FİZ CiNATfET Bir günlük zabıta hikâyesi !kaynları üzerinde, adeti parampar- | ie gelmiş, cesedi muayene ediyor- ?ica olmuş bir halde ölü bulunduğu orsyte, | gü ve di ile İ di Bölgelerin doz gün Forsyte de tı ile buralardan aada, #öminenin geçmişti, Birdenbire oğlunun sürat- du. Polisler evin her tarafını dolaşı- yor ve parmaklığın önüne toplan- mış olan kalkı uzaklaştırmağı çö- lışıyorlardı. İeğild!; uzunca bir çizgi. Bunun ne- roden hâsıl olduğu ger en düşü- süle Doktor Forsyte: “Ben.." diye söze başladı; fakst tam o sırada dı. — R Çeviren: Nurullah ATAÇ Doktor Forsyte: — Teşekkiir oderin . Zaten işim pek o ölmüş kadıntağının halırasını kir- letme timali vardı. karısını çok #everdi. Karısının ölü bulunduğu gün Billings onur başı, | “€k- na bir Colüket gelmesinden korku. | Fakat oynadığı oyunun pek teh. he (le bir tepeyo tirmânıp kaybolduğu- | orda” me zu görmüştü. Evvelâ bunu pek ta-/ €en bil bulmuştu. Alan da o taraflarda pine -İgözmeğe gelmiş olabilirdi ya!... Fa- Yordu, | kat ondan birkaç gün sonra doktor | şarda bir gürültü oldu. Bir kadın yordu; bunun içindir ki merak edip ' ükeli olduğunu biliyordr. Bütün ki, s6si, sonra o kadınm İçeri girmesi. Ruth İle beni, onu arsmağa günder- ise, oğluyla kendisinin suçlu oldu- n8 mâni olrrak istiyen polis memu. di. Birsz sonra kadının Ölü bulun. Bunu gösteriyord! rünun sesi duyuldu. Kapı açıldı, içe- 'duğu yerden geçmişim ama bir şey larını göstermek ve hakiki katili katille inm zamanında yakalamak için ne Holün bir köşesinde Alanla ba- bası, komiser Dolin'in #wallerine ce- vab veriyorlardı. Avukat o Zackary Webb ile oğlu Craig de gelmişler. Suçlu ulmedık- İ göremedim. Ah! o sırada Yüm sonba- | gin niyeti gidip | Doktor: Forsyte, tam oğlunu gördüğü yer- de Syivin Billings'in öldürüldüğünü en fazla | öğrenmişti... Köşkte bir ışık yandı. Billinge ile Alan şimdi içeriye, salona girmiş, 0- rada ayakta münakaşa ediyorlardı. Doktor Forsyte, sokağın öteki! ta - » İrafımda durup bekledi; kalbi hale- candan parçalanır gibiydi. Pencere- den ikisinin de yüzleri görülüyordu: Birdenbire doktor Forsyte bir çığlık kopardı. Alan'ın Billings'in boğazından yakaladığını, ötekinin teprendiğini görmüştü. Acaba bu kapalı pencerenin arkasında nasil bir drom oynanıyordu. Doktor he. men alıldr. Tam merdivene geldiği zaman Billings'in sendeleyip düştü. ğünü, Alan'ın da onun üzerine e « gildiğini gördü... Yerde Billings can çekişiyordu çikti. Merdivenleri dir saniyede Sofada Oğluna 138 ğ koşarak fırlamıştı; — Alan! Delikanlı soluk soluğa: — Babam! dedi, Forsyte onu kolundan yakaladı: — Ne var?.. Ne oldu?... dödi. Gördüm... Alan kekeliyerek: — Billings... dedi... hastalandı. Belki de öldü... Bir şey... bir şey yapmak lâzm, Doktor Forsyte hemen salona koştu. Billings yerde can çekişiyordu. SÖİL Craig ile | Yüzünde yer yer mor lekeler var. js kıvranıp duruyordu. Ağzından, !burnundan da kan boşanıyordu. — Zehirlenmiş! dedi. Hem de si- Porsyto'in yanürle zehirlenmiş, kurtarmak ka- bil değil... 5 Arkama | Biraz sonra Billirigs dehşetli ih- “A heniz ' tilâçlarla kivrandı. gap. | söndü... Ölmüştü.. Börmek | Gözünün feri ..* OKTOR Forsyte komiser Do- rine: — Size vakayı olduğu gibi anla. tacağım, dedi, Saat dokuza doğru oğ Tum, Mr. Billings'i görmeğe geldi. Ben de onu takib ediyordum. Or- lar merdiven başmda (konuşurken ben de yetişmiştim. Birkaç kelime konuştuktan sonra içeri girdiler. İş- te o wrada Mr. Billings kendinde bir fenalık hissedip Alan'a: “Zan- ,nederim ben zehirlendim. Ama bir şey de içmemiştim. Ne olduğumu - anlamıyorum,, demiş. Sonra yere yuvarlandı ve biz hiçbir gey yap - mağs vakit bulamadan öldü. İşte vakanın esasi, ” | Komiser, şüpleli bi? tavırla: — Siz oğlunuzun ( söylediklerini tekrar ediyorsunuz, değil mi? de - dg. Alan hemen: — Biz sadece hakiksti söylüyo- iTuz, dedi. Hiçbir şoy elimizden gel- j Medi, ancak onun ölümünü seyret. tik, Billinge'in ölümünden sonra poli- ,99 Alan telefon etmişti. Demin ka- ranlık va sessiz olan küşük küş- kün simdi her tarafı aydınlık için. | di. Avukat elli yaşında kadar şiş- man, kisa boylu, Amirane tavırlı bir adamdı. Craig uçuk benizli, sarı, zayıf bir delikanlıyı ama o da ba bası gibi küstah tavırlıydı. Polisin geldiğini duymuş ve he- men İşin ne olduğunu anlamak İs- temişlerdi. Müteveffanm onlardan başka komşusu olmadığı için bu ko- miser, belki tahkikata yardım eğe- cek bir şeyler söylerler diye onla- Tı kabul etmişti, İkisi de kapmın ya- amdaydılar ve yavaş yavaş konuşu- yorlardı; genç Alan Forsyt'a, Cra- di. Dolin, dokto Forsyte'a: — Doktor Jones, ilk muayenesi. nin neticesi olarak, Mr, Billings'in zehirlendiğini söylüyor, dedi. “Acs- ba bütün bunlar hep Alan'ın işi mi?,, diye kıvraran zuvallı baba: — Evet, dedi, ben de o fikirde- yim. Sonra Hâve etti: — Bir kaza olacak... Komiser; — Kabil, dedi; fakat evde zebir bulamadık. Bu İş bana pek garib gözüküyor. wW EBB'ler bunları dikkatle din- liyorlardı. Birden kapı &- çılâr ve adilye tabibi içeri girdi; komisere: — Çok mühim bir şey (obuldüm, dedi, Benimle gelir misiniz? Yalnız siz gelin. Ötekiler burada kalsınlar. Doktor Forsyte, yüzünün öfke- Yan kızardığııı Kesat. A bibi ile pek sevişmezlerdi. Bu bu- #umet, mühim bir meselede ikisi - sx Bin ayrı ayrı fikir beyan elliği gün-! denberi devam ediyordu. Sotirtdan | doktor Jones'in o hususta hakikat ten hayli ayrilmiş olduğu anlaşıl- migtı. Burun için adliye tabibi, meslekdaşmı hir törlü affedemi - yordu, Forsvte: — Biliyorsunuz ki, doktor Jones, bu işin mühim akisleri olacaktır, dedi. Ümid ederim ki bu sefer de, esefe şayan neticeleri olacak bir hatada bulumassınız. Doktor Jones öfkeyle döndü. Son- ra: — Siz de gelebilirsiniz, dedi. Sonra ilâve etti: — O halde herkes gelsin. Bunu gizli tutmağa lüzum yok. Salonda Billingr'in cesedi hâlâ yerde yalıyordu, Adliye tabibi: — Şunn bakım, dokler Forsyte, dedi; mademki her şeyi pek İyi bi- lirsiniz, o halde bize bunun ne ol- duğunu da söyliyebilirsiniz. Eğildi ve ölünün pantalonunur bir hacağını gösterdi. Hakikaten bu pantalonun bacağında, doktor For- syte'in evvelâ farketmediği garib bir şey verdı. Billinge öldüğü za- man Forsyle, cesedi uzun uzadıya i muayene etmemişti. Şimdi doktor İ Jones'in işareti üzerine eğilmiş, ba- | ktyordu. i Sol bacağınm a't ksmı yrtıktı, i Doktor Jones kumaşı biraz çekti, Ayak bileğinin biraz yukarsında bir şizik vardı ve buradan biraz kan akmişt. Doktor Forsyte, Webb ile oğlu- nun yaklaştıklarını hinsetti, Yavaş- ga kalktı, Adliye tabibi: — Ne dersiniz? dedi; bu yatanm dasıl hâsü olduğunu anlıyabildiniz mi?.. Bülinge'in yanında oğlunuz- I& sizden başka kimse yoktur. Sizin söylediğine göre Billings evvelâ pek sıhhatte görünüyormuş; sotra Birdenbire yere düşmüş, birkaç sa- niye içinde de ölüvermiz. Tekrar €- #yorum, o zaman onun yanında sİ- zin ikinizden başka kimse yokmpş... Bu yara ona birinin vurduğunu gös teriyor. Acaba heyle vurulmuş? Bu yara, acib bir şeydi. Derin ri Billingw'in kizi Ruth girdi. Kiz o akşam dönmüştü. Garda bir karşılaşabilseydim!.. kimseyi bulamaymen bir arabaya | Demekki Alan'ınogün orada bu- binmiş, evin önüne gelince de baba. lunmasınm sebebi buymuş!,.. Dok- yapmalı? Onu nasl meydana çıkar. malı ve cinaye! at etmeli? Anl ölüme, hiç şüphesiz ayak bi- ig'in pek busumetle baktığı bolliy- İ smın ölümünü öğrenmişti, Cesedin yanına kapanıp ağlamağa başlad. Alan heyecanını yenmeğe çalı- şarak kızın yanma gitti ve yavaşça kemi kaldırdı. Crsig da yaklaşmak! istedi. Fakat doktor Forsyte araya girdi. Halının dışma çıktığı İçin / tahtanın üzerinde mahmuzların şi- kırtıs: işitildi. Bunu duyar duymaz doktor Jones: — Şimdi anlaşılıyor! dedi, Siz, Bilings ile boğuşmadığmnızı iddin ordunuz... Ama oğlunuzun da, sizin de söylediklerinizin bir masal olduğu şimdi meydana gikiyor!.., Eliyle doktor Föreyte'in çiz- melerini göstererek: — Billings'in bacağındaki yara- nm nereden geldiğini düşünüyor. dum! İş anlaşılâr: doktorun çizme- leri. Hele şu mahmuzlara bakın. Billings'i yaralamak için herhalde kâfi! Doktor Forsyte hayretinden dona kalmıştı. Bu ne garib ittikamdı böyle!... Evvelâ söyliyecek bir şey bulamadı; sonra kendine gelip: — Manasız şey! dedi. Beni bu işe karıştırmakla oğlumun suçlu oldu. ğunu ispat edebileceğinizi mi sani- jyorsunuz? Hele mahmuzlarıma İyi. ,ce bakin, kan lekesi bulabiliyor eu İ sunuz? Doktor Jones: — Zehir de bulacak değiliz ya! dedi Sir ek : 'bu suretle öldürmenin pek kolay ol- duğunu bilirsiniz. Sonra komisere dönüp: — Kendilerini ele verecek bütün İip uçlarmı ortadan yok etmek için, bol bol vakitleri vardı, dedi. Fakat | doktorun gidip at elbisesini değiş » #irmeğe vakti yoktu .Çizmeleri ile mahmüuzlertı bunun için Alâ aya - İğmda... Ama onları ittiham etmek İ kimin aklına gelirdi ki7... Bana ina- nabilirsiniz, komiser; hiç şüphem yok... Craig Webb dişlerinin arasm . dan: — Ben bütların ikisini de pek sevmezâim, dedi, Memnun oldum... Babası kısaca bit; — Sus!,, dedi. ... LAN sapsarı kesiimişti: — Hayır, dedi; doktor Jones yanslıyor. Fakat babası, koluna girip onu bir kenara çekti ve ağır bir sesle: — Alan, dedi, katilin kim oldu. ğumı sramsma müsaade eder mi- sin? — Elbette, hata... Ah! one bir bulabilseniz... j Biribirlerine — baktıta, Doktor Forsyte ağır hir yükten kurtulmuş | gibi bir nefes aldı. Oğlunun bâkışla- rındaki sefiyet, bütün şüpbelerini defetmişti, Alan'ın gözlerinde yn- landan eser yoktu, Sonra Ruth'a doğru dönüp: — Bilmek istediğim bir şey var, dedi. Oğlumla higanmızı niçin boz. dunuz? şimdi de niçin onunla ba .! rışmış gibisiniz? : i İki genç bakıştılar. Alan, işin aslını hızlı hiz anlat. ! İz ve hir İns İ — Baba, bu işin bütün tafsilâtr- İni söylememe vakit yok. Fakat yal- miz yuru' söyliyeyim: Ruth ile ben, goktanberi, mağam Billings'i kimin tor Forsyte'in içi büsbütün ferah, leğindeki yara sebeb olmuştu. Fa. Tadı, kat yaranın sebebi neydi? Hofhal. — Alan, dedi, demin sen buraya de Billimgs e akşam sokağa gikmiş- geldiğin vakit Billings neredeydi? tr, çünkü Alan onu dönerken — Merdiven başinda. Zannederim” görmüş. Ama acaba nereye gitmiş? evu Yeni dönüyordu. Doktor Forsyte bir ip wen bu)- — Nereden geliyormuş, söyledi muştu ama bu, soğrusu, pek küçlik mi? bir şeydi, Ölünün pantelon paçala- — Hayır. Selâmlaştıktan sonra rinm kıvrık yerinde kuru yaprak. Ruth'in avdetinden o bahsetmeğe İnr vari. Gerçi diyarda rüzgârler, başladık; madam Billing'in ölümü dallardan yaprakları koparıp oraya meselesine dair öğrenebildiklerimi. buraya uçuruyordu ama bunlarm zi de biribirimize söyledik. Bülings- böyle bir pantalon paçasına dolma» in pek sinirli bir hali vardı; bir ip larına imkân yöktu, O halde Bil ucu elde ettiğini ve bu sayede dava lings mubakkek ki bir yaprak kü- eve açabileceğini anlattı. | Ağaçın etrafında dikenli bir tel vardı . — Kimden dava açacakmış, A- lan? ! — Orasmı maateessüf söylemedi, baba, Sonra içeri girdik ve hemen ta 0 #irada onun sendeleyip yere Yu - varlandığını gördüm. l İş anlaşılıyordu. Billings ehem - miyetli bir goy öğrenmişti; fakat herhalde bunu katile de belli etmiş ve böylelikle kendi idam kükmünü imzalamıştı, i O sırada dektor Jonos'in sesi du. yuldu: ; — Doğrusu yürekler paralayıc: bir sahne! Fakat daha fazla bökle- maemiz ksbil değil, Forsyte, Oğlu- buzu da, sizi de tevkif etmeğe mec- buruz. — Bu #efer de yanılıyorsunuz, Jones! Dektor Forsyte'm tavrı birden - bire değişmişti. Şimdi o, hücuma geçmişti. Doğruldu, yumruklarını sikti; gözlerinde şimsekler parladı. Komisere dönüp: — Birkaç dakikn müsaade eder- geniz zannederim katili bulmak ka. bl olacak, dedi. | Komiserin cevabını bile bekleme- den Webb'lere doğru yürüdü ve: — Siz, dedi, onun en yakm kom- şularıydıniz. Bu akşam olanlardan bir şey görüünlüz veya işittiniz mi? Garib şey! Webi'lerin ikisi â2 sararmışlasdı, Acaba bir korktukla- TI mi vardı? Hallerine bakılırsa öyleydi. İhtiyar Webb cevab verdi — Biz bildiklerimizi komiser Do- Hin'e söyledik, Yalniz şunu tekrar edeyim: oğlum da, ben de ne bir şey gördük, ne bir şey işittik. — Siz bu akşam evde miydiniz? — Evet. Craig ile satranç oynu- yorduk. — Bu akşam Billings gelip sizi gördü mü? — Hayır, Adliye tabibi tekrnr işe karıştı; müstehzi bir tavırla: — Doğrusu gizin polislik hakkın. mesi Üzerinde yürümüştü. Doktor Forsyte komisere: — Biraz sizinle dısarı çıkmak İs- terdim, dedi, Ancak bir iki dakika. Irk bir İş. Komiser bir saniye düşündükten sonra razt oldu: — Peki, dedi. Size mâni olmam için hiçbir sebeb yok. Herkes onlara bakıyordu. Boşka hiçbir şey söylemeden dışarı çıktı. lar. Evin arka tarafında babçe zin- dan gibi karanlıktı. Rüzgür demin, ki şiddetiyle devam ediyor, ağaç - lardan kopan yapraklar iki adamın otrafında dönüp duruyordu. Bu Yap- raklar yerde ancak ince bir tabaka teşkil edebiliyordu. Sanki ri 'onlarım hepsini, Billinge'in kevin Webb'lerin köşkünden ayıran çit yanma toplamağa çalışıyordu: O. raya gelince doktor Forsyte, ayak. gömüldüğünü — Komiser, dedi, bana elektrik fenerinizi verir misiniz? Komiser fenerini uzatrı: — Buyurun; &ma ne yspacaksı- nız? dedi. Ne ariyorsunuz? Doktor sadece : — Çok yaprak bulunan bir yer a, rıyorum, diye cevab verdi. Fener yakılınca çitin ağaçların. dan biririn dibine yığılmış bir kü me kuru yaprak görüldü. Bu çitte, bahçelerin birinden ğiekine kolay- lıkla geçmeğe müsait bir delik var- d: ki bu da kuru yaprskla doluydu. Doktor: — Bakm, ya! Feneri ağacın dibine doğru çe- virdi, Ağacın göğdesi etrafina Bir tel sarilmıstı. Dü i bir-tel,. dedi, © görüyorsunuz #*es ÇERDE herkes merakla bek, Hiyordu. Fakat Obekle - meleri uzun sürmedi, Birnz sonra doktor Forsyte ile komiser lin bahçeden döndüler. Komiserin ha linden fevkşlâde höyecanda oldu- ğu belliydi. Fakat doktor gayet sas kindi; avucunun içinde bir gey tutu- yordu. Doktor Jones'a: — Oldukça ebemmiyetli bir Şey bulduk, dedi, Sonra adliye tabibine doğru yürü, yerek Webb'lerin önünden gecti Fakat birdenbire sendeledi. Tutum nacak bir yer ararken sağ eli, avu- kat Webb'in eline çarptı. Forsyle tekrar doğruldu ve doktor Jones. İn yantna gidip elini açtı, getirdiği şeyi gösterdi: — Bir parça tel, dedi, hari gu di- kenli tellerden... Üzerinde kan le- Xkeleri var da... Bunu duyar duymez Zachary öldürdüğünü bulmağa (çalışıyoruz. da bildikleriniz pek parlak değil, yWebb bir çığlık konandı Gözleri fal, Bunun İçin nlşanımızı bozmuş gibi , Forsyte, dedi. Hiçbir zaman İyi bir tas: gibi açılmın, hsfif çizilen eline göstermeyi daha münasib bulduk; memur olamazsınız. Nafile vakit yakıyordu. Birdenbire: çünirü ikimiz de ayrı syrı çalışmağı tercih ediyorduk bunun sebebini de size sonra anlatırım. Bundan başka çalıştığımızı belli etmemek de lâ- di. Doktor Forsyto bırakalım da İ- kadar ölece xımdı; çünkü en küçük bir yeyin,” kaybediyorur... Haydi, komizer... | Dolin: — Hele biraz müsaade edin, de- şin! bitirsin, ( — Siz... beni zehiriediniz! deği. Bu telin üzerinde zehir var; hem de #iyanlir.. Yetisin, bir dakfkaya m, O'sun öldüğü gibi öleceğim. (Devamı 14 üncüde)