CUMHURİYET Yunus Nadi bugün İbrahim pa şa sarayının yıktımiması müan sebetiyle Sedat Çetintaşın bütün iddialarının dinlenmiyerek salâ- hiyeti şüpheli heyetin verdiği ka-! rarla sarayın yıktırılmaya baş lanmasının doğru (o olmıyacağım söylüyor ve difor ki: “Saray denilen binayı yıkacak-| lar, yok edecekler, sonra o diye"| İlesi ile meşgul edebilmekte rr Vİ £ 4 O ristanın gösterdiği bu mücadele nin heybetinin orta Avrupa mu kadderatını tayin ede ni kes ederek sulh cephesinin Macaris tanı kazanmak için hiçbir gayret sarfetmemesini esefle * kargıla' maktadır: M. Zekeriya Sertel «2 cümle diyor ki: “Bütün dünyayı Danziz me A İman propagandasının bir m çekler: İşte görüyorsunuz bura- fakiyeti eseridir. Çünkü Almsu da saray maray yok! yanın maksadı bütün gayeleri ve, Eğer orada hakikaten bir saray a Dangig üzerinde topla- varda manasız İzzeti nefis İddİ-İmek ve bu fırsattan istifade ede | açılan Samsun lisesi talebesinin resimlerinden mürekkep sergi de alarile yıkılıp yok edilmiş olursa İrek diğer bir noktada ve meselâ işte bu hal sadece bir cinayet o lur.,, VAKİT Sadri Ertem, İtalya ve Alman- ya bükümetlerinin takip ettikleri siyaset bizim politikalarımıza uy" gun olmadığı için ayri ayrı cep helerde yer aldığımızdan bahse derek, ne Alman tecavüz politika- si ve ne de İtalyan emperyalizmi dünya milletleri için tahammül e- dilmez bir istibdat olduğunu söy- Jiyerek'diyor ki: “Bütün tarih boyunca hayatın dinamizmine ve zamanın şartları" na intibak eden Türk milleti za man zaman haritasına ( elâstiki- yet vermiştir. Sulhu bizim kadar arzu eğen halk kütlelerine mer hamet edelim ve onların kurtu. İuş günlerini bekliyelim.,, TAN M. Zekeriya Sertel bugün Ma- caristanın vaziyetini ele alarak! Nazi tazyikine karşı Macarista” mın bir istiklâl mücadelesinde bu Yunduğunu söylemekte ve Maca” ini filiyata yaklaştırdığını, ak'lyanın enhâkim prensipi İcenubu şarki Avrupasında hamleler hazırlamaktır.,, yeni YENİ SABAH Hüseyin Cahit Yalçın, “Mana sız nümayiş, başlıklı yazısında ücüncü Reich'in bir taraftan a çım, fıkarayım diye feryat ederc) | Jinyayı ateşe vermek tehditleri- diğer | tarsftan da Türkiyeye karşı bes lediği husumeti açığa (o vurmak” fan geri kalmadığını kayderetek, dıyor ki: Türklere karşi bu hiddet, can sıkıntısı, düşmanlık hissi gürir yişini görünce bizde hasıl olan aksülâmel bir hayretten ve Al manlar hesabına bir teessüften i baret kalmıştır. Almanlar da, İ talyanlar da bilirler ki Hatayın Türkiyeye iadesi hiçbir taahh'i” T Aü, hiçbir pronsipi ihlâl etmemek! . te, bilâkis, modern medeni dün- olan milletlerin kendi mukadderatları» ni kendileri tayin düsturuna mu: yafık bulunmaktadır. Ikinci hava taarruzu denemesinin deşgündüz yapılması muhtemel... Hava taarruzuna karşı yapıl: ması mükarrer ikinci pasif'korun: wa tecrübesi de bugünlerde ya: pılicaktır. Bu işle meşgul olanlar birinci tecrübeden alman netice lere göre lâzımgelen tedbirleri almışlardır. Bundah sonra pasif korunma âmiri olarak emniyet müdürü Sölirettin Aka seçilmiştir. Bütün korunma | grupu ve ekipleri Sad rettin” 'Akanın emrinde olacak, Vi- lâyet)ise "nâzım vazifesini göre cektir, İkinci tecrübe de , yapıldıktan sonra hava tehlikesine karşı ha- zırlanan pasif korunma nizamna- mesinin ,tatbikine girişilecektir. İkinci taarruzun önce gece ya” pılması kararlaşmıştı. Fakat bu tecrübenin de gündüz” olması mühtemeldir, Hükümet bir harp sırasında şehirlerin hava taarruzlarından | Necatinin üzerini aramışlar, korunması hakkında kati tedbir ler almağa karar vermiştir. Bunun için her şehrin vâziyeti hakkında tetkikler oyapılmakta- Üç eroinci yakalandı Gümrük muhafaza memurları uzun zamandanberi takip ettik . leri Ali isminde bir eroin kaçak. çısını nihayet dün ele geçirmiş - lerdir. Ali Küçükayasofyada Ne. cati ağında bir arkadaşma eroin satsrken yakalanmıştır, Ali ve Necati derhal gümrük muhafaza başmüdürlüğüne götü. rülmüşlerdir. Hâdise tahkikatı yapılmakta olduğu bir sırada ikinci bir ka. çakçılık cürmü meşhudu daha yapılmıştır. Hâdisenin şahidi o. larak başmüdürlüğe getirilen Ya gar isminde biri gizlice iki süç - İunun yanma yaklaşmış, cepleri. ne bir şey koymuştur, Fakat bu- nu gören memurlar derhal Ali ve cep. lerinde esrar ve afyon pöketleri bulmuşlardır. Resmi bir daire i. çinde yapılan bu hâdise hakkm . da da derhal zabıt tutulmuştur. dır. İstanbul için de bir | rapor | BUBÜN Üc suçlu da adliyeye tes. hazırlanıp alâkadarlara verilecek tir. Dün Silivri ile Çorlu arasında manevralar dolayısile uçmakta o lan'bir tayyare filomuzun İstan- bula geleceği sanılmışsa da som radan vaziyet öğrenilmiş ve halk lizumsuz bir telâştan kurtarıl migtar. Hava taarruzları sırasında Be-| yazıt külesindeki düdüğün daha zl çalması temin o edilecektir. Şehrimizdeki Amerikan konsolo- su vali muavinini ziyaret etmiğ, Birinci tecrübe sırasında ataşemi- literle birlikte yolda olduklarını ve tecrübenin çok mükemmel bir lim edileceklerdir. Ökçe hırsızları | dım mahküm oldu Geçenlerde Ahtrkapıda lâstik 8- yakkabı ökçesi fabrikasmdan yüz- lerco lstik çalarak muhtelif kun - dutacilara satan sucu Salik, amele Ahmet oğlu Mustaaf ve Mehmet oğlu Müstafa tevkif edilmizler, 13 kunduracıyla berber muhakeme altma alınmaşlardı. Hırsızların birinci sulh cezada muhakemeleri bitirilmiş ve gücü Sa Mh 14 ay hapse, 14 ay emniyet ne zaretinde bulunmağa, lâstikleri su tan Mehmet oğlu Mustafa da 10 petice verdiğini gördüklerini tak-| üs hapse mahküm edilmiştir, dirle bildirmiştir. Pasif korunma komfsyonu dün vilâyette toplanarak ikinci tecri- be Mazırlıklarile meşgul © olmuş tur. Lâstikleri satınalan 10 kundurs- cr da üçer İira para cezasma çarp- tarılmışlardır. Fabrikanın suyunu taşıyan Salih lâstikleri tenckesine doldurarak ka çırmıştır, HABER — Akşam Postası * Resim muallimi Şahin Özgür tarafından Eminönü halkevinda vam ediyor. Sergide en çok beğenilen kısım linelyom işleridir. Bundan başka afişler, grafikler, portre ve natürmortlar vardır. Resimde serginin linolyom köşesi Mere Şehir Tiyatrosu den İma e Vasti Rizanın Bulgaristanda başına gelenler! Baştarafı 1 incide Jgayı yedim galiba. Ben şimdi ya gar hükumeti işeel koymağa|katil, yahut siyasi evrak çalan mecvur olmuş, bu gibi hâdiselerin | bir hırsızdım. Yani casus!, bir takım küçük memurların ha.| öğleden sonra, Sofyadan hare, talarından ileri gekliği, bir dabal ket ettim, Filibe yoluyla Edirne- tekerrürüne meydan vermemekİye geçetektim. Yollâr bozuk. için tedbir alındığını kükümetimi. | Bana, bir orman içinden geçen pa. ze bildirmişti. tika yol gibi bir yer gösterdiler. Bi: de, artık böylece (o mesele-| Saatlerce orman içinde döne do. nin kapanmış olduğunu, her frr.|laşa ilerlerken müthiş bir yağmur satta Türklerle dost geçinmek is.İaltında kaldım. tediklerinden hararetle bahseden| Daha fazla ilerlememe imkân Bulgar komşularımızın memle -İkalmadı. Karanlık bastı, Pazarcı- ketlerinden geçmekten başka ken.İğa gelmeden bir kasabaya girdim. dileriyle hiç bir alâkası bulunmu -İ ismi e Panagürişte imiş. Kötü yan Türk yolculara muameleleri.|bir otelinde yatacaktım.. Derhal ni değiştirerek nezaket göstere -İbir polis beni pasaportumla be, ceklerini umuyorduk. Fakat yeni|raber alıp isticvap etmek için bir hâdiseler, bu ümidimizin boşa git. —— | tiğini meydana koymuştur. Bunun son misalin (tanınmış san'atkârlarımızdan Vasfi (Rıza Zoloya Avrupadan dönüşünde çıkarılan osayısız güçlükler ve keyfi olduğu kadar kaba ve mâ- nasız bir takım müamelelerdir. $ehir tiyatrosunun bu değerli san'atkârı otomobille bir Avrupa turnesi yapınış ve sonra Amerika. ya gitmiştir. Vasfi Rıza dönerken Bulga - ristarklan geçmiştit, İşte bu kısa geçiş esnasında yu. karıda bahsettiğimiz garip vazi - yetle karşılaşmıştır. Sevimli san- atkâr, bu hâdise hakkında bir mu, hatririmize şu İzalaly vermiştir; “— Yugoslavyadan Bulgar hu- duduna muntazam pasaportumla giillim, Huduttaki gümrük ve polis memurları da kayd kuyut. tan sonra “buyurun,, dediler. O gece Solyaya geldim, “Plavyanska Bescda,, oteline indim, Çök yor - gun olduğum için erkenden yat. tım. Günlerden beri ne gâzete ©- kuyor, ne de dünya işleririden ba. ber alıyordum. Sabahın saat altısında odamın kapısı şiddetle vuruldu. Aldırma- “Solyada, bu saatte beni ara. yâcak kimse yoktur... düşüncesile tekrar dalmışım. Kapı şiddetle bir| daha vuruldu. bir daha.. Kalk- tım, alaca karanlık odadan kapıya ilerledim. Yarı kapalı gözlerimin arasından anahtarı bulup kapıyı| açtım.. Açar açmaz da, Üç polis, bir iki sivil memut ve otelcilerle karşılaştım. Hemen odaya girdiler, Karyola altları, elbise dolabını, banyo dairesini sür'atle gözlen geçidi. ler. Arkasmdan bir de “pardon, dedikten sonra çıkıp gittiler. — Sebep?. — Meçhul! Gündüz oldu. Sağa sola baş vurdum. Anladım ki mahrem ev.) rak; çalınan, sonra da intihar eden İnezareti dükkâna soktu, Neler sordu. Ne cevap verdim, bilmiyorum; fakat bir saat isticvaptan sonra beni ve yanımda seyahat eden iki kadını otele hapsettiler. Altımdaki oto. mobili garaja kadar polis nezare. ti altında götürmeme zorla mü. saade aldım.. “Sabaha kadar oteldeki odan. dan dışarı çıkmıyacaksın!,, emri- ni verip çekilip gittiler, Ertesi sabah beni polis marife, tyle karakola götürdüler. Komi. ser midir, zabit midir, nedir? genç ten bir adam; yanımda gelen ©- telciye bağıra çağıra Bulgarca ön beş dakika, konferans mı ver- di, küfür mü etti, bilmem ama, her halde iyi şeyler söylemedi . Ben e Bulgarca bir tiyatro seyteder gibi onları seyrettim. Ni. hayet müsaade çıktı. Yollarda sür'atle yürümek şartiyle gi- debileceğimi bildirdiler. Oradan da çıktık, Pazarcığa geldim. Bir alay isticvap ta orada oldu. Filibeye geldim. Tahkikat genişledi. Har- manlı da keza... Nihayet Mustafa- paşa yolu üstünde bilmem ne köyüne üç kilometre kala, bir sü. rü süngülü asker beni yolumdan durdurdular. Bir buçuk saat orada güneşin altında aç ve susuz bek- ledim, Nihayet bisikletle bir kü. şük zabit geldi. Bir buçuk saat evvel aldıkları pasaportları iade ettiler. Yarı:ma bir de süngülü as- ker Okatarak hareketime müsa, ade çıktı. Böyle süngülü asker altnda köyün içinden dışma kadar yürüdük. Orada as- ker izldi. Bana da “haydi bakalım,, dedi. “Eh, Allaba şükür kurtulduk, diyordum, Asıl belâ bundan sor. ra başladı. Hududa on üç kilo metre kala, bir jandarma kışlası önünde beni tevkif edip, kışlanm! bahçesine etomobilimle soktular. Akla gelmeyen sualler, korkunç korkunç lâflardan ve tam iki #a Rümen zabiti bana komşu öturur- muş. İşte buradan itibaren dam.) at geçtikten sonra yeni gelen bir! emirle 6tosbobilden bütün €jya-| l * Sandıklı halkevi | bir seyahat yapmışlardır. de hareketle Resil, Ekinhisar, dıras köyünde yatılmış ertesi gü ei Ürküt, Kozvan, Doduğa, Başkuyucak, Ulfeciler, rek akşam Sandıklıya avdet edilmiştir. hisar köyleri ge Hava taarruzu denemesi esnasında > Hastaneye kabul! edil imiyen bir kadın ağırlaşarak öldü | Hasekı hastahanesinin o günkü nöbetçi doktorU hakkında tahkikat yapılıyor Hava taarruzu tecrübesi sıra” sında, Aksarayda Sülüklüçeşme sokağında komiser Adnana sit 10 numaralı evde oturan 65 yaş" larında Ayşe isminde bir Okadın heyecana düşmüş ve (O hastalar- mış, derhal Haseki hastanesine götürülen Ayşeyi şikâyetlere gö re nöbetçi doktor Hilmi hastane” ye kabul etmemişti. Bu yüzden ilk tedavisi: yapılamıyan kadınca” Biz gittikçe ağırlaşmış vedun ON müştür, Bu vaziyet karşısında hâdise a- lâkadarlara aksetmiş ve hastane- nin nöbetçi doktoru hakkında bir hastayı kabul etmemesi ve ayni zamanda böyle bir hava tecrübe- sinde içtimai yardım £ vazifeğini İde yapmamış olmasi noktaların: dan tahkikata başlanmıştır. Hâ- | dise tahkikatına Sıhhat vekâleti umumi müfettişlerinden Süküti memur edilmiştir. Müfettiş dün hastaneye gide- rek başhekim Nazmi ile görüş müş asabiye mütehasusı Şükrü mı indirip, iğne deliğine kadar her şeyimi didik didik ettiler, Tâ, Pa. riste yerleştirdiğim, hiç bir hu - dutta da “nen var, nedir bunlar?.,, leri, düşmandan kaçırılan muhacir eşyasına döndürdüler. En sonun- dala Bulgarca uzun uzun bir şey. ettiler. Bulgarca bir kelime bile bil- mem.. Neydi o yazdıkları: bir sürü lâf... Acaba beni itham mı ediyor- lardı. Kim bilirZ Ama ben her şeyi göze alarak, bir an evvel bu “komşu, dost,, memleketin top . İraklarından kurtulmak için, imza- İm atıp yakamı kurtardım., İşte azizim, bir seyahat ki de- me gitsin... Meleni Avrupa ve Amerikanm bana verdiği neş'e ve eğlenceden sonra, komşu Bulgâ. ristanda da işte böyle zevkli gün- ler geçirdim. Vasfi Rızanın çok açık ve sami- mi bir ifade ile anlattığı bu hâdi. se hakkında alâkadar makamların lârmgelen teşebbüslerde buluna. caklarını şüphe yoktur. Vasfi Rızanm Avrupa ve Ame- rika seyahati çok dikkate değer bir şekilde geçmiştir. San'atkâr, bu büyük seyahatte gördüklerini ve intibalarını güze. temize yazacaktır. Yakında yarıları neşre bişlayı bu gençlerinden altı kişi bisikletle Bisix letçi kafilesi cuma günü mm m ———— diye sormadıkları bavulları paket! ler yazıp altın imzalamamı teklif) AĞUSTOS — 1090 Başağaç, köyleri gezilerek, Ka gene saat 7 de hareketle Hazım ve Rıdvandan ölüm Kında izahat almıştır. Müfettiş ölen kadıncağız(9 vinde tahkikat yapmış ve e” biplerinden Naciye ile oğlu * feddinden hastalığın nasıl b dığı hakkında malümat alm Bu iki şahit kadının saat 1İ 16 yu kadar sediye üzerinde tane antresinin taşları üz: bekletildiğini ve doktor Hil beraber hastanenin Karat, muru-Alinin müşküldt-ve gösterdiğini söylemişlerdir. Ölen kadının kızları Zekiyt| Nezihe de, hastaneye mü etükleri zaman hiçbir doktof lamadıklarını, koridorda mekte olari bir hastabakıcı 16 raber lavmanı bizzat kendilef” nin yapmağa mecbur kalı # nı ve bir ara nöbetçi doktor miyi bularak müracaat eti j zaman de Hilminin “hastal vaziyeti beni alâkadar etmef» ilinde cevap verdiğini söyle ilerdir. Tiâdise tahkikatına bufi” ide devam edilecektir. A. Almanyada yapılan i gemilerimiz Savaş vs Eyemenil makineleri tamamlan”. Almanyada insa edilmek Jan 5800 tonluk Savaş ve men vapurları da tamaml üzeredir, İki vapurun ma kazanları yerlerine mi Münakale Vekületi di gö rı İdaresine bir emir göni di çarkeı, makinist ve seçili mürekkep bir grupun e ya gönderilmesini ve İmakine ve kazan montajınd3 ei İlunarak vapurun inşaatı esi l da fikir edinmelerini bildi tir, Bugünlerde hu mürettebit > manyaya gönderilecektir. De geminin zabitan kadroları â* bit edilmektedir. ği 5300 tonlukların en birin lan Doğu vapuru da lâzım tadilâtı tamandanmiş olduğ” dan bu günlerde tecrübeleri pılıp memleketimize hare decektir, g * Denizyolları idaresi hütÜ” büz dolabı koymağ mile