EMAN fi a ç e ğinde Haber'in tarlini Romanı:45 Abdürrahman bir hamlede s Yazan: Ikimim öyledi: - Şevketlümun kılına hata getireceğin biaman düşmanıyım. — Ağ şevketlüm, hayatı şahans- ne alt bie işi arsa geldim. — Ömrün efzun olsun hünkütim, «- Sen kimsin? Ben ettim sen etme. Lâtfunu istim- — Semada çavuşu kölen, hünkâ- dada geldim. Nirena köhpesi, mer- rm. "diren başında beni kolumdan sü - Hünkâr kalktı ve bistat kapiya ,Tüklyerek harimine aldr. kadar giderek çok emin ve mut 'İ Ve Abdürratman büdlseyi oldu. main kapıyı açtı, Fakat birdenbire ,gu gibi hikâye ederek Nüüferi Ni- geri #ıçriyarak hayret ve dehşetle! çenanın yaraladıffın: söyledi. yerinde kaldı. Prenses de korkudan | Hünkâr dikkatle Abdürrahmanı donmuştu. dinliyotdu. İçeri giren aamsa çavuşu değil,| — Ben kendisine hayatını bağış. Kara Abdürrahmandı. o Hünkâr ,Myacaktım gevketlüm, Fakat o iki hayret ve dahşetinden iatlfada © - İkndeh tan biri zehirliymin. e : den Kdz Pimli li ini eni iu salan kimdi, bölün tuner er! ledli — Peki, dedi, Nilüferin sözüne | Sana İR eğ kalymi : yeye tâbi tutmak ieeb edece! i Hamle Ü ri yl ğına alakürtle biz Sihir beli. — Şovketlimun kılına hata geti-| — Belki hata eltim şevkellüm, | vermisti. Kara Abdürmhmen baki, 4sa0ğin düşmasiyii. İsme bunu müteakip Ni- kater meri bir delikanlıydı. Öyle Hayatı şahanene el uzatacak bet.” ,lfer analığıma hancer Gtması emek lsmageliyords, bahtlardan ör değilim. Müsterih ol! mücrim olduğunu ispata kâfi değil İşte hünkâr silâbesiz bir haldeydi Biraz görüşmeğe geldim. Böyle bir midir? ve Kara Abdürruhman istese hem an ve zamanda hünklrımi fz'âç et! — Belki korkudan yaptı. hünkâr, hem de analığı diye tavsif tiğim için hakipesinden af dilerim.| .. Şevketidm, orada iki bardak | ettiği Niliferi araba sokan Bizans Kovülmuş, merdud ve makhür kü - | sarah gördün mü? Jdilberini birer hamlede mahvade- )un başka türlü buzuruna sağ gi -İ O Fvet bilirdi. vemezdi. — Onlar ne oldu” Bunu yapmaklan saritnazar çok Hünkâr hayretinden henüt kur «| O vakanm kidis olduğu oda do- | kuvvetli bulunduğu kald hünkâra tulmuş değildi. Bağırabilirdi, fakat, Jshmda mahfuz olsa gerektir. Ken-| yapılacak ber türlü tazim ve hür- kargısındaki adem öyle kolay kolay | gi elimle, Nilüferin iyileşmesine öP- | meti diz çökerek eda etmişti. An. yakayı ele vereceklerden olmadığı | gin hifzelmek üzere oraya koydum. | lattığı da hükikatse, o halde Ka- gibi bu bağırış, be'kt de hayatına| ... Hiünklirim bir teeribeme İzİn|,, Ağdirrakmanın hiçbir günahı ve hayatlarına mal olabilirdi. verirlar mi? yok demekti, Bu takdirde sarayda Derhal her ihtimali önlemek için | — Ne gibi tecrübe? bülnkârm böyle merd ve kuvvetli, prensese dönen hilnkâr: — O garıbların her ikisinden de — Sakm. Diye kaykımdı. Ses ©-| vir kediye İşireceğim, Eğer zehir karma, Otur ve bizi dinle, Bir tek | değilse katilim, gevketiümün ira - kelime söylersen kelleni vürdurü -| desine boynum kıldan incedir. Tum, — Peki. Ve biraz kendine gelir gibi oldu- | Hünkür müsaade etmişti, ama, ğu için sekin seğire oturdu. jbu tecrübeyi yapmak için Nizena, | Abdürrahman ayakta ve iki güne Sn odasına gitmek, onları oradan de Iki kançer duruyordu. almak lâzımdi. | İkl hançeri de sağ eline alarak| Bu vaziyette Abdürrabman git-| sol eliyle kapıyı tekrar kilitledi V6'sn bile alamazdı. Mutlaka hünkö- dizlerinin iki tarafına koyduğu ham. | rın gitmesi gerekti. Buna Abdür - çerlerin arasma diz çöktü. rahman gasil tahammül edebilirdi. — Şevketi, dedi, bu küstahlı-İya dönüşte hünkâr bütün tertibi: | ğr da affet, Belki şeytana uyup ka- | & olarak gelirse bu takdirde ölüm amı dökerek bigtnah bir kulumun | mukadder olurdu, Manhaza padi - hakkını Üzerine alırım. Bu itibar- İsah Orhan bir an içinde tüylerini Is biz şaki denen kulların ihtiyaten ürperten bir düşüncenin esiri olu, böyle tedbir alırız. Hünkürmm Köl ; vermişti, Ya bir gün böyle bir ze- tesiyim. İhirli garab dn kendisine sunulursa! Padişah sinirlenmişti. Bu küstah | Terihlerde az me görülüştür? adam wihsyet kendi huzuruna V8* Yiünkür Orhanm korkusu yerin - — Söyle ne istersin Kars? yirilmişti. İtimada lâyık kim var. dı» İşte Nilüferin başına felâket ge- term Arab kalfa da Nilüferim iü * İmat ettiği dadısı değil miydi? De- mek ki )alaya da, vezire da, çavu- | şa da, taraşiye de velhasıl hiç kim, | seye İtimat caiz olamazdı. Hünkâr bu tecrübenin yapılması. ni, hakikaten zehir olup olmadığını öğrenmek istiyordu. Bu takdirde saraya bu zehiri sokan kimdi, bu- Çapraz eğlence : 173456? 8940 dogus P we - Buğünkü bulmacamız Yukardan aşüğı: 1 — Büyük bir hastane tesi etmiş eski cerrahlarımızdan biri, 2 — Ba Kırsak — bir Türk harfi — Rumen parası, 3 — İçki nevilerinden en ha- fif — Eski Arap harflerinden biri, kondi halkmdan pek &z İnsan der,| ölümden Korkmaz, güçlü ve tesir! ye. ibir adama İhtiymel vardı. Birdenbire Kara Abdürrahmana | bir temayd! duymuştu. — Peki, Abilirrahman, dedi. Ben İ Ridip gölireeeğimi. Bu tecrübenin Büzlerim önünde yapılmasını late » rim, Seni taltif ederim, aksi halde, Abdürrakınan atildr: — Boynum kıldan incedir şevket İlüm, Ve gayanı dikkat olan, Abdir « ralumanın, hiçbir müeyyide isteme. den hünkârm Nirenanm odasından #arabları getirmesine riza göster . mesi olmuştu. Halbuki Abdürratman böyle lü. şünmüyordu. Hakikatte hor İlndeydi. Çünkü Teodora yanında ve elinin altında en kıymetli müeyyi- de halindeydi. Eğer hünkâr böyle bir şöye teşebbüs etse onu en çok sevdiği ve bülün hayatını bağladığı İbir kadından mahrum ederdi, Hünkâr, bu aralık hiçbir şey dü- günmüyonlu. O, sarayda dönen en- trikalardan azab duyuyordu. Nironanm dolebindeki ogarablerı getirmek çok sürmemişti, Hünkâr Iki bardağı da Kara Abdiürreshmana uzstarâk: — Haydi, dedi. Tecrübe et baka dem, (Devami va) Soldan sağa: 1 —- Burdan evvelki başvekil, 2 Bir kadın adı, — Şaraplaşmamış ü- züm suyu, 3 — Rakip olan kadın, 4 — Iç (musk) — fal 5 — Ana ve baba vessirenin toptan adı — birleş tirme edatı, 6 -« Bir Türk hari hastalıklar, 7 — Asker (eski adı) — Çalışma, 8 — Bayrağımızın rengi — Üzümün taneleri dökülmeden evvel- ki hali ve bir nevi çiçek, 9 -— Ara bistanda bir şehir (meşkurdur). — Sıfat (fransızca ve ö türkçe), 10 — Kahrâmanlıklarile o meşhür bir| gebrimiz — arkadaş. JALETLIR TARİ İKİ PE La SİNPAŞ « ff * KLAJSİ İki , | gi. Nakleden! © nini intizama soğarüd Pi kin bir taviris devi — Gazinonun ö0 dum. Beri tanıyan Bs ri tuhaf tuhat yi kn düşerek bu yak sordum. Bildiği; > len adamlardan do? Biraz ötede bir olen veya BU bir mine V tomobil de babAmi, 4 Yedekta çekilerek # man görüp tanımis riyele görür ve H gibi doğru burs. . Düşer gibi bir Başı önünde düşü!” lr) Poliş şafi Rokür# e sti, koltukta otuza gayi İran gaznte satırını “e da, muhavereyi ye yordu. Didiye kadın a mahsus yavaşlatı ii — Madam, dedir Rökür ve Didiye ilk şaşkınlıkları geçince işa müdahale etmek Jlisu - manu hissettiler. Rokur kadinin ya- nina giderek onu yarı zorla bir kol, tuğa oturttu: İ — Rica ederim madam sakin olu- nuz, Yardımmnıza teşekkür ederiz, fakat size soruluncaya kadar #usu- | nuz, Didiye ise delikanlıya yaklaşmış — Kitinle görişüyörum? Heyecandan dili dolgşan muhata- bi evvelâ ismini söyledi, sonra biri biri arkasma sual yağdırmağa beş. lar: — Ben Leonidaa Spanoptilesum. Babam öldü mü? İşittiğim doğru mu? Kendiini görmek islerim, Bol ki de o değildir. Nerede şimdi? Muhakkak görmeliyim., Leonidas Spanopulos, o elindeki gri reakli fötr şapkasını halım üs- tüine bırakıvermrlişti, Üstünde #at - rançlı kumaştan bir kostüm vardı. Yüzü, şahid kadınım tarif ettiği gi.İze dok dikkat bi, bir genç kız yüzü kadar pem- | Vaziyeti anlıyorsun be beyazir. fokur ve Didiye bunla. İriniz çok mükimdif” yi ta dikkat etmişler ve kadınm İ bilirsiniz, bu sebebi* Amına derhal lâzrmgelen ehemmiyr. | nizi, dikkatle ba H vermişlerdi. Polis şefi şimdi, de. İdan sonra iddia Ukanlaım sözlerinde ne kadar sa .İmin olarak söz SÜ mimi olduğunu anlamak istermiş - İderim. çesine onu süzmekteydi. Kadır, heyecan Delikanlı sinirlendi: zindan çıkacak E9 Cevab veriniz rica ederim, Ben | mı, babasmın sö onün oğluyum. Öğrenmek ve sor. (kadar götürebileci tak hakkımdır. Babam nerode? Kanu anlamak onö? Iki polis memurv, geride edir | kat'i kanaati epi” bekliyorlardı. Hiddetle kendini kay» | uliyetinin derece beden delikanlı İleri atılmak istedi. | dü. Detikanlıya diğ hisalni veren bir harekette bu. | kundu ve: yi İununca hemen kollarına yapişti .| — Sanıyorum yi pi lar. O bağırdı: Didiye bu sü: bar — Birükm beni! Ne istiyorsunuz | İfadey! derhal te Ci benden? — Sanıyorsunı$ Polis şefi müdahale atti? Diz mevzubahis yi — Bırakınız. va emin olarak ve “gö Delikanlıya döndü. Gayet sakin, |covab verme bir tevmrla tebii görünen, bir sun) | mi7 Lâtfen ayaği sordu: Kadın, şaşkın yer — Nasıl oldu da buraya geldi - | Bu işe girdiğine pe niz? Biliyordünuz değil mi? | muştu, Kocası” yari #! — Hayir biliyordum. Korkuyor. |leri duyar gök olu? dum. Şimdiyse hakikati anladım, | gene dilinin VE pi Babam öldürüldü değil mi? Böyle kariyi il ge Polin şefi cevab vermeksizin tas- | Hakla he man? a İ Didiya ve Rek dik yollu başını salladı. 1 seykel : i iğ asm yanma Leonidas titredi. Olduğu yerde)... mar reyi daymsmış Polis gefi sesleri” #allandı ve düşmemek için eliyle Leonidas başi sad masaya dayandı. Baydmsmak için bütün iradesini toplarnağa çalıştığı Didiye o sama” — Bu adamı m “9 Odada birkaç mal belli oluyordu. Gözlerinde yaşlar belirmişti, Didiye ilk suslini haşka bir ye- kilde sordu: hem geceyarisi, en mahrem zama- jdeydi. O tarihler cemiyetleri #erd- rında girmişti. Nereden girmişti, | lerin idare ettiği zamanlardı. nasl girmişti, Acaba yine kan dö-. Herişonünin kelmdi. Hünkâr kerek mi gelmişti, ne istiyordu, 2 | Orhan ölüp de yerine bir başka yapacaktı, bütün bunlar birer mü .| hünkür geçmiş olso, bütün siyaset amma hâlinde hünkürm kafasında | değişebilirdi. Bu itibarla düşman - bir uğultu gibi dönlip dolaşıyordu. | Jarı hlinkâr Orhanm ölümünü elbet- Kd te iaterlerdi. Nihayet sarayda da 4 — Istidanın bir adı — hafif rüz“ gür, 5 -- Dudak, »— suçsuza mahke- menin verdiği, 6 — Üç aylıklarda adı geçenlerden bir kısım, 7 — Ve- mek — yemeğin içine konduğu pir 8 — Isanın doğumundan kadar geçen asır miktarı, ime Ma (/ransızca ve öz türkçe) inazdirdmaş, 10 — nm bir adı — — Pükat nası öğrendiniz? Bir kâbustan uyanımmışçasına Le- onidas başını kaldırdı. Şaşkın gaz, kın pelis âmirins baktı. Sonra elilo yüründe beliren ter ve yaş tanole- rini sildi: — Evet, tahkikat... Bu kelimeler karmakarışık zik - DİZİNİN) ZO) Vi ii mu Sd 4duru. sı Di iia<Ddelz i>izi>i>i>i>isi>i> ZİZİixİxiRİzİxİZ 1-1 ii (-1-1-1e1 İXİR İPi>iri>i»i>i>| lela OİZj ii) ZİZİZİZİZİZİZİ Li 5 p BİAJLI LİR Dünkü bulmacaman halli HM EEE «m MALE Bir de, onun; yapacağım tabloya model masum, saf kıza nasıl utanmadan, arlan- olmağı kabul etmesi beni o kadar sevin- dirmişti ki, bana sanki, kırk yıllık ahbab maşız da, iki eski arkadaş samimiyetile, ker disine her şeyi söyliyebilirmişim, gibi geli yordu. — Biliyor musunuz, küçük dostum, ki ilk tesadüfümüzden biri sizi pek çok dü- şündüm?.. Fakat bu vadide fazla söz söylemeği mu vafık bulmadım. Sustum. Yüzünün rengi hafif uçmuş, çizgileri her zamankinden fazla sertleşmişti. Ayağa kalktı. Dudakları istihfala o bükülmüştü. Köpeğe kemik atar gibi bir tavırla: — Allaharmarladık, dedi. Yemek zama” nı geliyor; halam bekleri. Fazla bir kelime söylemeğe, hattâ yüzü me bile bakmağa lüzum görmeden, yürüdü. Bir ıslıkla yanma çağırdığı köpeğile bera- ber, uzaklaştır. Hiddetini gösteren bir keli- da benim varlığımla yokluğum arasında hiç bir fark yokmuş, sözlerim hiç bir kıy- met ve mana ifade etmiyormuş gibi... Bu hareketi müthiş surette bavsiyetime dokunmuş.. ne diyeceğimi şaşırmış bir vazi” vette, olduğum yerde mıhlanıp arkasından baka kalmıştım. — Tühaf şey! küçük hanım, bir komp” limana dahi tahammül edemediler! pekâlâ, bu kadar süsün, tuvaletin manası nadir, öy“ Jeyse?.. İstihkarı bana çok o dokunmuştu. Fakat hâlâ arkasından bakmaktan kendimi ala- muyordum. O, kimseden bir korkusu olma” dığını gösteren pervasız ve muntazam adım Jarla, arkasına bir kere dönüp bakmağa bi- ie tenezzül etmeden ilerliyor, silueti gittik- ge ufalıyor, yavaş yavaş gözden kaybolu- yordu. Tabit, hamisi köpeği de yanında!.. Kendi kendime bir noktayı kabul ve itiraf etmeğe mecbur oluyorum: zenginlikten ol- dukça uzak bir köylü teyzenin yanında bu lunan bu kiz bu kadar süse düşkünlük bel- ki hoş görülmiyebilir; fakat onun tavır ve harekâtındaki ciddiyet ve dürüstlüğe hiç- bir kötü lâf söylenemez, bu muhakkak! Hattâ, bu kadar güzel konuşmasını bi- len bu kız, valışi denecek kadar, tirkek ve çekingen... tamamile saf ve temzi bir kız! Birden, Güllü ninenin sözlerini hatırla- dım. O da, Melikenin nahoş ve ahlâkının her türlü dedikodudan vareste olduğunu söylememiş miydi? Şu halde ben, ona karşı affedilmez bir Suç işlemiştim. Birden başıma kançıktı. Ben bu İşi nasıl yapmıştım? Hangi tesirin altında hareket etmiştim?.. Ah aptal! ah, kaz kalalr, beyinsiz! Ah, insan kılığında hayvan! Kaba, haydut herif! o Bu kadar madan, çekinmeden o yenilip yutulmaz lâf- ları söyliyebildin?.. Keşki kafana koca bir taş İndirseydi de aklın başına gelseydi! ya, yarın gelmezse? Hem de gelmemekle tame” mile haklı!.. Bir yandan kendi kendime bir silrü kö” fürler ediyor, bir yandan da, bilhassa gel- memesi ihtimalinden doğan, büyük bir te- essürle, yavaş yavaş eşyamı topluyordum. İşim bitince, tabloyu elime aldım; boynum bükün, omuzlarım çökük, yüreğim sıkışık, gözlerim bulutlu bir balde, köyün yolunu tuttum. Beynimin içinde yalrız bir tek İs Hlbam, bir alev halinde, kıvnılıyor, bükü- lüyor, beynimi yakıyordu: “Ya gelmezse?.,, Evet ya gelmezse?... çünkü, “yarın görü Şürüz,, demeden, yarma ait tek bir kelime Söylemeden uzaklaşıp gitmişti. Gelmemesi de çok mümkündü. VDevantı var), bir sessizlik oldü- Ea maktulün oğlun tan ayağa kağs” vi yet söyledi: ye 3 — Evet, Ban? dur! Memarlardan Bİr renkte fötr $# elinde ae gti reti Üzerine mg bağına rd Poli ye e PR nm Leonidasa söyledi, Sonra yağı” — Böyle t: / Gazete sat BİZ siği kanlıyı 15 çaktda f raştan elbisesi? amdak! şahıs ret eğerek kati Pİ” orlyi — Evet, idi Demindenberi üzö! mt Li öldürmekle it * #unuz he ? Hele V bakayim! skmhükeni daire Örn siknendni dren eihdkni Ma PO m