OT | Ankara radyosu Türkiye Radye Difüzyon Poslaları TÜRKİYE RADYOSU ANKARA RADYOSU Dalga uzunluğu: 1639 m. 183 Kes./ 120 Kr, T. A. ©. 19,74 m. 15195 Kes./ 20 Kw. T.A. P. 31,70 m. 6465 Kes./ 20 Kur, TÜRKİYE SAATİYLE 1-1-1939 PAZAR 17,90 müzik (danslı pazar çayı).18,30 Saat, ajans haberleri, Meteoroloji. 18,40 Türk müziği (İncesaz - Niha- vend faslı). 19,30 Türk müziği (Muh- telif okuyuculardan seçilmiş eserler) (Müzeyen Senar, Mustafa Çağlar, Ra- dile, Müzaffer İlkar, Semahat, Mab- mut Karındaş, Safiye Tokay, Sadi). 20,15 Konuşma (Çocuk saati). 20,30 Müzik (Riyase. Cumhu, Bando. Şef: Ihsan Künçer): 1 — Marş Aus elge- mer kra (T. Rupreht), 2 — Sült or. yantal: 1 - Hint dansözleri, TI - Ganj kıyılarında, TI - Mıwr fansörleri, IV - Yüryüz. Denizde. $ — Noel ge- cesi senfonik şiir (7. 1. Kayan). 4 — Norveç « rapsodssi » T - Adantino, 1 - Presto (Lalo). 21,15 Saat, esham, tahvilât, kambiyo - sukut borsası (fis yat). 21,25 Müzik (Karışık program PI). 21,35 Müzik (Küçük orkesira); 1 — Düğün marşı (Mendelson). 2 Ikinci Macar rapsodisi (List), 3 — Kas muozet balesinden « Arsp dansı ve çiçekler valsı (Çaykovski), 4 — Rus halk şarkıları (O. Fetras). 5 — Karakteristik parça (Breybt), 6— Paris - vals (Valttöyföi), 2245 - 23 Son ajans haberleri ve yarınki prog- ram. Ankara radyosunun yarınki programı 2.1-1999 PAZARTESİ 12,0 Büyük bir virtüozun plikla- ri. 13 Saat, ajans haberleri ve me- teor - Ankara. 13,10.14 Türk müziği “Halk türküleri - Pİ), 18,30 Türk mü- siği (İnce saz - Kar - cığar faslı). 19,15 Saat, ajans haberleri, ziraat bor sası ve meteoroloji. 19,30 Mürik (ke man #oloları) çalan (Sedat Edir). 19,50 Konuşma (Doktorun santi). 20,05 Türk müziği - klasik program - İdare eden (Mesut Cemiti). Çalanlar: (Vecihe, Reşat Erer, Refik Fersan, Fahire Fersan, Ruşen Kam, Cevdet Kozan, Kemal Niyazi Seyhun): 1 — Meragalı Abdülkadir, 2 — Tab'i Mus- tafa, 3 — Tirl 4 — Dr. Supbi Ezgi, 5 — Hafık Rıfat, 6 — Kara İsmail 7 — Hacı Arif bey, 8 — Şevki bey, 9 — Rahmi bey. 10 — Lemi. 21,05 Saat, esham, tahvilât ve kambiyo - nukut (fiyat). 21,15 Konuşma, 21,30 Mürik (Küçük orkestra): 1 — Japon süit (Yöşitomo). 2 — Patelik sonatın 2- dacyosu (Meethovn). 3 — Polonez (Drigo). 4 “- Karmensila o Odland- fred). 5 — Blaoe Mazur öperetinden polpuri (Lehar). 6 — On birinci sen- foninin menveltosu (Haydn), 7 — Nachklange von Ossian (Gnde). 23,30 Müzik (Senfonik plâklar - takdim e- den » (Cevat Memduh). 23,65 - 24 Son alans haberleri ve yarınki prog- yara, N Danzigteki Yahudiler kovuluyor Lehistan bu hareketi protesto etti Varşova, 1 (A. A.) — Dansigde- ki Polonya fevkalâde (komiseri, Dangiz makamatına bir nota vere- rek Polonya tabilyetindoki yahu dilerin #hracına Polonyanm müsa. ade edemiyeceğini ve her tard hi- disesine Polonyada bulunan Dan . ziglilerden birini tardetmek #ure- tile mukabele eyliyeceğini resmen bildirmiştir. Dansigte beyan olunduğuna gö- Te, yahudilere karyı alman tedbir. ler münhasmran Danzig tablivetin. deki yahudiler alâkadar eder, İ ATATÜRK Albümünün 3üncü tabı çıktı Müvezzilerden isteyiniz ME YANIRZE Fransa niçin endişede we Baştarafı 3 üncüde novn,, ve “Repulse,, zırhılılarıdır. . Bu itibarla, Fransanın 26 bin ton ve 30 mil süratteki iki yeni zırhlısı Fransız » İngiliz beraberliği için çok mühim birer unsur sayılmaktadır. Fransa ile İngiltere, deniz kuv- vetleri karşısında, Almanyadan baş- ka İtalyayı da gözönüne alıyorlar. Bugün İtalya, deniz kuvvetlerini büyük bir süratle arttıran bir mem- lekettir ve her sene İtalyan donan- masına 25 bin ton gemi ilâve olun” maktadır. İtalya deniz kuvvetlerini 650 bin tonilâtoya çıkarmak Üzere tatbik!- ne başladığı 140 bin tonluk harp ge- misi inşaatına devam etmektedir. İtalyanın kalen dört zırhlısı bu- lunmaktadır. Bunlar eskidir, fakat çok yeni bir şekilde tamir edilmiş* tir, Otuz beşer bin tonluk iki büyül saffıharp gemisi de inşa halindedir. Bu sene içinde de donanmaya diğer iki saffıharp gemisi ilâve olunmuş” tur. Denizaltı gemisi inşaatında İtal- yanın faaliyeti bilhassa göze çarp” maktadır. Yapılmakta olan otuz ye ni tahtelbahirle, İtalyanın denizal- tı gemisi mevcudu 150 yi bulacak” tar. Bununla berâber, İtalyan tah telbahirleri Fransızlarınkinden ton itibarile çok daha küçüktür. ... Fransız bütçesinden bahriyeye ay ran 8 milyon franklık tahsisatın 5,5 mliyonu yeni gemi ve deniz tay” yâresi ile tersane, bahri üs ve mal zöme inşaatına sarfolunacaktır; 2.5 milyonu da bunların muhafaza ve idare masrafı olarak kabul edilmiş» tir. Fransanın bu sene tezgâha koya cağı gemilerin umum ton yekünu 340 bindir, Geçen sene inşasına ka” rar verilenlere (o beraber, bu sene Fransız tersanelerinde 130 harp gemisi yapılış olacaktır. Bunların 4 ü otuz beşer bin ton luk saffıharp gemisidir ki, ilki olan “Rişliyö,, geçen sene Brest'te deni- ze indirilmiş ve yerine derhal ayni tipte “Klemanso,, gemisinin inşa” sına başlanmıştır. Diğerleri deon ! sekizer bin tonluk iki tayyare ge- misi ve bir çok hafif (o gemiler ve tahtelbahirlerdir. Fransanın bu inşaatta tek endişe si rakiplerinden belki zaman itiba” rile geç kalmaktır. Bugün, haftada 40 saat mesai sistemine tabi olan gemi inşaat işçileri 44 sâat çalışma" yı kabul etmişlerdir. Fakat Alman ve İtalyan tersanelerinde daha faz” Ja çalışıldığını gözönünde bulundu” ran Fransızlar harp gemisi inşaat tezgâhlarından daha sıkı bir çalış" ma istiyorlar, Iran - Fransa ihtilâfı halledilecek mi? Paris, 1 (A. A.) — Exzelslor ga- zelesi "yazıyor: “İranla Fransa arasındaki diplo. masi münasebetlerinin inkitaı key- fiyetinin pek uzun sürmiyeceği ü- mid edilmektedir. Bu müessif hâdise siyasi ve ik- tısadi birtakım rakiplerin gizli te- sirleri ohissedilmektedir. Bunlar, İranm modern bir surette ibya ve tecdldi işinde ekseriya Fransız #0r- mayesinin, Fransız teknisyen ve profesörlerinin mesni birliğine mi. racaat etmiş olan Şehinsah Pehle- viyi Iğfal etmeğe teşebbüs etmek. tedirlar, Muahazeye şayan görülen bir ma kale neşretmiş olan Petit Perisien gezetesi İse, bir tavzih neşrederek hiçbir zaman Şehinşaha karşı ha. | karet kasdile hareket etmemiş ol- duğunu yazmaktadır.,, / HABER — Akşam postası anan talililer Dep Baz tarafı 1 nelde Fakat bizim bu İgören bayi boyuna ısrar ediyordu: — İşte canmm, deftere siz de ba- kın. Hepimiz birden kafalârımızı ad . res defterine iğdik. Bir çok silik satırlar arasında şunları okudük* “Bakırköy hastanesinde hasta Bilâl, Artık işin lâmı cm yoktu. Beş dakika sonra, yıldırım gibi asfaltta doğru gidiyorduk. Yolda bile, ar- muzibin hakiki adresini gizlemek için bu şekilde yanlış bir isim ve adres vordiğini iddia ediyorlardı. Nihayet hastanenin kapısma gel- dik. Yalnız pencerelerde işık gö- züküyor, fakat binanm civarı bir inde bulunuyordu. Et rafta çıt bile yoktu. İnsanın, bura" da bir zenginin kapalı olduğuna bir türlü inanzmıyacağı geliyordu. İKapalı kalın kapıyı hizli hizli vu- ran bayiin bu acele hareketlerine bir müddet cevab gelmedi. Neden sonra kapı arslanarak bir baş gö- züktü. Bu santle bir ziyaretçiye a. Uuşmadığı bakışlarından belli olan kaptet: — Ne oluyor canım, ne istiyor. sunuz? Siz kimsiniz? gibi birçok sualleri birden sordu. Nihayet bü- yük müjdesini verebileceğini gören bayi, bu sunllere hep birden toptan cevab verdi: “.. Mehmet, Bilâl nerede” On- lara 500 bin Jira çıktı. Çabuk ken- dilerini görelim. Partlarmı verme» ye geldik. Bu sözler bina içinde birdentire yayıldr. Sanki kapıda bir mikrofon her tarafa bu sözleri bir anda ds- Zıtmıştı. Kapı ardına kadar açılıyor Kapıcı hemen kapım “ kanadını arkasma kadar açıverdi: — Buyurun o halde, İçeri girin de konuşalım. Arka arkaya, bir sırı halinde kapıdan içeri daldık. Geniş köri- İdorun iki yanı, sanki bizi selâmla, İbiseleri bir örnek istikbaleilerle do- Yaydu. | Kapıcı önümüze düşmüştü. Biz İdayanamadık, yine sorduk: — Yahu, kani Mehmetle Bilâl? | Kapieı bu sözümüz Üzerine bize İgarib garib bakan birisine: — Ömer, git Mehmedi çağır bi- se! dedi, Sonra, kıyafetinden gar. diyan olduğu belli olan diğerine de; — Bilâl nerede, gözükmü, Baktana, ona çok pera çıkmış, zen gin olmuş artık... Biraz sonra Bilâli aramağa giden gardiyan döndü: — Efendim, Bilâl yok. Dedi. Bü- tün maaşını alıp bu akşam yılbaşı yapmağa gitmiş. arkasından anlattı: —,Bu akşam izinliydi. İşin aslı. arsan, İzinli de değildi a. ma! başka akşam olan iznini bu ak şam yapmak için arkadaşlara yal. vardı, yakardı, nihayet birisinin yes rine bu akşam o çıktı, giderken de bize: — Burada kapalı otura otura n6- redeyse yakında deli olacağım. Ha- rİ bu akşam şu aylığı alayım da, bir güzel eğleneyim. Ay sonuna ka” dar da hiç çıkmam artik dışarı, dedi, — Peki, nereye gitti acaba? di- ye sorduk. — Galiba Beyoğluna çıkacaktı. le yeni bir kat da elbise yaplırmış. tı. Yapımda 20 Jira kadar bir para da vardı. Söylediğine göre, bu ge- eeyi söyle kadınlı, çalgı, içkili bir yerde geçirecekti. Deli “Bu saaite misafir kabul etmem!,, diyor Te'ilinin birini bulamayınca. akıl hastas; olan diğerini, yani Meh - medi atadık. Biraz sonrü arkadaş- larından biri çıka geldi: Mehmet sizi bekliyor. Hazır- landı, süslendi. İlköres, “ben, bu sasite misafir kabul ime Mehmet ve arkadaşı hastabakıcı | koşan bir otomobille Bakırköyüne | kadaşlar bu işe İnanamıyotlar, bir | mak için dizilmiş tuhaf bakışlı, ei. | Bir senedenberi biriktirdiği parasi- | dedi, nihayet "canım, Sana para tereddüdümüzü İverecekler,, deyince de, “oh öy -| leyse haydi gelsinler bakalım, di- söylendi, K Biraz sonra Mehmedin “yanına girdiğimiz zaman onu iki hastaba- Jkacının nezareti altında Maamafih hademeler: *— Korkmayınız, dediler, onun deliliği yoktur. Erken bunama de- nilen hastalıkla malüldür. Tehli- keli de değildir. Melwnet 25-26 yaşlarında bir gençti. Gözlerini mütemadiyen üze- rimizde gezdiriyor. Bununla sanki — Bu telâşmız ne? neden benim etrafıma toplanıyorsunuz? istiyordu. Bu sırada yarıma yaklaştık. Ba- yi: y Mehmet, dedi, sana müjde vermeğe geldik. 500 bin lira kazan- dım. Hasta bu sözlere aldırmadı bile. Hattâ etrafındakilerin bu kadar te Hâşma da hayret eder gibi gözüktü. Mehmetten bir cevap çıkmayınca bayi telâşla hemen ellerini cebine soktu ve çıkardığı deste, deste bank notları hastaya doğru uzatarak: — Al dedi. İşte paralar. Fakat hayret değil mi? Mehmet bu defa da kendine uzatılan parala- rr elinin tersile ittikten sonra? “—Sen bana baksana dedi, Bu saatte beni rahatsız ettiğiniz yetişmiyormuş gibi şimdi de zorla para mı aldırmağa kalkıyorsunuz. Benim uykum var, Gece bu söztte para falan kabul edemem. İstersen gündüz gelirsin, görüşürüz... Bu sırada Mehmede yenii bir is kemle vererek (o oturttular. Artık hastabakıcılar bile ona başka gözle bakıyorlardı, İtibarı artmıştı, Eski- de i kalkan el doğru okşamak için iniyordu. “Kartallara ziyafet çeke- ceğim! , ada Mehmede arkadaşlar , arlık zengin oldun. Bun ne yapacaksın bakalım, ene fırıl firii dönen gözlerile etrafına bakınd — Canım, dedi, bu para mıdır Sanki? hepsini alıp söyle bir kartal- lara ziyafet çekeceğim. yafeti.. feti olacak? o Paraları güzelce onlara dağıtacağım. — Ama yaptın ha, dedik, kartal lar paradan ne anlarlar? — Peki öyle ise mademki bu olmadı ben de paraları güzelee sarar yastı” ğımın altına koyarım. Hiç olmaz- sa biraz sertlikleri gider de yumu” şarlar, Biz ağzımdan akıllı bir fikir İ- şitemiyeceğimizi anlamıştır ki, gene söylendi. — Demek ben piyangodan parâ kazandım öyle mi? Fakat ne yapa gördük. | demek | kırmızı derililerle Yaşayıp, bolbol ata bineceğim. — Ya, sonra?.. — Evlenmek istiyorum, Eskiden sevdiğim bir kız vardı. Ayşe. Onu Jalacağım. Ama beni * unutmuştur : Hem o peridir. Hep görü" dai zle; sisi ve dapvada uçuyor. Ama şimdi yorum, ben de zei kanat taktı şeceğim. — Peki, yi sın? Bu son sual iç, sıgrattı. Biz kork dl ken o odanın ortasır “aki doğru yaklaştı: — Geceleri çok ünü uyku da uyuyamıyorum. İ# “ ki bütün sobaları alıp fakirle Eıtacağım. Hepsi bolbol ısınsın Biz de gitmeğe ( hazırlanıyorduk. Hademeler onu kollarından tüte rak odasına götürürlerken haykırr yor ve bir akıllı gibi söyleniyordu: — Şu Bilâlı bana gönderin. Bi- let ondadır. Korkarım bana bir o yun oynamasın. Sonra kapıdan çıkarken bir ha deme de şunları söylüyordu: “— Bilâlı da tam akıllı zannet- İmeyin ha! O da eskiden hastaneye deli olarak girmişti. Fakat sonra ,dan akıllanacak hastabakıcı yapıl e Fakat hani Mehmet de Sira” İsinda çok akıllıdır ha,. Şu bileti bi- le Bilâla zorla o aldırdı. Küçük güler, birçok kim- senin yüzünü güldürdü Yılbaşı piyangosunda 100 bin li- talık ikramiye Üsküdarda yirmi ki- şinin ortaklama aldıkları bir bilete çıkmıştır. Fakat garip olan taraf, 9 yaşlarında küçük bir yavrunun bu İşte önayak olarak yirmi kişiden zorla para toplaması ve ikramiyeyi gazanan bileti de kendi eliyle alma” sıdır. Bu küçük, Usküdarda İhsaniyede Sultaniye sokakta 22 nuamrada Mehmet Nurinin kızı Gülerdir. Gü* Ver kendi harçlıklarından. biriktir diği bir miktar paranın bilet alma” ğa kâfi gelmediğini görünce akra" balarıma ve komşularına baş vur muş ve hepsinden birer miktar pa- ra kopararak üç gün evvel Eminö nünden bileti almıştır. Fakat bütün paralar ufaklık olduğu için bu ara (küçük Güler işinin çok oluşunu ileri süren bayiyle de kavga etmiş ve Jssatlerce bekledikten sonra istediği bileti ele geçirebilmiştir. Küçük yavru ile beraber 100 bin lira kazananlar syni sokakta otur ran Şükran, Salim, İhsan, Nimet, Handan, Güngör, Nakşidil, Hatice, Adile ve diğer birçok fakir kimse” lerdir. Bütün Üsküdar semti küçük Gülerin birçok fakir aileleri sevin- dirmesinden memnundur. İginim, Kendime bir çift np havalarda ona yeti- | ,Mehimedi yerinden ile geri çekilir- sobaya , dedi, nyada” Vare dar a başka neler yapacak” | 1 İKİNCİKANUN £ 1939 -——— Kurun, tekrar “Vakit, ismiyle, çıkıyor İstanbul matbüatının en ©9*İ (Kurun) refikimizdir. 22 ser*$ gibi hemen dörtte bir asra vi Türk efkârı umumiyesi p hesinde açık alnıyla, dürüst vE mazi birakarak, ö8Ül gelen bütün engelleri icabında yük fedakârlrklarla #ktiham rek 1939 a giren ( (Kurul gazetesi yeni yılın birinci günü İlan bugün, admı tekrar CVİ KIT) a çevirdi. VAKIT gazetesi ilk Türk şalışmaları sırasında ebedi Afi verdiği (Kurun) adını çevrili ü, Türk dil tezinin inkişaf ve mulünü müteakip (vakit) keli sinin de bir Türk soyu olduğü atı anlaşıldıktan sonra ĞA ne Büyük Atanın bağışın" bir hatırası olarak devâm et Mehmet artık çok yorulmuştu * “An 22 se, ( müddetince (VARTT) 2 nız hudutlarımız içinde de ya matbuatında tanın refikimiz, bu âdde; den bir çok mi kalmaktan zarar görmüştü, (Kurun) adını bu zarureti” karşısı ahyil ede” refikimizin ayni zâmandı zi de de yeni bir inkılâp olmuş, İstanbul matbustırm en olguf, ©” kümil ve Berşeyden önce en em* tat ve tecrübeli, dürüst şiarlaril” girmiş bulunuyor. Halka hizmet prensibini her $*- yin üstünde tutan (VAKIT), 15- tanbul matbuatından bir adımı &““ ri kalmaksızın ve bilâkis doğrs v9 dikkatli mestisiyle daima bir adım ileri halde olmasına ve maddeten hiçbir fark bulunmam men (3) kuruş tiyatı eser giştirmemiştir. (VAKIT) ” yıla girerken bu ad ve şekil deği” tirme münasebetiyle de murat kıyet ve uzun ömürler dileri#- 1939 Resimli “dörtte il at sense Hafta: Yeni yıl nüshasi fevkalâde bir şekilde çıktı 52 Sayfa 5 Krş cağım? Beni buradan dışarı bırak e e İZ la a MALE 221 EKSELSYOR maziar ki! — Niye bırakmasınlar iyi olur san elbette çıkarsın, — Ben hasta değilim ki zâten! — Tabii canım, sana hastasın de- miyoruz. Sen dışarı çıktığın zaman | SAYIN HALKA 1939 YILININ KUTLU OLMASINI CANDAN DİLER AMEAELAEN EA AA aa Nefis - Güzel - Şahane ve Emsalsiz Bir filim: SENORITA JEANETTE MACDONALD-NELSON EDDY Orijinal Şarkılarla Fransızca nüshası MELEK İngilizce orijinal nüshası iPEK Sinemalarında birden gösteril mektedir. Her iki sinemada programa ilâve olarak? Ankarada Büyük Kurultayın Açılışı Dikkat: Filmlerin uzunluğu dolayısiyle bugün her iki sinemada Saat 12.30 - 2.15 - 4.30 - 6.30 ve 9 dadır. Saat 12.30 dan 2.15 e kadar tenzilâti: bilet verilir.