Yıldızların, bilmediği--— miz hususiyetleri Sanatkâr, kendi şahsiyetini terkedip başka biri...» insanın hüviyetine büründüğü vakit bir ıztırap duyar Üstten ve soldan Itibaren? Jan Gaben, Alber Prejan, Şarl Buvaye, Viktor Fransen, Fransuvaz Ro zey, Remi, Danyel Rossi... Artistlerin husust hayatlarına dair bir çok yazılar yazılmış, âdet. leri, zevkleri, merakları, ihtirasla” m dün uzadıya anlatılmıştır. Seyirciler beyaz perdede bu san'atkârlarm o güldüklerini ve ağladıklarını bir çok defalar gör- dükten, c beraber gülüp ağ ladıktan sonra hususi ha dair öğrendiklerini de düşününce | artık bu sana'tkârları tamamiyle öğrendim ve anladım Sünmışlar- dır. Fakat bu zan yanlıştır. | Oynayan artistle, istirahat © den san'atzâr arasında büyük bir fark, uzun bir mesale vardır. | Seyirci, sân'atkârın kendi hü viyetinden gâyet kolay sıyrılarak, | temsil ettiği şahsın hüviyetine gi rebileceğini zanneder, Fakat san. atkâr ekseriya kendi şahsiyetin! terkedip başka bir insanın büviye- tine büründüğü vakit bir ıztırap| duyar Mebkems huzuruna çıkan bir suçlunun duyduğu sıknırtıya ben. siyea gârip bir his, Bu iztırabı: bir ayrini hattâ daha şiddetlisini sâhnedeki vazifesini bitirip asd büviyetihe göçerken hisseder . Stüdyoda, bildiğini film çok defalar çevr kârın en çök sinirli oldı lar birçok defalar çev filmin son sahnesini çevirdikten sonraki dakikalarıdır. Bu dakika- larda san'atkâr ne tamamiyle ken- ne de terasil etmek diği şahıs. | Bu dakikalarda Remü çok asa | bidir. Kaşları çatar, gösleri göl- gelenir, saçlar: diken diken olur Ufak bir mesele yüsünden patla mağa köprürmeğe hazırdır, o dakikalardan birinde Remü crza- rasım yakmak için kibrit bulamıyor, artistin bu vaziyeti gö” birisi bir iste. ariysr, ren figüran kızlardan çakmak yakatak sanatkâra hizimet etmek istemiş, fakat ansızın sura tina inen bir tokat ile karşılaşmaz | hiç bir şey yapmamış ve hüngüz.| hüngür ağlayarak oraden uzâk laşmuştır. Jül Beri terasil bitmez, cı- gerasmı yakar, etrafa dikdik ba kar, sonra gayet kaba tabirlerle enk aerir hikâyeler an'atmağa hsa; tlarına | dikten & | berriri vu) San'atkârra bu huyunu bilen ka" dınlar o söze başlamadan evvsi stüdyodan kaçarlar, Viktor Fravcen 3s bu dakika larda çok “eş'el Güzel, nükteli sözle: sö Şarl dalgın dalgıı nü , Danyel D. bir bitir. rolü kilir. T pk Siyah sakallı adam! Ifeşhur bir Avrupalı muharririn Holivudda başına gelenler Bir sinema gazetesinde, Holtvad. da ağızdan ağıza dolaşan şu garib fıkrayı okuduk: Meşhur Avrupalı bir muharrir A- merikadaki film şirketlerinden biri- *i tarafından Amerik lir. Adamcağız ra davet edi- Stud iharrir yonun kapısına g birkaç oka ingilizce bil ektedir, . mun bekleme odasında zi- kabul eden memur mu - figüran olürak müracaat Tizce “bugün sakallılar kabul edilmiyer,, eden birisi zanneder, ve in cevabiyle muharriri #avar. Muhar - rir bu cümleden tabii bir gey maş, birkaç gün Üst üste ni cevabla karşılaşmeca ing len birisine bu cümlenin manasmı sorar, Onu öğrenince stu mesine mâni olan sakalı İükkânmda traş et d Ertesi günü sakalsız mu'u gelir, r, direktörün kadar çıkar. Kendisini * tib dire lener, muharririn gel tir. Dİ gi kâtE törün od rektör sorar: mi? — Havır! e sahtekirm biri ola - vini kaba) etmiyeceğiri hu sefer yarısla müra- aneak Holivuta gel- Avek caa* eder. V Akten on vas elin Spi *.. Daryö, Tino nma kimseyi yaklaştırmaz, kimse ile konuşmaz, kendisine #orulan lata cevâp bile vermez. Adeta güz nu bu dalgınlıktan ancak kocası kurtarabilir. Onun çağtışına mu kabele eder ; 'Tino Rossinin sahnedeki Oha. liyle, film çevrildikten sonraki hali arasında fark yoktur. Sahne- de ne kadar canlı: ise filmden son- hafaza eder, Jan Gaben film bittikten sonra ! çekingen, endişeli bir tavır takı- nır. Konuşulanları dikkatle dir İler gibidir. Fakat kendisini ağzını f açıp söz 5 Fransovaz Roze, sahnedeki vazi- İ yetini: çevrilme bittikten sonra muhafaza eder. Eğer oynadığı vol ağır başlı bir kadın rolü ise o li- sanı, hafif meşrep bir kadın ise o- muhafa” Alber Prejan ise sahneden ay- takınır. Yumrukları sıkar ve ken di kendine boks temsilleri yapı. yormuş gibi hareketler ( yapar, yamruk sallar, yüksek sesle k di kendisine kumandalar” verir. Bu hareketlerin bir çeyrek saat ka dar devam ettiği de. vakiğir. Bir nazi casu- sunun ifirafları Şimdi OH Litvax yeni # Anatol nin hazırlıkları i- ta olan dır. “Bir nazi casususnun İtirefleri,, bu film, mevzuunu, ya çıkarılan ve ge - e muhakemesi biten Alman almıştır sabaltyor. Şimdiya kadar Marlen Ditrih, Pol Luka, Frarst Biver Rot nsor ile mi Çünkü bugün Holivutta man artisilerin ekserisinin Alman- #ada akrabnları vardır ve bu Glm. | — Bunun yün olduğunu bana t İ ra ayni zindeliği, ayni meş'eyi mur| yan! rıldıktan sonra çok garip tavırlar “il rler arayıp obulmağs idin — Şunu iyi Mi: ben abdalları — Eğzsist olmadığın anlaşılıyor! Dadı İhtiyar kadın parkta dolaşıyor . du. Bir çocuk dadısındi küçük ço- cuğu döğdüğünü görünce dayana - Tofyarak müdahale e! misin? Bu kadar mü? — Ne yapayım? dedi. Daha bu İ- ge yeni başladım. Nasıl döğüldüğü- nü Sinema , — Annet eğer bana beş kuruş vermezsen kıramıkian yatan Ahme- din evine giderim! emin eder misiniz? — Dahs bu sabah meliyordu ba- Ortaklar — Mişor, — Ne var? İ — mi Maksadım onu söylemek değil Ka-| o İelnde bulu sadar güzel bir kız olunca müşteri, ve mi çarptı? ler gözlerini ondan ayıramadıkları| | pyayır. Taksit için ikide birde “yeptekten kıl çık-| “© O zaide? TA ği için her plâj na uyuyor. — Hastanm vaziyeti fena bayan. Bu #ukutlan sonra onun yarı abdaj kalmasından korkulur. — Müjde veriyorsunuz bana dok | tor. Kocam eskiden tamamile ab - | > daldı. i — Hiç nişan! Kasadar musun ? — Evet, her — Garson, kasadarmnız ne güzel İ şey öyle! — Evet efendim, Lokanta sahibi- nin fevkalâde bir buluşu da güzel | kasadar seçmektir. — Ioksnta sahibi çok mu çap - kındır? — Hayır efendim çok ihtiyardır. |! tıl,, “yemekten sinek çiktı!,, diye| || sinema siye binelim;, © binmekte ısrar eti” hale geldim. — Nafile ısrar etme dostum, ben | — Kasada yirmi lira eksik... A - | oahların biri Setıde biri bende oldu- | Zuna göre... — Uzatma canım sen de... Ma demki ortağın, onar lira koyarız, l le kalmaz. f Erkek — Sen mucizelere İnanır mam? , Kadın — Hayır. Erkek — O halde hoşuna giden İsu inci gerdanlığı boynuna takman na hiçbir zaman nasl olmıya - cak, İ Kurbanlık m — “Senin uğruna karban| olayım,, « İramı geldi, Erkok — Olayim ama'hava kuru. munuü zarara sokarım, Küdır — Neden? Erkek e. Bazis vizüleçek * deri — Nerede bulunur Naftalin? gittim. — Ama yaptın ha? Naftalin ne- İdir bilmez misin? Her eczanede bü- Lokar asansör değilim! Naftalin Yürlü elbizeleri delikdeşik olmuş- | tu, Arkadaşları kendisine sebebin! anlatidar: — Güve yemiş olacak, Biraz naf- | vazgeçmeliy im. talin al. İye bugün tam tiki sasi dirk — Bana güzl , Bir levrek kazai El lunur. Komşu eczaneye giderek bir kilo hilya şeklinde naftalin aldı. bir bonfile hazır Ertesi günü bir kilo daba almak | koz salatası hari”. üzere eczaneye gidince eçznei sor. |iarak bir baklav? İ du: muhtelif meyal — Bu kadar çok naftalin! ne ya-| — Peki efer' Dıyorsunuz? rinizin yazdığım ş“ üve öldürüyorum. manızı riça odev” — Bir günde bir kilo mu sarfet.| — İmzalams£ si tiniz? — 'Yabibi & — No yapayım, daha acemiyim; İlokantamızın #u$ N her atışta bir tane vuramıyorum ki! temeyiz tahil... e <A kre May mi KONFERANSÇI, DOKTORDA Hevkel (tüküren adama) — Hah, bir sen elsiktis”