, k p ö , — ç / i p ye a NA tarafı dünkü nüshada) 5 Gün Makavlin en kü in Ablası ile bera- erdi. Zevkler ne kadar Bu Pol bana pek donuk , Hattâ, Yana, bakarken #nu kıskandığını sezer ân öyle güzel bir kız te, z "1 Sonra ablam tekrar üç N Dig ran 2 ei işedi. ei Sa Öteki çapkın hoşuna “a, “A madem onu almak o er alacağım diye! Sonra 4 İl mi benimle?, ke Bide $ merak etme. Sen şim & alna, Malüm ya, biraz Ke, “ği böylesi daha iyi taş ana Şiradi git ve arkadaş” lay, ân bir tane de Pol için Ram bak,, Sey ize, Yorum ne demek istiyor - “ ece ler Mey. * Züten bir e teni n bir şey anlamaz. Kh ra ç Kür aç ezilen izah lâtfun Mytnek slatın babası evvelâ Po- ti yormuş, Jan da o ev- “ aşi a Erin sibilirmiş. Din X İstemezsen, Pclüa Hi Han, ki ui ğ. Ne İstiyorum, Canım! Ama YA böy “yle karar vermiş aca Poj | Evlenmezse bir alay de onun için ei alıp kaçrı mi3, ! Te *İ Şaşırma kendini! Sen mi ne yapacağını? Çabuk git, Pol için bana bir nişanlı gönder. Delikanlıyı a. lir, Pol denilen o gül gibi kıza tanıtr rim.. İş olup bittikten sonra da sana haber veririz, ,.. Trende dönerken aklıma arkadaşım Maksim geldi, O da avukattı, Ben yok- ken mahkemede yerime o çalışırdı. Ab. lam da kendisini pek uzaktan tanırdı. Parise gider gitmez hemen onu bul dum ve maksadım: anlattım, Daha doğ- rusu, hakikatin tam aksini söyledim; Ablamın bir davası var, dedi Fakat avukat olarak beni tutmak istemiyor. Baktım, Maksim derhal inandı ve hemen gidip ablamın işi İle uğraşmak arzusunu gösterdi. Bana teselli verme. yide unutmadı; — Görüyorsun ya, hep böyledir: He sım akraba bizi hâlâ çocuk sayar! Derhal ablama mektup yazdım ve sonra işimle gücümle meşgul olmıya başladım. Bir bafta sonra adliyede Maksimin kâtibesi sıfatı ile mahzun tavırlı, küçük bir avukat kız karşıma çıktı, (Böylesi- ne" iş arkadaşı,, diyorlar, daha iyi gi. diyor.) Kız bana mühim bir adamın, bir dava için Maksimi aradığını söyledi: — Çok acele bir iş. Fakat M, Maksi- min nerede olduğunu bilmiyorum. — Fakat ber halde kendisini rahatsız etmemiz doğru ölmaz, Lâkin eve gelince fikrim değişti .. Çünkü ablamdan telgraf gelmiş | o “Arlkadaşmı derhal çağır. Dava için derhal gitmesi lâzım. Sen de buraya gel, — Ameli.,, Derhal ablamın dediğini yaptım ve © akşamki trenle hareket ettim. — Öc0! Gel bakalım. Arkadaşm gitti. — Tabit.. Telgrat çekmiştim kendi. uymadı ha?. BURIDAN VEM: — Haddinden fazla uydu hattâ! Mak ( im senin kıza âşık oldu ve neredeyse düğün gününü kararlaştıracaktı. Ken- | disine ; “Bak, Pol ne ciddi kız!,, dedik, fakat o mütemadiyen çapkın kızın pe. şinden koştu. Dedim ya, erkekler bir şeyden anlamaz!, . — Acaba Maksimin, Polu istediği doğru mu idi?, — Pol kendisi söyledi. — Bir arkadaşımla daha tecrübe et- sek mi?, — Aşk galiba zihnine dokundu se. nin? Evimi nişanlanacak delikanlılar yeri yapacak değilim ya artık!.. Bence yapılacak bir şey yok.. Paristeki bütün işsiz avukat arkadaşların; çağırsan, e minim ki hepsi o çapkın kizin arkasına düşer.. Biraz durdu, sonra: — Bütün bunlar benim kabahatim ya! ğedi. Sana evvelâ Janı tanıttım ,... Ona burada herkes “köyün en güzel kızı, der, Eğer sana evvelâ Polü gös. terseydim, kimbilir, belki böyle olma” dı. Diyorum ya, kababat benim, “Peki ama, şimdi bunu nasıl tamir etmeli? Dur, aklıma bir şey geldi: Jan hastalansın.. Bu müddet zarfında, Pol gelin olur. Hadi git sen şimdi bana ar. kâdaşlarından bir doktor gönder. Dok- tor kızı iyi bakılmasını, tebdilihavaya, bir su şehrine, deniz kenarına veya, dağlık bir yere gönderilmesini söyle - yecek, Birden ablamın sözünü kestim: — Doktor mu göndereyim? dedim... Ya doktor da kıza âşık clursa?. Ablam o zaman dayanamıyarak bay. kırdı: Emile Zavil — Öyleyse kadın doktor gönder, ca” nım! A! Erkeklerin bu kadar ahmak insanlar olduğunu bilmiyorum doğru- su... Aşk olunca böyle oluyorlar, Ablam, şairlerin ve feylozofların Ablamla beraber gene &yni mesele zi üzerinde düşünmiye başlamıştık. Yal - niz, bu sefer mesele daha karışık bir şe. , kil almıştı, , ME EE Ex mz | İ 9 Ikinciteşrin — 1998 ÇA MBA Hicri: 1357 — Ramazan: 16 van Mamak öğe Mi Ai Tam a GAL 11,58 14,40 1 18,31 5.00 Memleket Dışı Deniz Seferleri Romanya vopurları: Cumartesi günleri 13 de Köstenceye: Salt «önleri 18 de Pİ re, Beyrut, İskenderiye. İlalyan vapurları: Cuma günleri saat 10 da Pire, Brendizi, Venedik, Triyeste, Sirkeci İstasyon Müdürlüğü Telefon 23079. Lüzumlu Telefonlar Yangın: İstanbul için: 24772, Beyoğlu için: 44614, Kadıköy İçin: 60020. Üsküdar İ- çin: 60625. Yeşilköy. Bakırköy, Bebek, Tarabya, Böyükdere, Fenerbahçe, Kandilli, Eren- köy, Kartal, Düyükada, Heybeli, Burgaz, Kınalı, için: Telefon muhabere memu- tuna yangın demek köfidir. Rami itfaiyesi: Deniz ilfsiyesi Beyazıt kulesi: kulesi: 40060 1 imdi 44998, Müddeli . Emniyet müdürlüğü: 241 fis Vekâleni Istanbul Elektrik İşleri Umum Müdürlüğü Reyoğlu: 44801 , İstan, bul: 24378. tas: 40938. Cibali: 20222. Nurosmaniye: 21708. Üsküdar - Kadıköy: 60773, Havagazi: İstonbul: 24378. Kadıköy: 60790. Revağlu: 44842. Taksi Otomobili İstemek İçin Sular İdaresi: Beyoğlu: 44783. Beşik Beyoğlu ciheti: 49084, Pebek ciheti: av. kö milik; BURIDAN Köyün en güzel kızı Çeviren: V. G. her seferinde yeni bir şekilde bize an. latmak istedikleri çok eşki bir hakikati kendisine göre tekrar etmişti, — Fransızca'dan — Bugünkü RADYO 1 19 konuşma, 19, yarı ve haberler, 19,25 Müzik aberler, 21,10 (peşrev saz $ isi ve şarkılar), Benli Hüsnü, Ağa, buri Osman bey, Kemani Riza ef. Della zade, Dede İsmail efendi. plâk), 2345-24 son haberler ve yarınki program. Anadola hattı Hergün hareket eden şimendiferler: Sant $ de Konya, 9 d Diyarbakır ve Sam N bir, 19.10 do Ankara ek; Ankara mubhtelili pazarlesi, çarşamba ye cuma günleri WMaleb ve Musula kadar sefer elmekledir. Denizyolları Istanbul acenteliği! 22740. Karaköy: 2. Ppzartesi Tophaneden 1630 Mudanya. 20 Bandırma. Salı Tophaneden 9,30 İzmit, 16,30 Mu 19 Karabign, 20 Bandırma, Gala. n 12 Karadeniz, Sirkeciden 10 Mer- Çarşamba Topbaneden 16,30 Mudanya, 20 Bundırma, Sirkeciden 15 Ayvalık, 1$ Bartın, Perşembe Tophaneden 9,90 İzmit, 16,20 Mudanya, 20 Bandırma, Galatadan 13 Karan Ze Cumartesi Tophaneden 14 Mudanya, 20 Bandırma. Sirkeciden 15 Ayvalık, 18 Bartın. Pazartesi Tophaneden Olmroz, 9,30 İz. mit, Galatağdan $,30 Mudanya, 10.90 1. Sür, 12 Karadeniz. 92.30 A: Sl bahçe bir büyücünün vak olduğu için hüyret etmemiş. Szarın yerini bana gösterdi. dirdim ve mezardan iki ce. n Bunlar Jiyonla Maleng- ra .” monsenyör!.. ok Yonla Malengrin öldürül i ee kendisi için bir tehdit Üy “ bunları öldürenin Büridan #üphesi yoktu. Yin gr diyarı çaktı Kileri oya sordu? tey, Güllü bahçede bulunduk» Sy, © Misin? Hira, vr, benden şüphelen: V, diy “um; benim için her Şeyin a çar anlayorum.. ç doğu, © meyus görünen Strajil - ti, İlgi Söylediğine inandı : Ng iş NO, dedi, zannediyorum ki Çi a, yi Var, bak senin sözünü dinle yg, Fakat, belki, LU Ataldı, Dap tea > Monsenyör, eğer bana inana* Va Areket ederseniz belki ümit y, A, ilanı İk yel bir tavırla sordu! eli bakayım, karar verdim, ne tn), ul Mey, sarladığ plânı izah etti, Öl aa şimdi sabah clmak üze. Ni iy, t itibaren bütün Paris ON Pali kalması için emir ve- ş Kang, vanda her kapıda yarın bem kapanmıyacağı ve her- ini, ip gikabileceğini ilân a akat güneş doğmak ü. düt ederseniz geç kalmış & ee Valuva kumandanı ka, Ve bütün gün Paris kapı ti Mi kalmasını ve kimsenin ila, Smretti, Mata Ken pi b kral bilei diyerek bu emri e Brmiyi. — Bu kim.n emri monsenyöi Kralın mı?, Valuva doğrularak azametle: — Benim emrim! diye bağırdı. Bu suali bana sorduğunuzdan dolayı bir ay göz hapsine mahküm oldunuz kuman - dan., Sözümü dinleyiniz. Her kapının yanına bir adam konacak ve bunlar her saat başında kapıların yarın gece müs- tesna clarak açık bulunacağını halka ilân edecekler, Gidiniz, benim emrim iş“ te budur. Kumandan, Strajildoyu hain bakışlar, la süzerek çıktı. Valuva, Strajildoya dön — Haydi bakayım, dedi, izah et. Bu tedbirin faydası nedir?, — Bunda anlaşılmıyacak bir şey yok, monsenyör, Büridanla yanındakiler as- kerlerinizin Güllü bahçeye geldiklerini muhakak görmüşlerdir. Çünkü ya bah- genin bir köşesine saklanmışlar ve ya- hut kaçmışlardır, Fakat Büridan mutla. ka Monmartre gidip Mirtiyi ile buluş- mak iştiyor,. Zira onu orada gözlerimle gördüm. Kapılar kapalı olunca gündüz dışarı çıkamaz, Bu sebeple #apların a- çlarağı zaman, yani geceyi bekliyecek- tir, Valuva, memnuniyetle bakarak: — İyi bir düşünce! dedi. — Bütün gün sabrederek bekleyece. iz, monsenyör.. Gece olunca dışrai çı- kacak, Monmartre (Ogidip oMirtiyi Strajildoya “alacağız ve kulübede Büridanın gelme- sini bekliyeceğiz. , Valuva gene: — Pek güzel Strajildo, dedi. Strajildo gülerek Valuvaya baktı ve: — Fakat biraz pahalıya malolacak, monsenyör). — Neden? Ne istiyorsun, söyle ba. kalım?, — Bin altın ekü, çok değil, değil mi monsenyür? , , — Bin altın ha!,, Hayır, çek değil. — Müsterih olunuz. Size yalnız fik- rimin yarısmı söyledim., Diye teminat verdi ve üç arkadaşını derhal tatmin etti, Sonra aşağı inip oda” dan mahzenin anahtarını aldı, bir de fener bularak yer altına uzanan merdi- den indi. Strajildonun mabpus ulduğu mabze- min kapısında bir saniye dinledi, Hiç gürültü işitmedi. O vakit, hançerini çe- kerek kaptyı açtı. . Ağzından bir feryad fırladı: Mahzen boştu. —29 GÜLLÜ BAHÇEDEKİ EVİN MAHZENİ Strajildo ne olmuştu. Bir kaç satırla bunu da anlatalım; Jiyonla, Malengrin biribirlerini Oök dürdükleri mahzenin bitişiğindeki bod. ruma kapatılmış olan bu haydut, bay- Rınlığı geçip te kendine geldiği zaman, zifiri karanlık olan bodrumda ellerile et- rafını yoklamağa başladı. Her taraf ka- un duvar ve kapı da kalın meşeden ya. pılmıştı, Bir delik bulup kurtulmak imkân yoktu. Böylece iki müthiş gece geçti, Artık mahvolduğuna hükmettiği bir #- rada, bitişik mahzende bir patırdı işitti, Oraya doğru sokuldu. Hayret ve se vinçle, kendi bulunduğu bodrumla bu mahzenin arasında ince bir kapı bulun- duğunu gördü. Bu kapının çürük tahta. ları arasında bir delik bularak gözünü bu deliğe.uydurdu. Ve karanlığa alıştı. ğı için bitişik mahzende olup bitenleri Seyretmiye başladı. Bu sırada Malengr, cadı karının gırtlağına sarılmış ve onu boğuyordu. Strajildo, bu feci manzarayı büyük bir soğukkanlılıkla seyretti, Ufacık bir müdahaleyi bile aklına getirmedi. Koca karıyı boğduktan sonra, Malengrin Çıl gın gibi toprağı kazmıya başladığını da gene ayni soğuk kanlılıkla seyretti ve bu sırada sevinçle bağırmamak için kendini zor tuttu, Çıldırmış olan OMa- lengr, gayri şuuru bir hareketle ve ha. zinesini aramak ve bulmak gayretiyle mahzenin zeminini kazıyor, kazıyordu. Fakat kazdığı yer dış kapmın altı idi. Ve bu hareket Strajildonun bütün kı- rilan ümitlerini tekrar canlandırdı. Malengr, kazdığı kocaman çukurun üzerine yığılıp öldüğü zaman, Strajik do, aradaki ince kapıya omuz vererek kırdı ve mahzene geçti. Bir kaç saatte kendisi uğraşarak Malngrin açtığı çu- kuru büyülttü ve nihayet kapınn al tından kendisinin geçeceği kadar bir yer açtı ve buradan dışarı çıktı, Uzun bir koridordan geçti. Dar bir merdiven den yukarı çiktr. Ve merdivenin başma geldiği zaman, bir an durdu, üstünü sil- di, geniş bir nefes alarak ciğerlerini ta- ze hava ile şişirdi. Sonra, gürültü çi- karmamak için büyük bir ibtiyatla yü. rürek evin sokak kapısına kadar ilerle- di, Kapı kapalı idi, Ne yapacağını düşündüğü bir sıra- da yukarı katta bazı sesler duydu. Ya- vâş yavaş ve ayni sessizlikle merdiven. leri de çıktı, içeride konuşulan bir oda- nın kapısına yaklaştı, sesleri daha iyi duymak için kulağın: kapıya yaklaştır- dı, Ve bu sırada işittiği bir eilmle göz- lerini sevinçle parlattı. Hemen aşağı indi. Sokak kapısını zorlayarak açtı ve bâhçeye çıktı. Bir an etrafına dikkatli dikkatli baktı. Ne. rede olduğunu anladı. Sonra: — Artık hepsini yakaladım, hepsi a» vucumun içinde, fakat evvelâ Mon martre gidelim, oradakiletden işe baş- layalım, diye homurdandı. Ve Güllü Bahçeden hızk adımlarla uzaklaştı , .».. —M— STRAJİLDO MEL'ANETE BAŞLIYOR n Monmartr sırtından inerken bir çaklığın arasından çıkan adamın