Münhasıran fit veye pe Börmekteyim, Herke- elâde, EN; * Bayrisiyasi, gayri Mek benim âdetim de - l ebi çok Meloğik sahada tama - bir insanım, Her ba» 4 « Dikkat edi- 4 İDkiYakI olarak görül Hür düşüncelerimi, bü- | * Ns Mühim hâdiselerinden N Tİ. Ve ancak Emin olunuz ki, bir insanın saçma sapan * İmkün yoktur. âdetim — değildir; k *E Şunu söyliyeyim: a Yane Maaş ve kadin me- Mig ii bizim veznedar Jenki- ya Men, Börmesine imkân var zim büro memurla alalım: bu adamın ak . Kravatlarında, ve bunun rüyaları da bu Sapandan başka bir şey anlattığım m değilim. Fa- b v0 yim anlatmakt, SE SİMA bunun sebebini * bir ad, benim gaharma alt ri- değişiklikler oldu, e“ Röceleri korkung va | | bizim büro şefi Sergey Pavloviç giriyor. Herif, bütün heybetile karşıma dikile « rek parmağıyla beni tehdid ediyor. Hat- tâ daha ilersine giderek; — Ya"... demek sen de diyor. Bu, müthiş bir şey, korkunç bir şey arkadaşlar!, Bizim büro şefinin © böyle teklife tekellüfe lüzum görmeden hemen Mamonkin ?., hemen her akşam rüyama (girmesinin | him sebebi, benim son zamanlar» da, yeni esas teşkilât Kanunu hakkında mütemadiyen kafa yormamdır, Arka - daşlar, sizden saklıyacak değilim, fakat yeni esas teşkilât kanununun bilhassa bir maddesi benim fena halde sini:'me dokunuyor. Bu madde, seçimlerde gizli rey. vermeğe ait olun maddeir, d Fakat, arkadaşlar, biraz düşününüz! Bu made cidden can arkıcı, rüya bozucu bir şey değil mi? Meselâ şimdi, bizim büro şefi Sergey Pavloviç seçimlerde be- nim kendisine rey verdiğimi nereden bi. lecek?,. Bu vaziyet karşısmda, benim kendisine bağlılığım nereden ve nasıl tah kik edip anlıyarak? Ve işid en kötüsü bana nasıl itimat edecek? Heri bizde dsikavuklar az mı? Maale- sef benz daha pek çok, Tabii bunlardan birçoğu Sergey Pavloviçin yanma yak- taşarak: â — Sergey Pavloviç demiyecekler, na- musumüzla temin ederiz ki, biz reyleri- mizi siye verdik! Sergey Pavloviç için bunun akslni id- dia etmeğe imkin oymıyacaktır. Çünkü reyler gizlidir. İşte benim canımı #ikan keyfiyet rey- lerin gizli oluşudur, Halbuki eskiden ne kadar da iyi idi, Mesel umumi bir top- İsntr olur. Demiyelim ki mebus seçimi iyor antı Telsi, Sergey Pavlo- viçin narnzetliğini İleri sürmüştür. Ben hemen yerimden fırlıyor ve şidedtle al. (VEM büyük bir tevazula gözlerini yore indi. riyor, o beni görmlüyor. Görmüyor, fa - kat farkediyor. Reis zili çalıyor ve: — Sergey Pavloviçin namzetliğine iti. raz öden var mi?, diye soruyor. Ben elimi sallıyor ve oturduğum yeor- den Kaykırıyorum — Ne münaseb: tur? Sergey Pavloviç benim bulunduğum ta rafa bakmıyor bile. Beni görmüyor. Gör- müyor fakat farkediyor, Reis tekrar zili çalıyor! — Sergey Pavloviçin namzetliğini re- ye koyuyorum, diyor, taraftar olanlar ellerini kuldırsm!.. > İik elini kaldıranlardan biri de ben 0- Tuyorum. Fakat alelâde bir şekilde kal. dırmiyorum; büyük bir heyecanla ileri doğru fırlatarak kaldırtyorum. — Aleyhte olanlar, müstenkif kalun- lar var mi? Bon gene kendimi tutâmıyor ve bağı. riyorum ? İtirazım lâfı mı o- 17 İkinciteşrin — 1938 PERŞEMBE Hicri: 1957 - Ramazan 24 #akn sanan ON MSA Akyar 650 1159 144 16449 18,25 5.07 MÜNAKASALAR: Gümrük muhafaza teşkilâtı için yaptı* rılacâk 4 adet motör teknesi yarınki cu- ma günü sâat 11 de pazarlıkla yaptınla. caktır. Muhammen bedeli 14000 lira olan Ka ie. ,bu. pazarlık mayyen saatte Galatada İt halât gilmrüğü binasındaki komisyonda yapılacaktır. ö ilmi rüyalar | 4 GRkin — Hiç kimse!... Aleyhte olmanın ve manın lâfı mi olur” büyük un tavanındaki resim- u dakikada akçadım söylemek lâ - iaki resimler Saçma sa- pan şeyler... Fukst 5, Pavloviç tevazuun dan oraya baluyor. Oraya bakiyor ve ba- örmüyor. Görmüyor, fakat * farkedi- yor. Melis tekrar zili çalıyor ve hususi bir n ediyor: vioviç iwifakla seçilmiş bu Ben de dell gibi yerimden fırlıyor ve gürültülü bir alkışa ve başlıyorum. Sergey Pavloviç, adetâ: “Bu alkışlar bana döğil, benin manevi şahsi- “yaşa” lara BURIDAN Çeviren. Ferah Fetruh yetimedir!,, demek ister gibi & tevuzula elini sallıyor. Tabil o bu hare keti tevazuundun yapıyor. Ve beni gör. müyor, Görmüyor, fakat farkediyor. Ya şimdi ne olacak? Şimdi Sergey Pavloviç, benim, yani istatistik bürosu memurlarından Mamontan'ın, onur aley- hine rey verdiğimi hatırına getirebile. cek. İşte, ari , seçimlerde gizli rey vermerin f * bilhasan bu nok- tada tezahür ediyor. Ve işte, son zamanlarda korkutu, ke- derli rüyalar görmemin başlıca sebebi de budur. Bana öyle giliyor ki, Sergey Pavloviç bu akşam da rüynma girecek ve şehadet parmağıyla beni dürterek: — Ya!. Demek sen de Mamonkin? di- ye baykıracak”? a durdu; ik En şu mezarı hazırla- derin bir çukuru göster- İltanın gözüne girmek için 8l bik mezar diye söy - Berdi” sabahleyin Marinyinin Venlerden çıktılar. Ve İL Cesedinin altında dur. deler veriniz, sizi rahatsız lifi derhal kabul etti İ İndirmek üzere hemen » Bir dakika sonra Ma- ini #san ip kesilmiş ve Şt, İşte tam bu sr * Tristanın yarında ses ç. ,dâha belirdi. vi â a Giyom idi. Yuka: tartısı, Mi » duyuldu sonra İ gidelim, diye söyle Mn İlini tamamlayama hea, İŞ bir feryat kopardı t istedi, Pakat muvaf- $ adamı üzerine çullan. Msı bağladılar, düm, U A3 ly,,, ilmak srrast bana Yor, Üye homurdanıyor- Bigem, hemen direğe tır- A İçinde Kaplı ka» : ploş yuka. Birkaç kere debelendi. ân Cesedi Marinyinin Xa başladı. tedi üzerine diz çöke. ii, İm Tristan bu işe işti Bi ii Yağa kalktığı saman, Ve Giyomu gördü: gelen adam nerede? ie bal deği, YA kaldıracak Kaploşun teste) yordü, — Bu adam... Bigorn lâfını tamamlatınadı. — Bu adam, Marinyiyi asan Kaploş- tur! diye söylendi, Tristan sevinçue bağırdı: — Kaploş mu? Büridan, yavaş bir sesle: — Evet, diye cevap verdi. Bize ihanet etti. Marinyinin asıİmı. yacağını ipi destereleyip kopacak va. ziyete getireceğini söyliyerek elimizden koca bir servet aldı. Biz de bu yalanını cezalandırdık. k Tristan efendisini gömerken, Bigorn da Marinyinin arkasındaki gömleği, ba sondaki siyah örtüyü çıkardı ve tekrar direğe tırmanarak bunları Kaploşa giy dirdi. örtüyle de başın: iyice örttü, Aşağı indiği zaman derin bir nefes alarak; — Bu iş bitti, diye söylendi, Gerek ertesi gün, gerek daha sonra, Atlaran- dodan Marinyinin cesedini seyre ge. len Parisliler, hattâ bizzat Valuva Ma- rinyinin cesedi yerinde cellâd.n cesedi asılı bulunduğunun katiyen farkında olamad»lar... Tristanla arkadaşları, Monfokondan dönerken (Akan fıçı) meybanesine uğ» riyarak sabah olmasını beklediler. Sa- bahleyin kapılar açılır açılmaz Par'se girerek Gülübahçeye gidip Rikeyi Büridan Ttistana, mle beraber geliniz, yakında artık Parisi terkedeceğir. Zaten sizin de burada bir İşiniz kal. madı, Bir gün yine beraber döner ge- liriz, Çünkü ben doktor olmak istiyo- rum... deği, Giyomla Rike omuzlarını Büridan devam etti; — Kendi ve arkadaşlarımın geçimini temin için bundan başla çare yoktur. Sorbondan mezun bir adam, Luvr sa- rayımın bir zabiti gibi her zaman, her yerde istikbalini temin edebilir. silktiler, Daha ayağı iği Pek korkunç bir hal almiştr. Margaritin ağzına temas e. decek şekilde iğildi. Ve kadının henüz nefes aldığını işidince, hiddetten kudur du. Bu sırada kraliçenin renksiz du - dakları arasından halif bir ses çıktı... Valuva, Margaritin son sözlerini duy- dü; — Mirtiy, yavrum.. Mirtiye merha- met ediniz.. Tanrım onu koru.. Daha fazla söyleyemedi.. Bütün vü. cudu hafifçe titredi , Ve sonra öldü... Valuva ağır ağır kapıya kadar geri- ledi. Gözlerini ölüye dikti, Derin bir düşünceye dalarak dek'kalarca olduğu yerde durdu, Ancak bir saat sonra kralın huzuru- na çıkmağa muvaffak oldu, Korkunç bir halde şunlar: söyledi: — Şevketmaap, kraliçe öldü. Kral, dimdik ayağa kalktı. Mosmor oldu. Hiçbir şey söyliyemeden, boylu boyunca yere düştü. Valuva soğukkan Llıkla eğildi. Kral dikkatle muayene etti ve: — Altı aya varmadan, Fransa kralı olacağım!,. diye mırıldandı. —38 — MARİINYİNİN DARAGACI Büridan, Lanselo ve Giyem Penter 'kap'sından çıktıkları zaman, Monfo - kan darağacına doğru binbir çesit halk. tan mürekkep bir kalabalığın akn et tiğini gördüler B aris Mârinyinin ida - mın görmek için, Monfokona koşu . yordu. Bigorn, düşünceli düşünceli, cellât usta Kanlosa Marinyiyi kurtarmak 1. çin ver atımları düşünüyor ve kendi kendine: — Vallah kralın Bazinesi olsa, yu Ritridan iflâs ettirir, diye düşünüyor- du. Büridana gelince. onun da bir fikri vardı. Angerrand dö Marinyinin “kure İk tulduğu zaman ne yapacağını görmek istiyordu. Sonra da onu hapisten nasıl kurtaracağını düşünüyordu. İşte bu sırada, bir yığın asker Men- fokon datağacının etrafını sardı, Her - kes kendine münasip bir yer arıyordu. Şehremini darağacını muayene ediyor- du. v Büridanla, arkadaşları da herkesten uzak bir köşeye çekilip vaziyeti seyre başladılar. Bir sâat sonra, her tarafta birdenbire sesler kesildi, Herkes ayağa kalktı. Yüz bin ağızdan birden; — İşte geliyor?.. Sözü çıktı. Güneş tulü ediyordu. Bütün nazar. lar, Penter kapısından gelen bir alaya çevrildi, Bu alay ilerledikçe Büridan, mahküm aleyhine sarfedilen bir sürü küfürler, hakaretler işitiyordu: Bu bütün Paris halkının büyük bir nefret ve gayizle Merinyinin yüzüne tükürmesi idi. Marinyi muhafız askerler arasında fütursuzca yürüyordu. Arkasına mah- küm gömleği giymiş elinde bir mum tutuyordu. Ayakları çıplaktı. Yüzünde büyük bir azim okunuyor. du, Gözlerini kolunda mahkfimu asa- cağı ip olduğu halde önde yürüy cellât Kaploşa dikmişti. Herkes cellâd: gördükçe yüzünü ekşit halde, Me- rinyi bütün azametiyle gülümsüyordu. Darağacına yaklaşıldığı vakıt, Ma- rinyi cellâdı bir tarafa itti ve yüksek sesle: — Şöyle çekil, şevketmeaba hediye ettiğim darağacını görmeme meni olu. yorsunt dedi. Kaploş, bu emre gayriihtiyari itaat etti, Alay darağâcmin altına geldiği za- man, eski başvekil kendisini tutmak iş- tiyen İki cellât yamağını iterek merdi- venleri kendi başına çıktı, Ve çit çi. karmadan duran halka, bir şevler söy- lemek ister bir vaziyet ald. Fakat ağ- © Bini açmasma meydan kalmadı. Tam