3 Kasım 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13

3 Kasım 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İlk gö ay Rünler geldiği, toprak ye" Ping havanın rayihadar sıcaklığı kalbi okşadığı, göğsümüze hatti Timug, girdiği zaman, uzak ve gay- PS bir takım saadetlerin müp- i Fay inu hitseder ve bu saadetle- alir, en koşmak, kendimizi te inişe ederek baharı bütün kuy - Etle koklamak isteriz. Kış pek Belmez pm olduğu için mayıs gelir - a âdeta beni sarhoş etti, en bir hay; yi - İanyorde. İr hayat usaresi yükse. Ve leri uyanınca penceremden Rüneşie, eki evlerin damları üstünden Lr *mde parıldayan semanın bir Pencergyar EYİ va hak gibi gördüm. lar Şe te Atılmış olan Okaleslerieri Metçi iyor, ber katta çalışan hiz” Meşeli Rlar şarkı söylüyor, sokaktan N Bürükü yükseliyordu. Key- ie slduğu halde, nereye gi - bilmeden çiktım. Sütle; sez İD tan Yerin İeceğimi R rat km incanlar gülüyor; her keery, dönen baharın sâadet verici Bindi hissediliyor. sanki şehrin üs İT aşk havası esiyordu. “e tuvaletile geçen ve gözlerin kaya NE bir gefkat, yürüyüşlerinde 14- Ta Daki zarafet saklayan genç kadın. Nas mi heyecanla dolduruyordu, ke, VE niçin olduğunu bilmeden «Ye indim, Boğüziçine giden küçük z Vâpurlarından birine girdim. ik ağ yolcularla doluydu. Baharm i. MEŞİ herkesi, arzucuna töğmen, fikarır, harekete getirir ve ya- ” le görüşmeğe teşvik eder, Sip genç bir kız oturuycrdu. Dan, lak herhangi bir müessesede ça - e İS etilolardan iri, Zarif, sarışın, Min, hi bir baş, Ziya ışıklarına ben- klar, trk saçları şâkaklarına, ku « öüyog Kadar iniyor; ensesi üstünde ağıdı “zgirla havalanıyor ve biraz arayın kadar sarılaşıyor, o kadar * ki, ancak görülebiliyordu. dag, yün Srâya binlerce öpücük kon Dem; İSİN giddetli bir arzu hisset * X bil değildi. Ta b n israrı altında bana doğ- “ağdan Ve hafii bir tek* tini Tg kenarına belirirken | .2 Ba el sakıt genişliyor, daralıyor ha an bir huzur ve boşlukta ha a Kömpun hizsolunuyordu, : Nim gözlerini tekrar kaldırdı ve tef, akmakta devam ettiğim için, bu Bek m tebessüm etti, Bu tavrile taa, 5 İdi, Ve ben onun güzel gözle Vere Zamana kadar bilmediğim bin- Bini? okudum, atin yay rada meçhul derinlikler, şef- m İetafetlerini hayalimizde Kağı Miz bütün şiirleri, her zaman ip İş #aadeti gördüm. Kollarımı Lo Yâkalıyarak bir yere götür * v : Dikişi ağına aşk sözlerinin tatlı Bu i faldamak için çıldırdım. Ky ya biraz daha yanaşmak, bir A için ağzımı açmak Üze - Kühdşzi 9 Strada bir elin omuzuma do” 24 hissettim ve döndüm. Adice KN hay, 2<$. Ne ihtiyar bir adamın ayri, İn hazin bakmakta olduğunu Ne Bördüm. Deği, vir $ey söylerek isterim! tüy. Sözümü ekşittim; bu tavrını “m. mühimdir, Sü Ve meçhul müuhatabımı va * £ ucuna kadar takip etim. 28 başladı; tile, ab dedi, kış bütün soğukla doktor Yağmurlarile geldiği za- v2 ER size der ki: “Ayakla i Mina Nezleden, bron e NÜ ihiygiresden sakınınız... Siz de in; ku tisârane harekette bulunur b fanilâ, kalm pardesi ka. Viz lar iniz, Mzsmafih *izi iki ayı yatak'a ge “Yamar. Fakat yeşillik - öy Şire iy © Süle, kalpleri eaüphem ke- | l düşüren, sebepsiz şefksilere Büyük bir iylik! sevkeden cak ve kokulu havasile ilk» bahar gelince kimse çıkıp da size demez ki; “Efendi, aşktan sakınınız. Aşk şim di her tarafa pusu kurmuştur; her kö şede sizi bekliyor. Bütün tuzaklar; ku- rulmuş, silâhları bilenmiş, hiyanetleri hazırlanmıştır, Evet, aşktan sakınmız. Çünkü o nezleden, brorişitten, zatürre” eden daha tehlikelidir; hiçbir zaman affetmez ve insana tamiri gayrikabil hatalar irtikâp ettirir!,, Evet, bunu size hiç kimse söylemez değil mi? Halbuki bence hükümet her sene duvarlara Jev- halar asmalı ve bu levhaların üstüne büyük harflerle şu sözleri yazdırmalı : “Bahar döndü, aşktan sakınınız!,, Ha- ni bir ev yeni boyandığı zaman kapı» lârn üstüne bazı levhalar koymazlar m: “Boyaya dikkat!,, yahut: “Boya” dan sakınmız!,.... İşte tıpkı onun gibi... Fakat madem ki hükümet bunu yapmı» yor, bu meselede ben onun yerine ka- im oluyorum ve size diyorum ki: “Aşk- tan sakınınız! Sizi yakalamak ürere * dir. Bu hakikati size haber vermekle mükellefim!,, Bu garip şahsın karşısında şaşırmış kalmıştım, Sert bir tavır tak'narak de- dim ki; — Yetişir, bayım... Yetişir... Hiç üs- tünüze elzem olmuyan şeylere karışı « yorsunuz| — Ne demek efendim, ne demek! Eğer bir adamın tehlikeli bir yerde be* ğulmak üzere olduğunu görürsem onu kurtarmak vazilem değil midir? Benim başıma gelenleri dinleyiniz, o zaman sözlerimin doğruluğunu anlıyacakamız : Geçen sene bu vakitlerdi. Evvelâ şunu söyliy: ki ben.“ .” daire « sinde küçük bir memurum, Bir gün, kalemde otururken pence » reden semanın: mavi bir parçasını ve bu parça üstünde kırlar gıçların uçuş * tuğunu gördüm, Siyah kaplı dosyalar arasında sıçramak, oynamak için şid - detli bir arzuya kapıldım. Bini dısarıya sevkelen kuvvet 5 ka dar şiddetli ki. hiç arzu etmediğim halde müdürün kaışısına çıktım: hasta mu söyledim. Dikkatli nazaılar” me baktı: “— İnanmıyorum yal. Neyse gidi- niz... Zaten sizin gibi adamlarla çalı » şılmaz ki1...,, Dedi. Hemen fırladım. Köprüve in dim. Hava bugünkü giti güzeldi, Bir deniz gezin'isi yapmak üzere Kadıköy vapuruna atladım. Ah *fendim ah.. Keşke âmiım çıkmama müsaad- et » meseydil, . Güneş altnda vücüdümun yenişledi- Zini hissettin. O gün her şeyi seviyor dum. Vapuru, denizi, ağasları. evleri, yanımdakileri, her şeyi... Bir şsye sarıl mâk istiyordum; reye olursa olsn... (Soru yarm) Bugünkü RADYO 3 ikinci Teşrin — 19385 PERŞEMBE 18, 30 Müzik (Beerhevenin eserlerinden «PI), 19, 15: Saat ayarı ve haberler, 19, 25: Operet, 19, 40: Müzik (piyano Solo. (Cemal Reşit) 20.00 Beş damla Ulvi Cemal Erkin), Ağır zeybek (Cemal Reşit,) Yürük sey. bek, Müzik (oda müzigi), İinei keman (“inkler), 2 inci keman (Enver Kapel . man). Viyola (İzret Albayrak), Çöollo (Darid Zirkin), Yaylı sazlar için kustüor, (Ul Cemal Erkin), Yaylı sazlar için ku. ztunr, (Cemal Reşit), 21,00 Arapça söylev, 21,10: Müzik (Şark: türkü, ve saz eser. leri), Lemi, Rahmi Denizoğlu, tanburi Zeki Memed ağr), 2200 Dünya (edebiyatı küçük hikâye) 22,15 Müzik (Küçük orkestra), Lr we operasından seleksyon (Leo Delibes) Ma, non, (J. Massenet), La Böhem,, (C.PU. ccin!), 22.00 Cartand, 23, 45.24,00 Son haber. ler ve yarmki proğram? 3 İkinditeşrin — 1938 PERŞEMBE Hicri 1357 — Ramazan: 10 Yani an ee Mind kya atm bam Memleket Dışı Deniz Seferleri Romanya vapurları: Cumartesi günleri 13 de Kömlenceye; Salı günleri 18 de! re, Beyrut, İskenderiye, 8 gönleri seat 10 İtalyan vapurl; edik, Triyeste, Müdürlüğü — Telefon ds Pire. Krendi Sirkeci İstasyon 23079. Lüzumlu Telefonlar Yangın: İstan için: 122. Keyoğlu ein: 44614, Kadıköy Içım: 60070, Üsküdar & çin: 60615. Yeşilköy, Bakırköy, Hebek, Tarabva, Büyükdere, Fenerbahçe Kandilli, Erem köy, Karisi, Büyüknta, Heybeli. Rurcur Kınalı. için! Telefon muhabere menu. runa sansın demek kâfidir.» Rami ilfaivesi: 27711 . 70 22200. Emniyet müdürlüğü: 20342. Nefin. Vekâleti İstanbul Elekirik İşleri Umum Müdürlüzü Reyoğlu: 44801 . İstan, bul; 24378 taş: 40038. Cibali: 20722. Nurosmaniye: 21708. Msküdar » köy: 60773. Mavazari: İstanbul: 24578 Kadıköy: 190, Mevoklur 44642. Taksi Otomobili İstemek Için Sular İdaresi: Beyoğlu: 46783. Beşik- Bevodlu eibeti: 49084. Bebek ciheti; 36 . 101, Kadıköy ciheti 60447, Müzel İslâm eserleri müzesi: Pazar tesiden beska hergün saat 10 dan 16 ya adar ve Cuma günleri 18 dan 17 ve ka- ir, Topkapı. Müzesi; Hergün saal 13 len 16 ya kadar açıktır. Anadolu hattı Hergün bareket eden şimendilerler: Saat $ de Konya, 9 da Ankara 15.19 de k m. 15.30 da Eskişe 1.10 da Amkara ekspresi, 20 de A- dapazarı, Pa irenlerden sani 9 dn hareket eden Ankara muhlelifi pazartesi, çarşamba ve cuma günleri Haleb ve Musula kadar sefer etmektedir. Avrupa Hattı Semplon eksoresi hergün Sirkeciden sanl 72 de kalkar ve Avrupadan geleni sant 7.25 te Sirkecive muvasalat eder. Konvansiyonel 20.30 da kalkar. 1020 de gelir. Edirne postası: Hergün sasi 8,50 de hareket eder. 19.33 de gelir. Denizyolları İstanbul acenteliği: 22140. Karaköy: 42162 Parartesi Tophaneden 16.30 Mudanya. 20 Bandırma. Salı Tophaneden 9.30 İzmit, 16.30 Mu- danya. 19 yaran aş 20 Bandırma, Gala- .. 13 Karartenir. Sirkeciden 10 Mer si m, Carsamba Tophaneden 16.30 Mudanva. — Randırma, Sirkeriden 15 Ayvalık. 18 rtah, Persembe Tonhaneden 9.30 İzmit, 16,20 Mudanya, 20 Randırma, Gulstadan 12 Karadeniz. Cumartesi Tephaneden 14 Mudanva MW mn Sirkeciden 15 Avralık. IR erlin. Pazartesi Tophaneden 9lmraz, 9.10 in mil, Galataden 8,30 Murdanva, 10.30 İzmir Sür. 12 Karadeniz, 2230 Mudanya, MUNAKASALAR: İrhisurlar idaresi için şartname ve nü- munei mucibince satım alınacak 400 kile mavi otomatik mürekkep açık eksiltmeye konmuştur. Muhammen bedeli sif İstan bul (1) hira hesabile 400 lira ve muvak- kat teminat 80 firadır. Eksiltme #11“ $SR tarihine rastlıyan cuma (günü saat 1! te Kabgtasta levazım ve omübayaat Şubesindeki alım komisyonunda yapıla” caktır, GEÇEN SENE BUGÜN NE OLDU? Yapılan bir kanun teklifinde, Türkiye- ye yenide; yahudi gelmemesi istendi. sazan: Onbaşı feneri neferin elinden 6411158 146 703 15745 kaptı. Yerde yatan gediklinin : yüzüne tuttu dj —131— Cevat bey başkumandan vekilini selâm:| (Delikanlı bir taraftan Artini - düşü lâdı. Dedikleri yapmak için, koşar gi- bı kendi dairesinin yolunu tuttu. Bu hâdi- $e günlerce umumi ( karargâhla merkez kumandanlığını meşgul etti. o Perşembe pazarında basılan telsiz ( islasyonunun dıvantharpteki dosyası, tahkikat derin leştirildikçe karmakarışık'aşan Dikranla, diğer iki ölünün esrarile mühürlendi, Hi- ristonun tahmin ettiği gibi Dikranı öldü- ren müntehir Şarl Kapo olduğu kabul €- dildi. Hâdise muvakkaten kapanmış oldu. Maamafih, Başkısandan vekilini adam akıllı kuşkulandırın bu. ucu bucağı be lirsiz hâdiseler umumi karargâhın istih- barat şubesinde bir (meçhül casus şebe kesi) dosyası tesis ettirdi. Faaliyet bu sa- hada araştırmalarla ileri götürülmeğe ça” aşıldı. . '... Ayşe sultan Davisti büyük bir iştiyakla bekliyordu. Delikanlının gelişi yalıda bir bayram yarattı. Davistin oÇanakakleye gidişindenberi tam bir hafta geçmiş, bu bir haftalık yalnızlık muhteris sultanın doymak bilmez ihtirası £ kamçıladıkça yerinde duramaz hâle gelmişti. Delikanlı doğru sultanın yanına çıktı. Sevgilisini gelişigüzel kucakladr, fesini çıkardı. bir tarafa (attı,kırmızı kadife kaplı, altın yaldızlı çerçeveli o kanapeye oturdu. Ayşe sultan sevgilisinin karşısına dikil- miş; iri vücuduna biç yakışmıyan bir naz tdası içinde sitem etmeğe çabalıyor, Da” vistin kudretten sürmeli lâcivert gözleri- ne iştiha ile bakarak konuşuyordu; — Nasıl oldu da beni / hatırladın Ab dullah bey.. Şükür, ceylân bakışlı, kör pe sevgililerden ara buldun da,.. buraya şöyle bir uğradın değil mi? vefasız senil, Davist, sultanın şehvetle titriyen yüre” ğini yerinden oynatacak bir yan bakışla, nazlandıkça çekilmez bir hal alan yaşlı dildadesine göz süzdü; sahici bir sitemle anlattı: — Ne doğru söylemişler; keçi can der dinde, kasap et derdinde diye. Ben, canr- mı dişimi alıp binbir ölüm tehlikesinin tehdit ettiği Marmarayı geçeyim, çürük çarık teknemle cehennem kasırgalarının ferman üttüğü Çanakkaleye gideyim. Sevgilim burada, rahat ve huzur içinde Boğazın sularını seyrederken böyle mü- nvebetsiz kuruntular yürütsün, . Ayşe sultan Devistin yanma sokuldu;! kanapeye oturdu, kollarını delikanlınm buynuna kenetledi, yüzünü, genç ve kör- pe adamın yüzüne (yaklaştırdı, Davisti okşarken her zaman yaptığı gibi şivesine| yeni konuşmayı söken (bir çocuk edası verdi, yumuşak avuçlarını (delikanlının yanaklarında dolaştırırken söylendi: — Vah vah. Yazık (o yavrucuğa.. Sen börle tehlikeli denizlere niçin çıkıyorsun bakayım.. Başka kaptan mı yok. Gemini onlara teslim et.. Allah göstermesin bir kazaya uğrarsan beni halim ne olur? Bir daha denize açılma emi?.. Davist kart maşukasının oynaşmasını iğrenç buluyor, sultanın elleri o yüzünde dolaşır, kolların boynunda kenetlenirken tüylerinin diken diken kesildiğini hissedi- yordu. Henüz 19 yaşında olmasına rağmen bin bir gizli işin, binbir entrikanın en güç çözülür, düğümlerini İskenderin kılıcı gi” bi bir çırpıda söküp atan güzel (İngiliz yavrusunun kafasında oluruna bağlan" mıyan bir hâdisenin endişesi hükümran» 1. Davist; Şarl Kapo ile Hiristoya verdi” ği vazifenin muvaffakiyetle başarılamıya” tağından körkuyor; Şar o Kaponun sağ kalması, Hiristonun ele geçmesi halinde Işin çok fenaya varacağını, yolunu bulup küşomazsa bu ana kadar yaptıklarının hesabını tüfek namluları akrşısında vere ceğini düşünüyor. Ayşe sultanın koynun- da geçireceği bu gecenin azabı delikanlıyı için için üzüyordu. Hiristo, tasarladıkla- rını kolayca tatbik etse bu muvaffakiyet karargâhı umuminin bütün şüphelerini birden silecek, Daviste yeni faaliyeti için geniş bir cüret ve büyük bir hız verecekti. 2 Ad Rahmı YAĞIZ yordu.. İçi, sevgilisini kurşuna dizen dizdirerilere kinle dolu olan bu delik dan Davist çok istifade edebilecekti, tinin asker oluşu genç adama ondan b ka bir hizmet elde etmesi fikrini dü dürdü. Artini Harbiye nezaretine tirmek, ordu dairesi servisine - köğm bilhassa günlerdir kolladığı cephane n Hiyatı işini bu vasıta ile tem doğru öğ mek mümkündü. Bunun için de Ayşe tandan istifade edebilirdi. i Dudaklarını ODavistin yanakları gezdire gezdire sevgi ihtisasları frsılday Ayşe sultan delikanlının soğuk du dan alınır gibi oldu. Çıplak kollarımı » gilisinin boynundan ya İ günlerdir tatmin edilmemiş ti tşıklanışı seçilirken Daviste sordu: . i — Sen niçin bu kadar durguntun Aj dullah bey? Davist sultanı büsbütün alevlendi için sakin ve içli görünmeğe çalışarak şılık verdi: k — Hiç. biraz canım sıkılıyor da... — Canm mı sıkılıyor? neden? N Davist sesini çıkarmadı, e Ayge süli yerinden kalktı, şüphe iade -eden jestle devam etti: — Anlıyorum. Benden bıktn, b sevmiyorsun artık. Onun için canın iyor değil mi, peki... ben giderim. Sultan delikanlıya (o arkasını Gönd kapıya doğru yürümeğe hazırlandı, D vist yerinden kalktı sultanm Kolun tuttu, gözlerine fettanca bir sğna veri Fe çalışarak bakışlarını tutkununun net li gözbebeklerine dikti, yaşlı prehseşi Hır ağır kendine doğru çekti, göğün N tırdı, sesine mütehakkim bir tatlılık di, tane tane anlattı: : : — Senden bıkmak gur?.. O nasi 85-84 den usanç getirmendir.. Dünyâlar dukça ve ben sağ oldukça en büyük, adeti senin yanında bulacağım; &ü zamanım, dizlerinin dibinde geçti lerdir. p Ayşe sultan naz içinde çırprâdi; Davit tin kollarından kurtulmak istiyöfMtuğ gi yapmacık çırpımtılarına deva &d mırıldandı: zy — Hayır.. Hayır.. Yalari söylü sen! Biraz evvel canım sıkalıyor dön tin. Şimdi bu sözlerine imidinr yok ini mam, z Delikanlı sultanm sözünü kesti: — Canm sıkılıyor evet.. Bunu saklayacak değilim. Zaten seriden $ neyim var ki?.. — Her şeyin benden (sakli. Neyi biliyârümki senin. Sen hep iğinden zarlıklı hareket ediyorsun! — Ç— — Yânılıyorsun sultanım. Senden giz li hiçbir şeyim yok. — Öyle ise söyle bana için neden yor? i — Ehemmiyetsiz bir şey; hele sizi alâkadar etmez! ; — Aldkadar etsin, etmesin #öyle.. rakımı yatıştırmak için öğrenmek İsti rum. — Mühim bir şey değil.. Ami& için hususi ehemmiyeti var. naklarım öptü, anlattı: — Bizim eacentada ihtiyar bir ustab şı vardı, Emektar bir adamdı, Tanri ömür versin geçen sene bu (#damcağı; öteki dünyaya taşındı. Bunun bi? de © lu vardı. Harbin ilk senesinde âskere Tenmıştı. Delikaniıyı Sarıkamış üçüncü ordu karargâhma gö der, sik sık mektuplaşırdr. Bu detrli, yarm her zaman tekrarlayışlarile biz sevmeğe bile başlamıştık. b Derken Vahram usta öldü.. Tabit biz di oğlunu unuttuk. (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: