a bir kız çıktı... Veni indi, başındaki 1 düzeltti, Şimdi b JA doğru gidiyor ve Fi kayboluyor . ne başka bir a a Mipka, üzerinde ay. * saçları daha uzun, KUM tarafa bakıyor. anl Biri çekiliyorum. Hara da beni görebilir LAN Sicak, sinek te var, dag Yakmıyoruz, i Ayni ka, bina, Bera pıdân çıkıyor, İn e tüy bira daha küçük zl Maç Miş — rlar. Bunlardan bi- - Ede Saçları bukleli. Ar sıktığı eve doğru ba. 7, Sütemadiyen kız mı in , A sizları pek mi hoşu- A du dn kizla - NE a * e mM. i a Vit Yor diye? Hiç Batar, üğü güzeldir i a a arr, En büyük. Yirmi dört yaşında l İN e, tembel bir sanıyordum, ben, / Verecek yerde sual 9€ kadar benziyor nü büyük. Doktor il , Olacağım der, mu- den hakimmiş, karısı öldükten sona emlâkinin başında bulunmak maksadı ile buraya gelmiş, yerleşmiş. Bir cihet. ten haklı, Fakat kızları için iyi bir yer değil buras,, Fazla sormadım.. Fakat ablasığımın bana ille buraya gel diye neye bu ka. dar israr ettiğini anlıyordum, (Ablam, benden on beş yaş büyüktür,) Bürgon- yadaki bu küçük köye beni, hiç olmaz- sa bir hafta gel, diye israrla çağırmıştı. Bekâr kalmıya karar veren kadınların bir çoğu gibi o da başkalarını evlendir- mek hastalığına tutulmuştu. Benim gi. bi, yaşlanmıya başlamış bir adamın ar- tık evbark sahibi olması lâzımgeldiği fikrindeydi. (Onümüzdeki sonbahara otuz beş yaşımı bitiriyorum). Burdan başka avukattım ve Pariste tek başıma yaşıyordum. Pâristen iki yüz kilcmetre uzakta tek hisım akrabam, bu Ameli Ab lamdan ibaretti, Onun için, hatırını kır- mak istemem. z O sene zaten yazıhanede işler de iyi gitmiyordu. Ablama yakında tekrar geleceğimi söyledim ve bunları söyler. ken yüzümdeki sevinç hiç te sahte de- ğildi. .. İnsan biraz istirahat etmesini ister. Fakat bu güneşli köydeki istirahat da ne istirahat! Ümidimin fevkinde,. Kâh, €nlerin top oynadığı büyük köy yolu- na bakabaka cıgaramı içiyorum. Kâh, bahçeden eve, evden bahçeye girip çı kıyorum. Sokağa pek farla çıkmıyo. tum, Çünkü dizlörime bir romatizma geldi.. Gene pencerenin önüne geldim, o. turdum. Sokaktan, elinde bir sepet, bir kadm geçiyor. Ciddi bir tavırla, ağır a- ğır yürüyor. Kendisine bakıldığını bi. liyor, her halde., Ablam: — Kederlerini dağıtamadı in bir tür GVLON lü, diyor, Artık hayatına yeni bir şekli vermen lâzım,, — Köylere çekilip yatayım mı di. yorsun?, — Yo! Daha erken,, Fakat evlenme- lisin artık., Hakları da var, yok değil, Beni Pa. riste artık bir şey sanıyorlar) Halbuki ben de Ameli ablamın mirasını bekli - yorum. İyi bir iş doğrusu! Sanki benim ne düşündüğümü an. lamış gibi ablam ilâve ediyor: — Sonra sen çirkin bir genç te de gilsin.. Yalnız gülerken gözlerinin et. rafı buruşuyor, Saçma, biraz ak di müş.. O kadar., Biraz vakit geçtikten sonra; — Hadi 'git biraz bahçede otur, kıra çıkmış gibi olursun, biraz açılırsın.... Doğru söylüyor. Ne o öyle, mektep. li çocuklar gibi pencerenin önüne geçip Makavlin'in kızlarını beklemek?, Ablam birdenbire yerinden fırladı. Bir ses işitmişti. Kendi kendine söyle. nir gibi: — Bu çocuk ta tam vaktinde gelir. Sonra bana döndü: — Filip, dedi, bak, seni şimdi güzel bir kıza takdim edeceğim., Bugün be- nim bayramım da, onur İçin çiçek ge- tirmiş... — Senin bayramın me bugün? Habe- rim yoktu., Ablam her zâmanki sert tavriyle; — Ben kendim hatırlatmak istemem. Bu sırada üzün boylu, sarışın bir kız karşıma dikilmiş, dikkatli dikkatli ba. na bakıyordu. — Kardeşim Filip, Pariste avukat... Kıza eğilip selâm verirken: — Sizi tanıyorum, mâmazel, dedim. Biraz evvel sokaktan geçerken gördüm, sizi ve hemen bir isim taktım, Kız, derhal: — Ne ismi taktınız? diye sordu. — Sar: bukleli matmazel, #4 Emile Zavil , Köyün en güzel kızı Çeviren: V. G, — O o, bu bir lâkap değil kil Benim ) ketin âdeti öyleymiş.. Güzel Jan to- | diğer üç kardeşimin hepsine de bu ismi wecebilirsiniz!., *. Çökgüzel bir kız. Güzel siyah gözle. ri var. Sesi çok tatlı, çok ahenkli.. Ab- lam bir de onun için burnu büyük der! Kız, bahçeyi işaret ederek: — Çıksak, dedi. Bugün hava ne gür zel, değil mi? Burada canmız sıkılmı - yor mu sizin? Bilmiyor musunuz, bura- da bizim gibi komşularınız var. Karde- şim Pol avukat olacak.. Hukuka başla” dı. Sizinle Paris hakkında konuşmayı ne kadar ister! İlk görüşme kısa olurmuş.. Memle. puklarının üzerinde bir dönerek bizden ayrıldı. Arkasından tebessüm ve sihir bırakarak çıkıp gitti. Ablam: — Nasıl? diye sordu. — Şayanı hayret bir kız!, — Şayanı hayret ha! Güleyim bari! Herşey için böyle deniz zaten! Şayan: hayret! O ne çapkın kızdır ol. Ne haksız! Kızm neresinde çapkın Mik, samimiyetsizlik, hafitmeşreplik bu Tuyordu sanki ablam? Jan sade bir kız. bir kusuru varsa o da güzel olduğunu unutması... (Sonu yarın) $ Birinciteşrin — 1438 SALI Hicri: 1357 — Ramazan: 15 faam saran OE Cin yar aim ma 6,40 11.58 14,40 16,58 18,32 4,59 Wemleket D:şı Deniz Seferleri Romanya vapurları: Cumartesi günleri 13 de Köslenceye; Salı yönleri 18 de Pi. te, Beyrut, İskenderiye, İlalyan vapurları: Cuma günleri saat 10 da Pire, Rrendizi, Venedik, Triyesle, Sirkeci İstasyon Müdürlüğü Telefon 19, Lüzumlu Telefonlar Yangın: İstanbul için: 24772, Reyoğlu İçin: 44044, Kadıköy İçin: 60020, Üsküdar & çin: 60626. Yeşilköy, Bukırköy, Bebek, Büyükdere, Fenerbahçe, Kandilli, Eren- köy, Karlal, Müyükada, Heybeli, Burgaz, Kınalı, için: Telefon muhabere memu- runâ yangin demek kâfidir. Rami ilfaiyesi: 22711 Deniz ttfaiyesi 36. .20 Beyazıt kulesi; 21998. Galata kulesi: 40060 Sıhhi imd: Tarabya, : yangın a1: 44998, Müddeivmumilikz Bugünkü RADYO 8 İkincileşrin — 1938 SALI 18,30 müzik (incesaz (o faslı), 19,16 saat ayarı ve haberler, 19,25 mürik (operet par çaları), 19,45 konuşma, 20 müzik (radyo orkestrası) Şef Praetorius, Senfoni Concer- tante (Deomizetti), Senfoni ia majör (Me xaltr), Küçük sujt (Debussy), 21 saat ayarı ve arapça söylev, 21,10 müzik (Halk müzi- ği ve oyun havaları), İzmir, Aydın, Ödemiş törküleri ve zeybek havuları, 21,15 konuş“ ma, 22, müzik (küçük © örkesira), Le Rol Dys * wverlür (Lalo), Faust - seleksyon » (Göwnod), La Travfata » seleksyon - (Ver di) Mm. Butterfiy « seleksyon * (Puccini), 23, Müzik (cazbant), 29,45-24 son haberler ve yarınki program, 27990. Emniyet müdürlüğü: 24382. Nefin Vekâleti İstanbul Elektrik İşleri Umum Müdürlüğü Reyoğlu: 44801 , İstan, bul: 24378. taş: 40938. Cibali: 20222. Nurosmaniye: 21708. Dsküdor - Ki 60773. Havagari: | İstanbul: 60790. Revollu: 44642. Taksi Otomobili İstemek İçin Salar İdaresi: Beyoğlut 44783. Beşik; Beyoğlu ciheti: 49084, Bebek ciheti: 36 - 101. Kadıköy ciheti 60147, ri li Misiniz, yoksa sarhoş ini soyduğunuz za © Du kadar para geçme- Kidi, a iy, P Jiyonun çekmecesini Anan üstüne döktü. Son- Estirerek onu da bo- Mi attı; “diye sordu. sez ii mz öyle mi? Ce- er... deği, cl Oy Ma bilej , © İzah etti; ve aya gelerek bana parâ- da Yaşamaktan usan- ş Ki Sr. O vakit, ellerinden e a Kendilerini de Hite bâpae uğu mahzene biti- m air pak inİye düşündü: de rini kaybettiklerin *cede cezalarını çek- #in daha kilit altın - il bizim için teh- tine bir kaç ekü ve *k Mİ? Beyhude zâhmet.. ül m N Pa Biribirlerinin ceza e a, EMdilee, tti. Malengrle Ji- e X © Feytanın yannda VA iy erin, eyi Batadr Bizorn vak'ayı an Yene İN. Günü bahçeye biti Hin m Römüldüğünü söyle- eN Ürünü ing, Artık BM altınların oda Strajildonunkiler gibi kanlı olduğunu söylemezsin değil mi? dedi. Bigorn : — Bu, bir mirastır! Jiyon ile Malengr beni kendilerine varis yaptılar! Va'lah bu namuskürane kazanılmış kir paradır, Sen Üstaş rahibine bundan bir para bi- le vermem! diye bağırdı , Büridan gülmeğe başladı: — Şimdi, Strajildo ile konuşacağım. Aklıma bir şey geldi. Belki bu fikir iki betbaht arkadaşımızı kurtamamıza yar dım edecektir, dedi, Giyom; — Strajildonun bu işde sana yardım edeceğini Ümid ediyor musun? diye sordu. — Ya arzusiyle ve ya zorla edecektir. Paraları çekmecelere koymakla meş gul olan Bigorn: — O fikir neymiş? dedi.. — Pek sade.. Tampl kumandan: kont dö Valuvanın yanına gitmek için Stra* jildodan istifade edeceğim. Bir kere Valuvanın yanma gidince... Bigorn sözünü kesti: — Tanplemi gireceksin ?1. — Yahut kont buraya gelecek..'O- nu bir defa ele geçirdim mi, Filiple Got- yenin fitarına ikna için kendisine #öy - lenecek sözü ben bilirim, Evet, şimdi Margarit && Bürgony mahvelduğu için * Valuvayı tehdit ve icbar etmek müm * kündür. Bigorn: — Doğrusu ya, mantıktan diplomalı bir adamın bu fikri fena değil, Fakat, Strajildoyu nasıl kandırmalı? Onun elçi sıfatiyle Tanple gönderilmesini muvafık bulurum; çünkü Valuvanın o- na İtimadı vardı, dedi. Büridan, çekmeceleri göstererek» — Bu altınlar onu kandırmağa kâfi- dir, cevabını verdi, Rike ve Bürrask buna itiraz ettiler,. Büridan: BURİDAN 481 —20-— BURIDANIN FİKRİ Büridan, Starajildonun paralarını dük dö Jipte verdikten sonra, Haşarat Yatağından çıkmıştı, Bir çok cinayet- lerin bedeli olan bu paradan kurtuldu- ğu için büyük bir ferahlık duyuyordu! Arada ne olduysa Bigorna olmuştu. Çünkü © eline geçen paradan mahrum edilmişti. Fakat delikanlı, onun bu kayıbını mümkün olduğu nisbette teli fi edeceğini ümit ediyordu. Filhakika arkadaşlarını parasız bırakmışsa da onların aç kalmıyacak kadar şeki Ol. dukların: biliyordu, Büridan Haşarat Yatağından çıktık- tan sonra, yâvaş yavaş Petz kapı. ina gitti, Orada hayvandan indi ve ka- pıların açılma zamanını bekledi. Genç adam sevgilisini düşünüyor ve kendi kendine gülümsüyordu. Nihayet sabah oldu. Kapılar açıldı. 'e Büridan rahatça dışarı çıktı. Kapıda- ki muhafızlar bu genç ve güzel deli- kanlının, müthiş maceralarını işittikleri âdam olduğundan kat'iyyen şüphe ede- memişlerdi. Delikanlı Mon Martr yolunu tuttu. Mirtiyi bir an evvel görmek arzusile yanıyordu, O devirlerde Monmartr otuz nüfus- İu bir köy idi. Büridan, burada sevgili. sinin nerede oturduğunu aramağa vâkit kalmadan, yolun kenarındaki çalılar a- rasından beyaz bir hayal fırladı ve deli- kanlınm boynuna atıldı. Bu Mirtiydi.. — Safa geldiniz senyör Büridan! di- ye mırıldandı. Büridan şaşırmıştı. Hiç bir şey söyle- meden nişanlıs'nı” göğsünün fizerinde sıktı. Yirmi sene geneleşmiş olan Ma - bel de meydana çıktı. Her üçü de tatlı tatlı konuşarak köyün tepesine vardılar. Mirtiy bura da bir kaya gösterdi. — Şu kayayı görüyor musun, işte ben orada oturuyorum, dedi, — Nasıl? Mabel vaziyeti izah etti: — Gözlerini Parise dikerek sabahtan akşama kadar vaktini orada geçirdiğini söylemek istiyor, Üçü de son derece memnun ve mes" uttular. Kulübeye girdiler. Yemek ha. zırlandı. Büridan arkadaşlarını yemek- siz bıraktığını düşünmekle beraber gü- lerek sofraya oturdu. Bigornun yeye cek bir şeyler tedarik ettiğine emindi. Büridan yeniden kuvyet ve kudret al, mak için ve bir gün kalmak üzere Mon- mârtre, sevgilisi ile annesinin yanına gelmişti, Bir günlük mes'ut olmak, bütün dü- , şüncelerinden uzak yaşamak istiyordu. O gece Büridan, kulübenin iki oda. sından birinde ot bir yatak üzerinde fa" kat âdeta kral gibi uyudu. Halbesiki kral ” ayni gece kendi şahâne yatağında uyu- yamamış, mabvolan saadeti için ağla” yıp durmuştu. Büridan, ertesi gün de, annesinin arzusuna rağmen gene kulübede kaldı, gitmedi, Filiple Götyeyi arkada, zm. danda bırakıp gitmek içine elvermiyor» miyordu, İli gin böylece geçti. Mabel şaşıyor- du, Mirtiy ise bu hayatın mükemmel olduğunu söylüyordu. Fakat babasın. dan ebediyen ayrılacağını düşündükçe saadetinde bir siyah İcke görüyordu. Maamafih bir gün belki babesiyle müs. takbel kocası Büridanı barıştıracağını ümid ediyordu, Nihayet Büridanın Paristen tama * men uzaklaşamıyacağmı itiraf etmesi saati geldi, Mabel bunun sebebini sor « duğu zaman delikanlı ? — Sevgili anneciğim, diye söze baş" ladr, bana Paristen kaçmamı, uzak mem İeketlere gitmemi, meseli Bürognyada kendimize emin bir yer bulmaror yorsun., İyi ama, ister bu” doğduğum memlekete olsun, ister başka yere ol-