12 Haziran 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

12 Haziran 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Saadeti beyhude yere arayanlar; ona kolaylıkla erişenler Saâdeti beyhüde yere aramış olanlar Eğer karşımızda yoksa, ne ka- dar isterseniz, uğraşsanız aşk ve saadete erişemezsiniz. Bura- da mevzuubahsedeceğimiz — dört insandan ikisi bütün — arzularına rağmen aşk ve saadete kavuşa- mamıslar, sevip sevilememişler- dir. Diğer ikisi de hiç aramadan a$kda en büyük, en lekesiz saa- detlere mazhar olmuşlardır. Greta Garbo İşte Greta Garbo, Hiç şüphesiz onun hayatı parlak değil, fakat me- süt ve sakin olmalı idi, O İstokholm de doğmuş bir işçi kızdı. Onun gü- nün birinde dünyanm en meşhur artistlerinden biri olacağına kimse ihtimal veremezdi. Asıl ismi Greta Gustafson olan genç kiz, Tmahcup ve çekinken bir insandı. Onun ne- şe ile güldüğünü henüz kimse gör- memisti, Hayalperver ve tatlı bir teni olan Gretanın yüksekte gözü — olmadığı zannolunurdu. Şapkacı dükkânının arkasında çalışan işçi kızların için- de en mütevazı, ve en az parlak o- lanı o idi. Kendisine arkadaşları hiç ehemmiyet vermezlerdi. Kimse önu farketmezdi. Böyle olduğu —halde kader denilen o büyük kuvvet elini onun omuzuna koymuştu. Günün bi rinde onu bir erkek gördü, bir er- kek onu farketti. Bu meşhur reji- Bör Stillerdi. Stiller, Gretaya bir filmde küçücük bir rol vermişsti, Bu bir angajman değildi ve eğer kader böyle istemiş olmasaydı genç kız belki yine İşçi hayatma avdet edecekti. Fakat kader hükmünü vermişti, Greta, ilk görüşte bir çıl- gm gibi Stilere âşık — olmuştu. Genç kız, onu kalhinin bütün yeni- liği ve Safiyetile sevmişti. Tıpkı her genç kız gibi. Halbuki Stiller her- kes gibi bir erkek değildi. O, bir tek kadma bağlanacak adam değil- di. İşçi kızın aşkile oynadı. Ona e- hemmiyet bile vermedi. Greta artık hayatta herşeyi kay- betmişti. Yani: Saadet ümidini, tat- ı ve sakin bir hayatı,.. Bilhassa aş- kı kaybetmişti. Delicesine sewdiği bu adamı kendine bağlamak için büyük bir yıldız olmağa karar ver- mişti. Ve buna muüuvalfak da oldu. Fakat onun bu muvaffakıyetine dahi Stillerin ehemmiyet verdiği yoktu. Greta, sinema hayatını sev- mezdi; onun riya ve zayıflığmdan iğrenirdi. Ancak Sevdiği adama e- rişmek için bu hayala atılmıştı. Fa- kat Stiller ona bir gün bile ciddi bir hisle bağlanmadan Slüverdi. O- na bir gün bile ta'lı bir söz söy- lememişti,. Her zaman onun hassasiyeti ve hayat hakkındaki düşüncelerile a- lay ederdi. O hiç bir şeye inanma- yan çok yaşamış, çok görmüş bir insandı. Stiller öldüğü zaman, bu - gün meşhur Greta Garbo olan genç kız, yirmi beşinde bile değildi., Böy le olduğu halde artık kalbi ölmüş, | yeniden sevmek kabiliyetini kay- betmişti, Seneler geçti. Greta dünyanın kendine hayran olduğu —mulhteşem bir yıldız oldu. Firkekler etrafında dolaşıyordu. Binlerce kişi kendisine âşıktı. Fakat o artık hiç kimseya aşkını HABER — Akşam Postast sevip mevcudiyetini sanata vermişti. Bu- nun haricinde, yalnız hatıralarma merbut, âdeta vahşiler gibi her şey- den uzak bir hayat geçiriyordu. Şimdi artık kendi seviyorsa da sevilmesine müsaade ediyoör ve bil- hassa kendisini sevenleri bedbaht etmesini biliyordu, Birçok kimse- lerin aşkımı kabul etmisşti. Ancak bu adamlara karşı biraz mağrur ve yüksekten gelen küçük bir dostluk gösteriyordu. Hepsi bu kadar! Şim- di hain ve hiçbir şeye inanmaz ol- mak, hassasiyete ve sevgiye — gül- mek onun sırası idi, John Gilberi, Geory Brent'i, rejisör Mamoulian'ı bedbaht etmiş, onlara iztırap çek - tirmişti, Onun eline düşmek Üzere olan güzel Robert Tayler, tam zamanın da kaçabilmişsti. Gretanın, şim- diki arkadaşı örkestra şefi Stokovs- ky'dir. Greta ile son defa Avrupa- da görünen bu adamın da bir za- hakkak gibidir. Yıldızın aşk aradığını söylüyor - lar, Fakat bunu bir daha bulamıya- cağını Greta Garbo herkesten daha | iyi biliyor. Charli Chaplih Charlo'nun vaziyeti Cretanın va- ziyetinin aksidir. O seviyor, fakat saadet veremiyor. Charlie Chaplin melânkolik bir adamdır. Çok me- şakkatli geçen çocukluğunun hâlâ hatiırasını unutamaz. Çocukluğun- da açlık çekmiş olan bu adam, yeni ve parlak hayatınden ürküyor gi- bidir. Kendisine emniyeti —yoktur. Hakiki benliğinde, sinemada yarat- tığı şahsiyetin aynidir. O, her za- vermeğe muktedir değildi., O bütünman, genç kızların alay ettiği ha- 13"*' Şarlo, sinemada yaratttğı şahsiyetin, aynıdır. 0 her zaman, genç kızların alay ettiği hayalperver, hassas ve zavallı bir serseri gibidir, bazı geceler karısı üyürkensonü &: seyreder, yüzünün çizgilerinden, . kendisini aldatıp aldatmadığını, ika:laşı Edna Purviance'i sevmişti. man sonra bir tarafa atılacağı mu- | Grata Garbo! aşkta neka- dar bethaht- isa, Norma Şi- rer enbüyük, en lekesiz bir: saadeti | bulmuştur sevmediğini anlamağa uğraşırmış ! yalperver, hassas ve zavallı bir ser seri gibidir, Kendisi itiraf etmiş: Bazı gece- ler karısı uyurken onu temaşa e- der, yüzünün çizgilerinden kendisi- ni aldatıp aldatmadığını, sevip sev- mediğini anlamağa uğraşırmış. Halbuki Charlo ne kadar saade - te muhtaçtır! Ne kadar çok mesut etmek ister! Şöhretinden müşteki- dir. Şöhretinin ağırlığı kendisini ra- hatsız eder. Servetinin —nazarında hiç ehemmiyeti yoktur. Onun iste - diği münzevi ve saadet dolu bir ha- yattır. Sevdiği kadınla herkesten, her gördüğünden uzak, sade ve sa- kin bir hayat!.. Belki şimdiye kadar bu hayatı bulabilirdi. Fakat her izdivacında da, her rabıtasmda olduğu gibi kis kançlığı, endişesi yüzünden saade- tini yine kendisi boözmüuştur. Beraber ilk filmini çevirdiği ar - Sonra, evlendiği ve kendisinden iki çocuğu olduğu Lita Grey'i sevdi, Bir başa Yazan: gelmiş . 12 HAZİRAN — : 1909 — — ae iki dertğ Büyük başın derdi büyüf ) olur, derler. Bazan da bir bâf- | ta, baş büyük olmasa bile- ik! ) dert oluyor. M. Kemalpaşida'" gazeteye mektup gönderen bır; sayın okuyucumuzun da başın” bulunan bu'çocuğun - ona arti* denilebilir . yorgan, elbise ve çamaşır mMü*” yatakı rafı tahammül edilmez bir halt Neden dolayı olduğunu tahmin edebilirsiniz. Öteki derd de sayın ckuyucumuzun kendisinde bulu"- duğunu haber verdiği ve yirmi beş yıldanberi devam ©dt? basür memeleridir. Sayın okuyucumuz bu hastalığın alâmt"- lerini gayet belâğatla tarif ettikten sonra, eğer da iki dert yarmış. Fakat iki$ de kendisinde değil... Biri 927 doğumlu çötü. ğunda. Şimdi on iki yaâ'“da delikanlı buna çar” varsa, ameliyatsız olarak, ifaya hazır olduğunu yazıyor. — | Ş ş iği Okuyucumuzun ayrı ayrı birer derd olarak tasvir ettif bu iki şey biribirine bağlıdır. sinin devasıdır. Bir hastalığın başka bir hastalığa dev , Daha doğrusu birincisi ikinci a ol duğu vardır, ama, bu ancak ayni kimsede kabildir, ayrı ayp iki kimseden biri ötekinin babası da olsa ötekine deva olmaz, demeyiniz. Çocuğun geceleri yatağ”"ı ıslatması babasının basur memelerine devadır. Hem de büu, yeni bir şey değil, hekimlikte en eski d€ valardan biridir. Onu bütün hekimlerin piri ve büyük üstâ yir hep kimst zatülcenb hastalığına, zatürree hastalığına, cild üzerine kî; rahalara, çıbanlara, sivilcelere, lepra hastalığına, yani misil İpokrat hekim söylemiştir. ŞErşE 31 birinin hastalis O büyük hekimin söylediğine göre basur memeleri * kere insanlara tabiatın büyük bir lütfüdür. Çünkü . tabii onun dediğine göre - basur memelerine tutulan bir illetine bile tutulmaktan kurtulur, Fakat basur memeleri pek ziyade t ce onlara ameliyat yapmak, yani keserek çıkarmak, yahu rahatsızlık — verif- üstad İpokrat, basür memelerine ameliyat yaptıktan Sonra!: bakırdan bir kap içerisinde güneşte tebahhür ettirilmiş idraf dan kalacak tozu, ameliyat yarası üzerine koymayı şart koşarı böyle yapılırsa basur memelerinin ameliyattan sonra nükse” liyatyaptırmış, fakat bir sene sonra tekrar nüksetmiş.. İPC':: rat hekimin söylediği usul çoktanberi tatbik edilmez olmüt |. Şimdi, büyük üstadın sözünü yerine getirmek için, rar ameliyat yaptırarak oğlunun gani gani hazırladığı sa da, belki hastalığın bir sene sonra nüksetmesi onun de ge vayı kullanması elbette tavsiye edilemez. Zaten basur memeleri ona tutulan kimseler için çok d“'_' fa lüzumlu ve faydalı bir şeydir. Meselâ karaciğer haslâl_'k_ larının, yürek hastalıklarının bazılarında basur memeleri! den kan geldikçe karaciğer, yahut yürek ferahlar. ; v Vakıa, bazılarındada basur memeleri çok faydasız, hî tâ zararlı bir hastalık olur. Meselâ çok idem, kaybetmekt y derin bir kansızlık gelir, Fakat basur memelerinin fay ve yahut faydasız olduğu böyle uzaktan mektupla - mektiP ne kadar belâğatli olsa da « ayırd edilemez. Uzaktan tâ* ye edilecek deva, faylda yerine zarar verir. Basur memcâmf' hangi cisten olduğunu ayırd edecek ancak o hastalığın “:'5_. tehassısıdır. Onun için bu sayın okuyucumuzdan da kendi ni mütehassıs bir hekime muayene ettirmesini rica ederim. kızgın demirle Key yapmak caiz olur. Bunu söyleyen büyü* miyeceğini de ilâve eder . Z Sayin okuyucumuz da vaktiyle basur memelerine am d ği 'gibi yapilmiş olmamasından ileri gelmiştir. tel rini değiştirmek için bu kadınlar- dan birini hiç olmazsa meşhur ede- rek kurtarmak isterdi; fakat mu- vaffak olamadı. Şimdi Pauletti Gu- addardla ayrılmak üzereler, Kimbilir genç kadma ne olacak! Charlo yenisini bulmuştur. Bu Lin- da Vinters isminde genç bir aktris tir, Birkaç zaman sonra filmde gö- rüleceği muhakkaktır. Saüdete kolaylıkla erişmiş ©- lanlar Norma Şerer Sanki saadet ve aşk perileri Nor- manın beşiği önünde çok kalmış oldukları için Gretanın beşiğine zamanında yetişememişlerdir. Gre- ta aşk hususunda ne kadar bedbaht olduysa Norma aşkta en büyük, en lekesiz bir saadeti bulmuştur. Norma Sherer hayatmın başlan - Ondan boşanmıştı. “Altına hücum,, filminde beraber oynadığı Georgia Hale'e daha sonra da “Lumiere de la Vilü,, filminde —partöneri olan Virğinia'a âşık olmuştu. Sonra Paulette Goddard'a düf etti. ÖOnu sevdi ve Paulette (Asri Zamanlar,, filminde tesa- ne de evlendiler. kendisine gicinda çok sefalet ve yoksuzluk çekmiştir. Kimsesiz ve — servetsiz bir kadm olan Norma, uzun zaman işsiz dahi kalmıştır. Fakat bu fe- na hayat genç kadının ne neğşesini, tazeliğini mahvetmişti. O, saadet ve üşk verecek sevgiliyi emniyetle bekliyordu. Bu Charlö'nun arkadaşıydı. Bu kadın- hizsinde aldanmamıştı. lardan hiçbirine saadet — veremedi. Hattâ muvaffakıyet bile temin &e- demedi. Purniance sefalet içinde öldü. Lita Grey bir memurla yeni- den evlenmişti. Georgla Hale orta- dan kayboldu. Virginia Cherilli si- Thalberg karşısına çıktı. Genç adam Hollyvud'un en mühim şahsi- yetlerinden biri idi. Birbirlerini gö- rür görmez sevdiler, Çılgım ve bü - yük bir aşkla sevdiler. Hollyvudda şimdiye kadar görülmemiş bir tarz- nemadan çekilerek İngiltereye ev —'da. sevişen bu çift, evlenmişler ve lenmeğe gitti, Charlo taliini, kade -| çocukları olmuştu. Bu büyük saa - 'deti ölüm kıskandı. Ve Noğ"":, | srlinden tanmdan fazla' gevdi !casınt aldı. Genç kadımın ” git dehşetli idi. Şimdi yeniden h_”&,, ıvo işine avdet etmiş olan oded' bütün mevcudiyetile eski M? yi nin hattrasıma bağlıdır. Şift tE’d 'tün saadeti ölen sevgilinin © D;,I 'dit portre ve fotoğrafları dölü ge evinde, iki çocuğunun arasıh çirdiği sakin saatleridir. Kraliçe Elizabet ge O İngiliz. aristokrasisine ç bir genç kızdı. Hayatının ** pit sakin geçeceği zannolunurdu: Vi tün asil İngiliz kızlarınm olundukları tarzda onu bir & s_efi raya takdim ettiler. O da hcr.—yü* İngiliz kızı gibi nİgilterenin * y bir adamile parlak bir zabiti? leneceğini ümit ediyordu. FT a Sarayda kendisini ilk danı$ tnıe!* F vet eden, ve sonra hemen ç bütün gece kendisile daI"" terepw genç adam hakikaten — İngilt” pi büyük bir adamı, en parlak bir rjd“' ti idi, O, kralm ikinci oğlu # Onlar birbirlerini sevdiler — çr lendiöer. Elizabet hiç bir Zam’no!f" — nizı birinde İngiltere kmliç_c cağını zannetmemişti. Kd İki genç mesut ve tatli bir î:_:.v_r kurmuşlardı, Az zaman 59""'(_'” â ses Elizabatle Marraret - r_n-A; K"IW yanaya gelerek saadetlerini bi daha arttırmış bulunuyordu- ol V (Devamı 14 ünct

Bu sayıdan diğer sayfalar: