HABERİN TARİHİ ROMANI 46 Yazan: Muzaffer Muhittin Teğdili kıyafet ederek Bur- sada dolaşmağa karar verdi Genç papas Selçuk emirinin yü- Tindeki değişiklikleri dikkatle ta- KİP ettiği için emirin tekrar bazı Ezizliklere kapıldığını hissetmiş“ Yavaş yavaş emirin yanma yak- lağtı > Size söylediğim hakikatierden “olayı katiyon © meytis olmamanızı verdi. cihetinden hiçbir Yi rmek ümidi yok gibidir. Ükat bunda ne zarar var?. Ma derki efendim Miray sizinle bera- derdir. detinelerin meydana çik- k vakit de bekliyecek lah bu işin hukkan- , Siz endişe buyurma - Yardım çük emiri Şeyh papasm bu “zlerini de raakul müsterih oldu, — Pekâlâr,. dedi. Ben adamla- Tini derhal tarassuda memur ede- “İm Kendim de müteyakkız a, , Pirağım!,. Fakat seni lâzım ol- Kii zaman serede bulabilirim? MER hakkında hiçbir şey bilmi- Yorum, vee Bapan, esrarengiz Bülümsedi; sağl Devletitim!, Siz © ciheti me- etmeyiniz! Bon lâzım oldu- SN anda dalma sizin karşımıza Senem. buldu. Biraz bir ta- Ray Selçuk emiri hayratle sah- i aa Dağ yüzüne bakıyordu. Bu daray” #arip kir adamdı, Fakat bü up; <7İ8 bir itimat besliyordu &i Sözlerine de inanıyordu. Haki- ÇAN Onun Tâzmı olduğu anda kar SEMA Çikocağını emniyet getir mişti, Onun İçin üsterin olda; : Bu kadar zeki, kurnaz ve her SeYİ bilen dikkatle, bütün canile takip eden, sadık damlara sahip Olduğunu gördüğü Mirayla bu işi o rrabileceğ e emniyet getirmiş Gregory yakalayıp bir defa *ryem tablosunu ele geçirdikten Stra, meydana çıkaracakları mu- çszam defineler, hem Miray, hem ee nini, zeki sahte Papaar. bü allecezt;, ya 208, Selçuk emirinin elini öp- V8 Yine mutatları veçhile, se acın de bu bah Badan Gil gitti e emiri derhal soyunup Ya- e uzandı, rahat bir uyku u- |, 8 Uyanır uyanmaz da adam- tali, Sağırtıp onlara iâzem gelen ie ral vererek ayazmanın etra - « Bönderdi. ip KUZU öyle « Sı damlarını seçmişti, Onlara mirler verdi: tün emellerine nail ede- | olmadan, ortalık heniz ağar-| dlselerin yekünundan başka birşey değildir. İşte bir taraftan Osmanlı devleti kurülurken, yani Kayıhanlıların büyük yurt ve fetih emelleri etraf- taki imkânlarla boğuşup ken, öbür tarafta bir çok insanlar hazır ve muazzam bir servetin (kuvvet ve imkânlarmı ellerine ge- şirerek tarihin seyri üzerinde ken- di emellerinin izlerini açmak isti - yorlardı. Bitinya krallarmım gizli hazine- leri etrafmda Bizans imparatoru, Miray ve Afroditi, Gregortus ve aihayet Selçuk tahtma gönderilmiş olan bir Selçuk emiri çarpışmakta idiler, Bu Insanlar Oki, tarihi yü- rüten adamlardı. Eğer bu mücadeleye Kayıhanlılar aanedanı da doğrudan doğruya ka- İ rışmış olsaydı, ihtimal ki. Bizansla Kayıhanlıların çerpişması çok da- ha evvelden vukua gelecekti. Fakat Bitinya krallarının hazine- İleri davası, kâfi derecede, etrafına felâket ve dehşet saçmıştır. Tarihin en kuvvetlisi olmak İsti» yen kahramanlarmın ne akibetlere uğradığını #bretle iakip edelim Selçuk emiri Mâlik Kodur ile İz- nik tekfuru Gregorlus definelerin peşinde karşılıklı mücadele ve ted- | birlerinde devam ettikleri sirada Bizans hükümdarı (o Andrionikosun sarayında neler oluyordu? Bizans sarayında esrarengiz bir hava esmeğe başlamıştı. Afrodiü âon zamanlarda saray - daki mevkiinin — acaibleştiğini pek âl& hisseder gibiydi. Maamafih bu halin neden hasıl olduğunu anlamanışti ! Miray'da bu. vaziyeti rgariğaemişti. ,Birdenbi- re bu rüagir nereden esmişti. Va- kıa kendisinin cu çok itimat ettiği baş adamı olan Kızılca Mustafa — &i Selçuk emiri Milik Kodura yol gösteren gu genç sahte papas bu idi — Miraya Hakan Osmanm et- rafında da böyle bir değişiklik ol- duğunu söylemişti. Mal Hatunla oğ lu Orhanın Miraydan gerip & surette babsettiklerini iddia etmiş- &. Cn sadık ve en çok itimat! la, 28 söylediğim şeyleri ken -| den yek! Sayet düşmanımız derde alırsa veyahut da düş- UZ tarafmızdan o görülmeden halle muvaffak otursa, cümle- Kang 'Yunlarmız kıldan incedir!.. ara, | © tebdili kıyafet ederek O otaklarında dolaşma» #orins'un adamlarının her Yür; Ülaj kerkesi, vi tetkike karar verdi, *Ğer insanların okadm ve ii ga W dez einelerine kavuşmak hir- katy, MİĞİP ki onuz müthiş £elâ- Ve Banimanmn #önmesi - P olrtuştueı, bu dsfineler vakast başka i Cereyan etsoydi, tasadilf t dağa bir bat Yara BİR bükün ex DİR ge; Biz yi hiç NO peş sureti versey- rih o büsbütün Yir almıyacak mıydı? kimse iddia edemez. larm ibtiraslarile izn- imasından doğan hâ- LİN insanı alar çam N ve allahtan başka hiç kim| yürür. | Fukat Miray bums bir türlü ih- mal vermek istememişti, Kendi lerine bunca hizmet ettiği sdamlar bir gün bilâsebep kendi aleyhine nasıl dönmüş olabilirlerdi? Fakat Bizans #nraymda ân ge- vek kendisi, gerek Afrod gös terilen eski münmelenin birdenbire İdeğiştiğini hissatmiyor değildi, | Hemen her gün arkalarında muh | telif tipte adam eksik olmuyordu. Gerek Miray ve gerek o Afrodili Kendilerini, hallerini tehkiko ve İskibe memur casuslar olduğunu pekâlâ anlıyorlar Maamafih bu işia vaktile farkını varmış olmala- rmdan memnun olmuşlardr. Aksi takdirde iş üzerinde yakalanıp baş- larına bir felâket gelmesi müm- kündü, | Yalnız Miray şu defineler mese lesi üzerinde olduğu sıralarda, bu meseleyi halletmelerini bir emriva- ki olmasından endişe ediyordu, Vakıa Kılca Mustafaya oOson derece emniyeti vardı, Bu adam Devrik , türklerindendi. Kendisinin yetigtirmesiydi. Fakat casusluk i- şin yaratılmış bir adamdı, Hari“ kulâde o kurnazdı, Ayni zamanda harikulâde cesurdu, Kendisi küçük ken bir seyahatinde bindiği ge- İmi korsanlar tarafından yakalan - İma; Giride esir olarak gölürül- İmüştü. Orada büyümüş, Rumcayi orada ana dili gibi öğrenmişti. Sonra zekâsı sayesinde oradan kaçmağı muvaffak olmuş, Mira - yı yanına evveli seyiz olarak gir- mişti, Pakât Miray bu adamın ha-| rikülüde' kuraazlığını görünce onu kane İşlerine karıştırmayı . muva- fık“bulmuş ve fevkalâde iyi netioe- ler almıştı. . Miraya Bitinya krallarının hazk- neleri meselealne dair haber veren de Kızılca Mustafaydı, Mustafa Bizans saraymda An- dronikosun en yakm adamları ara- sında böyle bir mesele konuşuldu- ğunu işitmiş, işi gizliden gizliye a.i raştırarak İznik tekfuru Gregori - usun Androrlkosla müştereken bu m amma İkinci baskı hazırlanırken ( Dünkü sayıdan devam ) Ley — Haydi siz yâzılara baş” lâyın. Epeyce mevzu var. Eli- mizde , (Herkes yazı ile meşgul olduğu için Leyin telefonla konuştuğunu) farketmezler.) Ley — Alo! Evet, evet. İki yüz ölümü dediniz?, (Heyecanla) Ekseriyet çotuk ve kadın, öyle mi7. (Not alarak) Belki üç yür bile!! (Dehşetle) rica ederim, jrakamlardan emin misiniz? (Ace- le ile) Nereye gidiyormuş bu ka- dar abali?. Çok rica ederim, hiç olmazsa vapurun ismini, ne man hareket ettiğini söyleyebi. İlir misiniz?. (Yerinden fırlar) De- nizkuşu... Dokuzda hareket eden.. Adaya gidiyormuş. (Sendeler.. Sesine hâkim olmağa çalışarak ) Malümat bu kadar mı? Teşekkür ederiz.. Yeni bir havadis olursa lütfen bana bildirirsiniz. (Telefo. nu kapadıktan sonra) Mektep te. nezrühü İmiş. (Kendini toplar). Adams, telefonla sor bakalım, Denizkuşu vapuriyle hangi moek- tep gezmeğe gitmiş?. Sonra kol - Teksiyonlarımızdan vapurun bir) resmini bulun.. (Adams telefonu açar.) Ley — Vilson, vezndden elli do lar all Hemen yangın yerine koş. Masraftan çekinme.. Resimler gü- zel olsun. Adams — Alo, cevap almıyo- rum. Burasr Daily Nevs idareha- nesi, Deniz kazası hakkında taf- silât istiyoruz. Denizkuşu vapu - riyle hangi mektep gezmeğe git- miş? Efendin anlamıyorum? Ley — Ver, ben konuşayım. .. Alo, Evet, bekliyoruz. Hangi mek- tep? Efendim?. Hay Allah, ka- padılar. Yeniden açarız. Alo, sle.. Ben gazetenin yazı işleri müdü - üm, Orası Tenezzüh o Vapur- rüyü ları İşli defineler raeselesi için çalıştıkları- nı öğrenmiş ve bunu derhal efen- *me Şirketi mi?, Baksa - İ disi Miraya haber vermişti, (Devamı var) ,Bıza, yarın gazetede çürük i yoktur.) İsimleri kaydtttikçe he- Çaviren : va: purlara nasıl ruhsatiye verdiğini, #in hikâyesini okumak ister misi- niz?. Direktörünüze sorun baka- İlm, ne diyecek?. Thomas — Yaşa, işte onların ağzından Jâkırdı ancak böyle alr nır. Şimdi bülbül gibi söylerler Ley — (Telefonda söylenenle. ri dinler.) Aman yarabbi! (Kapa- tır, evinin telefonunu açar) (Alo, Sen misin Meri? Hanımla, çocuk sabahleyin gittiler mi? Vapurun ismini biliyor musun? Denirkuşu- n'u? Emin misin? Peki, hanım ak- şam evt gelmezse veya bir fevka, lâdelik olursa hemen bana haber ver, e mi Unutma!, (Telefonu a- sar, Düşüncelidir.) Pratt — (Telefonda) Dört yüz elli ölür. şıktı. Bir baftahk sermaye demektir.. (Leyin daldığını göre- Terek masasına bir yumruk atar). Hey, daldın.. Uyan, uyan, ikinci tabı yapmanm sırası, » Ley — (Makine dairesiyle ko- nuşur) Birinci sayfayı tamamen boş bırakın.. Bir sayfa, yedi sü. | tun.. İyi değil mi?. Yazıları hazır olanlar getirsinler. Pratta — (Telefonda, ahizeyi! eliyle kapatarak) Baştan başa alevler içinde olduğu halde kara. ya oturmuş. Beş yüz ölü! Nehir, kadın ve çocuk cesetleriyle doluy» mug. İsimleri not ediyorum, Ley — (Hemen listeyi kapıp isimlere bakar, Aradığı iki isim İ | | men bana gönder. (Uzaktan gelen makine seslerinden başka gürültü yoktur. Birden sokakta müvezzi çocukların haykırdıkları duyulur. “İkinci tabr, deniz kazasmı yazı- yor, ve saire, Jimmy bir tane al bakalım. Bir kaç dakika sonra bizim ki de hazır olacak (Çıkar.) Pratts — (Telefondan elinde uzun bir liste ile ayrılarak) A. FLANŞ 32.33 4. A: die Schaufel (Schippe) İl TÜY (toz almak için) V F; le plumeai Ce hous- seir) . İ: the festher duster . A: der Stawbwedel (Staub- besen) 6. SAPLI TAHTA FIRÇASI 6, FP: le balsi-brosse (le frot- toir, Ja brosse â öcurer, ure brosse â manche) 6, 1: the serubbing . brush twiih a long handle) . A: der Sehrubber (Sehaw- erbesen; eline Stielsehey- erbürste) PARKE FIRÇASI (par- keyi cilâlamak için) F: da brosse  pargvet (la cirense â parguet, la brosse â cirer) ı 7. İ: the fipar . polisher . As die Bohnerbürste KÖMÜR TENEKESİ (kömür kovası) Ley — Ooo, bizi atlattılar.. Koş| ILHAN TANAR dams, bak! (Listede bir şey gös“ terir.) Adams — Yüksek sesle okur.) Lusi Ley ile annesi olduğu tab- min edilen kadın!. Pratts — (Arkadaşını dürte, cek) Sus, patronun karısiyle kt- st bunlar, sus. Tomas — Hay yarabbi, ne ya- pacağız?. Pratts — Artık iş işten geçmiş. Oraya gitmesi doğru olmaz. Şu iki ismi keselim. Listede iki kişi eksik oluversin, ne çıkar? (İsim- leri kalemle karalar ve listeyi A. damsa verir. Bu esnada Ley gi- rer. Hepsi şaşkın bir kalde yerle- rine çekilirler. Bütün gözler Ley- dedir. ) Ley — Vapur tutuştuğu zaman bin altı yüz kişi varmış içinde ... Cankurtaran simitleri kurşun gi, bi ağırlaşıp takanları sür'atle de- nizin dibine indirmiş.. (Adams, isim İlstesini yeniden kopye etmektedir. Ley yeni kop» yeyi muharririn elinden alarak yırtar. Eski listeyi okur.) Bunu kullanacağız. Yalnız, doğru oldu- ğunda eminmisiniz?. Adams — (Şaşkın, arkadaşmı işaret eder.) Telefonda isimleri o kaydetti, ben bilmiyorum. Ley — Zevcem ve kızım, Anna ile Lusi Denizkuşu ile gitmişler. di. Tohamş — Ne diyorsunuz” Zevteniz mi7, Ley — Yapmacığm Kürüm. yok.. Ben hepinizden evvel öğre rendim. Orada bana yapacak kalmamış, nasr! olsa, kem dep zetenin çıkması lâzım. Hüviyet leri nasıl anlaşılmış acaba? Pratts — Çocuğun yemek sep tinin östünde İsmi yazılıyguş, Ley — Aklama, isimleri şu şe kilde yaz: “Misis David Ley ve kır Lusi Ley, on yaşında... Telefonun ba. şmda bekleyin.. Daha isim vere- ctklerdir. (Oturur). Thomaş — (Yanındaki muhar« (Lütfen sayfayi çeviriniz) ve 8. F: le bac A eharbon $, İ: the coal - box 8. A: der Kohlenkastea 9. TAHTA PARÇALARI (soba tutuşturmak için) 9. Fi la büchette İ: the piece of wood (eol, leetively: stleks, firewood) . A: das Holzsehejt TAHTA PARÇASI SEPE. Ti F: la corbeille aux bü- chette İ: the wood basket A: der Holzkorb FARE (mdık faresi, sıçan) F: in souris (le seüricenu) 1, İ: #he mouse (pet - name? the mousic) A: diş Müus (das Müu- #chen) TAHTA PARÇALARI DEMETİ 217