13 Ekim 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

! — 34 — hn f gemisinden bu sırada | be.ndm,ı Induılmıg, yerine &bî'ürm çekilmişti. Süva. hayret ve dehşete düş- megafonla T İı eııım Olun! Amirleriniz be- !.an SSİrimdir. Beş dakika zarfın- . Ybntak indirip — teslim ol- Mm ğeminizi batıracağım. Mıh Olduğunuz takdirde ha- Yettzdır. Üsera karar. W i“'*tllv'azlı muamale göre- Lqmğ'kîan bınm süratle — tercih E:ır Me lüzum — kalmadı. M mMmühlet — tamamile Ü ki Nordsternin dire- Tveç bayrağının indiri- wnxıhz bandrası çekildi- kh bahir Süvarisi, tekrar ses* hıın,ağu*âluŞundı Aberdene rota gitmeğe bakın. Çün. | D%;:şeyu Rota: Cenup . ce ) *« Sürat: 15 mil. İt ğ."“' karanlık bastığı sıra- YT tah €ermn şilebi, peşinde “Bekga, “telbahiri olduğu halde Üerf olan Hampshire ve ğ % örleri bekliyor « P dığer esirler Şilebi Ingiliz mürette. "ah% edilince Ceyms No. 3t bir nefes aldı. Matma- Ep OTün hazırladığı şeytani İak ÜS, onu mağlüp etmeğe _ “—W henüz bitmiş sa. Çüama ç Simdi Sinn Fein ile "%ı lâztmdı. — Thtilâlciler, St kendilerine vaadettiği %Mmm- ba?mğmı kaldırmışlar in âdliye sarayını yakm | İSyan şeflerinin gözlerini ç Tdr, pi ü Hakikati göremi . ndeki iki bin kişi- kendilerine aleyh. ' düşünmüyorlardı. öğilr Nobodi işe karıştr. O « / (e * Şiddetli sokak muha- 3 Vaziyete hâkim oldu. bçir i, isyan bastırıl - ; N.:l' tıUlüıı ve tecrid işle. alâkadar olmaksızın döndü ve imparatorluk v;:;îh huzurunda ikmal “A, etrafında — izahat Nohodı izahatını ta. &_ '“'el dedi. Şimdi bize % Yyareci Fon Bah. İzahat — vermenizi ""vqı"' &îhıme bir gülümse . kım Nvıh Çünkü kayböluşunun Rşı'%r_ Sök gürültü yaptığı BULCÜN aa — . y %&înma değil, ama K aha GAT biçak Sönra, yirmi dört sa- |, Nakleden: Fethi KARDEŞ — Neden bilhassa sarayda? — “Muasır Almanyada meşhur adamların tercümei hali” kitabımı okudunuz mu? Başvekil, hayretle mukabele et . AeB — Hayır. Fon Bahmandan ora. da bahis mi var? —Ondan değil, fakat ecdadın . dan bahis var. Bu ailenin malüm olan en eski ferdi on üçüncü asırda yaşryordu. İsmi Skar Fon Bah. mandı. Fakat “Kızıl Öskar” lâka. bile maruftu. 1203 de oğlu Günter tarafından katledildi. Hakiki bir kartal yuvası olan şatoları Stargervalde kâindi. O za- manki derebeylerinin bir kısmı gi. bi bu ailenin de geçim vasıtası eş. kryalıktı. Civar halk onların isim. lerini korkarak anarlardı. Kızıl Oskarın ahfadı, 1870 Fran. sız « Alman harbinde ölen Vilirid. Fon Bahmana gelinceye kadar, Almanyadan başka yerde işlense failini idam sehpasına götürecek maceralarla şöhret buldular. Vilfrid Fon Bahman öldüğü za. man Hilda isminde bir kız bırak. mıştı. Bu kiz, Norveç sahille- rinde bir gezinti esnasında esra . rengiz bir şekilde ortadan kaybol. luncaya kadar imparatoriçe O. güstanm nedimesiydi. Hilda Fon Bahman yalnızca kaybolmamıştı. Yanında, aile is - minin kendisinden sonra itikıraz bulmaması için evlâd olarak aldığı bir çocuk da vardı. 1887 de doğan, yani kaybolduğu 1902 senesinde on beş yaşlarında olan bu çocuk şayanı hayret dere. cede annesine benzemekteydi. O za man Almanyada dedikodu aldı yü rüdü. Çünkü Kayser bu çocuğa prenslik unvanını bile vermitşi, Bu nun üzerine de Fon Bahmanm, Kayserin Hildadan — gayrimeşru çocuğu olduğuna kimsenin şüphe. si kalmamıştı. Ceyms Nobodinin 1lâfr nereye getireceğini anlayan Loid- Corç hayretle söylendi: — Ne diyorsynuz? Hakikat mi bunlar? Emin misiniz? Nobodi cevap verdi: — Eminim. Dublinde ve Alman yada esaslı tahkikat yaptım. 1902 de, imparatoriçe Ogüstanın hiddetini yatıştırmak için, deniz HABER “Akşam Postası ' Hindistanda dünyanın en eski insanları arasında — İ| — Yazan: L. Buseh 305 yılını vahşiler arasında geçirmiş bir Alman seyyahı Sihirbaz çiçeğe istiridye değil, parmağıni Hintli sihirbazın Bahuranga de- diği bu ağaçtan dağılan kokunun insanda şiddetli cinsi bir lezzet ve arzu uyandıran bir köku olduğu- na şüphe yoktu. Acaba Hintli sihirbazın telkini altında mıydım? Yoksa hakikaten büu ağaç, istiridye yediğini götdü- ğüm bu afaç erkeğe şiddetli cinsi heyetanı veren bir kadın — ağacı- mıydı? Yoksâ kokusunu bir nevi — haş- haş kokusuna benzettiğim bu ağaç kokain nevinden bir nevi keyif ve- rici madde neşreden çiçeklerden mi ibaretti?.. Muhakememi berrak bir surette kullanamıyordum. Beyaz — çiçekli dalları ellerile aralık etmiş, iri ve garip bir güvercin başı gibi, isti- ridyeyi emmekte olan çiçeğe hâlâ âmâlaşmış gibi donuk gözlerle ve beyazlaşmış yüzüyle bakmakta o- | kar kümeleri gibi sarkan çiçekleri- ni, bu çiçekler üzerine erimiş bir gümüş gibi dökülen mehtabı du- man içinde, hayal meyal görmek- teydim.. katte Hilda ile Kayserden olan gayrimeşru çocuğu Dubline gitmiş ler ve orada Kayserin şahsi dostu Lord Harri Makstretin nezdine il- tica etmişlerdi. Fon Bahman orada üniversiteye devam etti. Hattâ bir aralık evle. niyordu. Fakat tam bu sırada harp patladı. £ Sonra Lord Makstret ile evlen . miş olan annesinin ısrar ve rica" larma rağmen, askerlik vazifesini yapmak üzere Almanyaya gitti. Tayyareçiliğe ayrıldı, iyi bir pilot oldu, | Bundan sonrasını biliyorsunuz. Kolayca tahmin edileceği veç « hile bu ifşaat hazırun — üzerinde çok büyük bir tesir yaptı. Meclis azası büyük detektifi hararetle tebrik etti. Loid Corç ayafa kalkarak No. bodiye hitaben: — Sizi bir kere daha tebrik e- derim, dedi. Vatan sizin gibi ev . lâtlarile ne kadar iltihar etse ye « ridir. emdirmişti Buha - Ruti burnunun kanatları açılıp kapanarak, bembeyaz ke- silmiş yüzünde gözleri — donmuş gibi sabit bir halde, eliyle dalları:- nı tuttuğu ağacı — koklamaktaydı. Sonra tuttuğu beyaz çiçekli dal- larr yavaş yayvaş kapadı. Çiçekleri öptü. Sonra ağacım üzerine tekrar in- cecik hasırı çekip iyice — sardı. Hintli sihirbaz bütün bu hareket- lerini âdeta rüya halinde gibi yap:- maktaydı. Sonra, orada, garip ağacın başın da, gözleri ona dikilmiş bir halde, bir müddet dalgın dalgın durdu. Kalım dudaklarındaki tebessüm yavaş yavâş söndü.. Benim orada olduğumu — unut- muş gibi ağır ağır geri çekilerek yürümeye başladı. Başım ağırlaş- muüş, kulaklarım vınlryordu. Sersem, dalgın, — düşüncesiz ve şaşkın — bir halde gayrliihtiyari Hintli sihirbazı takip ettim. Kendisinin yanına yaklaşıp eli- mi dokundurduğum zaman Buha- Ruti bir rüyadan uyanır gibi tit redi. — Kim?.. Oh?.. Sen misin? dedi. — Evet.. Buha - Rutil galiba be nim yanında olduğumu unuttun? Buha - Ruti güldü. Fakat hiç cevap vermedi. Ben derin hayretimden yeni ye- ni ayılarak: — Buha - Ruti dedim. Bahuran | ga dediğin ağacı gördüm.. Ona verdiğin neydi? istiridye mi? Buha * Ruti gayet yorgun, bit- kin bir halde cevap verdi: »— Hayır mı? İştiridye yemedi- mi? — Hayır! — Sen ona yemek için bir şey vermedin mi? Buha - Ruti hayretle yüzüme ba kıyordu: — Hayır.. ' VO vakit âdeta afallamış bir hal- | de Buha - Rutinin yüzüne baka: kaldım. — Fakat, nasıl olur Buha - Ru- ti. Benim gözümün — önünde sen onun ağzına bir şey verdin! O da incecik, ip gibi diliyle emdi! İstanbul. Komulanlıyı nurmaylıgınîan. Fatih kaymakamlığınca tedariki vesaiti nakliye komisyonu marife- tile satın alınan ve Topkapı Hisardibi No. 146 da oluran Tahsin oğin Hulüsinin 75 lira kıymetli bir hayv anına aid bulunan mazbata ve 57387 sayı ve 9—9—0939 günlemeçli veteriner ayniyat makbuzu zayi olmüştür. İlân olunur. (8208) I Deniz Levazım satınalma komısyonu ı[ânlah ı 1 — Tahmin edilen bedeli (19558) lira olan (70.000) kilo toz şekei, 2/İkinciteşrin/939 tarihine rastlayan perşembe günü saat 11 de kapalı zarfla alınacaktır. 2 — 1llk teminatı (1466) lira (85) kuruş olup şartnamesi her gün komisyonda parasız olarak alınabilir. 3 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dahilinde tanzim ede- cekleri. kapalı teklif mektuplarını en geç belli gün ve saatten bir saal ev- veline kadar Kasımpaşada bulunan komisyon başkanlığına makbuz rıu- kabilinde vermeleri. (8249) ('st. Kommamılgı Satınalma Komisyonu ilânları Ayazağada Suüvari binicilik okuluünda şerait ve keşil cetvellerine göre kapalı manej yeri yaptırılacağından kapalı zarfla ihalesi 21 birincileşrin 939 cumartesi günü saat l0 da yapılacaktır. Mühammen keşif bedeli 30283 lira 90 kuruştür. İlk teminatı 2271 lira 29 kuruşlur. Şerait ve keşif cetvel- leri bedeli mukabiılinde ait olduğu şubeden verilebilir.Isteklilerinin ihale gününden en az sekiz gün evvel vilâyet Nafia fen müdürlüklerinden ala, cakları vesikalarile beraber belli gün ve saatten bir saat evveline kadar teklif mektuplarını Fındıklıda komutanlık satınalma komisyonuna verme- leri., (7930) * * * Şerait ve evsafı dahilinde 33,333 kilo galvanizii saç ile 15000 kik — mühtelif ebatta çivi satın alınacağından ihalesi açık eksiltme ile 23 birin. citeşrin 939 pazarltesi günü saat 14 te yapılacaktır. Her ikisinin de birden muhammen bedeli 12999 lira 9ükuruştur. İlk teminalı 975 liradır. İstek, lilerinin ilk teminat makbuz veya mektuplarile 2490 sayılı kanunda yazı- l1 vesikalarile beraber ihale günü ihale saatinde Fındıklıda Istanbul ka, ıuulınlığı satınalma komisyonuna gelmeleri. (7982) f * & * ; 'İhale günü lalibl çıkmayan defterdarda 1 No. lu dikimevinin * ııılı name ve keşif cetveline göre pazarlıkla tamiri 24/Birinciteşrin/939 salı günü saat 10 da jhale edilecektir. Muhammen bedeli 2485 lira 60 kuruşe tur. Şartnamesi ve keşif cetveli her gün komisyonda görülebilir. İsteke lilerin ilk teminat makbuz veya mektuplarile 2490 sayılı kanunun 2 ve & maddelerinde yazılı ve v ilâyet nafia fen müdürlüklerinden alacakları vesikalarile beraber belli gün ve saatte Fındıklıda Komutanlık satınalma Komisyonuna gelmeler?, (8372) . | * — * B 1hale günü talibi çıkmayan Ertuğrul kışlasının keşif cetveli ve şari- namesine göre tamiri yapılacağından pazarlıkla ihalesi 2/2 inciteşrin/ 939 perşerabe günü saat 10 da yapılacaktır. Mühammen keşifl bedeli 19884 lira 94 kuruştur: İlk teminatı 1491 lira 38 kuruştur. Şartname ve keşif cetveli her gön komisyonda görülebilir. İsteklilerinin ilk teminat maks buzu veya mektuplarile 2490 sayılı kanunun 2 ve 3 maddelerinde yazılı vesikalarile ihale gününden en az sekiz gün evveline kadar vilâyet nafıa fen müdürlüklerinden alacakları vesikalarile beraber belli gün ve sanite Fındıklıda Komutanlık salm alma komisyonuna gelmeleri, (8373) ... İhale günü talibi çıkmayan Selimiye kışlasının şerait ve keşif cetveli mucibince tamiri yapılacaktır. İhalesi pazarlıkla 2İkinciteşrin 939 per- şembe günü saat İl de yapılacaktır. Muhammen keşif bedeli 40,000 ııra- dır. İlk teminatı 3.000 liradır. Şartname ve keşif cetveli inşaat şubes: nce bedeli mukabilinde verilir. İsteklilerin ilk teminat makbuzu veya mek- tuplarile ve kanuni vesikalarile ihale gününden sekiz gün evvel vilâyet nafıa fen müdürlüklerinden alacakları vesikalarile beraber belli gün ve saatte Fındıklıda komulanlık satın alma komisyonuna gelmeleri, (8374)) 4 * & İhale günü talibi çıkmayan Çatalcada bir top hangarı ile bir tavla yaptırılacağından pazarlıkla ihalesi 2 İkinciteşrin 939 perşembe günü sa at 14 de yapılacaklır. Şartnamesi, keşif cetveli ve plânları her gün komis 14 de yapılacaktır. Şartnamesi, keşif cetveli ve plânları her gün komis- yonda görülebilir. Muhammen keşif bedeli 20285 lira 9 kuruştur. İlk te- minatı 1521 lira 38 kuruştur. İsteklilerin ilk teminat makbuzu veya mek- tuplarile ve kanuni vesikalarile beraber ihale gününden sekiz gün evvel vilâyet nafia fen müdürlüklerinden alacakları vesikalarile beraber belli gün ve saalte Fındıklıda Komutanlık satın alma kömisyonuna gelmeleri. kazası komedisi oynanmıştı. Haki — SÜN — (Devamı var) “8375” . ı 392 JOZEF BALSAMO JÖZEF BALSAMO - 389 Genç kızm kırmızıliıği gittil- —duğunu düşünerek, ilk defa gör. Sendeniz manastırına uğrayaca. görünüyor, ya biraz geç kalmış çe artıyordu. düğü kimseler tarafından teklif ğını haber alır almaz, Versaya yahut bir yeride durup beklemek Hizmetkâr kadım: — Pek yorgun görünüyor, halbuki bir şey de getirmemiş. Hala: — Tenbel olmalı. Ailenin en yaşlı kadını ise, Parislilere mahsus alaycı bir şi. ve ile Jilbere sordu: — Acaba kralım arabaları da- ha çok uzakta mı? Jilber dönüp baktı, bu sualin / kendine hitap etmekte — olduğu- nu anlaymca selâm verli. Valide: — İşte pek nazik bir geng. Dedi. Genç kız kırmızı basmaya dön dü. Jilber: — Bilemem madam, yalnız ya- rım kilometrelik bir mesafede tozlatrın göründüğünü haber al. dım, diye cevap verdi. Peder: — Mösyö lütfen yakına teşrif ediniz, eğer iştahınız varsa. Bir eliyle de çimenler üzerine -könmuş olan iştah verici yemek- leri göstredi. Jilber yaklaştı. karnı aç ve gösterilen yemekler pe kgüzel ol- makla beraber cebinde bulunan yirmi altı suluk serveti sayesinde böyle bir yemek yemek kabil ol- edilen yemeğe el sürmek isteme * di.. — Teşekkür karnım tok... Anne olduğu anlaşıları kaldın dedi ki: — Sizin ihtiyatlı bir adam ol- duğunuzu görüyorum , fakat bu- rada kalırsanız bir şey görmiye. — Fakat siz de burada bulunu- yorsunuz, demek ki siz de göre- miyeceksiniz.. — Biz başka, bizim hassa ala- yında çavuş bir yeğenimiz var. Genç kız bu defa menekşe ren. gine girdi. Valde: — Bu sabah yeğenimiz Paon- blö önünde duracak, yeri orası.. — Bu Paonblö nerede?, 5—- Tam manastırm önünde... Bizi kendi bölüğünün arkasına yerleştirmeği vaad etti. Orada durüp kral ve prensesi arabadan inerken mükemmeleri seyrederiz. ederim mösyö, Bu defa Jilberin rengi kızardı. Bu konuştuğu adamlarla yemek yemeği istemediği halde onlarla beraber alayı seyre gitmeği şid- detle arzu ediyordu. Fakat filozofluğu,. daha doğ. rusu Rusonun terkini şiddetle hususi bir memur yollayarak o gün büyük bir araba dolusu dan> telâlar, mücevherat ve mefruşat getirtmişti. Bü eşya altı yüz bin frank kıy- metindeydi. İstikbal merasiminin pek muh. teşem ve parlak olacağı havadisi Pariste duyulur duyulmaz, Pa- rislilerin o kadar şiddetli ve oka- dar müthiş olan tecessüs hisleri uyanmıştı. Ulak cemiyetlerden ibaret olan bu. halk toplantıları gülünç olmaktan başka bir şeye yaramıyan kimselerdi. Şafak ile beraber istikbal me- rasiminin programı neşredildi . ğinden Paris halkı onar, onar, yüzer yüzer, biner biner Sende- niz kasabasına toplanmağa baş” lamışlardı, “Sendenizdeki saray askerleri, İsviçre alayları, süvari bölükleri sabah olur olmaz silâh başına ederek gittikçe kalabalıklaşan bu bu ahali dalgalarrım daha fazla tecavüzünü men için dizilmişler- di! Kalabalığımn en büyük kısmı manastır civarmda olup duvarla. rın, kapıların üzerlerine kadar çıkıyorlardı. Her yerde binlerce başlar, duvarların, saçakların ü. zerinde bir çok çocuklar, evlerin pencerelerinde erkek ve kadınlar mecburiyetine, dolaşıp gezmeği tercih etmiş olan yüz hbinlerce halk işgüzar ve çalışkan karınca- lar gibi Sendeniz meydanma gi- den yolun iki tarafındaki ağaçla- ra tırmanarak dalları üzerine çıkmış ve bu suretle yolun iki tarafını insanlardan müteşekkil yüksek duvarlar haline getirmiş- lerdi, Kompin kazırıında bulunan- ların orta halli olanları, kralm hareketini takip edebilmek için günde bir kaç İdefa hayvan de- giştirmek imkânsızlığına maruz kaldıkları için oradan doğruca Parise avdet etmiş ve bir gün hanelerinde —istirahat — ettikten sonra arabalarına binerek “Sen Deniz,, de tekrar Aalaya karış- mak üzere yola çıkmıştılar. O zamanda saray halkından başka parlman, maliye ricali, büyük tüccarlar, modada bulunan ka- dınlar, opera oyuncuları gibi at ve araba eshabı, kira arabalarile beheri on beş yirmi kişi alan ve süratte piyade gidenlerden pek geri kalan omnibuslar Pâris ile “Sen deniz,, arasımdaki cad. deyi baştan — başa doldumuş idiler. Bu söylediklerimizi düşünen- ler Pasisten çıkıp “Sendeniz,, e

Bu sayıdan diğer sayfalar: