ÇO RE e İşte bir hiç uğruna belki de adam öldürmekten çekinmiyecektim. bn a Geçen kısımların bülâsası Ermeni Hınçak ihlilölinin başın. dan sonuna kadar buluman (A.K.) hatalarına bir ikinciteşrin akşamı #le başlıyor. Osmancık postası çevrile- cek ve zaptiye İbrahim öldürülecek. Bu kâdiselerin elebaşıları arasında! (Panos) ve (Gülbenk) ve ( Mikircanj adında üç şaki Hınçaklı bulunuyor. Bunların dehşet veren şakovet şayt” alanının halk dilinde korkunç bir şe. kilde yayıldığını anlatan (A.K.) bu biribiri içine girl! Hınçak İrddiselerin den ürkmüş ve bedbin bir halde (Ar şak) adındaki orkadoşıma dert yanma ğa gidiyor. Osmancık postası hakkındaki haberi veriyor ve iki arkadaş kendilerine bir aralık yardımı dokunan zaptiye ibrahi mi kurlarmağa elbirliği ediyorlar. Fa kot hâdisenin cereyan ettiği yere gek dikelri zaman İbrahimi beyni parça. lanmış, postayı soyulmuş buluyorlar, Dönüyorlar. (A.K) (RCJ rumuzu ile emirler aliyor ve Hunçakhların giz ki hareketlerine yataklık yapıyor. Hin çakkların biribirini o tanımaları için garmaklarım açarak ellerini yüzlerine götürdüklerini bildiren (A.K.) ilk de- ja Karabet Tomayandan talimat ah. yor. O sırada gaye (küçük Evmenis- tan cumkuriyeti)dir. İlk tehdidi o . gün dinliyor: — Emir Böron Meneden. İsyan # damı muciptir! Ertesi gün kasabada Osmancık postası hâdisesi duyuluyor. Hüküme! tahkikata vaziyet etmiştir. (A.K) ve (Arşak) tahkikat sefha- sında kendilerine otemas eden izler bulunduğunu öğreniyorlar ve bu sr yada (A.K.) Merzijon komitesi em. *rine iltihak için talimat ahyor. Ter İM arkadaş da bu işte şunu taksileri yokken korkulan ove veni emri ila 414 zaruretinden dolayı köylerini terkedi- yorlar. (AK.) Merzifona giderken ( Mart) adında ilk Hınçak gazetesini okuyor. Hınçaklıların şiirlerini dinliyor. (A.K) Merzifon hududuna geldiği gaman bir dikkatsizlik veya bir şaş- kınık yüzünden yakayı ele veriyor. Hınçaklıların tanışma işareti olan ku. lak tulmaya kanarak karşısındakini Hınçaklı sanan (A.K.) ağzından şüp keli şeyler kaçınıyor ve zaptiyenin dik bat nazarım celbederek kendi ayağile kapana sıkışıyor. Vesikaları olmadığı onlaşılan (A. K.) e kelepçe vuruluyor, Fakat Mer- zifon içinden geçerken bir o Hınçakkı vaziyeti görüyor, tertibat alıyorlar ve (A.K) bu mühim vartadan kurtulu- yor, Beşinci tefrikanın sonunda diyor ki; “Mihayet etin gözlerini - ellerimle kapadım. Hayvan birkaç defa olduğu yerde döndü ve şahlandı, dehşetle s0. Miyordu. Okşamdım — ve ayaklarımı üzengiden kurtararak derhal yere ftr- ladım, Selömete ermiştim. ama, neredeyim, kim beni bulacaktı, kime başvuracak- Him, voziyetim ne olacaktı? Henüz bunları düşünmüyordum. Şim- dilik zaptiye Osmanın elinden kurtulmuş, hürriyetime kavuşmuş, at tehlikesini de atlatmıştım ve yani sağ selâmet Merzifon: daydım. Atı bir kenara bağlıyarak bir istikşaf yapmak istedim. Acaba bir köy civarında mıyım, yoksa birkaç saat sonra vahşi hay vanlarla yeniden ölüm tehlikelerine düşe- cek bir yerde miyim? İşte galiba gene büyük pot kıracağfır, gene bir dikkatsiz'ik yüzünden yakayı e le vereceğimi. Bittabi bu vakaya hükümet vaziyet et- BURIDAN Yazan ikimim Hatıralarını anlatan ve vesi- kalarıveren A.K, miş ve tahkikata başlamıştı. Elbettebe nim kaçtığım anlaşılmıştı ve çok tabii ola” rak beni aramağa çıkmışlardı. e Halbuki ben hâlâ babamın evinde imişim gibi müs tezih istikşaf yapmağı düşünüyorum.. Aklıma gelen ilk tedbir en iyisiydi. A» tın yularını çözdüm ve bir iki sopa ya” pıştırarak başı boş şehre doğru yollanma* sını temin ettim. Ben de hem etralı göz“ lemek, hem gizlenmek, hem de emin bir melce bulmuş olmak için büyük bir çr narım en üstüne kadar çıkarak okesif bir yaprak topluluğu arasında üç kola dağı” larak bir koltuk gibi rahat (yerine otur- dum, Daha Hınçak davasına fiilen başlamış deği'im. Henüz Merzifona geldim. Halbu- ki ne mühim vekayi ile o karşılaşıyotum. Bittabi acemilik de bunun mühim sebeb” lerinden biridir, ama, daha çok (gönlüm £, razi değil de ayağım sürçüyör. Bütün bir gün ve gece bu ağacın üstün“ de bir baykuş gibi tüneyerek kaldım. Ne gelen oldu, ne giden. Sakallarım epeyce uzamış, elbiselerim biraz perişan hale gelmişti, Kıyaletimi değiştirebilsem pekâ lâ şehre dönecektim. Nihayet burada aç- liktan ölecektim. Yavaşça ağaçtan süzülerek inerken kar- şıda masmavi görünen uluktar iki gölge nin belirdiğini görür gibi oldum. Uyku suzluktan gözlerim kamaşıyordu,dikkatle baktım. Hiç şüpbesiz bu iki şey canlıydı ve mütemadiyen yaklaşıyordu, Yerime çe kilerek Bekledim. Kalbim 4 kadar çarpı - yordu ki dışardan duyuyordum. Ellerimle tutunduğum dallar hışırtı yapıyor titre) — memden. Bunlar iki gürcü kıyafetinde atlıydılar, Bulunduğum yerden yüz metre kadar ile ride durdular. Atlarından indiler ve bir kenara oturarak ceplerinden çıkardıkları bir takım şeyleri üzerine dikkatle iğilerek tetkik ettiler, Oraya bir ağaç dalı dikerek biri aşağıya, biri benim tarafıma doğru yürüdüler. Çalılarm aralarını itina ve ibtimamla arıyorlardı. Kimdiler, necivdiler anlamı” | Fömmeiin tarihi gacın biraz ötesinde durdu, yeri dikkatle muayene etti ve iki parmağını dudaklar ona koyarak keskin bir ıslık çaldı. ründü. O da ayni yere geldi. Bir şeyler konuşarak yatıp yeri tetkik ettiler. Heye canımdan muyazenemi kaybedip yuvarla” nacaktım, Atm izini buldukları muhak- kaktı. Eğer hükümetten iseler tehlike git- iş başa düşecekti. İşte bir hiç uğruna bel- Benim tarafıma gölen, MARK a! kide adam öldürmekte KE 1923 Lozan konferansı sonunda Bulgar hududunur şarkmda, Yunanis- tan ve Türkiye İle bir gayri askeri munteka tesis edilmişti. Sevr muahedesi Sevr muahedesile Türkiye askeri kuvvetleri 50,000 i geçmiyecek, Bü- tün askeri mıntakası Umumi harb gas ib devletlerinin köntrolu ullında bu- lunacak ve Türkiye hava, deniz kuv- vetine sahib olmıyacaktı. » Türkiye boğazlar mıntakasında hiç» bir askeri tahkimat yapmak hakkina malik değildi, ' e Müstemlekeler Umum? Harbi müteakip Almanya. nin denizaşımı müstemlekeleri olan şarki ve cenubu garbi Afrika, Togo ve Kamerun nuntakaları ile Yeni Gine ve diğer küçük adalar milletler esmi- yeti marifetile Büyük Britanya, Fran- sa, Belçika, Portekiz ve Japonya, Ce- nubi Afrika birliği ve Avustralya ara- sında taksim edilmişti. Yukardaki verdiğimiz hulâsann tetki- kinden de anlaşılacağı üzere umumi har. bi müteakip yapılmış olan mütcaddid Mmunhedelerin birçok kısımlarının tama- men ortadan kalkmiş oldukları görülür. Dünya; Versay, Senjermen, Nöyyi, Birkaç dakika sonra diğer arkadaşı gö” BURIDAN W İKİNCİTEŞRİN : n yar Sellinik konuşmasi Vi risakeri mmntakalara © girmiştir. Fedakâr Türk gif © rte) bindeki kat'f mu ahede ahkâmı Oris dırmıştır. * Montrğ konferans kiye Boğazlar #8 hâkim olmuş ve S0 hükümlerini ortağa “ Japonya milletler kilmesi üzerine, ar nan eski Alman tr, inde ei * 1938 Teşrinieyv€' ta o lekelerini istemekte bildirdi. Bundan propagandasının vam edeceği tahmin miş olan sulh ye) tında sadık kalamaz “e lelerle bu 1914 hükümsüz bir hale £ Yerinden kalkarak a araştıran (20-25) yaşımda İK bu guda baştanbaşa zırhlı elbiseler giy- miş 20 borazan, askerler arasında du. ran bir adartın işaretiyle, hepsi boru- İarmı çalmağa başlamışlardı. Bu emri veren adam, Valuvadan başka kimse değildi. Mârinyi Konta müthiş bir na- ğarla baktı ve bu anda bile Valuva, Marinyinin nazarları altında ezildi. Korkudan titredi... Ölecek başvekilin şu dakikada gör- lerinde okunan hakaret ve kin, Valuva yı tam yirmi Sene titretmişti, Valuva müthiş bir hiddetle yeni bir işaret verdi. Boru sesleri arasında Kap. loşun muavinlerine bir kumanda verdi» ği duyuldu, Mahkümun elleri derhal arkaya bağlandı ve bir anda iki sütun arasında havada sallanan bir ceset gö- ründü. Kaploş da bunun böcaklarına asılarak bütün kuvvetiyle çekiyordu. O zaman halk arasında gük gürle « mesini andıran bir gürültü koptu, Bu Paris halkmın alkışı idi! O vakıt, cellâtla muavinleri dara . gacından indiler, borular sustu, Va'uva da maiyetiyle befaber töpe » den İnip gitti. Biraz sonra, Monfokon darağacında asılan ilk adam'n önünde garip bir ge- git resmi başladı, © Kadınlar, çocuklar, talebeler, serte- riler, köylüler, ve daba binbir çeşit insan eski batyekile son bir hakaret fır. latarak geçtiler... Büridan hepsini görmüştü. Son da- kikaya kadar cellâdın vand'ni tuttuğu: na inanmış ve İpin kopacağım ummuş- tu. Çünkü Kaploş yemin etmiş ve bunun için de bol bol para almıştı. Halbuki ip kopmadı! Büridan çok müteessir oldu. Yaşa. tan gözlerini maslüba dikerek? — Zavallı Marinyi! diye söylendi, Bu anda, kalabalık dağılmış T anselo Biporn darağacına gidip, Matinyinin Pa sağ ipi im etmişti, Bü erki hindâ bir âdâmın bitkin bir halde ağ- ladığını gördü. Bu Marinyinin sadık u. şağı Tristan idi, Marinyi asılırken ba. yılmıştı, Büridan, Tristanın omuzunu okşıyarak; — Bizimle beraber gel! dedi. Bu sırada Bigorn da dönmüştü. — Kaploş ipi desterelememiş, herif bizi dolandırdı, Fakat alacağı olsun alça * ğın... Tristan mütemadiyen ağlıyordu. Bü. ridana: — Teşekkür ederim, fakat burada kalacağım., Geceyi bekliyeceğim.. Mü- him bir vazifem var. Efendimi elimle ve kendisine lâyık bir şekilde gömmek istiyorum, diye cevap verdi.. Büridari müteessir oldu: — Babalık, dedi, Yapacağın işi yal- nz yapamazim. Biz de size yatdım €- deceğiz., Sizinle ne vakit bisleşmemizi iâtersin?.. Tristan müteessir nazarlarla genç a. dama baktı ve sadece? — Geceyarısında, burada sizi bekli- yeseğimi.. dedi. Bundan sonra Büridanla, Bigorn Pa- ris yolunu tuttular... Lanselo; — Usta Kaploş bizi fena dolandırdı! diye söylendi. Bürian da cevap verdi: — Evet, fakat yemin ederim, 6 s€- filin cezasın: vere-eğim... AE Marinyi, asılmış kaldığı halle nasl gömüldü ve Lanselo ürünrü defa nasıl zenzin oldu Bimorula Büridan Penter kapısına gi. derken “Akan fıçı,, meyhanesinin ö - nünlen geçtiler... j Bigorn, Büridana sefil meyhaneyi gösterdi: — | — Purada ,Valuvenın adamlarını Givnmla Pirenin meri terelediğini bas trlarsın ya. Seniyör Büridan, galiba olan şu meyhaneye gece Tristana yar. dıma gideceğimiz zaman yine gelece . giz, diye söylendi. Sonra arkadaşlarından akşam üzeri buluşmak üzere mühim bir işi olduğu- nu söyliyerek izin aldı ve ayrıldı... Bigorn doğru cellât Kaploşun evine giti. Cellât, Bigornu görünce, hemen han- çerine davrandı, Kapmın yanma koştu deliğini açarak; — Ne istiyorsun? diye sordu. Bigorn, çok sakin, ve tatlı bir sesle: — Korkma, dedi, ip kopmadı diye paraları geri almağa gelmedim. Ben Marinyiye o kadar düşman bir adamım ki, herifi geberttiğin için sana, Bürida- nın onu kurtarmak için verdiği para. nım on mislini maalmemnuniye veri - rim. Biliyersun ya o Marinyi beni az daha astırıyordu, Pu sözler ve Bigornun yapayaln: zo Tuşu, cellit Kaploşz yavaş yavaş emni- yet vermeğe başlamıştı. Hele Bigorn: — Seninle mühim bir iş konuşmağa geldim, İkimizi de zengin edecek bir İğün Deyince, herif evin kapısını açıp, Lanssloyu içeri almakta tereddüt et . medi, Kaploş heyecanla «ordu: — Kazanılacak büyük bir servet var diwistiniz. Değil mi? Bigorn; — Hayır. kazanılacık değil, alhacak bir vara! diye söylendi. Ve sonra anlatmağa başladı: — Marinyinin kraldan kaç kereler doha çok zengin bir adam elduğunu bilirsin. Bu herifin hazinesi, bütün e vini yıktıkları, ber köseyi aradıkları halde bulunamadı Halbuki onun Tristna ismine sadk bir usaör var ki. o ha zinen'n verini eok iyi biliyer... Bu Tis. #3 An #i—di benim elimderir, Bfeh lisini daraacından indirip toprağı © gömmek üzere bu gece Monfokonda bu. * İ luşacağız. Ben ee ya ceğim. Teklifimi eabal ederi. bize yardım edersite. dilkten sonra ise Tristan ie ie ister zorlukla olsun, ektir” zinesini bize gösterecek» Kaploşun keyfinden Ağ“ na varmıştı. — << Eş oldukça veli ag doğrusu kelleyi ortaya N ğer... Yaşayın Lanselo.— eyy! Ve yerinden kalkıp, i ladr. Zavalir Bigorn 48 cellâdın bu hareketine mecburiyetinde kaldı. Sonra, akşam (Akan sinde buluşmağı kari n hi laştan ayrıldı, Doğruca A hanesine giderek ç Giyomla, Büridanı buldu ve yavaş sesle yaptığı anlattı, Bu plân yeni gitmiş olacak ki, mekten kendini ala Sonra, Büridanla G7 sırtlarına doğru gittile” hanede kalarak b pik tarafı zifiri karanlık ği da Kaploş geldi. elim yördü, Bunu da kendisine olu siye etmişti, Belki lânm tanr bağlarız, demişti. e celil, İki adam yola € — ölmek için ne ye söylendi ve bir vi a Monfokon darağacı. BİS” şey konuşmadan yür kin görünüyor fakat Darağacını gelecekleri “ nı orada buldular M sağı: — Size bütün tai derim, bunun mü ei #emekle Itrfa etti. Kanlaş, sevinçten 9 taktı, Tristan ağı” tarafma doğru yüsü şaşı)