G Bir, ENÇLERİN sının Son saylında sne, Peyami Safa'ya, e elk daha birkaç muhac- hir ha kürtler varmış. Benim Ürn, sas okluğum — söyleni" # Sını anlamaları için , öne, ti * demek ki bizde de, bir i Yazı yazan adamların, O Ri Şikacak herhangi bir ya" iletinin de mesuliyeti ola- M1, “essüs ediyor. Geçenler | Ba Suvelle Revue Française" a utaud'nun bazı ilim a Tiz Vie sözlere kendisinin iş Sp? ti ya remuada yazanların hepsit 5 € fikirde olmaları mr lâzım © Üphesiz hayır. Onlar arasın. ikinci derecede mesele çoğunda ihtileş bulunabilir, ünakaşalar olur. Fakat esas Birak bulunması lâzımdır. Babat caddesine, o Peyami bana, daha bilmem hangi ş Tag, vemek bir mecmua için * sayılmaz; fakat sövmek; nek haddizatında esaslı ir. Bilirim ki Zahir Sıt- ; tuslarda benim gibi dür i kendisi ile şahsen münaka- li, 27 Olmuştur, O başka bir iş E, “Dek başka bir iştir Pisi hürriyeti bir tuhaf an. diy, zel mein Van İmzasını taşıyan yazılar” | Pa iç. Bir gazete veya ma. yetaki yle olabilir; çünkü on” ©, Yi mi Kâzetenin KE Deği “Üğer muharrirlerin ede Maki Kün, 5 a ir, leri ile meşgul olnur Na mecmua, fikir met m bir #y değildir; 6, bir e irin ; ola herhangi bir mu. . haya e fazla ileri git çi kalkışması o bütün Ham Mesul eder, Bunu du "2 â2; çünkü bizde kendi Sana e tahrir heyetinden bü- belki met eden muharrir az. kaş İyoruz ki biribiri" Mia yazı erde bulunan iki mec Yazmamız taizdir. An. AR ve abii Yüzuh içinde hürri- Yalnız Bini anlamak istemiyo» Yeti e, di şahsımızı, kendi Yen yazi düştünüyor, başkalar «diğ, OCİ Ye haysiyetine teca bir line z <8 bundan kendimize de YE #vleeğini kabul et. İ Vini, Zoru. Zahir Sıtkı Gü ya mea hareketi beni indirdi. Bizim redin Ty ağ Mesul desi, © Teslime yet hissi, i teşekkül ediyor. Nurullah ATAÇ Gen zin Nöci Sadullah e, iy ha Dün gazetemiz makineye verilir. ken öğrendiğimiz acıklı bir kaberi, kımaca sütunlarımıza geçirmiş ve büyük Türk mürevveri, muhartir Ağsoğlunun bir kalp krizinden & « düğünü teessürle yazmıştık, Kıymetli bir mütefekkir ve hayatı başlı başma bir tarih olan Ağaoğlu Ahmet için daha uzun bir şey yaz * mak onun tercilmel halinden bah - setmek vaklın o müsaadesizliğinden kabil olamamıştı. Bu vazifeyi bugün yerine getiri çıkardığı Yeni! yoruz. ».> HABER — Ağaoğlnnun hal tercümesi disine (Şahı Cihan) diyen bir Efganlı dervişin, Parise gelmesi dolayısiyle bu dervişin hülâsa ettiği fikirlerinin Deba gazete sine intikaline Ahmet Ağaoğlu vasıta olmuğtur. Şu halde Ahmet Ağaoğlunun gazeterilikle münasebeti fran sızca bir yazı ile 1890 dan, yani 49 yıl evvelinden başlamış de- mektir, Ondan sonra 1592 de haftada bir Paristen 'Tiflis'de çıkan rus- ça Kafkas gazetesine yolladığı Ahmet Ağaoğlu 1869 da Azer-jtefrikalar okunuyor ve Şii mez baycanın Şişe (Susa) şehrinde doğmuştur. Şuşa, Karabağ yay- lasınm merkezidir ki halk ede vel Erzurumdan Karabağa göç- Koca bir ömür var... Fakatimüş ve Karabağda ora beyle" ap Seyi ğını haber vermiş.İyin kiz Taze hanımla evlenmiş, A aş #m ki bu hareketi hoşu-İbu evlenmeden de işte Ahmet A> Zaoğlu dünyaya gelmiştir. Evinin metafizik münakaşa lara sahne olan hayatına seyirci olarak büyüyen Ağaoğlu, Şuşa- nm mahalle mektebinde, ve ge ne o arada hususi bir muallim hebinin kaynakları adlı bir tet- kiki 15p2 Londra müsteşrıkin kongresi karariyle oneşrolunu yor. 6 yıl Pariste kalan ve hukuk alan Ağaoğlu 1501 de Kafkas- yaya dönmüş ve İstanbuldan ge- çerken de 4 ay kalarak hassaten Münif psa ile, Mizancı Murat beyle sık sık konuşmuştur. Kafkasyaya dönüşünden 8on- ra Ahmet bey hem Kafkas gaze- tesine mabarrirlik, bem Tiflis jimnazinde sonra Bakü jim nazınde ve Âli ticaret mek tebinde fransızca öğretmenliği yapıyor, Milyoner Hacı Zeynelâ- bidin Takıyefin Azerbaycan Türklerinin hukukunu müdafaa için satan aldığı rusça Kaspi ga- zetesine başmuharrir oluyordu. 1904 de de — o sırada İstanbul- orayı hi-/dan dönmüş olan — Hüseyinza- rineo liseye verilmiştir, Bura” de Doktor AM beyle birlikte bü in İsmı 1887 do mükâfatla ikmal o-İtün Kafkasyanın Hk türkçe ga e söyledi. Bizde börle| gen Ağnoğlu, © zamanki Rus)/zetesi olan (Hayat) m başma e ç görmek İsterdim;dos- payitahtma gidip müsabakayla | geçiyordu. Çiinsiitü k'olitekinik). © girmiş, Ağaoğlu bundan bir yal sonra gözlerinin rahatsızlığı ile bura-|İrşadadir gündelik bir gazete yı bıraktıktan bir müddet sonra |çıkardı; Rus hükümetine karşı da Azeri Türklerinden Avrupa- ya giden İlk genç olmak üzere Parise gelmiştir, orada (Ameli yüksek tetkikler) mektebi ile Şark lisanları mektebinde arap ça, farsça, türkçe derslerini ta- kip etmiştir. Ağnoğlu Pariste bulunduğu bü sıralarda İttihat ve Terakki başlarından Ahmet Rıza ve Şair gördüm, hana “Olmamasını temenni ederim ama olup olmuyacağını bilmem,, dedim. Bu kısacık cevabı uzatmış, şöyle yazmış: “Buçünkü dünyada harp olup olmuyacağını kestirmek, bizzat agi fikir mecmuasında yal |harp çıkarmak iktidarını haiz bulu- nan kimselerin bile (elinde değil. dir..... (Tan, 18 mayıs). Ben, kim- senin harp çıkarmak iktidarını ha r geçicidir. Bir muharliz olduğu kanaatinde değilim, Bu. uzun bir meseledir; ani ile alâkadar olur; glsem zannederim işin içinden çıka-'du. | İneticesi olarak Ağaoğlunu Rus. ÜREK SY YARIYI İİ İİ KARİN AİR Feleğin nasihali URHAN Felek “Dost Nasihati, 2. dındaki yazısında diyor ki: “Beğenmedim diye konağmı yıkıp ev, evi mam. NA, “İrın kurtarılması, onların mane | —7 İvi, maddi, hattâ siyasi Kalkım “İbağlı görüyordu: Kadın mesele mücadele ile her türlü siyasi ve umumi haklardan mahrum olan! Türk unsuruna bu hukuku te- min etmeyi, Türkler arasında birlik fikrini temin için mezhep ihtilâfını, Sünni, Şii düşmanir ğını kaldırmaya çalıştı. İslâma göre ve İslâm âlemin | de Kadın ünvanlı rusça bir eser neşretti, Ba eser Müslümanla mularanı, iki meselenin haline si, elifbe'nin ıslahı, 5 Ağaoğlu 1905 de, Türkler a leyhine açık bir husumet çephe” si alan Ermenilerle mücadele için bir Fedai cemiyeti kuruyor, 1906 da Çarlık hükümetinin da” vet ettiği mahalli heyetler arm sinda Kafkasyayı temsil için Hüseyinzade Ali ve Topçubaşı “Yasi dostlarına kavuşan Ağa | başmuharrirliğini deruhte etjonlarm gösterdiği Murat beyle Ptersburga gidiyor oğlu, Yusuf Akçurnoğlu, Şair|miş, Darülfünunda ilk açılanjonlarm gösterdiği “i faaliyetlerinin Mehmet Emin ve daha bazı ar | Türk medeniyeti kürsüsüne mü |derecesinde bir kahramanlığı gös. Buradaki yıkıp barata, barakayı yıkıp kulübe yapma! Konağını yine konak gibi, evi ev gibi, ba» rakayı baraka gibi ve kulübeyi kulübe gibi “arak kullanmağa bak!,, Kırk nasihatten bir musibet oyekdir, de- misler. Eğer insanlık bu nasihallerle amel etseydi alimallıh bir tek adım İleri gide- medi, Cihan harbi gibi bir musibet geldi de miş, Esnafla düşe kalka beseriyet biraz kendine gelir gibi olup hız * aldı. Eskiye hürmeten olacak ki felek hâlâ kanburdur!, »..* Bu sene varidatı neden arttı 959 yılımda posta ve telgraf varidat nın bir hayli arttığı görülüyor. Bu teretfu: matı menkul kendinden, meseli meşhur feh. vasınca aldıkları kari mektuplarından olâa —zerek. dikiş iğnesini yulmuş, kaldırılmış. terz'siiir. Yine iğnesi çarinin! Rasgele i Bu da esnaflık SNAF hastanesinde hastabakıcılık «len Mustafa kızı Halime hastane - den birçok eşya aşırmış ve yakayı ele ver. Bir kızcağız iğne yutmuş | ağ Bülbülderesinde oturan 16 yaşında Saliha yanlışlıkla elindeki Neyss, eline düştüğü de bir nevi vücut Akşam Postası idir; eğe İli» i eerenrerrrere se sansanmasasanm sasasssn semen see kaas ber sanamansmesmen me smemme anemi AURA Tat Berlin radyosunun neşrettiği makale münasebetiyle Yazan: M. DALKILIÇ ERLİN radyosu, Kari Meygel adımda bir Alman tarafından Türk — İngiliz analşması münasebetiyle yazılmış bir maka. leyi dünyaya neşretti, Hakikatte bu makale anlaşmanm ilmi ve siyasi bir tahlili esasına müstenit görüş mahiyetinde değil, bir ? gevezelik ve tarih hakikatlerini çiğneme ayarındadır. Cihan harbinde silâh arkadaşlığı ettiğimiz Alman milletinin bu dünya tarihi için bir saniye kadar kısa olan mazi içindeki ha- kikatleri unutup tarihe İhanet edecekleri akıldan geçemez. | Henüz bu tarih hâdiselerinin toz dumanı dünya ufuklarmdan kaybolmamış bulunuyor. Karl Meygel'in makalesini bir milletin Madesi ve fikri olarak değil, sarsak bir görüşün hezeyanı gibi te- lâkki e: © — lâzımdır. Makalenin muhtevası aşağı yukarı $u: Türk milleti bu anlaşma ile dünkü silâh arkadaşlarına taar- Tüzİ bir hedef tutmuş ve eğer Almanlar olmaxaymış, Türk Çanak, kaleyi kazaasmazmış ve bir gün Türkiye yine Almanyaya döne. cekmiş, Ne Türkiye, ne Büyük Britanya bir karış toprağa hak iddia edip istiklâl çiğnemiş değildir, kan döküp taç almış değildir. Dün- yanm bü tereddi eden tarihi içinde bütün milletlere taze, dürüst ve temiz bir varlık halinde örnek olan Türkiye dünya milletlerini meçhul siyaset hüdiselerinin girdibadı içinde perişan ve muzmahil görmekten duyduğu insani #zap ve ıztırabını, Akdeniz ve Balkan» Jar emniyetini takrir ve tesbit eden Büyük Britanya anlaşmasile ve sulhü ebedi kılmak suretiyle teskin etti. Bütün dünyanm min- nettar bulunduğu Türkiye, sulhün mihverini manevi varlığı Üzeri, ne almış bulunmakla, herhangi bir taarruz kalkışmı değil, herhan. Xİ bir mütaarrız saldırışa müdafaaya hazırlanmış bulunuyor. Bu saldırış olabilir yeya olamazdı. Olmaması müeyyedesini beynelmi- Jel sulhlin istikrarı bakımından da bir kanan haline getiren Tür. Kiye, Almanyaya karşı olduğu gibi bütün dünya milletlerine karşı da yalnız sulhperver ve asla mütaarrız olmayan asil bir devlet ha» Tindedir. Çanakkale tarihini, Alman milleti kadar biltün dünya milleti de bilir. Türk heyetine, örneğini Atamızdan aldığını söyleyen ve dünya muvacehesinde Türk milletinin rehberliğinden — cesaret #i, dığını ifade eden Alman milleti büyüğü Hitler de kendisine örnek halkeden Atanın cihan harbinde yer alan Çanakkaleyi nasıl Türk kanı ve caniyle ve münhasıran Türk kudret ve kutvetiyle muha- faza ettiğini pekâlâ bilir. Kari Meyzel, şefinden sorsaydı bir kere, Türkün cihan harbin- den mağlüp çıkmasma sebep olan âmilin kendi varlıklarında mün- demiç olduğunu mahcubiyetle öğrenecek ve kendilerinden ancak kırk elti Almana mezar olan Çanakkalenin mübarek bekçileri Türk şehitlerinin, Büyük Atamız Atatürkün ve onun kabranan silâh arkadaşlarının mübarek ve aziz hatiralarma bir tarih hürmetsizii- ğine cesaret etmiyecekti,. z Dostları İlalyanm Başvekili Musolini'nin, harplerin ve muvaf, fakıyetlerin yalnız para ile değil, cesaretle ve maneviyatla kaza- mıldığını söylediğini unuttular mı? Dünyanın hiçbir milletinde, tâ ilk tarih boyundan ve yani e zelden ebede söyreden asil Türk ırkı kadar cesaret ve mâneviya- tile tanmmış, her şeyden evvel bununla mücehhez olmuş bir millet tasavvur olunabilir mi? Maskeler aşağı baylar! Türk - İngiliz anlaşması, dünyayı buhranlara boğan harp gibi meş'um bir âkıbete doğru an bean yaklaştıran ihtiraslara sed çek. tiği hakikatini artık itiraf ediniz. Kimseden minnet de İstemiyoruz, Dileğimiz, mazlüm beşeri. yetin muhteris istekler karsısında yine bir farlaya ve âfete uğra, masmı önlemekti, * Buna borçlu olan dünya muvacehesinde minnet arzmdan İzte- tinefsiniz yaralanıyorsa, hiç olmazsa Musolini ve milleti gibi su- sup hürmet ediniz!, İYİ ———— — ma C larm takip ve tazyikleri Ihata|yardım ve aynı zamanda Sıratı etmiye başladı, O sırada bizim /müstakim — Sebilürreşat mev 1908 inkılâbımız olmuş, Ağnoğ- muasına yazmaya başladığı gi lu da İstanbula kaçmıştı. bi, Tercümanı Hakikat'la Jön “Düşündüğüm gibi: 19 mayısın yirminci yıldönümünde... Yazan: SUAD DERVIŞ On dokuz mayısın yirminci yıl dönümünü tes'it ettik . Bundan tam yirmi sene evvel Mustafa Kemal Samsuna ayağını basmış, Türk milletinin şahlan- mağa Başlamış olan istiklâl âşkına ve her ne bahasına olursa olsun toprağını ecnebi istilâisından kur- tarmak azmine rehber olmuştur. O Samsuna çılıncıya kadar, memlekette yer yer başlamış o- lan hareketler anarşik bir şekil gösteriyordu; Ancak Mustafa Ke- mal bu yer yer başlamış olan x* sil isyanı, disiplinli ve şuurlu bir mücadele haline soktuktan sonras dır ki, Türk milleti daha büyük bir selâmetle kurtuluş yolunda yü“ rüdü. , Türk milletinin bu kurtuluşuş yadnız Türkiye İrudutları içinde mübim bir Jiareket değil, tarihin umlami seyri içinde mühim biç noktadır. mefhumuna bağlılığının şuur ve azmini temsil eden Mustafa Kes mal Paşanın Samsuna âyak basışı, dünya emperyalizminin karşısın* da dikilen ilk milli irade idi. Bütün dünyayı atmı koşturücak bir saha zanneden bu emperya« ığrüm ne aşılmaz bir mânia oldu- ğunu anladığı, Sevr rezaletini, bir Lozan zaferiyle tashih etmeğe mecbur olduğu gün, dünya tari. hinde bir şey değişmiş ve yeni bir şey kabul edilmiş bulunuyordu. ... Samsunu, Dumlupınar, Sakar. ya, Inönü ve Lozan zâferlerini ta- kip eden ve bugün tahakkuk etti- rilmiş bulunan bir sürü inkılâplar, Türk milletine her sene bir 19 Mayıs günü Samsuna ayak basmış olan büyük dahiye inanmakta, o İnunla birlikte Yütümekte, ne ka- dar isabet göstermiş olduğunu daha iyi öğretti, Onun açtığı, İsmet İnönünün en kudretli bir mimar titizliğiyle İkurduğu bir tarih içinde yirmi s6“ me geçmiş ve bu yirmi sene için de yeni bir nesil yetişmiş bulunu « yor. Bayramını yapan bu yeni nesil, bugürkü bayramı mensup oldu ğu milletin istiklâl uğrunda $i- mekten yılmayışma ve bir Vak. deddin afyon sarhoşluğura #nan- mayıp bir Mustafa Kemal uyanık« Uğına bağlanmak şuurunu göster” miş bulunmasına medyun okluğu- nu hiç unutmamalıdır. Ve onlara bayramlar > verebilmek için bütün gençliklerini bayram girmeyen «i- perlerde müthiş ve kanlı mücade" leler içinde geçiren ağabey nesille “İrine eğer bu minnetinin borcunu “İödemek İsterlerse, bu milletin “is. 1900 da İstanbula gelen ve türk adlı fransızca gazetesinin)tiklâli mevzuu bahsolduğu zaman kadaşlariyle (Türk yurdu) na (Devamı 4 üncüde) 12 yaşında dağa kaçırılan kızı AŞ kazasının Ahatlı köyünden 60 ya- şında Mehmet adında bir ihtiyarın 12 yaşında Emine adında bir köylü kızımı dağa kaçırdığı anlaşılmış ve tahkikata baş- lanmış. Pek merak edecek bir şey yok galiba, Ol. sa olsa forunudur!, hayller csüaf olmuş »* demek, Ama, pok mebzul görülmeyen; Manitacı esnafından! ği Bir kelime oy nu AZETELERDE ilânlar var: Bilmem ne mahallesinde, bilmem ne soka” E4mda 32 . 34 numaralı yirmi odalı evin an- kazı satılıktır. Derunundaki Bayan İskaiye müracaat, Kimsöciklerin alikadar olmadığını görü. yoruz, Ankaz arasında bir kadın var yahu, can kurtaran yok mu? Haseki hastanesine dikişe yarışacak bi- Mim, Böyle iğnesi, ipliği ile operatör önüne ya, tabilmek de bir rasgele doğrusu! ferağatınefs, kahramanlık terecek, bir seciyeye ve yalnız bü milletin menfaatine, mili bütün - lüğe ve beraberliğe uyacak seslere kulak verecek, iyiyi kötüden, mil- iyi mürteçiden, istiklâli istilâdan farkedecek bir şuura malik olma. ğa mecburdurlar. Yirmi yaşına gelmiş ve artık rüştünü isbat etmiş olan bu nes - lin, Atatürk - İsmet İnönü devri neslinin, bu millet tarihinde biribi rine bağlanan nesiller içinde en iyi İşlenmiş madenilen biz halka ok duğunu biliyoruz ve eğer gün g6 Jirse kendiğine düşen vazifeyi, Türk tarihinin en şerefli sayfası. na yazdıracak bir varlık göstere- ceğinden eminiz, Suat DERVİŞ Alman Divanıharbi 4 Casusu idama mahküm etti Memel, 19 (A.A) — Alman divanıharbi, Memel arazisinde Yka met etmekte olan 4 Titvanyâlkyı idama mehküm etmiştir. Bunlar, casuslukla itham edilmişlerdir, ") Çünkü Türk milletinin istiklâl lizm, Türk milletinin kahraman" inim 5 el a ZİR İğ am ge