iras Mor'un hülyası Varg ,,, hakikat oldu Z Opzrasının başro'ünücna iler; yıldız sevinç içinde... Gras Mor Hişy nSz rejisözü Abel Ganj Km riyor. Bu musikili dram.| Msi bir tabirle sinema opera) iler. hafif operetler alir, Fakat operaların si- Yin e A Ki bi çe alınışı “ise olmuştur. bir sebeb var; bu Oynuyor. ye gok Büç hazırlandı. Güslav ri ge mevzuundan senar ii estekâr Lui Bid besteleri İejİsör eserin perde üze 9 dakika devam etmesini DİYE bile lazlaya razrok çok alaka filmde Bi, vat stüdyolar birer birer bi Taran, sada şartlarına in “tüdyoda çevrilmesi şart” EE Südyoları içinde Ga- s€ elverişli göründü, işe i Ay Rima gevrilirken gazetecilerin İ e izin vermiyorlardı. Sİ dostlarından bir gir TEN in İt, ik ia iğ izunu kullanarak içeriye di Sö €rini yazdı. O yazıyı My arımıza veriyoruz, a, Yaz “il z çevrileceği erince biraz hareket ve var, yn hile Yığınlarının orta ye- Şicala, tetra sıralanmış., Koro ağ örkasında dizilmiş. in idare ediyor, Şef Me, ba bir tek saç bulun an < dirseklerine kadar tk > İN Şiklar altında pıral pe Mak nez Vakit şel orkestrayı Miyom yer, Sü ek tepiniyor, ay Ban” göre söylemiyor. Bö anarşi derler, Böyle & v Köşesinde 5 hai a bir Be kri My ib e Güstav Şarpanti- yo Pidiy, Pak. faaliyeti karsısında At eserinin mukadde Ee alâkadar olan da iş Gıkışıyor: K miz, unu yenilen e k . “Mevzuu kr Müş bir km. Artık ese- a miy aktan çıkar, müstebit ve) derler, Fekat bu reji sörün muharrir karşısındaki nezaket ve tevazuunu görmeli.. Ellerini uğuştururak, başı iğık, “muhterem üstad,, “emredersi" niz, “her arzunuz benim için bir emir dir, cümlelerini biribiri arkasından sira KİLİ A çe e var — Ben öperamı yaralı tamam otuz se kiz sene oluyor. Aşağı yukarı Lulzin mevzuunu ve bestelerini bütün dünya bi- liyor.. Artık bu mevzuu © ve bu besteleri değiştirmeğe kalkışmak olur mu? Rejisör bu özleri | dinledikten sonra) kulağıma iğildi: — Bıktım müelliflerin bu manasız titiz- liklerinden doğrusu... Bilseniz ne kadar garip arzular izhar ederler... Bizim (ilm lerde çalışmağa alışmış orkestra şefleri miz vardır. Güstav Şarpantiye “bu adam- lar olmaz. Benim eserimi çalan orkestra ya ancak Bizo kumanda edebilir!,, dedi, kendisine kalırsa Bigö esere yeni manalar ilâve edebiliyormuş. Bana sorarsanız bu zat sinema ibtiyaçlarmdan o hiçbir şey anlamıyor, Rejisör bana derdini hâlâ koroya bağımyordu: — Bayanlar, olmıyor.. Bü parça böyle söylenmez. Bilmem sizi omereden bulup buraya getirmişler, hiç biriniz müzikten anlamıyorsunuz. Haydi bir daha... yanarken Bigo Koroyu ve orkestrayı bir tarafa bıra- karak Gras Moruh yarı karanlık locasına; gidelim. Bu locaya karanlık demek hak- sızlık olur. Çünkü orada o Gras Morun kumral saçlarının ışığı yanıyor. Valantin Porrera ile beraberdir, İkisini ayrı görmek ise esasen imkân Gras Mor çok konuşmayı sevmiyor. Fakat bu tabiate rağmen bize bu filmi ne kadar sevinçle çevirdiğini anlattı. — Ustad Şarpantiye, o Luiz rolü için beni seçince çok sevindim doğrusu, Luiz operasını çok severim, İlk defa olarak on sene evvel bu operayı seyrettiğim vakit “bir gün bunu filme sisalâr ve Luiz ro lünü ben oynasam ne kadar iyi olur!,, di- ye düşündüm. İşte bu arzum hakikat ok du. Sanra bu filmi Amerikada (değilde Pariste çevirmekte de ayrı bir zevk var. Bu benim Fransada çevirdiğim ilk film dir. Burada da film çevirmek Amerika” dan daha zevkli. Herkes para için değil, içten gelen bir arzuyla çalışıyor.. Sonra eliyle orkestrayı gösteriyor: veciz Adamcağızın kaynanası ölmüştü. Şaire giderek mezar taşı işin bir yazı istedi. — Fakat çok kısa olsun. Taşçı yaz. mak için çok para istiyor. Ertesi günü uğradığı zaman, Şair bulduğu “kitabei senki mezar,, 1 söyle. di: — “Nibayeti.,, Dişçida Dişinizi ya doldurmak veya çıkart. mâk lâzim, — Başka bir kal çaresi yok mu? — Başka hal çaresi mi? İzterseniz dişinizi evvelâ doldurayım, sonra çeke» yim!, HAPİSHANEDE — Evvelâ yemek odasındaki ateşi söm |. tarafını kendine ayırır, sorunu bana bı. dürün, yemeğe misajirlerim gelecek. Izanh Kadın, küçük oğluna sordu; — Dolapta iki elma vardı? Nasil ©- luyor da bir tane kalmış? — Bir tanesini görememişim de on. dan anneciğim! Şikâyetin ne? Erkek — Daima para istediğin za. manlarda yüzüme gülersin. Kadın — Srktık yüzüne gülmüyor | muyum? Ne şikâyetin var? . Istadiği oldu — Haberin var mı? Selma bir tayya” reci ile evleniyormuş., — İstediği oldu öyle ise. Onün Sabikah ( gardiyana) — Hücremi te| gözü hep yükseklerde idi . miz tulun, gelecek hafta döneceğimi w #muyorum. — Fransız karikatürü — Ut fat Genç kadın şarlu söylemişti, Davet- İllerden birine yaklaşarak sorduz — Siz musikiden anlarsmız, söyleyi. Ml YA arak 29) bela, seli, — Söyledinir. Fakat haber vereyim ben musikiden anlamam., Mecburiyet — Parasız kaldığın için “zengin kız. la evlenmek istiyorsun ama, haberin olsun: Kız çok mütehakkim tabiatlidir. Onunla evlenirsen sokağa yalnız çıka- maz, gezmeğe gidemez, arasıra kaça. mak yapamazsın, — Peki öyle ama onunla evlenmez. sem ne yiyebilirim, ne içebilirim!.. Bıftak Lokanta sahibi müşteriye sordu: — Bitteği nasl buldunuz?, — Epey güçlükle! Patates dilimleri" nİn Arasını arayınca buldum, — Kitabınız satılıyor mu bari? TRENDE Levi — bir dakika bekleyin, çocuk yuttu. Sarih emir — Mehmet, kasaba git, yarım kuzu al da gel, — Peki efendim. Yalnız kuzu canlı İ mı elsun, kesilmiş mi? , — Tabii satılıyor; fakat maslesef alan yok! n güzelliğine vurulmuş gibi, — Bakınız ne kadar candan oçalıyor| leri yarı kapalı dinliyor. Düşünüyorum. — Acaba hakikaten zevk mi duyuyor? Ben orkastraya bakarken Gras Mor, Yoksa fazla bir şey söylememek için lar! Bör | öestimi yapıyor? biletleri! oğru hesap Küçük çocuğunun hesaptaki bilgisini denedi: — Sana günde beş kuruş versem haf tada kâç kuruş eder? . — Otuz beş kuruş baba. — Aferin! Al sana öyleyse otuz beş kuruş. Çocuk pişman oldu. İçinden sövlen- di: — Bir de “herşeyin doğrusunu söy. İe kazanırsın, derler. Keşke 100 kuruş eder deseydim! . zor Iş Kocacığım, sokağa çıkıp ta ne yapa" caksın? Ben piyano çalayım, sen de dinle, — Sen hep böylesindir: İşin zevkli rakırsm! , ESEN * şi — Kızımı benden bir nişan o yüzüğü kadml etti, — Ya? Merak etmeyin yakında iade eder. Müjde — Bay Leyi müjde! , — Hayrola?, — Piyangodan biletinizin birine 20 bin lira, ötekine amorti çıktı — Amorti kaç liradır?, Köpek Parkta bir sırada oturmuştu, Ayak. Yarı dibinde bir köpek dolaşıp duruyor- du. Yanındaki genç kadına sordn; — Pardon bayan, bu güzel köpek si. zin mi? , Kadın cevap verdi: — Hayır elendim.. Erkek köpeği tekmeledi — Hoşt! Piş köpek!, Elleri göğsü üzerinde çaprast, dizleri ha» filçe bükük, müzik ahengi İçerisinde ken disinden geçmiş bir tavırla ve tatlı bir ses Şarkı söyleme sırası Gras Mora geldi.| le söylüyor....,