sapka DM kadınım. bâzda modem : Arna gö Ded i göre yapılmış bir şap- t Aralık arka siradaki koltuk» tt iye dönerek: | Vi, dedi, şapkam sahteyi “Nİ oluyorsa çıkarayım. etti; olmayız efendim. Şap - 8N. daha eğlenceli! Bkü 5 i Miney ti 5 ii Kadınlık tiyatroda gördüm. Çok | a emdiyen bksürüyordu. ! ta deği, Fakat yeni bir| İ #İF N in, Seza bakmakta devam ederse- Sarsumuz. Erkek — Nasl oluyor ds bütün yaz de- # # . Taran sanki! nize girdiğiniz halde çok yanmadmız? neyi Kadın — Ben sahiden denize girdim rae tanaştarırım de ondan... t Si Balık İha, otağ pok severim. Acs- Berede bulabilirim? rında! Rüya bekleyin uyanır uyanmaz se, NA anlattı: z bir rüya gördüm: Bans manto aldın, | İ : i ki in Koritane rüvatarı hana na di- İğ mn. ş i i i f ş Lİ FP TE ÇÖLDE BİR MÜSADEME e — Sizi bir serab sanmıştım, ei i — Ben de öyle! & imi simdilik bi- N rt Saçma —İngiliz karikatürü — Nediye arm benim doğduğum gü- bana no hediye verecek. — Günlün birinde yeryüzü yok olacak! — O zaman gökyüzünde bulunan tay- yaroler nereye inecekler? iz iç; ©. e Yala inan yaz Böçen sene vermiştin, hediye bulamaz misin? — Burada sardalya çıkmaz mı hiç — Sardalya denizden çıkar bayan. — 'Tevekkeli değil o kadar tuzlu olu- yor. — Fransız kasizn2 4 i una gibi... <t Göcük köprü vapur beki, ei Yen yolculardan biri" İN nde boya sandığiyle, yak Bek saç, Bayam? ” mürtkan ve aksi çekreli 1 İtme Tande; et. gina aş et ett kğ Yapatım bayım, bakın. a ağı, örsünüz!, e &. Vee, On ear 9 BÜN hiç iş yapma- 1? rr İM > Klee gülümseyişle taşı “aha yy me Yüzünüzü görme - AŞ SANS ONAR. MOD, YANDAN. UDOUAMUN, YAŞMMNNDU'YAA BUNNY, e ai Tarziye veri — Ya sende wtanmak denilen sey- den eser yok mu?, — Ne olmuş? — Ne olacak? Dün gece sizin evin önünden geçiyordum; karınla senin, Ademle Havva kılığında odanın içinde dolaştığınız sokaktan görülüyordu. — Ben öyle rezalet yapmam azizim. Sözü geri al, Dün gece ben evde yoktum, karımı evde yalnız bırakmış” tım. — Bir tanecik mi yakalıyabildin? Çocukluk Küçük Muzaffer ağlıyor, terter te piniyordu ; — Yalnız odada yatamam ben, kor- karrm!., Babası cnu yatıştırmağa çalıştı: — Ayıp! İnsan odada yalnız yatmak. tan korkar mı hiç?. Çocuk hıçkırıklar arasında cevap verdi: — Sen bile korkuyorsun. — Ben mi?. — Sen ya?, Annemle bir odada yatı” yorsun!, — Olobüse çarpmamak icin böyle yap. mağa mecbür oldum. — Sonra? — Otobüse çarptım, Kavga Sokak ortasında bir kadınla bir er- kek münakaşa ediyorlardr. Bir arslk münakaşa büyüdü ve kadın erkeğe bir tokat ağketti, Erkek de geri kalmak is- temiyerek o da bir tokat savurdu. Bir pelis yetişti; — Ne oluyorsunuz? Ne var?, Kadın cevap verdi: — Siz işinize gidiniz; ailevi bir me. sele! Bu adam benim kocamdır., Polis hayretle; — Peki öyle ise, dedi, evinizde kav- ga etsenize! Ne diye sokakta dövüşü - yorsunuz?, Erkek söze karıştı; — Budala mıyız biz! Evde kavga e- delim de sağlam tabak çanak kalmasın değil mi?, — Sin nişan el. Benim ellerim tiğri yor! Yazan: Rahmı YAGIZ grodey, Şarl Kapo'ya:"“Sana teh» (ikeli bir vazife veriyorum! ,, dedi —110— Nutuklar biribirini takip etti. Halef Selef olan amirallerin nutukları diğer ekâbirin, nazırların en nihayet de sadra- zamın birkaç kelime süren söylevleri ko" yaladı. Soşon merasimle donanmadan ayrıldı. Yavuzun amirale mahsus istimbotu So şonu son defa olarak İstinyeden Kasım- paşaya, Bahriye nezareti divanhanesine getirdi. Mer yeni gelenin yaptığı bir o deneme örneği olarak amiral Payoviç ertesi günü donanmayı aldı, Marmaraya çıkardı, şöy le bir manevra * yaptırdı, Erdeğe kadar sürükledi.. Oradan Nârâya uzandı. Do- nanma ikinci kumandanı Arif beyle temas etti. Amiral Ozidomla görüştü, sonra; © rada yaptığı tetkiklerin neticesini ken di muhtırasına not ederek yeni bir hare” kete hazırlandı. Paşoviç çok yüksekten atıyor, hattâ, halefinin uğradığı muvaffakiyetsizlikleri çarçabuk telâfi edeceğini, değil İstanbul slarımda, Marmarada, boğaz enginlerinde tek düşman tahtelbahirinin. seyrine mü* sande etmiyeceğini açıkça ( söylüyordu. Zaman, Ozidomla Soşonu mahcup ettiği gibi Paşoviç için çok beklemeğe lüzum” görmedi, iki ay içinde bir akınla bu ami” ralin de mahiyetini ortaya koymakta, onu da muvaffakiyetsizliğe uğratmakta, çok acı bir tarzda donanmadan o ayırtmakta Şrikmedi. Kapiten Brodeyin cüreti Brodey Bandırma iâarruzunu da mu vaffakiyetle başarmış, şehri topa tutmuş, tahribat yapmış her işini tereyağından kıl çekermiş gibi bir kolaylıkla bitirmiş” ti Sahilden hiçbir tazyik O görmemesine rağmen Brodey bu taarruzun İstenilen neticeyi vermiyeceğini pekâlâ tahmin et- mişti, Orada bulundukları ihbar edilen Fransız Turkuvaz tahtelba i batmın kurtarılmasına bu ket edilmekle muvaffak olunamıyacaktı. Binaenaleyh bu taarruzda da gene Mar maâra sahil şehirleri halkının maneviya” tına bir darbe telâkki ederek Bandırma dan ayrıldı. B 7 ile birlikte yukarıya, giz” li üse doğru yola çıktı. İngiliz süvarisinin fikrini o kurcalayan bir nokta vardı. Gizli üste hayli malzeme bulunduğu halde tahtelbahirlerin o Mar marada hareketlerini idame bakımından muhtaç oldukları mayi mahrukat çok az bir miktardaydı. 4 tahtelbahirin iki günlük o bareketine karşı koyacak kadar az olan bu malzeme nin tedariki en mühim keyfiyetti, Brodey Davistin bu işle yakından alâ- kadar olduğunu ummuyor, şeytan deli- kanlınm Ayşe sultanı âlet ittihaz.ederek istediğinden fazla mayi mahrukat tedarik ettiğinden de bihaberdi. Bu düşünce ile Bandırmadan ayrıldık- tan sonra gemide beraberinde bulundur” duğu esir Fransız tahtelbahirinin başge- diklişi Şarl Kapoyu yanma çağırttı. Mangada istirahat eden gedikli sürat- le komodorun yanına çıktı, yüzbaşıyı se“ lâmladı, durdu. — Emriniz kapiten! ” Brodey Şarl Kapoyu uzun uzun süzdü; onun duruşundan bir noktayı “bulmak, çıkarmak istiyor, âdeta gözlerile karşısın da dikilen yaşlı deniz gediklisinin kabili- yetini ölçer gibi bir süzüşle Şarl Kapoyu gözden geçiriyordu. Bir dakika kadar sü- ren bu hareketten sonra ağır ağır konuş mağa başladı: — Beni iyi dinle gedikli! — Dinliyorum kapiten! — Sana başarılması çok güç, tehlikeli fakat muvaffakiyet takdirinde o kadar da şerefli bir vazife vermek istiyorum. Gedikli bu söze girişi hiç beğenmemiş» ti. Fakat hissiyatından o komodara renk vermemeğe çalışarak cevaba geçti: — Teşekkür ederim komudor, — Dur, dinle! Seni İstanbulda karaya çıkartacağım. Orada bizim adamlarımız var, Onlarla temasa geçecek, Bandırmada esir bulunan kendi arkadaşlarına yardım etmeğe, onları kaçırmağa kalkışacaksm! Gediklide şafak atmıştı.. Bu, komodo- run ileri sürdüğü, yapılmasını teklif ettiği iş muhal sayılacak mahiyette o bir mese leydi. Türkçe bilmiyen, elinde hiçbir kud- ret ve vasıta bulunmıyan, hattâ bi beceriksiz görünen bir adama bu mek, ona: “sen aramızda fazlasın! büy- le erzakı, suyu, havası hesaplı bir tahtej- bahirde bunlara ortak çıkmakla zararlı bir unsur addediliyorsun. Seni bu hizme- te gönderiyoruz. Ya öl! Ya kendini kur tar., demek gibi bir şeydi. Şarl Kapo ne tasvip ne de itiraz ifade eden bir harekette bulunmadı. Yalnız, başını önüne eğdi, durdu. Süvari sözünü yürültü: — Bu, hizmetinin birinci faslı, ikinci fasla gelince, o da bize benzin tedariki çin çalışmalarını arkadaşlarımıza ihbar edeceksin! Sana bir mektup © vereceğim. Bu mektubu tarif edeceğim yerdeki adas mımıza götüreceksin.. Bandırmaya ne su” retle gideceğini, orada neler yapacağını gene mektuptaki direktiflere göre o zat sana bildirecek. Gedikli sözün burasında lâkırdıyı aldı. İşin içinden sıyrılmak için o Tâzrmgelen noktayı ele geçirmişti. Derhal işin zayıf tarafma el koydu: — Bizim gizli istasyona malzeme taşır yan bir yelkenli var değil mi komodor. — Evet.. ne olacak? — Bu işi o, daha tehlikesiz ve daha et- raflı başarabilir bence... sg — Ne gihi? vr — Ben evvelâ türkçe bilmem.. Sonra yabancı bir memleketle bu halle iş göre mem.,, Mademki iş sade bir o mektubun naklinden, bir haberin ulaştırılmasından ibarettir. Oru, elimizdeki vasıta pekâlâ başarabilir! — Fakat arkadaşlarınızın kurtarılma" st için sizin muhakkak Bandırmaya gi decek müfreze ile beraber (o bulunmanız lâzım! — Benden bü hususta faydadan ziyade zarar memuldür komodor, — Ben, işi etraflıca tasarladım. Sen bu tahtelbahirde bulunmaktan ziyade İstan bulda adamlarımızın yanında faydalı o Jabilirsin. Ona göre hazırlan! Yarın ak şam üstü Hayırsız adada karaya çıkara” cağım. Orada adamlarımıza (o vereceğim. Onlarla birlikte İstanbulda bulunacak” sml Gediklinin dizleri kesilmiş, kıpırdaya” çak hali kalmamıştı. Komodorun bu kati İfadesi karşısında itiraza da imkân yok- tu artık... Çaresiz boynunu büktü. Ken disini bu kadar korkunç âkibet ve ihtimal lerden koruyan taliine. omukadderâlına tabi olarak oradan ayrıldı. e Düşün be şında binbir düşünce ile dumanlanan bey nini taşıya taşıya manganın yolunu tuttu. Brodey niçin böyle yapmıştı?. Şarl Ka poyu gemiden uzaklaştırmakta ne fayda görüyordu? Niçin esir Fransız tahtelba- hirinden kurtulan bu tek adamı önce ge miye almış, sonra E 13 den uzaklaştırmak istemişti?.. Şarl Kaponun düşünüp düşünüp de'bir türlü kak veremediği bu hareketin sebe- bi çok basitti; Komodor Brodey, en bü- yük noksan olan benzin işinin hallini dü- şünürken bir akşam evvel gemide cere” yan eden, ve Şarl Kaponun farkında bu lurmadığı bir meseleyi de hatırlamış, ge“ diklinin artık gemide (o kulmasıma cevaz vermiyen bu meseleyi bu şekilde hallet- mek istemişti, Mesele şuydu: Şarl Kapo mangada uyurken sayıkla” mağa başlamış, vaktile kendi süvarisi Alired Didiye ile aralarında geçen hüdi- seleri yüksek sesle tekrarlamış, uyanık bulunan E 13 ün kurnaz başçavuşu bütün bunları duymuş, zaten Şarl Kaponun ge ini, sinde bir ra kip addeden İngiliz gediklisi Şarl Kapo nun beraberinde getirdiği ulak bir valizi- © uyurken açmış, karıştırmış, . eline ge çirdiği bir not defterini süvariye götürüp vermisti. (Devamı var)