Ee HABER — Akşam Pöstasi MAL HAT, MN RARENGİ HABERİN TARİHİ ROMANI: 2 Bevmişti, elinde olmaksızın sey - mitgi, Ve onun için dünyayı kana bulaysbilir, uteşe versbilir, bunlar. dan sarfmazar kendi kendin! bile/ müthiş ve mihayet bir kementten kurban edebilirdi. tahrip edisi bir #let olarak kullar- Filhakika Afroditi, fakir bir ba -| işti, likçi kızı idi ve hayatında bütün is-| teklerinde tatmin olunmamiş hir| kızdı. Şöyle hir hayatını düşündü, bugün bulunduğu mevkii, Üzerinelmur ediyordu. Belki de Afroditiye bırakılan vazifeyi hesapladı. Tali vejbu iş pabalıys malolacaktı, beki dünys ne garipti! Bir balıeçı kızı, simdi saraylar arasında, taç ve tahl lar arasmda tipi bir devletin gibi izler alacak mevkide bulunuyordu Güzelliğin ne büyük bir silâh ol- duğunu bizsat Afroditi de itiraf e- diyordu. O, kaç kere babasına ve anasına lânet etmiş, onu dünyaya fırlatıp perişan, kimsesiz, parasız, mevalsiz bırakmış olmalarından &in ve gayz duymuştu, ama, şimdi bu düşündüklerine nadim idi. Çünkü ona babası ve anası tüken 'di. Tlhan gibi bir hâkana ordular mez bir hazine, bir servet, ve kuv-' ne yapabilirdi, ama, işte bu kız, bir vetli bir muvaffakıyet sırrı vermiş. itek İnce sırça gibi üfleyince parça- Derdi, Afroditi bu kadar güzeldi, O (lanacsk bu güzel işsan ordulardan O henüz on iki yaşındayken bir/ da kuvvetlidir. korsan gemici tarafından o sahilğdel — Ne dilşünüyersun Afroditi” oynârken hir bavul gibi sarılıp sar- malanıp âşırılmış ve böylece iki yil bu dünyayı haraca kesen kor- san relsinin kucağında büyümüş ve ük defa yüzünün ismet perdesi bu herifin firaşnda yartdmıştı. Bir gün bir Bizans kalyonile çar- Pişari korsan bir okla telef oldu ve esirler arasına Afroditi de karıştı ve öylece Bizanslıların eline geçi, Gel zaman, git zaman, bir S$ir pazarında üzerinde (heyecanla pey vurulan Afroditi, Harmankaya aşi- ret beylerinden Andorinonun üze - rinde kaldı, yayı havf ve dehgete dilşiiren İl - doymadan bir kenarcıkta o geberip Köşe Mihsl onu velinimetiydi, isyan edemezdi, ne derse yapacaktı, bu garesizdi, velevki ucunda ölüm de ole. Köse Mihal, boynu bükük derin bir dilgilnceye dalan Afroditiyi hay- #anlıkla seyrediyordu. Elindeki bu silâhma bihakkın güveniyordu. Af- acep devletlüm ? lar şey değildi. — Yavrum, dedi, Bir insan mem- leketinin ve yurdunun, bikanmın hayatma kanmı ve canını vakfeder- se kahraman olur, ölürse şehit de. nir, Kalırsa, gazi derler. Sebin te- İSKET ettiğin vazifede de gaye moni leket, yurd ve hâkan işidir. Sen bir kahramanlığı memur ediliyorsun. seni şuna buna peşkeş çekmeği bir Anderino, Hisar hâkimi Köse Mi-'dakika akimdan geçirmem. Talin | Jura gideriz, di Afroditi heyacan içindeydi. Ds - ki bu yol seni taşlara kavuşturur, Da henüz Hâkena gitmek mutasay- jolur ki beni görmeden Allaha ka -İverdi, ona rağmen bütün vücudu, O tarihtenberidir ki Köse Mihal/ vuşursun. Hesapta hepsi var, F& - ,bummaya yakalanmış gibi kesiliyor, Afroditiye bir buba gibi müin ol -| kat wn bu vaziyettesin de ben de.| kan beyninden ayaklarına doğru hala verdiği bu kıymetli osire ile göze girmiş ve büyük mevki edin » mişti, nasıl tecelli edeceği bilinmez, Olur muş, bir dediğini İki etmemiş, vü -İ ğü miyim, Hükan değil mi ki”! tün günsakir mexisini bir de fack bila anmamış ve böylece o-| Vaş sizsn Köse Mihalm bu şamimi nu İtibarlı bir mevkie yükseltmisti. | ve candan nasihatini, çok şıcak bir) gibi kır yerinde duramıyerdu. Ha.) Ama, Afroditi bunun bir siyasi sen-| günün tatlı, serir rüzgür! gibi din. İaste Istinat ettiğini öğrenecek ya-|ledi, kalktı, ellerini öptü ve ilk de- şa gelince, kendine bir yuva kur İf Köse Mihal da Afroditiyi vanak- mak azmiyle oraya buraya başını larinm çukurlarından öperek: vürmuş; ama,-her nedense (Köse| lip bile çıkmamış, veyahut talip ol - maktan ürkmüştü. Köse Mihal, Afroditiyi bir kaç miz gerekir. Uk işaretinde oraya Miray din daki kahraman ve hahadir sipatimi aksisadası bile kalmadı.. Gelmişler- de, ağlayanlar da ayni çukurda (op rak oldul: çeksin,. Nevi değiştireceksin dünya larile birlikte kurulmuştur. Şimdi Muammer, onun (ihyar koluna kolunu geçirirken Vasıf bu sözleri hatırlayordu. Aİ <a Mİİ şi nun rabuna kaptırmadı.. Ve titrek ağ) » ihtiyar sesile: j — Ben kalacağım dedi, Muammer omuzlarını silietiz — Haydi bahtın açık olsun bey. baba dedi. Ve Aliyi kolundan tutarak, — Biz gidelim dedi, Onla: filasofunun, Bir Alman mül tefekkirinin yahut da kimbilir bel Mi de benimi söylediğim gu sörü u. mıtma: “Bu dünya yükünden bire; gülle gibi geçtiler. Geçip — gittikteh, sonra ayaklarının yürüyüşünün bir hudutları içinde... Miş bir İnsanım diğer insanlara karşı duyduğu hasretle bağırdı: — Seni nerede bulabilirim.. Nere. lerdesin Muammer.. Yazan: Muzaffer Muhittin Köse Mihal, boynu bükük derin bir düşünceye dalan Afroditiyi seyrediyordu | ! İşte bu defa da onu, bütün dün-| Haydi evlâdım, göreyim sizi, Hâ - hanıâzam Gazan Hap nexdine me - | (atm: vermeği Jhmal etmer, de henüz gençliğine ve güzelliğine | ma müsaade isterim. i İ gidecekti, ama, ne yapsın, nihayet| voditi, ordulardan daha Buvvettiy-| — Tekrar seni görebilecek miyim | Hani, yani, kendi de Wrz olsaydı, bu Kösn Mihal mütesesir olmuştu. Finli. Mahaza gihminden süratle ge- Hakikaten bu vazife yepilir yutu-| çen bir şey, onu bu hüdiseden de İ vindirmişti, O halde Afrediti, HA - Yoksa alelâde bir etten meta gibi! temin etmek dardır. i Afroditi, gözlerinden iki damla |doğru dönüyordu. | miydi?.. İsbatı nerede? Gülenler | Ti w. Ağlarsan ne değiştire. | vakit bile bulamamıştı. i İ hâdimede denemiş ve muvaffakıye- | göndereceğim. Onunla hirlik çalışır | kaybeltiğinizi sine © evvelge sy” tine şahit olarak onu bir oktan kes-! #miz. Genç, güzel, kuvvetli, kydret. kin, bir paladan kahir, bir baltadan'li, sadık, mahir, seki bir ademdir. Kendisine güvenirim İcabında hayatmı feda bir dakika tereddüt etmekte göstermez. kan Osman bu hizmetinizin mükd Afroditi çıkarken durdu: — Devletlim, dedi. Son bir ar$u- — Söyle Afredii! — Hünküra veda otmeme tavas- sut buyur! Köse Mihal dudakları büktü. Ne garip hir arruydu bu, ne demek yani? Bir genç kışın hünkâra veda arpısunu göylermeni için tek sebep) olabilirdi, oda gönül davası. — Yoksa, deği, Hünkâra karpı zaafin mr var Afroditi” Afroditi bir ateş parçam” gibi kipkirmıı olmuş, vere bakmış, ce - vap vermemişti, Bu hir itiraftı ve Köse Mihal hay- yetler içinde kalmıştı. Ama, bir İş- raftan da Afroditiye hak vermişti. güzel ve genç hünküra gönül kaptı. kan Osrunnın bavstıma taallâk «don bir işte Kiribilir we kadar candan ve samimi gayret gösterecekti, — Peki, Afroditi, dedi, Haklısın. Çünkü deruhte ettiğin ig, Osmanm ne almak ve bizim sevki idaremizi| Haydi hira bekle, beraberce hu- süzülüyor, ayakjarından o beynine Mütemadiyen gırıklanan bir adam | sırdılar ve bir o arabaya bünkâra doğru yel aldılar, Köne Mihal, mütemadiyen Gazan ile yapılacak igler için talimat ver - binerek — Yolun açık oisun Afrodit, de- ! mekte ve İcap eçlerse pek İleriye gi- i Mihala mensup bu kiza hir lek ta-/di. Dalma muhabere halinde alma: | derek meticeyi mutlaka istihsal et- biliyorum. mekte lüşum bulunduğunu söyle - mektevdi, (Devamı var) > Güle.. güle. İnşallah yörüşe i ihtiyar adama selâm vermeğe Sokağı dönmüşlerdi. Adımlarını kurulduğu gündenberi bütün kanun | Muammerin hızlı, bızir yürüyen a-İ Zıp, cünkü ihtiyaç biri dımlarına güç yeliştiriyordu. — Nereye gidiyoruz diye sordu. — Tophareve kadar gideceğir.. — Tephaneve mi.. o Getenin LU "akat kolunu, önün koluna, adım saatinden sonra, yok canım hangi yaç hizi icbar ediyer!.. nı onun adımlara, o ruhuhu ©! vasıta ile gideriz. Ayaklarımızla gideriz. İstan. bulda en seri nakil vasıtası vatan daşm hacağıdır.. Haydi ytirüyelim, Hem de ranmış oluruz. Bir gönde, İstanbulu Miki bere) dönüp dalaşmağa alışık olan bir ser seri için şüphesiz ki Tephaneye ka- | dar vürümek bir mesele değildi. Pa. alirken Vasıf yalnız gece- kat bütün gün hareket etmeden 0; nin bütün dehşetini vaziyetinin bü- ,turmağa artık alışmış olanı bir mu-| Gene bir müddet ayak seslerinin tün fecaatini bir kere daha hissetti hasebe memuru İçin, gecenin bu sa. kaldırımlarda ölen ahençimden baş kın var; evet. Ben hâlâ gülemiyor | Hem de küçük hesaplar. Bütü“ * İ ve hali bir adada ve tek başıma kal- atinden sonra buradan Tophaneye ka bir şey duyulmadı kadar gitmek hakikaten mühim bir şeydir. — Bir taksi tutalım! Demeğe utancis. Sadere! — Şimdiki halde İstanbul şahıri — Orası çök uza; başla bir ver: mer gülüyordu. da içemez mivir” diye sudu, O İ taştı, Sert hir tavırla: ini de herhalde sen biliyorsun? Nakleden: F. K wW Komiser Ridin, Karsonu pö — Sersem kadı! Böyle söylemex | müdürlüğüne getirmesinden ya le ölüm tehiikesi geçirdiğini bilmi, | saat sonra, Furlang, aleldcele yer mussun? Seni - öldürebilirdim, | aşı kemiserin yanına koştu Rİ fakat seviyorum. Dilini tutamaman |, — Hoş geldiniz. dedi, Bu Mi” sevgim bile teni ölmden kurtara: | çabnik geleceğinizi uy maz, Nerede olduğunuzu bilmediğin * Sözünü kesti, doğrularak £ külak |vinize telefon etmekle iktilz ei, kabarttı: tim. — Dışarda bir gürültü oldu. Ev) Furlong izahat verdi: de yalnız olduğumuzu söylememi. Bu sözler üzerine Lüsilin o sabrış Karson ona doğru iğildi. Gözleri den ateş saçarak bağırdı: — Evet, hiç memnun olmadım. Karsan güldü. Bir cıgara yaka rak: — Bana karşı niçin bu kadar za 'im davranıyorsun? Seni | çılgınca sevdiğimi biliyorsun. — Çak rica ederim. gene ayni âflara başlamayın. Boş vere vakit — Prat nerede olduğumu vi miydin? Eğer bana pyyr oynamış” du. Davetinizi telefonla tan / sn. Ptince koşup geldim. Ne © ol Kapı açılınca geriye sıçradı, İçe, |“? © ii tiye komiser Rid ile Hİ| — girdiler, |, KASOmu yarım saat evve Rid gülümsiyereki Vemonun evinde tevkif ettink » Mis Vernon vize ihanet etmedi | — Brave! Iâli deliliniz var © dedi. O bizim burada bulunduğu: | « Lüzumundan fazla... lemiştim. Karson gülümtemekte devam #! diyordu, fakat yanağındaki yara #i yeşilimtrak bir venk almuştı. — Madam Furlong olmak dah; hoşunuza gidecek galiha? Kadınlar gösterişli vagiyetleri pek severler. Genç kadın hiddetle mukabele et ti: muzu bilmiyandu Komiser -Rid, Farrenin kap Nazik adamları terçih eltikle | Siz içeri nasıl girdiniz? Köp ğa evde yaptıkları taharriyat ii muhakknktır. Kilitliydi. kain meselesini. kisaca anlatti Karson de kandı: — Fakat kilit alelâde bir kilieti © jİMME — Fevkalâde! dedi. Karsonü kif ettiğiniz zaman ne dedi? — Benim ailem yüksek bir aile dir, Servetime gelince... Aileniz temiz ve yüksek bir gi- le olahilir. Fakat owların karşısına çıkabileceğinizi sanmıyorum. Ora den kovulan bir adamın ailesi pek İyi karşılanmaz, Susun! Bu ordu meselesi bir gençlik hatası İdi, şimdi unutuldu. Lâsil bir cıgara yaklı, Soğuk bir tavırla sordu: — Buradan ne zaman gideceksi- hiz? Karson ergarayr kadınım. elinden giarak şömineye altı, Kendi cıgara sını da attı. Beni dinle Lüsil. Seninle İste- sen islemesen de evleneceğim. Ar tık Pettigrevi unutmasın. — Susun. Onun ismini ağzınıza almayın. — Seviyordun değil mi anı? Ben de bundan şüphelermiştim zaten.. Fakat o öldü, ' Karson kendini topladı: —Geldiğiniz gibi gitseniz iyi ola N ç cak. Ziyaretinizi sizden kimse riça| “ Pir ye söylemeden & etmedi, Hırsızlar gibi kapı zor)” çekip ateş etti. Üzerine atl mak salâhiyetleriniz meyanda bu: | ”:7e düserker başmı çarpıp bel lunmasa gerek, Kelepçe vurduk. Ayıldığı zaman P cak avukatınm huzurunda bii Mid mukabele eti» konüşabileceğini söyledi. Biz gi — Mesleğimizin . salâhiyetlerini | ten sonra ise Mah Li dektor münakaşa etmenir sıras değil, bur. | tetelon etti, ları isterseniz sonra konuşuruz. Be | © — Nereden biliyorsunuz? ni takip edin. sizi tevkif ediyorum. — Böyle bir ihtişeli gözü! Til, arkadaşını ikaz için bağr'dık| buludurarak telefon hattma — Dikkat! Burakmıstım. Karson elini pantalon cebine gö. | —Ne dedi? türmüştü, Rid üzerine atıldı. Bir tx- | Kendisini derhal görmek hanca patladı ve üç adam arasında | dİĞİNİ söyledi, Çinli de barda DEĞİ bir mücadele oldu, İki polis kuvvet | J:ğ'3i. hemen gelmesini söyledi W adamları. Fakat Karson kendi. | biride bir taharri emri var, sini şiddetle müdafas ediyordu. sonra bara gi i Biraz sonra üçü de yere yuvarlan, | — Ben de gelebilir miyim? dılar, Karsonun başr şömünenin ke | — İlay hav. Sizi bunun için narına çarptı, tm zaten... Ri — Teşekkür ederim, Hil z YOK 2 kl çeyi geçir Hil'dedi “Yök bizi ge; — Evet Hemen gidelim, ne uğraştırır.Evinizi altüst ettiğimiz dilecek vaktimiz yek, için affınızı dileriz mis Vernon. Fa. kat kaçmasına meydan vermememiz | Mandaren hart önünde âzımadı. Aşağıda kapalı hir olam» | den indiler, Rid öne geçti, g bil bizi bekliyor, nazarı dikkati celp | lardan birine: , #tmeden onu buradan uzaklaştırınız. | < Doktor Vangla görüşmek ' İnşallah tabancasını duyan — olma: | vorum. dedi. Meg Boş bulunduğunu anlayarak dir daklarımı ısırdı. Karson sapsarı olmuştu. Kekele, — Ne demek istiyorsun? Muhatabınen fena bakışlarından İl korkmuş olan Lösil şaşırdı: miştir. i Doktor Vang biraz sonra siyfği — Şey. Onu ktskandığını bili"İ Karen gözlerini açmıştı; Genç | ileri, matat nezaketile, di 4 yordum, Demek istedim ki... sordu: odasında kabal etti. Purlong: sadın Karsan adını hileğineen yakala | — Ne yaptı sıçuedir? — Size, polis müdürlüğünden * di. Gözlerini gözlerine dikerek sor.) Rid, mis Vernana dilikatle baktı; | Wwm Homüser Ridi takdim edi” ; e - Bunu sonra uzun uzadıya gör | edi. Kendisinden sizetevve' — Pettigrevin ölümüne — “Zİ Me yüşürüz. Haydi dostum Hil, yardım | vahsetmiştim biliyorsun? bet de Karson ayağa kalksın, Mü, , Hakkımda bu kadıf 1 üsil sinirlenmişti. Hiddetle bar! emet... Allaharımarladık mis Ver | şeyler söylenilen biz zatla tanış” ğırdı: non. tan pek memnun oldum, Latife — Sandığından çok fazla we! Lüsil Vernon yalnız kalınca bir | turmaz mısırız? | müddet şaşkm şaşkm durdu, Sonra) Çialinin nazik sözlerine | P — Benim de dir şeyler bildiğimi | birden karar vererek telelona kaş | hafifçe iğip selâm vermek mi sanıyorsun? Pe mukabele erlen Rid söze başladi” — Bundan eminim. | (Devamı we) 4 Muammer ona cevap olarak? hissetti. Anlatamadığı, tahlil edepve- | şaretidir. Hayvanlar gülemeZ« Tiade'in beşinci (o şarkısında di-İ diği hir ikrah, bütün vücudunda de | vana risbeten daha mükemeö yordu. Prianm oğlu Helenos gelip |lasıyordu. Bir zamanlar ayni yata. | lan insan güler. A Hektor ile Enee've: “Ne kadar da Xı paylaştığı arkadaşından pis bir! Nasıl güleyim? dedi. Sen hall yorgun olsak, biz yerimizde kalaca. | koku geliyordu. Bu yağ kir. koku: | sıl gülüyorsun. Gülebiliyorsun icbar edi- | su senelerce yıkanmamış en pis yer | ma hayret ediyorum. Yor... der. İstanlaılun bir sokağında | lerde yatı kalkımanın kokusu idi. | -— Niçin gülmiyeyim?. Het Muammer de Aliye şöyle söylüyor:| Ve o, en sevdiği bu arkadaşının | her sevi var. Benim yalnız &i Ne kadar da yorgun olsak, hiz Top | koluna girmesinden tiksiniyor, onun | her şeye kaşı gülmek kudret hüneye kadar gideceğiz, çünkü ihti- | vara, voka bövle gülmesinden, ken- | başka hiçlir şeyim yok.. Gi j disini $u dereceye kadar indirmiş | musun, gülemiyor musun. O * Alinin ağır ve isteksir yürüyüşü. ' olmasından ikrah duyuyordu. gt dünyanin gebeş karnına ” nü hisşadiyaırdı. Ttiraş etmemişti) Ne çok gülüyorsun? deri. HA. | deldur.. Ve patlat bu dünyayf” de ama.. Her adımı Içaldırımda bir lâ gülüyorsun #en.. idünyayı #tille patlat.. Taş protesto gili ötüyerdu. - Sen de hâlâ gülemiyarsun! | taş, omuz üstünde baş kal” — Ne karlar değişmissin! Evet hâlâ gülemiyordu. O esaten| yahut da Kül... Büyük jesti — Ben mi? B | çorukluğundanneri yüksek sesle gül | damı değilim. Ben gülmeği —, Evet, © diği, güledildiği bir tek günü bar| ediyorum. Gülmeği, — Sustular.. Ali İir müddet “an- | trlamamdı, — Ben, adedilerir rakamlar” ra, Arkadaşının bu “özüne bütün sa | muyım.. Ben sayıların ad - Belki dedi. mimiyetile cevap vereli. Kafamda sayılardan, ra — Gülemiyorum Muammer. Hak | hesaplardan başka bir şey i Sonra Mu-' rum. Ve bapa öyle geliyor ki, ben | kâlnat içinde dönen hesapların © ömmer, tekrar söz #ökledi: j hayatımda bir kere bile gülemiyece- | sında İst dabrika o muhassi : — Smokin ve pardesü çok ağu Kim. hissesine düşenlerle meşgulüm” biz şey galiba!.. Muammerin sesinde, birinci defa | tün Alem, merakım o,. Be , Öteki başımı özüne eğdi. Muam.'olarak İsyancı bir ahenk belirdi. o (ne kadar basi — Niçin gülemiyorsun, dedi, ni- |dim. Fâket bugün” G Ali birlenbire canımın sıkıldığını çin!,. Gülememek iptidailiğin bir i. /Devamı