İr rezalet filminin Meşhur ettiği yıldız Koza, karısının çırıl çıplak göründüğü filmi yok €tmek için servetinin yarısını feda etmişti | çi Zedi Tamar Ölme babası Viyanalı zengin | filmde başvolü oynuyor: Çok ihtiyar bir tm Cihan harbi bu adamı ha-| koca ile evlenmiş genç (o bir kadın £ in bilâkis servetini bir kat dar! Tabit bu genç kadının bir de âşığı val da. Onün kızına bütün Vi-| Bu âşık kadma g garip bir vaziyette Rs kızlar gibi çok itina etti,| tesadüf ediyor. Genç kadın bir gölde yı- br Bidip i tahsil ettirdi. O, on âltıl kanmaktadır. e kadar atla gelmiş, el hil Bi vakit güzel, nazik, terbi- atın sırtma sarmıştı. Beyaz at! — YI sever, iyi kalbli bir genç kız | bilinmiyen bir sebebten dolayı ürküyor ve ee koşmağa başlıyor. Kadın Ni or ve atın arka. kei Münsediyorlar, kışm alp Gi sından koşmağa başlıyor. İşte bu âşıkile karşılaşıyor. Zengin , fabrikatör mi ata binip geziyor i kızıyla âdeta mağrurdu. bu filmi seyredince karısının böyle çıp- na e Mirasa varan bir sevgi ile tiyat lak bir halde gör inden fena ö lendi. Bu filmin / a sinemalarında v İYord. Bankerin salonlarına gi in Sihne vazıı Mak Renhardt kızı içek genç ve çok güzel bir kadın | vi ihtişamlı eğlence hayatına ! aber sürüklüyordu. > Bİdiyorlar, o sabahlara kadar atım almak için koca bir servet sarfetti. Fakat filmin negatifini bir türlü elde edemedi. O vakit, hükümetlere baş- vurdu. Almanya filmin Almanyada göste rilmesini yasak etti. Fakat Fransa ve İ- talya zengin fabrikatörün teklifini red- dettiler. Film 1934 de V dik Milletler» arası film müssbakasında birinci geldi. Altı ay bütün dünya Mandelin karısın- | dan bahsetti. Kadın bu vaka üzerine film çevirmek- krar kibar bir kadın i. Fakat birkaç sene gösterilmemesi için Avrupanın her tarafı na adamlar koşturdu, Filmin bütün kop Yürümeğe £ teşvik etti. Kızın ai- onları da kızlarını sahne- Mina, ma İ > a ikna etti. Hedi sahneye çık *fakiyet kazandı. kten Vazgeçirtmek için çok Ni seveni bir genç subay, ak olamayınca ani önelaş öldü. ar birdenbire sevinirler, fa- | ten vazgeçmişti m ng eri de ani ve devamlı olur, : olarak hayata Ölümüne çok üzüldü. Sevgili- | için, Vira #adetmek için sahneyi ter- Birkaç tene sonra Hedi kocasından bo- Na tah, iğne Renin cazibesine | tutulanlar Amerikaya, Holivuda yor, İki ehem- miyetli film kumpanya konturat imza ediyor. Ame: lar genç (o Viyanalırın filmlerini merakla (o bekliyorlardı. Zira “Heyecan, filmi Amerikada bir iki hafta gösterilmiş, fakat fabrikatörün müdahale gile menedilmişti. Bu filmin şöhreti kur laktan kulağa yayılmış, dedikodusu gaze herkes Hedinin yeni daha sahneye çıkmamağa ye | şanmıştır, Artık Avrupada o duramıyor, kolay — ayrılabilirler mi? ay alen Sahieden ayrılmamak, hem Va * tattnuş olmak için sinemada e şlâdı. Gayet küçük ve ehem ©r aldi. Bu sırada orta Avru- itin silâh fabrikatörlerirxen vi Fritz Mandel Hediye kur a Önen z İşmen — ardı, Zengin fabrikatö- ine teklifini Kabul etti, evlendi- inin evlenmeden evvel telerde okunmuş, filmine müştak. Iedi Amerikada ingilizceyi o öğrendi. Babası üç sene evvel ölmüştü. Annesini Yanıma çağırdı. Bu sinema (o mevsiminde onu ve “Pepe -lö - Me ko filmlerinde göreceğiz. “Su yosunlar Il Nezle, Grıp, Romatizma 2lü, karıklık ve bütün ağrılamnızı derhal keser. İcabında günde 3 kaşe alınabilir. FDA 30 AĞUSTOS — 1938 SALI Mieri: 1357 — Recep: $ bi kmedbi bel Güneyin Bap 5,25 1848 Vak Kabak Ope Re A ir... 5,25 1215 10,57 1846 dn Ts Lüzumla Telefonlar Yangın: türbe için: 24222, Beyoğlu İçin: Hası, Için: 60020, Üsküdar is , Bakırköy, Bebek, Yenerhahçe, Kani Büyükada, Heybeli, Burgaz, Kanalı, için: Telefon mühsbere memus tuna yanın demek kâfidir. Rami itfaiyesi Tarabya, , Eren : H1508. Galata yangın : 44998, Müddelumumilik; 90, Emniyet müdürlüğü: 24382. Nefin Vekâleti İstanbul Elektrik İşleri Umum Müdürlüğü Beyoğlu: 44801 . İstan, b 1378. ar İdaresi: Beroğlu 40938. Cibali: 203 21708. Usküdar - Kadı! Havazazi: İstanbul: 24378. Kadıköy: 60700. Meyoğlu: 44642, 44783. Beşik- Nurosmaniye? 6077: Taksi Otomobili İstemek İçin Beyoğlu ciheti: 40084. Bebek elheliz 36 « 101, Kadıköy ciheti 80447, Denizyolları İstanbul acenteliği: 22740. 43 esi Tophüneden 16,30 Mudanya, 20 Randırma, Salı Tophaneden 9,30 İzmit, 16,30 Mu- daya, 19 Karabina, 20 Bandırma, Gala- tad fan 12 Karadeniz, Sirkeciden 10 Mer- sin, Çarşamba Tophaneden 16,30 Mudanya, — Bandırma, Sirkeciden 15 Ayvalık, 1$ Bartın, Karsköy: be Tophaneden 9,30 İzmit, 16,120 20 Bandırma, Galatadan 12 Tophaneden 14 Mudanya, 20 Sirkeciden 15 Ayvalık, 18 Mudan Karaden artesi Tophaneden dimroz, 9,30 İz. uladan $,40 Mudanya, 10,30 İzmir » 12 Karadeniz, 22,30 Mudanya, Müzeler Roma - Bizans, Yunan eser: nili Köşk, Askeri Müze ve sarnıç ret ve Sanayi Müzesi, Sihhi müze. Übu rüzeler hergün saat 10 dan 16 ya kadar açıktır.) Türk ve İslâm eserleri müzesi; Pazar- tesiden başka hergün saat 10 dan 16 ya kadar ve Cuma günleri 16 dan 17 ye ka- dar açıktır. Topkapı Müzesi: Hergün saat 13 ten 16 ya kadar açıktır, Memleket Dışı Deniz e Seferleri Romanya vapurları: Cumartesi günleri 13 de Köslenceye; Sah günleri 18 de Pi- re, Beyrut, İskenderiye, İlalyan yapurları; Cuma gveleri saat 10 Brendizi, Venedik, Triyeste; Sirkeci İstasyon o Müdürlüğü - Telefon Avrupa Hattı Semplon ekspresi hergün Sirkeciden snat 22 de kalkar ve Avrupadan geleni Suat 7,25 te Sirkeciye muvasalat eder, Konvansiyonel 20,30 da kalkar, 10.20 de gelir. Edirne poslası: Hergün saat 8,50 de hareket eder, 19,33 de gelir, Anadolu hattı Hergün bereket eden şimendiferler: Saat 8 de Konya, 9 da Ankara, 15.15 de Diyarbakır ve Samson, 15,30 da Eskiye bir, 19.10 da Ankara ekspresi, 20 de A- dapazarı, Bu trenlerden saat 9 da hareket eden Ankara mahteliti pazartesi, çarşomba ve cuma günleri Haleb ve Musula kadar sefer etmektedir. MÜNAKASALAR: 1—0—938 perşembe (ogünü saat İİ de İstanbulda Nafin Müdürlüğü Eksiltme Ko misyonu odasında (18172.53) Vira keşif be deli Y y Hava istasyon binası önün de yapılacak beton asfalt pist inşaa kapa İı zarf usulile eksiltmeye konulmuştur. GEÇEN SENE BUGÜN NE OLDU? * Bir adam karısını vurdu, 12 yaşında ki oğlu da annesini kurlarmak için babası nı yaraladı. Radyosu 30 AĞUSTOS — 1938 SALI 18,80 Dans musikisi (Plâk), 18,50 Hik met ve arkadaşları tarafından Türk musi kisi ve balk şarkıları, 19,39 konferans Hu vacılık baftası, Hava kurumu namuna Me iha Avni, 19,55 borsa haberleri, 20 sanal ayarı, Grânviç rüsalhanesinden © naklen, Suzan ve srkadaşalrı tarafından Türk mu sikisi ve halk şarkıları, 20,30 konferans, “ ağustos milli zafer bayramı, hakkında, hava raporu, 20,53 Ömer Rıza Doğ fından arapça söylev, 21,05 orkes Temal Kâmil ve arkadaşları ia dın Türk musikisi ve halk şarkıları, 22,10 ajens haberleri, 22,20 dans musikisi (plâk), 22,M0 son haberler ve ertesi günün broaramı, 23 saat ayarı, son, Yazan: Rahmi YAĞIZ Genç Ingiliz, mânalı bir gülüşle: bir haftalık seyahatım bize pahalıya maloldu galibal dedi OK Telsiz istasyonunun meselesinden son» ra asıl iş kendini gösterdi. Gizli üs tesis edilmiş, birinci malzeme opostasıdabu gece Pâlmerin yelkenlisi ile yola çıkarı lacak hâzırlıklarla tamamlanmıştı. Fakat ikinci, üçüncü postalar için lâzımolan malzeme nasıl tedarik edilectekti?.. Davis tin elinde bo! para vardı. Fakat piyasa- dan benzin, gazolin ve vakum (tedariki imkânsızdı. Tüccarın elindeki bütün stok lar levazımatı askeriyece mübayaa edil- miş, esasen o zamanlar halkın bu kabil mevada ihtiyacı da mevcut değil gibi bir durumda olduğu için benzin ticareti or tadan kalkmıştı, Bunun tedariki için bir çare vardı. Anbar ve ackeri depo me- murlarından birkaç nüfuzlu adamı elde etmek!.. Davist, kendi kendine kararlaş- tırdığı bu noktaya balmumu yapıştırdı. Bu yoldan giderek benzin işini halletmek için tertibat almağa hazırlanırken mer divenden ayak sesleri duyuldu. Çok geç- meden de bâştanı ayağa siyahlar giyinmiş beyaz yakalı, ufacık beyaz sakalir, göz- Tüklü, yaşlıca bir adam göründü. Bir e li ile merdivenin trabzanlarmı tutan yaş- hı adam, yukarda uyuduğu haber verilen eczacı Antiyakisti, Sotiri onu tatlı uyku- sundan tartaklıyarak uyandırmış. gözle“ rini açan ihtiyara heyecanlı bir jestle: — Kalk çorbacı! demişti; kalk, elendi- miz geldi. Eczacı, hizmetçinin bu sözünü duyur» ca yatağından fırlamış, yaşına göre bü tün gayretin; sarfederek acele giyinmiş, biran evvel genç İngilizin efendileri olan bü müstesna hilkatin huzuruna çıkmağa hazırlanmıştı. Davist eçzacıyı o görünce ona iltifat etti; — Nasılsınız mösyö Antipa? di göre“ ceğim geldi. İhtiyar adam, basamakları daha hızla #hmek için çabalarken cevap verdi: — İsa ömrünüzü arttırsın metr... Bi- zim de sizi göreceğimiz geldi, Hem göre ceğimiz gelmekten ziyade hâdiselerin si- zi göreceği gelmiş. İşlerimiz siz gittiği nizden beri çok bozuldu. Hemen hemen İşe yarar bir faaliyet meydana getiteme dik.. Davist güldü. Delikanlı; içi sıkılmakla beraber, yü- zündeki gayrimemnun manayı bü işe e- hemmiyet vermiyormuş gibi bir hale sok mağı düşünmüş, zoraki bir (tebessümle dudaklarını yayvanlaştırmıştı. Ihtiyar eczacı son basamakları inerken ona seslendi.: — Haberim var,. Onlar sonra müzake- re edilecek işler.. Hele gelin (bakalım, biraz biribirimizi görelim, Eczacı titrek adımlarla o merdivenleri indi; sofayı geçti, Davistin yanma gel di. Delikanlınım ellerine sarıldı, öpmek istedi. Davist bir taraftan ellerini ver. memek için çabalarken ihtiyar eczacıya yanında bir iskemle gösterdi; — Buyurun, mösyö Antipa şöyle otur run... Antipa romatizmalı dizlerini uğuştura uğuştura gösterilen iskemleye yerleşti. Rahat bir soluk aldı. Durdu, Davistin Söze başlamasını o bekledi, İki asrın bu- luşması, iki devrin karşı karşıya gelme- si, gençlik ismi verilen tabiat harikasile yaşlılığın olgun fakat bedbin manası 0- rijinal bir çerçive dahilinde bir araya gelmiş bulunuyordu. Yaşlı eczacı, genç üstününün hariku- lâde güzel gözlerinde bakışlarını dirler- dirirken cazip İngiliz yavrusu kırmızı dü daklarında o halelenen bir tebessümle söze başladı: — Bir haftalık seyahatim bize pahalr ya mal oldu galiba! Eczacı gözlerini yere eğdi.. Mırıldanır gili söyledi: — Maalesef öyle oldu metr! — Büyükderedeki (istasyon nasıl ele geçti? — Telsiz istasyonu mu? — Evet. Antipa biraz düşündü.. Aklına gelen- leri, bildiklerini tamamile söyleyip söy» lememekte tereddüt ettiği farkediliyor du. İhtiyar ve kurnaz adam nihayet te- reddüdünü yendi, anlattı; — Ne büyük sözdür metr! Başsız vü- Cut nasıl yaşamazsa, çobansız sürü nasıl değılırsa, muayyen bir işe hasredileri teş” kilât ve topluluklar da kendilerini sevk ve idare eden başkanlarından ayrıldılar mr ortaya birçok aksaklıklar çıkar! Me- selâ, şu son bizim Büyükderedeki telsiz istasyonumuzun amiral Şosonun maiyet,i Türk bahriyelileri tarafından meydana çıkarılışı bunun en büyük bir misalidir, Davist heyecanla atıldı; ihtiyar ada- mın sözünü kesti: — Ne dedin?.. Amiral Şosonun adam- Jarı mar buldu İstasyonu?.. — Evet. Osmanlı bahriyelileri bu mın- takada faaliyette bulunan bir telsiz mev cut olduğunu, bunu meydana çıkarmak üzere iki müfreze teşkil edildiğini amiral Şosonun günlük emrinden öğrenmişler; donanmadan iki telsiz mühendisi kuman- dasında iki müfreze ayrılmış, bunlar Bo Faz arazisi üzerinde geceli gündüzlü 2- taştırmalara girişmişler. Bir taraftan da merkez kumandanlığı ile İstanbul polis müdürlüğü, karargâhı umuminiş (ayın. pe) teşkilâtı faaliyete geçmiş.. Yavuzun Karadenize hareket ettiği (ogün, telsizle bu haberi Karadenizdeki Rus deniz kuv- vetleri kumandanlığına bildirmişler, Fa- kat o gün meydana gelen bir aksilik ara- ma müfrezelerine bir ipucu vermiş, Büyükderede oturan ve donanmayı ta- rassut eden ajanımız şüphe üzerine araş- tırılmak istenilmiş, Bulunamamış.. O - gün Bebek yolündan araba İle inerken (Ayın » Pe) teşkilâtma mensup memur- lar yolu çevirmişler, tutmuşlar... Aajnımzın yakalandığı haberi umumi karargâha bildirilmiş. Ajan umumi ka- rargâha çağrıldı. Ondan sonra ne oldu bilmiyorum.Yalnız o gece Büyükderedeki telsiz istasyonunun basıldığı, telsiz me- muru İstefanöviçin ölü olarak Osmanir lar tarafından ele geçirildiği o duyuldu. İstaşyondaki adamlarımız savuşmağa mu vaffak oldular, Davist bariz bir heyecan geçiriyordu. Büyükderedeki telsiz (istasyonunun de geçirilişini hayra yormayan genç adam şimdi bütün teşkilâtın meydana çıkarı). masından endişe ediyor; buna süratle bir çare İçin düşünmeğe, iyi bir proje tasarla Za mecbur kaldığını anlıyordu. Davisti düşündüren asıl mühim mesele Şiledeki telsiz fstasyonu idi. Delikanlı buradaki merkezin de ele geçmesinden çok kor- kuyor; o takdirde kendisinin İstanbuldan kaçmasından başka yapılacak bir iş kal- mıyacağını hesaplayıp duruyordu. Antipa ile bir sante kadar öteden beri- den konuşan Davist nihayet Yeşilköyden ayrılmağa, bir haftalık yokluğu sırasın da karmakarışık olan yerim tendmi için süratle hareket etmeğe karar verdi. Bu kararını ihtiyar muhataba anlattı — Burada fazlaca kaldım. Hemen ha- reket etmeli ve işe çabucak el koymalı- yım. Şimdi bana bir araba buldurun! — Trenle gitmiyor musunuz metr? — Hayır.. buradan Alibey köyüne ine” ceğim.. Sonra Kâğıthane Şişli yoluyla Beyoğluna çıkacağım! Antipa bu yol değiştirişten bir şey ar- Tamamıştı.. Fakat Davistten bunun sebe- bini sormağa da cesaret edemedi. — Peki metr! Dedi; kalktı, Hristoyu buldu. Bir ara ba getirtmeğe gönderdi. Birkaç dakika sonra bir çift yağız at koşulu yeni bir fayton Davisti köşkten almış, kır yolun. dan Alibey köyüne doğru koşturuyordu. Davist uzun ve derin bir (düşünceye dalmıştı. İnçilizin yüzünde bir endişenin manası canlanıyor, koyu koyu düşünen genç adam, bir anda altüst olan işlerini nereden başlayıp da yeniden tanzim ede ceğini bir türlü karari Davist niçin A Devamı var)