Yi MAZUR — Akşam postası LDIRIM'IN AŞ 361 mm Haber'in tarihi Romanı: 31 Yazan: ikimim Hünkâr, Paşanın dili altında bir bakla olduğunu biliyordu Padişah, paşayı yakasından tutarak bir dal gibi sarsaliyor ve haykırıyordu: — Manosl kâfirinin hudasma âlet olur- sin heri?? Cihangirliklerimiz birer kaltağın eteği dibinde söner mi sarırsın? Sana hazineler, sertetler, mücevherler, sasdetler” bafıyladım. Hâlâ döymak bil - möğ hötemin! itmu cdemedin vai kl riüşve- te kalkışırsın! gar bir balde bırakılır mı paşa7! Ali Paşa fücceten ölüverecekti, Hünkâr ber üç meseleyi do birden sayıp dökmüş. td. Demek her şeyi biliyordu ve artik bur yurun cenaze namazına! idi, Hünkâr, paşanın göğzüne bir yumruk yapıştırdı ve tüyleri ürperten boğuk bir söle haykırdı: — Seni hezarpare edeceğim! Paşa tüketmişti artık. Nas olsa bu k Bi gin sonu ölümlü, Kendisini müdafaa ede meden ölmek ve hele ezicilerine, ihtiras Jarma hasret gitmek ne müthişti, — Hünkâr, dedi. Bunların hepsinde gövketlü padişahımm tahsin buyuracağı maksatlar vardır. İrade et sonra katleylâ, Kanım huzurunda hedar olmaktan ne çis kar? ”— Ne maksadı? Çabuk söyle! AB Paşa düşünmemişti bile. Fakat ni hayet padişahın da zayıf yerlerini bilmi yor değildi. Yapılacak en müsiacel ted. bir, padişahı kıskançlığa tahrik ve bu işin anahtarların kendi elinde olduğunu ib. saŞ öderek bu vartadan nefsini tahlis idi. Hünkâr tağırdı: — Haydi «öve. Ne maksafları ver? — Hünkârım, kadinefendi hüzretlerin. den bahse cesaretim yok. Hünkâr Yildmimm nevri dönmüştü Paşa ne demek istiyerdu. O Karılarından bahscdrbilmak için elbette birçok şeyler ve delili şeyler bilmek gerekti, Hem bangi karımdan bahsedecekti? Paşanm yanma yaklaştı. Odaya derin bir sükün yayıldı. Hünkâr gözlerini sik sık kapayıp Rçarak paşayı İ bekliyordu. Artık ok yayından çıkmıştı. Paşa gu dakikada ölümü atlatmaktan baş- ka bir şey düşünemiyordu. İcap eden tağ-| * birleri ve yani Uyduracağı yalanların ki- f Kflarını sonra da hazırlıyabilimdi, — Hünkâr, dedi. Etizabet Haymi La-| | sar hazretleri refikai gahanenizdir. — Söyle bire mel'un, daha ne durur - sun? Elbette zevcemdir, — Hünkârmum sarayı hümayunların - dan meçhul bir kemesnenin her gece gtç vakit çıkıp kaybolduğu ve #ön zümenlar da bu yüzden birtakım cinayatm vuku! !f bulduğu malümu şabanelekidir. Ali Paşa biliyordu ki padişahım bu hu.) susta malümatı olamazdı. Son zamanda. ki cinayetlör yalan değildi, ama, padişah | * sarayından gece çıkan meğhul adam bir uydurma İdi. Hünkâr Paşayı iki omüzla.| rından yakaladı: — Hayır, dedi. Bon bir gey bilmiyomum. Bunu benden neden sakladılar? Kim ank ladı? Bu mal'unlar kimlerdir, çabuk söy“ te! — İsabet etmişler hünkâr, Bir eika- di ekber» baylamıştınız. Bunun sonunu #imadan gevketli Hünkürm Memşümul) | cihahgiriklerinin bir kadın eteği dibinde tükenmemezini temin etmişler, Kullerm bittabi bu müksatia arzı bâkipay etme, Mislerdir şövketlüm" Padişah şaşalamıştı. Alİ Paşa zeki idi, hem çok kurnaz zekâsi vardı. Biraz ön. ce padişahm kendi hakkında #ilâh ola rak kullandığı bir cümleyi lam yerinde tada etmiş, tuşı gediğine koymuştu. — Hünkârıma bi ciheti ansak ben âr zedebilirdim. Faknt yeni bir cihadı iraden bunu yine tekire sebep oldu. Muhasara gibi bir erart celili sifeyi kulun tebirde haklıdır hülnkirm. Hünkâr yumuşamıştı, Paşanın dili altın 4a bir baklanin olduğunu biliyordu. Ni- birakıp| kadın fendi peşine düşürmek gibi bir va. ! yüzünden de bazı gizli meselelere vakıf, t. — Nedir, dedi, Elizabete sit neler duy» dun? — Hünkâr, henüz hâdiseler bence de temamiy'e çözülmüş bir halde değildir. Fakat sdamların vamtasile bhünkirma arat tâdakat etmek zamanını bekliyor - dum, (Deli Hari) 4 işitmissinizdir elbettej — Hayır, paya. Onu da duymadım. — Kör Oömani kasıktan kaçıran (Deli Hali?) in bu kuvvetini satvetli hünkâr « mın refikal şabaneleri Elizabet hazretle- rinden aldığına şüphelerim kuvvet bulu- yor, Fühakika paşa bu yalanile bir hakikstin zerine basmış bulunuyordu. Ama, her i- kisi de tüylerini ürpertecek bu hakikat- ten gafildiler. Paşa kazandığı kısa müd- det içinde nikeyet zaten kellesi koltuğ, nun altinda dolaşan Halil admdaki gakiyi İleri sürmekte bir mahzur olmadığını dü, günmüşt. EFizabetea peince, haremde bunu söven yoktu, halk ön bu hâdiseden hoşnut değildi. Kaldr ki biraz zekisi olan bu kızm Etiyenin bir desisesi olarak hün- kâra yamandığın: düşüneb'lirdi, Frtuğrul germiyan hâkimi ve battâ Timurtaş da bu İşten gayrimemnundular, Binaenaleyh Elizmbet etrafında yapıla” cak her türlü şeye bünler da bilir bilmesi yardım edebilirlerdi. Hünkâr Yıldırım derin derin teneff0s ederek dişlerini gıcırdatıyor ve kâbuslu bir düşünceye kendini kaptırmış bir hak de görünüyordu. AN Paşn yakayı kurtar, mıştı, Padişaha aşıladığı bu kıskançiık onu hakik! hir ölüm varlasından halâs etmiş- ti Yıldırım — seviyordu. Kora (o hiinkür “Şirler pençel kakrımda olurken Terzan beni bir göğleri âbâya zebin etti felek,, Ralotiruhiyesi içinde hakikaten zebun ol. muştu. O, büyük elhangirliklerinder son ra güzel Ylizabetin göğtünde geçireceği tatlr gecelerin hayaliyle mest ve #arhog nice baya) seztleri, günleri geçirmiş, barp meydanlarında kaç defn İetvvetini o dil, berin doyulmaz kâm veren hatıralarmdan almişti, tL. Ali Paşa yalnız bir kul değil bir sefa hat, zevk ve fikir arkadaşı idi de,, Pad! şuha şimdiye dek nce bilmediği zevkler ; tatlırmış, cihangirliğine ne büyük tarih ! şerefi kazandırmış, ne Vüyük aslan payls- J rms Yıldırma vermişti. Hünkâr yanlar bir an içinde düşünmüş ve paşayı bu ka dar zedeleiiğine mitoessir olmuştu. Kal) dı ki peşe, hünkür sarayınm harem İç| | raberce geçirdiği #efahatlerde tükenmiş” p | | i Demek Elizabet için için, gizli gisi hün- kâr eleyhine çalımyordu, > Bunun Biçbir ktymeti yoktu. Asıl mi- him olan bu deği, Hlizsbetin OYıldırmı sevmemesi düşlineesi İdi. Hünkâr âşıktır. Hünkârda yelkenler suya düşmüştü, > Paşa, dedi. Otur şöyle, Afferle, mütevali hâdiseler srabımızı perişan et « ti. Yarimize &za ettik. Ali Paşa kendin! tutemamış, ağlıyarak bünkârm ayaklarını kapanmıştı. Gariptir ki paşa samimi ağlıyordu. Ölümden kur, tulduğu içla deği, künkârim tevazuuna ağlıyordu. (Yarimiz) tabirine ağlıyordu. Arz Uzerinde Hünkâr Yildirmmin ayaklatı di bina serilmiyecek n9 padişah, ns şah, ne ban, ne kral, ne prens ne imparstor, ne şan verdi. Böyle bir padişahım yari olmak 16 büyük şereftir. Paşa elpençe oturdu. — Hütkimm muazzep olmasınlar, Sa- Yeli şahanelerinde ber şeyl hallederiz in- gaa'lah. Hünkürima el, dil uratanların el, terini, dillerini keseriz. Gözlerini kizgm sirke ile dünyaya kapalırız. — Öyle değil paşa. Karımın böyle ale iâde çaki ve serserilerle hemhal olması dokundu buna, — Hünkârm bilir, Muhasarayı biran! evvel bir neticeye Ytiren ettirerek birax! da hayatı gahanenize avdet buyursanız nf €€ olur şevketlüm?! — Öyle yapacağız paşa. — Yanı Imparator eylessk hünkâr! — Böylesr İstanbul muhasaraşı bitmiş, Silivri de elimize geğmiş olur, — Mahsarine iradei padişahiyi bir mü- nasip delille Iblağ ederiz. Zaten bıçak Xe- miğe dayanan Bizanslilar derhal bra röm olacaklardır. ” (Devamı var) Bir fi sosadığı zaman ne kadar su İçer? Bu resim bunu pek güzel gösteriyor. Fi, kendisine tahsis edilen 24 köva suyu; karıyor, tekarar giyiyor, Nakleden: F.K. Ölümü — Sen de ne diye ısrar ediyorsin Me- ri - Farrs. Onun hakkındaki düşünceleri- mi biliyorsun. Jan Düren sevimii bir genç, kabul, Fakst sana koca olmasma gelineo, buna razı değilim. — İstikbali var baba, Hem biz zengin değil miyiz? Çok çalışkan bir genç, ona itimat et, Muvaffak olacaktır. Ben bun - dan eminim. — Muvaffak olmuş vaziyette bulun » ması) tercih ederim. Gerç kızın gözleri doldu. M. Löveyriye onu kırdığını avlıyarak sesini yavaşlatıp izahat verdi: — Sana söyliyeceklerim var kızım. Büyük bir felikete uğramış değilim. Fa. kat bilmelisin ki buhran, birçokları gibi| bana da tesir etti. Bu sebeble senin için istikbalini düşünmekten senl müsteğni kılncak hir izdivaç düşünüyorum. — Meselâ Kenten Lövel değil mi? Bu sunideki alaycı ve hattâ tecsvüzkâr edayı anlamamazlıktan gelerçk cevab ver di: — Evet, Yakışıklı, zeki, zengin... Mari Frans istihfafla gülümsedi, Babar sı devam etti: — Onun serveti hakikat, kâşifinin ser, veti gibi bayalen mevcut değil! — Baba para hayatta... — Saadet getirmez diyeceksin Bu; cep- teri dolu olanların uydurdukları Mir lâf tr. İnsan sıkmtı çekince mes'ut olamaz. Halbuki Kenten Lövel ile... — Namzedin hana pek #oğuk geliyor. — Bravo! Kin, aşka, dostluktan daha siyade yakındır! Genç kız babasma dikkatle baktı: — Söylendiğine göre, bu zat seninle or tak olmsk niyetinde imiş. Biruz şezırdı, öksürdü. — Evet, öyle söylüyorlar. Mesele bir projeden bir fikirden ibaret! — Bir fikir mi? Yok canım, bi? pazar lik! Hiddetle yerinden kalktı: — İleri gidiyorsun Mari Frans! Onunla İster evlen, ister evlenme, Ser, , Seni zorlayacak değilim, Fakat an Dütahla evlenmene razt değilim, be mim rallesademi alamazsa. Genç kız "yakında reşid olacağım!, di- ye Bağırmak stoğl Fakat kendisini tuttu. Niçin kavga edecekti? Babssima koştu, boynuna sarıldı. Babası onun yanaklarını okşayarak tat- hi bir sesle: — Bu münakaşayı unvtalım kızım, dedi. Bu akşama kadar allahaımmarladık. Çok bülya kurma, Hülya, genç kizlara muzır dır. O gittikten sanra genç kiz €pey zaman düşünceli kaldı, Anlamıştı. Babası ondan hakikati gizliyordu. Mall vaziyeti çök bo. zulmuş olacaktı. O kalde? Janı feda ok meli miydi? genç ve çok .».. Bartaz Mtoratuvarı düzeltiyor, takem- leleri yerleştiriyor, mobilyanın tozunu #- Evordu, Arada İşine fasıla veriyor ve göz velyle doktora bakıyordu. Bir şay söyle mühim bir şeyin Mşasını tehir etmiş gö, rünüyordu . Kapı çalmdı. Düran açmasını işaret et- ti, Kapt açıldı. Kına boylu, acele konuşan, elleriyle işaretler yapan biri içeri girdi. — Doktor Düran sizsiniz değil mi? Ta- nıştığımıza memnun oldum. Muayene için geldim. Şimdiye kadar birçok meşhur doktorlara munyede oldum, kişbiri beni tedavi edemedi, Yerinde duramıyarndu. Eldivenlerini çi mütemadiyen söyleniyordu: — Doktor Gallur «izl tavsiye etti, Bir kere de sizi terrübe odeyim dedim. Raks: ım vereceğiniz ilâçlar pars ederek mi? Jan, sözüntü kesti: İ ya neticeyi bildiriyi. İ vi tarımı size söyler | eğe... o i ; i i i mek İster gibi i4, Gülümsüyor, sonra! — Lütfen gu ger” | — Fakat... — Söyliyecek bir > M. Ben müdavi dekteri”" e kimse de yok. e: Bartaz gülümse" — Paraya mr giye art. yor si bilmek için tertibat YÜ, Preparatör, & , bir odacığın kapısı *aeyesii terdi, Düran yaklasik Düran — Bunları ne eder bunlar? En Bartaz cevap kabahatten U iğdi, Tan onu or ni tekrar etti: — Söylesene verdi? Onun cevap yaral hakikati kavradı” — Sen mi? Barter cevap VE” disini temis gra kuvvetli idi ye yyl uzlarındı” i Bunlar" çeki başladı. J28 eo geri çekildi biribirlerine gi Kat'i