4, sarılı ayaklarile sessizce mer, çıkan Plutonu bir görmeliydin. ân tutmuş, o kulağına; Susss!| Asil hayvan, hiç sesini çıkar Yürüyordu. o Odaya girdik. Ona : Rösterdim, O kadar akıllıdır ki, anladı; yatağın içine girdi. Sl biraz kımıldandı, fakat uyan. Senim de istediğim buydu. Pl. inlek giydirdim. Başını, ablam 4 Çevirerek, yastığa koydum — Pik de kolay olmadı, — Sonra Kay bir Şal attım, Güzel, siyah ayak- aş ten sonra yorganın üzerine! ik İİ ar ak öreründe görmemiş! €ğer insanlar da köpeğim gibi Ba ünya çok daha iyi olurdu. — NR tasdik ettim. Devam etti : Agi na son emirlerimi verdim.. Son yim alarak gittim, pencerenin ö- daha uyanmamıştı. Biraz ök- Göz, ini açtı, döndü. Ta yanın! Yerimde, dili dışarıda kendi. simsiyah bir o baş görünce an övle bir çığlık bastı ki, evin ött Sülüyordum ki, Suzl mahzun ili TE ir / d e Dre, Maş dedi, gülmeğe (hakkın var; “ldu. Fakat sonrasını da dinle: | Müğileğimi parçaladı, hırladır. dişle . Annem zavallıyı bizden el- uzaktaki küçük bir çiftliğe di gi beni müteessir etmitşi. d NO korkusile biraz eteklerini kal ) e atladı. Dar, açık kırmızı 8- İçinde müni mini ayakları eski rinde bronz gibi parlıyordu. beni! dedi, burada kalmak am! böyle.. el beni. Romanlarda nasıl genç Dı e beni yorlar; sonra evleriyorlar.. 4 beni ailenin yanına götürürsün. Mi tanırlar. Baban beni çok | Sakir beni N tey icim m YOr musun? Demek beni sev. Hg Ben içinde hergün bağırma. i Olan bu uğursuz eve hir da- bana yarım metre uzamış di, ç Sözleri parlıyordu. Nazarları İni Ocukluktan çıkma, tam bir “in gı. Almştı. Kolunu, bizden bir a Hlede, güneşin altında pırılda. Una uzatarak: 28! dedi | | kai öeYan tavırlar, bu yalvara, iğ kendisine bağlamıştı akşam, saat sekizde, behcenin nihayetinde bekliye 9 olmamış gibi hareket et, be MAĞ RDUĞINKZ ABER İN Aşk ve His Romanı: 8 Nakleden: Haldun S. Kip er EN Sonra arabanı bahçenin nihayetinde dur dur. Ben sana yetişirim. İstanbuldan uzakta değildik. Aramız- da birkaç saatlik bir mesafe vardı. Ken. di kendime: “Oraya varır varmaz, nişan Im: annemin yanına götürürüm,, diyor. dum. Olan olmuştu, Suzi ile evlenecek- tim. Neşe ile ellerimi sıktı, Sonra durdu, kulak kabarttı. Öğle yemeğine çağırıyor! lardı. Mini mini parmaklarının ucuyla bana bir öpücük gönderdi. Kurbağa kor kusile eteklerini yukarı kaldırarak u. zaklaştı. Gizti, fi Yemek esnasında aptal gibiydim. Ba" na bin türlü ihtimam gösteren önüme yemeklerin en iyi parçalarını koyan ha. İamın yüzüne bakamıyordum. Kadınca. ğız üstelikyol çantama kızarmış bir ta vuk koymak iyiliğinde de bulunmuştu. Bu tavuğu gizlice kızıyla yiyeceğim dü şüncesi lokmalarımı boğazıma tıkıyor. du. Halam, bütün bunlar yetmiyormuş gibi, valizime bir de kocaman börek koy durdu. Nişanlımın sevinele parlıyan göz. leri böreğin arkasından baktı, sonra dö- nüp bana göz kırptı. Bu kız benim çek. tiklerimin farkında değildi. Nihayet akşam oldu. Hare zama. nı geldi. Köşkün iki atı arabası gacır gucur binek taşının önüne yanaşin. Ha- lam alnımdan öptü.. Bütün veğenlerim hayırlı seyahat temenni o ettiler, Beni, Haydarpaşadan trene binip Afyona gide! cek sanıyorlardı. Halbuki, bilmiyorlardı ki, biraz sonra kızları da bu arabaya bi. necek ve biz, Kadıköyüne İnip oradan vapurla İstanbula, bizim eve gidecektik. Arabaya bindim.. Hava çok güzeldi.. Bu: nunla beraber, herkesin şaşmasna aldır mıyarak, arabanın körüğünü kapadım. “Çek arabac:!,, dedim, Bu kadar nankörlük gösterdiğim misa. firsever ev arkada kaldı. —v— ö k Sadun Alev sustu, Gözlerini arkadaş. ların üzerinde (gezdirdi. Boşaltılan işelerin adedine (omağlüp olan bir iki ya dalmışlardı. Diğerleri me ikâyenin sonunu bekliyorlardr. Yüzbaşı İrfan Timur ciddi adunun gözlerinin içine bakıyordu. Genç subay masum bir tavırla: — Sizi sıkıyor muyum O yoksa? diye sordu, Yüztaşı sükünetle cevap verdi: — Hayır, hayır! devam et, — İşte yakaladım. Şahit olun arka- daşlar! Komutanım bana devam et, de. di. Evvelden size söylemiştim, aklınız- damı? Hepsi birden cevap verdiler: — Evet, evet! Genç yüzbaşı gülümsedi. Neşe ile; — Pekâlâ, dedi, işte bir kere daha söy. lüyorum. Devam et! Sadun askerce bir selâm verdi. İskem. esini devirip bir koltuğa gömülerek an- latmağa basladı: — Söylediği gibi yaptım. Bahçenin köşesini dönünce arabamı < durdurdum. Kimse yok! Biran, bu kaçırma teklifinin yeğenim tarafmdan < benimle alay için uydurulduğunu zannettim. Diye bilirim Kİ, bu zan bende pek büyük bir teessür uyandırdı. Fakat yeğenime boş yere kız. muşım. Biraz sonra, onun, elinde bir pa- ket, bahçe yolunda koştuğunu © gördüm. Bahçe kapısını açtı, bir sıçrayışta ara. banın içine girdi. — Arkasından da ben bindim, Bu kısacık o duruşumuzdan bile istifade ederek uyuklayan emektar ara. bacıya : — Çek! dedim. Bir kız kaçırmak isterseniz dostlarım, mutlaka çok yaşlı arabacı tutmanızt si ze tavsiye ederim. Zavallılar daima u- yuklarlar. Başlarını bile çevirmezler; ve! hiç bir şey hatırlamazlar.. Hoş, siz bunu benden İyi bilirsiniz ya, neyse. Arabacı. mız sallandı, dizginleri hayvanlarım üze rinde şaklattı. Hazin bir ıslık çaldı. Ha. reket ettik . İlk hevecandan kurtulur rişanlıma döndüm, Hemen paket tutusturdu. — Al, dedi, iyi bir yere yerleştir. kurtulmaz. elime bir "Devamı Var) Istanbul Radyosu ME 7 vii 25 AĞUSTOS — 1038 PERŞEMBE Hicri: 1857 — Cemaziyel napim datayı dave 8,20 Sumam e e ar 5,20 1216 16,01 18,54 20,33 3,30 van 18,14 rüzgürlarının nihayeti Çocuk hediyesi kazananlar 6—B938 Tarihli bulmacanın halli aşağıdaki gividir. Bir Konsol Saati Kazanan Sedad. Kızıltoprak Şehirkâhyası s0 kağı No. 29 Büyük Bir Şişe Kolonya Kazanan Riza Kehas: Şehremini Yayla uzun Halil sokak 10 Bir Resim Albümü Kazanan Behcet Baykut:; Vefa Lisesi 1 — B, 210 Birer Küçük Esans Kazananlar İ — Sadi Azgın aşık paşa Karadeniz cd, 41, Z Cahit Pertevnihal Tisesi, 3 Fikret 15 inci okul 471, 4 Tükmen At- hay teşvikiye &.d. 41, 5 Ahmet Zeren şayarma ilk okulu 211, 6 Semiha kurmus na Fatih çelebi Süleyman 40, 7 Feyyaz Kutun Hayriye lisesi, 8 Gülçin arkut Hasfırın 9 Ömer ersun Sirkeci, 10 Yur- dagül çevik Hocapaşa, m3 Birer Dolma Kurşun Kalem kazananlar 11 — Meral Demirel P.T.T. memuru kızı, 12 Necdet tüzer watalca orta okul 81. 13 eşbir göktepe P.T.T, me, kizr, 14 B. Çağlı Samatya milli müdafa e.d., 15 Ferit yel İsmetpaşa cd. 16 Perihan al- tunel Fener, 17 Rukiye akbay Şek. E. Tatlı Pınar cd. 18 Sabri Ak Kabataş Misesi., 19 Muradiye deniz aptal camli So.k.9. 20 Edit de Jean Beyoğlu altıncı daire No. 10 21 ali kurt gençay ankara âtıfbey Ma, 221, 22 Ruziye Aslan Polis m. kızt tekirdağ, 23 ayhan açıkalın Laleli tay, Aap,. 1,23, 24 İbrahim Ubsay Sandıklı Sait bey zadeler, 25 Hayriinüsa tanyık dızı cerah, pa., karakol arka sokak, Birer Kalem Traş Kazananlar 26 Hicri istanbul lisesi 97, 27 Necdet kabataş lisesi, 28 Süzan ezaldemir Fe- ner, 29 yusuf galatasaray lisesi, 30 AL ye Altuncu fındıklı 31 Fevziye Sirkeci ibnikemal cd, 47, 32 Hamiyet arat ka- sımpaşa fırın Sokak., 33 Gülten Erbay Laleli genç Türk So. 40, 34 Gülümser altar Sarâçhanebaşr, 35 İskender tünay 36 Behice Kemal Fatih 37 LU özin Emirgan, 38 Ali sağlam Cağalo#lu, 39 Leman doğanay, 40 Lemi Taner Kadr köy Tinci okul, 41 Şahin gedik beyoğlu sofya Sokak 28, 42 Süzan gürsel kum kapı kadıryada, 43 İhsan Özbay 55 inci okul son 2 den, 44 Paruh Aksaray Se- lim paşa yokuşu, 45 Murassa tamtıkm Kadıköy Kalfa oğlu 69. 15 36 Ziya Al ban 51 inci okul,, 25 ARUSTOS — 1938 PERŞEMBE 18,30 plâkla dans musikisi, 19,15 Spor) musahabeleri, Eşref Şefik, 10,53 Borsa he berleri, 20 saat ayarı, Granviç rasalhı sinden naklen, Be ve arkadaşları tara, fından Türk musikisi ve hulk o şarkıları, 20,40 Hava raporu, 20,43 Ömer Tüza Doğ. rul tarafından arapça söylev, 21 saat ayarı orkestra, 21,30 şan İnci ve arkadaşları, 21)! 50 saş & ri, Refik Şemseddin ve arkir:| daşları, 22,10 Orkestra, Novotniden nak.) len, M. Kemol Akel idaresinde, 22,50 son haberler ve ertesi günün progrümı, 23 sa.) ata 19 ens plâklerı, 20,15 şarkılar, 20,40 mandalin örkes'rası, 21,30 radyo örkes- rası; 22,15 kale konser. BUDAPEŞTE: 18,30 cazbant, 10,50 askeri mando, 20,20 Yazan: karşı Rahmi YAGIZ Enver paşa, donanma kuman- danını çok asabi bir tavırla ladı Br Bahriahmer, Bezmiâlem, Mithatpaşa vapurlarının esaretile Osmanlılara isa. bet eden maddi zarar miktarı; bu inti kamla karşılanmış oluyordu, Fakat, Kat kas cephesinde, Rus kıtalarının çetin ta. arruzları karşısında sarsılan bakımsız, majzemesiz Osmani ordularına gönderi. len mühim miktardaki harp (eşyasının yok yere heba oluşu, Sarıkamış hezime- tinin doğuşunda mühim bir rol oynadı. ki, bu rol, ön plânda gelen âmiller ara- sında saytlabilir. Amiral Şoson, dik başlı, inatçı ve. kendisini beğenmiş, mağrur bir kuman, dandı. Kolçağın eline geçen (Osmanli trâns porlarının konvoysuz Karadenize #çil- malarım Şoson biraz da Bahriye neza. retine kabul ettiremediği fikrini tatbik için tercih etmiş, bir çok müracaatlara, muhtelif makamların ısrarlarına rağmen aldırış etmemiş, gemileri başıboş Karar denize çıkartmıştı. Amiralin bu işle güttüğü fikir şuydu: “Osmanlı donanmasile o karşılaşmağa, deniz muharebesine tutuşmağa bir türlü cesaret edemiyen Rus donanmasını böyle! bir av, bir yemleme ile denize açmak, sonra onu kıstırmak, dehşetli toplarile adamakıllı tarümar etmek, esir düşür. mek veya tamâmen batırmak, dı. Lâkin tecrübeli deniz kurdu Kolçak İstanbulda ki esrarengiz telsiz yasıtasile her işi za. manında haber almış. çok (ihtiyatlı bir hareketle yalnız Kagolu bu işe memur etmişharekâtın idaresini de bizzat omuz larma yüklenmiş, 1905 de amiral Cosima Ci Roenstveneki de Japon amiral! To- gonun karşısında düştüğü elim vaziyete giriftar olmaktan kurtarmış, Şosonu.da hırsından köpürterek (o maksadına var. maktan tam manasile alıkoymuştu. Sıvastopol bombardımanı Karadeniz deki Türk deniz hâkimiyetini bir defa daha teyit eden son hâdise oldu. Yavuzla Midilli birlikte yola çıktılar, yolda, aptiral Şoson Midilliyi o Trabzon sahillerinde bıraktı. Karadenizdeki Os manlı kıyılarının muhafazası Midilliye verildi. Yavuz döndü. Boğaza geldi. İs- tinyedeki demir mahalline funda etti. Amiral Şosonun hâdite hakkındaki ra poru nezarette pek iyi karşılanmadı, EL den çıkan üç ticaret gemi yüklü harp malzemesine ve İ yyareye mukabil Sıvastopolla Odesanın bombar- dımanı kâfi bir ivaz o sayılmadı. Ve. Şosonun bu hâdiseye tedbirsizlikle mey. dan verdiği hakkında bazı dedikodular, nezaret muhiti ile Türk bahriye zabitle- rinin ağızlarında dolaşmağa başladı. Sankamışta Rusların yeni bir taarruz. ları Osmanlı kuvvetlerini ricate mecbur etmiş, Hafız paşa ordusu Erzurumu tah liye ile Erzincan üzerine çekilmeğe ko. yulmuştu. Ricat hakkındaki o raporlar, İstanbuldaki umumi © karanâha Şoso- nun dönüşü sıralarında gelmisti, Enver paşa bu sefer adamakıllı kızdı. Şosonun tedbirsizliği yüzünden bu or. duya gönderilen malzemenin Rusların eline geçtili, bu sebeble Rus taarruzu” nun Osmanlı orduları aleyhine inkişat et tiği kanaatine varan renç ve asabi baş. kumandan vekili, Alman amiratini haşla mağa karar verdi. Yavuzun © İstanbul dönüşünden iki gün sonra Şoson Harbi. ye neazretine davet edildi. Enver paşa, donanma komutanımı çok asabi bir tavırla karşıladı. Amirale ters ve aksi bir suratla yer gösterdi; — Buyurun öotürun! Şosonun teşekkür etmesine bile mey- dan vermeden söze girişti; — Karadenizdeki hâdise hakkında ne. zarete verdiğiniz raporu (OOkudum. Ne yalan söylivevim; bir şey anlamadım 2“ mira. Bana izahat verir misiniz? temsil makli, BERLİN 19, orkesira, 20 bando, 21,410 o cazbant, 23,30 halk havaları, ve hafif müzik, 1 sere, matlar, VARŞOVA: 20 halk havaları, 20,50 konser, 22,10 caz! bant, 23 plâkla salon müziği, i ae Şoson toparlandı. Genç ve asabi dikta. tör başkumandan vekilinin bu sözlerin. den çatıklığını anladı. Anlattı: — İstinyede iken 4 gün evvel yarım yamalak bir telsiz aldım. Bunda, Karâ- denize gönderdiğimiz üç parça nakliye gemisinin Rus filosu tarafından taarru. za uğradığını istidlâl ettim. Derhal hare“ kete geçtim. Midilli ile birlikte telsizde yarısı yazılı olan Amasraya gittim, Rus Klosuna rastlayamadım. Araştırmalar yaptım. Gene bir şey bulamadım. Ne ge- milerimiz, nede düşman deniz kuvvetle. ri görünürde yoktu, Araştırmamı iletiye götürdüm. Sıvastopola kadar gittim.. O- rada da gemilere ve Rus filosuna tesadüt edemeyince şehri topa tuttum, Dönüşte Odesaya da uğradım. oOrasınıda bor. bardıman ettim. Ve boğaza geldim. — Gemileri niçin muhafız harp sefine sinin refakatinde yola çıkarmadınız? — Uzum görmedim. Çünkü, Kara. denizdeki hâkimiyet tamamen elimizde. idi. Gemilere verilen rota kanal üzerin- de seyir hattı tanzim ediyor, ve daima telsiz irtibatı yapılmasını da süvarilere tavsiye etmiş bulunuyorduk. — Bunlar kâfi ihtiyat tedbirleri değil. dir amiral!.. Enver paşanın gürler gibi bir söyleyiş" le ihtar ettiği noktada hakkı vardı. Mağ rur ve serkeş Şoson baştan ayağa kıpkır. mızı kesildi. Kekeler gibi mukabele etti; — Ben bu suretle bir maksat takip e. diyordum. — Ne maksadı? Osmanlı ordularının harp malezmesini düşman eline geçitmek miydi maksadınız? Şosonun kırmızı rengi morardı. Har- , biye nazırı devam etti 5 © < - — İbtiyatsızlığınız neye mal oldu bili. yor musunuz? söyliyeyim. Sarıkamış ta, Kafkas cephesinde umumi bir riçate.. Ordularımız bekledikleri harp edevatı. nı alamayınca mahrumiyet ve darlık İ. çinde kaldılar. Üstün Rus kuvvetlerinin karşısında Erzurumu boşalttılar, Erzin- can üzerinden iç Anadoluya ricate baş. ladrlar. Şoson yutkundu. o Nazır anlatmasını sürdürdü; — Bu feci netice, kimbilir ne sudan, hattâ ne çocukça bir maksatla; ordunun harp malzemesini götüren gemilerin ta rafmızdan himayesiz (bırakılması düş. man eline geçmesinden doğdu.. Amiral, bunu ihanet saymak, #zi ölüm cezasına çarptırmak, hain sıfatile kurşuna dizdir. mek işten bile değil.. Fakat bunu bu se fer de yapmıyacağım, sebebine gelince... Onu burada size söylemeğe lüzum gör. müyorum. Yalnız İstifanızı beklediğimi hatırınızda tutun.. Şosonun bu tehdid ve tavsiye karşr sında elleri ayakları kesilmiş, tepesinden aşağı kaynar bir su boşanmiştı.. Başku. mandan vekilinin ithamı yerindeydi. A. miralde itiraza ne bak, ne de mecal yardı, Nazırın ithamları devam ediyordu: —Donanmanın idaresini bilfiil ele al dığmiz günden bu ana kadar tek muvaf fakiyetiniz kaydedilmedi.'Tavsiyelerini- ze uydukça zarar görmekten başka bir netice almadık. İşte tahkim ettiğiniz Bo. Baz, işte payitaht sularında cirit oyna" yan, $izi demirinizde torpillemeğte geleni düşman tahtelbahirleri.. Şoson, mosmor rengine rağmen, bu 2. cı ithamın karşısında mağrur benliğinin içten gelen isyanını zapledemedi.. Oda. rın içinde mütehakkim bir ifade ile dola şan ve... ağız dolusu ithamlarla kendisi- ni üzen asabi başkumandan vekilinden müsaade istedi, Bütün söylenenlere top yektin kestirme bir cevap verdi : — Bunu size evvelce de arzetmiş, esir Fransız tahtelbahirini teftiş (ettiğiniz gün Haliçte, camialtı meydanmda tefer. rüntile anlatmıştım. Paşa, asabiyetten titriyen ellerini yan“ larına açtı, bağırdı: — Neyi ârzetmiştin amiral? / (Devamı Var) dek A ii