HABER — Akşam Postası HABER'in Tarihi Romanı; İL Sadri paşa, masa altından, hocanın aya istedi; takat... Böyle bir hâdizenin çıkışı günden güne hazikleşen Suriyedeki Osman. İr vaziyetini tehlikeli bir hale 80 - kabilirdi. Binnenaleyl etari almca vali bunu evvel âyün ve öşrafla birlikte alâkadar yüksek rütbeli memurlarla konuşmak, tatbiki im - Gkân varsa bu İmkünm tesbiti ve Cemal paşaya arından sonra faa - İlyete geçmek, Umumi red keyf . yeti halinde de bunu hir mazbata ile sakalı diktatöre bildirmek ka. rariyle Sadri ps evinde gizli- Üe8 toplanmağı kararlaştırmışta, İ Sadri paşanm ziyafet gecesinin İ ertesi günü bu karar şu toplantı i- © Je fil sahacma intikal ettirilmişti Vali, Cemal paşanm emrini okudu bini bundan sonra an- eye geçilmesini tek enine boyuna sa | atleree ralizk ttiler, Vali ve ç kumandan da İl ettiği halde © Haleb âyün ve teklifi oşrafı bu rlar, ger'an Vr. kaşalar saatlerce sürdü. siz sedasız bir iren dedelerden rini açir. Bu- (, otrafında sıra - ünce rüyada ol- ” tağunu zannetti, Gözlerini uğuş - “durdu, dikkatli dikkatli etrafa bak- *. Yaumda hâlâ uyuyan arkadaşi Mustafa deleyi koluyla yavaşça arsarken hatırladı — Eyvah, akşam girdiğimiz ma- a alında uyuya knlmışız. Şimdi de yapacağız? Mustafa dede de arkadaşınm “arsmalariyle kendine geldi. O da özlerini açınca ayni şaşkınlığı österdi. Masanm Üzerinde müna « aşa bütün şiddetile dvam ediyor. Tüftinin verdiği şer'i icazöte birer oatib kesilen Haleb eşrafı biribiri bele ediyorlardı. kabartarak mü . nakaşayı dinlediler. Nutsi, işaret ormağını dudağının üzerine bas - “ramak arkadaşınız kulağıma hiç ida ei u kei ri gi Yazan; RAHMİ YAĞIZ ğına basmak ses çıkarlınamaya çalışa çalışa fr - addadı: — Burada tutulursak hapı yut « luğumuz gündür, Öteki de aynl jestle ve ayni tarz la mukabele etti: — Peki, bunlar çıkıp gidinceye kadar burada mı kalacağız? — Ebhette... — Sonra nasıl çıkacağız? — Elbet bir çare düşünürüz, ye. İamu bulur, çıkarız. İkisi do sustular. Tekrar halmm üzerine uzandılar. Müftirin şeri sebebler ortaya atarak itirazı, mü sakağının uzamasma sebeb olduğu iğin, Sadri paşa yanma tesadüf e- den hocanm ayağına basarak ih - tar yapmak istedi. Kendi ayağın müftinin bacaklarımı hesablıyarak masa altından bakmadarı uzattı, A- yak burnuyla Kedefini arastırir. müftinin ayağını bulacak yerde Nutkt dedenin yerde uzanmış ba . yna doğru yaklaştı. HâJA derin bir düşünceye dalmış olan dedenin ar. mut biçimi İri bumtuna dokumun- ca ucuyla oraya bir tazyik yaptı, Netki dede bu öanmı acıtan dar- beyi, eliyie ağzmı kapatarak &8€ | karadan savuştururken Sadri pa | sanın müftiye meram anlatamıyan ıyağı birkaç tekme de koluna in. dirdi, Bu aralık müft kendiliğinden susınuş, tekme fas: da nihayet bul. muştu, Nutki dede bir eliyle burn tutuyor, ötekiyle nefret ifada eden hareketler yapıyordu. Tam bü sırada Mustafa dede ar. |. kadaşmm kolunu tuttu, Kulağına | Eesldadr: — Erenler ben fena halde #rkış- tım. Nutki dedenin hayretten' gözleri faltaşr gibi açıldı: — Aman canım, kendini tut! Öteki yerde kaskatı bir vaziyet alâr: — İmkân: yok, tutamıyacağım, — Allah aşkıma... Dedenin sözü 'ağımda kaldı. Yaş. Ir mevlevi abdestini tutamamış, ko. yuvermişti, Halmm üzerinde bir yılan kıvrile- şıyla ilerliyen ıslaklık yavaş yavaş masanın altından çıktı, valinin a- yakları srasından geçerek ilerledi, ( Daha var) Adalar Malmüdürlüğünden Veraset vergisinden borçlu ley beliadada Bülbül sokağında (83) sayılı arsanın tamamı (o 149989 perşembe günü saat İ4de birinci müzayedesi yapılacaktır. İsteklilerin kaza idare heyetine gelmeleri ilân olunur. (6998) | Deniz Levazım Satınalma Komisyonu ilânları Tahmin bedeli 1191.00 191.00 1056.00 3000 kilo erik reçeli 3000 kilo ayva reçeli 2400 kilo vişne reçeli 3438.00 1 — Yukarda cins ve miktarlarile tahmin bedelleri yazılı üç ka" lem reçel, 22 eylül 939 tarihine rastlıyan cuma günü saat 14 de azık eksiltme ile alınacaktır. 2 — İşbu üç kalem reçelin ilk teminatı 257 lira 85 kuruş olup şart- namesi hergün komisyondan parasız olarak almabilir. 3 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunda yazılı vesikalarla belli gün ve saatte Kasımpaşada bulunan Komisyon müracaatları. (6962) birlikte başkanlığına ... Tahmin bedeli 6360.90 489.30 48930 27.300 kilo çubuk makarna 2.100 kilo tel şehriye 2.100 kilo arpa şehriye e 7339.50 1 — Tahmin edilen bedellerile miktarları yukarda yazılı üç kalem yiyecek maddesinin kapalı zarfla eksiltmesi 22 eylâ! 939 tarihine rast” kıyan cuma günü saat 11 de yapılacaktır. 2 — İşbu üç kalem yiyecek maddesinin ilik teminatı 550 lira 47 kuruş olup şa:tnarıssi hergün komisyondan alınabilir, 490 sayılı kanunun tarifatı dahilinde tanzim € decelleri kapalı teklif ma'ctuplarımı en geç belli gün ve saatten bir saat evveline kadar Kasımpaşada bulunan kömisyon başkanlığa makbuz mukabilinde vermeleri (6960) ? a Ni > Tahmin edilen bedeli 4042.50 lira 5655.00 1650 kile yün çorap ipliği 1950 kilo yün fanilâ ipliği " “LL Sep 1 — Yukarda cins, miktar ve tahimin bedelleri yazılı iki kalem yün ipliği, 23 eylül 969 tarihine rastlıyan cumartesi günü 1030 da ka- palı zarila alınmak üzere eksiltmeye konulmuştur. 2 — lik teminatları (727) lira (92) kuruş olup şartnameleri her- gün komisyondan almabilir. 3 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dahilinde tanzim ede cekleri kapalı teklif o mektuplarını en geç belli gün ve saatten bir sa- at evveline kadar Kasımpaşada bulunan komisyon başkanlığına ver meleri. (6959)! A EE e Le EİT EN EEG Mühammen bedeli 2700 lita olan muhtelif cins ve ebatta 19550 a- det kuru pil 2291939 cuma günü saat (1030) on buçukta Haydar paşada Gar binası dahilindeki komisyon tarafından açık eksiltme w- sulile satın almacaktır. Bu İşe girmek istiyenlerin 202 lira 50 kuruşluk muvakkat teminat ve kanunun tayin ettiği vesaikle birlikte eksiltme günü saatine kadar komisyona müracaatları lâzımdır. Bu işeait (şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmakta dır. (7002) Adalar Malmüdürlüğünden Kazanç vergisinderi borçlu Burgazadada Güökdemi? aralığında ( (1X sayılı evin 330-2790 hissesi 14-9-939 perşembe günü saat lâ debi: rinci müzayedesi (yapılacaktır. İsteklilerin kaza idare heyetine gelme leri ilân olunur. (6999) gp” GİZLİ VAZİFE! 8 EYLUL — 1999 —— HARİCİYE NAZIRLIĞINA Çev.ran: FETHİ KARDEŞ İn —İğg Hindenburgun itimat ettiği adam ion Hspenai, Hitlerle mücadele €- den, ihtiyar mareşali nazi şeti aley haine kışkırtan da gene fon Papen- di. Şimdi, Hindenburgia (o beraver, ililleri tam manasile mahvedecek harikulâde bir plân hazırlamıştı. O esnada nas; partisinin Berlin teşkilâtı şefi, 1944 de o oldürüen, Gregor Strasşerdi. Fon Papen, Hit- lerle Strasseri, doktrin o möseleleri- nin ayırdığını bilmekteydi. Strasse- rin, şefini atlatıp iktidar mevkiine geçmek emelini beslediğini de bil miyor değildi. Fon Papen işte bunları düşüne rek başvekâleti Hitlere doğil Stras sere vermeği tasavvur ediyordu. Bu tedbir hem kanuna o tamamile uy» gun hem de IHitlere son ve kati dar beyi indirecek bir tedbirdi. Gayriresmi olarak bu tasavvur dan haberdar edilen Straser tekli- fi hararet ve sevinçle kabul etti, Hitlere gelince, bu manevrayı öğ renince müthiş bir yeis ve kedere düştü. Partide ikilik muhakkak gö rünüyor ve Hitler bir ihtilâf halin de Rayşverin kendisinden ziyade fon Papen - Strasser tarafını tuta cağından emindi. Strasser ile bir kere konuşsa onu belki kandırabilir, Führerine sadık kalmağa ve tekli edilen başvekilliğ kabul etmemeğe ikna edebilirdi. Bu fikrini anlatınca kendisine sa» dık kalan yardımcıları oStrasseri bulmağa koştular, Fakat bütün a raştırmalar beyhude oldu. Sirâster sanki yer yarılmış yerlere karışmış ty. Nerede olabilirdi? o Hitlerin & damları bunu bir türlü keşfedemi- yorlardı. Gregor Strasser (kaybol muştu, kimse onun rsrede vlduğu- mu bilmiyordu. Bu vaziyette artık. yapılacak hiç bir şey, binaenaleyh Hitler için kur tuluş ümüdi kalmamıştı. Fon Pa penin plân: tahakkuk edecekti. Hitlerin erkânıharbiyesi ne yapa- cağını şaşırmıştı. İşte bu sırada her kes bedbin ve meyusken fon Ribent top Hitlerle arkadaşlarınm bulun” dukları odaya bir fırtına gibi girdi, Neşe lie haykırdı: — Arkadaşlar, neden böyle keder li duruyorsunuz? Halbuki işlerimiz yolunda gidiyor. Hattâ (hiçbir za- man İşlerimiz bukadar iyi Colmar mıştır. Siz bu fikirde değil misiniz? Bep kendi hesabıma herhangi birinizle, yakında iktidar mevkiinin bize ge- çeceğine dair bahse girebilirim. Sonra Hitlere yaklaşarak: — Müsaadenizle Führerim, deği, sizi evvelâ ben tebrik edeyim. SIR Ne olmuştu? Hitler ve yanındaki (arkadasları da bu suali sordular, Fon Rİ ğ işteki sırrı anlatnağa başlad Fon Ribentrop, ihtiyar mare Hitler aleyhine çeviren yaba fon Papen olduğunu anladiği yr eğer imkânı varsa işleri Yol yabilecek yegâne adamın dü da ancak kendisi olduğunu yi dü. Bunun için de fon nuşması İâzımdı. Fon Ribentrop İls fon Pap” ahbabtılar ve fon Papen yayi bir minnettarlık boreluydu. tini ona borçluydu; Kudüste Le yarısı evine koşup gelerek I veri ordusunun yaklaştığını habef kendisini esir düşmekten kurt m unutmasına imkân olam” ie Şu halde fon Ribentropul, ep Papenle konuşması tm dalı olacaktı. Ancak buna Wi etmezden önce yapılacak de9$ le ve mühim bir iş vardı: Hin burgun başvekil tayin etmesi ii mali olan Strasseri Berlinde laştırmak... Herşey fon Ribentropun o düğü gibi oldu, Gidip Gregor sy terle konuştu. Bir sagt kadâf bu mülâkatın sonunda Almanyi talilni değiştirmeğ? vesile ri den bir hâdise oldu; Strassff tele Berlinden kaçtı. eee Şüphe uyandırmamak için o tilesini gönderdi ve kendisi ii ların peşinden telâşla kaçtı. bududunu geçti ve küçük bi yan köyüne iltica ei. çi Strasser neden böyle tam ri çed "olacağı sırada kaçtı? Takip gayeye tam erişeceği sıradâ birdenbire bundan vazgeçti? gi Fon Ribentrop, Strasserle Bü konuşmuş ve bu mülâkat Ege linden uzaklaştırmağa kâfi Eyy” ti. Ribentrop ona Hitlere K ten vazgeçmesi şartile bir bulunmuştu? Yoksa kında daha hayırlı olacağı"! latmiştı? Kimbilir? Bu bir sırdır ki 7”. ancak fon Ribentıtp taralmil şa edilebilir. Çünkü Stres dr yaşıyanlar omeyanında b 1984 senesi 30 hariranında, ido” re “kanlı gece,, denilen ge” gr edilenler arasında Strasser d€ tunuyor, Strasser Berlinden Ribentrop fon Papeni ziyaret? miş ve ona: — Bü kadar mahirane « Ğınız şatranç oyununa dev memenizi rica ederim, demişti" » ki evvelâ Hitleri mat etmek yag kullanmağı düşündüğünü üm kayboldu, Kendisini bulmak © kün olmuyor. Bundan başk (Devam var) mi” gi NE CE) ZN GE EE EE EN ENNE Oda kapısının yumruklardığını, bir sesin: “Aç, diye bağırdır mı duyuyor gibiydi. Kapıyı açma» “ mca, dışardan zorlamışlar, tahta- ır çatrıdayarak biribirinden aynıl- “vış, ardına dayalı sırık düşmüş, İ or, sartları gocuklu dört erkek gir “işti. Üzerine saldırmışlar, yorga- oi çarşalı bir yana savurarak, o- a iç gömleğile açıkta bırakmışlar” Bağırmak istiyor fakat sesi çık- yordu. Erkeklerin dördü de kar , $ol bacağın yabancı eller, aç dudaklar... stemiyor. başını sal ; 1... ninem! diye, kısık “ir sesle hıçkırıyordu. Erkek, ona doğru iği #üzünden çekti: k, elleri; © kudurmuş itlerin elinden kurtara” yım dirken!.. Nah sağ koluma bah! Zeynep, gözlerinin yaş perdesi ar- | dmdan, erkef'n sıvadığı Kolundaki üstü kanlı çevreyi gördü. y — Senin bir tek sözün beni yüre- ğimden vurdu. “Kızlarınız bana benzesin!,, dedin. Zeynep, senin gi bi, kara üzüm gözlü bir güşçük gr zım var. Ayılıverdim Zeynep. Ar kadaşların üzerine atıldım. Savulun ulan hergeleler diye bağırdım ve a- falladım. Sıyırdım kamayı.. Zeynep, © gecenin bütün faciası- nr, erkeğin sesile yaşıyordu. Fırtr nan uğultusu, gözü dönmüş, a7“ İyi dört erkeğin boğazlaşması. Gü- rültüler, sesler , homurdanmalar, iniltiler.. Ellerini yüzüne örterek: — Allahını seversen sus! Diye yalvardı. Fokat, erkek, onun Yazan: CAHİT UÇUK e tu, Kendi kolumu bağlayarak, senij karanlık doluyor, köye dönen sığır kucakladım. Buraya getirdim, Bura benim süt anamın evi, onu savdım. Pekmez ağdası yaparak, yaranı © nunla sardım. Kız Zeynep, bundan Sonra burada oturacaksın. Süta nam iyi kadındır. Ona bir can yok daşı lâzımdı zâten.. Ben her gece gelir seni görürüm. ların, davarların, bahçelerde öten horozların sesi duyuluyordu. Zeynep, mırıldandı: —Süt anan beni ister mi ki? Erkek, başını çevirerek ona bak- tı. İstemez olur mu? Süt anamı | ben bakarım. Nedersem onu yapır. | aydınlık günlerini yaşatıyordu. En tarisinin uzun eteklerini savurarak bahçelerde koşuyor, taze otlarla ör tülü toprağı eşerek çiğdem çıkarı- yor, ninesinin buruşuk. yüzünü, parlayan gözlerini kendine bakar- “ken görüyordu. O zaman, yastıkta" ki başı iki yana sallanıyor, uzun kirpiklerinin altlarından sızan dar lalar, biribirine bağlanarak, yanak- larından iki yana akıyordu. Sonra herşey, eski ve yeni hayatı bir hamur gibi yoğrularak, şekille" ri eziliyor, karışıyordu. Bir aralık, bir ses duydu. Bu *es karanlıkları yırtarak gelen bir ay- dıyordu. Biraz sonra kap! İçeri, erkek girdi: — Süt ana Zeynep nasıl? a i ökler Pİ dil yanıyor, ocakta kütükli pi gır Kadın, ilk önce Zeynebe. erkeğe baktı: — Dalgm yatıyordu, şii gi leri açildi. Erkek, yatağa doğru yürü” — Eşyaları, öküzü, keçi"? dim Zeynep. Yüreğin sun... e ağll Zeynebe bir tas ılık süt iç Hemen daldı. Karışık, gri Zi denliktı. Zeynebin yüreğinde bir "| ileri eçilmiyen bir çöya BÖÜlar : : “ yen bir may vinç belirerek, vücudu bu duygu”) &.. Kulağına bazan med du. Uyanan ruhunun, vücuduna ver” diği emirle yerinden fırlamak isti- Zeynep, başının içi uyuşarak, Er $ Ortalık tekmil kararınca, gidip 86| yerek, üstündeki yorganı attı. keği dinledi. Gözlerinin önüne ken- | nin malını, davarint getiririm, kara tosunu, akkız gelmişti, | Zeynep, ses çıkarmadı. Kaderinin O zaman, gene bir ses duydu: — Çocuk musun a kızım! yat la ürperdi. Kara Tosun böğürüyor- çarpıyordu -- Gül gibi karın, çocuğun oi. bu orospuyu kapat. Başı e dam her şeyi yapar. Ama ge» bark sahibisin. ge — Ayse, Zeynebi kapa e ilen ii Anlıyo” v Ceki sargıyt, bir kere daha | önüne açlığı yola gitmekten başka| yattığın yerde! duymamalı süt ana, A gerin © nde duydu. çaresi yoktu, Vakit vakit vücudunu) Zeynep gözlerini açtı, Yatağının sun? Ayçenin kulağa &' kek, tahta kaskları yarı örtü | kavuran ateşle daltyor, alnım <r| başında, yüzü öfke çizgilerile kırış: | den bilirim... cağile kuruyarak, odaya © yavılafı| mış, çatık kaşlı bir kadın gördü. (Devemt gül sirke k'ıkusu, ona çocukluğunun! Köşedeki sandığım üstünde bir kan- ği e Zeynep ağlama gayri! Bum ini görünce, saldırdım üstlerine. Do- E lan öte kimsecikler sana dökuna muzlar gibi boğazlaştık. Gözümüj$ a açınca, seni bir vanda kendimi bir "yanda buldum. Racatındaki varasİld pencerelen dışa İalvordu mış, donmuş" Odanın içine, sezilmez bir ağırlıkla Daha vavna, söylüyordu: *) Bir biçak ta ben yedim. Sani, dan akan kan pıh