28 Ocak 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

28 Ocak 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 İHABER'inİ AYFALIK HiKÂYESi İ A“ Vasıf iki gündenberi İstan | Japon fenerlerinden dökülen bin. bulda bulunuyordu. Uzur )bir renkli ışık yüzüne umulmaz göl senelerdir, işleri onu memleketin |çeler vermişti ve onu ağacın arka dışında tutmuştu. Bunun için bu (sından çıkıp da karşısına gelip dur- akşam Adadaki klübün salonlarını| madan seçmedi. mun orada olmadığını farketti. Fas şık kalabalık ona hep yabancı idi. |rünce, birden kendisini topladı. Du. şçoktey! kabına bunlardan birer par O yalnız birtakım mankenler sey. |dakları nazik bir tebessümle SÜS - ça karıştırdı Biraz da turunç sıktı. reder gibi, üstlerinde en şık tuva İlendi. Düşük başı doğruldu. Yor - Ve bunların hepsini sallamağa baş-| Siz reddediyorsunuz! Yine güldü: letleri taşıyan, en güzel mücevher- jsun gözleri canlandı. Ve muvakkat adı, Kuvveti yetişmiyordu. Bunu lerle süslenen güzel kadınları sey. | mesleğine lâyık bir dikkatle: Jen sarışın erkek: rediyor ve kendi Kendine: — Eniriniz efendim? — Ben görmiyeli Türk kadınları | Derken uzun boylu, geniş omuzlu elinden aldı. giyinmesini ve makyajr ne iyi öğ-| sarışın erkeğe dikkatli, dikkatli bak-! yeekteyi kabmı kuvvetle çalkar - e © “© İken dikkatli dikkatli genç kadına Diye düşünüyordu. — Bir kokteyl lütfetmenizi rica bakıyordu. Bir ara trasanın bir kenarındaki | edecektim. Size takdim edilmek Şe- Bundan rahatsız olan genç kadın: bir masada tek başına oturmuş ve | refine nail olmadığım için bu cü .| .. Benimle konuşmak istiyordu. yalnızlığınım sıkıntısı içinde birâz| relimi aflediniz... Fakat Uzun Sene. yuz dedi, halbuki bir şey söylemi. fazla viski içmişti, Sonra tek başına | ler memleketten uzaktayım. Burada kalabalık bir yerde oturmak ona se | âdeta bir yabancı gibi kaldım. G yorsunuz! — Sizi seyrediyordum. Bu -da HABER — Akşam postası 0, Baadetim Yazan: Suat Derviş » Biraz evvel bu gecelik Dİr bar | Demek ben de size hayatımdan trasalarını, bahçesini dolduran bu Karşısında yabancı bir insan gö- kaç şaşırmadı. Bir iki şişe seçti.)kızı olduğunuzu söylüyordunuz, | bahsedeceğim öyle mi?.. Fakat (bahseder? İ — Oh birçok şeylerden... Ne bileyim ben, birçok hiçlerden hattâ bazan hayatından bile... — Oh.. Bu müşkül bir şeyl. halbuki bar kızı bir müşterinin ik-| benim hayatım sizin için neden memnuniyetle kabul eder.İ şayanı alâka bir mevzu olsun? Beni tanımıyorsunuz ki!.. is —Par kızları da tanmmazlar — O halde, ben de kebul ede-j ve dinletirler... — Müsaade ediniz, diyerek onun ! ceğim! dedi. Biraz şişelerle meşgul oldu. Aynı şeyi yaptı — Niçin? — Vakit geçirmek için... — Vakıt göğirmek... Vakit ge- — Fikaralarım için bu gece çirmek Jâzim.. Doğduğumuz gün- bütü: — Şerefinize. Sarışın erkek: — Harikulâde, enfes bir gey vimli görünmemiş yerinden kalkıp | Yalnızlık beni pek yordu. Biraz gokbetiniz kadar harukülede bir| imis! biraz evvel dolaşırken bahçenin | konuşmak ihtiyacını duydum. Bu - zeşktir, risbeten tenha bir yerinde gördüğü |raya geldim. bir bara doğru ilerlemişti. Güzel kadın güldü: tinin bie Sind ölabilledeğini fahri ARDA, bu geceki baloyu ter-| — Kendiwzi mazur göstermek i. ediyorsunuz. tip eden cemiyet fukaraları|çin fazla söz söylemeyiniz, dedi,| | yemindenberi ağaçın arkas» hesabıma içki satan ve bar kart va, |ben bu akşam bar kızıyım. İstedi - dan çizi seyrettim. Prestişkârlarmı. tifesini gören bir hanımefendi vardı. | ğiniz kadar gevezelik edebiliriz. Bu ,, görüyordum, £ sahbetinize do- Ve onun tezgâhınn karşısında | akşam vazifem budur. yamıyorlardı. ki uzun iskemleler hep doluydu. — Şimdiye kadar eşine tesadüf i Güzel kadınım karşısında bep erkek. etmediğim bir bar kızı! Bu akşam hakikaten, biraz fazla ler oturuyordu. Ve o hepsiyle güle- | Genç kadın güldü. Göz göze gel- ismiş olacaktı. Ne kadar çok saç rek konuşuyor, sanki çoktandır böy- | diler. malıyordü. le bir işe alışıkmış gibi maharetle| Genç kadın bu bakıştan rahatsız| Genç kadın içkiyi bir kadehe bo- hizmet görüyordu. Ali Vasıf: “Balonun en güzel ka. dinr,, diye düşünüyordu. doğru çevirerek. — Buyurunuz, oturunuz, dedi.) ibuğu da koydu. Hakikaten balonun en güzeli miy. | Muayyen hir kkteyi, mi istersiniz zü değiştirdi. di? yoksa beri size kendim bir specialite| — Siz içmiyor musunuz? Beki! mi hazırlıyayım... Onu mu İstiyor- | yalnız mr içeceğim. Lütedip bir Fakat muhakkak olan şey gözle- rinin üstündeki yaprak rengi tuva- letin, kulaklarındaki ve parmağın . daki zümrütleri kadar yeşil oluşu idi, Ortadan sıla sıkı ayrılarak ekse- den içeriye doğru kıvrılmış olan siyah simsiyah saçları canlı bir ışıltı ile parlıyordu. Zayıf, esner tenli bir kadındı. Bembeyaz dişli, kalın kırmızı du. daklı, büyücek bir ağızı vardı. Ali Vasıf, elleri smokininin ce « binde, âdeta saklanır gibi bir ağa- cın arkasına çekildi ve onu oradan seyretmeğe başladı. Genç kadının herkesle böyle tatlı tatlı konuşuşu onun hoşuna gitmi. yordu, Kendi kendine: “Bu güzel kadın, bu züppelerin sözlerinden ne zevk duyar!,, Diye düşündü. Onu böyle ne ka. dar seyretti, bilmiyordu. Birden İ- çerdeki bakara salonundan çıkan bir grup, barda oturanlara: — Bayan Ulviyenin konseri baş- yor! Diye haber verdiler. Bayan Ulvi. yenin şan konserleri!.. Bu, İstan - bul monden muhitinde aylarca İs- tihzaya sebep olan bir kadındı. Ul viye yaşlı fakat çok zengin bir kız. dr. İstanbulun bütün hayir cemiyet. lerine farla miktarda yardım edir. di. Onun için bu cemiyetler de onun hatırını kırmazlar, ve sesinin gü- Minçlüğüne rağmen iri harflerle Yarını oğuşturdu. küpelerini dü » geceyi dinledi , Bar iskemlesinde oturanlar hep ayağa kalktılar. Bardaki genç ka. dma: — Siz gelmiyor musunuz? Dediler. O: sunuz? Peki, göreceksiniz, ben iyi bir kokteyiciyim, benim kokteyile. fimin eşi İstânbulda bulunmaz. Arkaya döndü. Garsondan bir şey istiyecekti ve birinci defa olarak o. kokteylimi kabul ediniz. rim, Onu tanımıyordu. bir kabul edemezdi ya! na barda hizmet eden garson bile!.. O, yalnız kalınca elleriyle şakak- larını oğuşturdu. Küpelerini dü- zeltti. Dantel mendilini bir buz ko- vasında ıslattı. Alnında gezdirdi. Sonra kollarını kadellerin arasında boş bulduğu bir yere dayadı başını biraz arkaya düşmüş, gözleri kısık içkinin verdiği bir gevşeklik içinde geceyi dinledi, Deniz hafif ürperişlerile sahile çar pıyordu. Ve uzakta bir caz kemar” çalınıyordu. Dedi. — Henür konuşmadık ki sobe. |'üsles — Evet, diyordu, Bu hususta bütün bar kızlarına rekabet ede- bileceğim. Çünkü hayatta yezü- ne bildiğim şey budur. Bar kız- larına yalnız bu bakımdan değil, başka bakımdan da rekabet ede- bileceğim. O da bar iskemlesine oturan ikramları kabul ettim. Dedi. — Neyi yaptınız! Şerefinize, le, öleceğimiz gilin arasında vakıt geçirmek lâzım... Gözlerile onun gözlerine dik - katli “dikkatli bakıyor: — Bu geçirilmesi bir nimet sayılan ve ismine “ömrü beşer!,, denilen vaktı daha iyi bir işe İ vakfetmiye, bir sebebe, bir ga - yeye bağlamağa imkân yok mu- dur?.. Vakıt geçirmek!.. İşte gö- rüyoruz. Bu kadar kisi buraya valıt geçirmeğe gelmiştir... Bu balonun gayesi kimsenin aklında bile değildir. Vakıtlarını orlar, Ve halikın en büyük nimeti olan hayatlarmı böyle müsrif bir mirasyedi gibi saçıp dağılıyorlar. Bilir misiniz ben ne ye bayılırım? Sokakta bir nhba- Genç kadm mağrur bir gü- erkekleri meşgul etmek bakımından. Ben bir yere gitti li ba rastgelirsiniz. İki söz söyler ğim zaman bazan çok münevver ve çok zeki tanıdığım erkeklerin bar iskemlerine oturup o basit! . i oldu galiba. Bakışlarını şişelere şalttı. İçine bir parça İimon ka-| kadıncağızlarla saatlarca konuş-| ÖP! yok!.. tuklarını görür “acaba bü kadın. — Bakınız bir lezzetine! diye sö- |lar onlara bu kadar çenteresan ne söylüyorlar ki bu akıllı adam» Ben lar saatlarca - konuğuyorlar?,,! )ve hemen yanından: — Affedersiniz, işim var. Vak- Diye ayrılır... Ben o insanlara gıpta ediyorum. Vakitları olm; - yan Insanlara... — Siz vakıtları haddinden faz- derdim. Halbuki bu akşam gör -| lâ olanlara da acıyınız!!! düm. Bar iskemlesine gelip otu- ran adam ciddi bir şey konuş - — Oh imkân yok... Teşekkür ede: | mak istemiyor. Yalnız, konus - mak istiyor. Bu akşam ona dik. ikramını) kat ettim; Evlerindeki davetler- — Geçirilmesi matlup olan va» kıt, bir dişçi bekleme odasında bir istasyonda geçirilen vakıt. İşte umumiyetle bizim hepimi - zin, bütün hayatımız böyle m. de bir söz söylemeden oturan bir| kıntılı bir intizar içinde geçmi - gok insanlar bu iskenilelerin Üze- rinde birer hatip kesildiler.. Fa maması lâzım... Her gey kat siz konuşmak (istediğinizi söylediğiniz halde susuyorsunuz. — Sizi dinliyorum. — Uzaktan sohbetimin hoş ol-| fodersiniz... duğunu sizi bir türlü konuşturamıyorum. Size bir bahriye kokteyli yapa» yım bari... Bu benim icadımdır.! İster misiniz? — Lütfedersiniz. Fukat bora. | berce içeceğiz değil mi? Genç kadın, bir gözünü sıkan | vübilecek bir bar kızı değilsiniz, ndi yor mu? Halbuki bunun böyle ol- gibi zi- yan olan vaktın da faydalı olma- sı bir işe yaraması lâzım... Ben bu muhiti sevmiyorum. Fakat af- Bü akşam siz böyle sözler dinlemek için buraya ge lip oturmadınız... Hem bir bar kızı her halde bu kadar kötü ko- nuşmaz değil mi? — Sohbetinizin zevkini hiçbir Xıymetle değişmem. Ne yazık ki her akşam karşısında gelip otu » zannetmiştiniz. Fakat neşeli bir gülüşle: İçini çekti: — Beraber ! — Ns yazık!,. dedi, Dedi. Bir müddet şişelerle İR müddet sustular, u - çalkaladı. zâktan bir keman #esi meşgul oldu. Ali Vasıf kokteyli! geliyor... Konser bitmiş olacak - — Şerefinizei ji. Denizin rıhtıma vuran dal - — Şerefinize! galarının şıpırtisı duyuluyordu. G bana. kârşısında oturduğunuz teyl yapmak onazahmetli geldiği da bir bar KS! ediz zaman bir bar kızı, size nelerden için gimdi şampanya içiyorlardı, lr eti eses d ÜZEL kadın konuşuyor; 'Temmüz gecesinin harareti or- — Söyleyiniz bakalım! talığı kasıp kavuruyordu. Kek 28 İKİNCİKANUN Örapiirdi! A a re al var... — denizde tek | sey görmiyen bir 8“ niz hissediyordu” denbire vi transatlantik ii tile, bütün yllar : tırarak belirdi ara tek başına sulari i f içindekilerin duya. © yecanı duyuyor 4 transatlantiğin fd ları gibi, sizin sepPi zin ve ışıltılı şah İtilarında gözl rum. 12 Biliyorum, 51 de rastgeldiği biraz sonra... BÜ? benden uzaklaşs© tün Derme » Çok mu içki içtir3. $ siz mi çok güzeli e ri si mi, keman m Fakat içimde bir ©“ gf Bir transatlantiğin V. gil tikten sonra yine # lerin sonsüzli i balıkçı gemisi gibi #. hissediyorum. O j ken içimde bile “sandetlerin o gezi? if | zaklaştığını va İ duygusuna çok yakiti var... Biliyor mus İbazan bir daki ” zamana kadar gü$! ği rünen hayatımızın * ğını olanca bakis ruz. Ozaman h dur!,, diyemiyoru. yi düşündüklerimi an yi İyum? Siz hakiki bİC gf ç dam. Ori y değilsin derdim, büt 'rağmen sen de ' "tek başına yaran bİF ka bir şey dej «Elini bana ver... V8 kadar sıkıntılı ola” Bu kadar boş ve bu ömür belki iri” Ama, sis kızı değilsiniz ve “© işte böyle uzatami 'de'bu ele, belki de Dİ niz halde küçü! / yorsunuz; çünkü Genç kadın, ons in bir an mânasi balteş ile baktı, HEK sabi bir hareketiyi? zelterek güldü: — ke, yazik yi zı değilim, dedi. İ Fakat çok eri gi penbeleşmişti. gi seffaf derili boynu £ yordu. Bütün istih” gil gözlerinin tâ içi” yadan okunuyordu, — Yavrum, man” nuzlan düşmüş, BE ar Ali Vasıt başını i saçlı bir adam bs! run — Yarın vapur. e kalkacak... Artık # nı geldi. Pi Genç kadın yerini, gi bir kadına bira! vedalaşarak ve Ali tzütıp öptürerek 9 tv Delikanlı; balonu” çıkıncaya kâdar 60” larla takip etti. . «Sonra kendisini: nizde yanımdan büÜ sila geçen bir tr9””, rltih izlerinin hay Başını çevirmiyece* bir balıkçı gemisi mum ve eski imei daha tahammül O geceyi, barde yi a gil göslü kadını dü — Muhakkak © tim olacaktı! Diyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: