinde, hayal meyal görmek teydim.. katte Hilda ile Kayserden olan gayrimeğru çocuğu Dubline gitmiş ler ve orada Kayserin şahsi dostu Lord Hârri Makstretin nezdine il- tida etmişlerdi. Fon Bahman orada üniversiteye devam etti. Hattâ bir aralık evle. niyordu. Fakat tam bu sırada harp patladı. Sonra Lord Makstret ile evlen . miş olan annesinin rsrâr ve rica" larma rağmen, askerlik vazifesini yapmak üzere Almanyaya gitt. Tayyaseciliğe ayrıldı, iyi bir pilot oldu, Burdan sonrasını biliyorsunuz. Kolayca tahmin edileceği veç « hile bu ifşaat hazırın (oüzerinde gok büyük bir tesir yaptı. Meclis arası büyük detektili hararetle tebrik etti. Lwid Corç ayağa kalkarak No. bodiye hitaben: — Sisi bir kere daha tebrik &- derim, dedi. Vatan sizin gibi ev . lâtlarile ne kadar iftihar etse ye - ridir. — SON — emdirmişti Buha » Ruti burnunun kanatları açılıp kapanarak, bembeyaz ke silmiş yüzünde gözleri gibi sabit bir halde, eliyle dalları" ni tuttuğu ağacı (okoklamaktaydı. Sonra tuttuğu beyaz çiçekli dal- ları yavaş yavaş kapadı. Çiçekleri öptü. Sonra ağacım zerine tekrar in- cecik hasırı çekip . İyice sardı, Hintli sihirbaz bütün bu hareket» lerini Adeta rüya halinde gibi yap” maktaydı. Sonra, orada, garip ağacın başın da, gözleri ona dikilmiş bir halde, bir müddet dalgın dalgın durdu. Kalın dudaklarındaki tebessüm yavaş yavaş söndü. Benim orada olduğumu unut muş gibi ağir ağır geri çekilerek yürümeye başladı, Başım ağırlaş miş, kulaklarım viniryordu. Sersem, dalgın, odüşündesiz ve şaşkın bir halde gayrlihtiyari Hintli sihirbazı takip ettim. Kendisinin yanma yaklaşıp eli- mi dokundurduğum zaman Buha- Ruti bir rüyadan uyanır gibi tit reği, — Kim?.. Oh?.. Sen misin? dedi. — Evet. Buha * Rutil galiba be nim yanında olduğumu unuttun? Buha - Ruti güldü. Fakat hiç Cevap vermedi. Ben derini hayretimden yeni ye ni ayılarak: — Buha - Ruti dedim. Bahuran ga dediğin ağacı gördüm. Ona verdiğin neydi? istiridye mi? Buha * Ruti gayet yorgun, bit- kin bir halde cevap verdi: — Hayır! F Hayır mı? İstiridye yemedi- — Hayır! — Sen ona yemek için bir şey vermedin mi? Buha - Ruti hayretle yüzüme ba kıyordu: — Hayır. "O vakit âdeta afallamış bir hak de Buha - Rutinin yüzüne baka: kaldım. — Fakat, nasıl otur Buha * Ru- ti. Benim gözümün önünde sen onun ağzına bir şey verdin! O da incecik, ip gibi diliyle emdi! (Devamı var) donmuş .| | Istanbul Komulanlığı Kurmaylığından: İ Fatih kaymakamlığınca tedariki vesslti nakliye komisyonu marifes tile satın alınan ve Topkapı HMisardibi No. 146 da oluran Tahsin oğin Hulüsinin 75 lira kıymetli bir bayv anına aid bulunan mazbata ve 57987 sayı ve 99-039 günlemeçli veleriner ayniyat makbuzu zayi olmuştur. İlân olunur. (8208) | Deniz Levazım satınalma komisyonu ılânları 1 — Tahmin edilen bedeli (19558) lira olan (70,000) kilo toz şeker, 2lkinciteşrin/939 tarihine rastlayan perşembe günü saal 11 de kapalı zarfla alınacaktır. 2 — İlk teminatı (1460) lira (85) kuruş olup şarinamesi her ün komisyonda parasız olarak alınabilir. 3 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dahilinde tanzimi ede cekleri kapalı teklif mektuplarını en geç belli gün ve saatten bir sanal ev») veline kadar Kasımpaşada bulunan komisyon başkanlığına makbuz mus kabilinde vermeleri. (8249) Ist. Komuanılyı Satınalma Komisyonu ılânları Ayuzuğada Suvari binicink okulunda şorsıl ve keğil cetvellerme göre kapalı mânej yeri yaptırılacağından kapalı zarfla ihalesi 21 birincileşrin 939 cumartesi günü saat 10 da yapılacaktır. Muhammen keşif bedeli 30283 lira 94 kuruştur. İlk teminatı 2271 lira 29 kuruştur. Şerait ve keşif cetvel- leri bedel mukabilinde sit olduğu şu beden verilebilir.isteklilerinin hal gününden en az sekiz gün evvel vilâyet Nafla fen müdürlüklerinden al cakları vesikalarile beraber belli gün ve saatten bir sasi evveline kadı teklif mektuplarını Fındıklıda komutanlık satınalma komisyonuna verme leri, (7930) Şerait ve evsafı dabilinde 33,333 kilo galvanizli saç ile 15000 kild muhtelif eballa çivi satın alınacağından ihalesi açık eksiltme ile 23 birin»| elteşrin 939 pazartesi günü saat 14 te yapılacaktır. Her ikisinin de birde muhammen bedeli 12999 lira 9Okuruştur, Tik teminatı 975 liradır. Isi lilerinin ilk teminat makbuz veya mektaplarile 2490 sayılı kanunda yazı Mı vesikalarile beraber ihale günü ihale saatinde Fındıklıda Istanbul #oytanlığı salınalma komisyonuna gelmeleri. (7982) * $$ “İhale günü talibi çıkmayan defterdarda 1 No. lu dikimevinin * Dame ve keşif cetveline göre pazarlıkla tamiri 24/Birinciteşrin/939 günü saat 10 da ihale edilecektir, Muhammen bedeli 2485 lira 60 kuruşa) tur. Şartnamesi ve keşif cetveli her gün komisyonda görülebilir. İsteks) Ulerin ilk teminat raakbuz veya mektuplarile 2400 sayılı kanunun 2 ve 3 maddelerinde yazılı ve v İlâyet nafıa fen müdürlüklerinden alacaklıya vesikalarile beraber belli gün ve saatte Fındıklıda Komutanlık go Komisyonuna gelmeler!. (8372) sa > Ahaje günü talibi çıkmayan Ertuğrul kışlasının keşif cetveli ve gari“ hamesine görü tamiri yapılacağından pazarlıkla ibalesi 2/2 inciteşrin/ 939 perşeribe günü saat 10 da yapılacaktır, Muhammen keşif bedeli 19884 lira 94 kuruştur: İlk teminatı 1491 lira 38 kuruştur. Şartname ve keşif cetveli her gün komisyonda görülebilir. İsteklilerinin ilk teminat mak* buzu veya vektuplarile 2490 sayıh kanının 2 ve 3 meddelerinde yanıt vesikalarile ihale gününden en az sekiz gün evveline kadar vilâyet nafia fen müdürlüklerinden alacakları vesikalarile beraber belli gün ve saatte Fındıklıda Komutanlık satın alma komisyonuna gelmeleri, (8373) ... İhale günü talibi çıkmayan Selimiye kışlasının şerait ve keşif cetvel! mucibince tamiri yapılacaktır, pazarlıkla Zikinciteşrin 939 por şembe günü #aat 11 de yapılacaktır. Muhammen keşif bedeli 40.000 | dır. İlk teminatı 3.000 liradır. Şartname ve keşif cetveli inşaat şub: bedeli mukabilinde verilir, İsteklilerin ilk teminat makbuzu veya mek tuplarile ve kanuni vesikalarile ihale gününden sekiz gün evvel viliyet uafta fen üdürlüklerinden alacakları vesikalarile beraber belli gün ve saatte Fındıklıda komutanlık satın alma komisyonuna gelmeleri, (8374) »$ İhale günü talibi çıkmayan Çatalcada bir top hangarı ilebir tavla yaptırılacağından pazarlıkla ihalesi 2 İkinciteşrin 939 perşembe günü sa at 14 de yapılacaktır. Şartnamesi, keşif cetveli ve plânları her gün komis 14 de yapılacaktır. Şartnamesi, keşif cetveli ve plânları her gün komis- yonda görülebilir. Muhammen keşif bedeli 20283 lira 9 kuruştur. İlk te- tainatı 1521 Jira 38 kuruştur. İsteklilerin ilk teminat makbuzu veya mek- tuplarile ve kanun! vesikalarile beraber ihale gününden sekiz gün evvel vilâyet nafıa fen müdürlüklerinden alacakları vesikalarile beraber belli gün ve saatte Findıiklırla Komutanlık satın alma komisyonuna gelmeleri, kendil aleyh. e ari Nobodü, işe karti o. m Sonra, yirmi dört sa- Yaziyete hâkim oldu. iş Kün tra bütün lamda. f Na edilmişti. Sağ İ, İsyan bastırıl - tedip ve tecrid işle. olmaksızın i * döndü ve imparatorluk Ül huzurunda ikmal | AN ne obodi. izahatımı ta. etrafında izahat ğine dedi. Şimdi bize a Almanya değil, ama NM. den gezin biçak yandettiği | peenslik unvanmı bile vermitşi. Bu 392 Genç kızm Kırmızılığı gitük- şe artıyordu. Hizmetkâr kadm: — Pek yorgun görünüyor, halbuki bir şey de getirmemiş. Hala: — Tembel olmalı. Ailenin en yaşlı kadını İse, Paârislilere mahsus alaycı bir çi. ve ile Jilbere sordu: — Acaba kralın arabaları da” ha çok uzakta m? Jilber dönüp baktı, bu suslin kendine hitap etmekte olduğu- nu anlaymeâa selâm verdi. Valide: — İşte pek nazik bir genç. Dedi. Genç kız kırmızı basmaya dön dü. Jilber: — Bilemem madam, yalnız ya- rım kilometrelik bir mesafede tozların göründüğünü haber al, dım, diye cevap verdi. Peder: — Mösyö lütfen yakına teşrif ediniz, eğer iştahmız varsa. Bir eliyle de çimenler üzerine Könmuş olan iştah verici yemek” leri göütredi. Jilber yaklaştı, karnı aç ve gösterilen yemekler pe kgüzel ol- makla beraber cebinde bulunan yirmi altı suluk serveti sayesinde böyle bir yemek yemek kabil ol- JOZEF “ BALSAMO duğunu düşünerek, ilk defa gör. düğü kimseler tarafından teklif edilen yemeğe el sürmek isteme - di. — Teşekklir ederim mösyü, karnım tok... Anne olduğu anlaşılan Okaklın dedi ki: — Sizin ihtiyatlı bir adam ol- duğunuzu görüyorum , fakat bu- rada kalırsanız bir şey görmiye. ceksiniz.. — Fakat sir de burada bulunur” yorsunuz, demek ki siz de göre miyeceksiniz. , — Biz başka, bizim hassa ala. yında çavuş bir yeğenimiz var. Genç kız bu defa menekşe ren. gine girdi. Valde:; — Bu sabâh yeğenimiz Paon- bi& önünde duracak, yeri orası.. — Bu Paonblö nerede?. — Tam manastırın önünde... Bizi kendi bölüğünün arkasına yerleştirmeği vaad etti. Orada durup kral ve prensesi arabadan inerken mükemmelen seyrederiz. Bu defa Jilberin rengi kızardı. Bu konuştuğu adamlarla yemek yemeği istemediği halde onlarla beraber alayı seyre gitmeği şid. detle arzu ediyordu. Fakat filozofluğu,. daha doğ. rusu Rusonun terkini şidiletle JOZEF BALŞAMO Sendenir manastırına uğrayaca. ğın: haber alır almaz, Versaya hususi bir memur yollayarak o gün büyük bir araba dolusu dam telâlar, mücevherat ve mefruşat getirtmişti. Bu eşya altı yüz bin frank kıy- metindeydi. İştikbal merasiminin pek muh, teşem ve parlak olacağı hâvadisi Pariste duyulur duyulmaz, Pa- rislilerin o kadar şiddetli ve oka” dar müthiş olan tecessüs hisleri uyanmıştı. Ufak cemiyetlerden ibaret olan bu. halk toplantıları gülünç olmaktan başka bir şeye yaramıyan kimselerdi. Şafak ile beraber istikbal me- rasiminin progrâmı neşredildi . ğinden Paris halkı onar, onar, yüzer yüzer, biner biner Şende- niz kasabasına toplammağa baş Jamışlardı. Sendenizdeki saray askerleri, İsviçre alayları, süvari bölükleri sabah olur olmaz silâh başına ederek gittikçe kalabalıklaşan bu bu ahali dalgalarmın daha fazla tecaviizünü men için dizilmişler- di! Kalabalığın en büvük kısmı manastır civârmda olup duvarla. rın, kapıların üzerlerine kadar çıkıyorlardı. Her yerde binlerce başlar, duvarların, saçakların ü. zerinde bir çok çocuklar, evlerin pencerelerinde erkek ve kadınlar görünüyor, ya biraz geç kalmış yahut bir yertle durup beklemek mecburiyetine, dolaşıp gezmeği tercih etmiş olan yüz binlerce halk işgüzar ve çalışkan karınca” lar gibi Sendeniz meydanma gi- den yolun iki taralındaki ağaçla» ra tırmanarak dalları üzerine çıkmış ve bu suretle yolun iki tarafını insanlardan müteşekkil yüksek duvarlar haline getirmiş” lerdi, Kompiu ka:11;: na bulunan- ların orta halli olanları, kralın hareketini takip edebilmek için günde bir kaç lela hayvan de- #iştirmek imkânsızlığına maruz kaldrkları için oradan doğruca Parite avdet etmiş ve bir gün hanelerinde istirahat (ettikten sonra arabalarını binerek “Sen Denir,, de tekrar alaya karış mak üzere yola çıkmıştılar. O zamanda saray halkından başka parlman, maliye ricali, büyük tüccarlar, modada bulunan ka- dınlar, opera oyuncuları gibi at ve araba eshabr, kira arabalarile beheri on beş yirmi kişi alan ve süratte piyade gidenlerden pek geri kalan omnibuslar Pâris ile “Sen deniz,, arasmdaki cad. deyi baştan başa doldurmuş idiler, A Bu söylediklerimizi düşünen. ler Pasisten çıkıp “Sedeniz,, €

Bu sayıdan diğer sayfalar: