© HABER AKŞAM POSTASI Sahibi sa. Neşrişat Müdürü Hasan Rasim Us Vİ» istanbul Ankara caddesi nn A. Volga resi Matnanul WADE « işleri telelonu: 23872 ” : 24370 . ” : 20335 Hayata dair Kiâsik Gi sör Mustafa Şekip Tunç, klâsikler hakkında bir makale yaz- mış. Görüp okumadım, okusaydım da ya anlardım, ya anlamazdım; çünkü muhterem dostumun sözleri arasında İçinden bir türlü çıkamadığım çok o- lar. Bunu Şekip Tunç için değil, an- cak kendim için bir kusur diye kay- dediyorum: onun bahsettiği şeylerin çoğuna aklım ermiyor, Genç gazetecilerimizden biri o yazı- yı okumuş ve hemen bir anket açma- ğa karar vermiş: “Bizde klâsik vari mıdır ?,, Elbette bu suale cevab vere- cek adam bulmuştur; ben vermedim. “Ben bundan birkaç defa bahsettim, ne diye tekrar soruyorsun ?,, gibi söz- İerle iktifa ettim. “Bizde klâsik var mıdır?” gibi bir mesele bugün herke- si alâkadar eden şeylerden değildir ki bir ankete, şöyle elbirliği ile halline çalışılmasına lüzum olsun. Bizde klâ- sik olup olmadığını düşünenler içinde, bu hususta benim kanaatimi merak e- denler de varsa şimdiye kadar onu muhtelif yazılarımdan © öğrenmişlerdir; ötekilere gelince onlar benim ankete Vereceğim cevabı okumazlar.... Fakat bittabi kendi kendime kalın. ca tekrar düşündüm: “Bizim klâsik- lerimiz var mı7;, Sonra güldüm: bu sualin cevabı kendi içinde: klâsikleri olan bir cemiyette hiç kimse “bizim klâsiklerimiz var mıdır?, diye sor- maz, düşünmez. Mademki bizde böy- le bir şey sorulabiliyor, demek ki bi- zim klâsiklerimiz yoktur. Bundan kırk gene evvel kimse böy- le bir şey soramazdı, çünkü hemen herkes: “Yahu! Fuzuliyi, Bakf'yi, Nef- İ'yi ne yapıyorsun? sen mekteb, med- rTese görmedin mi? sana onları 0- kutmadılar mı?,, diye cevab verir ve adamcağızı mahcub ederlerdi. Klâsik, mektebde, sınıfta okutulan muharrir demektir. Hugo. Corncille, Moliere, ve salre Fransız edebiyatı- nın klâsikleridir, çünkü onların eser- leri mekteplerde okutuluyor; Fransa- da okuma yazma bilen herkes onları az çok bilir. Kırk seneevvel bizde de Fuzuli, Nef'i ve saire öyleydi, münev-| yer olmak iddiasında'bulunan herke- sin onlar hakkında bir fikri, az çok malümatı vardı. Hattâ bizde de, öteki memleketlerde olduğu gibi, iki derece klâsik vardı:Biri bizim eski şairlerimiz. mubharrirlerimiz; öteki de - daha çok okumuş, irfanlarını <derinleştirmiş olanlara mahsus olmak üzere-Arab ve İran şairleri, muharrirleri. (Fransızların, İngilizlerin, Alamanların kendi ede- biyatlarından başka bir de Yunan ve Lâtin muharrirlerinin eserlerini ken- dilerine klâsik edindikleri gibi. Bizde şimdi böyle bir şey var o mıdır? Mektepletde çocuklara hangi muhar- rirler örnek diye gösteriliyor? umu- mi zevk hangi eserlerle tesis ediliyor? dilimizi, en doğru, en iyi yazıyor di- ye hangi eski muharrirler zikredili- yor? klâsik demek işte budur. Bun- lar olmayınca bizde klâsik yok de- mektir. Fuzuli'nin, Baki'nin, Nedim- in şiirinden şahsan hoşlanabiliriz, hat- tâ onları dünyanın herhangi bir şairi- ne tercih etmemiz kabildir. Fakat on- lar için bugün klâsik dememize imkân yoktur, çünkü mekteblerde okutulmu- yor, çocuklara zevkin, doğru dilin mi- yarı diye gösterilmiyor. Ankarada Etimesulta kurulan yeni rad yo istasyonumuz resmen açılalı üç gün oluyor. Yeni istasyonumuz Cumhuriyet bayramı günlerinde günde onbeş saa! Yeni Diyarbakır * Cizre kı yeni safhasına başl Möptre çalışıl-| Kaptan ve makinistler Perşembeye Vevsu- iâde bir toplantı daha yapıyor.ar Bu ayın on ikisi sararetli bir şe. kilde kongre yapmış olan Türk Tica ret Kaptan ve Makinistler Cemiyeti heyeti idaresi gö i lüzum üzerine heyeti umumiyeyi tekrar ve İe olarak toplantıya davete müştur , Yâde lüzum gör- cak İs toplantının sebepleri olan bu Perşembe günü yap fevkajâd hakkın. da idare heyeti tam bir ketumiyet mu. | hafaza etmektedir. Fakat bizim öğrem- diğimize göre kısa bir fasıla ile heyeti umumiyenin böyle fevkalâde hir toplan ya çağrılmasına sebep beyeti idare a. zaları arasında bir ihtilâf ç'kmış olma. sıdır . Son kongrede Maki kisi, Türk Kaptanlar er Cemiyeti İdare he; n çok farklı olarak teşvkk mişti, Denizyollar eski riyaseti püru ikinci müfettişi Şevketin ve Cumhuriyet süvarisi Süreyyanın relsliği oaltında teşekkül e. den bu idare heyeti arasında bir ihtilâf çıkması melhuz olmamakla berabe sebebiyet va- ba“ zı hususların buna söylenmektedir. Üş gün sonra yapılacak fevkalâde heyeti umumiye bu faal cemiyetin böy le ani şekilde heyeti umumiyesinin top- lanmasına sebep olan vaziyeti meyda na çıkaracaktır. verdiği Tekrar edeyim: “bizde klâsik var | Yö mıdır?,. diye düşünmemiz, bizde klâ- sik olmadığının en kat'i delilidir. Nurullah ATAÇ Diyarbakır - Cizre hattı gelecek ay yarılanıyor hattın 106 kilometrelik kısmı tamamlanmış gibidir | EÇENLERDE bir gün Profe-| Öildjastla neşriyat yapmış, bugünlerde İstanbul radyosu çalışmamıştır. Bugün sımla Diyarbakır * Cizre hattır &ilometre la k olan kısmın: da ikmal edile tım yarısma ka yakın bir zam tır. Yeni hat isim itibarile Cizreye münte hi olmuş gibi görülmekte İse,de hakikat- te nelirin gösterdiği “zaruret “dolayısile| Ci W de is yapıl! ıktan sonra hat Kasr ve Rubani kaleye! kadar Dide nehrini takip edip (burada! Suriye hududundan uzaklaşarak | İrakla| umuzu teşkil eden Hobur ça r a Guvara köyünde çayı kateder Irak topraklarına girecektir . karş stanbul radyosu artık çalışmıyacak öğrendiğimize göre İstanbul radyosu bu ndan böyle hiç çalışmıyacaktif vekili Ali Çelin kaya yeni istasyonun açılış tör Resimlerimizde tuk söylerken görülüyor. (Folo. AA.) Bunlardan biri esrar ve eroin paketlerini yut Ikinci şube kaçakçılık bürosu memur ları dün biri kadın olmaz üzere iki zehir lk st yakalamıştır. Bunların ele geç mesi garip bir hâdiseye se Me iar, Gal için bir müd- fakat bir tıklarını ha dettenberi takibe başlam türlü bu iki kaçalı mağa muav roin gibi 2 rik etmeli maktadır. Memurlar, dün Salâhaddini ta” kip etmişler ve Galata kâhvelerinden bi- rinde bir kaç kişiye gizlice küçük paketler içinde esrar salarken baskın yapmışlar” dır. Fakat bu sırada garip bir vaka ol- müş ve Salâhaddin. memurların üzerine gelmekte olduğunu görünce içinde esr: ve eroin bulunan paketleri bir o hamlede yutmuştur. Bu vaziyet kar kçıyı yakaladıkları halde suç YE eu k olam; Karabük fabrikası- nın ilk kadrosu Gelecek sene işlemeğe başlıyacak olan fabrika Önümüzdeki sene faa geçecek © fabrikaları mış ol” Sıhhat wüdürieri arasında tayinler Ankara, 30 (Hususi) — Konya | hükümet tabibi Vedi Özen sıhhat mü, dürlüğüne, üçüncü umumi müfettiş. lik sıhhat müşaviri Haşim Afyonkara” hisar sıhhat müdürlüğüne, Zonguldak sıhhat müd Osman Arik Edirne sıhhat müdürlüğüne, Amasya sıhıh Şerif Özbek Ağrı sıhhat mü- üne, İstanbul Tıp Telebe Yur. ür muavini Remzi Osman Es- müdürlüğüne, İzmir aki Bilgili Zonguldak iğüne nakledildiler. yete I sıhhat müdü sıhhat mü Tonton amca. nın cesaretli için şimdiden 25 yenç alınıyor Guğ Sümerbank yeni sanayi mer kezi lan daimi kadroyu Iki zehir kaçak çıs) yakalandı İ terdikleri muvaffakıyette . Görülen lüzum miş üzerine Karabük, demir ve çelik fabrika" larında ilk teşkilârın İngiliz mütehassıs lar nezdinde derhal varifeye başlayarak teşkile ki v s kesbetmek ve fabrikanın ilk kadro” sundan evvel daimi kadroya geçmek Üze re 25 genç alınmasına karar miştir Yeni fabrikaların ilk elemanlarmı teş kil edecek olan bu gençler Roöert Kolej, Hayskul veya bu derecedeki mekteplerde yetişmiş ingilizceyi fevkalâde bir şekilde bilir gençlerden olacaktır. e Bunun için gençler lisan hususunda sıkıntı o çekme den derhal ayn ları şubeler üzerinde ameli şekilde ihtisasa obaşlayabilecekler dir 2, gencin maaşları muayyen bir had de olmıyacaktır, Bunlar eğer bir vazile de bulunuyorlarsa ondan daha iyi bir ma ve bankanm vazifeleri esna”; slerecekleri kabiliyete göre ma- arttırılacaktır. aşlar yakalanırker delili olan maddeyi ele 8 age murlar başka bir şey üçüz lâhaddini derhal o Beyoğlü göndere: ka t j # izciler Bugün Knyseri gezmeğe gitti yi? Ankara, 30 — Bugün sö yi önlerinde çelenkler ve mus” 5 halde izciler ve bir piyade yeri alay halinde Cebecideki göbi Mi ret etmişler, bir kız ve bir < be tarafından hitabelerle Afi mizin hatıraları vesiz ve tek“. şehitliğe çelenkler konulmuf” geçit” f İzciler büyük resmi eğ” rr seat yedi trenile er oradan Ksyseriye gidece e ki fabrikalari gezip gördük ir, memleketlerine dönecekle'i ei ——, iki çocuk arasındâ Bıçaklı bir kavi bir çocuk yarsi j çocuk arasında .kanlı bir ği” tur. £ Fatih Sarıgüzel eahallesi Ki 14 yaşında Muzafferle Nec hallede oluran 14 yaşmd$ şam Üzeri sokakta gezer" ep 4 lerden atılan kâğıtları vy mışlar ve bu arada kâğıtis” mak yüzünden kavgayâ mi Hafiften başlıyan kavga bü pt ii gocuk gırtlak gırtlağa ao Wd lardan Mehmet cebindeki © rak Muzafferin rasgelen va y kuvvetiyle saplamağa besl3 Fu Hırstan gözleri karara” iş hareketleri, Muzafferi birif rı ri, Muzafferi med ki Dün akşam Fatihte 14 çinde yere yuvarlamış v* ai yadma yetişenler el ve ayn” dunun diğer muhtelif yerle iğ ei “5 akmakta olduğunu görmüs! van Muzaffer derhal beden ve suçlu Mehmet de Y kata başlanmıştır.