ğe daret eden üç taraflı, koca Ievhalar asıldı. İnsan hepsinin ty de irkilip bir kere duruyor. Bu- eya Büzel Bir şekle koymak veya değil radyo ile yapmak acaba kubi) dayı miydi? Şehrin temiz olması, irln terbiye eğilmesi lâzmi a- Wirin böyle levhalarla çirkinleş- “emesi de lâzım... ya 1evhaların şehir için bir süs'sa- ekg. iyacakları o muhakkak ise de #&leri hasihallerin yerinde oldu- İli inkâra imkân yok: hemşehrile- eğil e çoğu #okaklara tükürmeklen Krep, Ankürmekten bile henüz var- 4 ler, Bazıları da gülerek: LN <ndim! bu pis sokaklara fükü- ” ri de nereye tükürülür?,, diyor iş munla nüktedanlik, zekâ gözler“ öğe, olduklarını sanıyorlar, Öyleleri ate fenama gidiyor. Sokaklar;- i Big Pis olmasının başlıca sebeble» ü » biri şehirde, sokağa tükürme" mübah görecek insanların bulun” agir. Öylelerini dünyasın en te- Ny, *h mükemmel caddesine gölü- » İhtimal ki oraya da tükürürler, e akların temiz olmasını İstemek ğe kadar pis olursa olsun bir s0- 1 tükürmiyen; © çörçüp atmıyor iy iterin hakkıdır. Bir şehirde gl) İnsanlar çoğahmea sokaklar is “eğ iy, emmez lemizlenir; o çünkü öyle yapar belediyeyi de © vazilelerini te “ğa davet, olmarsa (o zorla fan mi evhatardan bilhassa bir tanesi dg, Opuma gitti: her valandaşı, s0- tüküren adamı polise © bildir davet edeni, Bizim çoğumuzda dağlık duygusu yok: kimsenin karışmak istemiyoruz. Sokağa türlü pislikler ntan; gecenin geç ağ çalgı çalan, görülü edek, Yay, , Socuğunu veya abretliğini kı- Üky # döven hir komşumuz mu var? ineği erbiyeye, merhamete davet et- Day ndimize vazife bilmiyoruz. Ky, 96? Elbette bu İşlere karışması aka, len memurlar yardır, onlar 81. diyoruz, Bilmeliyiz ki böyle ekiş, kle biz de o komşumuzun pan ya merhametsizliğine İp & elmiş oluyorur, Onu yola ge- Dahi, salışmak, Oolmarsa polise, tee Msye, hasılı icap eden yere hü- Mi,grnek vazifemizdir. Bu, bir me İşg İSelik mi olur Hayır; o çünkü Yi gizli gizli gidip haber ver- | Ve ii İ adların harekellerini, tasav» Beğ, 401 değil, fikirlerini #hbar et kişmaktır. “Ayy larımızın münasebelsiz. Ye- ba hareketlerine bazan da lap, #Wmüz için karışmıyoruz. “Şu ar tükürmüş, beriki çocu- Wiüş; vakia çirkin bir hare ağ bir şey söyliyecek olarsam “sağ balâşır, 1$ uzar; belki ben de day Eka Vazifesini bilen vs- rk lam uğrunda, icap ederse da- Hi Sgeekten de korkmayan adam- “agi, M8 tüküren nere elbette ter- Üye #lardidır, karışırsanız size Mig yle; 0, terbiyeli, ötekine beri- KigyMlaştayacak bir adam olsayıı pt çe Mwüdakalenize lüzum kak İniz. onu terbiye etmekle mü G # *k en da ben de dayak yiyince, © be vlacuk? O yine bik vaha e akta devam eder. Belki zamankinden daha fazla i Tari m her zamankinden e Olen & Mieceği m 9 iile , ke a Naya cimeleri ikin bus ül lr, yy, Sörenmiz olur; artık © da iie td karşısına dövemiyece “4 e Tela We çıkması iklimalini dö“ Kuga etlir. Bunları | çoğumuz ay ağış, * hiç birimiz yapmağa — #$l€ bunun Için iyi valan- ümayız yal düyert,, deneyim, sizi; çeğiniz külür hiz dayak yanınıza kâr k Kurullah ATAÇ le zebunlaşmış bir vasıftadır. gön oluveriyor, | varlığıdır, U Ankara Caddesinde topu topu üç beş gazeteyiz ve on sekiz milyonluk Türk hütlesi içinde de kırk elli gazetedi. yiz. Matbuatm olgunluğu ve kemali, önce, ayni rejimin evlâtları ve muakkibi ve efkârr umumiye muvacehesinde fikriyle, kalemiy- le, ilmiyle, şuuruyla devlet yardımcısı ve faal birer. uzvu olmak İ gibi imtiyaza sahib biz kırk kişinin birbirimizi bilmemiz, sevebil. Meniz olmadığımız, henüz kemal ve hırçın birer amatör gazeteci olduğumuz inlibamı biz Kendi e)- lerimizle hazırlıyoruz. Bir gün evvel yüksek bir fikrin münuks, şanma tahsis edilen sütunda, o fikrin ve kalemin sahibi, bir gün sonra bir gammaz, bir muhbir, bir oski defterler karıştıran bezire. Gazetelerin yüksek manevi hüviyetleri Içinde frallı, sıno- kinli amele çocukları gibi gülünç görünüyoruz. o Düşünmüyoruz ki, bizbize değiliz, Muvacehesinde bulunduğumuz Türk halkı, artık Peyam Sabah gazeteelliği tarihinin seyircisi değil, bugün. kü rejimin bütün hüviyetini demessül etmiş Cumhuriyetin öz Mor memiz, biribirimizle mütesanit ve bir vahdet halinde olabilme. mizle tezahür eder, Halbuki herhangi bir ilmi, içtimal veya ah- âki veya alelâde rüzmerre bir hâdisenin münakayası sırasında, İ Türk halkma görünüşümüz kalem külkaubeyleri haleti rubiyesi, İ bulmadığımız, henüz toy Bu hareket yalnız matbuatm seviyesini düşürmekle kalmı- leme Se Gazefelerdeki münakaşalar i İ yor, tapla büyük bir sanatkâr elinden çıkmış musanna bir eserin olur, den bü kadar uzak mıiyız* Tini bulmuş olur, içine sokulmuş kemirici bir kurt, bir İasere, gibi seyircimiz Türkiyeye korku ve ümlisilik veriyoruz. Münekkidlerin, yazıcıların, muharrirlerin, ediblerin ve yani toplu bir hükümle bizlerin o kuvvetimiz, kudtetimiz İlmimizden, kemalimizden, kitabdan gelmelidir. Yoksa, şu Türk düşmusydı, bu vatan hainidir, sen cumhuriyet düşmanıydın, rejimi hazmet, İ i | tufeyli bir mahlük memiş birisin veya şasun busun gibi işi hemen mahalle samatas sına, şahsiyet davasına, İzetinefis yolunu, mazi hesaplarını dö- küvermek silâhr, Türk matbuatma yakışmıyan bir küçüklük Biz münakaşa adabından, konuşma ve yazma munşerelin- Halkm takdiri, en küçük aksaklığı bile affetmiyecek ve bir gün yüze çarpacak kadar korkunç bir mihenktir. Alemi sersem sanmak vaziyetinden kendimizi kurtardığımız gün, bu kırk kişi ve üç beş gazete, cumhuriyetin feyzine lâyık kema- Herkesi kör, Bazı böyük işler yapan fabelkalar bir gün anlamadığı bir sc, beble İflâs ediveriyorlar. Bu netice, makinelerin Itikâlini hesap- lamamak ve amortismanmı kâr ve zarar bilinçolarına koymamak gibi minimini bir ihmalin doğurduğu hâdisedir. En küçük ihmal HABER — Akşam Postası Bündan bir müddet evvel tivatro artistlerinin kazanç vergilerine te mas ederek, bugün Türkiyede bir kaç artist müstesna olmak üzere br tün diğerlerinin 50-190 kuruş ar& sında yevmiye aldıklarını vazmış ve mükelletiyellerinin ifası karşısında müşküllere düşlüklerini tebarüz et: tirmiştik. Bu münasebetle matbaamızı zi yaret eden birkaç artist, dertlerini daha vazih bir çekilde izalı ettikter, sonra düşiindükleri bir çareyi de hükümetin nazarı dikkati önüne koy Diyorlar ki: “Memleketimizin büyük eksiklik” lerinden bir; hiç şüphesiz tiyatro te şekküllerinin azlığıdır. Tiyatroyu ya şehir belediyeleri veya büyük sermaye sahipleri himaye etmek va” siyetindedirler ve âksi halde artist: ler için büsbütün fasliyet sahası bit- miş ve memlekette tiyatro sanati kal mamış olur. i Halbuki memlek-timi ihtiyaç” larmdan olan tiyatro sanatini yur dumuzun en uzak köşelerine kadar sokabilmek için hamle edecek sanat” kârlar yok değildir. Fakat (o bunlar yaptıkları grupları idame edemiyor sar. Mükellefiyeti... bize yüklüyor kendileri vermiyorlar. Halbuki günde üç lira gibi yevmiye üzerin den tahakkuk ettirilen mükelefiye mak için tavassutumuzu istediler. ların Anadoluda, Trakyada dolaş malarındaki kültürel fayda çok bür yüktür. Biz himayemizi mek v indeyiz. Öyle bir meslek sahibiyiz ki mihenk, halk karşısın da muvaffakiyettir, Kendimizi önce halka beğendirmek ve sevdirmek işi mizdir,, i Dünyanm het yerinde büyük şe birler haricinde kasabaların bile ti- yatro ihtiyaçlarını karşılıyacak te şekküller vardır, Biz bundan neden mahrum kalalım? Bir genç kız kö- mürle zehirlendi Gilatada Kâpiiçinde bir genç kı. gn feci ölümü ile meticelecen bir kömürle zehirlenme hâdisesi olmuş- tur, Kapüçinde Beyazıd mahallesinde Mandıra sokağında bekçi O İsmailin evinde Refik isminde biri oturmak- tadır, Refik üç sene kadar evvel Rize. ain Çataldere köyünden İstanbula gelmiş ve Galatada eski Parmakka. pıda 12.14 numaralı fırında çalış- mağa başlamıştır. Rofik'in Halide isminde bir de karısı vardır. Kö- yüzde de bir oğlu'ile 15 yaşlarında Meryem adında bir kızı bulunmak- bazan en büylik faclalar doğurur. © Yani kıyas olunursa, biz gazeteciler, omuzlarımıza yüklendi. Eimix buzünkü vazlfeleriminde -“arada sırada da olsa . görülen timiz otlara ağır geliyor, çabuk in tadır, İ fisah ediyorlar. Bügün Şehizadebar | Refik, çok güzel olan kızının kö. şında bir, Beyoğlunda iki ve seyvar | yünde delikanlılar tarafından mü - bulunduğunu unutmamalıyız. başka bir netice vermez. Kârşımizda, aksülimeli, attıklarımızı bir lâstik top gibi suraftımızda şaklatacak şuurlu bir halk kitlesi asama deren sanmm mekan Cenup kutbunda arazi ihtilâfı Almanya ile Norveç yeni keşfedilen bir mıntakayı paylaşamıyorlar Berlin, 10 (A A.) — Alman istihbarat bürosu, yüzbaşı Ritse- ehr'in kumandası altında bulunan Alman Kutbu Cenubi heyetinin Çenup Kutbunda 350.000 kilomet re arazi keşfetmiş olduğunu ve Al- mazyanın bu arazi üzerinde Nor- veçin hâkimiyetini otanmamakta bulunduğunu bildirmektedir. Norveç hükümetinin 4 İkinei- kâsun tarihli bir kararnamesi, ye- hi kutup arazisinin bir kıssom, bilhassa Alman heyeti tarafından keşfedilmiş clan mıntakaları iste- mekte idi, Alman isikbarat bürosu, Nor- veçlilerin bu araziye katiyyen a- yak basmamış olduklarını, binata» aleyh bu mıntakaların buraları keşfetmiş olan Almaslara ald bu- lunduğunu teyid etmektedir. Norveçin cevabı Oslo, 10 (A.A.) — Hariciye na- APRE Karie karşı manzaramız ON Fosla'dan: “Şehirde zabıla vakaları yüzde el. Mi azaldı, zırı Kont, Almanyaya göre Nor- veçliler tarafından henüz keşfedil memiş olan bir kutup arazisi üze- rindeki Alman metalibesi hakkın. da Norveç ajansının yaptığı beya-| natta, Norveçlilerin bu arazide is tikşafta bulunarak haritasını al- mış ve vesikalar toplamış bulva - duklarıar bildirmiştir , Nazır demiştir ki, “e Norveç istikşaf heyeti kü tup arazisine 14 kânunusari 939 da varmıştır ki 17 kününuevecl deshareket etmiş olan Alman hey» eti o tarihte hiç şüphesiz bu top- raklara varamamıştır.,, Buna binaen nâzır, Norveğin bü topraklar üzerinde ki hâkimiyet hukukunun nizami şekilde ilân € dilmiş olduğunu söylemiştir. Rasgele olarak da üç Kumparıyadan “başari temâdiyen kaçırılmak” “sterrhösin! tiyatro sanatkârları için çalışacak | kaher almiş ve Meryemi de 803 saha yoktur, Nihayet bunların kadroları ne ola" bilir? Halbuki bu vadide memleke timiyin ber köşesinin tiyatro ihti ânı temin edecek kadar sanatkâr mız vardır. Çok kudretli veya a? Kudretli, ne olursa olsun bu sünüt kârlar bugün işsizdirler, İlerlemek” ten, tekâmül etmekten, yükselmek- ten satfmazar meslekleri dahilinde ekmek temin edemiyecek vaziyete dirler. Bunu özlemek mümkündür ve bi: İ ce önlemek lâzımdır. Seyyah grup” m sm Hatayda Yunan konsolosu Antakya, 10 (A.A.) — Ana- dolu ajansının husus! muhabiri bildiriyor! Hatar Elen fahri konsolos. Juğuna buranın tanınmış tüc- sarlarndan B. İstireti Gliptis tayin olunmuştur. Yeni kolto- os Heyrüf Elen başkonsolosu tarafından devlet relsine. Lak. dim edilmiştir. —— İzmir hal binası İzmir, 10 (A.A) — İzmir şe. hir meclisi dün yaptığı fevka » lâde bir toplantıda şehirde bir merkez hall inşası için 390 bin lira garfına kurur verdiştir. günlerde İstanbula yanına aldirmiş te. Üç kisi bir odada yatmaktadır. lar, Refik ker sabah saat dörlle - | kalkarak fırma gitmektedir. .Bu sabah saat dört sıralarında Refik'in kurduğu çmgıraklkı saat çalmaya başlamış ve Refik gözle- rini açarak yataktan kalkmak iste. miştir, Fakat birdenbire başı dön. mliş, gözleri kararmış ve tekrar yatağa yuvarlanımıştır. Güç halle kendisini topiryabilen Refik karısı- İni da uyandırmış ve oda kapısını açabilmiştir. Biraz sonra kendileri, ne gelebilen kari koca kızları Mer- ( yemi de kaldırmak istemişler, fa - İkat zavallıy: o ağzından burnundan akan kanlarla baygm bir halde bul muşlardır, Derhal etraftan gelen. ler vasıtasiyle Meryem Beyoğlu hastanesine kaldirilmiş, fakat kız- sağız orada ölmüştür. Hastane tayibliğinin lüzum gör. termesi üzerine adliye doktoru da cesedi muayene edecektir. ——— Hatay meclisinde munzam bütçe Antakya, 10 (A.A.) — Millet meclisi toplanmış ve 220 bin Ti ralık bir mubzam bütçe kabul İ etmiştir. ü Bu bütçe bilhassa Amme hiz metlerine tahsis edilmiş bu'un- maktadır. Yeni yollar yapıla. taktır. AİZRİALU İREN İLILİN MAYER AAA çalmış mangal yemeklen zehirlenmiş ola, cak, “ex Acaba Akşam, dün akşam çıkmad mu dersiniz? Yoksa esaslı olsn o diye tahkik edip bu aksam mı bildirdi? Ayni gün Tan'dan: iç $ “Hıraalık vakaları çoğalıyor. ğ © Matbuntta fikir birliği eliveleri? .“.. ... â Bir haber Bir başlığın manası KŞAM yazıyor: v ENİ Sahahı'dan bir başlıkı “Dün sabah İstanbula bir wiktar “Mangaldan mı zehirlenip öldü?,, kar yağilı.,, Du cümleyo nazaran merhum, bakır Bir romanın kahramanı AKIT refikimiz meşhur sinçma yıl, dızı May Vest'in yazdığı bir roma. nın ismini. Min ediyor: : “Kanıksamış günahkâr,,, Biz mevzuun kahramanı anladık. Bu bir kasaplır, Mim yalnız o hü:| yelim, hem kültür yayımında kümetter değil'önce Kalktan bekle: | met etmivelim? Sanatkârlar seyyar vesika verilerek himaye edilmelerini istiyorlar ! Sanatkâr çok, sanat icra olunacak yer az olunca müessese sahipleri su pahasına sanatkârı istismar edebiliyor. Bu nasıl önlenebilir ? Neden meselâ ben üç arkadaşım Ja, Anadolumuzda veya Trakyamız da temsiller vererek hem geçinmi- hiz Bizim istediğimiz mübalâğalı bir iş değildir. Artistlere seyyar vesika verilmekle bu iş önlenebilir kanar tindeyiz. Bu takdirde dalma kontrol da mümkündür. Ehliyetsiz ve vesi- kasız çalışanların menedilmesi su- retile bu sunat da tufeylilerden kur* tarılır, sanal ve sanatkâr himeye e“ dilir. Ve nihayet biz bedii sanat fa* aliyetinde yer alırız. Kaç sanatkâr sayılabilir, yüz, iki yüz veya beş yüz. Bizim kazançları" miz nihayet büyüklerimizin gözün- den kaçmaz. Nisbeti asıl olmak ge“ rektir, Mükellefiyetimizi çok hafif” letmek lâzımdır. Aksi takdirde bu sanat sönüyor. Bizim karançlarımızda şehir tiyat” rosünun kadri ve bülçesini &sas it tihaz elmek doğru değildir. Bilmi yoruz esas bu mudur? Fakat bugün tiyatro ve sanatkârlarının ne kazan- dıklarımı sorup anlamak, tesbit ve onların kazançlarma göre ortalama bir kazanç miktarı tayin etmek mün kündür. Buzün sanatkâr çok, itrayı sanat edilecek yer azdır. Bu da a“ natkârın aleyhine oluyor. Çok talip yar, hiç talep yok. Binaenaley' ar- kadaşlarımız büyük Jedatârlikima tahammüle mecbur olarak lâyık ol- duk'arı ücretlerden çok eksiğine ça” Tışıwor. Denizbank Teşkilâ- tinüa değişiklik Muhtelif şubeler ayri müdürlüklerle idare edilecek Yer! murakabe kanunu mucibin. ce Denizbank teşkilâtmda mühim değişiklikler yapacaktır. Deniz- bank umum müdürü Yusuf Ziya Er zin bu hususta bir proje hazırlamış, İktat vekâletine arzetmek Üzere Ankaraya götürmüştür. Projenin &n mübim tarafları muhtelif branş. ların hükmü şahsiyeti büz birer müessesç haline sokulacağıdır, Bu mücssessler birer ayrı müdürlükle idare edilmekle beraber Denizbank umum müdürlüğünce bağlı olacak w tardır, İlk sârm gemi kurlarına ida. resinin bankaya bağlı müstakil! bir mücswesş Haline sökulmneile atıl » mıştır. Bundan sonra Akay we De, nizyollari işletmeleri bugünkü mors koz kadrosundan ayrılacak, İki to. gekkâl bir işletme ve idare halinde hükmi gahsiyeti haiz bir mücscess olacaktır. Gene bu cümleden olarak İstan- bul ve İzmir liman östetmeleri Je kılavuzluk (a ayrı birer müeas686 balinç getirilecektir. Kasımpaşa ve İstinye havuz ve fabrikaları birleğ, trilecek, bir müdürlükle idare olu- macaktır, Ay başında bankada birçok gubo ve büroların Jâğvı da bu yalda bir © başlangıçtır. Samanya büyük elçisi geldi Romanyanın ik Türkiye büyük tiçisi M, Stoyka dün Romanya va” Durlle memleketimize gelmiştir. Ye- ni dçiyi Galata rıhtımında Roman ya konsokaluğu erkânı karşılamış” lardır. M.Stoyka Cumhurreisimize iti- İmatnamesini takdim etmek Ozere bugünlerde Ankaraya gidecektir. ge e İM le ad dikmen Gb e İN Lİ hi