Be dare müdürü- ür da tesadü! et € âşık olmuştu, Yetlerden birinde kalbi bir adamın annesiyle Belerek yerleşmişler” iş a, &vvel baş göz et. Mülihaza neticesi, ie eb komşulariyle Anne de, kız ya kiz, muhakemeli ve Mi lârı mükemmel ya Pek “img denemezdi, Fas VA Da em clduğundı en eksik ol. Sanki kalbinin güzel , Sessiz ve ter- da, Mahallede herkes ie başlamıştı. Bu Ki m daha çağında ittifak v DAS bu kızı. sevdi. € talip oldu. Evlen- . yotklniin çok üş- Genç kadın evini © imis âde“ A de yaşıycr san- vi Yagi # dili müş. Alı senelik izdivaç Bösterdiği ibi» #tmeği, VM Sonra bilç ilk za” seviyordu; iki tabiatından tanıdığı bazı 1: in memur kası. yi “yunlar için da- iii Melâ- N m âdeta sürük. Yu #evmiyor, vasife- arda evinde istiraha yönde kendisini ra- iapya ahbaplariyle karından israrla ri öne api bunu muvafık Ni Tazı olmadı. Ve İnrarlarına dayana. Misi #eçmeden Bayan dü, #tiyacmı doğur- Na Sade , ol- m yapılışında bir © Melâhata cidden gönen elmas ar- iş türlü 'kurtara” m cr birer “bü e “rang beynunda e, kollarıda ağa Yay. Tarakları bi. N Mi Ma süşlüydü, yn Memnun olmıyan İN m derdi, k kadar zengin Rüzelliğiyle ik- iki ziynet - bu ç m “diye be: Yür fena bir itiyat.. Çildirıy Ne sanâtkârane İnip *lmas zannede « Oturdukları Yazan Hikâyeci zaman Melâhat, kocasının tabiriyle, taş yığınını taşıyan maroken kutuyu ge- tirir, masa üstüne kor, taklid elmasları derin bir zevk ve sevinçle ,ihtiraslı ba- kışlarla muayeneye köyulürdu. Bir aralık inci gerdanlığı kocasının boynuna takar, bütün neş'esiyle güler: — Ne garip oluyorsun!, Diyerek kocasının kolları arasına a alır, onu uzun uzun öperdi. Bayan Melâhat soğuk bir kış gecesi tiyatrodan titriyerek döndü. Kısa süren bir zatürrie tavallı genç kadını toparlayıp götürdü.. Ömer teessüründen az kalsın intihar edecekti, Ümitsizliği, ratırabı o kadar şiddetliydi ki, bir ay içinde saçları bem beyaz olmuştu. Sabahlardan akşamlara kadar karısını düşünüyor, onun iyi kalbini, güzelliğini hatırladıkça çileden çıkıyordu. Zaman bu teessürü tadil edemedi. Da'rede ara sıra arkadaşlariyle görü- şürken birdenbire yanaklarının kızârdr ğı, burnunun büzüldüğü, gözlerinin yaşlarla dolduğu görülürdü. Bazan kn disini tutamaz, hıçkırarak ağlamağa başlardı , Karısının odasında hiç bir şeyin ye- rini değiştirmemişti, Bütün aşyası ve elbiseleri yerli yerinde duruyordu. O- nu düşünmek için buraya saatlerce ka- lyordu. Hayat, bay Ömer için gittikçe ağır” alşıyordu, Karısının elinde ihtiyaca kâ- fi gelen, bolluk içinde yaşamalarını te- min eden maaşı, şimdi tek başına oldu- ğu halde bir türlü yetişmiyordu. Arasıra karısmın buküçük vhaaşla o debdebeli hayatı nasıl devam ettirebil diğini düşünüyor, hayretler yi kas brdı, Nihayet bir gün Ömer borca girmeğe öteden beriden para tedarikine mecbur kaldı, Bir sabah, cebinde beş para clmadığı Ve ayın sosuna da bir hafta bulundu- ğu için bir şey satmayı düşündü. Bir- denbire aklına “taş yığını, dediği ek maslar geldi. Bunlardan zaten hiç hoş- Janmamıştı; evde durmalarında hiç bir mâna yoktu. Hattâ onların manzarası bile sevgili karıcığının güzel hatırasını bozuyordu, Dolu olan kutu içinde uzun uzadıya aradı, Çünkü karısı son gününe kadar elmaslar almıştı. Her akşam yeni bir sahte mücevherle geliyordu. Ömer, nihayet karısının tercih ettiği ök gerdanlığı satmağa karar verdi. Bu gerdanlık şüphesiz altı, yahut sekiz Mira ederdi. Çünkü sahteliğine rağmen pek iyi işlenmişti. * Gerdanlığı cebine koyarak çıktı. Ka- pâlıçarşı içindeki koyumculardan rast- gele birine girdi. Bu kadar adi bir şe- yi satarak sefaletini ortaya koyduğu için utanıyordü. — Bu parçaya kâç parça vereceğinizi öğrenmek isterim! Dedi, Kuyumcu gerdan! gı aldı, mu- ayene etti, çevirdi, pertevsizle baktı. Mağazasmdaki adamı çağırdı; yavaşça bir şey söyledi, Gerdanlığ: cam üstüne | koyarak uzaktan seyretti, Biy Ömer, uzun siren bu metasim- den sıkılmıştı. Neredeyse; “Zahmet et meyin; kıymetsiz bir şey olduğunu ben de biliyorum!,, diyerek işi bir an evvel bir neticeye bağlayacaktı. Bu sırada kuyumcu dile geldi: “— Efendim, dedi, bu gerdanlık iki bin, nihayet üç bin lira eder. Fakat ne suretle elinizde bulunduğunu vazıh © larak söylemezseniz satın alamam ma- alesef... Bay Ömerin gözleri fincan gibi bü- yüdü. Şaşırdı; anlayamadı; farkna varmadan kekeledi; — Öyle mi?, Emin misiniz?. (Sonu yarın) 27 İkincileşrin — 1988 PAZAR Hicri: 1357 — Şavval 5 Yak öbek öğ DEN Ayam Yaim Sk 701 1201 14,29 16,43 1820 5,17 Lüzumlu Telefonlar Yangın: Istanbul için; Kadıköy Için: 2). 21222, Reyoğlu İçin: 6004V. Üsküdar © ilköy, Bakırköy, Bebek, larsbya, ere, Fenerbuhçe, Kandilli, Erem köy, Kartal, Büyükada, İeyheli, Burgaz, Telefon. Muhabere ie mek kâfidir. 13 22711 Deniz itfaiyesi gö. -20 Beyazıt kulesi: 21998. Galata yangın kulesi: 40060 Sıhhi omlet: 44998 Müddeiymumilik: 22290. Kinniyet müdürlüğü: 24382, Nefiz Vekileti İstanbul Elekirik İşleri Umum Müdürlüğü Beyoğlu: 44801 , İstan, bul: 24378. taş: #UJ3K, Cibali: 201272, Nurosmeniye: 21708, Üsküdar » Kadık 00773. Havamazi: İstanbul: 24378, Kadıköy: 6079U. Beyoğlu: 44042. Taksi Otomobili İstemek İçin © Şuan, are Reyoklar 4788, Besli lu eiheti: 40084, Mebek ciheti: m. » 101, Kadıköy ciheti 60447. Roma » Bizans, Yunan eser» Askeri Müze sarnıç lar, Ticaret ve Sanavi Müzesi, Sııhf müze, (Ba müzeler hergün saat 0 dan 16 ya kadar açıktır.) Türk ve İslâm eserleri müzesi: Pazar tesiden başka hergün saat 10 dan 16 ya kadar ve Cuma günleri 16 dan 17 ve ka- dar acıktır. Topkapı Müzesi: Hergün sat 13 ten 16 ya kadar açıklır. Anadolu hattı Herzün hareket eden şimendiferler: Suat $ de Konya, 9 da Ankara, 15,15 de Diyarbakır ve Samsun, 15.30 da Eskişe- hir, 1010 da Ankara ekspresi, 20 de A» dapararı, Bu irenlerden san 9 da hareket eden Ankara muhtehili «pazartesi, : çarşamba ve cuma günleri Haleb ve Masula kadar sefer etmektedir. Denizyolları e llanbal acenteliğir. 22740. Karaköy! Pazartesi Tophaneden, 16,80 Mudanya, 20 Bandırma, Salı Tephaneden 9,30 İzmit, 18,30 Mu- danya. 19 Karabiga, 20 Randırma, Gala. tadan 12 Karadeniz, Sirkeciden 10 Mer şın. Çarşamba Taphaneden 16,30 Mudanya, Sy Bandırma, Sirkeciden 15 “Ayvalık, 18 elin, “Persembe Tophaneden 9.30 İzmit, 1630 Mudanya, 20 Pandırma, Galaladan 72 Karadeniz. Cumartesi Tophaneden 14 Mudanya, 20 Bi Sirkeciden 15 Ayvalık, 18 tartın. Parsrtesi Tophaneden İmroz, 9.30 İz. mit. Galatadan 8,30 lee İzmir Sür. 12 Karadeniz. 22.30 Mudanya, Avrupa Hattı Semnlon ekspresi hergün Sirkeciden saat 72 de *e Avrupadan geleni saat 7.23 te Sirkeciye muvasalat eder. Konvansiyonel 2080. da kalkar, 10.20 de gelir, Edirne postası? Hergün saat 850 de hareket eder, 19,33 de gelir, Memleket Dışı Deniz : Seferleri Romanya vapurları: Övmerlesi günleri 13 de Köstenceyez Salı günleri 18 de Pi ce, İleyrut, İskenderiye, İtalyan vapurları: Cura günleri seat 10 ds Pire, #rendizi, Venedik, Teriyeste, Sirkeel İstasyon blüdürlüğü Telefon 24079, SARAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAN 1938 İ Resimli Hafta No 1f çıktı Müvezzilerden isteyiniz 36 Sayfa 5 Kuruş Resimli Hafta nın Alalürk Albümünü Aldınız mı? iİ3üyük Şefin 390 e yakın canlı hatırası bir arada 68 Sayfa 30 Kuruş Yazan: İlkimim Hınçak icra kuvveti Hatıralarını aalatan ve vesikaları veren: A, K. elehaşıları azgın ve. şerir şakilerdi m a ie İslâm halkın her nedense Hindistana karşı büyük bir itimadı vardı. Hintlilerin çok kesif bir halk olduğunu ve sonsuz servete sahip bulunduklarını, icabında parayla her şeyi yapmağa muktedir ol- duklarını tevehhüm eden halk bu Intıba- mı daha fazla folklordan, masallardan edinmiştir. Yoksa Anadoluda Hindistanın nerede olduğunu bilen bile pek azdı. Bu itidarla İslâm halkı bizzat kendi bindikle ri dalı budamağa ancak böyle bir yolla sevki mümkündür diye düşündük ve işte burada “Ehli İslâm selâmetini arayan Hintliler, (1) imzasını kullanmağa karar verdik. Yapılacak propagandanın €sa$ı" nı Tomayan hazırlayacak ve komüleye gösterdikten sonra birkaç Hınçaklı hatip 'bu işe memür edilecekti. İstanbula gittikten sonra aldığım ha berlerde bu işi (yaptıklarını ve rahip Daniyel, Cebidelikyan Agop, Artin gibi cerbezeli lâlcilerin yeryer dolaşıp A- nadolu halkını padişah aleyhine teşvik ettiklerini öğrenmişti. , Bu hareket Tomayana karşı ihtilâl ko mitelerinin müşlerek itimatlarının büyük bir işaretidir. Avukat Artin ile Talos Ermeni mektebi hocası İsay'an da tatmin edilmiş vö tek- rar Hınçak amaline raptedilmişti, Maa- haza ben kendi hesabıma komitelerin mu- eti ilerledikçe bir takım muhalif hiziplerin mücadele meydanına çıkacak* larını pek tabit görüyordum. Paramız ço ğaldıkça ve bilhassa Avrupa matbuatır nm komitemizin Av i şubelerinin faaliyeti neticesi olarak Osmanlı devleti aleyhine neşriyatı arttıkça, . teşkilâtımr zın efradı çoğaldıkça, hükümeti şaşırtan yekayi faz'alaştıkça Hınçak o gayelerini deği; idare edenlerin aleyhine muhalif ha telek teşekküller | meydana. çıkmak$| taydı. Fakat . doğrusunu sö söylemek Jâzımgelir; se Hınçakların Bilhösea icra Kuvveti? tez Şeülade mühimdi, Kan dökmekten çekin "miyon ve icabında hükümet kuvvetleri kile çarpışan, birçok yerlerde zaptiyeyi di ibi korkutan Hınçak icra kuvveti elebaşı arı azgm ve şerir şakilerdi, © Bunlar işi çoktan çığırından”: çıkarmış" lar, etrafa dehşet ve korku salmışlardı. Bu karışıklık ve asayişsizliğin Hınçak gayelerini ne kadar kolaylaştırdığını,” an”, layabilmek için biraz evvelki tarihe dön” mek icap eder, Hınçak hareketi bir Ermenilik | hareketi İdeğildir. Cumhuriyet tariline /iskaddüm |4 “eden devreye gelinceye kadar tek tük EK meni hareketi olmuş ve bütün burların hedefleri arasında (Ermenistan cumhu- tiyeti) gibi bir gaye görülmüştür. Haki- katte dava, bir Ermenistan cumhuriyeti davası değil Osmanlı hükümetinden inti- kam alabilmek gibi şahsi bir hedelti, Hınçak hareketinde de üç sınıf Ermeni |, cemaati Zördük, A — Avrupa medeniyet düryasının es" ki tarihi olan milletlere yurt bayrak ver mesi gibi insani (0 düşünüşile avlanan ve şahsi menafatler uğruna âlet edilen car hil ve köylü Ermeni halkı, Muhtelif vilâ- yetlerde, kazalarda ve hattâ nahiyelerde gizlice teşekkül eden Hınçak Okomiteleri (Kitabı o mukaddes)i ileri osürerek ve Hintli Müslümanlara atfettikleri uydur ma hâdise ve hazırlıkları mevzuubahs € derek bu halkı bir koyun sürüsü gibi dev şiriyorlardı. Toplananlar yani körü körü” re Hinçaklara girenler ve yapacaklarım dahi bilmiyorlardı. Ellerinde avuçlarım da olan paradan istenileni: veriyorlar ve hu verdiklerinin hayırlı müesseseler, has- taneler, kiliseler, mektepler gibi yerler 2- çılmasma sarfolunacağını. sanıyorlardı. Bir taraftan da biribir hezeyanla tarihi tahrif ederek ermeniliğin Osmanlı ülkele- rinde daimi bir katliama ve zulüm ve ta” diyana maruz kaldığını uydurma vesika larla telkine çalışan komite, bu halkı ya- vaş'yavaş nefsini müdafaa gibi bir gaye ile teslih ediyordu. Nitelçii im ihtilâ! komitesinin evrakı hür kömetin eline geçtiği zaman bunların ara“ şmda bulunan; “Her emraza deva olan ve bütün dünya da şon ve şöhret bulan meşhur Hint m alecesidir.,, Tarzındaki yazılarla dolu beyanname ler Hınçakların halkı en hafif yerinden vurmağa çalıştıklarını gösterir. Mahiyeti itibarile bir mana ilade etmez gibi görü- pen bu sözün ileride ne kadar mühim e- ticelere sebebiyet verdiğini göreceğiz, 1 — Osmanlı devletinin Ermeni düş- manlığı vasfı. Tağdiyat, katliam, zulüm vesaire gibi tehlikelere karşı her Ermeni- de bir silâh olmasını temin, 2 — Kafkas hududundan başlayan Van ve Hakâri içlerinden geçerek (Rumye) ve havzasını içine alan ve cenup Suriye hu- dudunda Mardin içerlerine kadar giren büyük bir parçanın Ermeni lerle meskün bulunduğu ve tarihlerinin burada cereyan ettiği ve binaenaleyh Av- rupa devletlerinin Etmeni halka burayı vatan olarak vermek üzere teşebbüste ve mesaide bulundukları ileri sürülerek ya” rmki (Ermenistan o cumhuriyeti), “için, icap eden hazinenin şimdiden yavaş yavaş tedâriki gayesile para, cephane, malzeme temini, 3 — Ermenilere karşı Osmanlı devle- tinin ve bilhassa din muhalefetinden dola- yı halife ve padişah Abdülhamidin da ima zalim olduğunu gösterebilmek ve bu surelle Avrupa efkâri umumiyesini Er meni istiklâli lehine inkişaf ettirebilmek suretile Osmanlı ülkelerinde asayişsizlik mevcut olduğunu izhar ederek ekalliyet- lerin mülkiyet ve hayat haklarının emmi" yet altına alınabilmesi için istiklâllerine kavuşturulup büyük bir devlet idaresi al- tında Osmanlı devletinden ayrılması ci- hetini temin için mütemadi asayişsizlik ikama Ermeni halkını tahrik, ANADOLUDA ŞEKAVET, HERGÜN BIRAZ DAHA FAZLALAŞIYORDU! ?— Gülbenk orostopolluk - istemez. Sen birsin, biz üçüz! Umumiyetle köylü Ermeni i halkı ya bu kadarına vâkıf veya gayrivâkıt! Fakat herhalde hüsnü niyetle başarılacak bir iş varmış gibi “gayelere bağlı anarak toplan” maktaydı, B — Bizzat işin başında bulunan Er meniler, Bunlar 1—1c3, 2 — İdare, Ünvanlarile iki cepheli faaliyette bulu” nan Hınçaklardı"Icra komitesi kan'dö- İker, bomba atar, köy basar, posta çöiidir ve yani her türlü şekavet, hırsızlık, cina yet gibi işlerle uğraşır ye ayni zamanda İkomitenin en müşkül "icral emirlerini in- faz eder. Idare komitesi de beş or kişiden mürek- ,kepti. Asıl Hınçak gayesile uğraşanlar idare komitesiydi, Hattâ icra o komütesi dahi gene körü körüne âlet edilmekteydi. Zaten ipi pazara çıkmış, soyguncu, şakt, örer bir takım (pespaye serserilerdön * mürekkep olan Tera komitesi Hınçak da" vası olsun olmasm zaten bu yolun yolcu: suydu, i (Devamı var) (1) Bilâhare bu isimle beyannameler hazwrlatarak Türkiyenin muhtelif yerleri- ne dağıtılmış ve yopıştırılmışlır, Asıl kü kümetin bilfil işe başladığı zamanda bu beyannamelerin taliki tarihine tesadüf eder, (2) Hınçak davasım gören Ankora isli- nal mahkemesi o müddeitememisi Arifin muhakemenin hilemında okuduğu uzun iddianamesinde bu cihetler ayı oyn zik redilerek tensik olunmuştur. Bu münasebetle bizzat Hınçak komite sine dahil olanlar içinden de kürkççü oğlu Kirkor, Sinan oğlu Arşek, o Kıssroğle Avadis, Apkaryan Ohannes, Saatçi oğlu Haçotor ve Tinoğlu Bedros, Cuymun oğlu Sahak, Ateşoğlu Mike, Mıhakyan Kirkor Kazaros, Nihabetyan Nihabet, Biçâkçıoğ- Iw Cipan, Dayıoğlu Arakel, Kayaros oğlu Kirkor, 31 mayıs 309 kararile berant ei- mişlerdir. ü i Bunlardan yalnız Ayşak ve Avadis ekse- riyetle, diğerleri ittifakla berat! — etiler. Arşak ve Avadisin de böyle bir karara mertiz kalışları, tefrikamızdan takibi sıra sinde görülen jadliyet ve münasebetlerin den dalayıdır. a 0 İni, 0)