İn. !5 EYLUL — 1959 m mia Baseh © ınsaniarı arasında 110 yerimi vühştler arasındu yeçirmiy bir Alınan sese Gorillerle dolu, cehennem gibi Sicak ormanlara yaklaşmıştık İğimiz ormandan en çek hüş eden Hanstı. O bir deli- |, Yaptılumızi ve buralara canlı “ Zirmenin kabil olmıyacağı- ya o başlamışlı. OVakia 0 iddiasmi pek de boş bul- “dum, Her ne kadar Afrika Kğ Scaklarına hayli zamandan nn n tamamile alışmış ok li IZ ve ber birimiz: güçlü İt insanlar bulunduğumuz i Siçakia ağaçların İfrazalile 8 Adela ağırlaşmış olan bu nda on beş dakika bile de Si bir yürüyüşe tahammül ede “duk, ğe bir solumağa başlıyor. â- ki SUtuz kalmış bir motör gibi *abire, beyinilerimiz kızıyor. deli gibi bağırmak his Yuyor, o vakit bir müddet * Vermeye mecbur oluyorduk. #ket versin Bazara ( (Dal Rİ dediği bir ağaç meyvesini Öğretti, | Nb aç bu civar o ormanlarda UK bulunuyor. Portakal bü |, #ünde dikenli (o bir meyvesi Su dikenli kabuğu ktrilinca büz gibi bir su böşanıyor- Na sa hem içiliyor ve insana 1) serinlik veriyor hem de | mayız". k in buz gibi serinletici su- Sik sık başımızı YÜZÜMÜZÜ P rahatiryorduk. beraber bu halde yola İkem YaYAS İ meden göle girip boğazına kadar a akim kesmeye başlamıştı. bana derin bir yeis | veti- i w Fakat bütün bu müddet r bol bol yiyecek verdiği- A ba sefer pek memnun &ör © Su Bazutonun bize ikide © İğ "stehzi nazarla bakıp gül- İ farketmiştim 076 bu adamın bu gülüşle Mânldar bulduğum İçin Bu- herifi istintak ettim. * iş VE yakl İZ dedi, böyle öleceksiniz! öteye bu yemiş suyu oca dudaklarile tek- Büraca başka şey vardir! de > bu Ormanlara z ne vardır? / ve gorillerin ormanlarına ©vwel bir küçük gül var İN e yarağı Or Sonra sıcağı duymaztırız! ç i geriller de öyle a pe bu,göle girer, on- i ormanlara girerler! he: söylediği bu göl ev - Da inarılmıyacak ve yine mit bir şey gibi eni Muniyel isminde bir göre, polisin be. mn aklına bile gel- biz ihtiyat tedbiri olarak sahibine Amerika - #tlen bir Irlandalı diye tak. etiler ve Sinn Fein partisi - Muhtaç İrlandalılara veril. NN Amerikadaki İrlanda - Sökilâtndan para getirdi - gedir Bu sonuncu ya - oldu. heyecanlı bir şekilde n. Beni İrlandaya getiren © Bemitinin süvarisi, Os - ral €vvel ken. .tanm Cuanik dediği | süne bakışıyorduk. Bu me de - i mekti? Böyle esrarlı göl olur mu? gelmişti. Fakat hakikatin hiç de öyle olmadığını anladık. Zira Bazutanım yüzü değişip de * haline dehşetli bir heyecan ârız o. muıya başladığı zaman herifin ka. ln dudaklarımı boru gibi bükerek boğuk bir sesle: — İşte Cuaniklerin ormanları » na geliyoruz!., Diye bağırdığını işittik. Bazu - gorillerdi Doğrusu geçtiğimiz ormanların i- ri ve cilğli gibi parlayan yılanla, rı ve gittikçe ağırlaşan boğucu ha. vası bizi hayli bitap düşürmüş - tü, Gorillerin ormanlarına yaklaş» tığımızı anlayınca hepimiz şiddet le heyecana düştük. Bazuta iki ta- rafına bakına bakma bizi şimal istikametine doğru götürdü. İşte orada hakikaten Bazutarır Söylediği gibi küçük, takat gayet korkunç bir gölcük gördük. Bu gölün rengi sımsiyah, suyu adeta katran gibi koyu, üstü sazlıklar ve köpüklenmiş, taaffün etmiş yo sunlaria doluydu. Bâzuta heyecanla parmağını w. zatıp bu acayip su birikintisini göstererek: — İşte gölt. Buraya girip yı . kanacakız! O vakıt hiç sıcak duy- Dedi, bâvretle biribirimizin yü - Fakat Barutanın (tereddüt et- köyu sularm içinde yürüdüğünü ve başını da daldırıp dışarı çıktı. ğını görünce birer birer cümlemiz girmeye mecbur olduk. Filhakika gölden çıkınca bu ga- rip esrarın; derhal anlatııştık, Bu gölün sularında gayet çok miktarda ve kuşların (tüylerinde bulunan yağlı bir madde vardır, Malüm olduğu üzere bu madde serafinin bir nevidir ki, soğuğa ve sıcağa karşı gayri hassatır. Göle girip çıkınca bu madde bütün vü- cuğumuzu ince bir zırh kaplıyor ve hemen donarak adeta serin bir zırh meydana getiriyordu. Aynı zamanda bu gölün suyun. daki mürekkebatın içinde İnsana | serinlik veren ve susuzluğu gide - | ren bir madde olduğu da mubak- kaktır. Ziza o gölden çıktıktan osonra hemen bir hafta müddetle asla su- suzluk hissetmemiştik. (Devamı var) Alemdar Sineması Şahane Çılgınlıklar KADIN KATİLİ Rİ maş İhap ere ğe inilen ill mlmiğiü SMİLğlnlliğmilii al nn MAİ İ Dİ A | HABER «5 49 47 5P SA e Bm. Galatasaray - Beşiktaş — Akşam Postası | Yarın karşılaşıyor | Liz maçlarına hazırlık olmak Üzere Galatasaray - Beşiktaş ta- kımlarımız bu pâzar srâlarımda hususi bir karşılaşma yapmaya karar vermişlerdir. Ötedenberi bu iki kıymetli te. kumımızın maçları taraftarları &* rasmda merak ve heyecan tevlit #der. Galatasaray takımınm Kadrosu Yaptığı iki fece maçmda aşağı yukarı belli olmuşsa da Beşikta- gin bu hazıriik maçma ne kadro il& çıkacağı henüz belli değildir. Maç Şeref sahasındadır, Maçm saati 16 olarak tesbit edilmiştir. 5608 maçlarının beşincisi bu aksam ..İ: Pera « Şişli Arasında yapılıyor Geo& maçlarının o beşinelsi bu akşamı sâat 21 de Taksim sladın. Ğa Şişli ile Eeyoğluspor takımla- rı amanda yapılacaktır. Ötedenberi taraflarları arasın” dn daima merak ve heyecan tey. lid eden bu iki takımın karşılaş- ması kerhalde gök zevkli ve cn- teresan olacaklır, Bu gece kurşılaşacak olan an- aneyi iki vakib, vesmi teşkilâte girdiklerinden bu maçtan sonra artık bu iki takımı bu gece göre veğimiz kaârolarile bir hayli mild det görmek kahil olmiyacaktır. Çünkü bu Iki takım resmi teşki, iât harilendeyken birçok eleman ları resmi teşkilâta. dahil klüble- re muksyyod ve bir kısmı: da ce nebi tâbiiyelinde o olduklarından yeni mevsim lik maçlarında bu e- Jâmanale. yer. alamıyacaktır.. İki takımım de muvsifak olms darmı temenni Gderiz. —— Matbuat takımı - Galata- saray tekaülleri de karşılaşıyor Yurm Şeref stadında yapıla - cak olan Beşiktaş . Galatasaray maçından övvel Matbuat takımı ie Göaletasaray tokaütleri de Kanşlasacaklarıdır. Bu müsabaka | #öst 14 de yapılscakim. —— Kongre Rumelihisar idman (birliği ki” tibi umumüiliğinden: 24 eylül 989 o pazargünü saat 930 da senelik köngremiz oldu Bundan azaların o gün Klüp bina- sında bulunmalarını tebliğ Sie zaman beni derhal tamdı, takat bir şey belli etmedi ve söyiemedi. Bii#kis çok iyi muamelede bulun- du, Bu sebeble çiftliğe, içimde hiç bir şüphe duymaksızın yerleştim we orada gördüğüm dostça kabul- den cesaret alarak biraz evvel bah- —6— Nakleden: Fethi KARDEŞ settiğim iki ihtilâlei resi © ile sık i San Fein şeflerinden | disine verilmiş olan talimatın hi: sık buluşup kendilerile uzun v2 ve Alber Klengar - | lâlına, Hovih - Head önünde do. | dıya görüştüm. inde iki kişi beklemek. | laşan bir İngiliz torpidosuna tor- Bir akşam, civarda yaptığım pil atmıştı. Terpil hedefine isa . | bir gezintide döndüğüm sirada bet etmedi ve torpido hemen mu. kabeleye geçti. Az kalsın batıyor. duk, Top sesleri, sahildekilerin dik- katini çekmekten hâli kalmanıştı. Sahilde bulunanlar arasında da - bilâhara öğrendim . çiflik sa- hibi Cim Muntvel de vardı. Bir Alman denizaltı gemisinin sahi. le bu kadar yakın gelmekten maksadının her halde istakoz uv- lamak olmadığını düşünen kur - naz İhtiyar, bir kâya arkasına bir ağaca bağlı iki beygir gördüm. Biraz ötede de çiftlik (sahibi bu beygirlerin sahipleri oldukları an- laşılan iki süvari jandarmasile ko- nuşmaktaydı. Ne olmuştu? Bunu ( öğrenmek lâzımdı. Çiftliği çeviren çiti siper alârak onlara yaklaştım ve dir Tedim. Cim Müntvel, ayni Oozanlanda hem partisine, hem de misafirine ihanet etmekteydi. Jandarmalara üzerimde çıkacak bütün parayı gizlenerek olup biteni seyre ka . | kendisine bırakmaları şartile beni rar verdi ve benim akşam karan » ğında karaya çıkarılışımı sey - cetti. Bu sayede, çiftliğine gittiğim teslim etmek teklifinde bulunu- yordu. İtiraf ederim ki müthiş o kork- tum. Fakat dinlediğim Hz Her Iki dost klübümüzün ta * kımlarının da muvaffak bir oyun | göstermelerini bökleriz. Profesyonel seroesi güreşler Profesyonel serbest güreş mü- Babakaları arm saat 15 de Tak- sim stadında yapıaicaktır. Son ramanlarda büyük bir rağ. bet gören güreşlerin bu son haf” tasında da çok enteresan karşi- Jaşmalar vardır. Geçen pazar hakemin acelesi yüzünden metleeleremiyen Al man Vili Mar . Tekirdağlı gü” reşluin revanşi yarın yapflacak- tır, Mülâyimin sert hareketleri yü. sünden kıymeti hakkında bir fi - kir edinilemiyen Rus Skotopoff da Dinarlı Mehmetle güreşecek - tir. Çok sert ve çetin bir güreşçi olan Habeşli Kasım Tufari, ken- disi gibi sert güreşen Mülüyimle karşilnşacaktır, Bu güreşin ker- halde çok zevkli vo beyesanlı 0 Incağı tehmin edilebilir, Molla Mehmet de geçen hafta, İar mağidb olmasını rağmen gok teknik bir güreşçi olan Siko- viğle karşılaşacaktır. Alman güreşei VİN Mari bu Pazar Tekirdağlı Hüseyini mu. hakkak yeneceğinden bahsetmek” tedir, Diğer taraftan Tokirdağlı Hü. seyin de yarmki güreşi muhak - kak kazmnacağmdan o bahsetmek- tedir. Bütün güreşçilerimize muvaf © fakıyetli birer maç oyapmalarmı i temenni ederiz. ! Spor sahaları için yeni bir talimatname Ankara, - (Hususi) — Futbol maçları esnasmda vukur gelen müeesit hâdiselerin önüne geç. mek üzere beder terbiyesi umum müdürlüğü tarafından Yeni bir tallmatname hazırlanmıştır. Bu gibi hâdiselerin daha ziyade sa - İ halarm uygunsuz olmatmıdan ile- j ri geldiği anlaşıldığmdan yeni ta- limatn&meye bilhassa bu bekom * dan bazı mühim maddeler konul. muştur. Bu örsda inzibati ve #ihhi tedbir ve gartları ihtiva et- miyen, seyircilerle oyuncunun ko- laylıkla ihtilât etmesine meydan veren yerlerde maçlar sahaya se» yirci almadan yapılacaktır. Spor sahalarınm haiz olacaklar; asgari gartları gösteren bu talimatnamec kati şeklini almıştır. nin devamı yüreğime biraz su serpti. Jandarmalar oçiltliğe bir ihbar üzerine deği!, sahilde devriye gezerlerken tesadüfen uğramışlar dr. Şu halde berim çiftlikte oldu- ğumu Muntvelden başka ancak bu iki jandarma bilmekteydi. Benim yerimde siz Almanyada ayni veziydtte bulunsanız ve öl dürmek ile öldürülmek — şıkların- dari birini tercih zaruretinde kal- Saniz ne yapardınız. Ben tereddüt etmedim. Cebim- den tabancamı çıkatarak ateş et- tim ve biribiri oarkasına Cim Mantvel ile iki jandarmayı öldür- düm, dalma temas halinde bulunduğum iki ikülâl şefi çiftliğe geldive bar na, sizin İrlandaya gelmek üzere olduğunuzun Dublinde şayi oldur Runu haber verdiler. Her ikisi de endişedeydi. Havadis filhakika fenaydı. Çün kü sizinle mücadeleyi memnuni* yetle kabul edecek adam yoktur. Ancâk havadis ne kadar fena © İursa' olsun, onları ölülerin bulun- duğu yere götürürken o verdiğim havadis kader fena değildi, Endi-. m m m ke üz mg aşa vam KORKU kılıyor. Yalnız, biz farkında ol- mıyarak hep sola giümişiz. Genç kız durdu; şaşkın şaşkın e bakındı. Meydan, sessiz kalın bir kar tabakasile örtülüy- dü. Ay sanki tamamile geceye (Baş tarafı dünkü sayımızda) Genç kız kollarını ağır "| e kuşları ürkütmek is - tedi; halbuki onlar büsbütün yak Taşıyorlardı. Ansızın, kırbaç şak. layışına benziyen bir silâh sesi işitildi, Genç kız, korkusundan gözlerim kapayıp kulaklarını tı. kamıştı. Çalığda kuş yoktu. Her halde kursun boşa gitmişti. Başlarını kaldırınca, çamların arasında ha- leli bir ay gördüler, Etrafında, galiba, tabancasından ürken bir kuş fırıl fırıl dönüyördü. Sonta, çakıları iyice araladılar. Basılmış karlar üzerinde küçük bir yığın bâline gelmiş bir kuş gördüler, Liseli: — Olur şey değil yahu! Diye bağırarak kuşa doğru koştu. Kendilerine asıl lüzumu olan şeyleri bırakarak bir takım ma. nasız İşlerle vakıt geçirdiklerini / hissediyorlardı. Genç kız, henüz vücudu soğumamış kuşu muaye. ne ederek sordu: — Acımadınız m: buna? | Genç kızm dişlerine, boynuna sarılı kürküne, karlara gömülü küçücük ayaklarına baktıkça he- yecandan selinin dişleri biribiri nc vuruyordu. Cebri bir tebes - sümle: — Katiyen! dedi. — Vah vah... Bakınız elleriniz kanlanmış. Genç kız kuşu ağacın üstüne j koydu ve bekliyen, soran hir na. İ zarla gözlerini liselinin gözlerine dikti — Veriniz elinizi; karla te - iwiliyeyim. Töseli elini uzattı. Ay şamlarm arasında saynalaş. mış, zirvelerin gölgesinde kalan karlar külrengi bağlamıştı. Ay. dınlık yerlerde ise elmaslar pi - rıldaşıyordu, Ayaz gittikçe artı . yordu. Genç kız ansızın kalktı. — Ha, sahi, biz ne diye burada oyalanıp duruyoruz? Şimdi arka. daşlarımızı kaybedeceğiz. Hay . di, çabuk gidelim! Tekrar elele vererek skilerini süratle sürüklediler. On, on beş dakikalık #: zaman geçti. Genç kız: — Durunuz, dedi. Galiba biz büsbütün başka bir yere gidiyo- Tüz. Bucası neresi. İşt: bir adam daha... — Yok canım... Dosdoğru gi- diyoruz. Görmüyor musunuz, ba, kınız mey'dagdan yokuş aşağı bir il ie eği se oradan dereye çı, seleri büsbütün artlı ve en fena ihtimalleri mevzuubahs o etmeğe başladılar. Kendilerini elimden geldiği kadar teskin ettim ve mak- tullerin cesetleri ortadan kaldırı İnen izlerinin o bulunamıyacağını Bizden birkaç adım önde giden Con Doronog birderi sordu: — Üç kişi öldürdüğünüzü söy“ lemiştiniz değil mi? N — Evet, bu sual neden? Eliyle işaret ederek cevap verdi: — Çünkü ben iki ceset görüyo” rum, Üçüncü maktul ne oldu? — Ne diyorsunuz? Koşup baktım. Dediği doğruy- du. Jandarmalardar biri orada yoktu. Etralıma şaşkın şaşkın bakın dım. Islak toprak © üzerinde date ayak izleri ve orada o burada kan lekeleri vardı. — Jandarmalardan biri yarali olarak kaçmıştı. Kurtul duğu takdirde beni o yakaltacağı muhakkaktır. İzleri takip ederek yürüdüm Önüme gelen çit! bir sıçrayışta at- tadım. Elli metre kadar ötede, fan darma, çamurlar içinde sürünerek uzaklaşmağa « Gabay. Sevin» |. * Pi e gp A MM MA AŞDNLUMYA hazırlânıyormuş gibi, * başlarının Üzerinde büsbütün parlaklaşmış, şamların arasmdaki gölgeler da, ha koyu ve daha vazıh bir hal al, mıştı, Meydanın bir kenarında kar yığınları arasına gömülmüş tek pencereli siyah bir kulübe... Karlı, tombul damında hep be - yaz ve mavi pırlantalar pırılda - şıyer... Ölü bir sessizlik... Genç kız, artık yapmacık hissi ni vermiyen hakiki bir endişeyle yavaşça sordu: — Ay, &iz beni nereye getirdi- niz?... Haydi geri dönelim. Fakat, liseli, garip bir nazarla genç kıza baktı, Kolundan tuta” rak ileri çekmeğe başladı. — Haydi, gelin şu kulübeye bir kere bakalım. Acaba içerde ne var?... Ne olur, bir dakikacık. Genç kız bir koca adım attı, Fakat kulübenin önünde kati bir kararla ayak direyerek elini elin. den kurtardı. Liseli skisini çıka. rip attı. Sert karların Üstünde yürüyerek kapıya geldi ve bâşı- nı eğerek karanlıkların içinde kayboldu, Bir dakika sonra, sesi kulübeden işidiliyordu: — Ah ne güzel! Allahaşkınıza hiç olmazsa penceteden bakınız. Benden bu kadar korkacak ne yar sanki?... — Hayır, sizden korkmuyo * rum. Yalnız, istemiyorum. Hay. di gidelim, geciktik. — Vallahi buradan mehtap öyle enfes görünüyor ki... Adeta efsanevi bir şeyl... Genç kız: — Mademki gelmek istemiyor sunuz, ben - yale başıma gidi - data pencereye yaklaştı. — Neredesiniz? Bu sırada, gözleri, ansızın öy“ le korkunç, öyle füsunkâr ve öy. le ilâhi bir güzellikle yeşil kr - vıltımlar saçan ve semayı baştan baya yararak düşen bir yıldızla kamaşıp karardı ki, dehşetler i - kağ Mele çinde, avazı çıktığı kadar bağı * ra bağıra kendisini kulübenin i çine atıverdi. Yarım saat sonra, yine meh » tapla yıkanan meydana çıktılar. Ve kendilerini çağıran seslerin yükseldiği dereye kadar hiç bir © &elime konuşmadan yürüdüler. Süheylâ ye dim, is Sri Jandarmanın yanına koştum ve hayatım, üzerime verilen vazifede muvaffak olmam onun susmasına bağlı olduğu için kulağma sıktr ğım bir kurşunla işini bitirdim. Casus sustu. Ceyms ONöbodi, bu korkunç cinayetin ' hikâyesini ses çıkarmadan, ölü gibi sapsarı, hiddet ve nefretini izhar etmemek için kendisini güç tutarak, dinle mişti, Lâkin onun yaptıklarından âdeta iftihar duyduğunu anlayın ca sabrı taştı. Hiddetten tilriyen bir sesle: — Fon Brand, dedi, macera do lu hayatımda ben çok katil görr düm, Fakat sizin gibisine rastla- mamıştım, Siz adam öldürdüğü” nüz için vicdan azabı bile duyma dıktan başka cinayetlerinizle ifti-. har ediyorsunuz. Y Yemin ederim ki eğer hayatını" 71 bağışlayacağıma yemin etme- miş olsaydım sizi dışardaki ahali- ye hiç tereddüt göstermeksizin teslim ederdim. Casus ormız silkerek cevan ver- diz (Devamı var) a 7 yay