DA ŞA A eg Haber'in tarini Kavuk düşünce, dağınık siyah saçla- BD Romanı: 79 di 20 e vg HABER — Akşam Pos'sn DURRAHMAN, Ikimim Yazan: riyle Nefise meydana çıktı tun mu ? tun ? Nefise Kara Abdurrahman, hünkârı bul- makta müşkülât çekmedi. Zâten Murad da fırıl fırıl Kara Abdurrah manı arıyordu. Beyşehrinde bir is- yan hazırlandığını duymuştu. Bu işi şimdilik Kara Abdurrahmana br rakmak istiyordu. Hürkâr haklı dü şünüyordu. Kara Abdurrahman böy le yerlerde bir bomba gibiydi. Ken- disine hiç bir tehlike isabet ettir meden İsyanları berhava etmekte mahirdi. Belki bir kumandan ola" mazdı, belki değil muhakkak ola mazdı. Lala Şahinler, o Emirler Oranuslar ve hattâ Yakupla, Süley ama, onların da bu vadide Abdur- rahmanla boy ölçüşmeleri hadleri değildi. Çok aramışlar, bulamamışlar, bazıları da şöyle bir dolaşmağa gittiğini haber verdikleri Abdurrahmanı Alâaddinin eline esi: düşmüş olmak gibi bir ihtimalle ara* maktan vazgeçmişlerdi. Fakat işte Abdurrahman gelmişti, hem yanın- da çok güzel bir askerle beraber, Abdurrahman atından atladı ve sordu: — Hünkâr huzurunda kimse va: mı? — Yok, ağu; dediler, Hünkâr seni arıyor, Abdurrahman, Nefisenin elinden tutarak hünküârm huzuruna girdi ve yerlâre kapandı, Hünkâr biraz muğ- ber görünüyordu. — Neredesin Abdurrahman? Şu sirada adam avi pek mühim bir İş saydmaz, Seni aratırım, Mühim diye- ceklerim var, Ve dikkatle yanmdaki askoro ba- kıyordu. — Bu da kim Abdurrahman? Ben bunu bir yerde görmüş gibiyim. Kim bu nefer ? Bu Alâeddinin adam larmdan bittabi... Abdurrahman hünkârm eteklerin- den öperken dönüp Nefiseye de hay- kırdı : — Öpsene, hünkâr huzurundasın, Nefise öperken, Abdurrahman kavuğuna dokundu ve kavuk dişin. ca dağmık siyah ve parlak saçlarile Nefise meydana çıktı, Hünkâr ne kadar olsa baba idi. Yeriden hayret- le fırlıyarak : — Bu ne maskaralık böyle a kı- zum, gel bakayım, nasılsın, neden böyle tebdili kıyafet ederek gelme- ğe mecbur oldun ? Abdurrahmanı bizi, ti, Kara, Konyayı olunsun, #im var, et! dır, Onun! — Son sözleri şunlar oldu: “Bay Bülen- de söyle: Bu yaptığı tabloyu bana verece- ğini vaadetmişti. Sözünden dönmesin... Vak tu gelince ben gider, kendisinden isterim... Cevap vermedim, Her şey etrafımda dö- nüyor gibiydi. Kalbimde beklemediğim bir rahatlık ve bir istırab yanyana duruyordu. Melike gitmeden evvel beni düşünmüştü. Yeşilpmardan ayrılırken benden tatlı bir hatıra saklayacağını söylemişti. Bunlar se - vinecek şeyler. Fakat Zeynep halanın katt sözleri çok canımı sıkıyor. O mütemadiyen bizim biribirimize eş olmadığımızı tekrar İıyor.. Acaba Melike neden beni kendine lâyık görmüyor? Gözlerim kapalı, dirseklerim dizimde dal dım kaldım. Zeynep hala da bir şey söylemeden duru yor. O da belki kendi acısını düşünüyor. Gözlerimi açınca Zeynep halayı elinde bir sari, bana uzatıyor gördüm. — Alınız bunu, dedi, Melike giderken Bil nu size yazfı, Titriyen parmaklarım mektubu aldı. ke- ğına atıldı, Abdurrahman da pek yulka yürekli idi. Nefise ve hünkâr — Hayır şevketlü babacığım, de- di, Abdürrabmanla yanyana geldik. O kahramanın yanmâa biç korku xalırmı ? Hünkâr güldü : — Doğru Nefise, Abdurrahmanı gösbebeğim kadar severim. Allah ömrünli efzur etsin. Söyle bakalım aöden ağlarsın ? — Şövketlü babacığım, kocam et, ti sen etme, Bizi mahvederek eline ne geçecek? Daha gençiiğime doy- madma, ver elini öpeyim ve affet Hünkâr Kara Abdurrahmana bak, yanarak : — Şevketlü hünkârm, Sultanı, mn ricasmı kabul et, Alâeddin küstahlığınm cezasmı kâfi derece- de gördü. — Pek âlâ, Müsalaha etsinler, det surayımda mizafir kalam, Epey- dir hasretim. Biraz dolaşır, hava a- tr, eğlenirsin. Hünkür Abdurrahmana dönerek : — Kara, dedi, Senden bir dile- — İrade senin şevketli hünkü- | verm, Boynum kıldan incedir, — Yok, bilâkis boynun kurt boy- nu gibi'kalik olmalı. Ölnkü bu se- fer Üzerine alacağın 14, tamemile ve yapayalnız olarak senden bask» kimse tarafmdan hallolunamaz. Kendi işini kendin göreceksin. — Şereftir hana şovketlüm, irade — Beyşehri isyan etmiş, — İrnde edersin şevketlü hünrt rım. Yalniz Teke havalisini de artık sevketlüma devretmesini hâkimine söylememe izin ver hünkâr, — Neden bü Abdurrahman ? — Burada bir pürüz gibi duruyor da şevketlüm ? — Abdurrahman, sen daha Os- manlı hünkârr be demektir bilmez- İnandırma. 4 — İşaret. 5 — Bir RR 6 — Bir seyi çe- kip büyütmek, 7 sin. Ben ancak kavilerle çarpışırım. Teke hâkimi gayet fakirdir. Nüfu- Zu İstanas ve Antalyaya münhasır. Set benim evlâdmisın, padişah | Bir arslan sinek avlamakla vakit Yoksa bir şeyden mi kork- ağlıyarık babasınm kuca- hareket etdi, tar, yorlardı. hünkârm ayaklarına ka- Affeyle, muhasaradan marfı nazar Kızım Nefise de hir müd. tedi, la herbetmek ayıptır. Bu cevap karşısında Abdurrah- wan mahcup olmuştu. Hünkürn el- lerini öperek yeni vazifesi başma Bütün Osmanlı ülkesine hayret veren, Kara Abdurralımannm an- İN cak 29 arkadaşile Boyşohri isyanı- ni bastırmağa hareket etmesi oldu. Kara Abdurrahmanm bsyat ve sergüzeştlerine yeni ve fevkalâde hâdiseler ilâve eden bu Beyşehir < > lsyanı, hünkâr nazarmda Kara Ah, | 9 böcum niyetindeyiz? dürrahmanm sukuluna sobeb olmuş Şehre girince zaten kıyamet far- kolunuyordu. Şehirde bir fevkali- delik barizd. Halk dükkânlar kapanmış, biç kadın görülmez olmuştu. Her tarafta wfek büyük topluluklar ba, raretli hararetli bir şeyler konuşu- Karı Albdürrahman, değiştirdikten sonra bir Beyşehirli osnaftan farkedilemez hir hale gel gayor ve İkide birde koca göbeğini oynatarak gülüyordu. Çapraz o eğlence : 1 — Göve basan, 2 — Pizl yürü. ten uzvumüz . Afrikanm Fransiz müstemlekelerinden hur bir şehir. 3 Zevk — Avrupada bir nehir (meşhurdur) . Elcczirede bü- yük bir Türk devleti, 8 — Beyaz - Tersinden okuyunca İskambilde bir- Murad pek kof çıktı, düğünü görürüz. büyük gelir bir lokmadır. lüştüler, Bir tanesi sordu: kim geçecek? zuna bir tokat gibi haykırdı: #lâhlıydılar, sokeklar da geçecek kim var? kıyafetini Yukardan aşağı: yan - Bayrağımızın Tengi, birinde meş- sürme « Jimeler gözlerimin önünde raktediyordu. Fakat mektubu gene okuyabildim: “Dostum... Yeşilpınardan ayrıldım diye Ürülmeyiniz sakın.. Yapmağa mecbut oldu” ğüm şeyleri yapacak vakit geldi. Bilhassa Denim için ağlamayımz. Biz, biribirinden uzak yaşamaığa mahküm iki mahlikuz. Fa- kat size vaadediyorum; bir gün gelecek tek- rar konuşacağız. O vakit hnyatırm anlat" nm. Beni yirmi sene Yeşil pınara bağlayan, be buğün oradan dorla çeken (osurru siz de öğrenmiş olursunuz. O vakit başka türlü hareke edemiyeceğimi, sizinle bir arkadaş kalmağa mecbur olduğumu onlayacak ve bana hak vereceksiniz.,, “Melike, Mektubu katladım. Artık bu aşk macera“ s tamamen bitmis sayılabilirdi. e Bundan wnra Melike halkında en ufak (o bir ümit Deslemeğe dahi imkin kalmıyo.du, Aklıma bir çare geldi: — Bana adresini veriniz, dedim, Bari o na bir mektup yâzayım.. Son konuşmamız da ağzımdan çıkan sözlerden dolayı al di- liyeyim. Ihtiyar kadın bana cevap vermezden ev- vel “olmaz, der gibi başını salladı; sonra bü hareketi sözlerile tamamladi: — Hayır, şimdilik buna imkân vok, M- likenin adresini kimsenin bilmemesi Jâzım” Adır. Eğer muhakkak Melikeye © yazılacak bir şeyler varsa yazıp hava veriniz. Elime geçezek ilk fırsatta bu yazınızı ona gönde- ririm, — Bana hiç acmıyorsumuz demek hala! Niçin Me'ikenin nerede — olduğunu söyle“ mek İstemiyorsumız? Benini Melikeyi lâv:x olduğu şekilde yaşatamıyacığımı nereden biliyorsunuz? Köylü kadın kati bir sele cevap verdi: — Bira'ımız yavrum. Melike şetefli tar Dinin çizdiği parlak yolda vürüsün varsın. On yapılacak bir vazilesi var, Sizin onu bu vazifeden alikoymağa haklımız yoktur. — Hünkâr Orhan neyse ne, ama, | Yanında üç beş silâhşor var. Bunlar işi birakır- lsrsa hünkârm bir balon gibi sön, Hem Beyşehir, hünkâr boğazma Etraftakiler de göbeğini hopla - tarak gülen bu pos biyikli ile gü-| — Ama, ne yapacağız? Bursaya Başımıza Pos biyikle, bunu sora-'n omu. elini koyarak — Bire nadan, hepimiz baş sayı- Mırız. Kimseye ihtiyacımız mi var? Yol açık, Murad meşgul. Önümüze Kara Abdürrshman bunları ko , nuşmalarma terkederek diğer bir kümey egitti. Onlar da aşağı yukarı hünkâra küfürden başka bir gey söylemediler. Bir aralık daha açık | gözlülerden toplanmış bu kümeğen mişti, O da tıpkı onlar gibi yine |Iâf alacağını düşünen Abdürrahman hançerini ve palasın: taktı ve diğer da Jâfn karıştı. arkağdaşlarma da önce halkı dinle, mek Üzere talimat vererek böyle zam askerimiz yok, harbedecek mal bir topluluğun yanma sokuldu, din- İ zememiz'yok, #kçemiz yok. Bu işin altmdan nasıl çkacağız? Hünkâr sa Pos bıyıklı biri haykırarak kontü- | nıldığı kadar kof değil, Askeri yar, parası var, kudreti var, Bilmem, &- Abdürrah İma; bu işte bir çülrük tahtajn bas. man, bu sözleri tüyleri (o Ürpercrek miş olmıyalım, dinledi, Pos biyikir söylüyordu: (Devamı var) 1 — Askerin silâkına koyduğu bıçak. 2 — Refika (kadın) . Aklı olan, 3 — Az pişmiş yumurta, 4 — Durgunluk (işlememek) - Hayvan. ların gığalarından biri, 5 — Bir Türk harfi. 6 — İtiraz etmemek ü- zere birini dinleme, 7 — Bir millet navi ve cinsi - Bir edat, $ — Biri, nin diğerine duyduğu devami; guyz - İçtiğimiz. 9 — Zararlı olmı- — Memleket sağ olsun. Hanrme- Tendiyle kerime hanım çok! (2) Bunu âyündan Şevket paşa mer- humdan vo Tunada polis wüdürü 6. lan meşhur Kanbur Ahmet beyden Işitmiştim, MİTHAT PAŞA SURİYEDEN AYRILDIKTAN SONRA Mithat paşa hakkında yavaş ya- vaş türlü rivayetler çıkarılmaya başlanmış, Abdülhamide jürnallir almış, yürümüştü, Bunların en mü- himmi paşanm Suriyede istiklâl 4, Win ederek “Buriye hldivi” olmak istediği yolundaydı. Buna delil ola. rak da wlshhsnenin tarih ti dr (1) Mithat paşadan bahsedilir. ken vezirlere mahsus elkabdan hi- diy tabirinin kullanılması güeterili- yordu. Daha tuhafı, paşanm çalış. kan talebelere dağıtmak Üzere bas tordığı madalyalar sikke bastırmak kadar ehemmiyetli telâkki ediliyor. du, Bu rivayetleri çıkaranların ele - başısı . Esad efendinin kanaatin. jce - Ahmet Mithat efendi ve müşir Ahmet Eyüb paşıydı. Esasen bu E- yüb paşayla Mithat paşa arasmda bir müddettir gerginlik başlamıştı. Bunun #aiki de Havrunda çıkan dür, zi Isyanmı bastırmak için Eyüb pa şanm veli emrine asker vermemesi, İngiliz sefirinin Suriyeyi ziyafetin. de gene asker gönderilmemesi, ev. yelco gönderilmişken tam sefir ge- leeği sırada sbebsiz geri çekilmesi — Yahu, dedi, İyi ama, munta -| idi. Dürzl isyanını böyle yardımsız, hakimnne tedbirlerle bastıran Mit- hat paşa diğer ihtilâflar dolayısiyle mükerreren istifa etmiştir. Bu isti. faları kabul etmiyen Abdülhamid, mlahat için neler istiyorsa bir lâyi, ha yayıp bir memurla göndermesi. ni bildirdi. O da lâyihayı bazırlayıp Berut mutasarrıfı Köse Raif efen- di (bilâhare paşa olan) ile İstanbu, In gönderdi, İstanbuldan da göys tahkik için müşir Hüseyin Fevzi paşa İzam edildi, Ahmet Eyüb paşa biraz sonra a7- olundu ve yerine Hüseyin Fevgi paşa beşinci ordu müşiri tayin edil- di, Bir müddet sonra ise Mithat pa şa İzmire naklolundu, Mithat paşanın icrantına gene 8. rasra mlinasebet geldikçe rücu et, mek zero biz sadede dönelim: Esad efendi bu devirde Şamda hem gazeteci, hem Mithat paşanm başkâtibiydi, hem de avukatlık va- vyordu, Fakat menfi olduğu için ığıkça avukatlık yapamıyacağı ci . “etle iki ortakla iş görüyor, lây! - »aları kendisi yazıyor, ortaklarına 'âz'mgelen direktifleri veriyor, ot- “arı mahikemoyo sevk ile perde ar. *asmdan birçok davalar ve dolayı. yle epey para kazanıyordu. Bir buçuk sene sonra, malüm #s- 3sbler ve hilelerle Mithat paşa İz- mir vilâyetine naklolunarak yerine — Ben onu vazifesinden alıkoymak fik- rinde değilim. Bu vazife one olursa olsun her vakit yanında bulunmak, körü körüne ona yardım etmek İstiyorum.. — Sizin gibi bir adamm ne çıkar? — Fakat ne o, ne de siz benim kim oldu- ğomu bilmiyorsunuz ki.. Belki ben çok zen gin bir adamım. Yahut çok nüfuzlu insan Yarla münası m olabilir. Mazide kök sa Tan eski bir sü'âleden gelmediğimi nereden biliyorsunuz? yardımından — Bütün bur'arı bana söylemekte bi: ! fayda yok.. Eğer Melikeye anlatmak isti yorsınız yazarımız, iakân bulunca gönde ririm. Artik aramızda söylenecek başka söz kal mamiztı. b * eği Ots'e nr Palde döndüğümü tsavvur et mek mümkün değildir. — Kelimenin tar manasile ne yaptığını bilmiyen bir deli Gen fa-ksızdım. M le ilk karsılart X:mız verde haşır döndü, göz'e-im karardı. Yere düşmemek i çin bir ağaca dayandım. (Divamı var) Yazan: Asaf Belg AN Suavi geyhülislim Arif efendinin sabık sadrazam Hamdi paşa, İzmif$ den naklen geldi. Biraz sonra Öğ Mithat paşa idama mahküm - ve Taife sürüldü. Hamdi paşa da Suriyeye yukarı menfi gibi geldiği halde nu İdrak edemiyerek Abdülham tabasbuz etmekteydi. Esad efen nin kayımvaldesi Çerkes ve şeyhülisâm Arif efendinin (H di peşanm kaympederi) konağı $ dan satılmış olduğundan Hamdi P $a allesiyle mlnasebeti vardı. kat buna rağmen kendisi Hamdi şanm konağına giderdi, Böyle dir ziyaretlerinden biri, Mithat şanm İstanbulda mahud muhak# mesi cereyan ettiği sıraya tessö otmişti, Hamdi paşanın iftarına gidili ti. İftarda Şam eşrafından (Arab İzzetin babası), Hac muhs$j zı Said paşalarla Mürdümzade ve diğer bazı kimseler vardı, Ye mekten sonra, hazır bulunanlar6 bazıları, Mithat paşa aleyhinde tıp fulmağa başladılar, “Alenen ret ederdi, Kadm oynatılmasınâ zin vermişti... gibi budalaca ith larda bulundular, Hamdi paşa b ları memnun olduğunu pek belli” den bir tavırla bir müddet din ten sonra: — Canm, dedi, o adam Mithat paşa) bir köpekti, Etrafi da birkaç köpek toplamıştı. Birliği havlarlardı. Hamdolsun leri Erad efendi dayanamıyarak ğa fırladı ve: — Efendimiz, dedi, köpekler ki ve sadık mahlüklardır, Memeli kette hirsiz veya yabaner görml ük dikçe havlamazlar, Şu huzurunu” havlamakta olan mahlüklar, Mit paşaya da bu tinağmelerden dem “ mak istediler ve yüz bul ' Hattâ Mithat paşanm yaptığ' ge söyledikleri (o sofihane ziyafe I bunlar evlerinde ve barimleriii tertib edip paşanm bizim gibi YER, kınlarına başvurarak rüşvet ve diye vaadiyle onu cölbetmek lerdi, Fakat ne paşa, ne de ları buna tenezzül etmezlerdi. Bugün (huzurunuzda havli, İ bunlar, yarm sizden sonra da MERİ Dnize ayni şekilde sizi zemmedii? seklerdir. Efendimiz gibi sadarii bulunmuş bir zatın o kendisile mertebedeki selefiylo böyle stmesi şanlarına yakışmaz! ğe Esat efendi mecliste bombi bi pallıyan bu sözlerden #onra gitmiş ve bir daha Hamdi pe ; *emtine uğramamıştır. ge Hamdi pasanm zevcesi bir PM, Tsnd efendinin zevcesine; “? sizlere ve çoluk çocuğunuza aci Aman Esad efendi gelsin de P e barışsın.,, demiş ve Hamdi Pİ nin barışmazsı Esad efendiyi © |tena yerlere sürdüreceğini vermistir, Bunun Üzerine Esi “endi Hamdi paşaya yu i şöndermiş ve gene barışmani i srar göstermistir: (Devamı Vi (2) Mi'hat paşanın, Bağılağ “ibüteşraf,, » Süleyman “ködiye etti i” Şehriban han” tük zevossidir. AN Maydar MW Seyi kiz kardeşi bu zevosslni muştur. (1) Bu tası Mithat paşadas ra gelen vali Wamdi paşa ters terek başka bir tarih yazdı ,