* &tee gözüne uyku girmi- Ear tir ceği, bir bee Sama? ufluyordu. Nihayet ka» Si Sorsan ayol? Derdin Ni Mİ var? Söylesene... iye uz Ahmede yüz lira YA ödemem lâzım. Hal. İsa Yok. Dag İSİN hol üyuyamıyorsun? İNSLA ne olsun? Oişi şimdi hallederim. a Bay Ahmed! Sonra pencerede göründü: ? n6 var? ik #ize yüz lira borcu varmış, NN i Marsel aramış. No aa, İYİ dinleyin, kocamım beş mu yarm size vöremi. iz değil mi borcunu &ize İN dedi, biribirimizle ev a büktü» İN e hep kendi aramı. Annem babamla, bü. Müyu babamla evlenmişler. —— Bilsen seyahatteyken seni öyle özledim ki sevgilim... Aldımda hep sen verdim. — Anlaşıldı yavrum. Terzinin hesabı m ver bakalım. vi Yalnızlık | İki kardeş, Kohen ve Mişon, geceleyin tenha ve karanlık sokaktan geçiyorlar. dı. Köşe başinda serseri kılıklı fk adam || gördüler. Mişon: — Kaçalım. Dedi, biz yalnızız, halbuki | | bak onlar iki kişi! Sual Küçük Muzaffer babasiyle Tik defa kon- &cre gitmişti. Bir aralık sordu: — Baba, oradaki ağrm elindeki değ nekle kadını neden döğüyor? — Döğmüyor oğlum. Orkestrayt idare ediyor, — Döğmüyorsa kadın neden öyle sva- mi çıktığı kadar bağırıyor? ç rağer, bugün karım seyirciler arasmda... — ingiliz karikatir — Fransada — Baban çöktân İşledi iş buldu mu? — Çoktan. Dün bulmuştu, bugün gre- — Müzenin kapısmı mı soruyorsun kü- çük? Gayet basit! 10 uncu firavun stlâle- sini ve Ming devri porselen salonunu ve İtalya rönesansı salonunu geçtikten son- ra sağa sap. — Amerikan karikatürü — Göz doktoru — İlk satırı seçebiliyor musunuz? Hasta — Hayır bayan! Bir mektup "Dostum. Dün gece sigara tabakamı evinde unut- muşum. Bu tezkerevi getiren adama tos- lim etmeni rica ederim. Merhaba!” Not: “Zarfı kapatncağım sır: abaka- yı paltomun cebinde buldum, Aramak j4 çin zahmet etme, mesap meselesi İlkmel Brusllim, eza dersinin en tembol talebesine, hayretle sordu: — Nasil oluyor da iki baftağip hesal meselelerini doğru hollediyorsun? — Bak to çıktı, bana 3 edemiyor da ard tibesiyle beraber kaçtı. Hizmetçi — İnanmam, Beni kıskandır. mak için söylüyorsunuz muhakkak! — İogiliz karikâtürü — Yaramaz »— Niçin ağlıyorsun oğlum? — Anneciğim. Neclâ canımt sertti. — Ne yaptı? — Suratına yumruk vüracaktım. Bir- den eğildi, yumruğum duvara çarptı. Faraşlit rekertmeni (üç hin metreden atladığı sırada) — Toprağa İnmeğe epey vakit ver, şöyle bir şekerleme yapsam! “alyan karikatliri — Acıklı hikâye İki arkadaş seyahat için Amerikaya İ gitmişlerdi. N#vyorkta bir otele uğradı- lar. Otele: — 88 inci katta bir odadan başka yer yek, Dedi. — Kabul — Fakat asansör buğün işlemiyor, bo- uk... Şimdiden haber vereyim. İki arkadaş bakıştılar ve kabul etmek" ten başka çare olmadığına karar verdi. ler. — Merdivenlerden çıkarız. Yolda da biribirimize hikâyeler anlatarak vakit geçiririz. — Hayhay! .. Ve yola düzüldüler. 82 inci kata gelince içlerinden biri: — Şimdiye kadar bön hikâye anlattım ve hep neşeli şeyler söyledim. Şimdi s- ra senin... Fakat son de biraz acıklı hi. kâyeler anlat. Arkadaşt cevab verdi: — Acıklı hikâye mi? Odamızm anslı- tarmı a)t kalta unuttum! — Göbeğimin çıkması beni hiç de ra” haisız etmiyor ama sevgilimin yüzü ba” kın ne hale geldi! — Benim bu yeni şapkamla artık tam manasiyle birbirimize uygun bir karı ko. ca olduk değil mi kocacığım? —İçkiye çok düşkün, fakat fevkalâde bir mühendis... Ba gördüğün deliklerden hangisine analıtarı soksa kilidi açmak için tertibat yaptı! — Fransız karikatürü — Nuhun gemisi Şişman adam tramvaya bindi. Yanma İki terbiyesiz tesadi? ett! ve biri yavaş» ça arkadaşına: — Hipopolam! dödi. Şişman bunu duymuştu. 'Terbiyesise döndü: —'Tramvay Nuhun gemisi gibidir. De- di. Her cins hayvan bulunur, eşeklere va” rmeaya kadar...