CA e © OR AN z m a İP HAZİRAN —1939 Geri çekildi. Garson kapıyı vur Buştu, P >— Giriniz, Garson Rüştünün / istediklerini i içinde getirip masanın üstüne bireietretan sonra başka emirleri 0. “6 olmadığını sordu. Rüştü: Brüz yok. Kapıyı kapat ve git, Zeynep zihnini kurcalayan suali k cesaretini nihayet kendin de buldu; ” Çantamda bir inci gerdanlık nin gözlerini kamaştırmış. um, Bunu kim koydu; pek me «diyorum, Rüştü genç kadma bakarak gü İümaeci. Zeynep sordu: ”— Sen mi koydun yoksa? — Şimdi bunu Mrası değil, Kadın yanına yaklaşarak, saç. okşadı. Sonra elinden çanta” MRI alın masanın üstüne koydu ve: — Seninle tanışmak ve bu güzel i birlikte geçirmek bilsen Zey- beni ne kadar mesut etti, dedi.) İran ki şimdi senin yanında geçen, İı, bu #aatler bana hayatımın en saa, İ anlarını yaşatıyor ve bunları NNA borçluyum. Sana çok açık olarak şunu da iti- €tmek isterim Zeynep: Seni ilk tünüdığım zaman hakkında çok fena" nemi praşk, Hayır, dedi, başka bir İstedi-. ıntıbalar edinmiş ve seni bir bar ka, imi sanmıştım. Halbuki şimdi tp kı siman gibi kalbinin de güzel ol duğunu anlayınca kendimden utan dım. Sen Küçük ve mütevazi bir kasa bada yaşamış temiz bir köylü kul sın. Evinin önünden büyük bir ta hassürle seyrettiğin trenler senin i çinde bir çok hayaller yaşalnış vw bir gön apansızm düştüğün bu şeh rin gürültülü ve Şaşanlı hayatı se Şimdi ne olduğunu bilmeden yürüyüp gi. diyorsun. Ah Zeynep benim de böy le temiz bir köyüm olsaydı.. Eğer sana nasihat vermeğe lâyık bir adam veyahut sözlerimi tutaca konuşmıyalım,' ğına emin olsaydım. Sana derha:! köyüne dönmen! tavsiye ederdim. Rüştü bu son cümlesini tamam ladıktarı sonra ellerini cebine koyur si sinirli odada dolaşmağa baş ladı. Zeynep hiç sesini © çıkarımı yor, sadece or seyrediyordu. Rüştü yürüdü. Pencereden biz müddet dışarını seyretti (tekrar gelip Zeynebin karşısında — durdu! Yaşlı gözlerini onun gözlerine dike rek mırıldandı: — Seni buraya getirdiğime man oldum! Genç kadın hayretle: piş Uğursuz elmas (Baştarafı 7 incide) gün, kayannası, yasına NE ahbabmar daha alarak, gelinine bir kavga etmeye geliyor. Kavga esnasında elması kadı - MA boynundan koparıp eliyor ve ğ Müsareden simak üzereyken, öle. . dın tutup kurtarıyor, kat, hör'deye rağmen diğ Vin, kaynanasına “lepet, yi.| ** Siması boynuna takıyor. Ondan 89 gün sonra, mavi elmas tek- Uğursuzluğunu göstermeye baz * kavga günü “kader elması, Ba elini sürmüş olan kaynana ile babe olan öteki kadm, birdenbi- İS hastalanıp ölüyorlar, © zaman misis Mak Lin de kork Mah baştıyor. Hemen gidiyor, bir — Bu elması takdis edin! diye Papas, ertesi gün elması kilise YE getirmesini söylüyor. Mavi el, mahiki, yanıma (hizmetçisini tlârak, ertesi gün kiliseye gidi- YOR. Papas uğursuz Hind elmasmı ln üzerine koyuyer ve elini Ultrinde gezdirerek dün okuyup Ufmeğe, haç çıkarmaya başlıyor. Bu sırda birdenbire bava kararı YOR, bie fortına çıkıyor, şimşekler Mkiyor, yıldırımlar düşüyor... Bir aralık, kilisenin çinde bir Misak çaktığmı görüyorlar. Müt - Mİ bir gürül içinde her taraf Magr ssaşır sarslıyor. İki kadın Mülk çığtık bağrışıyorlar. bir şakusıdır. Zenginleri, İmzasız mektublarla tehdid etmeyi seven Amerikan haydudları herhalde Mi. sis Mak Tine güzel bir oyun oyna- mışlar. Fakat, kadın başma gele, ceğl haber veriler bu felâketin, mavi elmasm bir uğursuzluğu ol- | RR AR e Amerikan polisi kadının evinin etrafını gece gündüz tarsasud alti- da bulundurduğu gibi, ayrıca bir - kaç polis haliyesi de gerek kadına emniyet vermek, gerek haydudlar hakikaten onu kaçırmaya tegebbüs ederlerse onları yaksiemak İçin, Misis Mak Lin'in yanından ayrılmı- yorlar. Nakleden: Fethi KARDEŞ işman oldun Rüştü; ledi. Yoksa beni sevmiyor musun? Ta'Duki ben seni trenin pencere İ inden gördi 'orum. O gün bir hayal gibi gelip zeçmiştin ve ben ondan sonra syyilemde, kalbimde en mukağ 5 bir gaye gibi yaşatmış ve sev f m, Bu, meğerse günlerdenberi kendimde hissettiğim bütün gayri” tabilliklerin sebebi bu imiş. Bunu, bulduktan sonra anladım. Artık #en benim her şeyimsin. Ben sensiz amam, Rüştü elini genç kadının çenesine zötürdü ve başını hafifçe yukarıya doğru kaldırdı. Titrek bir sesle ce. bap verdi: — Biliyorum. Her şeyi rum fakat... Sözünü tamamlamadan kadınm | senesinden elini çekti ve dışardan gelen ayak seslerini ve (gürültüyü dinledi. Rengi birdenbire sarardı ve; ani bir sıçrayış hareketi yaptı, bir hamlede yatak odasından içeri gi- rip süratle kapıyı kapattı. Zeynep şaşırmış, olduğu (Yerde sanki mıhlanıp kalmıştı. Tam bu sırada büyük bir gürültü ile salo nun kapısı açıldı ve elleri tabancalı üç kişi içeriye hücum ettiler. İkisi | yatak odasına koştu, üçüncüsü Zey nebin üstüne yürüyerek tabancayı gösterdi: — Kıpırdama! diye bağırdı. Sarhoş kadın ayılır gibi oldu ve| düşündü “ben neredeyim? Evimde deği miyim? Bu adamlar kin? Benden ne İstiyorlar? Bu suale. rine gene kendisi cevap verdi: “Sen ne yaptım Zeynep?,, Şimdi akşam dayberi: daldığı bu o tatlı rüyadan yavaşıyavaş uyanmağa Silkindi ve kendini “toplam lıştı. Karşısmda duran adama sordu: — Kimsiniz? Benden ne istiyor- sunuz? — Sana kim olduğumu biraz sor ra göstereceğim ben. Bu esnada içeride bir silâh patla” dı ve müthiş bir patrdı oldu, bir şeyler kırıldı ikisi de gözlerini ka. anlıyo- ği tabancalı PLANŞ 19 Bu olamaz! Jorj' mile dostu olan ihtiyar İrum. Ona böylece söyleyiniz... | evlendiğine pişman olmamıştı madam Glizele: — Sizden bir İstirkamım var, mâdâm. Dedi. O, ihtiyar kadının elinde büyümüştü. Her derdini ona söy. lemeği çocukluğundanberi âdeta edinmişti. — Söyle çocuğum; seni dinli, yorum. adam siz her zaman bana yeniden evlenmekliğimin lâzım olduğunu söylerdiniz. — Hiç şüphesiz. Hattâ zavall: Jaklinin ölümünden pekaz zaman geçtikten sonra bunu sana söyle- dim. Bu senin için değildi. Çocu- ğun için Jâzımdı. Bir çocuk kendi kendine büyümez. Bir baba da küçük bir çocuğu yalniz başına yetiştirmer. Ne kadar iyi ve dik- katli bir baba olsan, üç yaşındaki bir çocuğun kendisiyle mesgul o lacak bir anaya ihtiyacı vardır, — Evet, Ben de bütün bu şey. leri düşündüğüm için evlenmeğe karar verdim. — Aferin kiminle evlenmek is- Mi?» — Sizin de tnaıdığınız bir genç kızla: Jülyet ile.. — Mükemmel. Jülyet çok üzel bir kızdır. — Güzel olup olmadığını bilmi- yorum. Bu beni kat'iyyen alâka. dar edecek bir şey değildir. Ben yalnız onun iyi ve ciddi bir kız olduğunu biliyorum. Bana lâzım olan da budur. Madam sizden rica etmek istediğim şey şu; Benim sizden başka kimsem yok. Bu genç kızla siz bir defa görüşünüz. Ona anlatınız ki ben ancak çoçu- Zum için evleniyorum.. «Bu izdi-| vaştan fazla bir şey ümit etmesin. Aşk mevzuu bahsolamaz, Ona 2- çıktan açığa, ölen karım; ne ka. dar çok sevdiğimi söyleyiniz. — Evet yavrum, sen Jaklini de- cesine severdin.. — Hâlâ da delicesine seviyo- piya doğru çevirmiş, hiç konuşma" dan bakıyorlardı. (Devamı var) m Pupas onları teskine çalışıyor ve takdis ederek sahibine ve, Misis Maklin, olmas takdis odil- “ği İçin 'biraz sükün buluyor ve İ- endişeyi: >> Elması papas okudu, üfledi, tik uğursuzluğu kalmamıştır, di-) #idermeye çalışıyor. Pakat muvaffak olamıyor, Çün, kilisede almasın üzerine çakan , onu da, bu kiymetli ta- va törarengiz bir ş*y olduğuna Maremaştır, Böğün de hayatını tehlikede gö- 'k polise müraesat etmiş ve Xeon > İ muhafaza için yanma birkaç İ8 kafiyesi almıştır. Zira, bun - iy bir müddet evvel, Misis Mak- 8 İmsssiz bir mektub gelmiştir İnen: şı Hayatımız tehlikede, haydndlar “İ karırasaklar, gözünüzü dört Wa! diye yazıtıdır. Pa. belki, onun esasen sinirleri z olduğunu bilen haydudlarm As ist dir Ehefrau (Frau, || Gattin, o Gemehlin, Ehe- | gattin) von 2 Il 2 und 3 dns Fhepsar I . GÖBEK ADI (hristiyan, İ larda: vaftiz adı) İ F: les prönom (la nemde | bahtöme) ; 19. 1: the Christian name (ihe | first name) li . As dis Vornamen İ SOY ADI, AİLE ADI 17a | 18. küçük nd | , F: le nom de famille 17a | ie petit vom . İz the surname (the fa- | mily name) 17 a the eaite- | name (the name oncis | usually given) l . A: der Pamlllenname (Zw- name) 17 a der Rufname DOĞUM TARİM VE YE. | Rİ 18 n yılâız (“,,. dedoğ. muş” demekdir) , Fs la date et Te Hleu de nals- #anee IB a Vastörigve Calgniflant “nd en—.....) İ: the date of birth (the birthday) and the'placa || of birth İ a the ssterlek (symbol for “bora”) . A: 4as Geburtsdatum (der Geburtataz) und der Ge. || 19. 19. 2. 20, UN İsa 132 burtaort, 18 n das Storn- chen (Zeiehen für “ge- beren”) VEFAT (ölüm) TARİH VE YERİ ai (“.de vefat etmiş ve- ya ölmüş,, demektir, F: la date et lellendedös cös (de In mort) » f (sigznigiant) “döcüdö- (6) ou mertle) en...) İ: the date of desth (the day of death) and the piacn of death a A (svmbelfor “disi” A: das Sterbedatum (To desdatum, der Todestag) und der Sterbeori, I9afi (Zeishen für "gestorben,.) AKOLAD (büyük kere) İZDİVACI Cevlenmeyi) GÖSTERİR W. a (| işareti “.. de evlenmişler” o demektir F: Vaccolada İndiguant un marlage, Wn« g #ignifi. art “'mariâs la...” 1: the brarket which sizni- fiea the marriage bond a © Ceymibol fer “married”) A: die Klammer, die die «heliehe (o Verhindung an- dörtet, 21 a ÇT (dus Zel, €hen für "vorhelratet”) Jaklin öldü.. Fakat onun aşkı hâ- lâ kalbimdedir. ve her zaman kal, bimde kalacaktır. Ona yanmak tan, onu her an di rmekten bir ân vazgeçmiyeceğim.. Jülyet bu- nu İyice bilmelidir. Ölen karımın aşkı benim gururum, benim ser- vetimdir. Bu genç kız unutmama, ladır ki evlendiği adam evli sir adamdır. Bir ölü ile evli bir adam dır. Jülyete bir çok şey vaad ede- bilirim: İstediği kadar refah, pa ra, hürmet ve sadakat. Oh bu benlin için en kolay şeydir. Ben zennediyorum ki Jülyet kendisine ne verebileceğimi ve ne veremiye. ceğimi şimdiye kadar anlamıştır. Fakat ne de olsa bir defa açıkça bu şeyleri kendisine anlatmak znndır. Ben söylemek istemiyo - rum, Bu biraz fazla olur zannedi- yorum. Eğer ben ona bunları söy. lersem, ber'halde sonuna kadar bu sözlerimi unutmuyacaktır. İz“ zetinefsini incitmek istemem. Ben kendisine hiç bir zaman eski ka- rımdan bahsetmem, Fakat o, Jak- lini düşnmekliğime mâni olmama. lıdır. Eğer bu geralt dahilinde be nimle evlenmek İsterse ne âlâ .... — Elbette isteyeecktir. Jülyet yirmi lat yaşını geçmiştir. Gerçeten de Jülyet (bu şerait içinde evlenmeğe râzı olmuştu .. Sakin bir hayatları vardı. İzdivaç” larından iki sene geşmişti, Bu İzdivaca ne pekiyi ne de pek fena denilebilirdi. Vakıa bu sakin ve sessiz evde gülen yoksa da kavga eden ve bağıran da yok- tu, Bu da mühim bir şeydi. sakin, ve hi kendini be- gendirmeğe uğraşmayan, kendi halinde bir zevce olmuştu, Koca. sına gelince; o da karısına ve evi” ne iyi bakan, fakat hemen hemen hiç gülmiyen ve evinde pekaz ko- nuşan, karısiyle alâkadar olmıyan bir adam olarak kalmiştı. Çocuk büyük bir ihtimam için» de büyüyor, yetişiyordu. Jorj evlendiği zaman bu hayatı düşünerek evlenmişti. Bunun işin Seyhan * 8 Temmuz 1878 Samiye Tuna İ Fakat günün birinde her değişiverdi. Bir geceydi, Jülyet yanyana len karyolalarından birinin iç girmiş uyumağa hazırlanıyor Bir müddettenberi koltuğun narına oturan ve gayet düşür görünen Jorj birdenbire yerin kalkarak karısma yaklaştı. onun çiplak kolunu haşin bir tutarak keskin bir sesle: — Sen bu evden çıkıp git Hsin?. Diye haykırdı. Genç kadın ? retle başını kaldırmıştı: — Ne diyorsun?, Diye kekeledi.. — Evet. Bu evden gitmeli Hem de hiç vakit kaybetme gitmelisin. Şimdi. şimdi g Çünkü ortada değişen bir var. Ne zamandır emin değild Şimdi şu anda ecminim.. Jül seni sevmek üzereyim. Anl: musun? Seni sevmek Gzereyi Ben bunu istemiyorum. Jülyet, hayret ve sevinçle & kırdı; — Oh. Milmklin değil! Bö birşeyi ben Ümit etmeğe bile « ret etmemiştim, Jorj karısma bakmıyordu. | şin adımlarla odada dolaşıyord — Evet, evet... Muhakkak seni sevmek Üzereyim.. Biraz ha beraber kalırsak seni sevç ğim.. Anlıyor musun... Ben bu istemiyorum! Jülyet asabi ve mütereddit || Yüşlerle gülüyordu. Kocası onu seviyordu öyle 7 Bunu hiç bir zaman ümit ets mişti Ölmüş karını sevmekti bir an bile vaz geçebileceğini netmemişti!, Eski karısının aşkı onun bir gurur, bir servet değilmiyd Nerede kalmıştı bu aşk?, Jül bu defa daha yüksek bir kah ile güldü. Yor) şiddetle başını çel rerek: Gülüyorsun öyle mi?'di (Lütfen sayfayi ç i 8 Hatice Güzin Atabey * 27 Haziran 1909 Istanbul Ü 17 Mart 1930 * 24 Şubat 1036 İstabul Mehmet Semih GÜNHAN TNT Ahmet Kenan Günhan 9 14 Haziran 1905 İstanbul , T 5 Eva