ine | Gülbenk ve Toros çeteleri de Bur tedbirlere baş ihonda dere kenarmda bir ermeniyi Boğaz. | pen Cevahirciyan bu işe çok ehem- Ve vesikaları veren: AK. —716— Gevahirciyan akşam Saraya gitti ve Da Dece yarısından sonra döndü SASizlik Yana | denlerin isimleri delay ayrı ma-| 8 uydurmuş lümdu. Kara | Şimdiye kadar gafil gibi davranışı yan Ka İ besaplıydı. Panos kaçan kolcuyu vurmak için ateş etmişti ama, tutturamamıştı. yie| katletmişlerdi. Bu ermeninin Hın- -İçaklı olduğu ve öldürülmesine hiç İ bir sebeb olmadığı anlaşılmıştı. Gül- benk bu ermeniyi sırlarını bir baş » | kasına söylerken yakaladığı için öldürdüğünü söylüyordu. Fakat To ros teyit etmiyordu. Buda ikinci i!bir potlu. Bu suretle Hınçaklar a rasında bir “havf ve haşyet,, başla” r | mış bulunuyordu. Tomayan bu va- «| dide de âciz kalmış gibi görünüyor” du. Çetelerin böyle istedikleri gibi hareket etmelerinin önüne geçilemi- yordu, Halbuki bunun (zararı çok büyük olacaktı. Bilmem nedense Ro ,İmiyet vermiş ve Merzifona gelince önce bu işe vaziyet etmişti. Panos, Gülbenk, Bedrosoğlu Misak ve To- rosa şöyle bir tebliğ yaptırdı: “Mer- -) kezden emir telâkki etmeden yapılar cak icraat münhasıran şaksımza & it telâkki olunarak, bu o hareketin Hınçak gayelirine saran ve faydası moklasından tecziyeniz veya taltifi- niz cihetine gidileceği molmunuz ol- .| sun, Şu mühim anlarda resen iş yap -İmamak lâzım geldiğine and içilmişti.! Her Hınçakh bu yemine sedcketini isbat etmedikçe kendisine komite-| nin itimadı kalmaz,,, Ve gene böyle zaptiye Mustafa” yı öldüren Gülbenkin merkezden ta» Hmat almadan bu hareketi yaptığı anlaşılınca hakkında idam cezası | «! verildi. Bu işe Mihircan memur e dildi. Bu, çetelerin itaatini otemin ip için mühim bir tedbir oldu. Gül benk Merzifona gelerek Tomayana iltica etti ve bir daha böyle bir ha- rekete teşebbüs etmiyeceğine yemin| ederek idamdan kurtuldu. İ Ropenin bu müdahalesi vaziyeti 244 Ev derin bir sessizlik içindey- Yazan: İkimim ıslah etmiş bulunuyordu. Ropen Ce vahirciyanın, çetelerin bu tarzda ha” reketlerinin önüne ( geçmesinde en büyük âmil bittabi Hınçak menfaii değildi. Bu hareket; asıl gayeyi kaybetti” rerek biran evvel Hınçak hâdisesinin ortaya dökülmesine sebeb olabilir i ve bu.suretle hükümetin hazırladığı tuzak tahakkuk O etmiyebilirdi. Bu tehlike karşısında çeteleri o basıboş hareketten menetmek icap ediyor du. Bunları hep bilâhare öğrendik. Tomayanın hükümet kuvvetleri hakkında edindiği malümatı Ropen” le beraber kemali dikkatle dinle Aşağı yukarı ermenistan olmasını istediğimiz mıntaka hudutları tama- mile hükümet kuvvetlerinin elinde Hulunuyordu. Fakat Tomayanın aldığı haberlere nazaran bu kuvvet” ler çök azdı. Ellerindeki cephane bir haftadan fazla tahammüle müsait değildi. Burada gene mühim bir noktayı kaydetmek isterim, Abdülhamidin Hinçaklar ârasına saldığı casusu Rope Cevahirciyan hakikaten korkunç bir otipti, Zira, Tomayanm bir iş yapmış gibi ke- mali hararetle Ropen Cevahirciyana anlattığı bu istihbarat işlerini gene Röpen Cevahirciyan tedvir etmiş ve cephane noksarlığı ve kuvvet azlığı hakındaki malümatı yanlış olarak verdirmiş, Hinçaklılara emniyet tel- Kin etmiş, cesaretlerini kırmiamıştı. Hakikatte bu teşkilât Ropan Ce- vahirciyanm tensibi , ve takdiri ile onun gösterdiği mahallere teksif o Manmuştu. Ropen Cevahirciyan o muvakkat hükümeti toplamak lüzumunda 15- rar etli ve yafta heyetini de davet et- tirdi. Teşkilâtın faaliyetten durma- sınt istemiyordu. (Devamı va) KAHRAMAN HAYDUD j hazırlanmağa vaktin var. Ama İskala Brino yıldırımla vuru İstasyonu köşke bağlayan yol uzun clduğu için Pol köşke var. (dığı zaman ortalık bir hayli ka- rarmıştı, Kendisini bir ay için davet e | den arkadaşı Corc çok eski bir maziye ait dostluklarının icap et- tirdiği samimiyetle onu karşıla. | yarak hazırlattığı odaya götürdü. — Bana bak, iki gözüm, burada| ahat edeceğe benziyorsun de- mi?, Bir eksiğin olursa Allah aşkına çekinmeden söyle. o Ka. rumla misafirlerimizi ancak akşam yemeğinde görebilirsin, Hoş, ye-| mek vakti de gel ten, ancak dur evvelâ sana bir şey söyleye. yim: Burada misafir kaldığın müddetçe boşanmadan, rovelver den bahis yok! Aksi takdirde ga! yapmış olursun, — Gaf mı?. — Evet gaf yaparsın, çünkü misafirlerimiz arasında karımın yakin akrabalarından bir kadın var. Bu hatuncağız ortalığı biri- birine katan bir aşk macerasınm kalıramanı, adi da Talya... Farla bir şey sorma şimdi.. Yemekten İ sonra etraflıca anlatırım, Yalnız kalan Pol, bir daha itina €- derek çabucak tuvaletini bitirdi. Doğrusu aşka müteallik çok şey- lere yüzü yoktu, Bir macera kak- ramanı diye tanıtılan Talya ile daha yüzünü görmeden alâkalan- maşte, Fakat kadını gördüğü zaman müthiş bir suktu hayale uğramış» tı. , Misafirler (o arasında bulu. pan üç beş kadın Talyadan çek daha güzeldiler. Hem Talyada, insanı daha ilk görüşte cezbeden meş'um kadın hali yoktu. Aksine o kadar çekin- gen ve mahcup duruyordu ki zevkle giyinmiş olduğunu, ince gümrah saçlarının ipeğe benzedi- ğini anlamak için onu uzun uza- dıya gözden geçirmek icap ediyor- du. nı vakit Corc arkadaşına sordu : — Eh söyle bakalım, Talya hakkındaki fikrin ne? , — Aman pek sönük, pek silik bir şeyl. — Aman, görünüşe aldanmal. Hani bir söz vardır; Uyuyan Su- dan kork derler, İşte bu ufak te- tek gilik gi ün kadın, karşı sindakini, ölüme ( sürükliyecek kadar kendine bağlamı; Ken- disi asıl Çakların gelinidir. Şimdi hatırlıyorsun değil mi? Artur iş- mindeki sevgi - bilmem hang! meseleden - silâh: evvelâ kadına şekmiş, arkasından da kendi vurul muştu, Vakia Talya bu işi hafif ya ralanma ile atlattt ama bu vak'a- nm gürültüsü aylarca, hattâ sene- lerce ctralta çalkandı, durdu, . Her halde bir kıskançiık meselesi olacaktı. İşin asıl feci tarafr, vaka kadının evinde geçti. Tabii ar. asından böşünma.. Hem öyle bir boşanma ki sorma!.. Talyayt her- hangi bir tehlikeden korumak için kocasını aylarca nezaret altında bulundurmak icap etti, — Şimdi hatırladım, hatırla” dım.. Hay Allah müstahakını ver- tin! Bu maceraları yaratan, ufak tefek, bu yerden bitma kadın mı? — Tabii ya, ne sarnettin? Ken- disini iyice tanılıktan sonra ba- lâ onu silik, sönük mü buluyor. sun ?1 Tabii vak'adan senta bütün kapılar bu kadının suratına kapan- dn. Fakat karımın puika yüreğini biliyorsun.. Misafir geldiği zaman lar surat edemedik. Arada sırada bize geliyor. — Bu vak'adan sonra, bari us Ju oturdu mu?. — Zannetmem.. Bana kalırsa aşk için yaratılmış bir kadın... Böyle kadınların tek durmasına imkân yoktur. Ama sütten ağzı yandığı için yoğurdu üfleye üfle- ye yiyor. Yapıyorsa da ses sadası ye yiyor. Biraz geliri var. Galiba bir apartımana çekilmiş oturuyor. Yemekten sonra iki arkadaş ci- gara salonunda başbaşa kaldıkla- di. O, çocuğunu birkaç dakika sonra göreceğinden dolayı bü- yük bir sevinç içindeydi.. Fakat obu dakikada muhakkak uyu muş olacâktı.. Onu uyandırması için Juanaya nasıl bir sebep uy- durmalıydı?, Ona birdenbire babası olduğu- nu söylemeyi doğru bulmuyordu. Titriyen elleriyle, Rolanm kendisine verdiği büyük anahta- muşa döndü.. Kendinden geçti Juana korkudan ziyade derin Bir hayretle onun alnını, nabız“ Jarmı soğuk suyla uğmıya baş- dadır. Bir kaç dakika sonra, fakat güçbelâ kendisine getirebildi.., Haydut mırıldanıyordu: — Kaçırıldı ba... Kaçırıldı .. — Evet, Iskala Brino... Kaçr rıldı. İskala Brino şimdi ağlıyordu ., — Bana bak Corç, kadını sen de tanıyorsun galiba, . KAHRAMAN HAYDUD olduğunu gördü.. Dişleri arasın. dan: — Böylesi daha iyi. bir hayli kolaylaştıracak! mırıldandı, Kollarının arasına #larak ran- dala götürdü. İhtiyar gemici de arkasın- dan: — Hakikati şimdi anlıyorum. diye homurdandı. Sandrigo boğuk bir sesle: — Sus ahmak! diye mukabe- İşimi diye Mücrim kadın Çeviren: “Suat Derviş — A... Yok iftira istemem. Ev- velâ bilirsin ki karımı severim ... Sonra böyle aşk faciası kahrama” nt meş'um kadın tiplerindin pek hoşlanmam, Sadeliği her şeye ter. cih ederim. Sonra senin gibi his- lerime kapılan aşk amatörü de değilim.. Haydi, haydi itiraz et me; Talyanın şiddetle alâkanı çektiğini itiraf et, utanma... Pol görünüşte “kat'iyen, vallahi hata ediyorsun, hiç te öyle bir ni- yetim yok.,, demekle beraber bhe- men ertesi günden itibaren mah* cup ve çekingen görünen Talyanın samimiyetine girip bu aşk için ya. ratılmış kadını yakından tanımı- ya azmetti . Hemen işe başlayan Polun bü“ tün gayretleri boşa çıktı.. Genç kadın -Polun gösterdiği alâkayı anlamamış gibi davranıyordu. Vakıa kadnı ürkütmemek için Pol pek açılamıyordu. Ama kadı- na karşı gösterdiği hürmet biraz kapalı, sonra daha açık olarak aşktan bahsetti. Gözleri yere eğik, yüzü kıpkır- mızı, bit şeyden ürkmüş sal bir gocuk haliyle, delikanlının aşk ve hasret dolu sözlerini dinleyen bu kadın, bu haliyle hatikulâde gü- zeldi, Bu vaziyeti Polu bir kat daha ateşlendirdi. Alayla iş sahiya dö- nüyordu, kendisine öyle bir his gelmişti ki Talyadan sonra her- hangi bir kadın onun için tatsız, tuzsuz, biçimsiz bir şeydi. Bu ka” dını kazanmak için her şeyi yapa- cak, battâ icap ederse evlenecekti bile... Evet, herhalde böyle bir hare“ ket fevkalâde orijinal yeniliklerle dolu bir hayat vaad ediyordu, Müthiş kadındı bu.. Heyecan ve hicranlarını saklamasını pek güzel bilen bu kadın Polun tahmi- ninden fazla enteresandr. Bu fikrini Talya; çtığı za man kadının gözleri mahcup bir heyecanla canlandı, dudakları tit- (Lâlfen sayfayı çeviriniz) 241 İerin buluştuğu harap evin bu. landuğu maballeydi. Genç kız, bir rüyadaymış gi- bi yürüyor ve haydutlar; takip ediyordu . Birdenbire alçak ve harap bir eve doğru ilerlediklerini kırık bir merdivenden yukarı çiktık- larını gördü. Küf kokan karanlık bir oda" ya girdiklerini gördü, Kapının iki defa kilidlendiğini işitei Sandrigo perişan bir halde bu- AE rı bahçe kapısı kilidine sokarak çevirdi, Bahçeyi geçti.. Eve yak- Taştı, ,Parolayı verdi. Kapı bir- denbire açıldı.. Karşısmda Jua- nayı buldu. Çehresi sapsarıydı.. Juana alçak sesle mırıldani- yordu? — Sen misin? Nihayet gele. bildin!,. le etti. Genç kırı, tente altına yatı- rarak üzerini bir gemici manto. siyle örttü, # ge z Gözlerinden iki iri damla yaş dö" küldü.. Juana devam etti: — Evet, bu büyük bir felâket. Fakat bu seni neden bu kadar müteessir etti. İskala Brino Juanaya derin de rin baktr.. Sonra: ” — O benim iızımdı! dedi. — Kızın m:?. lunduğunu gördüğü Biyankaya izahatta bulunmıya lüzum gör. miyerek harap evin kapısından şıktı.. Bu sırada Biyanka, kem Gemici sordu; disini yere atm'ş, hüngür hün- — Arabayla katırı ne yapaca- (o gür ağlıyordu. 122. Me e 5 ÜR e te Onları sana veriyorum. Sandrigo doğruca Emper Haydi acele edelim.. yanın sarayına gitti. Kendisini Gemici bir araba ve katır $3- O şuhmeşrep kadının karşısında # 7 $ ii ; ği We / z A İskala Brino içeriye girerek bomurdandı: — Ne oldu? Burada fevkalâde bir şey geçmiş.. Bir felâket do Jaşmış. . Juana ancak başiyle “evet,, di- ye bildi. Bir hissikablelvuku felâketin Biyanka üzerinde geçtiğini an” Jattığı için bir şey sormsya cesa- ret edemiyerek oturdu. Juana titriyerek; — Biyanka kaçırıldı. dedi, — Evet Juana, bu bir sergü. zeşt, bir tarih, Onu biraz sonra anlarsın.. Şimdi söyleyecek, anla- tacak halde değilim. Bu haber, Juanayı pek heye- canlandırmış ve hayrete düşür müştü. , G — Kızın mı? Kızın mı? diye tekrarlayıp durdu, Nihayet İskala Brinoş — Anlat bana, dedi, Nasıl ok du bu iş.. Kaçıranı tanıyor mu” hibi olmaktan memnundu., Gamlarından birini çağırarak: — Bu arabayı Mester kasaba- sındaki dostumun yanına götü. receksin.. Araba ve katır bizim- dir hal Sonfa gelip beni Vere dikte bul! emrini verdi, Beş dakika sonra sandal yol almıya başlamıştı. Genç kız, sandal rıhtıma ya” naşacağı sırada kendine geldi. Burası, Sandrigonun Mestere giderken gelip girdiği, gemici- bulunca: — Size, dedi... Kızınızdan ha- ber getirdim. — Nereden öğrenâiniz?.. — Bunun size faydası yok « Fakat şu dakikada size &öyle. yebilirim ki kızınızı, daha biz çök şeyler yapabilecek bir ile tidarda bulunan bir adam kaçır. miştar, — Kenâisini öldürmek iste diğim adam. . Sandrigo, Emperyânın murık