e 'a mükâfatı TUR Bakanlığı, — İstanbul'un wıkmq?erınde daha okuma odaları Memlekette kitabın yayıl- __ şlarda okuma — itiyadının ( tak Ması için yapılan her şey - « âalkış ve minnettarlıkla h a lâyıktır. Bunun için yeni M%mgı haberi karşısında: “a: hş _bi“-lt odalara kaç kişi devam edi:- ŞeY sormıyacağız.. Oralara Olmasa bile gene yeni odaların » doğrudur. bir şey aklıma geldi: Ba. erde kitap yazanlara mükâ- %&h İYOr; acaba bizde de okuyanlara ’%_ böyvmıse nasıl olur? Şaka etmiyo- q%î İt şey pekâlâ kabildir. Oku. l u*hlq.] *En sık gelip kitap istiyenlerin b"'kaa İf Ve sene sonunda, içlerin: h,mâkışıye mükâfat verilir. Şim- Co UÇ türlü mükâfat geliyor: k ok Uma mükâfatı, ' 3__ “Duk okuma mükâfatı, Uduğunu iyi anlama mükâfatı. t fabuk okumayı tesbit etmek ) blttabı aldıkları kitapları bir )%n bi Çinde geri getirenlerin, birçok hhlıqı: Tçok sayfaları atlamış olmaları fakat bu da münasip usullerle f! l'a çok çabuk — okumanın ne M bilir?,, demeyiniz. Anlaşılma" ahuş kitaptan da gene az çok T; hem kafa alışır, nihayet an- h haSlar : M ÂAçıkçasını — söyliyeyim: Ete kitapları yutmak istiyen, devırmış olmakla iftihar e. erm de lüzumu vardır. Kitap Tetağ gibi, müşteri ister; anla- arın, evlerinde yüzlerce, y ğf';?? Üa , Müharrir geçinir, anlayışlı ka- wm kitap bulur. Anlamadan ' k%kq aleyhinde —bulunmak, mu.- Üşmez, nankörlük olur. !ş mmükâfata, yani okuduğunu iyi Ükâfatma gelince bunun için kil etmek lâzımdır. O mükâ- hiı l—*Stı:.a'enle:r her okudukları ki- % da bir iki sayfalık bir hülâsa İabi Yazarlar, sonra bir şifaht im- 1 tutulmaları da kabildir. Bu sonra, heyetin en çok tak- kan veya kariler mükâfatı a- %tmekatlar için bittabi yaş kayıt. de kabildir. Çabuk oku: llr M Uğunu iyi anlamak hususun- a yetişmiş bir adam elbette ko numaralara, — yaşa göre Ynıak da kabildir. Hiç şüphe- " ' şleri.ilimden aldıkları salâhi- Mtamk pedagoglar vardır. | Mmaddi bir menfaat bekle. Niçıq_ı değildir, biz gençlere sırf zevk % llk gösterecek bir. zaman. Maddi menfaat — endişesi İle hoş görmeliyiz; onların ! %n tîlnmıac::ı,kları, bir ihtiyaç 8 ıwm;çm okumaları mümkündür. |. wmymak için hiç bir ça- tan kaçınmıyalım. f mumu.h ATAÇ l k büyük bir silâh fabri- İh Sîînîıd[r Korli şehri civarında, hiı- © — dolaşmlabilecek kadar abiri anlatıyor: elenin karıları ve çocuk bi gelmiş, bu suretle 40 bin ze"glnleşhrmek için kitap o- l"'llîde hidayete ermesi, yani Yük bir silâh | %ğğ; Üzerinde yapılan bu fab- hizlaı. labalık toplanmıştır. ; bunun için kariler muhte.- %[ a!ı'l'llabıîecegı gibi heyetin aşılamalıyız... Bu düşünce- Fakat bugün biz, böyle değil, gösteriş için değil, sa- için, ne olduğunu kendile- AÇ '% '“'Sl yapıyor tere çon gazetesinin yazdığına *ğîn zi dan Mürekkeptir ve inşaat. w "Pq in 1 Çalışmaktadır. kücalarmg : d'?hfı Belip ne yaptığınızı gör- l'l da ŞU cevabhı veriyorlar: tarla halinden çıktığı hiçbir kadın ayak bas- tdilebilir. “İyi anlamıyacak ol.' A GCeki Kugan ve Betti Grebl PHolivud, bu mesut izdivacı yadırgayor ! Ceki, karısile birlikte bir film çevirecek mli ? Ceki Kugan ile karısı Betti Grebl bütün Holivudun ve Amerikanım dedikodu mevzuunu teşkil etmektedir. Buna birçok söbep vardır. Bunların başında Ceki Kugan'ın bundan evvel hiçbir aşk macerası geçirmemiş olması ve İlk se vdiği kızla evlenmesidir. Artistler arasında nişanlanmalara, dedikodulu maceralara, evlenip boşanmala. ra alışmış olan Holivut Ceki Kugan'ın bu “mes'ut İzdivacını,, yadırgamış, önün da dillerde dolaşan aşk maceralarıma kahraman olmasımı istemiştir. Fakat yirmi sene kadar evvel bütün kadınların afacan bir çocuk olarak sevdik- leri Ceki, büyüdükten sonra yn_lnxz bir tgk ka;lmı sevmiş ve derhal onunla evlen- miştir, Altı yaşında meşhur bir artist, on yaşında milyoner olan Ceki, bugün yalnız Betti Grebl'i'n kocasıdır ve Holivut civarındaki köşklerinde onunla mes'ut bir hayat geçirmektedir. Amerikan halkını Ceki Kugan'la meş gul eden şeylerden biri de eski çocuk ar. tistin, annesi aleyhine açtığı son davadır, Muhakeme hâlâ devam ediyor ve aldığı şekle göre, Ceki'nin kazanması daha kuv vetle ihtimal dahiline giriyor. Bundan başka, Ceki Kugan'la Betti Grebl'in beraber bir filim çevirecekleri de söyleniyor. Ceki'nin sinemaya tekrar girmek ihtimali meşhur erkek artistlerden bazılarını kıskandırmakta ve bu da, aleyhindeki dedikodulara diğer bir sebep teşkil etmektedir. Bir k_ız bacaklarını kiraya veriyor! Dünyanın en güzel bacaklarından sinemada Kimin bacağı en güzel? Bunu sormak ve tayin etmek belki yirminci asra kadar kimsenin aklına gelmezdi. Fakat yirminci asrın sinema dünyası ortaya bir çok tuhaflıklar ve yenilikler attığı gibi bu modayı da çı. kardı “Dünyanın en güzel bacakları,, ün. vanı Fransız Müzik Hol artistlerinden Mistingetin bacaklarına verilmişti. On idan sonra bu ünvanı Con Kravford al- dr. Esasen artiste sinema yolunu açan da bu müvaffakıyeti(?) olmuştur: Tanınmamış bir sima iken, ÂAmeri. kada bulunduğu şehirdeki bir güzel bacak müsabakasına girip birinciliği kazanan Con Kravford bu şöhreti ile sinema dünyasının kapısından içeri gir- miş ve orada da ayrıca meşhur olmüş- tit Fakat Con Kravford, sinemada di. ğer muvaffakıyetleriyle daha fafla şöh ret kazanmış olacak ki, bir müddet bacaklarınım şampiyonluğu unutulmuş ve dünyanın en güzel bacakları, Mar. len Ditrihin bacakları olarak ilân edil- miştir. Fakat, az sonra Marlen Ditrihi de gölgede bırakacak derecede güzel ba. caklı bir artist, ortaya çıkmış ve bu ünvan ondan alınarak yeni yıldıza ve- tilmiştir. Lâkin, bu en güzel bacaklı yıldızın şimdiye kadar yüzünü görmek hiç bir nasıl istifade ediliyormuş ? sinema seyircisine nasip olmamıştır. Çünkü Mis Verdin Stapleton isrşinde- ki bu artist filmlerde bacaklarını meş. hur artistlere kiraya vermektedir. Bü ğarip şey de; sinema hileleri ile mümkün olan mucizelerden biridir. Meselâ bir artistin, çevirdiği filmde dansetmesi, çok güzel bedii rakslar yapması lâzımdır. ÂArtist belki bu ka- biliyettedir, fakat bacakları güzel de. ğildir. Yahut ta bacakları çok güzeldir | de iyi raksetmesini bilmez. İşte o zaman Verdin Stapletonun ba- caklarına müracaat edilir. Meselâ, A, lis Bradinin çevirdiği bir filmde böyle yapılmıştır : Filmi Alis Bradi istediği gibi çevi- riyor. Raks sahnesini de kendi bacak- ları ile, becerebildiği kadar yapiyor. Bu sahnede yüzünün ifadeleri, kollarının hareketleri gayet güzeldir. Fakat ba - cakları iyi dansetmesini bilmiyor. Kolayı var: Ayni raks sahnesini gü. zel bacaklı Verdin Stapleton'a tekrar etiriyorlar ve sahnenin bu ikinci filmi alındıktan sonra birinin üst kısmı öte- kinin alt kısmına ekleniyor ve Alis Bradi'nin çehresi, göğsü ve kollarının altında Verdin Stapletonun bacakları raksediyor. Başkasının bacakları ile dansetmek artistleri her halde yormaz amma, kendi bacaklarını başkasına kiraya ver mekten Stapleton artık bıkmıştır. ve Ceki Kuganın niçin aşk maceraları vokmuş" - Meş'um kadın Yeniden cinayetlere sebep oluyor Pariste Korsikalıların kan güdme â. detleri yüzünden dört sene eyvvel işlenen bir cinayeti, kahramanlarından birinin * daha öldürülmesi üzerine analtmıştık. Köş isminde bir adamın beş yaşındaki çocuğunun öldürülmesi yüzünden evvelâ Stefani' kardeşlerden — intikam alınmış, sonra çocuğun annesi Madlen Köşün dos|” tu Antuan Foota rakibini öldürmeye te- | şebbüs etmiştir, Faota bugün yedi sene ağır hapse mahküm olarak hapishanede. dir. Uzun müddettenberi Madlen Köşden bahsedilmemişti. Bugün ise Madlen yeni bir cinayetteki rolü ile meşum kadın o. larak ortaya çıkmaktadır. l1 ağustos günü Marsilya sokakların- dan birinde tabanca kurşunu ile öldürül- müş bir adam cesedi bulunuyor. Tahki. kat neticesinde bunun Alfred Smila is- minde bir adam olduğu anlaşılıyor. Fa- kat niçin öldürüldüğü uzun müddet meç. hul kalıyor. Hâdisenin esrarı nihayet bugün çözül- müş ve altından Madlen Köşün meşum kadın çehresi çıkmıştır: Dört sene evvel, —çocuğunun öldüğü hastanede: — Korkuyorum! Korkuyorum! Ben- den de intikam alacaklar! diye ağlayan| kadın o zaman Parisin emniyetli bir ye. rine çekilip Monmartr'deki Korsikalı haydutlardan kaçmağa niyet etmişti. Fakat, kadının —Pariste oturmasına Korsikalılar müsaade etmemişler ve ken- disini mütemadi bir tehdit altında bulun durmuşlardır. Bunun üzerine Madlen Köş Paristen kalkıyor, Marsilyaya gidiyor. Fakat, Marsilyada kadın gene kendisi- ni emniyette hissetmiyor ve orada kendi. sine bir hami buluyor. Bu Alfred Smila isminde bir adamdır. Fakat, Alfred Smilariım Madlen üzerin- deki bu hâmiliği . Piyer Üze fsmindeki arkadaşı kıskanıyor ve Madleni — kendi himayesine alacağını, onu — bırakmasını Alfrede söylüyor. Alfred bunu kabul etmiyor ve bunun üzerine, Madlenin sebeb olduğu yeni bir intikam mücadelesi başlıyor. Neticede in tükamını alan Piyerdir. Bir gece, kaynanasının ve karısının yardımı ile Alfredi evinde bir tuzağa dü. şürüyor ve orada beynine bir tabanca sı- Doktomn optnğu k:z Meşhur doktfor hizmetçisine âşık ! 'Kızcağız, zorla öpüldüğü için dava açtı İngilterede bir kasabanın meşhur dok- toru, hizmetçisini öpmek cürmü ile mah. kemeye verilmiş ve 30 lira para cezasına mahküm edilmiştir.. Doktor Bernard Kelli evvelâ suçunu inkâr etmiş, sonra itirafta bulunmuştur. Kendisini dava eden hizmetçi kız, Me- ri Fayngan mahkemede — hâdiseyi şöyle anlatıyor: : — Mutfakta yemek pişiriyordum. Dok tor içeri geldi: “Bakayım tırnakların kir- li mi?,, diye ellerimi tuttu ve boynuma sarıldı. İşi anladım, derhal kendisini it. tüm, Fakat o zaman daha büyük bir kuv- vetle boynuma atıldı ve beni zorla öptü.. Hizmetçi kız, bundan sonra, evden çı- kıp gidiyor ve sokakta polis komiserinin karısma rastgeliyor. Komiserin oğlu ile meri nişanlı gibidirler.. Vaziyeti müstak bel kaynanasından başka kime daha iyi anlatabilir? Doktorun kendisine yaptığı münasebetsiz hareketi söylüyor ve kadı. nm taysiyesi ile mister Bernard Kelliyi dava ediyor, Meri bundan sonra artık doktorun ya- nında çalışmıyacağını söylemektedir. Ka- sabada da doktorun şerefi ve itibarı &I. fira inmiştir.. karak öldürüyor.. Marsilyada yeni bir cinayete sebeb olan bu cinayetin de intikamı alınmak ihtimali olduğu için uzayacak yeni bir kanlı hâdiseler serisinde tekrar kahra- man rolüne başlayan Madlen Köş me. şum kadın çehresi ile Marsilya sokakla- rında dolaşmakta ve belki de kendisine yeni bir hami aramaktadır. Rasgele eee Erkekler de yaşlarını saklarlar mı? DÜN bizim Nurullah Ataç fıkrasında yıldönümünü kaleme almıştı. Ya- zısında hangi ayın kaçında doğduğunu söyliyen münekkid, hangi yıl- da doğduğunu söylemekten çekiniyordu. Dün idarehaneye geldiği zaman ya- zısındaki bu ehemmiyetli noktayı kendisine işaret ederek sebebini soran bir arkadaşa o önce cevap vermedi. Başka mevzular üzerinde dolaştı. Israrı üze- rine: — Söylemem, dedi. Çünkü yüzüme bakıp bana bir yaş biçenleri sukutu hayale uğratırım. Genç, yaşlı görünürüm. Yaşımı yazıp, yahut söyleyip de kimseyi hayrete düşürmek istemiyorum. Nurullah Ataçın bu sözlerinden ben neşu ve ne de bu manâyı çıkardım. Sarahaten demek istiyor ki ben de Suat Deryvişle bir fikirdeyim, bütün vücudu ve çehresi ile film çe. draya gelmiş ve İngiliz sinemalarında iş aramağa başlamıştır. Hattâ, stüdyo. latın açtığı güzel bacak müsabakala- tından birine bile girmek niyetindedir, virmek istemekte'dir. Amerikan stüdyolarında böyle bir vazife bulamıyan mis Stapleton Lon -