m A A e ee Paralarımı bankaya nasıl yatırdım ? Yazan: Ben, her hangi bir bankaya girer girmez, derhal kendimi kaybederim. Bankadaki memur kalabalığı, demir ka» fesli pencereler, para manzaraları beni #erseme çevirir, Her hangi bir işimi görmek kastiyle bankanın eşiğinden adım atar atmaz Adeta aptallaşırım. Pakat, vaktaki aylığım yüz dolara çikti, paramı ancak bankada saklı. yabileceğime kanaat getirdim. Kendime çekidüzen vererek, binbir azsp İçinde bankaya girdim, memurla sa şöylece bir.göz gezdirdim. Kendi namıma bir hesap açtırmdana Önce, banka direktörüyle görüşmek icap ede. ceğini düşündüm. Üzerinde “cari hesap,, yazı bulu. nan bir pencerey yaklaştım. Buradaki memur, uzun boylu, soğuk bir adamdı. Onun, sadece manzarası bile beni yerin dibine geçirdi. Sesim, mezartlan geli yormuş gibi boğuk boğuk çıkmağa baş- Jadı: — Banka direktörünü görebilir mi. yim? diye sordum. - ve mânalı bir tarzda ilâve ettim, - Fakat yalnız ola rak.. “Fakat yalnız olarak,, cümlesini ni. gin söylediğimi ben de bilmiyorum. Memur: — Hay, hay, dedi. Ve banka direk- #örünü çağırmak üzere birisini gön - derdi. Direktör, gerliferli, ciddi bir adamdı, — Siz direktör müsünüz? diye sor- dum. Esasen böyle olduğunu tahmin e. diyordum. » Direktör , — Evet, dedi, ben direktörüm. — Sizi yalnızca görmek mümkün mü?, Bu “Yalnızca, kelimesini tekrar etmenin hiç te mânası yoktu, Fakat bu kelimeyi telâffuz etmeden söyliyece - ğim şeylerde bana mânasız görünüyor du, Banka direktörü korku ile yüzüme baktı. Adamcağız, kendisine müthiş bir hakikatten bahsedeceğimi sanıyor. du. — Buyurunuz, şu tarafa gidelim, de. di... Ve beni hususi bir odaya götürdü. "Anahtarla oda kapısını açtıktan sonra: — Burada bize kimse mâni olmaz, diye ilâve etti. Buyurunuz, oturunuz! Karşılıklı oturduk ve biribirimizin yüzüne bakmağa başladık. Birdenbire sesim kaybolmuştu. — Her halde Nat - Pinkertonun bü rosundan geliyorsunuzdur, dedi. Esrarengiz halimden ötürü herif beni polis hafiyesi zannetmişti, Pinkertona rakip bir müesseseden geldiğim hissini vermek için: Muharriri tanrmadığımızı anlayınca şaşırdı. Fakat meselede şaşılacık hiç bir şey göremiyordum. Çünkü yaşir başir adamların böyle tezler yazmağa kalkışmasını tuhaf addetiğimi kendisi- ne söyledim. Zira, kız kardeşim henüz on bir yas şında ve ilkmektebe giderken boyuna tez yazardı. Bir gün istasyona giderek Şikagodan yeni gelmekte olan di. ğer aktörleri karşıladık, Yeni kızımız, siyah saçlı, karagözlü, sevimli bir ba- yandı. Daha başlangıçta hayranr olu- vermiştim. Adı Mis Pegey Blevins idi. İki gün sonra Mis Stedmandan mektup yaptım, a een © Mis Pegiy Stefen Likok — Hayır, ben Pinkertonun bürosuna mensup değilim, dedim. Bir müddet düşündükten sonra, gü ya beni yâlan söylemeğe mecbur etmiş. lermiş gibi, bir nedamet duyarak; — Size doğrusunu söyliyeyim mi, Ben polia hafiyesi falan değilim.. Ben, bankamıza cari bir hesap açtırmak Üze- re geldim. Bütün paralarımı bankanıza vermek istiyorum. Bu sözler üzerine banka direktörü biras hafifledi, Fakat ciddiyetini mu » bafaza etmekte devam etti, Fakat adamın yüzünden edindiğim in- tibalara göre beni Roçildin oğulların - dan biri zannettiğini anladım: — Yanılmıyorsam büylük bir hesap açtırmak niyetindesiniz, değil mi © fendim? diye sordu. — Evet, dedim, çok büyük bir he sap.. Bir defa da elli altr dolar yatıra- cağun; ondan sonra da hir ay munta. zaman ellişer dolar yatıracağım.. Banka direktörü ayağa kalktı, bir kapıyı açarak, bir memur çağırdı. Ku lakları urmalayacak kadar yülsek bir sesle; — Mister Montbomeri, dedi, bu €- fendi cari bir hesap açtırıyor; şimdi elli altı dolar yatırmak istiyor.. Haydi bakalım, güle gülel.. Ayağa kalktım. Odanın duvarlarından birinin içinde kocaman bir demir kapı açık duruyor- du, — Allaharsmarladık, dedim ve kasa- nm içine girdim.. Direktör soğuk bir tavırla: — Dışarı dedi, ve bana bir *3 iii ber Bir memurun oturduğu kücük bir pencereye yaklaştım. Sinirli bir tavırla, yumak haline getirdiğim elimdeki para- ları ona uzattım. Yüzüm sapsarıydı? — İşte, dedim, bu paraları yatıracak- sınız!.. Memur, kendisine uzattığım paraları aldı ve onları bir başka memura uzattı. Bu ikinci memur, bana uzattığı biz kâ. ğrda para miktarını ve iamlıni yazma mı söyledi. Bundan sonra ne yaptığı » mın pek farkında değildim, Önümde bir çek defteri Muruyordu. Boğuk ve titrek bir sesle sordum: — Parâlarım yatırıldı mı?. — Evet yatırıldı. — Şu halde ben bir çek yazıp bir miktar para çekebilirim, değil mi? de dim. Zaruri masraflarım için altı dolar pa ra çekmek fikri kafama geldi. Birisi küçük pencereden hir çek def teri uzattı; bir Biğeri de çeki doldur- mam lâzım geleceğini söyledi. Orada bulunanlarda, malâl bir milk Başaktör, otel defterine ismini şöy- le kaydetmişti ; Mişter FP. Frank Froyn& kendisiyle birlikte bu deftere George W. Çowldock ismini yüzan biri daha vardr. Yakışıklı Proyne yeni yerini pek ya- dırgamıştı. Oklahomaya hiç te yakışmı yordu. Halbuki orta yaşı Couldoek, bir hafta sonra herhangi bir kimseden sigara kâğil: ve tütün isteyecek kadar açılmıştı. Mis Peggy, âta binmesini bilmiyor du. Bir hafta da onu en iyi bir süvari gibi dört nala kalkacak kadar binici | Aman yüksek tekniğinin nrasağ Mari HABER — Akşam postası MENDE RADYOLARIDIR | şaheseri 19 AĞUSTOS e 1988 Umumi vekili: Faruk Tunay Galata Bankalö'| caddesi Anadolu için acenteler aranıyör 5 gum Alman Sankt Georg Kız Okulu — (Leyli ve Nehari) İlk, orta ve Ticaret kısımları, Esas tedrisat Almanca ve Türkçe olup ayrıca Fransızca ve İngilizce d€ öğre” Kayıt muamelesi Ağustosun 2. ATEŞE ETT Okulun açılışı 18 Eylüldedir. No. 73 2 sinden itibaren saat 9 - 12 raddelerindedir. 4 Boğaziçi liseleri direktörlüğündel Orta ve Lise kasımlarınım son &ın:i bütünleme sınavlarına 1 Eylül ve diğer sınıfların bütünleme $ ğ 4 eylülde başlanacaktır. Alâkadarlarm mektebe müracaatla programları öğrenmeleri. — yener olduğum fikri uyandı, Bir çek defterine bir şeyler yazdım ve memura uzattım. Memur, kendisine uzattığım çeke bir göz attı; — Nasıl? diye hâyretle sordu, de « mek ki siz bütün yatırdığınız parayı geri aliryorsunuz?, Çek defterine altı dolar yazacak yer- de elli altr dolar yazdığımı anladım .. Bu mesele ürerinde muhakeme yürür meğe vaktim yoktu. Bütün olan biten. leri izah etmek mümkün olmadığı hak. kında bende bir fikir uyandı, Yer açılmış ta, ben Adeta yerin (dibi. ne girmiştim: — Evet hepsini, dedim. — Demek siz bankadaki bütün pâra- larınızı geri çekiyorsunuz? — Evet, son santimine kadar, Memur büyük bir hayret içinde: — Demek siz bundan sonra bankaya hiç bir zaman tek bir santim yatırma- mak niyetindesiniz?. dedi, — Evet, hiç bir zaman, . Ben Çek yazarken ber bângi biz g€- ye gücendiğime dair banka memurla" rırida bir kanaat uyandığı hakkında ak- kma budalaca bir fikir geldi. Dargın ve güçenmiş bir insan hali takınmağı ça Hgtem. Memur, paralar vermeğe hazırlan. dr — Nasıl tediye etmemi emrediyorsu- nuz? diye sordu. — Anlayamadım? — Nasıl tediye etmemi emrediyer- bir avukatın karısıdır. Hâlâ onunla mektuplaşır ve Noel yortularında biri- birimize cicibici kartlar göndeririz. Son aldığım resimlerinklen biri onun hâlâ güzellik ve inceliğini muhafaza ettiğini göstermektedir. Evlenip © te, ev bakmak mesleğine girince sinema âlemi hakikaten iyi bir aza kaybetti, Ihtiyar Couldockal ben #rkıfıkı ah- bap olduk, ölümünden birkaç sene ev. vel Nevyorka gittiğim zaman, beni Gramerey meydanındaki oyuncular klü büne götürmüş ve orada Jetın Drev, Francis Vikson, David Bebasco, Steel Mackaye, Villam Faversham gibi meş- hur aktörlerle tanıştırmıştı. O vakitler tiyatroya mensup olanlar, #inemacrlara ehemmiyet o vermezlerdi. Hâlâ de öyledirler. Zannedirim ki be nimle tanışmalarından fazla mütehassiş olmadılar, fakat ben fevkalâde müte. hassis olmuştum. Ne centilmen İns lardı ve bana karşı ne kadar iyi mua melede bulunmuşlardı! Bir gün Mister A. B. Chatsvorth Ma. göuley gelerek: — Demek Uraus denilen adam ser- ia e izi . Inhisarlar U: Müdürlüğün©” | — Teftişi tekarrür eden Balıkesir, Akhisar, Afyon ve Yalova İdareleri için idaremizce kabul edilene e ve şartnameleri mucibince yaptırılacak 1342 parça eşya kapsi eksiltmeye konmuştur. 1) — Muhammen bedeli 30776 lira 61 kuruş ve muvâkkât amini liradır. III — Eksiltme 22 - VTİİ - 938 tarihine rastlayan pazartesi çün Kabataşta Levarım ve Mübayaat Şubesindeki Alım komisyonunda IV — Şartname ve resimler 1.53 dürlüklerinden almabilir. dir. VI — Mühürlü teklif mektubunu, adı geçen Alım Komisyonu Başkanlığına dır, (5105) Bunuz?, — Ha, evet, - memurun şsualini an. lamıştım. Düşünmeğe lüzum görme den cevap verdim, - Ellişerlik olsun. Memur bana ellilik bir banknot u. zattı ,. — Ya geri kalan altr eları?, — Onları da altışarlık veriniz! Memur, altı dolarlık bir banknot da» ha uzattı, Ben, kendimi bankadan dr garı attım. yanı'ıyorsun, ben Tom Anlayamadığını söyliyerek kollarımı ve omüzlarımı gözden geçirdi; ğ — Ya, demek ki sen bir öküzü de virebileceğini zannediyorsun ha?. Sualini sordu. — Böyle bir şeyi düşündüğüm bile yok, çünkü senin, ailenin ve komşula. rının Londra civarında göremiyeceğiniz çapta bir öküzü bundan evvel yere at- miştım, — Fakat ayni zamanda öküzün boy- nunu kıracaksın, Buna dair sana bir geyler söylemediler mi? Buna doğrusu güldlim, Çünkü öküz yarışlarında hayvanın boynunu kırmak, rizamnameye muhalifi, Öküzün boy. nunu kırmak, kı:mamaktan daha kolay dır ama ben bunu kendisine söyleme- dim. — Dostum, aklımı başına topla, Bu filmde en mühim rol senindir. Sen şu öküzün boynunu hem de lüzumu veçhi- lekırda bakne olursun. Sinama Âle minde milyonlar kazan:tem, Bu sözler kulağıma pekte fena m a bana da Jâzım clan sa Jar Umum Müdürlüğü Levazım ve Mübayaat Şubesiyle Ankara vel V — Eksiltmeye iştirak etmek istiyenlerin şiendiye katlar en aşağ Hralık bu gibi işleri muvaffakıyetle yapmış olduklarını gösterir va lar İnşaat Şubesine ibrar ederek mukabilinde bir ehliyet vesikası 4 İk ehliyet vesikası, yüzde 7,5 güvenme parası makbuzu veya . ihtiva edecek olan kapalı zarfların eksiltme günü en geç saat 108 gi” Telefon: 44333 İkmal imtihanları Eylülün 12 ge”) pe Bursa, Edirne, Erzurum, ze 4 lira bedel mukabilinde bereli kanuni vesaik ve V inci 9” makbuz mukabilinde Kocaman kapımın nışımdan önce içeride bir nı koptuğunu işittim. i İşte o gündenberi paralar ya vermeyorum. Gündelik için lâzrm gelen paraları, rımın cebinde taşıyorum. paraları ise, gümüş olar” içinde saklıyorum. ÇevireB? Ferab (Mak Koley) fena bir 8 miyordu, ancak ay bir du, Bu sözlerim şimi reletörleri hakkında mr bir kaç tane maasi eğ az, Eğer söylediklerimde 8a bunlardan bir kaç tane y nuz, Film mevzuundan başka bahis açınız. Gani e bigileri yok denecek kel vi w San'atlarından gâayfi adamlardır. Direktöriin çetrefil elik bir türlü beceremediği EZ den onu A, B. C. diye Göl dık ve nihayet daha va sadece “Alfabe,, dedik. madı, * Bu rada ihtiyar Ce ri için bana bir kitap mini çekeceğimiz Tl K yazan adamın iaenini direk p docktan başka kinse du, Kitabı okumağa vara benim için çek çi #öremedim. İçindeki İn İ mubarririn isminden ©