. den zevk duyacak tiynette * Diz, meçhuller âleminde konuşulan, da Madam Mürkon) anlatıyor Markoni'nin ölüm şuan keşfe uğraştığı doğru değilmiş ! Alimin son günleri, deniz suyundan altın imaline çalışmakla Yegiyorinüş Bir iki gün evvel, meşhur italyan âli- mi ve telsiz telefon mucidi Markoninin, ölmözden evvel, deniz suyundan altın çıkarmak teşebbüsünde bulunmuş oldu ğunu bildirmiştik. i Madam Markoni son günuerde Paris. te bulunmaktadır. iz telefonu keş- federek insanlığa büyük bir hizmet et, miş olan âlim Markoni bugün damla, rın üzerinde bir örümcek #ğı gibi geri. ünyanın dört ucunu bira- ntenler kadar uzun bir li kimbilir daha nice a hâdim olurdu. Kıymetli âlimin karısı, kocasının ça. İışmalarına dalma manen yardım etmiş olan bir kadındır. Gazetelerde Marko ni hakkında yanlış neşriyat yaptıkları, Bı İleri sürerek diyor ki: “..* Koram için, son ginlerde ölüm Şunını keşfe çalışıyordu, diyorlar. Har buki bu tamamen yanlıştır. Kocam ba. yatı seven ve insanlığı düşünen bir a- damdı. Telsiz telefonu keşfettiği için insanlığa ufak bir hizmeti dedokun. muş sayılabilir. Son defa olarak da kır- sa dalgalarla mahrem haberlerin mu, ayyen istasyonlardan dinienmesini te- min etmiye çalışıyordu. Şüphesiz bu sl luşmahı daha ziyade vatanın selâmeti! içindi. Kocam insan olduğu ve insanlığa hâdim olmak gayesile uğraştığı için ölüm şuaını bulmak uğrunda çalışa mazdi, O yıkıcı değil, yapıcı keşifler. lip mef raya getiren ömre malik ol Madam Markoni, kocasının batireki nı da aynı sadakatle müdafaa etmek. te ve onun mukaddes hayaline en ufak bir isnatta bulunulmasına katlanama maktadır. Markoni hayatında iki gey için ça. Tişiyordu: İisanlık ve ailesi. Büyük â- Mh ailesine çok düşkündü. Bilhassa kızı Eletra, kıymetli âlimin keşifleri kadar sevdiği bir mevcudiyetti. Ma . dam Markoni kocasının bu hususiye lerine de temas ederek iyor ki “— Kocam, iki varlık arasıda, yav. rumuzun İsmini verdiğimiz Eletra va purundaki lâboratuvarı ile, sile ocağı arasında hayatını doldurdu. Bana öl. sun, çocuğumuza olsun “çok büyük bir sevgisi vardı. Fakat çalışmaları hak. kında katiyen fazla izahat vermezdi. En ziyade meşgul olduğu en mtişkül Muadeleyi halletmeğe çalıştığı zaman- larda bile, yanıma gittiğim zamen ka. tiyen sinirlenmez, işini bırakır, konu $ur ve katiyen “beni rahatsız etme. yin, diye şikâyet etmezdi. İş snatje- rinin haricinde çocuğile mesgul olmak tan büyük bir zevk duyardı. Bu zr. man larında bile lâboratuvar çalışma sının tesirinden kurtulamaz, zihninde tecessüm eden muadele, formüller a. rasında dalgın bir mek az konuşurdu. Onun bildiğ lisan, yal vaları, meseleleri halletmiye yarıyan formüllerdi. O, ilmine bu kadar dalıp medeni â Teme biraz yardım edebilmek için me deniyetten uzak kalmıştı; Cemiyet ha. yatındari pek hoşlanmaz, liboratuva- rm Üyatroya tercih ederdi İşi üzerinde de gayet titizdi. Yaplı BD işin, bulduğu meçhulün yalnız kendi düşüncesi mahsulü olmasına çok dik kat eder, onun için daima yalnız ça lişırdı. Nitekim bu tabiati, onun baş.) ladığı eseri bitirecek âlimin yetişme”! mesinde en büyük âmildir.,, Markoni son zamanlarda çok büyük keşiflerde bulunmak için çalşmakta | idi. Bu hususta en salâhiyetli ve bü. yük âlimin çalşmalarnı en yakından takip eden İnsan olmak sıfatile karısı Madam Maria Krstua Markoni diyor ki: “— Ben muhakkak ki onun taşıdızı büyük sırrı anlıyacak ve anlatacak kadar kuirete malik olmiyan' zavallı bir mahlükum.. Şimdi bile onu her 2a manki gibi lâboratuvarında hazırladı. ği en son tesisat karşısında ayakta en lişır gibi görliyorum. Kocam herkesin zannettiğinden çok baska işlerle, ve bu ana kadar bütün dünyaca meçhul! Madam Markonl olan fakat bütün dünyamın asırlar - danberi hırsını çeken bir işle meşgul oluyordu; kocam da şimdiye kadar bütün âlimlerin, kimyagerlerin uğraş. tığı altın imaline başlamıştı, Evet, Markoni yapmış olduğu bir tesisatla deniz suyundan altın çıkarmak için ge ce gündüz çalışıyordu ve bu tecrübe. sinde muvaffak da oldu., Onun her i şinde olduğu gibi bu teşebbilelinde de muvaffak olacağında zerre kadar şüp hem yoktu. Nitekim az zaman sonra onun ilk defa olarak imal ettiğini gördüm. Fakat ömrü vefa etmedi. Bütün dünyayı alâkadar eden en yeni ve en çekci bir köşti #öna erdiremeden öldü. Bugün bütün insanlık onun sırtını benden İstiyor. Fakat ne yazık ki ben onun dehasına erecek kabiliyette birİğ bir mahlü.| ğ kum.. Keşke ben de onun nurundanli insan değil, zavallı, ki bir nebze istifade edebilip bugün onun başladığı işleri bitirerek bütün insanlı ğa müfit olabilseydim.,, Bugün Parise kanser kongresine iş. tirak etmek Üzere gelmiş olan Markiz Maria, kocası gibi bir entelektüel ol madığına çok müteessir görünmekte. za Bir kadın Günlerden beri uyuyor; uyandırmak kabil olamadı Geçen cuma günü Fransada Orsay is- tasyonynda trenden inen bir adam koşa. rak gar şefliğine müracaat etmiş ve va- gonda bir kadınım hareketsiz yatmakta ol. duğunu bildirmiştir. Derhal vagona gidile- rek kadm muayene edilmiş, fakat vazi « yette cinayet olması ihtimali görülmemiş, kadının muntazaman vefes aldığı, ancak cok derin bir uykuda olduğu tesbit edil. miştir, Uyuyan kadın kırk yazlarında kadar şişman ve temiz giyinmiş bir kadındır. Ne elinde çantası, ne de yanında bir Eşyası bulunmuştur, Yalnız sağ elinde sltın bir yüzük taşımaktadır. Kadınm üzerinde hüviyetini tesbit ede- eek bir vesika bulunamamıştır. Ancak ©- linde sikışıp kalan biletin tarihine göre i sekiz gündenberi uyumakta olduğu tesbit olunmuştur. Kadmı uyandırmak için sar. folunat bütün gavretler boşa gitmiş, has- taneye ka'dırmak raruri görülmüştür, Hastanm tedavişiyle meşgul olan dok- torlar bu hususta vaziyeti şöyle izah eği PE — Bu giği ahvale nadiren (o Faslarnir. Pulat unutmayın ki bu da norma! bir has. talıktır. Hasta şimdiki halde herkes gibi tabii bir şekilde yaşıyor. Tehlikeyi mü - elb hiçbir hali yoktur, Esasân buna ben- zer birçok vakalar da myeuttur. Daha ge gön senelerde yirmi yaşında bir gencin de altı sene uyuduktan sonra ölmüş oldur ğu hatırlarınızdadır.,, Uyuyan kadmın cicai bir teşebbüs Için 1 HABER — Ağam postası ÜR pu Biliyormusunuz ki; İ Bir senede zöongin oluveren adamın | zenginliğinden on ik ay evvel am edil mesi lizımdır! — Rus darbımeseli — pe “Allahın izniyle sa İşi yaparım,, diyen adam eğer karısınm iznini de almamışsa palavra atıyor demektir, — Japon darbımeseji — ““ fki kadın bir meclisi teşkil eder; üçü bir araya gelirse cehennem olur! — Çin darbimeseli — #.. Bir kadm elinin nekadar para alabile. ceğini Allah dahi bilemez; hele bu el kür çiücük ve zarif olursa! — İspanyol darbımeseli — “.. Kavunun ve kadının iyisini bulmak sadece bir tesadüf işidir; bilirim idiasm- du olanlara siz bakmayız! — Eski Fransiz darbimeseli — ... Üç tlirlü yalan vardır: Adi yalan, yes mine hanis olmak ve statistik! — Dizraeli — ... Beni ilk defa aldatışmda kabahat 60- ir; ikinci defa aldatırsan kabahat be- — Arab darbimeseli — — Tagünlerde işlerim basımdan aşkım; İ- hi Mibe daha almağa mecbur oldum. — İngiliz karikatürü — — m! — Kaptan, vapurun istikametini tayin Için başka bir yıldız gösterin. Demin gös- terdiğiniz yıldızın hizasmı geçtik. — İngiliz karikatürü — “bilhassa utulduğu, yoksa hastalığın normal seyrini mi takri ettiği her halde düşünülecek bir meseledir. Fâkat her Şeyden övvel hastanın hüviyetini tesbit, araştırmalara bu noktadan dövam etmek lâzımdır. Şimdiki halde elde mevcut malümat yal. niza uyuyan kadının vakadan sekiz gün evvel Vov'dan Turs'a mütevecefhen bare ket ettiği ve trende uykuya daldığıdır. Bakalım Fransız polisi Yu işte bir esrar olup olmadığını Ne zaman meydana çıka- racak? a a iŞ ŞAKA Zavallı goz — Anneciğim pazari ayaklarımı çok gıkayof” ö yara içinde kaldı. — Ya? Öyleyse onl3r? çabuk cskisin! cı it Kütüphanesi çok ye veri - diltlerine de çok ebe” vi günlerde Refik Halid Karak ii serini almıştı. Kitabr, bi Yakub Kağrinln eserlerisi cellide, cildin nasil den bir pusla ile gönd“ Bir hafta sonra kitab ge ciltlenmizti. Dip raeşininde lerle göyle izahat vap KARAKAYİS e Yakub Kadri gl İos — Tabli çıkamazsım, Ben sana Üç ay nöbet müddetinde çok tıka basa yeme de“ medim miydi? Barınkapanma- sına vakit var | Barda konsomatris kız, sarhoş müşte- riye kızmış, ağzıma geleni söylüyordu. Barmı sahibi işitti ve kızı azarladı: — Kendine gel, O ne küfür öyle. Saat daha İki olmadı. Tımarhanede Başhekim bir gün hastalarından bir ka” dindan mektup aldı, Ksdm bunda, hasts olmadığını, servetine vasayet yoluyla kon- mak istiyen mirasçılarının manevrasile ti- marhaneye düştüğünü iddia ediyordu. 'Bâşheklin hastanım yanma gitti. Sant. 1ercö Konuştu ve halinde hiçbir gayritabil. lik görmedi. Birkaç gün fasıla ile yaptı- gı diğer ziyaretlerinde de ayal “kanaate va» rımca kadına: — Haklısınız bayan. Dedi, Siz hasta de- ğilsiniz, — Teşekkür ederim doktor. Hazaka- tinizin hayranıyım. Hastaneden çıkmea mirasçılarım aleyhine açacağım davada si. zi şahit göstermeme müsaade eder misi- niz? — Hayhay, Yazında buradan çıkacaksı- mz 2aten., — Çok şükür! Bi sayede geceleri orta- lığı görmek münikila olacak. Çünkü be ayım! na eza ee ” ia mişim terbiyesiz! Ben — yi ii Mantık — Bayan, bey gitti. — Sersem! bana önceden haber vere- mez. miydin? Sana tenbih de etmiştim. — Önceden boy gitmemişti ki hayan! Yiyecek meselesi İki ahçı arasmda: — Çalıştığın kapıda yiyecek iyi mi ba- Hi? — Çok fena! Yemeği iy pigirdiğim 7x. man bâna bir lokma bile birakmıyorlar; Fena pişirihce de ben yiyemiyorum. —AL Sadece ressam yazmakla iktifa ni e z — Başka çare yok dostum: görmenezl iğe gelelim!