Mer 'İ Yeni bir dünya doğuyor | Yazan: M. DALKILIÇ. i LÜM tehlikesi karşısında olduğu kadar insanlar hiçbir za! i man İhliyaikârliğm harikasma yükselmezler. İnsan zekâ 83 o zaman en müthiş, en korkunç yaratıcılığı halinde gerilir. — ? Harbin gebe olduğu ihtimaller karşısmda, yalnız muhariklri değil, bütün insanlar ayni ürpermiş zekâlarla bütün ihtimalleri arıyorlar, Dikkat olunursa bu ihtimal arayıcılığı, geleceğin karanlığını dölebilmek gayretleri, bütün İnsanları iki büyük sınıfa ayırmak. #adır: Nikbinler ve bedbinler, Nikbinlere göre olan istikbalin haritasıyla o bedbinlere göre olan İstikbulin haritaları dünyayı her an yeniden çi sip bozuyor. Nikbinlere göre .ki bu (kategoriye hattâ Bay Çemberlayn da dahli görünüyor - ba harb fevridir, yani bir j kaza eseri, bir adamın hiddeti i Plânlı hiçbir şey yoktur. Büyük devletlerin mahşeri yüzünden £ patlamış bir hatadır. Ve her hala gibi ona düşenin nikbetile bitecektir. ölüm vasılalariyle ciddi bir harbe girişmelerino maddeten imkün yoktur, Hangi tarafın hayat ve ci i Ğ dal vasıtaları tüketilebilire o taraf yere serilecektir. ; Almanya . Kusyu - İtalya - Japonya Itifakı imkânsızdır. Kü çük devletler ezilecekleri İçin bu harbe giremezler. Binaenaleyh: dünya harbi olmıyacaktır. Bedbinlere göreyse bu harb plânlı olarak açılmıştır, Açanlar Dünya üzerinde 100 milyonluk bir beyaz milletin zaruri tali yuvarlanıyor, Almanya - Rusya - İtalya -“Inponya ittifakı bir emrivakidir. zaruridir. 2 A İngiltere imparatorluğunun — parçalanmasıdır. İlk hedef i Amerika da harbe girecektir. Harbin bir dünya harbi olma, ? Muhakkak olan bir cihet varsa dünya yeni bir devreye giri İ mektedir: Zira bu iki görüşün tahakkuku da ayrı ayrı yeni birer) « NURIYET , Midiselerin akışından mana çi- karmaya çalışan Nadir Nadi maka- İesinde şunları söylüyor: Şimdi, hâdiselerin ukışını önü- şartlar içinde mütalea et- takdirde netice şüphesiz Al- nyan aleyhine çıkacaktır, Ya- ii nasyonal sosyalizm prensipleri. Be #udık kalan bir Almanya, halâ lalyayı da harekete geçirmeğe mu- olsa bile, dünya servet kay- nın dörtle üçüne ve deniz. hükim bulunan garp demokra- yenemiyecek ve (bundan Holayı yenilecektir. ( Fakat, bâdiselerin akışmı tanzim n şartlar bep böyle mi kalacak- '? Bir Danzig yükünden ekla gel. ecek feğakârliklara © katlanan iler, Almanyanın hayatı mevzu- bs olduğu zaman nelere katlan- yacak? Demokrasileri © yıkmak ada bu rejim kçodi kendini de ira kılkmar mı? 8 bazı faraziyeler ki, Otahak. etiikleri takdirde © insarlığın felâketlere sürüklenmesi mu erdir, TAKİ di 7 sım Us, Hariciye © vekilimizin ova - seyahati münasebetile ihuriyetin oOİlk günündenberi ürkiye » Sovyet dosthtunun ha- uyandırdığı tesirlerden bah. rek “iyor kiz ürk * Ros dostluğunu © vaktile | bir kusur gibi adöeden bazı liler (le şimdi kendilerinde bir kısur bulunmamasına te- etmeğe başlamıslardır.?,, - Konsetrvatuvarda talebe kaydı “Yarından itibaren Konservatu . İmtihanla talebe kaydına LEMİ 3 Yazan: CAHİT UÇUK e lnız bir gün söz arasında, cukluğundan bahsederek, dak Jin bir sesle, bir masal anlatti: — Bizim köyde ( geveleri öten lar yardır. Karşılıklı dallara barlar, dişi kuş: “Yusulcuk!, Biye hağırır. Erkek kuş da “bul 8, Yudum, buldum! diye ce verir. Bu iki kuş eskiden iki & çocukmuşlar. Babalari on r“kuzu vermiş v7 ş Eele Ye mea er leti l YENİSABAH Hüseyin Gabit Yalçın, o Kalyan Kazetelerinin, harbe niçin devam edildiğini anlayamadıklarından bahsederek diyor ki: “— Galiba ilhamlarını Berlinden aldıkları için. Çönkü Perlinli gaze- teler de böyle bir anlayamamazlık eseri vardır ki büyük hayretler i- çinde kendisini gösteriyor. Birce; insanlığı ve devleller aran müns- sabetleri kurtarmak için bu harbe lüzum vardır, devabını vermek lâ. zımgelir.,, Belediye teavün cemiyeti kongresi Belediye memurları teavün ce" miyeti azaları dün Şehir meclisi salonunda yıllık kongrelerini yap muşlardır. —— Üsküdarda belediye teftişi Üsküdar kaymakamı Ihsan dün yanmda Üskildar Belediye tabibi, mühendisi ve emniyet âmiri ol- du halde teftişe çıkmış ve beledi. ye nİzamlarma aykırı hareket e, den bir çok kimseleri cezalandır- mıştır. —ş— Tahrirat kâtipleri arasında o nakiller Münhal bulunan 20 lira maaşlı Silivri kazası tahrirat kâtipliğine Çatalca kazası tahrirat kâtibi Hil mi Yüksel, onun yerine Şile ka- zası tahrirat kâtibi Şerefeddin. önün yerine de Büyükçekmece nahiyesi kâtibi Mustafa Baykal tayin edilmişlerdir. DEB RO din bunu yayın!,, demiş. İki kar- deş kuzuyu alarak, köyden oçik- mışlar. Bizim köy yazın kurak, kı- şın Bataklık olduğundan, kardeş İer, kuzularına taze ot bulabilmek için, köyden çok uzaklara gitmiş- ler. Kuzu taze otları yerken, onlar da yorgunluktan bir ağaç dibinde uyuya kalmışlar. Uyandıkları va“ kit, kuzu ortalarda yokmuş. Ara- mışlar, taramışlar yok. Babaları titiz bir adam (oldu İ gundan çocuklar, korkudan ev! ne dönememişlet, Tanrı, onların. da kalmalarına rıza göstermi- j i ver kuş yapmış Liki Jar. kuş kardeşine 1, diye bağırır. Erkek ELE Sekinden | Almanyadan (Dolmabahçe sarayından la çalan | hlrsız Saray sarnıçlarına cami muvazaa ile mal mı getiriliyor ? Bazı tüccarlar böyle bir iddiada (bulunuyorlar Bazı tüccarların söylediklerine göre, aramızda kliring anlaşması olmadığı halde bazı hileli yollarla hâli Almanyadan memleketimize mal getirenler vardır. Alman malları İtalyaya sevke* dilmekte ve oradan menşe şabâ detnamesi alarak sanki İtalyan mamulâtı imiş gibi memleketimi, ze sokulmaktadır. Bu variyet, üzerinde, ciddiyet- le durulacak bir mahiyet almış . tır. Esasen son günlerde İtalya, dan fazla miktarda muhtelif mal gelmeğe başlaması bu yoldaki şüpheleri arttırmıştır. Alâkadarların derhal tahkikata başlıyacakları ümit edilmektedir. Çünkü birçok maddelerimizi al, maktan vazgeçen Almanyanın bu yolla memleketimize mal sokmaâsı ticari mÜvazeneyi bozacak mahi . yette görülmektedir. Zehirli gazlardan korunma kursları | Pasif korunma teşkilâtmda çalışacak olanlar her tarafta tes. bit edilmektedir. İsimler karar laştıktan sonra kurslar açılacak ve teşkilât mensuplarma pasif korunma dersleri verilecektir. Halkın zehirli gazlardan korun ması İçin açılacak kurslar da bu günlerde tedrisata başlayacaklar. dır. —— Üniversite ikmal imti- hanlarına başlanıyor Üniversite fakültelerinde ya, rından itibaren ikmal imtihanları” na başlanacaktır. İmtihanlar bi- rinci teşrinin yirmisine kadar bi, tirilecek, açılma merasimi 30 bi- rinci teşrinde yapılacaktır. —— Yabancı diller kursuna 60 talebe alınacak Orta tedrisat müesseselerine lisan muallimi yetiştirmek için üniversitede açılan yabancı dil- | ler kursuna bu yıl 60 talebe alı. nacaktır. Bunlar için yarın imti- han yapılacaktır. ——— Maarif müdürü Ankaraya gitmiş olan maârif müdürü Tevfik Kut şehrimize dönmüştür. —— Mektepler yarın açılıyor Yarın bütün ilk ve orta tedrisat mektepleri açılacaktır. Talebe far Jalığı yüzünden bu yıl mektepler, de 45 şube açılmıştır. Bu şubeler için ayrı muallimler tayin edilmi yecek ve ayni mektebin muallim. leriyle idare olunacaklardır. Mekteplerde 30 muallimlik münhaldir. Buralara bugünlerde tayinler yapılacaktır. kyş, kardeşini sevindirmek içi “buldum, buldum, buldum!,. diye cevap vefir. Kuzuyu (bulduğunu haber verir,, Bü masalı söylerken, Zeynebin gözlerini bir yaş buğusu örtmüş, sesi titriyordu. Masal bitince, kar şısındaki delikanlıya iğilerek, bir sır söyler gibi fısıldamıştı: — Bunu oğluma deviverecektim ama kısmet seninmiş' Bir başka gün de, n ii münü, © gecenin fırtına “eslerir renkleri, korkularile can- rak, ağ'am O günden sora yalnız kal dım... avlusundaki Su yolundan yürüyerek - gitmiş Birkaç; gün evvel polisler, Dol- mabahçe sarayı karşasındaki sed - ler Üzerinde toprak kazmakta o. lan Rizeli Mehmet isminde bir a“ melenin vaziyetinden şüphelene - rek yanına gitmişler ve toprak altnda Dolmabahçe sarayından çalındığı anlagılan altmış kilo kurgun ve âlğer madeni ©şya bul muşlardır. Mehmet evvelâ inkâr yoluna #apmış, fakat sonra itirafta bu - | lumarak demiştir ki: “ Bir gün Dolmabahçe ca mii avlusundaki beton su masia - ğından saraya girmeğe karar ver dim, Evvelâ, betonları ve sonra da hazinenin demir kapağını kır- dım. Buradan lâğrma inerek sa- raym içine girdim. Sarnıçlarm kurşunlarını ve diğer madeni eş” yayı çalarak sed Üzerine çöm. düm, Fakat taşmak için çıkarır kon yakalandım... Katil | Simitçi Tıbbiadlide müşahede altına alındı Evvelki gün Yüksekkaldırımda Şarapçı Muizi bıçakla öldüren seyyar simitçi Mehmet dün Sul- tanahmet Sulh ceza mahkemesin. de sorguya çekilmiştir. Suçlu su- allere biribirini tutmıyan cevap” lar vermiş ve akıl milvazenesin den şüpheye düşülmüştür. Meh- met hülâsa olarak hâdiseyi şöyle anlatmıştır: “Ben Yugoslavyadan yeni gel- dim. Muiz benim ahpabrındı, Ne. ye geldin sanki buraya, diye be- nimle alay etti. Ben kızıdığım hal de o alaydan bir türlü vazgeçme- di, Bu sebeple bıçak çektim. UÜ. zerine saldırdım, amma onu öl dürmek istemedim. Baçağma br- şak sâvurdum. Bıçak bacağına ratgeleceği yerde, katnına rasgel miş, Bunu istiyerek yapmadığım. dan beni cezaya çarpınaymız.,, Dünkü sorgudan sonra tevkif edilen Mehmedin t#bbradlide mü sahede altnda bulundurulması kararlaşmıştır. —muğunmnz Dahiliye vekilinin şeh- rimizdeki tetkikleri Dahiliye vekili dün sabah vilâ- yette meşgul olmuş ve kendisini ziyaret eden Nafra vekili general Ali Fuad Cebesoy İle görüşmüş . tir. Faik Öztrak bir aralık vali ve Jandarma umum kumandanı ile beraber eskiden polis müdürlü - ünün bulunduğu şimdiki jadar. ma kumatıdanlığ: binasın: gez . miştir, Vekilin bu akşam Ankara” ya dönmesi muhtemeldir, Delikanlı, Zeynebin masalı; ni” nenin ölümile, onun karanlıklar- daki hayatını bir ışık tutulmuş gi- bi görmüştü. Meyva vermek için çiçeklerini ılık güneşe açarak, rüz* gârların koynundaki tohumlarını bekliyen tâze bir fidanın, bekleme” diği bir fırtma ile yıpranarak, çi- çeksiz ve meyvesiz kalışı gibi, Zey nebin de taliinin acımaz tokadını yiyerek, kırılmış bir insan olduğu” h, delikanlı, Zeynebin, derek, onu almiş, arka bah çe yollarırdan, çağlıyanların de- nize fırladığı yerlere gitmişlerdi. Zeynep, saza benziyen ların üzerinden akan yısında * Erel Gi E Suçlu Mehmet, dün asliye ü - gilneü cezada muhakeme edilmiş ve müddelumumiliğin isteği üzeri n6 kesif yapılması için, muhake - me başka güne bırakılmıştır. letinde meşgul oldu Ankara, 24 — Başvekil doktor Retik Saydam dün İktısat Vekâ- letine giderek vekil Hüsnü Ça. kırla görüşmüş, alınmakta olan iktisadi tedbirler hakkında izahat alarak, iktrsadi korunma kanun projesini tetkik etmiştir. —— İzmirde büyük bir döviz kaçakçılığı İzmir, 24 — Şehrimizde büyük bir döviz kaçakçılığı hâdisesi mey | dana çıkarılmıştır Bu işle uğraşan | şebeke yakalanmıştır. Bunların cenebi memleketlere şimdiye ka, dar yarım milyon Tira kaçırdık . ları tahmin edilmektedir. Takki- kat genişletilmektedir. -—.— Merhum Mustafa Şerefin kitapları Ankara, 24 —— Hukuk fakültesi profesörlerinden merhum M, Şe ref Özkanm 2000 cildden mü, rekkep kütüphanesi , kardeşi dok- tor Zekâi tarafından Hukuk fa, kültesi kütüphanesine . verilmiş” tir. Dekan Baha Kantar fakülte namma doktor Zekâiye teşekklir —— Mekteplerde pasif korunma teşkilâtı Mekteplerde vücuda getirile- cek Pasif korunma teşkilâtı için önümüzdeki bafta maarif müdür. lüğünde bütün mektep müdürle- rinin iştirakiyle bir toplantı yapı- lacak, bazrrirklarla meşgul oluna caktır. —ğ— Esnaf işlerine dair bir i e Hamal, kayıkçı ve arabacı bö. lüklerinde çalışan idare memtirla” rınm vazife ve salâhiyetleri için bir talimatname hazırlanmakta - dır . —— Tekirdağ fabrikası şa- rap imaline başladı Tekirdağ 23 (AA) — Tekir- dağ şarap fabrikası, dün Ameri- kan çubuğundan tesis edilmiş o- lan kendi bağlarından (topladığı üzümle şarap imaline başlamıştır. Fabrika dünden itibaren bağcıla- rumızdan Kilosu 4 huçuk kuruştan tizüm almağa bağlamıştır. Halk fiyatlardan memnundur. WABER'İN. EDEB! çağlayanların sesi karışıyor, Zey” nep, kendini sel gelmiş bir dere başında sanıyordu. Yavaşça, pabuçlarını, çorapları- nı çıkararak, çıplak ayaklarımı su" ya daldırdı. Yukardan sert bir hız la gelerek, denize dökülmeden çi” menlikte genişliyerek akışı yavaş” layan sular, hafif okşayışlarla Zey nebin ayaklarıma sürtünün o geçi- yordu. Vücudunu ısıtan akşam güneşi; denizin, ve çağlayanların, ayakla- rındaki suların sesi, yapraklarda, dallarda gezinen rüzgür; ona, “U- hatırlatıyor, yanında” bakışlı gözleri Aliyi düşündürüyordu. Birdenbire söze başladı: Zelzele UPMESİZ ki harp daha DÜ Ş yük bir felâkettir, daha çok ui. üldürür ve daha çok sararis” ta sebeb olur; fakat zelzele insani daha çok ürperliyor. Harp bizde uzak olduğu halde zelzele © biri memleketimizin bir köşesini hara eltiği için söylemiyorum; öyle zaf” nediyorum ki yıkılan kasaba başki bir Kıtada adımı bile bilmediğimi bir kasaba © olsaydı gene | böYİ düşünürdüm. Harp insanlar nrasında olur; bü” «ün biribirine silâh çeken iki dö manın yarm anlaşmaları, dost © maları kabil onların niçin dö vöştüklerini de biliriz ve içlerinde? i birini haklı balup onun kuzanmö" sini temenni ederiz; hörbin sesli” yetini bir veya birkuç kişi üzerin* yükletip böylece kederimiri o öfK* ile hafifletirir. Zelzelede ise bunls” ra imkün yok. Insanı bilinen düşman öldürmüyor. Felâketin mesul yok. Toprak niçin til de üzerindeki evleri © çökertiyof. insanları öldürüyor? Bu suale Pİ cevap bulamıyoruz. Düşmanın yak” tığı köyden kaçan İnsanın larını sıkıp beddua etmesi ve PU aunla kendini biraz avutması kabi” dir; bir gün intikam şünür. Halbuki zelzelede Döİ le bir teselli kapısı yoktur; bed-dua edilir mi? tabiatten isi" kam almak düşünülür mü? Hiç kimsenin kendini zeja uzak saymasına da imkân o yok. Ül insanı dalma gafil avlıyor. işi ile uğraşa, hülyaya dalımş ©“ iun, gece yatağında rahet rahat “ yuyan adam birdenbire başına çatının, bir duvarın çöktüğünü #ö rüyor. Geleceğini bilmediği bu f€ lâketlen kaçınmak için hiçbir bir almıyor. Bu felâkette kal lık da kabil değil Düşmanın kv” şunu ile ölen insan için: “Ne muf hu onat vatanı, milleti uğrunda b” mını feda etti, adı nesilden geçecektir!,, diyebilirsiniz; zelzel de ölen insana ise ancak acınır, © nun ölümünde bir misal olmak ESİ reti yoktur. İnsanlar ca çok bu felâketlerde biribirleri ile mi oluyor; zelzele karşısında zenginli fukaralık şöyle dursun, lık, korkaklık, kuvvet, zaaf, sıhbst hastalık gibi şeyler de Çoğu zamsn koşabilmenin bile yir faydası olmuyor; en iyi koşucu kölürüm de müsavi oluyor, Zelzele insan oğluna sezini öğ” tiyor ve belki bunun için felâket” rin en büyüğü diye gözüküyer. P** cal onun da — desellisini bulma “Tabiat insanı öldürürken, öldürü Bünü bilmiyor; fakat insan öl ati biliyor, diyerek insanın dt lüğünü isbat etmek istiyor, fakat pek boş bir üstünlük... Nerallah ATAÇ —— mama Hamallara bir örnek elbise Belediye tüccar eşyası taşıys” bamallar için bir örnek elbise K8” bul etmiştir, ROJMANI — “Uçan su,, bir pınardır. Şe yu kış yaz hiç dinmez. Oraya g* mek için, iki yanı ağaçlıklı bir Y9 kuş tırmanmak gerektir. Ye tırmanınca, üstlefi yosun tut metmere benziyen kayalı büyük havuz gibi içi su dolu. nar görünür, Dört bir tarafi telli kavak ağaçları çevrilidir. * ağaçlar, hiç susmadan öten Kul” rn tünekleridir. “Uçan su., havf gibi kayalıkların içine, # gızlı iki oluktan akar. Zeynep, kendi Kendine söyküs“ gibiydi, Gözleri, karşı yüksek dağ ların tepelerine dalmış, dudaki” rında eski günleri anışınm, şak gülüşü titriyordu. (Devamı vr) j