31 Ağustos 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

îf *M POSTASI Ve Yagmur BAHT%NBLRI yağmur h ğ'Wf Bu karanlık, rutu- h,çbırnîıana bir köşeye büzül- 59) yapmadan, — hattâ En öyle uyuşup — kalmak T. Biliyorum ki soğuk Tglm zaman ağzımdan İ ıOda belki son çektiğim m:“mden kalma, hafif bir tltn İYor. Fakat — üşüyorum;, a Yorum, Bir ocak başı, '__ İ Olsa Wi, Ne “küçük, darbeıef ğ muttarid, Ali Ekrem'in da hatırlıyorum: “Yağ:- Yor, titriyerek, haif-ü na- 3Mekte teravide kuteyratı "-. 'Öder * “ense şairler, yağ- Ssettikleri zaman, aheste 0:[1' tatlı yolanını tercih et- lar için sanki, ortaya gü: n ak kokusu yayan bahar l an başka yağmur yok. %m | tasvir eden manzume Hiş, Ya; okudumsa bile, beğen: ;ı*â noıacak hatırımda kal- If M y Sairler kara da, lâyık hm"l yazamamışlar.Cenap N “Elhan-ı Şita,,sını bir ' Sanki tiyatroda — yağan | “Ce dikkaat edilse eczane | an Vapıldıızı belli olacakı: aa — A ' _ı, da, karı da bana sahi- F Niyo Ur sahici bir kar hissi- | *'leg t, Etrafa hakiki bir se- hy%I edebiyatın soğukluğu- ğÜ: * taze te- ak kokusu de- Ü kokusu getiriyor. qah:ağlıor. Bitmiyecek gi- hiç, hiç hava açmıy a" Yor. Bilmem sızin için idir> Hava açıkken bunun '!"Eceğını. belki bir iki % 'luverecegını düşü- t Yağmur — başlayınca “"ku sarar, güzel havala- bage imkân kalmamış san: drım, Halbuki yağmuru bide Varmış... -Manzarayı Mpeîde arkasında görmek- duyulur, anlıyamadım. İ %grUrlemelerı. şimşekler a- ! » SEr kamçılar gibi yağan İT azamet, bir haşmet İt iki i dakika - büyük kuv” da duyduğumuz hay- l!"Yrıa:iılıızbılır. fakat çise- ’î(%:fln işkencelerini' andrr nasıl sevilebilir? Zevk- yal... . Mkm, * Güryor. Saatlerce odam- b İ;%% , kitaplarımı da ka- Sülma, Stsiz, düşüncesiz, uyur İsteğini duyacağım. Bir Üüm de rutubeti kapıp € gelecek. Zaten daha 1 bozuldu, cigaramı ne Sarsamı iyi çekilmiyor; dığım tütün parça- " Yyapışıyor, çirkin bir çi Tütunde de, - insanlar Yüsukluk arzusu var. A *' İnsanın içine — işliyen, âqmlk eri kıran rutubet... Bu- Sevilebilir ki? Nurullah ATAÇ ha K” kümşfheyıa davet “Takamlığından: $ubesinin 11-264 sırasın” ' *"“bğ“mlslmf muamele memuru İ &l ş beu Hasan Tahsin oğlu 4 Ye müracaatı ilân olu- KRİ KOLOMB'UN YUMURTASINA DOĞRU... Yazan: VASFİ RİZA ZOBU —3- () Şipka dağının Üzerinde, tahtaravalli oynar gibi !... Edirnede gözümü açtığım zaman şakır şakır yağmurün yağdığını görünce Cenabihakka hamdüsena lar ettim: “Ya Edirneye gelirken bu yağmür yağsaydı, tarla içinden geçtiğim yumuşak toprağın çamu. ra döndüğü bir zamanda ben ne haltederdim!,, Otomobille çamura batmanın acısını ben geçen Ssene şark seyahatinde, ne demek oldu- ğunu öğrenmiştim. Uzun Amerika yolculuğunun daha ilk merhalesin- de bu ne uğursuz bir tali eseri o. lurdu?... Derhal hazırlamıp yola koyulduk. Edirnenin hudud gümrüğüne, ev. velki sene olduğu gibi, bu sene de iyi bir şef göndermişler... Bizi bü. yük bir nezaketle karşıladı, Sürat- le kayıtlarımızı yaptı ve — selâmet temenni edip bizi yola koydu.. Bulgar gümrüğünde de, evvelki seneye nazaran, hilâfı mutad, iyi muamele ettiler... Vakıâ memur- lar oldukça suratsız geylerdi ama aldırmadık... Onlarla da vedalaştık. Öğle yemeğini Harmanlıkta yemek yÜüzere süratle ilerliyoruz;., r;", - Cedide şairleri;| “Harmanlık;,.. Eski Türk gşehri... Öğle paydosu İçin Evlerine — gideh çarşaflı tütün - amelesi kadınları, etrafımızı aldılar,.. Onlarla sarmaş dolaş olduk.,. Bizi yemek yeyince, ye kadar beklediler... Sonra getirip |hepimizi arabamıza yerleştirdiler... İki sıralı bir yığın kadın arasından, müzaffer bir kumandan gibi bağrı. şa, çağrişa ayrıldık,. O gece “Ka- zanlık” da kalacaktık... Yapanlar bilirler A, otomobil yolculuğunun en zevkli tarafı, kısa kısa yol almak, her güzel memle- kette, her imrenilen oötelde kal- maktır. Bunun aksi büyük bir yor. gunluük olur. Hele benim gibi tek şoförlü bir otomobil yolculuğu o. lursa... Bu düşünceyle İstanbuldan zamanmdan cok evvel çıktık.. Gön. lümüzün istediği yerde durup ge- ceyi geçireceğiz... Hem — Bulgaris- tanda alabildiğine gitmek de pek hayırlı yolculuk değildir,. Oteli gü, zel, otomobil tamirhanesi düzgün yerleri bilip hedef ittihaz etmak lü. zim.., “Kazanlık” ın yeni yaçılan “Balkan oöteli” le lâstik kaynakç. sına geçen seferden aşina clidü- Danzigy mi? Zumdan, gecelemek için en müna- sib yer olarak orayı seçtim,. Erte. si gün, o güzel “Şipka,, daf'nı güz ve gönül rahatlığıyla geçerim diye düşünmüştüm... Kazanlığın Bulgar ve Türk halkı samimi insanlardır. Misafire ikram etmesini bilirler., Türk şoförü, berberi, kunduracısı, kumaşçısı, hepsi etrafımızı sardılar. Pize bü. yük yardımlarda bulundular. Bulgaristanda döviz işi gayet sı. kıdır. Haik, hükümetin bu hususla- ki emrine harfiyyen Tiayet eder... Her memlekette olan “Kara borsa,, dedikleri yüz karası muamele bü- rada kolaylıkla bulunmaz... Eliniz. de ingiliz lirasını bankadan başka hiçbir yerde bozduramazsınız. Ne halktan, ne esnaftan, ne de otelci. den hiçbir kimseye satamzsınız. Üç gün iki gece kaldığım Bulgaristan. da merakla “kara borsa,, aradım bulamadım... Kime teklif et'imse, bana, bankaya gitmemi tavsiye et- tiler... Otelciye dedim ki: — Sen al bu Türk parasmı, ö- tel hesabma say. Yarın bahnkaya gi. der/'Bulgar parasma tahvil ettirir. sin!,,, Aklı almadı.. Teleforla şu. raya buraya sordu, Bana cevabı red verdi.. Bankalar sabahın saat sekizin- den, akşam saat on sekize kadar | açıktır... Ben, Kazaznlığa geldiğim zaman banka herhalde açıktı.. A- ma, ne yalan söyliyeyim, biraz kâr. la ötelciye bozdüururum — Üümidile müracaat etmemiştim,, Fakat işin ehemmiyetini, Bulgar halkının dev. let nizamatına riayetini anlaymca paçalarım tutuştu.., Saat on sekizi geçmişti. Halbuki yarın erkenden yola çıkacaktım. Yanımda da bir santim Bulgar parası yoktu.. Otel, lokanta, garaj borcumu neyle öder. dim, Ertesi günü bankanmınm açılma- sını beklemek, beni yolumdan alı- koyar, akşama Bükreşe'geç gir. mek mecbüriyetinde kalırdım!.. Bu derdimi anlatiır anlatmaz na, zik Bulgar memurları, milli ban. kayı bizim için açtılar.. Büyük bir kasanın mühürlerini söktüler. İçin- den bir deste anahtar çıkartıp aşa- ğıya, kasa dairesine indiler, Ora. Alman - Rus sıralarda bütün Alman . rusu bizzat Bay Hitler içindir. rilmeğe mahıküm olacaklardı, hakkaktır, Bu suretle sullı cephesi deniz deniz memleketidir. paktı İtalyayı felve uğratmıştır ! Yazan : LMANYA ile Inâ'ltcre arasında notalar teati edilkdiği şu A klünyanm dikkati bu maça çevrilmiş bıılıınılugxu için Avrupanın birdenbire feykalâde değişmiş olan politik ve steatejik durumunu hakiki surctte we so. gukkanlılıkla tahlil etmey, exmeş dan bulunamadığı Avrupa gazete, lerindeki şaşkın ve karmakı'!ş ışık mütalâalardan anlaşılıyor. Fil - hakika Bay Hitler, kendine .:.ııalısus yıldırım sistemile Aakdetdtiği Alman - Rus ademi tecavüz p*ı ktımı parlak bir muvaffakıyet gibi göstermiye muvalfak olmuş ıcxbu muvaffakıyetin yârattığı şaş - kmlığa dayanarak mutalebat nohxıları vermiye başlamıştır. Vakıa Rus paktının Almanya i> ğu muhakkaktır. Fakat bu mumf.'aı!—ı)ct sırf Almanya, daha doğ- Zira eğer Sovyet Rusya da sulh dı, mihiver devletleri kolunu kanadınt kımıldatmasına bilkuvve ve bedihki olarak imkân olmıyacak kahir ıl ir küvvetler menzumesi ö- nünde baş eğmiye ve binaenaleyh Nazi '.m ve faşizm rejimleri dev. Sovyet Rusya ortadan çıkarılmak sa retile Nazizm bu tehli keyi bertaraf etmiye muvaffak olmuş buy ınmaktadır. « Almanyanın bir Avrupa kara harbinde*Sm yet Rusya gibi bir kuvvetin eksilmesiyle daha avantajlı bir dur.um kazandığı da ÇA Fakat bu muvalfakıyetin parlaklığı karş ' nda kamaşan güz- lerin diğer taraftaki muazzam yıkıntıları ve in! hallcrî görmesi ge- rektir. Nitekim dünya bu muvaffakıyetin ilk zaruri neticesi ola. rak mihverin Japonyayı kaybettiğini derhal gnı-u üştür. Japonyanım kayıbı ise kahir bir deniz !ml.imîı_ı hesi tarafına geçirivermiş bulunmaktadır. İ Almanya esasen bir deniz harbine hazırlanma ©'ığı ve hazır- Janmasına vakıt ve imkân olmadığı için sulh r—ephcsi_;"ıîn denizdeki kahir üstünlüğü üzerinde fazla durmasında bir Mmâüârtt di. Halbuki Almanyanım yalnız kendi vaziyetini kurtğmmyı her şeyden üstün görmesi gibi tabii bir hareketle yaprverdiğ”i bu son ? hamle, hakikatte, müttefiki olan İtalyayı dahi harbe ghmek ka- biliyetinden tecrid etmiş bulunmaktadır. Zira İngiltere bir Japon gailesi bulunmadıkça / bültüni deniz kuvvetlerini serbestçe kullanması İmkânmı elde etmiş bultuuuyor. kuvvetleri, memleketi olan İtalyaya kımıldamak imkânı bırrakmıyacak biri|de- rece kahir ve ezici bir hâkimiyet almıştır, Yani, hakikatte, İtalya şu anda stratejik olarak bilkuvve de- nizden kahir sulh cephesi donanma kuvv ctieri_şle, karadan Fl'ııııEı sa - Arnavutluk nazara almmamak surelılıa * Türkiye, Yuııanlstu’ ve hattâ Romanya ordularile abluka altında' bulunmaktadır. Sulh cephesinin deniz hâkimiyeti Almanya için belki büyük bir kıymeti haiz olmıyabilir, Fakat İtalya için hayat ve memat meşelesi olduğu şüphesizdir, Çünkü İtalya her şeyden evvel bir Bundan dolayıdır ki, Bay Hitlerin Almanya için kazandığı son siyasi ve askeri muvaffakıyet, İtalya için bir Telâket olmus, bu memleketi harb kabul edemez bir halde felce uğratmak suretile, Japonyadan sonra ikinci bir inhilâl şüphe olunamaz ki bu memleket bundan sonra harple değil, an. cak Almanyanm kendi durumuna dayanarak kazanacağı politik muvalfakıyetlerden hisse beklemeğe mahküm bulunmaktadır. M. DALKILIÇ vahim ve tehlikeli İn siyasi bir muvaffakıyet oldu. ephesine iİllihak etmiş olsay- çeftini sulh cep. göremez- tamamiyle bir | deniz teşkil etmiştir. Bu sebeple dan da para alıp geldiler ve bizim türk İiralarmı bozdular.. Buna "Türk — misafirperyerliği,, —derler.. Ne yazık ki: Bulgarlardaki neza., ket, bizim büyük şehir halkmda gö. rünmez olmuştur... Anadolu kasa- bılarında da bu Türk terbiyesi, terbiyesi bozulmıyan — şahıslarda kalmıştır.. Daha doğrusu bu milli karakteri avamcda — bulmak kabil.. Biraz ckuyup kerdine mevki edi- nen kötü bır frcnkliğe doğru gidi. yor!., Hemen Allah ıslah etsin... Kazanlığın Cterizden yüksekliği AOA P EIREARARGÜULRAGRÜUZ PEFAT ID Bakırköyünün suyu çık.yor!... _'4 arp oldu, harp olacak!., “ Diye insanlar hop otıırııp hop kal kıyorlar, — ÂAylı. Almanya sulh teklifini - kabul etmedi!.. Vayl.. İngiltere Almanyaya nota verdi! Diye mütemadiyen bütün dünya ycrinde hoplayıp zıplayıp duruyor. Komik bir ahbabımız bu vaziyeti böyle- ce tasvir ettikten sonra sakalmı sıvazladı: — İnsanları böyle hoplatıp zıplatan şey Danzig meselesi diyorlar! Nasıl olur, aklım ermiyor! dedi Sakın bu: Dansinş olmasın?! » & & Önce öbürlerini düzelt ! EBZENİN İstanbul için sayliye ya - pılmasına karar verilmiş, bu mak - satla burada modern tesisat yapılıyor. Demek: İstanbulun diğer kesildi ha?!.. sayfiyelerinden ümit Rasgele “Şehir tiyatrosunun a'çı'g'ı..ı. EHİR Tiyatrosu bu sene açığını ka, patmak için tekrar kömedi - operet kısmını açmaya karar vermiş. Geçen se - zon açığı d0 bin lira tutuyormuş, Beledi. ye vermiş, Bunu haber veren gazete diyor. ki: — Şehir Tiyatrosu halktan rağbet gör- mesine rağmen bir türlü masarifatını te, min edememektedir, Geçen seneki hasılat 16 bin lira olmuştur. Bu sene komedi - ape- ret kısmı açılacak, ayrıca geniş teşkilât ve yenilikler ve Avrupadan getirilecek trup. lar hasılatı sayesinde bu seneki varidatım 100 bin Tirayı tecavüz edeceği kuvvetle tahmin olunmaktadır! ğ Her sene dalma 40 - 50 bin lira açık ve, ren Şehir Tiyatrosunun bu senc bu saye- de varidatı 100,000 lirayı geçecek? Desenize, komedi kısmı başlamış!.. ratıri,, akırköyüne su temini için — Çırpıcı çayırında yapılan sondajlar müsbet netice vermiş, açılan bu arteziyen kuyıı[s rında bol su çıkmış. Fakat bu suların devamlı olup olmadığı bilinemiyor. Bunun için daha derinlere son, daj yapmak lâziımgeliyormuş. Halbüki bu kadar derin sondajlar için belediye sular idarcsindc makiııe yok. Is- marlanmış,., Peki ama, tecrübeye hacet yok: O ka, dar derine sondaj yapılırsa nihayet elbette bol su bulunur, Neden mi? Çünkü sondaj âelti nihayet dünyanm ö- bür tarafında her halde bol suyu bulundu- ğuna şüphe olmıyan Amcrikadan çıkar!.. — Mecnunane bir şey!.. Diyeceksiniz, Eh, kuzum, Bakırköyüne de böyle su a- üç vüz elli meiredir, Şipka dağı . J Masal dünyası Şair Ercüment Behzadın yeni kitabı Değerli şair Ercüment — Behzat, evvelce “Kaos,, ve "S.O.S.,, isimleri âltlında neşrettiği kitaplarında gü- zel ve orijinal şiirlerile kendini be- ğendirmiş ve sevdirmiş bir arkada- şımızdır. Sanalkâr, uzun müddel- tenberi hazırladıfı üçüncü — eserini bek yakında Türk edebiyatına vere- cektir, Ercümendin “Masal dünya: st, adını.verdiği bu yeni kitabı da, şairi beğenen ve eserlerini arayan okuyucularımı"tatmin edecek değer- dedir. Şu iki parçayı rastgele seçlik: NUHUN GEMISI - Şu İsralilin surunu, Ülflesem korkmâadan... Sesim ulaşsa | Menfise, Babile..., Ve mumyalar dirilip Yeniden başlasa hayatlarma.. Kara esirler bağlasalar, Firavunlarını ehramlarına... Ve arslan suratlı Koç başlı kadınlar atılsa Nılc. ; Yerine bakirelerin... Ve yüzdürsem Nuhüun gemisini Gelin etekli, allr pullu balıklar dolu, Kavanozümda!.. KENDI ŞEHRİMDE Kendi şehrimdeyim, kendi şehrimde Şu kambur çınar, Şu sakız ağacı; fırlamış duvardan, Beni götüren Baldıranlı sökak.. Rüya bulutu: yüzen adalar, Damlamış yıldızlardan... Su Fener - şu Dil, Şu tırtıllı sahil ki, Eyler yıkanır sularında, Ve sayıklar uykusunda yavrularını, Semtimin ihtiyar köpeği, Karabaş!. 200 Tonluk üç motör kayıp ! Karadenizde fırtıra hüküm sürüyor , Karadenizde şiddetli bir fırtı. na, hüküm sürmektedir. Küc—— İ 'deniz vesaiti Befer yapa ıimamak, Şta. büyükler de ancak techhür. kerle yollarına * devam etmekte. diq!er Dün İstanbul liman reısllğlna evvel. Samsundan hareket eden YunanXbandırah 200 tonluk üç mu- törden %ır haber alınmadığı bildi - rilmiştir.' Bu husasta tahkikat yapılmak - tadır. Limanlara sorulmuştır. nım cn yüksek cgeçit noktası da bin iki yüz elli metredir. Arasmdaki yüksekliğin farkı tam dokuz yüz metre tular, Kazanlıktan kalkarsı. nız., Bir ova geçersiniz., Sonra Şip- kanın .ctcğir.c vardınız mı, işte o vakit “Balkan,, larım en heybetli dağı başlar, O andan itibaren tam (Devamı 5 incide) (*) Vasfi Rıza Zobunun bmm:ı ve ikinci yazıları 26, 29 ağuslos la-'g İzmir müstahkem mevki kumandanlığı İzmir 30 (A.A,)' — Korgeneralli- lan müstahkem mhevki kumandanı Rasim Aktoğunun yerine tayin olu- nan tuğgeneral Mahmut — Berkoz dün şehrimize gelmiş ve vali, bele- diye reisini makamlarında ziyaret eylemiştir. Ttihli sayılarımızdadır. Mim, Tapu ve kadastroda yeni tayinler Tapu ve kadastroda yeni tayin- ler yapılmıştır. Trabzon grup mü- düriyetine Talât, Diyarbakıra Nec- |meddin, Bursaya Calâl Agâh, An- karaya Lütfi Can, Sıvasa * Talât grup müdürlüklerine tayin edilmiş- lerdir. Yeniden başlanacak olan Hatay kadastro müdürlüğüre — terfian İs- taanbul kadastro müdürü Faik ve şehir tapu sicil muhafızlığına - Af- yondan Ali Riza, Afyona Antalya- lüğüna fen âmiri Refik Halid, İzmir dilmişlerdir. KaH ae Ğİ STürk-çocuğu, bekliyen yerini, az zamanda, doldu racaksın., — 1935 yapNan bir müracaatta üc g'.l"' J ğe terfi dolayısile vazi[esindenway'rx- ğ Faikden inhilâl eden kadstro mü- dürlüklerine fen amiri Vehbi, Eski-. dan Sabri, İzmir kadastro müdür- — grup müdürlüğüne Osman tayin e- — Her işte olduğu gibi, havacılıklı da, en yüksek düzeyde, gökle, seni — — KUATATÜRK Tn

Bu sayıdan diğer sayfalar: