— 25 Ya 12 tayyareden HABER — Akşam Postan zan: RAHMI YAGIZ mürekkep bir düşman filosu İstanbula saldırdı Sast 23 e doğru Fazıl müsande İstedi, annenin riye limba tutuyor tahı uğurladı. Fazıl eşikten stinrken bir — Allah rahatlık versin! Derken Cevriye gen bir sesle sözünü kesti: — Fazıl bey, bir daha sefere Mec ber bekl . Dedi. Bu söz, gu ava kadar vaziyeti idareye uğ- ragan Fazılın damarlarındaki kanı kam; , Genç yüzbaşı hızlı adımlarla kapıdan uzaklaşırken baş kabarık göğetine eğildi, mırıldandı: — Yalan söylüyor, avutuyorum. Bu çok bir gey, Fakat ihtiyar annenin; kan annesinin buna alışmaları, zam, #abirl: karşılsmalarının temi; etmek mecburiyeti var. İstanbul tayyare müfrezesi kumandanı geç vakit Ayastafanosa döndü, Geceyarısı bir saat geçe yatağma girebildi, Uyumağa çelişirken kafa- sında bargulaşan bir islifham, Cevriyenin hareket lerinde himedar gibi olduğu yakınlık, yumuşaklık dizinden başka her erke. Zin kendi tefisr edeceği bir gönül mssalma delâlet edecek İlk işaretleri hatırladı, Sonra, bu ha- tırlayıştan, bu tevilden kendi viedanma karşı duy- duğu hicabla sarsıldı. Mecdiye verdiği sözü, İz- minlen ayrılacağı gün arkadaşınm toprağı kuru . masmiş mezarinin başda ettiği yemini düşündü. Bir sn için böyle bir düşünceye kapıldığından uta. narak gözlerini kapadı, uykuya daldı. . n hidisesiz geçmişti. Ne istihbaratm verdiği hava hücumu yapılmış, ns de Enver paşanm bundan doğan endişeleri ta- hakkuk etmişti, Üçüncü günü sabahı, 28 kârunuevvel cuma gü © yemeğinden sonra Fazıl müfreze karargâ- hındaki şezlongunda . kahvesini içerken gökleri sarsan motör gürültüleri işi bıraktı. Yerinden fırladı. Pencerenin önüne geldi. Kırlarm ortasında geniş bir rüyet sahaslle t8 İs. tanbul üzerine kader görünen gök kısmma baktı, Bu sırada bütün düdükler, fabrika, yapar, ve di. ğer hava tehlikesini haber vasıtaları bütün kuvvetleriyle çalmağa, rin bir velveleye batırmağa koyuldular. Fazil bir sıçrayışta meşin başlığını kaptı, ca- ket giymeğe lüzum görmeden var hızıyla koşarak meydanm yolunu tuttu. Silâh başı işareti verilmeden umumi alarm ile bütün müfreze pilot ve mürettebatı meydana Ü- ile bera. yoru fena ti bareket vermeğe memür ses etrafr de Yer kıtası efradı hangarlardan tayyareleri çı- karıyorlar, uçuş yerine çabuk hareketlerle getiri verlarir. Dört makinlet çıkan tayyarelerin onları çalıştırmağa uğraşıyordu. i ilk rasgeldiği tayyareye atladı. Bu, Ça- Avninin bindiği R. VET işaretli bir Fo- ker tayyarosiydi. Türk kartalı yerine oturur oturmaz ma- kiniste haykırdı! — Haydi, çabuk çalıştır!., — Emniyet!, —A başına niş bir sıkıntı v nsanlar, deniz üze - arına rağmen az n buram zda duran üş bir 1 Izaklarda yelkenle- e çeke HA Vapur n ii bu ağır ve sıkıntılı li deni sesile yırtıyor. Bu sesle daldığı ıstıraplı W; Uyanan sahillerden bu feryad şarkı tuttu eki öeketini omuzuna atmış, yı bir yüzünün vapur terini silerken, diğer eliyle yar elinde duran fıs sıray göğsü açık gü süzgecinde' toz, nda nden kalktı... Jeride beş altı kişilik kadınlı er- grup hep bir ağızdan rumca bir yorlar.. Bu grupun hay radyosunun Vapur kö Sözleri iki defa tekrarlanmadan u ile çalıştı. ör içli bir m mazarı n Üzerine gele syyarelerimizin, sizin havals iyetlerinin intikamı snmış olacak. Buna b lâzmm. Onun için ben yalnız başa W Bu izahat muteriz üstteğmen nı yatıştırdı. İtirazlarını k r yere atladılar, Fazıl R Vİ yi koştururken Türk tayyarecileri bir ağından haykı danlarmı uğurladılar: — Tanrı başarılar versin, muzaffer Türk kar talı. Meydanı boydan boya koşan Faztlm küçük, fa- kat ascsr Fokeri bulutlara doğru baş kaldrrit, Mar- mara istikametinde göke edi, Yerde kalan müfreze pilotları dürbünlerini al. dılar, uzakta, İstanbulun göbeği Ustünde bir sv üs tünde dönen akbaba sürülerinin uçu hareketlerle dolaşan baktılar. Düşman filosu 6 şardan Iki kısmnlık bir müfre- seydi. Müfreze kumandanı ile tirlikte 13 tayya- relik bir kuvvet teşkil ediyordu. mi arğdmr düşman filosuna çevirdiler, Barlas, dil devvar rana “zerine, konulrnş | güzel bi mandasında bulunuyor, ayni müfrezeye Selânikte bulunan Fransız hava kuvvetlerinin Moran tipi çift tayyaresi de eklenerek filonun kuvveti bir misli arttırılmış oluyordu. Fransız tayyareleri bir hafta evvel Selânikteki bava üssünden Tenados adasma getirilmiş, burada filo kumandanı Kapiten Antuvan Redouw ile birlik. te İngiliz filo gefi Meycer Loyd Dikson'un emrine verilerek bu hücuma hazırlanmak Üzere talimelri- ni tamamlıyorlarâr Amiral Dorobek, Çanakkalede Alman amirali Ozidomun emrindeki hava filolarnın iki defa kendi tayyare milfrezelerine yaptığı muvaffakıyetli hü- cumların intikamını almak için bu kudretli hava filosunu teşkil, tensik ve İstanbula, Trakya istiks- metinden habersizce galdırtmışte. Tayyareler Çatalca üzerinden İstanbula kı len ihbar işareti ve telgraf memiş, harbiye nezaretinin arka avlusunda rasad için yükseltilen Alman sabit balonun. daki rasd da bunları kendi tayyareleri zannederek tâ yanma sokuluncaya kadar aldırış etmemişti. (Devamı var) BER'IN AŞK Nakleden çift nazarı dikkati sıçrattı. diğine haykır: o mıştı. ısı da vapur gürültüsile rekabet edebili » Bu adamın Nihat olması Ah bir dönse.. Yüzünü görüp emin üküler kulaklarında hay n geçerek sağırla; i iprüye yanaştı. Behir Zılmasını bekledi. Vapurd Aynı dakikada yerde durm bir otomobi geçmek için bu akının karşıya Baba işte fistıkçı şurada, sen de sini be liyordu, dizisinin da ne kıskançlıl madı, VE ini celbetti ve gen Behire Nihadın siluetini ta “Nihat, diye söylendi, fakat fiçin yal nız değil. Yanıbaşında bir kadın var.,, Hayret genç kızı olduğu yere çivile - iyordu. Burası normal ve emni- yet verici bir mahzendi ve aşağıda orasını du, dağınık n ve mah Mü tı. Cenaze alayının MIŞ AZASI Şi rümekteydik ikinci kat bir çok koridorla Ne garip y hzen değil, çılan mi hallesi... Papaz hayretle sordu: - Ay hazırladığım eserde bundan sedeceğim, Sen Korenten Varşova gibi tam manasile yeraltında ikinci şehrin kurulduğu te £ gi i delik deşiktir. Kompars homurdandı; — Hay Allah müstahak! halde bunu benim bilmeyip bilmsz ne aksi tesadül! Affedersi niz don cenaze merasimine gidemi- rr., işlerim var: Geri döndü, birkaç dakika sonra Haymın odasına bir fırtına gibi gir- a v — Hazırlanın. Taharriyata gidi poruz. — Bu gece mi? — Şehirdeki mahzenler o hakkın da belediyeden bazı ciddi malümat istiyeceğim. Haym lâkaytti: ir merakınız varsa fena olmaz. Bu mahzenler umumi" yetle iki katlıdır. Kompars sukutuhayale uğradı: Ay sizde mi biliyorsunuz ? | Tabit, mesleğim iktizası... mahzenlerde tayyarelere karşı sığı naklar tesis ettim. Meselâ Obüyi meydanın altındaki mahzen 1965 kişi alır. Heyecanmız bu mahzenle- rin mevcudiyetini öğrenmekten mi ge''wo-? Eğer öyleyse şaşarım. — Bugün sizi pek bedbin görüyo" ti — Hayır, bedbin değil yorgun. ' Her şeyi halledecek yegâne tedbiri dokuz aydanberi otuz kızı renk... mümkün e muayene et - t bu görüşe rağmen Bej ne keder hissett şiddetli bir aksü'âümeli » bir yeraltı ma* siz bunu bilmiyor muydu İ r olmamakla | 1 ver:| sin, Mücadele halinde ben olduğum | sizin iz, Boş vaktiniz ve "| yorum. n neşe mi Ban ümidi bira j| Sen Kore Bu| altında bir haç işareti şeki'nde mev»| edinci defa mahzenler belediye dairesini MASAL ÇOCUKLARI HİS ROMANI: MUZAFFER ESEN olmadı. Yalnız şaşırdı. Derin bir şaşkın* Tık ve yüzünü kaplayan Genç mimar bulunduğu yerden nişan- sını göremezdi. Onun için Behire müs* terih bakışlarla Nihadı takip edebildi , Nihadın yanındaki kadın gençti, h» lar giyinmişti. Tavırları ciddi ve çehresi güzeldi. Behire daha dikkatle bakınca bu kadın biraz kendisine ben- zediğini farketti. Bu kadın da kendi bi, orta boylu, beyzi yüzlü , elâ gözlü İ rediyorum. Alnı | başka şehir kaleleri 30 TEMMUZ — 1939 EN gi olarak tekrar tek Çeviren; Fethi KARDEŞ iy etmeği düşünü: tmdali mahzendir, — Derinliği? irdeki bütün erkekleri sür — Daha sözümü bitirme — Bu kadar malümat yetiş do ;rinlik ne kadar? mahzen'eri keşiten tericedecek gibi ol du. Fakat inat ettiz — Bu mahzenler hakkında biz i verebilecek memura beni| siniz. A riniiğine götürün gene siz. Kimbilir İ k bir şey öğren gs dedi | settiğiniz ii şeklindek* mı rin yerini gösteriniz bakayım Kompars Hayma döndü: giyade kıtası Triyata hemen baş't öşesine otur du. Kompa ur, dedi, şehir mahzenle | verir — Bir plân olacak, vermenizi em yada en küçük dır. Haym itiraz etti : — Siz çıldırdınız mı? derhal olacak gibi deği" Uyu teze askeri drvârlarıde a telerrüatı g Bu bir nahiyenin bi Imanyada is niz. İ âletler ve bilha İ cen bir plân 1 ni düşünmüyor musunuz? akkınız var. Fakat diz hasır bu ihtiyarın çene — Müsaadenize teşekkür! Fransız memur devam eti — Fakat Fransada beledi binaların inaşsına ancak yen 15 eytü lâzım. i tanzim edi nler mi? evet mahzen Durdu ve bir konferans veriyor | ga başladı en sonra — Tamam! diye söylendi. San rım ki bu sayede kimse elimizdei rtulamaz., menşei orta çağa kadar uzanır. O zamanlar ve bilhassa daha sonra! Rönesans devrinde, bu eski 5g l İş bir şarap deposu idi. Bundan) Saat gecenin onunu in lüzumlu) Merkez kumandanlığı binasının # malezmeyi çıkarmak üzere (galeri| çık penceresinden, Som cephesi top” şeklinde taş ocakları kazılmıştı. o (çu muharebe! akisleri geliyor” Daha sonraları içme suyu tesisalı | du. yaplurken şebekeye zararlı görüke| Kompars düşünceliydi: rek evlerin hizasını ;eçen mahzen) — Evet, diye'cevap verdi. Daimi lerin kapatılması emredildi. Şimdi| on bes metre yeraltında kaldıkları" bu malhizenlerden bir kısmı sehrin! pr sanmam, kat biz taharriyatâ geni bulmuştur girişince hemen oraya saklanıyor” alandır-| lar, ik mey-| Ytiraf Girik Kiler far,esas” İt birplânüe.. ömre cut, Ortada da büyük ha ma kuyusu var ki bu büy dana açılıyor. Kompars: — Şu halde, dedi, şehr kadar uzanan ye cat olduğu rivayetlerine ağsns ve Mİ w N «Dı büsnü an, Müzzaim şarkı GARİ re $ n Kav niz? çoğa! fta . Çivşr sr geçitleri — Bünlar masal! Mevcut olan vel nu&tçileri üç misline çıkardı! yük mahzenler kilisenin altındaki!» » Harab İ ne dersi el ee ısavvur edilemez. 4| (Devamı var) vır Nihadın ciddi meselelerden bahseder ken takındığı tavırdı. Bütün bu müşahedeler Behiren sini bir parça bozdu. Demek b birleştireceği Nihadın karaktı 44 tamamile anlamış değildi. da çok mağrurdu. Belki bu gurur bir gü” ikisinin arasına dikilir ay Nr rabilecekti. *N MUTEHASSİSİİ, Bu gurur bu dakikada durd Kıraachaf” yüzünde besbe!i. Buda eski Klor. üi“ le söz söylerlirkak Na, 8 . 10.he bir m3Tğu ti kıptaırmızı bir na var, Yolunöteki başında, meçhül kadn 3” kadaşının sözlerini tepkr efendisini din gibi itaatle ve o hürmeti dinliyor. eyi gittikçe sinif” lendiriyor. Nihadım gözüne girmek içi? bu meçhül kadın kadar alçalmak, onu” kadar yaltaklanmak mı lâzım? Halbuf' Behire Nihadın böyle hâkim da! ari gi- Şimdiye kadar en »” a bile duymamış olan Behirecik, nişanlar” | malarının ei 4 in dini birdenbire yorgun, çok yorgu” dü. (Devamı ep