İçindeki kamaralar gizi HABER — Akşam postası Kelepir Satılık motör (Hazbot) Osmanlı Bankası tarafından inşa ettirilmiş TİK ve MAVUN ağacından bakır çivilerle ve kesme camlarla gayet lüks bir motürdür. yataklarla hem salon hem kamara ha- lindedir. Takımların bütün teferruatı Avrupadan gelmiştir. İçinde 110 - 140 beygir kuvvetinde 8 silindirli PARSONS motörü vardır, gaz ve mazot yakar. Elektrikle mücehhezâir. Fazla tafsilât ve görmek istiyenlerin GALATADA TÜNEL CADDE- SİNDE $3 NUMARALI MEMDUH ÖZİNANDAN alabilirler; sm>ADEMİ ve BEL iKTİDAR «mn GEVŞEKLIGİNE KARŞI Tabletleri her cezanede arayınız. Posta kutusu 1255 İlormobin BE Yalaz Lumbago Siyatik ve Soğuk algınlıklarını Motopomp satın alınacaktır Bankamıza mensup müilessesat ihtiyacı için pazarlıkla üç adet Motopomp satın almacaktır, Pazarlık $ - 11 - 938 günü saat 15 de ban- kamız Materyel dairesinde yapılacaktır. Şartname almak isteyenler her gün ve pazarlığa girmek isteyenler yukarıda yazılı gün ve sanite mezkür daireye müracant etmelidirler. İ iyi eder | | 314 BURİDAK Kralın yanında bulunanlar, “nedim yaverler, : #skerlef, güyet serbest ola- Tak; üluorta“likırdr söyliyen, maskaâra- hik eden ve kendisini gözden ayırmr” yan muhafızlara hiç ehemmiyet vermi- yen bu pejmürde İuyafetli serseriye hasudane nazarlar fırlatımağa başladı- lar, Lansölo Bigorn kurnaz bir adam ok duğu için bu vaziyetin derhal farkına varmış ve ilk anda serbest davrandığı takdirde işi kazanacağını anlamıştı. Bu sebeple maskaralığı daha ziyade arttırdı, saçmalamağa başladı. Yüzün- de soytarılığın bütün alâmetleri görü- Tüyordu. Artık saray nizâmlarını ayak altına alıp saçma sapan sözler söyle meğe karar vermişti, Krala cür'etkârane bir vaziyette ce- vap verdikten sonra, sözlerini bir anır- ma ile teyid etmek istedi; orada bulu- nanlâr bhâyretten hâyrete düştüler; kral ise, soytarının, her (Hii haaa!) di- ye bağrışında keyiflenerek kahkaha salıveriyordu. Lansölonun anırmağa nihayet ver- diğini gören kral: — Kâr! Kâfi! Soytarı efendi! Ga liba, bir ifşaâtr mühimmede' buluna caksın, değil mi Artık 'dşeklikten vaz geç ve insan gibi lâkırdı söyle! dedi... Lansölo, küstahca cevap verdi; — Eşeklik etmiyorum, ben bir eşe- ğim, anıran bir eşeğim ve benden daha eşek olan sizi eşekçe selâmlıyörum.. Kaşlarını çatan ve bu terbiyesizliğe fena halde kızan maiyetini, kral bir işaretle durdurarak: » — Ne dedin?. Ne dedin? diye bağır Biğorn; başının üstünde gürlemek üzere bulunan fırtmaya ehemmiyet vermiyerek devamla: — Buna ne şüphe! Bildiğim bir şeyi elli kişinin önünde söylememi istemek, benden daha eşek olmağa bağlıdır. (Krala manidar bir göz işareti yapa” | — rak) niçin tekmil saray halkını büyük merasim saloflüna cemetmemeli?.. de di... LAi, cınasın farkma vardı, gör işi retini anladı, Bigornün gösterdiği bu zarafete karşı hiddeti sükünet buldu. — Herifin hakkı var! diye mırıldan dı. — Evet... Haki: olduğumu bilenler. denim!.. Tam bu sırada orada bulunanlardan biri, iki adım ileri çıkarak sanki gizli bir şey söylemek istermiş gibi kralm yanma sokuldu. — Kral: — Ne var, mösyö? Söyleyiniz! dedi. İleri çıkan adam, yavaş sesle birkaç söz söyleyince, kralın neş'esi birden- bire hiddete kalboldu. Bigorna dönerek serbest bir sesle; — Soytarr, Büridan namındaki ser- seri İle birlikte senin bize karşı muha- rebe ettiğini ve Haşarat Yatağı de nilen katiller, dilenciler ininden çk tığın sırada derdest edildiğini söylü « yorlar, Ne dersin?, diye sordu? Bu defa, hayatmın tehlikede oldu * ğunu anlıyan Biğörn: — Şevketmeah!, Haşarat Yatağında bulunduğumu — bilmiyor muydunuz? dedi. — Biliyordum. Fakat sen muharebe etmişsin! Seni görmüşler! Doğru mu? — Doğru, şevketmab!, Kral homurdandı: — Vay! Demek itiraf ediyorsun, öyle mi? . — İtiraf da söz mü? Bununla iftihar ediyorum,. Hemen hemen siz kral da orada görmek isterdim! Eğer hayatınız - hayatımın. Büridanınkine merbut ol- duğu gibi - bir diğerinin hayatına mer- but bulunmuş olsaydı, benim Büridan için yaptığım gibi, siz de diğerini mü- dafsa etmek maksadiyle kılıcınızı çek- mezdiniz? Şevketmah, size hayatımın şu cehennem ilâbesi, Büridanın haya" İle Ye ve alar > EVİNİZDE CEBİNİZDE BAYGINLIK ÇARPINTI UYKUSUZLUK ve SINiRDEN leri gelen biltün RAHATSIZLIKLARI iYi EDER 3 5 5 ASABİ ÖKSÜRÜKLER BAŞ DÖNMESİ i 1 i # değli bile Sıcaklar sizi bunaltıyor.. İyi yapılmamış dondur- İ maların, pis şerbetlerin sizi hasta etmesinden kor- kuyorsunuz. HASAN DEPOSU bu meselenin de çaresini bulmuştur. HASAN GAZOZ ÖZÜ en sıhhi şekilde yapılmış bir müstahzardır. , Limon, portakal, çilek, mandalina, sinalko, şeftali, muz, kayısı, armut pevilerinden olup toz halinde ve şekerlidir, Bu meyvaların özlerinden yapılan HASAN GAZOZ ÖZÜ ge; yet lezzetli ve kullanışlı olduğundan evlerde, gazinolarda ve mesire yerlerinde kolaylıkla Kı ağaç çileği, ananas, frenk üzümü, dır, 8ÜURİDAN 815 ta merbut bulunduğunu söylemiş - tim; işte o belâdan kurtulduğum sırada sizin de vaadinizi unuttuğunuzu anir yorum. Bu unutkanlığınız beni müte- hayyir değil, müteessir ediyordu. Çün- kü büyükler, benim gibi adi adamlara ait şeyleri daima unutuyorlar! Büyük zevatı güldürünüz, eğlendiriniz! On lara hürmet ediniz! Onu muhterem amcanın mevkuf bulunduğu yere, iha- net delillerinin saklı olduğu yere götü- rünüz. Size güzel bir memuriyet vaad ederler. Sonra güldükleri, biçare Lan sölo onları gözlerinden yâş gelinciye kadar güldürdüğü Ozaman iş değişir. Artik o adam, köpek, rezil, domuz © Yur! Semerli eşek, ve buna benzer bir çok sözlerle hakaret edilir. Dünya böy“ ledir, Ben ise buraya, kralının vaadine gelmişdim! Kendimi himayci şahanesi altında bulundurmak için gelmişdim!. Ne diyeyim? Hizmetime sadakatle devam etmek istiyorum! Ben, kendimi müdafaa ettimse, krala biz- met maksadiyle ettim!. İşte, gördü- güm kabul tarzı! Zayalir Lansöl> Bi- gorn! Zavalir ben !.. Kalbim ©u hal kar- şısında eziliyor! Fakat, yemin ederim ki, herkes bu yeisimi işidecektir! Acr, meş'um heyhatlar, inlemeler, ah ve vahlar bu sözleri takip etti. Lansölo Bigorn, hayatının tehlikede olduğunu atladığı için böyle bir kome- di oynamak Jüzumunu hissetti, Serseri, yüzünü de sözlerine uydur- du, Öyle gülüne haller alıyordu ki, kral artık dayanamıyarak bir kahkaha salıyerdi ve: — Doğru, diye mırıldandı. Hayatı tın, o serserinin hayatına bağk bulun- duğunu unutmuştum. Hem de doğru- sunu istersen ben de senin gibi yapar dım. Söyle bakayım,. Artık kurtuldun ve Büridanı terkettin, öyle mi?. Lansölo Bigorn, tâmamen riyakâr bir tavırla; — Şüphesiz! Şüphesiz, dedi. İşte bunun için kralımın verdiği sözü hatır. layarak (Oo himayesine iltca ederken (Kendisini gözden ayırmıyan askerleri göstererek) şu kaba herifler bir karga sürüsü gibi üstüme üşüştüler, beni bağladılar. Fakat şu çavuş Gözlerimi dinleyip te beni buraya getirmemiş 0o* laydı, şimdi kimbilir nereye sürükle necektim.. Kral yarı merhamet, yarı da alaylı bir tarzda: — Zavalı Lansölo Bigorn, dedi. Büyük bir iclâket geçirdikten sonra soytarılik memuriyetine tayin edile * ceksin! Ne ise, beni güldürdüğün için mükâfatını göreceksin., Bundan sonra hayretten hayrete düşmüş olan senyörlere dönerek: . — Efendiler, size soytarımı takdim ediyorum, bu adamın herkese ve hattâ bana bile hoş görünmiyecek surette her şeyin hakikatini söylemeğe hakkı vardır! sözlerini ilâve etti, Biğorn; — Hele bilhassa size! dedi, — Peki, öyle olsun, maskara!, E fendiler kendinizi sakınınız, soytarı" dili pek acıdır! Hele, kimse soytarımı tekdir etmiye kalkmasın. Onun muka” belede bulunmağa bakkı vardır! Hey sizde ne duruyorsunuz, haşmetli s0y* tarı hazretlerinin bağlarını niçin çö#“ miyorsunuz?, Bigornun kollarını bağlayan ipler bir an içinde kesildi, Ve askerler #tir metle eğilerek mahpusun yanmdan çekildiler. Senyörler gelip kendisini tebrik etti" İer. Lansölo, bütün bunlara maskara lıklarla mukabelede bulunuyordu. Bu sırada çavuş gözüne ilişti, Hemen elinden tuttu ve kralm yanma götürdü. — Şevketmeab, nammıza bu adama yüz ekü vaad etmiştim, Muvalik gö rürseniz ihsân buyursunlar, diye yal “| yardı. : a , 11 BİRİNCİTEŞRİN — 193? | | Hazımsızlık, Barsak ataleti, inkıba | Sade dahili cihazlarınızı bozmakla kalmaz. Ayni zamanda deri ve teninizi bozar, çirkinleştirir. Yalnız buna karşı